• Sonuç bulunamadı

Trabzon yöresi sanatcıların (ressamların)çağdaş Türk resmindeki yeri ve sanat eğitimine katkıları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Trabzon yöresi sanatcıların (ressamların)çağdaş Türk resmindeki yeri ve sanat eğitimine katkıları"

Copied!
127
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI RESİM-İŞ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

TRABZON YÖRESİ SANATÇILARIN (RESSAMLARIN)

ÇAĞDAŞ TÜRK RESMİNDEKİ YERİ ve SANAT

EĞİTİMİNE KATKILARI

Danışman

Doç. Dr. Alaybey KAROĞLU

Hazırlayan Emre ŞEN 064217021004

(2)

İÇİNDEKİLER

ÖZET ...v

SUMMARY ...vi

BÖLÜM 1. GİRİŞ ...1

1.1. Araştırmanın Konusu...4

1.2. Araştırmanın Amacı ve Önemi ...5

1.3. Araştırmanın Yöntemi ...6

BÖLÜM 2. TÜRKİYE’DE SANAT EĞİTİMİ ...7

2. Sanat Eğitimi...7

2.1. Cumhuriyet Dönemi Sanat Eğitimi...7

BÖLÜM 3. TRABZON YÖRESİ RESSAMLAR ...16

3.1. Abdulkadir Yıldırım ...16

3.2. Adil Salih ...20

3.3. Alaybey Karoğlu...23

3.4. Ali Candaş...26

3.5. Aydın Ayan...29

3.6. Bedri Rahmi Eyüboğlu ...41

3.7. Ceyhan Murathanoğlu...44

3.8. Haydar Durmuş...46

(3)

3.10. Mustafa Ata...52

3.11. Mustafa Ayaz ...55

3.12. Mustafa Hikmet Malkoç ...67

3.13. Mustafa Sekban...69

3.14. Nedret Sekban...71

3.15. Orhan Peker ...77

3.16. Osman Akbay ...84

3.17. Osman Zeki Demirkale...86

3.18. Sali Turan...88

3.19. Selçuk Cantaş...91

3.20. Süleyman Saim Tekcan ...93

3.21. Şakir Sağlam ...100

3.22. Turgut Candaş...103

3.23. Veysel Günay...105

3.24. Yusuf Katipoğlu...108

BÖLÜM 4. TRABZON YÖRESİ RESSAMLARIN TÜRK SANAT EĞİTİMİNE KATKILARI...112

SONUÇ ...115

(4)

ÖNSÖZ

Trabzon sahip olduğu özellikleri bakımından kendinden bir kültür ve sanat şehri olarak söz ettirmiştir. Ayrıca Venedik, Ceneviz Krallığı, Gürcü, Laz, Rum ve Türk kültürünün birleştiği tek il olma özelliği de taşımıştır. Kentin entelektüel kimliğiyle ilgili ilk bilgi Şiranlı Anan tarafından verilmektedir. VII. yüzyılın en önemli filozoflarından biri olan Tukakos’un Trabzon doğumlu olduğu ve kentte bir okul açtığı bilinmektedir. Ayrıca Aristo felsefesi ekolünün önemli temsilcilerinden biri olan Georgios’un da Trabzon’da doğup Trabzon’da yetiştiği bilinmektedir.

Fatihin 1461 yılında fethettiği Yavuz Sultan Selimin 22 yıl valiliğini yaptığı Kanuni Sultan Süleyman’ın doğup büyütüğü bu kent kültür ve sanat alanın da önemli merkez olma özelliği yanı sıra bir şehzadeler şehri olarakta anılmaktatır.

Çeşitli kültürlerin birleşip zenginleştirtiği Trabzon Bölgesi geçmişten günümüze kadar pekçok sanatcı yetiştirdiği bilinmektedir.Uzun bir geçmişe sahip olan Türk Resim Sanatınının bütünlüğü ele alındığında Trabzon kökenli sanatcıların hatırı sayılır bir varlık ortaya koydukları görünmektedir. Sanatçıların yetiştiği ortam kültür ve etkileşimleri bilinmedikçe, sanatçıyı ve sanat eserini anlamak mümkün olmamaktatır.

Bu bağlamda Trabzon’un Türk kültür ve sanat dünyasında önemli bir yeri olduğu yüzeysel bir araştırmada bile anlaşılabilir. Trabzonlu sanatçıların sayısal ve niteliksel varlığı bu gerçeği ifade etmektedir. Söz konusu sanatçılar tek tek ele alınıp biyografik araştırmalar yapılmış olmasına rağmen Trabzonlu sanatçıları, bütünsel olarak ele alan, sanat ve sanat eğitimi yönünden değerlendiren bir çalışma henüz yapılmamıştır. Bu yönüyle söz konusu araştırmamız özgün ve önemli bir açığı kapatacak nitelik alacağı düşünülmektetir.

Bu araştırmayı yaparken, sanatçılar ile ilgili yayınlanmış yazılı kaynakların yanı sıra sanatçılarla görüşülerek sanat eğimiyle ilgili görüşleri de değerlendirilmiştir. Çalışmamın hazırlanma sürecinde bana yardımlarını esirgemeyen Müzeyyen Aksöz, çalışmama yön veren Doç.Dr. Alaybey Karoğlu’na teşekkürlerim sonsuzdur.

Emre ŞEN KONYA–2009

(5)

ÖZET

Türk Resim Sanatında önemli bir yer teşkil eden Trabzonlu ressamlar sanat eğitimi alanında ülkemize büyük katkılar sağlamıştır. Trabzon coğrafyasının getirileri olarak insanlarının çevreye duyarlı olmaları Resim Sanatımızda önemli isimlerin bu bölgede yaşamış olmalarıyla ilişkili düşünülebilir.

Üretkenliği ve farklı kişiliğiyle bilinen yöre insanı, ülkenin hemen hemen tüm coğrafyasına dağılmış ve gittikleri coğrafyalara da ayak uydurarak o bölgelerde de üretkenliklerini devam ettirmişlerdir.

Sanat eğitiminde, Çağdaş Türk Resim Sanatımızın oluşumundan bugüne kadar gecen sürede Trabzonlu sanatçıların sayısal ve nitelik olarak değeri azımsanmıyacak ölcüdedir.Yöreselliğin evrenselliğe varacağını kabullenmiş Trabzonlu sanatçılar, yaşadıkları kültürel değerlerden ödün vermeden eserlerinden yerel motifleri ve temaları eksik etmemişlerdir.

(6)

SUMMARY

The İnfringer from Trabzon who has constituted an important part in turkish drawing made a major contribution to art education. We may come into contact with why important infringer has lived in this region is that the magnificent wiev of the Trabzons geographical condition.

The Local people of Trabzon, who are famous for their productivity and diffrent personality, have spread the diffrenet part of Turkey. They have adapted the lifestyle of the region, where they migrated, and went on to produce art work.

İn the art education, since the formation of modern drawing till today, number of the infringer from trabzon and their quality has been beyond the avarage. The infringer from Trabzon who has accepted the main concern between locality and universality, they have always in stock the local pattern and theme without conceding the culturel value which they have.

(7)

BÖLÜM 1. GİRİŞ

Bu araştırma Trabzon yöresi plastik sanatlarını konu olarak ele almakta ve konuyu bütün boyutlarıyla incelemektetir. Çağdaş Türk Resim sanatı tarihi içerisinde değerlendirildiğinde Karadeniz bölgesiyle bir şekilde ilgili olan sanatcıların hem sayısal hemde nitelik olarak belirleyici rol oynadıkları görülür. Bu ilgi genellikle iki şekilde kendini belli eder. Sanatcıların önemli bir bölümü ya Trabzon da doğmuştur ya da Trabzon kökenli aileden olup bir başka şehirde dünyaya gelmiştir.

Bu ilgi ortak bir kültürel ve sosyolojik nitelik olarak sanatsal kimliğinin oluşmasında rol oynar. Bugün sanatsal belirleyici faktörler sık sık tartışma konusu olmakla birlikde sosyolojik ve yöresel unsurların resim sanatı tarihi boyunca esas belirleyici faktör olduğu kabul edilmektetir. Bu bağlamda batıdaki sanatcılarıda bulundukları yerlerin çoğrafyası ya da farklı kültürleri etkilemiş ve sanatsal kimliğin vaz geçilmez belirleyicisi olmuştur. Sosyal kültürel çevrenin sanatcının kimliği, biçim anlayışı ve yorum gücünü sadece etkilemek anlamında değil aynı zamanda temel belirleyici bir unsur olduğu artık konuyla ilgili herkes ( uzmanlar ) tarafından kabul edilmektetir.

Türk Resim Tarihi incelendiğinde Karadeniz bölgesiyle bağlantılı olan ressamların sayısal ve nitelik olarak ağırlık kazanmaları bu konunun son yıllarda ilgi odağı haline gelmesine neden olmuştur. Kimi yerel olmak üzere görsel medyada konuyla ilgili çok sayıda yayın yapılmış olması, konunun bilimsel acıdan ele alma gerekliliğinide beraberliğinde getirmiştir. Türk Resmine bir şekilde değer katan ve katkı sağlayan sanatcıların söz konusu bölge ile somut ve direk bağlantısı varsa ; konu sübjektif değerlendirme ve kişisel yorumun çok ötesinde bilimsel olarak ele alınma zorunluluğu da olacaktır.

Konunun sosyal, kültürel ve çoğrafi özelliklerle olan bağlantılarını somut olarak ortaya konulması sanatsal gelişmelerindeki katkısının belirlenmesi ne kadar güç ise bilimsel verilere bağlı kalmak adına yöresel faktörleri yok saymakta o ölcüde tutarsız olacaktır. O halde sosyal bir varlık olarak insan özel anlamda sanatcı içinde doğup büyuttuğu yada kişiliğini oluşturan değerlerin etkisinde kalarak sanat eseri üretir, sanatsal anlatım dilini bu ortama bağlı olarak geliştirir. Bütün bu oluşumlar yanında Trabzon yöresi sanatcılarının bir bütünlük içinde ele alıp sunmak alanında

(8)

önemli bir katkı sağlayan sanatcıyı tanıtıp kişisel ve sanatsal niteliklerini incelemek önem taşımaktatır. Bu yüzden çalışmanın önemli bir kısmı sanatcıların süreç içerisinde niteliklerini biçim özelliklerini ve sanat eğitimine katkılarını bir tür otobiyografik perspektifde yaklaşılarak değerlendirilmiştir.

