• Sonuç bulunamadı

Y kuşağının seyahat tercihlerine etki eden faktörler: Karşılaştırmalı amprik bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Y kuşağının seyahat tercihlerine etki eden faktörler: Karşılaştırmalı amprik bir araştırma"

Copied!
100
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TURİZM İŞLETMECİLİĞİ ANABİLİM DALI

TURİZM İŞLETMECİLİĞİ BİLİM DALI

Y KUŞAĞININ SEYAHAT TERCİHLERİNE ETKİ EDEN

FAKTÖRLER: KARŞILAŞTIRMALI AMPRİK BİR

ARAŞTIRMA

Ekrem ORAÇ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Dr. Öğr. Üyesi Mehmet SAĞIR

(2)
(3)
(4)

i ÖNSÖZ

Çalışmaya başladığım günden itibaren bilgi birikimini benimle paylaşan, desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen, kendisi ile çalışmaktan onur duyduğum, saygıdeğer danışman hocam Dr. Öğr. Üyesi Mehmet SAĞIR’a, özellikle desteğini benden hiç esirgemeyen kıymetli hocam Öğr. Gör. Dr. Metehan TEMİZEL’e, saygılarımla ve en içten dileklerimle teşekkür ederim.

İş hayatımın yanında araştırmam esnasında bana ihtiyacı olan, oyun zamanından çaldığım, hayatımın en kıymetli varlığı, biricik oğlum Yiğit’e, ideallerimin peşinden gidebilmem için beni her anlamda cesaretlendiren, destekleyen, akademik bilgilerini benimle paylaşan ve sonsuz sabrıyla her zaman desteğini hissettiğim sevgili eşim Aysun ORAÇ’a, hayatımın her döneminde varlıklarıyla bana güç katan, her zaman ilgi, sevgi ve destekleriyle yanımda olan canım anneme, babama ve kardeşlerime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Saygılarımla Ekrem ORAÇ

(5)

ii T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğr

encin

in

Adı Soyadı Ekrem ORAÇ

Numarası 144260002009

Ana Bilim / Bilim Dalı Turizm İşletmeciliği Ana Bilim Dalı/Turizm İşletmeciliği Bilim Dalı Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet SAĞIR

Tezin Adı Y Kuşağının Seyahat Tercihlerine Etki Eden Faktörler: Karşılaştırmalı Amprik Bir Araştırma

ÖZET

Kuşaklar ve bu kuşakların birbirinden farklı özellikler taşıması anlayışından yola çıkılarak hazırlanan bu çalışma, Y kuşağı olarak tanımlanan ve literatürde 1980-1999 yılları arasında doğmuş olan üyelerinin diğer kuşaklardan farklı olan kırılma noktalarını ve Türkiye’de bulunan ve Y kuşağının seyahat tercihlerine araştırmayı konu edinir. Standartların dışında kendi tarzını oluşturmuş olan bu kuşağın, karakteristik özellikleri, meslekleri, beklentileri ve ilgi duydukları alanlar gibi birçok açıdan karşılaştırmalar yapılmış ve tüketim alışkanlıkları ve turizm ürün ya da hizmeti satın alırken ortaya koyduğu tutum ve davranışları araştırılmıştır. Bu parametrelerin araştırılması özellikle işletmelerin müşteri beklentilerini karşılamak için önem arz etmektedir. Ayrıca bu çalışma, ihtiyaç ve isteklerine göre müşterilerin hangi alternatif turizm türlerini tercih edeceğine ilişkin önerilerde bulunulurken, işletmelere de alternatif turizm türleri üzerine uygulanabilecek stratejiler hakkında tavsiyelerde bulunulmuştur. Araştırma sonucunda, Y kuşağının seyahat deneyimlerinde kullandığı her türlü bilgi kaynağı, seyahat tarzlarını belirlemesinde önemli birer etken olduğu anlaşılmaktadır. Birçok araştırma ile varlığı doğrulanmış olan bu çalışma, literatürde uyumlu sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Elde edilen sonuçlar ile işletmelere ve araştırmacılara çeşitli tavsiyelerde bulunularak araştırma tamamlanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Alternatif Turizm, Y Kuşağı, Tüketici Davranışları, Seyahat Tarzı, Bilgi Alma İhtiyacı.

(6)

iii T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğr

encin

in

Adı Soyadı Ekrem ORAÇ

Numarası 144260002009

Ana Bilim / Bilim Dalı Turizm İşletmeciliği Ana Bilim Dalı/Turizm İşletmeciliği Bilim Dalı Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet SAĞIR

Tezin İngilizce Adı Factors Affecting the Travel Behavior of Generation Y: An Empirical Comperative Research

ABSTRACT

This study, which is conducted on the basis of generations and their differences, discusses the differences of Y- generation, described as the generation of people born between 1980 and 1999 in literature, and the travel habits of Y-generation in Turkey. This generation, which has formed its own style apart from the standards, has been compared in many respects such as characteristics, occupations, expectations and areas of interest, and their consumption habits, and behaviors when purchasing products or services for tourism have been investigated. Investigating these parameters is especially significant in meeting the customer expectations of the enterprises. In addition, suggestions are given to the enterprises about the alternative tourism types and the strategies that can be applied on alternative tourism types. As a result of the research, it is understood that all kinds of information used by Y generation in travel experiences are significant factors in determining travel styles. This study, which has been confirmed with many researches, has results consistent with the literature. With the results obtained, the research has been completed with various recommendations to enterprises and researchers.

Key Words: Alternative Tourism, Y-generation, Consumer Behavior, Travel Style, Need for Information.

(7)

iv İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ... i ÖZET ... ii ABSTRACT ... iii İÇİNDEKİLER ... iv ŞEKİLLER DİZİNİ ... vii TABLOLAR DİZİNİ ... viii AMAÇ ...1 ÖNEM ...1 VARSAYIM ...2 SINIRLILIK ...2 BİRİNCİ BÖLÜM Y KUŞAĞININ TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI VE SATIN ALMA DAVRANIŞLARI 1.1. Kuşak Kavramları ve Kuşakların Kronolojik Olarak Tanımlanması ... 3

1.1.1. Sessiz kuşak ... 6

1.1.2. Bebek patlaması kuşağı ... 6

1.1.3. X kuşağı ... 7

1.1.4. Y kuşağı ... 7

1.1.5. Z kuşağı ... 9

1.2. Tüketim Alışkanlıkları ve Etkileyen Faktörler ... 10

1.2.1. Kültürel faktörler ... 11

1.2.2. Sosyal faktörler ... 12

1.2.3. Kişisel faktörler ... 13

(8)

v

1.3. Y Kuşağının Tüketim Alışkanlıkları ... 15

1.4. Y Kuşağının Turizm Ürünleri Satın Alma Alışkanlıkları ... 16

İKİNCİ BÖLÜM TURİZMDE TÜREVLER VE ALTERNATİF TURİZM ÇEŞİTLERİ 2.1. Turizm Türevleri ve Alternatif Turizmin Tanımı ... 21

2.1.1. Katılan kişi sayısına göre turizm türleri ... 25

2.1.2. Ziyaret edilen yere göre turizm türleri ... 26

2.1.3. Katılanların sosyoekonomik durumuna göre turizm türleri ... 27

2.1.4. Katılanların yaşlarına göre turizm türleri ... 27

2.1.5. Katılanların amaçlarına göre turizm türleri ... 28

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Y KUŞAĞININ SEYAHAT TERCİHLERİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLERE İLİŞKİN ALAN ARAŞTIRMASI BULGULARI 3.1. Araştırma Hipotezleri ... 34

3.2. Soru Formu ve Ölçüm Araçları ... 37

3.3. Araştırmanın Evren ve Örneklemi ... 38

3.4. Araştırma Bulguları ... 39

3.1.1. Katılımcıların demografik özellikleri ... 39

3.1.2. Katılımcıların seyahat tarzlarına ilişkin bulgular ... 40

3.1.3. Doğrulayıcı faktör analizi (DFA) ... 47

3.1.4. Yapısal eşitlik modeli (YEM) ... 53

3.1.5. Bağlantılı istatistikler bulgular ... 56

SONUÇ ... 70

KAYNAKÇA ... 74

(9)

vi Ek 1. Anket Formu (Türkçe) ... 86 ÖZGEÇMİŞ ...88

(10)

vii ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1. Alternatif Turizmin Doğuşu ... 22 Şekil 2. Turizm Türleri ... 25 Şekil 3. 2018 Yılı Türkiye’de Bulunan Yaş Grubu ve Cinsiyete Göre Nüfus Grafiği ... 38 Şekil 4. Yapısal Eşitlik Modeli ... 54

(11)

viii TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 1. Farklı Kaynaklarda Yer Alan Kuşak Sınıflandırmaları ... 4

Tablo 2. Kuşakların Temel Farklılıkları Özet Tablosu ... 5

Tablo 3. 2018 Yılı Türkiye’de Bulunan Y Kuşağı Nüfus Bilgileri ... 39

Tablo 4. Katılımcıların Demografik Özelliklerinin Analizi ... 39

Tablo 5. Katılımcıların 1-3 Yıl Arasında Yaptıkları İş Seyahatlerine İlişkin Bulgular ... 40

Tablo 6. Katılımcıların Seyahat Tercihlerine İlişkin Bulgular ... 41

Tablo 7. Katılımcıların Seyahatlerini Birlikte Geçirdiğine İlişkin Bulgular ... 42

Tablo 8. Katılımcıların Seyahatlerinde Tercih Ettiği Konaklama Tipine İlişkin Bulgular ... 42

Tablo 9. Katılımcıların Seyahat Tarzlarına İlişkin Bulgular ... 43

Tablo 10. Katılımcıların Seyahat Kararı Vermeden Önce Bilgi Almalarına İlişkin Bulgular ... 44

Tablo 11. Katılımcıların Seyahat Yeri Hakkında Edineceği Bilgilere İlişkin Bulgular ... 45

Tablo 12. Katılımcıların Seyahat Esnasında Yaptıkları Harcamalara İlişkin Bulgular ... 46

Tablo 13. Ölçekte Yapılan Değişiklikler ... 48

Tablo 14. Ölçekler için Uyum Değerleri ... 48

Tablo 15. Bilgi Alma İhtiyacı Ölçeği Faktör Yükleri ve Cronbach Alfa Katsayıları 49 Tablo 16. Bilgi Alma İhtiyacı Ölçeği Geçerli Madde Analizleri ... 50

Tablo 17. Seyahat Tarzı Belirlemeye Yardımcı Olma Ölçeği Geçerli Madde Analizleri ... 52

Tablo 3.18. Seyahat Tarzı Belirlemeye Yardımcı Olma Ölçeği Faktör Yükleri ve Cronbach Alfa Katsayıları ... 53

(12)

ix Tablo 19. Yapısal Eşitlik Modeli Uyum Değerleri ... 55 Tablo 20. Yapısal Eşitlik Modeli Katsayıları ... 55 Tablo 21. Cinsiyet İle Ölçekler ve Alt Boyutlar Arasındaki Mann Whitney U-Testi 56 Tablo 22. Meslek İle Ölçekler ve Alt Boyutlar Arasındaki Kruskal Wallis Testi .... 58 Tablo 23. Gelir Durumu İle Ölçekler ve Alt Boyutlar Arasındaki Kruskal Wallis Testi ... 61 Tablo 24. Eğitim Durumu İle Ölçekler ve Alt Boyutlar Arasındaki Kruskal Wallis Testi ... 63 Tablo 25. Mevsim Seçimi İle Ölçekler ve Alt Boyutlar Arasındaki Kruskal Wallis Testi ... 65 Tablo .26. Seyahat Gün Sayısı İle Ölçekler ve Alt Boyutlar Arasındaki Kruskal Wallis Testi ... 67

(13)

1 AMAÇ

Bu çalışmada, genellikle 1980 – 1999 yaş aralığı olarak kabul edilen ve Y kuşağı olarak bilinen tüketicilerin, günümüzde kendine özgü tüketim alışkanlıkları dikkat alınarak turizm ürünleri satın alırken ortaya koyduğu tutum ve davranışlarının araştırılması, algı ve tercihleri üzerinde etki eden faktörler ve seyahat tarzları ile bilgi alma ihtiyacının birbirleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır.

Buna bağlı olarak, Türkiye'de tatile çıkan Y kuşağı yerli turistlerin, seyahat öncesinde ne tür kaynaklardan bilgi aldığı, seyahat esnasında nelere dikkat ettiği ve seyahat süresince ne gibi harcamalar yaptığı araştırılarak turizm ürünü satın alma öncesinde ve sonrasında hangi boyutlarda etkilendiklerinin ortaya konması amaçlanmıştır. Böylece rekabetin her geçen gün giderek arttığı turizm sektöründe, paydaşlar arasında dikkate alınabilecek faktörler belirlenerek ülke turizmine bir nebze katkı sunmak amaçlanmaktadır.

ÖNEM

Bu çalışmada, Türkiye’de yaşayan Y kuşağının turizm tercihleri açısından ülke turizmine sosyo-ekonomik yönüyle sağlayacağı katkılar hedef alınmıştır. Bugüne kadar ulusal literatürde rastlanmayan bir araştırmaya yer verilmektedir. Dünyanın zamanla küreselleşmesi, turizm alanında alternatiflerin artması ve teknoloji gelişmesi ile birlikte tüketicilerin ürün/hizmetlere olan ilgisini de değiştirmektedir. Bu sebeple, Y kuşağı turistlerin bu faktörlerden ne kadar etkilendiğinin ortaya konması ve turizm ürünü/hizmeti satın alma sürecinde tutum ve davranışlarının ne ölçüde farklılaştığının ortaya konulması önemlidir.

Bununla birlikte, ülkemiz nüfusunun büyük çoğunluğunu Y kuşağı ve sonrasında gelen kuşakların oluşturmaktadır. Y kuşağından sonra gelen Z kuşağı ve sonraki nesillerin birçoğunun eğitim sürecinde olması ve iş hayatına atılmamasından dolayı aileleriyle birlikte tatil yapabilmesi bu araştırmaya olan önemin başka bir boyutunu ortaya çıkarmaktadır. Bu yüzden, Y kuşağının turizm ürünü satın alma sürecindeki etkilerinin araştırılması ve bulgulardan yola çıkarak ülke turizminde pazarlama stratejilerine yön vermek açısından çok önemlidir. Ayrıca, Türkiye'deki turizm işletmelerinin, Y kuşağı turistlerin turizm ürün satın alma karar sürecindeki

(14)

2 etkilerini incelemelerine ve bu konudaki eksikliklerini tamamlamalarına yardımcı olacak ve ulusal yazında önemli bir yere sahip olarak ileride yapılacak olan çalışmalar ışık tutacaktır.

VARSAYIM

 Saha çalışması katılımcıları, bu yöntem ile veri toplanması sürecine ilişkin herhangi bir önyargıda bulunmamışlardır.

 Ankete katılan katılımcılar verdikleri yanıtlarda samimidirler. SINIRLILIK

Türkiye genelinde araştırmaya konu olan turizm ürün/hizmeti satın alan Y kuşağı turistlerin uygulama sahası çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Bu sebeple uygulama sahası belirleme konusunda bazı problemler oluşmaktadır. Buna bağlı olarak turizm ürün/hizmeti satın alan turistlerin tamamına ulaşılması, maliyet ve zaman açısından zor olması sebebiyle bu araştırmada örnekleme yapılmıştır. Anket araştırmasında, katılımcıların zaman sınırlılığı ve katılımcılara ulaşmada yaşanılan güçlükler araştırmanın bir diğer sınırlılıkları olarak sayılabilir.

Bu kapsamda araştırmanın kabul edilebilirliği, katılımcıların istekli olması, soruları doğru bir şekilde algılayıp vereceği cevaplara samimi ve dürüst olmasına bağlı olacaktır. Bu gibi sınırlayıcı faktörlerin çalışmanın yürütülmesine etki edeceği düşünülmektedir.

(15)

3 BİRİNCİ BÖLÜM

Y KUŞAĞININ TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI VE SATIN ALMA DAVRANIŞLARI

1.1. Kuşak Kavramları ve Kuşakların Kronolojik Olarak Tanımlanması İnsanlığın var olmasıyla birlikte tarih kitaplarında kuşak kavramı yer almaktadır. Kuşakların detaylı bir şekilde incelenmesi ve birbirleri arasındaki farklılıkları ise, son yüzyılda gerçekleşmiş, karakteristik özellikleri gözetilerek kronolojik olarak sıralanmıştır. Bunun temel nedenlerinden biri yaşadığımız yüzyıl içerisindeki değişim hızının bugüne kadar tarihin hiçbir döneminde yaşanmamış olmasıdır (Berkup, 2015: 48).

Literatürde, kuşak kavramı üzerine farklı tanımlar yapılmış ve özellikle belirtilen sınıflandırmalarda belirgin farklılıkların olduğu gözlemlenmiştir. Kuşakları sınıflandırmanın sadece tek bir sebebi olmadığından, eski bir dönemden yeni bir döneme geçişi; tarihlerin ve dönemlerin bulundukları konum ve imkanların farklılıkları göstermesi olağan bir durumdur.