Genel anlamda başlangıcından itibaren bir değerlendirme yapacak olursak: Geleneksel çizgide ilerleyen Türk sanatı; 18.yüzyıldan itibaren belirginleşmeye başlayan batılılaşma hareketlerinin sonucunda batı sanatının seyrine girmiştir. Böylece günümüze değin uzanan ve çağdaş Türk sanatı olarak isimlendirilen süreç ortaya çıkmıştır.

Ancak Osmanlı İmparatorluğu'nun batı kültürüne, bilgisine, teknolojisine, kurumlarına ve yaşam tarzına henüz kapılarını açmadığı dönemlerde resim sanatının geleneksel anlamda nasıl ele alındığını, üretim alanları ve biçimlerini özlü bir şekilde anmaksızın konuya girmek son derece sağlıksız olacaktır. Bu, çağdaş Türk resim sanatının kökenlerini geleneksel resim anlayışına dayandırma gerekliliğinden dolayı değildir. Hatta denilebilir ki, günümüz Türk resminin temelleri geleneksel resim anlayışına pek az şey borçludur ve büyük ölçüde ayrı temeller üzerinde kurulmuştur. Ancak yeni değerler eski değerlere ne kadar az şey borçlu olurlarsa olsunlar, sonuçta onların yerini almışlardır ve yerini aldıkları şeyi anlamadan yeni değerleri anlamlandırmaya çalışmak boş ya da en azından havada kalan bir uğraş olur.

Resmin, Türk Kültür ve sanat ortamına girmesiyle birlikte; batıya ayak uydurma çabalarına bağlı olarak kimi yenilik hareketleri yanı sıra toplumsal hayatta da bu çabalara bağlı bir canlılık ve hareketlilik kendini göstermeye başlar. Bütüncül olarak Türk Resim Sanatı’na bakıldığında gerek Osmanlı Dönemi ve gerekse Cumhuriyet Dönemi oluşum gerekçeleri ve sorunlarıyla bir devamlılık dizgesi ortaya koyar. Yağlıboya resmin kültür ve sanat dünyamıza girmesiyle Türk resmini konu alan değerlendirmelerin birer ikişer ortaya çıkmaya başladığı görülür. Bu değerlendirmeler ve Türk resminin sorgulanmasına yönelik eleştirel anlayış, yeni koşulların belirlediği dinamiklere bağlı olarak farklılıklar gösterip günümüze kadar süregelmiştir. Ana çizgileriyle Türk resminin kaynak ve sorunlarını irdelemeye ve ortaya koymaya çalışan bu oluşumların sistematik bir yapı gösterdiği de gözden

(9)

kaçmaz. Türk resmine ilişkin bu değerlendirme, görüş ve yorumları belirli başlıklar altında toplamak mümkündür.

Günümüzde adını koyduğumuz Çağdaş Türk Resim Sanatı oluşumunu gerçekleştirirken kendi içerisinde de farklılıkları beraberinde barındırmaktadır. Türk Resminde Gelenekselliğin yanı sıra yöresel değerlerinde bu oluşuma katkısı söz konusudur.

Cumhuriyetle birlikte başlayan batılılaşma hareketleri sanat alanında da etkisini göstermiştir. Cumhuriyet döneminde Batıyı model olarak alan devlet ideali siyasal, ekonomik ve kültürel alanda ciddi değişikliklere gitmek durumundaydı.

Geçen yüzyılın ikinci yarısından başlayarak batıda gerçekleşen teknolojik ve endüstriyel gelişmelere paralel olarak batı ülkeleri yeni toplumsal ve siyasal oluşumlara gitmiş, böylece ortaya çıkan yeni toplum modeli içinde bu topluma özgü yeni sanat ve kültür ortamları yaratılmıştır.

Cumhuriyet dönemine kadar Türkiye’nin bu teknolojik ve kültürel değişimlere uzak kalması dolayısıyla batı toplumlarıyla arasında ortaya çıkan zaman farkını kapatma yönünde asker ve sivil bürokratların desteğine ihtiyaç duyulmuştur. Özellikle sanatçıların bağımsızlaşmaya başlamasına karşın, sosyal ve ekonomik sorunlardan dolayı resmi kurumların desteklerine ihtiyaç duymuşlardır.

Nitekim bir devlet programı olarak uygulanan devlet sanatçıları için yurt gezilerinin düzenlenmesi henüz özel galerin bulunmadığı, bir dönemde sanatçılar için önemli bir destek olmuştur.

1937–1944 yılları arasında yurt gezileri yapılmış, Türkiye’nin 63 iline 58 ressam gönderilmiş ve sekiz yılda 675 tuvalden oluşan bir koleksiyon elde edilmiştir. Zaten zengin folklorik değerlere sahip Anadolu sanatçılarda derin izler bırakmış, üsluplarını belirlemiştir.

Devletin böyle bir desteğe girişmesi, Cumhuriyetin ilanından itibaren bir kentleşme süreci yaşayan Türkiye’nin 19. Yüzyıl sonunda sanayileşme çabasının batı tarafından engellenmeye çalışılmasının da etkisiyle tarım kesimine ağır basan

(10)

ilişkileri geliştirmek zorunda olmasından kaynaklanıyordu. Böylece devlet sanatçılar yoluyla halkla ilişki kurabilecekti.

Bu dönemde kent ve köy arasındaki tezatların artması nedeniyle kentli ressamlar için köy ve kırsal kesim daha ilgi çekici ve farklı bir dünya olarak görülmüştür. Bu da Türk sanatçılarının yerel temalara yönelmesinin diğer bir sebebi olmuştur.

Araştırmamızda ele aldığımız Trabzon’lu sanatçıların Türk Resim Sanatına ve Sanat Eğitimine geniş katkıları olmuştur. Karadeniz insanının olaylara farklı bakış tarzı Trabzon’da kendini daha ağır hissettirmektedir. Bu bağlamda Trabzon’da sanatlarını icra ettiren sanatçılarımızın Türkiye geneline yansıttıkları bir duruşları vardır. Trabzon’lu sanatçılar Çağdaş Türk Resim Sanatı tarihi süreci başlangıcından günümüze kadar sanat eğitimi alanında da üretkenliklerini ortaya koymuşlardır.

Yöreselliğin evrenselliğe varacağını kabullenmiş Trabzonlu sanatçılar, yaşadıkları kültürel değerlerden ödün vermeden eserlerinden yerel motifleri ve temaları eksik etmemişlerdir.

1.1.Araştırmanın Konusu

“Trabzon Yöresi Sanatçıların (Ressamların) Çağdaş Türk Resmindeki Yeri Ve Sanat Eğitimine Katkıları”.

Trabzon süreç içerisinde hem stratejik özelliği hem de ticari potansiyeliyle dikkatleri üzerine toplamıştır. Uzakdoğu’ya ve Avrupa içlerine ulaşmak isteyenler tarih boyunca Trabzon’u kontrolü altına almayı amaçlamışlardır. Bu girişimler sonucunda Trabzon farklı kültürlerin sentezi haline gelmiştir.

Trabzon sahip olduğu özellikleri bakımından kendinden bir kültür ve sanat şehri olarak söz ettirmiş, ayrıca Venedik, Ceneviz Krallığı, Gürcü, Laz, Rum ve Türk kültürünün birleştiği tek il olma özelliği de taşımıştır. Kentin entelektüel kimliğiyle ilgili ilk bilgi Şiranlı Anan tarafından verilmektedir. VII. yüzyılın en önemli filozoflarından biri olan Tukakos’un Trabzon doğumlu olduğu ve kentte bir okul açtığı bilinmektedir. Ayrıca Aristo felsefesi ekolünün önemli temsilcilerinden biri olan Georgios’un da Trabzon’da doğup Trabzon’da yetiştiği bilinmektedir.

(11)

Trabzon’un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra Trabzon bir kültür ve sanat merkezi olma özelliğini sürdürmüştür. Şehzade I. Selim’in Trabzon’a vali olarak gönderilmesi ve I. Süleyman (Kanuni)’nin Trabzon’da doğması kültür faaliyetlerine hız kazandırmıştır. Bu dönemden sonra Trabzon’da Divan şiirinin önemi artmış ve Trabzon’da; Hafız Zühtü, Emin Hilmi ve Peyami Safa’nın babası İsmail Safa gibi şiirin ustaları yetişmiştir. Kentte şiirin dışında mimari ve musikide de büyük adımlar atılmıştır.

Bu kültürlerin bir sentezi olarak Trabzon bölgesinde geçmişten günümüze kadar yetişen birçok ressam bulunmaktadır, yüzyıllar boyu süre gelen birçok etkilemiş ile değişim içerisinde gelişen Türk resim sanatında Trabzonlu ressamların yeri yeterince bilinmemektedir. Sanatçıların yetiştiği ortam kültür ve etkileşimleri bilinmedikçe, sanatçıyı ve sanat eserini anlamak oldukça zordur.

Bu bağlamda Trabzon’un Türk kültür ve sanat dünyasında önemli bir yeri olduğu yüzeysel bir araştırmada bile anlaşılabilir. Trabzonlu sanatçıların sayım ve niteliği bu gerçeği ifade etmektedir. Söz konusu sanatçılar tek tek ele alınıp biyografik araştırmalar yapılmış olmasına rağmen Trabzonlu sanatçıları, bütünsel olarak ele alan, sanat ve sanat eğitimi yönünden değerlendiren bir çalışma henüz yapılmamıştır. Bu yönüyle söz konusu araştırmamız özgün ve önemli bir açığı kapatacak nitelik taşır.