Türkçe’de nesil veya jenerasyon olarak tanımlanan kuşak kavramına dair ilk çalışmayı İbn-i Haldun “Jenerasyonel Sistemler Teorisi” olarak yapmış ve batı dünyası tarafından modellenmiştir. Daha sonra ilk bilimsel çalışmayı da Auguste Comte 1830-1840 yılları arasında gerçekleştirmiş ve kuşaklararası farklılıkların tarihsel zamanlar içerisinde değişimler yaşadığını ortaya çıkartarak, toplumsal yapının bozulmaması için ancak bir kuşağın bir sonraki kuşağa aktaracağı değerler ile olabileceğini ifade etmiştir (Comte, 1974; 64).

Türk Dil Kurumu kuşak kavramını “yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin topluluğu” olarak tanımlamaktadır.

Lower ise kuşağı, belirli zamanlarda dünyaya gelen, aynı dönemi ve deneyimleri birlikte yaşayan, dönem içerisinde belirli zamanlarda yaşanmış devrim niteliğinde olaylardan etkilenmiş, eğilimleri tarafından şekillendirilmiş, kendilerini

(16)

4 yansıtan fikirleri, değerleri, tavırları, pozitif ve negatif yönlerinin olduğu insan topluluğu olarak tanımlamaktadır.

Kuşakların sadece kişilerin doğdukları tarih aralıklarını dikkate alarak sınıflandırılması doğru değildir. Aynı zamanda kuşakları oluşturan o zaman diliminde yaşayan bireylerin duyguları, düşünceleri ve tecrübelerinin tanımlanması da, onları sınıflandırmak için kullanılması gerekmektedir (Zemke vd., 2013; 4). Geçmişten bugüne kadar geçen zaman içerisinde dikkate alınabilecek değişimler ele alındığında, neredeyse kuşak geçişlerinin hemen hemen hepsinde tarihsel olayların olduğu ve bu olaylara bağlı olarak yaşanan değişimler olduğu bilinmektedir. Kuşaklar, duygu, düşünce ve yaşadıkları toplumları belirli ölçüde değiştirdikleri kadar, bir arada olduğu toplumlardan da etkilenmişlerdir. Bu etkileşim, kuşakların birbirleri arasında olan farkı ortaya koyduğu gibi; değişimin bazı etkilerini diğer kuşakların sürdürmesini de sağlamıştır (Altıntuğ, 2012: 204).

Tablo 1. Farklı Kaynaklarda Yer Alan Kuşak Sınıflandırmaları

KAYNAKLAR SINIFLANDIRMA Sessiz Kuşak Baby Boomers Kuşağı X Kuşağı Y Kuşağı Z Kuşağı Altıntuğ, 2012 1946 - 1964 1965 - 1980 1981 - 1999 2000 - …. Crumpacker& Crumpacker, 2007 1925 - 1945 1946 - 1964 1965 - 1979 1980 - 1999 Keleş, 2011 1946 - 1964 1965 - 1979 1980 - 1999 2000 - …. Kyles, 2005 1900 - 1945 1946 - 1964 1965 - 1979 1980 - 1999 Özgen ve Sarıoğlu, 2017 1922 - 1943 1943 - 1960 1960 - 1980 1980 - 2000 Salahuddin, 2010 1922 - 1943 1943 - 1960 1960 - 1980 1980 - 2000 Tapscott (1998) 1946 - 1964 1965 - 1975 1976 - 2000

Kaynak: Salahuddin, 2010: 2; Altıntuğ, 2012: 867; Kyles, 2005: 54; Crumpacker & Crumpacker, 2007: 351; Keleş, 2011: 131, Lancaster ve Stillman, 2002: 59.

(17)

5 Yukarıdaki tabloda, farklı kaynaklarda tanımlanan kuşak sınıflandırmaları yer almaktadır. Bu kaynakların birbiriyle uyum sağlamayan tarih aralıkları olsa da, literatürde kuşaklar için genel olarak tanımlanmış tarih aralıkları ele alınmıştır.

Tablo 2. Kuşakların Temel Farklılıkları Özet Tablosu

KU

ŞA

KLAR SOSYAL ÇEVRE TEKNOLOJİK

ÇEVRE DAVRANIŞ TARİHSEL ÇEVRE DÜNYA TÜRKİYE S es si z K u şa k “Korkmamız gereken tek şey korkunun kendisi” TV’nin doğuşu Mali anlamda tutucu, disiplinli, otoriteye saygılı, kurallara uyan, sadık, babaerkil, riskten kaçınan, çok

çalışan, sisteme güvenen II. Dünya Savaşı, ekonomik buhran Cumhuriyet dönemi B eb ek P at la m as ı

“Bir hayalim var” Radyonun altın çağı

Hırslı, kural tanımaz, rekabetçi, refah düzeyi yüksek,

kişisel gelişim, zaman baskısı, çalışmak için yaşayan, daima genç

İnsan hakları partili dönem İhtilal–çok

X

K

u

şa

ğı Evde yaşayan, aile ya da çocuk sahibi

olmayı kariyer ilerlemesinin sonrasına bırakan Ev bilgisayarlarında araştırma yapan, video oyunlarının arttığı ve interneti sosyal ve ticari amaçlarla kullanma Bağımsız ve kendine güvenen, şüpheci, teknolojiye adapte, otoriteye güvensiz, informel liyakata dayalı liderlik, iş– yaşam dengesini gözeten Berlin duvarının yıkılması, SSCB’nin yıkılması gibi deneyimlerle şekillendiren Sağ–sol çatışmaları Y K u şa

ğı Olaylar, liderler ve trendler tarafından

şekillendirilme ‘just do it’ ‘mesajınız

var’

Teknoloji, iletişimciler

İyimser, teknoloji ile yaşayan, iyi eğitimli,

kişisel destek isteyen, dışsal geribildirim bekleyen, takım oyuncusu-sosyal network üyesi, aileye düşkün, iş ve yaşam dengesi isteyen 1960’lı yılların karşıt kültürünü sona erdirme ve günlük olaylardan ziyade teknoloji

ile daha çok ilgilenme, Körfez Savaşı, 11 Eylül Saldırıları Terör, refah ve kriz dönemleri Z K u şa ğı Sürekli online, takma adlarla yaşayan Tamamen teknolojik iletişim Zaman ve mekân sınırı olmaksızın dünya çapında network Kaynak: Çinkılıç, 2018: 32.

(18)

6 Kuşakları beşli bir şekilde sınıflandırmaya tabi tutmak, sosyolojik olarak karşılaşılan birçok durumu ve olayı kolaylaştırmaktadır (Ataç ve Tetik, 2014: 152). Tablo 2’de de kuşakların sosyolojik yapı, teknolojik gelişmeler, dünyada ve Türkiye’de yaşanan olaylara karşı kuşakların davranışları yer almaktadır.

Araştırmamızda da temel olarak; 1925-1945 yılları arasında dünyaya gelenler “Sessiz Kuşak”; 1946-1964 yılları arasında dünyaya gelenler “Baby Boomers Kuşağı”; 1965-1979 yılları arasında dünyaya gelenler “X Kuşağı”; 1980-1999 yılları arasında dünyaya gelenler “Y Kuşağı”, 2000 ve daha sonrası yıllarda dünyaya gelenler de “Z Kuşağı” olarak sınıflandırma yapılmaktadır.

1.1.1. Sessiz kuşak

Gelenekselciler, savaş, gaziler kuşağı gibi birçok tanımla anılan ve 1925-1945 tarihleri arasında dünyaya gelenleri kapsamaktadır. I. ve II. Dünya Savaşları, Büyük Buhran, Hiroşima Atom Bombası gibi bütün dünyayı etkileyen olayların yanı sıra sosyo-kültürel, politik ve ekonomik olaylar, bu kuşağın kişiliğini şekillendirmede büyük rol oynamış ve üyelerinin karakteristik özelliklerini oluşturmuştur (Kraus, 2017, 63; Berkup, 2014: 220).

Hayatlarının büyük bir bölümünü savaşlar ve ekonomik zorluklarla geçirmiştir. Özellikle 1940-1945 yıllarında doğum ve nüfus oranı ciddi şekilde düşmüştür. Bu dönem içerisinde yaşanan işsizlik ve ekonomik sorunlar bireyleri tasarrufa yönlendirmiş, bu sebeple de doğum oranı artmamıştır. Bu yüzden tasarruf etmek ve çok fazla harcamadan mütevazi bir hayatı sürdürmek isteyen sessiz kuşak, finansal güvenliğin kendileri çok önemli olmasından dolayı işlerinde her zaman kalıcılık istemişlerdir (Gündüz ve Pekçetaş, 2018: 92).