1.2. Araştırmanın amacı ve önemi

Tarihsel süreç içerisinde her zaman kendinden söz ettirmiş kültür ve sanat meskenleri vardır. Gerek sosyal yapısı, gerekse eğitim kurumlarıyla göz dolduran bu mekanlar dünya uygarlığına önemli katkılarda bulunmuşlardır. Trabzon stratejik konum itibariyle ticaret yollarını doğudan batıya, kuzeyden güneye birleştiği ve farklı kültürlerin buluştuğu önemli bir kavşak noktasıdır. Yöre bilim kültür sanat ve siyaset alanında çok önemli şahsiyetlerin doğmasına zemin hazırlamıştır. Şehrin sanatı alanında Bedri Rahmi Eyüboğlu, Orhan Peker, Mustafa Ata, Aydın Ayan, Mustafa ayaz, Mustafa Malkoç, Alaybey Karoğlu, Ceyhan Muratanoğlu, Süleyman Saim Tekcan, Veysel Günay, Haydar Durmuş‘un yanısıra genç akademisyen ve özel çalışma yapan yüzlerce sanatçının varlığı bilinmektedir.

(12)

Anadolu’nun çeşitli yörelerinde görev yapan sanatı ve eğitimciliği ile Türk kültür ve sanatına katkıda bulunan söz konusu sanatçıların Türk sanatına ve sanat eğitimine olan katkıları ve etkilerini saptamak ve gelecek kuşaklara aktarabilmek bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Bilineceği üzerine isimleri zikredilen sanatçılar Türk Resim Sanatı tarihi ve sanat eğitiminin istendik bir düzeye getirilmesinde yoğun çalışmaları olan başak sanatçılarıdır. Yetiştirdikleri sanatçılarla Türk Resminde yeni sayılabilecek oluşum ve etkinliklerde bulunmuşlardır. Bu bağlamda bu araştırmanın önemi Türk resminin tarihsel bir boyutuna tanıklık edebilecek kadar büyük ve önemlidir.

1.3.Araştırmanın Yöntemi

Araştırmayı doğru temellere dayandırmak için önceden hazırlanan bilimsel çalışma niteliği taşıyan çalışmalar incelenmiş geniş bir literatür çalışması yapılmıştır.Söz konusu ressamlarla ve ressamların yetiştirdiği sanatçılarla görüşülmüştür. Ayrıca Trabzon başta olmak üzere İstanbul , Ankara gibi şehirlerde söz konusu ressamlarla ilgili olarak bilgi alınabilecek kişilerle (Aile, Arkadaş, Akademisyen, vb) görüşmeler yapılmıştır.Süreli ve süresiz yayınlar taranmış bilgiler analiz edilmiştir. Bu süreç içerisinde gözlem kayıtları tutulmuş elde edilen bilgiler sentez edilerek özgün yoruma ulaşılmıştır .

(13)

BÖLÜM 2 2. Sanat Eğitimi

Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde başlayan yenilikçi arayışlarla Türkiye'de batılı anlamda ilk sanat eğitimi, 1908 tarihli Meşrutiyet hareketleri ile başlamıştır. Askeri alanda başlayan kendini yenileme ve geliştirme programları bünyesinde özellikle biçim ve renk sanatlarında Avrupa'ya yönelme gereksinimi duyulmuştur. Mühendishane-i Berri Humayun’da (Kara Harp Okulu) okutulmaya başlayan resim dersleri ile minyatür ve eski resim estetiği; ışık-gölgenin, bilimsel plandaki perspektifin çizgi sanatına girmesiyle etkisini yitirmiştir (Berk, 1973,s.107).

1923–1933 yıllarında Türkiye'nin kültür politikası, çağdaşlaşmak için sanat alanında en uygun olanı uyarlamak olarak belirlenmiştir. Sanat alanında Kübizm'in gelecekçi ve yapısalcı nitelikleri ile yeni ulusun sanatına en uygun akım olduğu düşünülmüştür. Ama oluşacak yeni ortamda Türk Kübizmi ulusal nitelikleri ile diğerlerinden farklı olacaktır (Yaman,1994,s.156).

2.1. Cumhuriyet Döneminde Sanat Eğitimi

Cumhuriyet’in ilanından sonra, her alanda gerçekleştirilen devrimler batıyı örnek alan bir tutumu sergiler. Cumhuriyet döneminde sanat eğitimi alanında kurulmuş Sanayii-Nefise Mektebi, “Devlet Güzel Sanatlar Akademisi” adını almıştır. 1926'da Namık İsmail, bu kurumun müdürlüğüne atanmıştır. Cumhuriyetin toplumsal amacı, akılcı, yaratıcı, yapıcı bir nesil yetiştirmektir. Bu amaca ulaşabilmek için; Cumhuriyetin ilk yıllarında eğitimciler, okullarda çok sesli müzik, resim, batı edebiyatına önem vermişlerdir.

Yaman (1994,s.156), Türkiye'de Plastik Sanatlar açısından 1923-1950 yılları arasındaki kültür-sanat etkileşiminde devletin kültür-sanat politikasından, üç ana fikrin ortaya çıktığını vurgulamaktadır.

Bunlar;

(14)

Ulusal olan sanatın yeni, modern çağdaş olmasını sağlama,

Ulusal çağdaş sanatının oluşmasında güzel sanatlar eğitimine yön vermedir. 1923–1933 yıllarında Türkiye'nin kültür politikası, çağdaşlaşmak için sanat alanında en uygun olanı uyarlamak olarak belirlenmiştir. Sanat alanında Kübizm'in gelecekçi ve yapısalcı nitelikleri ile yeni ulusun sanatına en uygun akım olduğu düşünülmüştür. Ama oluşacak yeni ortamda Türk Kübizmi ulusal nitelikleri ile diğerlerinden farklı olacaktır (Yaman,1994,s.156).

Eğitim alanında Atatürk'ün direktifleriyle Türkiye'ye davet edilen, dönemin ünlü eğitimcilerinin de yeni okullaşma ve eğitim politikalarının tespitinde önemli etkileri olmuştur. Bu eğitimciler arasında John Dewey, Leipzing, Parker, Steihler gibi isimler yer almıştır.

Bu yabancı uzmanlardan, ABD'li Eğitim Felsefeci John Dewey, 1924 yılında Türkiye'de bir süre kalarak eğitim sistemi hakkında rapor hazırlamıştır. Bu raporda John Dewey, Türk gençlerinde sanatsal yeteneklerinin güçlü olduğunu, bunların iyi eğitilmeleri halinde güzel sanatlar kültürüne yapacakları katkının, ülkenin uygarlık düzeyinin belirlenmesinde yaratacağı etkiyi vurgulamaktadır (Özsoy,1998,s.59). Dewey İstanbul'daki Güzel Sanatlar Akademisini görmüş, okulun kendi amaç ve işlevlerine yönelik yeni mekan ve araç-gerece gereksinimi olduğunu belirtmiştir.

1926 yılında Türkiye'ye davet edilen Alman Eğitimci Stiehler de sanat eğitiminde program ve yapılanma ile ilgili çeşitli önerilerde bulunmuştur. Stiehler: "Resim ve el işleriyle öğrencinin yaratıcı yetenekleri geliştirilecek ve sanat eserlerinin değerini anlayacak bir duruma getirilecektir. Bu bizzat sanat değildir. Belki herkesi sanata doğru eğitmektir. Bizzat sanat, ancak bu alanda yaratma gücü olan kısıtlı kişilerce başarılabilir" demiştir Stiehler Resim-İş Derslerinde çevre, yurt bilgisi, halk sanatlarının da dikkate alınması gerektiğini ve Sanat Eğitimi dersleri için özel yetişmiş branş öğretmenlerinin gerekli olduğunu ifade etmiştir (Özsoy,1998,s.59).

Yabancı uzman eğitimcilerin raporları ve sanat öğretimi yöntemleri konusunda 1910 yılında yabancı ülkelere gönderilen ilk Türk Sanat eğitimcilerinden

(15)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu bu yıllarda bazı önemli çalışmalara imza atmıştır. Bunlardan ilki, 1927 Güzel Sanatlar Akademisi'nde açılan "Resim Öğretmenliği Kursu"dur. Bu kursta İsmail Hakkı Tonguç'un gayretleri ile hazırlanmış müfredat programlarındaki çalışmalar çerçevesinde "Resim öğretim metodu" adı altında ders verilmiştir. John Dewey'in raporundan sonra ortaokullara öğretmen yetiştirmek amacıyla Ankara'da Gazi Orta Öğretmen Okulu (Gazi Eğitim Enstitüsü) açılmıştır (1926). İlk orta ve lise resim-iş programları değiştirilmiş, atölye ve işlikler kurulmuştur.

Cumhuriyetin ilk yıllarında bu hareketli dönem sürmüştür. Bir grup eğitimci Avrupa'ya sanat alanında uzmanlık eğitimi için gönderilmiştir. Gazi Eğitim Enstitüsü’nün bünyesinde, 1932 yılında Resim-İş Bölümü açılmıştır. Resim-İş bölümü ortaöğretimde Resim-İş Öğretmeni yetiştirmenin yanında, yetenekli başarılı sanatçıları da Türkiye'ye kazandırmıştır. Bu bölümler daha sonra diğer üniversitelerde de yaygınlaşmıştır.

Sanatı halka yaygınlaştırabilmek ve sanata bilinçli bir yön verebilmek için 1932 yılında Halk Evleri kurulmuştur. Anadolu'nun köylerine kadar yayılan Halk Evleri'nde sanat alanında toplantılar yapılmış, sergiler açılmıştır. 1950'lere kadar en önemli plastik sanatlar etkinlikleri devlet tarafından düzenlenmiştir. Müstakil Ressamlar Birliği, D grubu, Yeniler grubunun etkinliklerinde devlet önemli bir rol üstlenmiştir.

Cumhuriyet Dönemi'nin diğer bir eğitim kurumu Köy Enstitüleridir. Köy Enstitüleri; iş eğitimi ilkelerine dayalı, köyün çok yönlü kalkınmasını amaçlamış ve Türkiye’de sanatın yaygınlaşmasında önemli bir rol oynamıştır.

1940'lı yıllarda Resim-İş dersi, "özgür anlatım" amacına yönelmiştir. Öğrencinin yaratıcı çabası sadece sanat yönünden değil, zihinsel yeteneklerini de geliştirme gücüne sahiptir düşüncesi yaygındır.