1.1.2. Bebek patlaması kuşağı

1946 ve 1964 yılları arasında doğmuş, birçok önemli kültürel ve ekonomik değişimin kaynağı olan, Dünya Savaşlarının verdiği zararların üstesinden gelinmeye çalışıldığı dönem olarak bilinmesinden ve dünyaya gelen bebek sayısında aşırı bir artışın yaşanmasından dolayı bu kuşak bebek patlaması (baby boomers) kuşağı adını almıştır (Yu ve Miller, 2005: 35). Topluma en çok fayda sağlayan, üretken bir kuşak bilinmesiyle bu dönemde yeni bir anlayışın oluşmasına sebep olmuştur. Çalışkan,

(19)

7 iyimser, mükemmeliyetçi, idealist, kanaatkâr ve bir önceki kuşağa bağlı olan aileleri gibi otoriteye saygılı, rekabetçi, sadık, kararlarında uyumludur. Uzun çalışma süreleri ve takım çalışmasına önem vermesiyle istihdamda kalıcılık sağlamışlardır. Felsefeleri çalışmak için yaşamak olmuştur (Mercan, 2016: 62).

1960’lı yıllar radyo ve televizyonun icadı, 70’li yıllar fast food; 70’li yılların sonlarında ise -neslin evlenme çağına gelmesiyle- gayrimenkul alımlarının artış gösterdiği yıllar olarak bilinmektedir (KİGEM).

1.1.3. X kuşağı

1965 yılından 1979 yılları arasında doğan ve demografik olarak bebek patlaması kuşağıyla benzer özellikleri taşıyan insanların oluşturdukları kuşak olarak bilinmektedir. Bebek Patlaması kuşağının refah içerisinde bir yaşam sürmesiyle ortaya çıkan maliyet artışlarının bir süre sonrasında devletler tarafından karşılanamaması ve hemen arkasından 1970’li dönemlerde akaryakıt krizinden kaynaklanan sorunlar, bu kuşağın zor dönemlerden geçmesine sebep olmuştur. Bu kuşağın en belirgin özellikleri geleceğe dair endişe ve kaygılar yaşamalarıdır. O yüzden bu kuşağa kayıp kuşak da denilmektedir. Yaşanan ekonomik çalkantılar nedeniyle bu kuşak kendisini çalışmaya ve daha çok para kazanmaya odaklamaktadır (Altıntuğ, 2012: 205).

X kuşağı, teknolojik gelişmeleri takip edemeyen ve mücadele etmekten vazgeçen kuşaktır. Teknolojinin gelişmesiyle X kuşağının sadakat duyguları duruma göre değişiklik gösterse de geleneksel değerlerinden vazgeçmediklerini göstermişlerdir. Bu yüzden toplumsal problemler karşısında duyarlıdırlar. Bu zaman diliminde Walkman ve IBM marka bilgisayarlar yaygın hale gelmiştir (Altuntuğ, 2012: 205; Çaycı ve Karagülle, 2014: 192).

1.1.4. Y kuşağı

Y Kuşağı adını İngilizce karşılığı “why” kelimesinden almıştır. Sürekli sorgulayan ve sorularının cevaplarını almadan motive edilemeyen bir nesil olmasından dolayı bu kelime ve harf uygun görülmüştür. 1980 ile 1999 yılları arasında dünyaya gelen nesli kapsamaktadır. Bir önceki kuşağa göre dünyanın en kalabalık nüfusa sahip kuşağı olan Y kuşağı, tarihteki en eğitimli ve en fazla çeşitliliğe sahip kuşak olarak

(20)

8 bilinmektedir. Ayrıca önümüzdeki 10 yıllık süre içerisinde iş hayatında da en çok nüfusa sahip kuşak olarak yerini alacaktır (Kuran, 2014: 5).

Y Kuşağı, “echo boomers” olarak da tanımlanmaktadır. Çünkü bu nesil “baby boomers” olarak anılan neslin çocukları olarak bilinmektedir. Y kuşağı üyeleri, küçük yaşlardan beri bilgisayarları öğrenmiş ve internet kullanmışlardır. Bu yüzden, milleniallar, internet nesli, iGen gibi isimlerle de anılmaktadırlar. Eğitilmek için yaşarlar, yeni fırsatların zorluğundan zevk alırlar, iş-yaşam dengesini ararlar ve karar verme sürecine dahil olmayı severler (Ağırdır, 2013: 1).

Bu kuşağın aile yapısı önceki aile yapılarından farklı olarak, çocuklarının daha iyi imkanlarla büyüyebilmesine, iyi bir şekilde eğitilmesine ve özgüvenli olmasına sebep olmuşlardır. Çocuklarının günlük yaşamlarında saatlerini bile programlamış, hayatlarında her zaman yanlarında olmuş ve şekil vermişlerdir. Akşam yemeğinden önce sportif veya kültürel kurslara katılmak, derslerini bitirmek ve günlük yaşamda dünyadaki yaşanan gelişmeler hakkında aile ile görüşlerini paylaşması ile çocuklarının yaptıkları çalışmalarda daha hızlı sonuca ulaşmasını sağlamış, sonuç odaklı çalışmayı öğrenmişlerdir. Bununla birlikte aile içerisinde ebeveynlerin baskın olmaması aile fertlerinin fikirlerine ve düşüncelerine saygılı bir nesil olarak yetişmişlerdir (Türeli ve Çoşkun, 2018: 331; Notter’dan akt. Çemberci vd., 2014: 61).

Y Kuşağı Kişilik ve Davranış Özellikleri: Kariyerleri ve kişisel hayatları için

çok para kazanmanın yanında, iyimser, son derece kararlı, eş zamanlı birkaç işi birlikte yapabilen, takım çalışmasına uyumlu, empati kuran bir nesil olarak bilinmektedirler. Teknoloji, bu dijital kuşağın öğrenme biçimini şekillendirmiştir. İçinde bulundukları teknolojik alt yapılar her geçen gün daha karmaşık hale gelmesiyle bilgi kullanımını da çok daha kolay hale getirmektedir (Martin, 2005: 41-42).

Otorite kurulmasından hoşlanmaması, isteklerinin çok, beklentilerinin yüksek olması, hızlı tüketmesi, kitleselden ziyade, daha çok kişiye özel olanı tercih etmesi, özgüvenleri biraz abartılı, girişimci ve özgürlüklerine çok düşkün olması gibi birçok kişisel özellikler Y kuşağında bulunmaktadır (KİGEM).

(21)

9 Small ve Vorgan (2009) Y kuşağının karakteristik özelliklerini aşağıdaki gibi sıralamıştır.

• Kendilerine ait sanal davranış ve hitapları bulunmaktadır. • Beyinleri hızlı sanal iletişimine daha çok yatkındır.

• Geleneksel öğrenme yöntemleriyle karşılaştıklarında odaklanma sorunları yaşarlar.

• Aynı anda birden fazla iş yapabilirler, birbirleriyle bağlantılı işleri yapmakta zorluk yaşamazlar. Bu duruma örnek olarak, televizyon seyrederken diğer teknolojik araçları, özellikle telefon ve tableti kullanmaktadırlar.

• Erken yaşta okuma yazma öğrenirler ve okumaya çok az zaman ayırırlar. • Konuşma dili zayıftır. Kendilerini daha çok sanal ortamlarda ifade

etmektedirler.

• Beynin bazı bölümleri ve veri iletimi yeteri derecede gelişmediğinden geleneksel öğrenme türlerine uyum sağlayamamaktadır.

Y kuşağının en belirgin özelliklerinden biri de çalıştıkları işi, yaşamak için sadece gerekli unsurlardan biri olarak görmeleri, dolayısıyla çalışma sistemine bağlı olarak yıl içerisinde kullanacağı izinlerine çok önemsedikleri; daha az çalışma saatleri

olan ve sürekli kontrol ve teftiş edilmeyecek işleri daha çok seçtiği bilinmektedir. Toplumsal değerler ile alakası ise önceki nesillere göre çok

önemsemedikleri; başka ifade ile ahlaki durumlara çok dikkat etmedikleri ifade edilmektedir (Twenge, 2010: 203-204).

1.1.5. Z kuşağı

Z kuşağı, 2000 yılı ve sonrası doğan kuşak, doğuştan teknoloji ile iç içe olduklarından dolayı internet ve sosyal medya gibi konularda yatkınlıklarının yanı sıra, ekonomik durumlar, kültürel ve siyasal politikaların etkisiyle, diğer kuşak karşılaştırıldığında, farklı özellikler taşıdığı ön plana çıkmaktadır. İhtiyaç duyduğu konuları araştırdıklarından dolayı çok fazla bilgi sahibidirler. Bilgisayarı okumaya, yazılı kaynakları konuşmaya tercih eden, sosyal aktivitelere çok katılmayan Z kuşağının yakınlık göstermemesi ve uzaktan iletişim sağlaması yalnız yaşamayı

(22)

10 istediklerini göstermektedir. Merakını anında gidermek isteyen bu nesil internet ve bilgisayar, tablet ve telefon gibi teknolojik imkanların olmadığı bir dünya düşünememektedir (Mercan, 2016: 67).

Bu kuşağın bireyleri, aşırı öz güvenlidirler. Sabit bir işleyiş onlara uygun değildir. Bu yüzden iş hayatlarında sürekli farklı hedefler doğrultusunda hareket ederler. Ayrıca, iletişim ile sistemin kurulması, değişikliklere ayak uydurabilme ve alternatif düşünme gibi pek çok durumlarda başarılı olabilecekleri beklenmektedir. Z kuşağı bireylerinin işyerlerinde teknolojik imkanların var olması, çalışma ortamının modern ve donanımlı araç ve gereçlerin olması çalışmalarında daha çok etkili olmasına ve performanslarının artmasına sebep olacaktır (Taş vd., 2017: 1045).

Daima anlayış gösterip ve kendisi ön plana çıkarmak, Z kuşağı için önemli olsa da özgürlük, bu kuşağın en çok önem verdiği kavram olarak bilinmektedir. Toplum örf, adet vb. yaşantısından farklı olsa bile, doğru olduğuna inandıkları noktalarda geri adım atmamak eğiliminde oldukları ifade edilebilir (Sarıoğlu ve Özgen, 2017: 245).

1.2. Tüketim Alışkanlıkları ve Etkileyen Faktörler

Genellikle üretilen herhangi bir ürün ya da hizmeti bir fayda sağlamak amacıyla kullanıp yok eden kimselere tüketici denilmektedir (Üner vd., 2007: 17). Türk Dil Kurumu da tüketici kavramını “Mal ve hizmetlerden yararlanan, satın alıp kullanan, tüketen kimse, müstehlik, üretici karşıtı” olarak tanımlamıştır. Tüm pazarlama çabaları tüketicilere ve onların tatminine yöneliktir. Tüketici, bir işletmenin stratejik planlamasında önemli konumda yer aldığı için işletmelerin pazara yönelik hedeflerinde temel belirleyicidir. Tüketici, stratejik planlamanın en karmaşık ve anlaşılması zor ve kısmında yer almaktadır. Bu iki önemli sebepten ilki, insanların karakteristik özelliklerini ölçme ve sonuca ulaşmada yaşanacak zorluk, ikinci ise, insanın karakteristik özelliklerini etkileyen pek çok faktörün varlığıdır. Bu yüzden işletmeler, tüketiciler üzerinde periyodik olarak araştırmalar uygulayarak takip etmek zorundadır. (İslamoğlu, 2003: 5).

Günümüzde gerek bireyler gerekse kültürler arasındaki yoğun etkileşim nedeniyle, bireyleri ve grupları katı çizgiler ile birbirinden ayırmak mümkün olmamaktadır. Bu durumun etkisi ile kültür ve sosyal sınıf gibi temel ayrımlar ya da

(23)

11 sınıflar ile kültürlerarası hiyerarşik ilişki de bulanıklaşmaya başlamıştır. Modern toplumlar; bireylerin güçlü, duygusal bağlantılar kurduğu, ortak bir alt kültürü ve hayat görüşünü paylaştığı sosyal mikro grupların oluşturduğu bir şebeke görünümü arz etmektedir. Bu bağlamda artan ilginin sadece temel ihtiyaçları temin etmensinin haricinde, psikolojik, sosyal, kültürel gereksinimlerini de karşılamak amacıyla kullanıldığını ortaya koymuştur (Yılmaz ve Uzunçelebi, 2015: 14; Kayaman ve Armutlu, 2002: 14).

1.2.1. Kültürel faktörler

Tüketici davranışlarını etkileyen önemli faktörlerden biri kültürel faktörlerdir. Kültürel faktörler kendi içerisinde kültür, alt kültür, sosyal sınıf olmak üzere üç alt başlık altında sınıflandırılmaktadır.

Kültür: “Bir toplumu diğer toplumlardan farklı kılan, geçmişten beri değişerek

devam eden, kendine özgü, sanatı, inançları, örfü, adetleri, anlayışı, davranışları ile onun kimliğini oluşturan yaşayış ve düşünme tarzıdır. Topluma bir kimlik kazandıran, dayanışma ve birlik duygusu verdiği toplumda düzeni de sağlayan maddi ve manevi değerlerin bütünü” olarak tanımlanmaktadır (Kültür ve Turizm Bakanlığı). Bireyler bir arada oldukları toplumun kültürü tarafından etkilenmekte, değer yargıları, hayata bakış açısı, davranışı, olaylara bakış açıları ve değerlendirmeleri o toplumun kültürel yapısına uyum sağlamaktadır. Dolayısıyla, insanların kültürel oluşumlarındaki farklılıklar tutumlarına yansımaktadır (Koçel, 2013: 135).

Alt kültür: Dünyada nüfusun çoğalması ve kültür yapılarının değişikliğe

uğraması, aynı yaşantıya sahip toplumlarda bölgesel, dini, ırki vb. boyutlarda farklılaşmasına sebep olmuş ve bu süreç alt kültürü ortaya çıkarmıştır. Alt kültür, kültürün getirdiği belirli bir yaşam veya davranış tarzını oluşturan bir alt bölümdür ve genellikle bölgesel bir oluşum olarak görülmektedir. Zira belirli bir bölgede yaşayan insanların birbirleriyle arasında sıkı bir bağ oluşur; çeşitli dış etkenler altında benzer şekilde fikir üretir ve uygularlar. Alt kültür, kişinin tutum ve davranışlarının yapılanmasında önemli bir rol oynamaktadır (Mucuk, 2010: 79).

Sosyal sınıf: Sosyal sınıf ya da sosyal örgütlenme, toplumda diğerlerinin de

(24)

12 hayat standartları, aynı yaşam tarzları, aynı yaşam görüşü, sosyal sınıfı belirleyen özelliklerdendir. Sosyal sınıf ya da sosyal örgütlenme geçmişten beri toplumların ve toplumsal yapıların oluşmasında en etkin rollerden birini oynamıştır. Sosyal sınıf ve sosyal örgütleri araştırabilmenin en iyi yollarından biri de sosyal yapı analizi yapmaktır. Çünkü sosyal sınıf ve örgütlenmeler, sosyal yapının kesitlerinden bir tanesi olarak kabul edilmektedirler (Yükselen, 2000: 80; Berber, 2003: 223).

1.2.2. Sosyal faktörler

Tüketici davranışlarını etkileyen önemli faktörlerden ikicisi sosyal faktörlerdir. Sosyal faktörler kendi içerisinde danışma grupları (referans grupları), aile, rol ve statüler olmak üzere üç alt başlık altında sınıflandırılmaktadır.

Danışma grupları (Referans grupları): Danışma veya referans grupları olarak

bilinen, bireyin değerleri, tavırları hal ve hareketlerinin oluşmasına ve sonrasında etki etmesine sebep olan insan topluluklarıdır. Referans grupları kişinin karşılıklı ilişkide bulunduğu yakın çevresi (aile, arkadaş vb.) olabileceği gibi, doğrudan ilişkisi olmayan kişilerden, bağlı olmadığı (artist, yazar, manken vb.) kişi ya da gruplardan oluşabilir. Referans etkisi ürün ve markaya göre talepte değişiklik gösterebilir. Zorunlu tüketim malları gibi ürünlerde neredeyse etkisi yok iken, göstermelik (cep telefonu, takı, giyim vb.) tüketim malları gibi ürünlerde etkisini aşırı bir şekilde gösterdiği anlaşılmaktadır (Kırdar, 2012: 100-101).

Aile: Aile, gıda, mobilya, beyaz eşya, otomobil, tatil gibi birçok ürün ve

hizmete karar veren, satın alan ve tüketen birimdir. Aile içerisindeki bireylerin, birlikte kullandığı ürünlerin yanı sıra, kendi ihtiyaçları için satın aldıkları ürün/hizmetlerde bile diğer aile bireylerine göre karar vermesi gerekmektedir. Aile içerisinde yapılan birçok önemli satın alma alışkanlıkları, aile üyelerinin tutum ve davranışlarına etki etmektedir(Aygün ve Kazan, 2008: 228).

Rol ve statüler: İnsanlar yaşadıkları süre boyunca hayatlarında bir arada

oldukları gruplar, çalıştığı kurumlarda belirli bir pozisyona, bir statüye sahip olmaktadırlar. Bulundukları bu pozisyonlarda bireyin bir rolü vardır ve bu roller genellikle bireyin hem tavır ve tutumlarını hem de satın alma davranışını etkiler. Örneğin; iş dünyasının önde gelen yetkililerinin giydikleri kıyafetler, takım elbisesinin

(25)

13 kumaşı, yaptığı spor, bindikleri araba hatta üyesi olduğu sosyal kulüplere kadar pek çok şey prestij ölçüsü olarak kabul edilir (Arslan, 2003: 83).