Gazi Eğitim Enstitüsü'nün öğretmenleri, Resim-iş bölümünün ilk programını hazırlamış ve bakanlığın bu alanla ilgili tüm çalışmalarına hizmet vermişlerdir. Bu çalışmalar arasında; kitapların incelenmesi, yeni yazıyla ilgili tüm çalışmalar, halk evlerinde kurslar, geziler, yarışmalar düzenlemek, Milli Eğitim Bakanlığı ile ilgili

(16)

tüm sergilerin hazırlığı, ders araç ve gereçlerinin yapımında önderlik etmek, dergiler çıkarmak gibi görevler yer almıştır.

1938'de başlayan geleneksel disiplinlere dönüş kavramı Resim derslerinin saatinin azalmasına neden olmuştur 1949 tarihine kadar ortaöğretimde Resim dersi bir saat olarak devam etmiştir.

Ortaöğretimin ikinci devresi olan liselerde 1952 yılına kadar, Sanat Eğitimi ile ilgili ders görülmemektedir. 1952-1956 yıllarında seçmeli ders olarak Resim ya da Müzik dersi haftada iki saat şeklinde uygulanmıştır.

1956'larda liselerde Edebiyat Bölümleri'nde özellikle, seçmeli derslerden "Resim dersinin bir saati Sanat Tarihi olarak uygulanacaktır" denmiştir. 1957-1970 yıllarında ise lise müfredat programında Edebiyat bölümü için Sanat Tarihi mecburi dersler arasına katılmış, Resim dersi de mecburi dersler kısmında seçilebilmektedir.

Ortaöğretim kurumlarının önemli bir kısmını da meslek okulları oluşturmaktadır. Bu okullar, Ticaret Okulları, Sanat Okulları, Yapı Enstitüleri, Kimya Sanat, Matbaacılık Okulu, Kız Sanat Okulları, Akşam Sanat Okulları, Endüstri Meslek Liseleri vb. gibi okullardır. Meslek Okullarının müfredat programlarında Teknik Resim, Mesleki Resim, Kıyafet Tarihi, Desen, Resim (Atölye) gibi dersler görülmektedir.

Meslek okullarındaki bu dersler öğrencilerin yaratıcılıklarını geliştirmekten çok, onların mesleki alanlarına yardımcı olma niteliğini taşımaktadır. Bir başka meslek lisesi olarak da İlköğretmen okulları yer alır. Bu kurumlarda Resim-İş dersi ağırlıklı olarak yer almaktadır. Çünkü hem öğrencilerin sanat yönünden yeteneklerini geliştirmek, hem de öğretmenlik yapacakları ilkokullarda, Resim İş alanında nasıl hizmet vereceklerini öğrenmeleri gerekmektedir (Telli,1990,s.24).

1946–1947 yılında İstanbul Öğretmen Okulu'nda Resim-İş ve Müzik Semineri açılmıştır. Seminerin amacı ise, ilkokullara sanat eğitimi alanında daha iyi yetişmiş elemanlar göndermek, Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-iş bölümüne hazır öğrenciler alabilmektir. Bir yıl sonra kapatılan bu seminer 1951 'de ve 1963'de tekrar Resim-iş alanında gündeme gelmiştir.

(17)

Sanat eğitiminde 1960'lı yıllarda büyük değişimler yaşanmıştır. Bu dönemin görüşüne göre; sanatsal öğrenme, büyümenin doğal bir sonucu değildir. Bu ancak öğretimle gerçekleşir. Görme, çizme başlı başına bir yaratıcılıktır. Sanat da diğer alanlar gibi bir düşünme ürünü, niteliksel anlamda bir problem çözmedir (Arnheim, 1960). Barkan (1962), “Sanat Eğitiminde Geçiş (Transition in Art)” adlı makalesinde, çocuğun bir bütün olarak eğitilmesine gösterilen ilginin sanatın çocuk oyuncağı gibi algılanmasına neden olduğunu iddia etmiştir. Barkan’a göre, sanatı öğrenmek için, kişi bir sanatçı, bir sanat eleştirmeni, bir sanat tarihçisi gibi davranmalıdır (Akt: Artut,2001,s.99). Bu görüşler ışığında sanat eğitimi bu kez "öğrenci merkezli" sanat eğitimi görüşünden, "disiplin merkezli" görüşe kaymıştır. Bu yaklaşımın istediği öğretmen tipi ise, öncelikle eğitimci/sanatçıdır (Kırışoğlu,1994,s.141).

1970'lerde bilgi alanındaki gelişmeler, eğitimin amaç ve değerlerindeki değişmeler, toplumun sanata ve sanatçıya yaklaşımındaki farklılıklar; ekonomik, politik, toplumsal gereksinimler, bilimsel ve teknolojik gelişme, resim-iş öğretmeni yetiştirmeye yeni bir görüşle yaklaşılmasına neden olmuştur. Sanatın bir disiplin olarak programlarda yer alması görüşü daha da güçlenir. Programlar dört yıla göre yeniden düzenlenmiştir (1974). Programın yenilik getiren yanı, bir sanat dalında öğrenciye derinleşme olanağı vermesidir. Bu program; öğrencilerin, dört yıllık lisans eğitiminden sonra bir üst öğrenime devam edebilmesine olanak sağlamıştır (Kırışoğlu,1994,s.141).

1970’li yıllarda nüfusun da fazlalaşması ile bütün alanlarda olduğu gibi, sanat eğitimi alanında da öğretmen açığı giderek artmıştır. 1966'da Resim-iş öğretmeni açığı 700 iken, 1972'de bu sayı 3126'ya yükselmiştir (Telli,1990,s.24). Bu öğretmen açığını giderebilmek için; Gazi, İstanbul, İzmir Eğitim Enstitüsü Resim-iş bölümü Güzel Sanatlar akademisi mezunları yanında, resim öğretmenliği ile ilgisi olmayan; Kız Teknik Öğretmen Okulu, Kız Enstitüsü, İlköğretmen Okulları, Yüksek Köy Enstitüleri, Sosyal Hizmetler Akademisi, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi vb. gibi okulların mezunları öğretmen olarak atanmıştır.

1970 yılında toplanan VII. Milli Eğitim Şûrasında kararlaştırılan "Sanat ve İş eğitimi" programı 5 Nisan 1971 tarihinde 1651 sayılı Tebliğler Dergisinde

(18)

yayınlanmıştır. Bu yıllarda liseler için Sanat eğitimi Programları yapılmış ancak, bu programlar uygulama olanağı bulamamıştır.

Sanat eğitiminin doğru ve istenen yöntem tekniklerde ve koşullarda uygulanamamasının bir nedeni de her iktidar döneminde farklı politikaların uygulanmasıdır.

1983 tarihinde iş eğitimi ile ilgili yeni bir uygulama gündeme gelmiştir. (26 Eylül 1983 tarihli Tebliğler dergisinde İş Eğitimi Programının Temel Eğitimde uygulama şeklini; amaç işleyişi yayınlanmıştır.) 1983–84 öğretim yılında denenip geliştirilmek üzere sunulmuştur.

İş Eğitimi Programı tarım, iş teknik, ticaret ve ev ekonomisi derslerini kapsamaktadır. Bu program öğrencilerdeki yönelim ve yetenekleri ortaya çıkarmak, öğrenciyi istek ve ilgilerine göre geliştirmek, çok yönlü gelişmesini sağlamak, öğrencinin; yapıcılık, yaratıcılık yönlerini geliştirme vb. gibi amaçlar yer alır. İş eğitimi branşında öğretmen yetersizliği halinde Hizmet-içi kurslarla yetişmiş öğretmenler ve Resim-iş öğretmenleri derslere girecekleri ifade edilmiştir.

1987 tarihinde Resim-iş derslerinin orta öğretimde seçmeli dersler arasına yerleştirildiği görülür. Böyle bir uygulama Almanya'da 1960'larda tepkiyle karşılanmışken, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 10 Ağustos 1987'de 2240 sayılı Tebliğler dergisinde 1987–88 öğretim yılından itibaren değiştirilen dersler arasında yer almıştır. Seçmeli dersler; resim, müzik, spor, bilgisayar dersleri şeklinde belirtilmiştir. Liselerde seçmeli dersler okul idaresinin belirlediği Okul öğretmenler kurulunun görüşü ile okul idaresi, okul ve çevre koşulları dikkate alınarak belirleneceği belirtilmiştir.

Türkiye’de Sanat Eğitimi veren üniversitelerin sayıları artarken 1989'dan itibaren Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri önce İstanbul, Ankara, İzmir'de açılmıştır. Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri’nin açılışı, ilköğretimden sonra yetenekli öğrencilerin yönlendirilmeleri açısından, Türkiye’de sanat eğitimi alanında belki de en önemli gelişmelerden biridir. Okulun kuruluş amaçları (15 Ekim 1990 tarihli 2323 sayılı Tebliğler Dergisinde) Güzel Sanatlar Dallarında yetenekli öğrencilerin yaratıcı, yapıcı ve yorumcu yeteneğini geliştirmek, şeklinde belirlenmiştir. Okullarda Fonetik

(19)

(müzik), plastik sanatlar (resim-heykel), drama (sahne ve görüntü) sanatları bölümleri bulunabilir. Yine okullarda eğitim-öğretim, ortak dersler sanat dersleri, seçmeli dersler, alan uygulamaları ve etkinlikleri şeklinde düzenlenmiştir.

1991'den sonra ülkemizde hazırlanan ilk ve orta öğretim resim dersleri müfredat programlarında resim dışında diğer plastik sanatlar tasarımı alanlarını kapsayan çalışmalara yer verilmiştir. Bu yönüyle "Resim'' adı Müfredat Programlarının içeriğine ters düştüğü düşüncesini uyandırmıştır. Gazi Eğitim Fakültesi'nin YÖK'e Resim-iş bölümlerinin isimlerinin değiştirilmesi için sunduğu yazı 1993 yılında tekrar gündeme gelmiştir. 1992 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulunda oluşturulan komisyon tarafından 27 Şubat 1992 tarihinde Resim-iş Dersinin adının "Güzel Sanatlar" ya da "Sanat Eğitimi" olarak değiştirilmesi konusunda rapor sunulmuş, Talim Terbiye Kurulu talebi haklı bulmuştur. Üniversitelerin bu konuda görüşü alındıktan sonra değişikliğin yapılması kararlaştırılmıştır (Özsoy,1998,s.54).