1.2.3. Kişisel faktörler

Tüketici davranışlarını etkileyen önemli faktörlerden üçüncüsü kişisel faktörlerdir. Kişisel faktörler kendi içerisinde yaş ve yaşam dönemi, meslek, ekonomik özellikler, yaşam tarzı ve kişilik olarak beş alt başlık altında sınıflandırılmaktadır.

Yaş ve yaşam dönemi: İnsanların yaşadıkları süre içerisinde ihtiyaçlarının

temin edilmesinde, yaş ve yaşam dönemindeki aşamalar önemli rol oynamaktadır. Her yaş grubunun tercih ettiği ve tarzını oluşturan ürün ve hizmetlerin birbirinden farklı karakteristik özellikleri vardır. Yaşlı tüketiciler belirli bir markayı tercih edip o markaya bağlılığını sürdürebilirken, genç tüketiciler bunun tam tersine tüketici bilinçlenmesini gerektirecek bir yaşam döngüsü kurmaktadırlar (Mittal ve Kamakura, 2001: s. 135).

Meslek: Tüketicilerin yapacakları tercihlerini, hayat şekillerini ve tüketim

davranışlarını belirleyen önemli bir faktördür. Tüketicinin mesleği ile satın alma gücü doğru orantılı olarak belirlenmektedir (Cemalcılar, 1998: 48). Özellikle gelişmiş ülkelerde eğitim ve gelir düzeyi ile meslek arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Bireyin eğitim düzeyi yüksek olmasıyla elde edilecek meslek ve gelir düzeyinin de bununla birlikte artacağı varsayılmaktadır (Kozak, 2012: 82).

Ekonomik özellikler: Ekonomik durum, tüketicinin satın alma davranışını

direkt etkileyen en önemli faktördür. Kazanıcının belirli bir kısmı, yaşam için zorunlu olan temel ihtiyaçlara harcar. Zorunluluk kavramı göreceli olduğu için kolayca ölçülemez ama ev kirası, yiyecek, giyim, ulaştırma ve sağlık gibi temel ve zorunlu ihtiyaçlara yapılan harcamalar ayrıldıktan sonra, geriye kalan gelir, isteğe bağlı olarak tüketici istediği gibi kullanır (MEB, 2012: 25).

Yaşam tarzı: Kişiler aynı alt kültüre, sosyal sınıfa ve mesleğe sahip olsa dahi

yaşam tarzları oldukça farklı olabilir. Bir bireyin hayat tarzı onun yaşama bakış açısını, faaliyetlerini, hobilerini, fikirlerini ve hayatta dair planlarını ifade eder. Kişinin evli veya bekar olması, evli ise çocuklarının olup olmaması, cinsiyeti, ekonomik durumu,

(26)

14 eğitim düzeyi, mesleği, satın alma tercihlerine etki etmektedir. Dolayısıyla bu etkenlere bağlı olarak bireylerin yaşam tarzı değişmektedir (Satıcı, 1998: 9).

Kişilik: Kişilik, bireyleri tanımlayan biyolojik ve psikolojik özelliklerinin bir

bütünü olarak ifade edilmektedir. Bir kişinin satın aldığı ürünler ve markalar ile bireyin kendine özgü tavırları arasında yakın bir ilişki vardır. Başka bir ifadeyle, farklı kişilik özellikleri satın alma davranışını etkilemektedir (Örücü, 2001: 3). Kişilik, bireysel farklılıkları ön plana çıkarmaktadır. Kişiliğin içsel özelliklerinin tamamını dışa aktarmasının sonucu olarak, bazı bireylerin birbirleriyle uyumlu kişilik özelliklerine sahip olabilmeleri haricinde bireylerin kişilikleri birbirlerinin aynısı olması mümkün değildir. Kişilik, tutarlı ve uzun süreli olmasına rağmen belirli şartlarda da değişiklik gösterebilir (Velioğlu vd., 2013: 38).

1.2.4. Psikolojik faktörler

Tüketici davranışlarını etkileyen önemli faktörlerden sonuncusu ise psikolojik faktörlerdir. Psikolojik faktörler kendi içerisinde güdülenme, algılama, öğrenme, inanç ve tutum olmak üzere dört alt başlık altında sınıflandırılmaktadır.

Güdülenme (Motivasyon): Güdüler, kişilerin isteklerini azaltabilir veya

kuvvetlendirebilir. Davranışı da çeşitli güdüler etkileyebilir. Tüketicilerin davranışlarını anlayabilmek için satın alma güdülerini incelemek gerekir. Tüketici güdüleri, fizyolojik ve psikolojik olarak sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflama aynı zamanda güdüler ile ihtiyaçlar arasındaki yakın ilişkiyi de göstermektedir. Fizyolojik güdüler, bedenin temel fonksiyonlarına bağlı olan hareketleri uyarmaktadır. Psikolojik güdüler ise, zihinsel ve duygusal hareketleri uyarmaktadır. Bütün güdüler ihtiyaçlardan doğmakta ve tek başına bir şey ifade etmemektedir (Babaoğul vd., 2016: 9).

Algılama: Algılama duyu organlarının aracılığı ile çevreden gelen uyarılara

bağlı olarak nesneler, olaylar ve ilişkilere karşı elde edilen bilgi olarak tanımlanmaktadır. Algılama sürecinde fizyolojik bir durumun haricinde, aynı zamanda bireyin dini, tavrı, davranışı ve kişilik özellikleri de etkili olmaktadır. Birey, kendi fikirlerine, inançlarına, tutumlarına göre algılamaktadır (Kırdar, 2012: 96).

(27)

15

Öğrenme: Dünyadaki canlıları birbirinden ayıran, biçimi, içeriği ve

nitelikleriyle insan davranışlarını etkileyen faktörlerin başında öğrenme yeteneğindeki üstünlüğü gelmektedir. Öğrenme; daha önceden uygulanmış veya tecrübe sonucu davranışta şeklini kalıcı hale getiren süreç olarak tanımlanmaktadır. Öğrenme, insanların hayatlarına devam etmelerini, toplumsal yaşama ayak uydurabilmelerini ve kendilerine özgü sahip oldukları davranışların bir bütünüdür. Öğrenme sürecinin sınırı yoktur ve insanlığın varlığı sürdükçe de devam edecektir. Çünkü insan her zaman ve her yerde mutlaka bir şeyler öğrenmektedir (MEB, 2012: 30).

İnanç ve tutum: Tutum ve inançlar bireylerin algı ve tavırlarını direkt olarak

etkiler. Tutumlar, kişinin bazı ürünlere, nesnelere veya düşüncelere karşı bağlı davranış eğilimleri, düşünce ya da kararları olarak tanımlanabilir. İnançlar ise, kendi kararları dışında çevresel etkenlerin araştırılmasıyla elde edilen bilgiler ya da kişisel tecrübeler sonucunda doğrulanmış bilgi olarak tanımlanabilir (Örücü, 2001: 3). Bu iki faktörün türlerine de dikkat ederek satın alınacak markaların tercihlerinde, kişilerin inançları ve tutumlarının etki ettiği görülmektedir. Tutumlarda, kişinin daha önce tecrübesi, aile ve arkadaşlarıyla olan ilişkileri ve ayrıca kişiliği önemli rol oynamaktadır (Arslan, 2003: 99).

1.3. Y Kuşağının Tüketim Alışkanlıkları

Her kuşağın kendi dönemine ait değerleri, kültürel kodları ve bunlarla şekillenen düşünce ve davranış yapıları bulunmaktadır. Bunları anlamak ve çeşitli öngörülerde bulunabilmek için; bu dönemlerin kuşaklar üzerinden ele alınması gerekmektedir. Kuşak kavramı ile birlikte, dünyaya, tüketime, tüketiciye etki eden önemli kırılmaları fark etmek ve bu kuşakların belirgin özelliklerini, yaşam tarzlarını, ideallerini anlamakla geleceğin tüketici profilinin oluşturulabileceği tahmin edilmektedir (Altıntuğ, 2012: 203).

Tüketim olgusu, özellikle postmodern dönemle birlikte, sanayileşme devrimi sonrası ortaya çıkan toplum şeklini tarif etmektedir. Üretimin artmasıyla hızla yenilenen arz-talep döngüsü, üreticileri ve ülkeleri alternatif çözümlere yönelterek, üretilenlerin daha çabuk tüketilmesini sağlamak için farklı stratejiler denemesine sebep olmuştur. Uzun yıllar gazete ve televizyon, kitle iletişim aracı olarak

(28)

16 kullanılmakla birlikte bu araçları son yıllarda geride bırakan internet, tüketiciyi manipüle edip yönlendiren başlıca kaynaklardır (Tükel, 2014: 2).