1935 yılında ilk mezunlarını veren Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Öğretmeni yetiştiren ilk kurum iken, 1998 yılında bu sayı 20'ye ulaşmıştır.

Günümüzde, "Sanat eğitimcisinin, kendi uzmanlık alanı dışında diğer plastik sanatlar alarmlarında da genel bilgiyi alması gerektiği" görüşü yaygındır. Üniversitelerdeki ana sanat dallarının ortak ve temel amacı sanat eğitimcisi yetiştirmek şeklinde düşünülmüştür.

1973 yılında çıkarılan 1750 sayılı "Üniversiteler Kanunu" ile üniversitelere geniş kapsamlı bir özerklik getirilmiş, "Yükseköğretim kurulu" kurulmuştur. Yükseköğretim kurumları; üniversite, fakülte, enstitü, yüksekokullar, konservatuvarlar, meslek yüksek okulları uygulama araştırma merkezleridir. Plastik sanatlar alanında akademik eğitim, üniversitelerde yükseköğretim düzeyinde verilmektedir. Liseden mezun olan ve sanat eğitimine yönelmek isteyen öğrenciler Öğrenci Seçme Yerleştirme Merkezince (ÖSYM) yapılan sınavdan sonra, puanları Güzel Sanatlar Fakülteleri'nin taban puanlarını tuttuğu taktirde fakültelerin özel yetenek sınavlarına girebilmektedirler.

(20)

Üniversitelerin sanat eğitim veren kurumlarda, takip ettikleri akademik program çerçevesinde; hem sanatçı hem de sanat eğitmeni yetiştirmeleri amaçlanır. Amaç ne olursa olsun bu kurumlar; sanatın gelişimine katkı sağlayan, yüksek öğretim düzeyinde sanat eğitimi veren kurumlardır (Erbay,1997,s.150). Bu üniversitelerden; Marmara Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi gibi üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültelerinin temeli Güzel Sanatlar Yüksekokulu olarak atılmıştır.

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi sanat eğitimi veren kurum olarak l Kasım 1955 yılında "Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu" olarak kurulmuş, 1982'de alınan kararla Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu adını almış, daha sonra Güzel Sanatlar Fakültesi olarak Marmara Üniversitesi'ne bağlanmıştır. Fakültede, resim, heykel, seramik, iç mimari, endüstri ürünleri, geleneksel Türk el sanatları bölümü, sahne sanatları ve uygulamalı sanatlar ana sanat dallarında eğitim verilmektedir (Erbay,1997,s.150).

Sanayii Nefise Mektebi Alisi (1883) adı ile anılan daha sonra İstanbul Devlet Güzel Sanatlar akademisi adını alan bir diğer üniversite, Mimar Sinan Üniversitesidir (1983). Bu üniversite,uzun yıllar Fransız geleneğini sürdürmüş 1930-1968 yıllarında geçirdiği reformlar ile çağdaş bir bakış açısı kazanmıştır.

Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 1985 yılında Uygulamalı Güzel Sanatlar Yüksekokulu olarak kurulmuştur. Grafik, seramik bölümlerine daha sonraki yıllarda heykel, iç mimari, resim, animasyon bölümleri eklenmiştir. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi eğitime 1983-1984 yılında başlamıştır. Resim, heykel, seramik, iç mimari, çevre tasarım, uygulamalı sanatlar alanlarında eğitim verilmektedir. Daha sonraki yıllarda, Türkiye’nin diğer üniversitelerinde de Güzel Sanatlar Fakülteleri açılmıştır. Bunlar arasında; Dumlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Kocatepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi örnek olarak verilebilir. Bu üniversitelerden mezun olan öğrenciler atölyelerde, fabrikalarda, tasarımcı, sanatçı, yönetici ya da eğitmen olarak çalışabilmektedirler.

Türkiye’de sanat eğitmeni yetiştiren okullar ise Eğitim Fakülteleri bünyesinde toplanmışlardır. Amacı sanat eğitmeni açığını kapatmak olan bu fakültelere de

(21)

plastik sanatlar eğitimi yanında eğitim psikolojisi, eğitim sosyolojisi, eğitim yönetimi gibi psikoloji, pedagoji ağırlıklı eğitim derslerine de yer verilmektedir.

Güzel Sanatlar bölümüne bağlı plastik sanatlar eğitimi veren bu kurumlarda dört yıllık süre içinde Resim-iş Eğitimi, Müzik Eğitimi, Tiyatro Eğitimi alanında lisans eğitimi verilir. Yüksek lisans ve doktora/sanatta yeterlilik düzeyinde de eğitim verilmektedir (Erbay,1997,s.154). Sanat eğitimi veren bu üniversitelere; Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi, , Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi örnek verilebilir.

(22)

BÖLÜM 3

Trabzon şüreç içerisinde hem stratejik özelliği hem de ticari potansiyeli ile dikkatleri üzerine toplamıştır. Uzakdoğu’ya ve Avrupa içlerine ulaşmak isteyenler tarih boyunca Trabzonu kontrolu altına almayı amaçlamışlardır. Bu girişimler sonucunda Trabzon farklı kültürlerin sentezi haline gelmiştir. Zaman içinde Trabzon bir kültür ve sanat şehri olarak kendinden söz ettirmiştir.

Trabzon’dan yetişerek geçmişten günümüze gelen Resim sanatına katkıda bulunan sanatçılarımızın yaşamları ve sanat adına yaptıkları çalışmalara alfabetik sıra gözetilerek bakmakta yarar görülmüştür.

3.1. ABDULKADİR YILDIRIM

1959 Trabzon doğumludur.. İlkokul sıralarında öğretmeni resim yeteneğini fark eder ve çalışmalarını devam ettirmesi için onu teşvik eder. Ticaret Lisesi yıllarının ardından esnaflık gelir. Ancak büyük bir ilgi ve sevgiyle yöneldiği resmi de ihmal etmez.

İlk sergisini 1997’ de Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’ nde açan sanatçı değişik illerde 14 kişisel sergi açmıştır. Yine değişik illerde 21 grup ve karma sergiye katılmıştır.

Ömrünü buyuk bölümünü Trabzon’ da geçirmiş olan sanatçı, yöre kültürünü ve iyimser bakış açısını tablolarına aktarır. Ağırlıklı olarak Karadeniz’ in büyülü mavisini, deniz-insan ilişkisini, yaylaların doğal güzelliğini, yaşam tarzını tualine yansıtır.

Çalışmaların da genellikle peyzaj konularını ele almıştır; çalışmalarının büyük bölümüTrabzon’un köy, yayla ve deniz görüntüleritir. Resimlerindeki renklerde çok fazla çeşitliliğe yer vermiş ve genellikle rengin valörlerini baskın şekilde kullanmıştır. Ayrıca renk kontrastlarına da yer vermiştir soğuk renklerin ağırlığı içinde sıcak renkler de profosyonel bir şekilde resmin içinde yerini almıştır.

(23)

Kişisel Sergiler

1- 1997 Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 2- 2001 Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 3- 2002 İstanbul Altunzade Kültür ve Sanat Merkezi 4- 2003 Konya Ticaret ve Sanayi Odası Fuar Alanı 5- 2005 Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi

6- 2005 Aydın Belediyesi Recep Yazıcıoğlu Kültür ve Sanat Merkezi 7- 2005 Trabzon Dünya Ticaret Merkezi

8. 2006 İstanbul Yunus Emre Kültür Merkezi 9. 2006 Bursa Şefik Bursalı Sanat Galerisi

10- 2007 Diyarbakır Dağkapı Burcu Güzel Sanatlar Galerisi 11- 2008 Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi

12- 2008 Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 13- 2008 Eskişehir Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 14- 2009 Gaziantep Sanko Sanat Galerisi

Grup ve Karma

1- 1997 Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 23.Trabzon Sanatçıları Sergisi 2- 1998 Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 24.Trabzon Sanatçıları Sergisi 3- 1999 Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 25.Trabzon Sanatçıları Sergisi 4- 2000 Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 26.Trabzon Sanatçıları Sergisi

(24)

5- 2001 Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 27.Trabzon Sanatçıları Sergisi 6- 2002 Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 28.Trabzon Sanatçıları Sergisi 7- 2003 Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 29.Trabzon Sanatçıları Sergisi 8- 2003 TRT II. Resim ve Seramik Yarışması

9- 2004 Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 30.Trabzon Sanatçıları Sergisi 10- 2004 Şefik Bursalı Sanat Galerisi

11- 2004 Trabzon Sanatçıları Grup Sergisi 12- 2004 400 Ressam ve Heykeltraş Grup Sergisi

13- 2005 Trabzon Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 31.Trabzon Sanatçıları Sergisi 14- 2006 Kanuni Vakfı Sergisi

15- 2006 32. Trabzon Sanatçıları Sergisi 16- 2007 Kanuni Vakfı Sergisi

17- 2007 33. Trabzon Sanatçıları Sergisi

18- 2008 İstanbul Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi 19- 2008 Ankara Her Yönüyle Trabzon Etkinliği

20- 2008 Trabzon Karadeniz Plastik Sanatçıları Sergisi 21- 2008 İstanbul Ziraat Bankası Tünel Sanat Galerisi

(25)

Resim 1.Abdulkadir Yıldırım

(26)

3.2. ADİL SALİH

3.2.1. Sanatcının özgeçmişi ve sanat anlayışı

1965 yılında Trabzon’da doğdu.Sanatcı İlk kişisel sergisini lise öğrencisi iken 1981 yılında açtı.Köln Akademisi’ne konuk öğrenci oldu ve Avrupa ülkeleri müzelerinde araştırma ve incelemelerde bulundu.

Türkiye’ye döndükten sonra Trabzon Belediyesi M. Koloğlu Kültür Merkezi’ni yönetti.

1993’te İstanbul’a yerleşen sanatçı Kadıköy’deki atölye-evinde sadece resim yaparak yaşamını sürdürmektedir.

Sanatcı resimlerinde genellikle figüratif anlayışı benimsemiştir. Figürleri desen anlayışı içerisinde işlemiş ve renklendirmiştir.Sanatcının resimlerinde genellikle konturlar dikkat çekmekdedir.Renk kontrastlıklarını baskın bir şekilde resimlerinde kullanmıştır

Sanatcı resimlerinde genellikle figüratif anlayışı benimsemiştir. Figürleri desen anlayışı içerisinde işlemiş ve renklendirmiştir.Genellikle konturlar dikkat çekmekdedir.Renk kontrastlıklarını baskın bir şekilde resimlerinde kullanmıştır

PSD üyesi olan sanatçının yapıtları yurt içinde ve yurt dışında özel koleksiyonlarda yer almaktadır.

Kişisel Sergileri

1983 İş Bankası Sanat Galerisi, Trabzon. 1988 Oluşum Sanat Galerisi, Ankara. 1994 Artisan Sanat Galerisi, İstanbul 1995 A.K.M., Ankara.

(27)

1998 Emlak Bankası Sanat Galerisi, Ankara. 1999 Galeri Anka, İstanbul Sanat Fuarı. 2000 Ziraat Bankası Sanat Galerisi, Ankara. 2001 Bilim Sanat Galerisi, İstanbul.

2002 Helikon Sanat Galerisi, Ankara. 2002 Garanti Bankası Sanat Galerisi 2002 Artisan Sanat Galerisi

(28)

Resim 3.Adil Salih

(29)

3.3. ALAYBEY KAROĞLU

Alaybey Karoğlu 20.05.1961 yılında Trabzon'un Çaykara ilçesinde doğdu, ilk ve Orta öğrenimini doğduğu yerde tamamladı (1978). Aynı yıl Ankara Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Bölümünü kazandı. 1983 yılında mezun oldu. 1983 -1985 Milli Eğitim Bakanlığı Tunceli-Pertek Pınarlar Ortaokulu'nda Resim Öğretmenliği yaptı. 1985 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Fakültesi Ağrı Eğitim Yüksekokulu'nda Resim Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. Bu görevini 1988 yılına kadar sürdürdü. 1986 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Prof. Dr. Oluş Arık danışmanlığında "Türk Resminde Eleştiri" konulu tezi ile Yüksek Lisans yaptı. 1988 -1990 yılları arasında Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Bölümünde Resim Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Resim dalında Sanatta Yeterlilik belgesi aldı.

1990 yılında Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Bölümünün kurucu Öğretim Üyesi ve Bölüm Başkanlığı görevini sürdürdü. 1993 yılında askerlik görevini yaptı. 1996 yılında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Sanat Tarihi Bilim Dalı'nda "Türk Resminde Yeterlilik" konulu tezi ile Doktora diploması aldı. 5846 sayılı kanunla kurulan kısa adı GESAM olan Türkiye Güzel Sanatlar Eseri Sahipleri Meslek Birliği Yönetim Kurulu Üyesidir. Jüri üyelikleri yaptı. Üçü yurtdışı olmak üzere yurtiçinde 100'den fazla yarışmalı ve karma sergiye katıldı. Kişisel sergiler açtı. Resmi ve özel koleksiyonlar ile müzelerde eserleri bulunmaktadır.

Jüri Üyelikleri: Kültür Bakanlığı- Karaman il Kültür Müdürlüğü, Yunus Emre Resim yarışması Seçici Kurul Üyeliği. Kültür Bakanlığı Konya Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Seçici Kurul Üyeliği. 58. Devlet Resim ve Heykel Sergisi Seçici Kurul Üyeliği.

Ödülleri: 1989 Türk Standartları Enstitüsü yarışması, Eşit Ödül Ankara • 1991 Kültür Bakanlığı Mevlana Resim yarışması, Mansiyon, Konya • 1992 Kültür Bakanlığı Mevlana Resim yarışması. Mansiyon, Konya • 1997 TRT-DSİ Genel Müdürlüğü GAP Resim yarışması, l.lik Ödülü, Diyarbakır.

(30)

Yurtdışı Sergileri: 1989 Türk Haftası Münasebetiyle Resim Sergisi "Ziya-ül Hak" himayesinde Karaçi Pakistan • 1991 Çağdaş Türk Resminden Bir Kesit Resim Sergisi Manez Sergi Sarayı. Baku Azerbaycan • 1992 Çağdaş Türk Resminden Bir Kesit Resim Sergisi Manez Sergi Sarayı, Baku Azerbaycan • 1998 Türk Sanatçıları Resim Sergisi, Valondova, Makedonya. 2001 Türk-Türkmen Sanatçıları Sergisi.

Sanat, sınırlar ötesi hâkimiyetin varlığını temsil eder. Sanat, tabiat ve insanlar üzerinde, şekillerle, biçimlerle, renklerle, duygu ve düşüncelerle egemenlik kurmak değil, estetik incelikler, coşkulu bir sevgi, hoşgörü ve sempati ile hakim olmaktır. Alaybey Karoğlu'nun sanat eğitimciliğindeki başarı sırrını ise insanlara bu şekilde yaklaşmış olmasında aramalıyız. Diyor Seyfi Başkan

Alaybe Karoğlu hem üslup, hem teorik yaklaşım olarak kendi sınırlarını zorlama belirtileri resimlerinde net görülebilmektedir.Renk ve alan derinliği yaratma çabaları içinde, figürden kaçınır görünmesi hacimsel anlamların soyutlayarak ele alma şeklindeki özgün bir üslup yakalama amacına bağlı olmalıdır.

Sanatçının çoğu kez tek renkli uzaysal boşlukla biçimi zorlayan ve reformist bir anlayışla onu adeta deforme eden çalışma üslubu, biçimci bir katılığı değil dengeli hesaplı bir kompozisyon yaratma gayreti taşır.

Tablolarına kişiliğinin sindiğini hissedebiliriz. Karadeniz'in hırçınlığını, coşkulu ritmini, sabırsızlığını, dağınıklık içinde beliren düzenini ve dinamizmini, hatta bütün bu özellikleri biz imzasında bile hissedip yaşayabiliriz. Eğitimciliği, öğretim üyeliği, sanatçılık ve yazarlığı, şairliği, spor ve avcılık özelliği gibi birçok meziyeti kendinde toplamıştır.

(31)

Resim.5.Alaybey Karoğlu

(32)

3.4. ALİ CANDAŞ

Ali Candaş işini çok seven bir sanat eğitimcisi olduğu için 20 yıl gibi uzun bir zaman dilimini öğrencilerine ayırdı. 1982 de sanatı için çalışmaya başladı. 170 cıvarında karma ve gurup sergilerine katılırken 66 kişisel sergi açmıştır.

(Avusturya-Viyana-Graz,Moldovya-Kişinev,Cezayir)gibi yurt dışı sanat etkinliklerine de katılan Ali Candaş çalışmalarına İstanbul-Kadıköy-Ziverbey'deki atölyesinde sürdürmektedir.

1940 Trabzon Beşikdüzü'nde doğdu. Babasının görevi nedeniyle ilkokulu Erzurum Gazi İlkokulu'nda bitirdi. 1952 yılında Erzurum Pulur Köy Enstitüsü'ne sınavla giren sanatcımız 1956 yılında İstanbul Çapa Öğretmen Okulu resim semineri öğrencisi oldu. Sonrasında ilkokul öğretmeni olarak İstanbul-Çatalca Bahşayiş köyü öğretmeniliğine atandı Aynı yıl Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü'nü ikincilikle kazandı. 1962 yılında resim-iş öğretmeni olarak Urfa Kız Öğretmen Okulu'nda görevlendirildi. Sonrasında Anadolu'nun bir çok okulunda yaptı 2000 yılında Prof. olan sanatçımız 2006 yılında emekliye ayrıldı.

Sanatcı kendisini ifade ederken “Yaşam ve doğa sanatın ham maddesidir.doğru. Doğru yaşamaksa beceri ister yalın kat nefes alma kolaycılığı değildir. Nefeslerin tükendiğinde nefeslenme becerisidir.Yaratmak sanatsa;başka becerilerle kalıcığın,estetiğin vurgulandığı bir arayışla kendini bulur…Bu akılcılığın koruyucusu oldum.’yakıştırma’yaklaşımını tercih etmeden,aklın önündeki duygu ile,gerceklerin estetikle örtüldüğü bir biçimlemeyi seçdim.Sanat ‘Arayış’kavramını’Buldum’la sınırlamadan,duygu sürecini bir anımın anıtı olarak gördüm işte bu anlayışın ürünüdür sunulanlar..”

www.alicandas.com/alicandas.html

Sanatcı diğer ressamlarımızın aksine beyazları daha yoğun kullanmıştır acık koyu kontrastlara önem vermişdir beyazın yanında kırmızıyıda hemen hemen bütün resimlerinde kullanmıştır. Ciddi bir şekilde figürlerde soyutlamaya gitmişdir

(33)

ÖDÜLLERİ

1983 9.UluslararasıMersin Kültür ve Sanat Festivali resim yarışmasında ödül 1987 TBMM "Milli Egemenlik ve Barış" konulu resim yarışması mansiyon 1987 4.Yunus Emre "Sevelim Sevilelim" Resim yarışmasında ödül

1987 21.Dyo Resim yarışmasında Mansiyon

1988 TBMM”Milli Egemenlik "Temasını da içeren resim yarışmasında birincilik

1988 Uluslararası Bandırma Kuş Cenneti Kültür ve Sanat Festivalinde başarı plaketi

YAYINLARI

1987 Ramko Sanat Merkezi Kataloğu

1992 Emlakbank Ankara Sergisi Kataloğu-Ankara 1993 Alkent aktuel Art Sanat galerisi sergisi Kataloğu 1994 Karsu Tekstil Sanat Galerisi kitapçığı

2000 Garanti Sanat Galerisi Sergi Kataloğu 2002 Alkent Actuel Art Kitabı (200 sayfa)

(34)

Resim.7.Ali Çandaş

(35)

3.5. AYDIN AYAN

Aydın Ayan 11.12.1954 yılında Trabzon'un Çaykara ilçesinde doğdu. İlköğrenim 1959–1964 İlköğrenimini Çaykara, Şahinkaya İlkokulu’nda yaptı. Ortaöğrenim 1964–1971 Çaykara Ortaokulu'nda başladığı ortaöğrenimini Kırıkhan Ortaokulu'nda sürdürdü, Kırıkhan Lisesi'nde tamamladı. Yükseköğrenim 1972-1977 İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, Yüksek Resim Bölümü'nde 1972-73 öğretim yılında Prof. Sabri Berkel ve Doç.Reşat Atalık yönetimindeki Desen Atölyesi'nde; 1973-74 ve 1974-75 öğretim yıllarında Prof Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi'nde, 1975-76 ve 1976-77 öğretim yıllarında Prof Neşet Günal Atölyesi'nde öğrenim gördü .