Y kuşağını diğer kuşaklardan ayıran temel neden teknoloji ve tüketimle gönüllü bir ilişki içinde olmalarıdır. Yeni tüketim alışkanlıklarının kazanılmasında yeni kuşağa örnek olmaktadır. Bir önceki kuşağın tutum ve davranışları, küreselleşme süreci ile birlikte tek kaynak olma özelliğini yitirmiş, bu süreci teknoloji alanındaki gelişmeler özellikle yayıncılık, eğitim, sağlık, üretim, ticaret, finans gibi sektörlerde farklı yöntemler ile devam etmiştir. Bu durum da, tüketim açısından da kendini göstermektedir. Aynı zamanda Y kuşağı, teknolojiyi tüketim tercihlerine en fazla dahil eden bağımlı bir kuşak niteliğini taşımaktadır. Bu bağımlılık, Y kuşağını ön plana çıkartarak narsist ve bireyci bir hale getirmiş, bunun sonucunda kendisine ve topluma karşı yabancı hale gelmiştir. Bu durumu fark eden ve yabancılaşmaktan kurtulmak isteyen tüketiciler, bireysel ve çevresel ortamlara karşı sorumluluklarına dikkat etmesi, tüketimde bir sınırlamanın olması gerektiğini ifade etmektedirler (Aksoy, 2014: 46-48; Mahiroğulları, 2005: 1282; Altıntuğ, 2012: 209).

1.4. Y Kuşağının Turizm Ürünleri Satın Alma Alışkanlıkları

Turizm sektöründe önemli unsurlardan biri olan turizm ürünlerinin tercih edilmesi; yeterli ekonomik imkanların sağlayan, boş zamanlarını belirleyip istenilen bir zaman süresinde turistik mal ve hizmetlerden birey ya da gruplar halinde faydalanmak isteyen insan topluluğu olarak tanımlanmıştır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere; turizm ürünü/hizmeti satın alma alışkanlıklarından söz edebilmek için (Kozak, 2012);

• Satın alınan zamanının kesin olarak belirlenmesi,

• Satın alan kişi ya da kişilerin belirli bir ekonomik güce ve boş zamana sahip olması,

• Turistik mal ve hizmetlerin belirli bir piyasada ve belirli bir fiyata tüketicilerin hizmetine sunulmuş olması,

• Satın alacak kişi ya da kişilerin turistik mal ve hizmetlerden faydalanabilmesi için isteğinin olması gerekmektedir.

(29)

17 Turizm ürünü veya hizmeti satın almak karmaşık aşamalardan geçmektedir. Satın alım kararı, bu aşamalardan sadece bir tanesi olmasına rağmen, tüketicilerin satın almayla ilgili alacakları bir karar diğer kararlarda da etkin rol oynayacaktır. Örneğin, bir turistik ürün veya hizmetin satın alımıyla; ulaşım, konaklama, tatil zamanı, tatil için ayrılan bütçe gibi birçok ihtiyaçlara da karar verilmiş olmalıdır (Hyde’den akt., Türker ve Türker, 2013: 284). Turizm sosyal bir etkinliktir ve turistlerin satın alma süreci aşağıdaki gibi beş aşamadan oluşmaktadır.

• İhtiyacın ortaya çıkması, • Seçeneklerin tanınması,

• Seçeneklerin değerlendirilmesi, • Alım kararı,

• Alım sonrası davranışlar.

Bu aşamalar pazarlama taktik ve stratejiler gibi farklı içerikleri barındırmaktadır. Buna bağlı olarak da her bir aşamanın birbirleri ile ilişki kurulması zorunlu bir hal almaktadır (Hayta, 2008: 40).

İhtiyacın ortaya çıkması: Satın alma süreci, tüketicinin ihtiyacının ortaya

çıkması ile başlamaktadır. Bu ihtiyaçlar tüketicinin bireysel gereksinimleri olabileceği gibi çevresel faktörler de (tanıtım, reklam vb.) olabilmektedir (Yükselen, 2013: 136). Bir tatil veya konaklama ihtiyacının ortaya çıkmasının da çeşitli sebepleri olabilmektedir. Bu sebepler, fizyolojik veya psikolojik bir durumun etkisiyle olabileceği gibi, kişinin aile, arkadaş gibi sosyal çevresinden etkilenmesi ya da turizm ürün ve hizmetlerin tanıtımının sonucu da olabilmektedir. Böylece kişi tatile çıkmaya ve bir otelde konaklamaya karşı alternatif seçeneklere dair araştırmalar yapmaya motive olmaktadır (Çakıcı, 1999: 36).

Seçeneklerin tanınması: İhtiyaçların ortaya çıkmasından sonra tüketici,

ihtiyaca dair bulacağı seçenek ve bilgileri elde etmeye çalışır. Böylece alternatif bilgiler ile daha iyi seçenekler ortaya çıkacaktır. Tüketici tatil satın almak için bir destinasyon hakkında gerekli araştırmalarını yaparken, öncelikle arkadaş ve aile çevresinin tecrübelerinden yararlanarak bilgi alma şeklinde tercih etmekte, çözüm bulamadığı takdirde seyahat acenteleri, otel ve destinasyonların katalogları, turizm

(30)

18 büroları gibi kaynaklardan yararlanabilmektedir. Ayrıca bu seçeneklerin tanınmasında tercih edilecek olan turizm türüne göre tüketiciler ve duruma bağlı olarak değişecektir. Nasıl yalnızca tüketicinin kararlarına bağlı değil ise sadece tek bir ölçü ve değerlendirme de yoktur ve genellikle seçenekler elendikten sonra seçilebilecek ve kriterlere en uygun ve güvenilir alternatiflerden bir ya da birkaç tanesi üzerinde durularak değerlendirme sürecine geçilebilecektir (Kırdar, 2012: 137; Ülker, 2010: 85).

Seçeneklerin değerlendirilmesi: Tatil seçiminde kişilerin alternatifleri

değerlendirilebilmesi için yaptıkları araştırmalarda elde edilen bilgilerin seçime uygunluğu ve güvenliği ile doğru orantılıdır. Tüketici, doğru bilgi kaynakları ile bağlantı kurarak istediği özellikte bir tatil seçimiyle, yaşadığı tecrübenin uyumlu olması sonucunda memnuniyeti olumlu olacaktır. Buna bağlı olarak, tercih edilen bilgi kanalına bağlı olarak elde edilen bilginin etkisi, alternatiflerin değerlendirilmesi ve seçiminde etkenlerinden olabildiği, bunun sonucunda da memnuniyet düzeyinin etkilendiği bilinmektedir (Şen ve Kozak, 2011: 31).

Alım kararı: Tatil seçimleri değerlendirdikten sonra satın alım kararını

vermektedir. Buna bağlı olarak turistler, satın alma kararı alsalar bile her zaman satın alma gerçekleşmeyebilir. Tatil seçiminde satın alma kararını etkileyen pek çok unsur vardır. Bu unsurlar aşağıdaki gibi sıralanmaktadır (Hayta, 2008: 41);

 Ürünün kolay elde edilebilir olması,

 Ürünün değeri,

 Ödeme kolaylıkları,

 Zamanın uygunluğu,

 Güvenilir olması,

 Bürokrasinin uygunluğu,

 Seyahat acentasına duyulan güven.

Turistlerin satın alma kararını değiştirebilecek veya vazgeçmesine sebep olacak en önemli etkenlerden biri algılanan risk faktörüdür. Turist satın alacağı üründe risk algıladığı anda satın alımı erteleyebilir, değiştirebilir ya da satın almayabilir (Noel, 2009: 135).

(31)

19

Alım sonrası davranışlar: Alım sonrası değerlendirme aşamasında tüketicinin

davranışının en önemli belirleyicisi ürün veya hizmetten elde ettiği tatmin düzeyidir. Bu aşamada tüketicinin aldığı ürün veya hizmetin etkilerini ve olumlu olumsuz sonuçlarını değerlendirir. Değerlendirme sonrasında tüketicinin tatmin olması durumunda sadakat oluşma, tekrar satın alma, kullanımın artması, tatmin olmayan tüketicilerin ise, kullanımın sonlanması, çevresine yaşanan olumsuzlukları anlatma, boykot etme, marka değişimi, şikayet etme gibi alt kararlar alabilir (Velioğlu vd., 2013: 71).

İnsanlar genellikle kendi kimliklerine uyum sağlayan ürünlere yönelmiş bireylerin toplum yapısını etkileyerek yeni bir tüketim kültürü oluşmasına sebep olmuştur. İnternet ile birlikte hayatımıza giren sanal mağazalar, küreselleşmenin de etkisiyle ülke sınırları aşarak, tüm dünyadaki üretici ve tüketicileri bir araya getirmiş, online alışverişler artmış ve elektronik ticaret hızla yaygınlaşmıştır (Yılmaz ve Uzunçelebi, 2015: 14).