1977 "Brecht-Bruegel İlişkisi" konulu Yüksek Lisans kuramsal çalışmasını yaptı.

Prof. Sabri Berkel ve Doç. Fethi Kayaalp yönetimindeki Gravür Atölyesi'nden sertifika aldı.

Şubat, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü Boya Devresi Sınavında tam not (20) aldı.

Haziran, "Şimdi gözaydın etme zamanıdır, yeni bir dünya doğu-yor" konulu 130x63 cm. tuv/ Yğb. Kompozisyonu ile İ.D.G.S. A. Yüksek Resim Bölümü'nden Yüksek Lisans Diploması almaya hak kazandı.

1979 19 Ocak, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’ne Asistan olarak girdi.

1980 17 Ocak, ressam M. Can Ayan (Göksan) ile evlendi. (Şahitleri: Prof. Neşet Günal ve Doç. Devrim Erbil)

1981 Burdur, 57.Er Eğitim Tugayı'nda Kısa Devre askerlik görevi yaptı. 1983 (08. 07. 1983) M. S. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü'nden Resim Ana Sanat Dalı'nda Sanatta Yetirlilk Diploması aldı.

(36)

1986 Türk ve İngiliz Hükümetlerinin Kültürel Değişim Programı çerçevesinde British Council'in açmış olduğu sınava tüm dallarda katılan 160 aday arasında 2. seçilerek burs almaya hak kazandı ve İngiltere'ye gitti.

1986-1987 İngiltere'nin Norwich kentinde The Bell School of Languages'da (Old House) dil eğitimi görerek sertifika aldı.

1987 Goldsmiths' College of London University'de "Epic Aspects in English Painting" (İngiliz Resminde Epik Öğeler) konulu kuramsal bir çalışma yaptı ve bu çalışmayı bir raporla British Council'a (Londra) sundu. Londra, Harringey Art Council'ın sipariş ettiği 95 metrekarelik mozaik panoya iki ressam arkadaşıyla birlikte imza attı. 1986-87-88-90-91-93-2003, 04, 05, 06 yıllarında: İngiltere, İskoçya, Hollanda Belçika, Fransa, ABD, İspanya, Azerbeycan, Norveç, Avusturya, Çekoslovakya ve Macaristan gibi ülkelerin değişik kent ve müzelerinde kültürel ve sanatsal nitelikli araştırma inceleme, bilgi-görgü arttırma gezileri yaptı.

1988 Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü, Resim Ana Sanat Dalı'nda Öğretim Görevlisi kadrosuna atandı.

1990 24.10.1990. Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı'nın 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun ilgili maddeleri ve Doçentlik Sınav Yönetmeliği hükümleri uyarınca girdiği Doçentlik Sınavını başararak Resim Ana Sanat Dalı'nda Üniversite Doçenti ünvan ve yetkisi aldı.

1992 22 Ocak, Miman Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Resim Ana Sanat Dalı'nda Doçent kadrosuna atandı.

1993 Eisenhower Exchange Fellowships "Türkiye için (Tek Ulus) programı kapsamında değişik dallardan seçilen on bursiyerden biri olarak "Eğitim Sistemlerinin Geliştirilmesi", Kültür ve Sanat konularında ABD'nin çeşitli yerlerindeki oniki eyalette, 50 dolayında müze, kültür merkezi, çağdaş sanat enstitüsü, üniversite ve orta öğretim kurumunda araştırma-inceleme ve randevulu görüşmeler yaptı. Araştırma-İnceleme ve görüşmelerinin sonucunu bir konuşma ve yazılı bir raporla Eisenhower Exchange Fellowships'e (Philadelphia-U.S.A.) sundu.

(37)

1993-1994 Capitol Alışveriş Merkezi'nin (Altunizade) sahibi olduğu Capitol Art Gallery'nin kuruculuğu, danışmanlığı, sergiler yapımcılığını yaptı.

1994-96 İki dönem için Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UNESCO-A.I.A.P.) Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu

Üyeliğine seçildi (1994-95, 1995-96).

1995-1996 Dünyanın 100 değişik ülkesinden Eisenhower Exchange Fellowships bursunu almış 1000 civarında kişinin özgeçmişine yer verilen "EEF Directory"de "Sanatçı" ve "Eğitimci" olarak Aydın Ayan'a yer verildi.

1997 Metnini Ahmet Oktay’ın yazmış olduğu Aydın Ayan kitabı Bilim Sanat Galerisi Yayınlarından yayımlandı.

1998 Aydın Ayan Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü kadrosunda Profesörlüğe yükseltildi ve atandı.

2001-2003 MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Profesörler Kurulu’nda, Fakülte Kurulu’na Profesör Temsilcisi olarak seçildi ve görev yaptı.

2003 20 Ekim 2003 tarihinde Kültür-Sanat, Basın-Yayın-Tanıtım, Halkla İlişkiler ve Uluslar arası İlişkilerden sorumlu MSÜ Rektör Yardımcığı görevine atandı.

2004 Uluslararası İlişkilerden sorumlu Rektör Yardımcısı olması sıfatıyla, 1 Nisan 2004 tarihi itibariyle Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin üyesi olduğu AB Sokrates/Erasmus Programı Koordinatörlüğünü yürütmüş ve bu süre içinde yurtdışında 37 üniversite ile anlaşma imzalanmıştır.

2004 24 Haziran-12 Ekim 2004 tarihleri arasında, Afyon/Şuhut Atatürk Evi “Kurtuluş Savaşı Panaroması” projesini gerçekleştirdi. Bu proje kapsamında , 15 adet büyük boyutlu kompozisyon yapılmış ve 11 adeti Şuhut Atatürk Evi’ne sürekli sergilenmek üzere yerleştirilmiştir.

Sanatçı, 1973 yılından günümüze dek yurtiçi ve yurtdışında üçyüz civarında karma sergiye katıldı.

(38)

İlki 1977’de olmak üzere İstanbul, İzmir, Ankara, Eskişehir, Adana, Konya, Volda (Norveç) ve Londra (İngiltere)’da otuza yakın Kişisel Sergi açtı ve biri şiir dalında olmak üzere toplam 16 ödül aldı. Ayan 1986 sonrasında hiçbir yarışmalı sergiye katılmamıştır.

Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde başlayan öğrenimini daha sonra Neşet Günal'ın atölyesinde tamamlayan Aydın Ayan, doğal olarak kuşağını derinden etkileyen sarsıcı ortamın etkisinde kalmıştır. Ekonomik nedenlerden kaynaklanan sosyal dalgalanmalar ile bağımsızlığın giderek yitirilmesi genç kuşak sanatçılarını açıkça tavır almaya zorlamaktadır. Buna göre ilerici, öncü sa-natçının temel işlevi sınıfsal engellerin aşılmasını destekleyen güzellikler üretmektir. Bunun dışındaki çabaların tümü ise acınası bir Batı tutkusu ile biçimsel ve sıradan aşırmalara girdiği için kendi yarattığı sessizliğe gömülmek durumundadır.

Yapıtlarında “epik”i yakalamak istediğini söyleyen Ayan, dolaylı yoldan izleyicinin duygusal gevşemesine karşı koyarak, yeteneğini belli bir bilinçlenme olgusuna bağlı amacın buyruğuna sunmaktadır. Ayan'ı saygın kılan öğe. böylesine duyarlı bir noktada resimsel dilden ödün vermeyen ya da bunun sorumluluğunu üstlenmeye hazır bir tutUma girmiş olmasıdır.( Ergüven, 1980,s.15)

Aydın Ayan'ın gerek doğrudan doğruya insan figürünü gerekse nesneler ve hayvanlar aracılığıyla ele aldığı insanı insanca değerlendirişi üslubunu kişisel kılan özelliklerin başında gelir.(İskender,1984,s.66)

Aydın Ayan'ın yapıtlarında ilk bakışta dikkati çeken figüratif anlatım, gerçekte belli bir dünya görüşüne bağlı içeriğin biçime dönüşmesinden çok, biçemin içerikleşmesiyle var olan özgün bir resim dili oluşturma kaygısını taşımaktadır. (Ergüven, 1984,s.66)

“Aydın Ayan,gerçekçiliği ön planda tutarak ele aldığı konulara, resimlerinde çağdaş yorumlar getirmeye çalışıyor,getiriyor.Gerçekleri yakalama çabasındaki sanatçı bunu sağlamak için de sık sık simgelerden yararlanmak yoluna gidiyor.” (Şüyün, 1984)

(39)

İlk dönem resimlerin de sınıfsal çelişkileri etkili bir anlatımla vurgulamasıyla ilgimizi çeken Ayan, yeni resimlerinde daha çok fantastik gerçekçi sayılabilecek bir biçim doğrultusunda simgesel, alegorik bir resim diline bağlanıyor. Mezar taşları, güvercinler ve yerel mimarlık motiflerinden oluşan bir mekâna yerleştirdiği figürler, nesnelerle düzenlediği dramatik, ürkünç sahnelerle tarihsel bir sü-reç içindeki diyalektik çelişkiye, insanlığın serüvenine yoğunlaştı-rılmış görsel bir anlatım katmayı öngörüyor (Köksal,1984 )

Aydın Ayan da 1980 sonrasında daha önceki resimlerinin devrimci-toplumcu retoriğinden uzaklaşarak daha genel bir insan ilgisi ve yorumu üzerine eğilen bir sanatçıdır. Ayan bir dönem için daha çok fantastik ve foto-gerçekçi sayılabilecek bir yaklaşımla simgesel ve alegorik bir resim dili geliştirmeyi denemiş ve son yıllarda da aynı yankılanmasında ve yanılsamasında çeşitlenen görme biçimi ve yanılsama sorunlarının irdelenmesine dönük anlatımcı bir söylemi izlemiştir(İskender 1996 )

Sanatçı, halen M.S.G.S.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Öğretim Üyelik görevini sürdürmekte ve çalışmalarını İstanbul’da sürdürmektedir.

ÖDÜLLERİ

1971 Türkiye Tabiatını Koruma Cemiyeti ve Yeni İstanbul Gazetesinin düzenlemiş olduğu Türkiye Liseler arası Şiir Yarışması’nda “Anadolu’da Hasret Gidermek” adlı şiiriyle İkincilik Ödülü

1975 Şeref Akdik Ödülü (Mor Ağaç)

1976 10.DYO Resim Sergisi, Mansiyon (Tuğralı Çıplak)

1977 İstanbul Arkeoloji Müzeleri Açıkhava Sergisi, Resim Başarı Ödülü 1978 GSD 2.Mayıs Sergisi, TMMOB Başarı Ödülü (Piyonların Piyonları) 1979 13.DYO Resim Sergisi, Resim Başarı Ödülü

(40)

1979 40.Devlet Resim ve Heykel Sergisi, Resim Başarı Ödülü (Patron/Elektrik İşkencesi)

1981 Cumhuriyet Senatosu Vakfı “Büyük Nutkun Yorumu/Atatürk Resim Yarışması”, Birincilik Ödülü (Büyük Nutkun Yorumu)

1982 Günümüz Sanatçıları 3.Açıkhava Sergisi, Resim Başarı Ödülü (Askerlik Anıları/Dinlenme)

1983 “Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Ödülü” Resim Birincilik Ödülü (Sonsuz Barış ve Dostluk)

1983 Uluslararası Mersin Festivali Resim Sergisi, Onur Plaketi

1983 Viking 1.Baskı Resim Yarışması Birincilik Ödülü (Sonsuz Barış ve Dostluk)

1984 “Bolu ve Bolu’da Yaşam” Resim Yarışması, Mansiyon 1984 Viking Baskıresim II.Ödüllü Sergisi, Başarı Ödülü

1985 İzmir Ticaret Odası 100. Kutlama Yılı Sergisi İkincilik Ödülü (Karda Kadın)

1986 47. Devlet Resim ve Heykel Sergisi, Resim Başarı Ödülü (Kom’da Kadın) 25/03/2003 Nurol Sanat Galerisi

16/12/2003 Evin Sanat Galerisi

11/04/2005 Çankaya Bel. Çağdaş Sanatlar Merkezi 22/05/2007 Konya Selçuk Üniversitesi

18/08/2007 Evin Sanat Galerisi

17/01/2008 Caddebostan Kültür Merkezi 10/10/2008 Galeri Işık İstanbul

(41)

23/10/2008 Rezan Has Müzesi

1977 Künmat Sanat Galerisi, Teşvikiye, İstanbul 1982 Resim ve Heykel Müzesi, Konak, İzmir

1984 “Bir Memleketin Simgesel Portresi”, Urart Sanat Galerisi, Teşvikiye, İstanbul

1988 Goldsmiths' Gallery, Goldsmiths' College, University of London, Londra, İngiltere

1990 “Ecce Homo Özgün Baskı Resimler”, AKM, Taksim, İstanbul

1991 Palet Sanat Galerisi, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Meslek Yüksekokulu, Eskişehir

1991 Şekerbank Sanat Galerisi, Yenişehir, Ankara

1992 Zühtü Müridoğlu "Desen" - Aydın Ayan "Resim Sergisi", Lebriz Sanat Galerisi, İstanbul

1993 Resim ve Heykel Müzesi, Konak, İzmir

1993 Türkiye İş Bankası Parmakkapı Sanat Galerisi, Beyoğlu, İstanbul 1997 “Aydın Ayan 25. Sanat Yılı Sergisi”, Yapı Kredi Bankası Sanat Galerisi, İzmir

1997 “Aydın Ayan 25. Sanat Yılı Sergisi”, Yapı Kredi Bankası, Kemal Satır Sanat Galerisi, Adana

1997 “Aydın Ayan 25. Sanat Yılı Sergisi”, Yapı Kredi Bankası, Kazım Taşkent Sanat Galerisi, İstanbul

1998 Helikon Sanat Galerisi- Çankaya, Ankara

(42)

2000 Devlet Resim ve Heykel Müzesi- Konak, İzmir 2001 Helikon Sanat Galerisi- Çankaya, Ankara

2002 Nurol Sanat Galerisi (Artist Fuarı kapsamında) Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Harbiye, İstanbul

2003 Nurol Sanat Galerisi Çankaya, Ankara

2004 Halil Akdeniz, Aydın Ayan Resim Sergisi, (Galeri Akdeniz, “ankart” 2004 Ankara Sanat Fuarı kapsamında), Ankara

2005 Helikon Sanat Galerisi Çankaya, Ankara

2005 Helikon Sanat Galerisi, Ankart Sanat Fuarı, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merk., Ankara

2005-2006 Aydın-Burcu-Can Ayan Resim Sergisi, Bilkent Üniversitesi Kütüphane Sanat Galerisi, Bilkent, Ankara

2006 Rokken House, Volda Üniversitesi, Volda, Norveç

2007 35. Yıl Sergisi, İş Sanat Kibele “Sisyphos’un Direnci” Retrospektifi, Levent, İstanbul

2007 Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi, Ankara 2007 Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Eskişehir

2007 Resim Heykel Müzesi, İzmir

2007 Selçuk Üniversitesi, SDKM Sergi Salonu, Konya

Aralık 1989-Ocak 1990 “Yansı/t/ma Üzerine Düşünceler", Benadam Sanat Galerisi, Moda, İstanbul

25/03/2003 Nurol Sanat Galerisi 16/12/2003 Evin Sanat Galerisi

(43)

11/04/2005 Çankaya Bel. Çağdaş Sanatlar Merkezi 22/05/2007 Konya Selçuk Üniversitesi

18/08/2007 Evin Sanat Galerisi

17/01/2008 Caddebostan Kültür Merkezi 10/10/2008 Galeri Işık İstanbul

23/10/2008 Rezan Has Müzesi

1977 Künmat Sanat Galerisi, Teşvikiye, İstanbul 1982 Resim ve Heykel Müzesi, Konak, İzmir

1984 “Bir Memleketin Simgesel Portresi”, Urart Sanat Galerisi, Teşvikiye, İstanbul

1988 Goldsmiths' Gallery, Goldsmiths' College, University of London, Londra, İngiltere

Aralık 1989-Ocak 1990 “Yansı/t/ma Üzerine Düşünceler", Benadam Sanat Galerisi, Moda, İstanbul

1990 “Ecce Homo Özgün Baskı Resimler”, AKM, Taksim, İstanbul

1991 Palet Sanat Galerisi, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Meslek Yüksekokulu, Eskişehir

1991 Şekerbank Sanat Galerisi, Yenişehir, Ankara

1992 Zühtü Müridoğlu "Desen" - Aydın Ayan "Resim Sergisi", Lebriz Sanat Galerisi, İstanbul

1993 Resim ve Heykel Müzesi, Konak, İzmir

(44)

1997 “Aydın Ayan 25. Sanat Yılı Sergisi”, Yapı Kredi Bankası Sanat Galerisi, İzmir

1997 “Aydın Ayan 25. Sanat Yılı Sergisi”, Yapı Kredi Bankası, Kemal Satır Sanat Galerisi, Adana

1997 “Aydın Ayan 25. Sanat Yılı Sergisi”, Yapı Kredi Bankası, Kazım Taşkent Sanat Galerisi, İstanbul

1998 Helikon Sanat Galerisi- Çankaya, Ankara

1999 Türkiye İş Bankası Parmakkapı Sanat Galerisi-Beyoğlu, İstanbul 2000 Devlet Resim ve Heykel Müzesi- Konak, İzmir

2001 Helikon Sanat Galerisi- Çankaya, Ankara

2002 Nurol Sanat Galerisi (Artist Fuarı kapsamında) Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Harbiye, İstanbul

2003 Nurol Sanat Galerisi Çankaya, Ankara

2004 Halil Akdeniz, Aydın Ayan Resim Sergisi, (Galeri Akdeniz, “ankart” 2004 Ankara Sanat Fuarı kapsamında), Ankara

2005 Helikon Sanat Galerisi Çankaya, Ankara

2005 Helikon Sanat Galerisi, Ankart Sanat Fuarı, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merk., Ankara

2005-2006 Aydın-Burcu-Can Ayan Resim Sergisi, Bilkent Üniversitesi Kütüphane Sanat Galerisi, Bilkent, Ankara

2006 Rokken House, Volda Üniversitesi, Volda, Norveç

2007 35. Yıl Sergisi, İş Sanat Kibele “Sisyphos’un Direnci” Retrospektifi, Levent, İstanbul

(45)

2007 Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi, Ankara 2007 Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Eskişehir

2007 Resim Heykel Müzesi, İzmir

2007 Selçuk Üniversitesi, SDKM Sergi Salonu, Konya

(http://aydinayan.com/v3_plt/platin.aspx?platinID=457&section=2&lang=TR)

(46)

Resim.9.Aydın Ayan

Referanslar

Benzer Belgeler

Yıldız DOĞAN‘ın “Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı Öğrencilerinin, Sanatlararası Etkileşimin Görsel Sanatlar Eğitimine Etkilerine İlişkin Görüşleri (Gazi

Uluslararası Halk Kültürü ve Sanat Etkinlikleri ve Sempozyumu” Karma Sergi: “Çocuk Gelin” (Çarık) Kahraman Kazan Belediye Sarayı /(12-14 Ekim 2017)

Çocukların boya kullanımında en yaratıcı oldukları boya 77 puanla guvaş boya iken en az yaratıcı oldukları boyanın 64.2 puanla pastel boya resimler olduğu, ışık gölgeyi

(2) Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı’na özel yetenek sınavı ile öğrenci alımına ait işlemler

[r]

of mechanical properties of re-sintered UO 2 pellets using micro hardness test method1. UO 2

Özellikle renk konsantrasyonu yüksek, pahalı boyalarda daha fazla miktarda boya elde etmek için kullanılır.. Resim macunu birde yoğun ve kalın boya kullanımlarında

Yine deney grubu katılımcıları Pop Sanatın Grafik Tasarım derslerinde kullanıldığını kontrol grubu katılımcılarına göre daha çok ileri