ABD’nin en büyük bağımsız pazarlama ajanslarından biri olan Barkley’in Service Management Group ve Boston Consulting Group ile ortaklığıyla yaptığı 5.000'den fazla katılımcı ve 3.9 milyon veri noktası üzerinde yapılan bir anket çalışmasıyla Y Kuşağı’nın satın alma alışkanlıklarını etkileyen faktörlerden bazılarını aşağıda sıralamıştır (Fromm, 2011):

• İnternette yayınlanan kampanyalara daha çok dikkat ederler.

• Televizyona ve yazılı medyaya az ilgi duyar, interneti daha çok tercih ederler.

• Arkadaşlarının kendi tercihlerini onaylamasını isterler. • Mobil araçlar onlar için bilgi kaynağıdır.

• Görmedikleri yeni yerleri daha çok tercih ederler.

• Satış elemanlarının modaya hakim olması, satın alma kararlarında etkilidir. Modern düşünceye, kültüre ait temel kavram ve perspektiflerin yeni bir model oluşturmasıyla kalıpların ve bilindik doğruların üstünlüğüne tepki göstermelerine bağlı olarak farklılıkları ön plana çıkartan Y kuşağı, buna bağlı olarak sınırsız bir tüketim olgusu ile dünyanın küreselleşmesinden faydalanarak farklı, özel ve kişisel

(32)

20 tüketimleri tercih etmişlerdir. İnternet kullanımının artmasıyla da her türlü bilgiye ve uygulamaya daha rahat ulaşarak takip etmesi, haklarını bilen ve yeri geldiğinde hakkını arayan aktif bir tüketici kitlesi oluşumunu sağlamıştır (Mercan, 2016: 67).

Bu kuşak, geleneksel seyahat alışkanlıklarından biraz daha farklı bir seyahat tarzına sahiptir. Fotoğraf makinesi, aksiyon kamerası, tablet vb. teknolojik imkanlardan faydalanıp facebook, instagram gibi sosyal medya hesaplarında paylaşabileceği güzel bir anın fotoğrafı için seyahat ediyor gibi görünse de aslında çok daha derin bir nedenle; seyahat ettikleri yerleri tecrübe etmek ve kendilerine bir şey katma adına seyahat etmektedirler (Aytan, 2018).

Turizm ürünleri satın alan, gelecek yıllarda da potansiyel turistler olarak turizm organizasyonlarına katkıda bulunacak olan Y kuşağı, yoğun iş temposundan uzaklaşmak için daha kısa süren tatilleri tercih etmekte; diğer kuşaklara göre, enerji depolayabilecekleri daha heyecan veren moda ve genellikle tercih edilen yerleri gitmektedir. Dinlenme ve rahatlamaya ihtiyaçları olmasına rağmen, Y kuşağı tatillerinde daha aktif olmaktadır. Bununla birlikte bu kuşağa ait olan çocuklar, turizm ürünleri satın alma sürecinde belirli oranda ebeveynlerinden etkilenecektir (Albayrak ve Özkul, 2013: 21; Kattiyapornpong, 2009: 3).

(33)

21 İKİNCİ BÖLÜM

TURİZMDE TÜREVLER VE ALTERNATİF TURİZM ÇEŞİTLERİ

2.1. Turizm Türevleri ve Alternatif Turizmin Tanımı

Tarihin ilk dönemlerinden itibaren kuraklık, deprem, hastalık gibi tabii ve sosyal felaketler yüzünden zorunlu olarak yer değiştirmeye başlayan insanoğlu, tarihi çağlar değiştikçe avlanma, eğlence, merak, din, ticaret, askeri, ailevi, şifalı su kaynakları ve iklim tedavisi gibi değişik etkenleri dikkate alarak tatil odaklı seyahat etmeye devam etmişlerdir (Merdan ve Okuroğlu, 2016: 962). Deniz yolu ulaşımı ve tekerleğin icat edilmesi ile büyük kolaylık sağlayan destinasyon eylemleri, orta çağa döneminde genellikle savaş odaklı gerçekleşmiş; yeniçağa geçilmesiyle ise destinasyon anlayışı yerini uluslararası turizm tarihinde devrim niteliğinde etkinliklere bırakmıştır. Yakınçağ ile birlikte gerçekleşen sanayi devriminin ardından havacılık sektörü ve dünyada yaşanan gelişmeler, turizm sektörünün modern anlamda değişmesine öncülük etmiş; 21. yüzyıl turizminde; iletişim ve bilgi teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte küresel ekonomide önemli sektörler arasında yerini almıştır (Crouch ve Ritchie, 1999: 138). Bununla birlikte, ekonomi politikaları ve genel yaşam standardındaki artış, eğitim düzeyinin artması, çalışma zamanları haricinde geriye kalan zamandan faydalanılması ve bu zamanın kazanca dönüştürülmesi, globalleşme ve uluslararası anlaşmalar insanların tatil yapma anlayışını değiştirerek sosyal ve ekonomik yönlerinin gelişmesine sebep olmuştur. Böylelikle turizm, zamanla iş imkanları artarak dünyada önemli bir sektör olarak yerini almıştır (Kılıç, 2010: 40).

Tatil ve turizm anlayışının değişmesi, kaynakların azalması, niteliklerin bozularak olumsuz etkilerin ortaya çıkması, sürdürülebilir turizm anlayışının ortaya çıkması, turistlerin ilgisini çekecek tatil imkanlarının sunulması gibi faktörler alternatif turizm türlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır (Erdoğan, 2003). Bu amaçla, genellikle kıyı turizmi etkinliklerinde bulunamayan ancak, turizmin temelini oluşturan zengin doğal, kültürel kaynaklara sahip diğer bölgelerde alternatif turizm türleri gelişmesine ve turizm faaliyetlerinin yıl boyunca yapılmasına imkan sağlamaktadır (Zengin vd., 2014: 1).

(34)

22 Şekil 1. Alternatif Turizmin Doğuşu

Kaynak: Leksakundilok, 2004: 97. Gelişim Dönemi (Gelişim Modeli) Modernleşme Sürdürülebilir Gelişme Geleneksel Turizm (Kitle Turizmi) I. ve III. Dünya arasında tarihi eşitsizlikler (Fernandes 1994; Mowforth and Munt, 2003). Post-modern kültür veya gezginler pazarı trendi (Krippendorf, 1987; Mowforth and Munt, 2003; Weaver and Lawton, 2002). Gelişimde ekonomik büyüme modelinin başarısızlığı: fakirlik hala mevcuttur. (Ashley et al., 2001). Geleneksel turizmin etkisi (koruma üzerine) (Cater, 1993; Cooper and Ozdil, 1992; Fennell and Smale, 1992; France, 1997; Mowforth and Munt,

2003; Rosenow and Pulsipher, 1979; Wheller, 1991). Yerel Turizm Yoksul Yanlısı Turizm Toplum Temelli Turizm Eko Turizm Yumuşak -Macera Turizmi Ticari Fuar Turizmi Yeni Turizm ya da

Alternatif Turizm Şekilleri

Eğitim Turizmi

(35)

23 Şekil 1.1’de alternatif turizm türlerinin oluşmasına ve gelişmesine etki eden faktörler belirtilmektedir. Şekilde turizm incelenerek, 1950’lerde modern döneme geçişi ile ciddi bir değişim dönemi geçirdiği görülmektedir. 1960’lı yıllarda modernleşme döneminden başlayarak, 1970’li yıllarda alternatif gelişme dönemi ile devam etmiş, 1980’lerde yeni liberal, serbest piyasa, ekonomik büyüme modellerinin geliştirildiği dönem ve 1990’larda sürdürülebilir gelişmenin etkisi ile modernleşmenin alternatif tarzların ortaya çıktığı dönemler olarak günümüze kadar gelmiştir (Leksakundilok, 2004: 96).

Macleod (1998), toplum içindeki bireylerin değer yargılarının ve düşüncelerinin her geçen gün farklılaştığını düşünmektedir. Bu sebeple küreselleşmeyle birlikte değişen dünyada alternatif turizm olgusu da çoğalmaktadır. Turizmde meydana gelen değişiklikler, kitle turizmi ile alternatif turizm arasındaki sınırların yok olması sebep olmaktadır. Alternatif turizm uygulandığı yerlerde etkisini göstermekle birlikte, ekonomik, sosyo-kültürel, psikolojik ve entelektüel etkilere de sahip olduğu görülmektedir.

Kitle turizminin de büyük ölçüde turizm faaliyetlerine zarar vermesi alternatif turizmin gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Turizm faaliyetlerinde taşıma kapasitesinin yetersizliği, mekânların ve belirli bir zamanın tercih edilmesi, hızlı ve kontrolsüz büyüme, dünya geneline yayılan, uluslararası standartlara uygun bir şekilde yapılan konaklama alanları, genellikle sahil kesimlerin tercih edilmesi, yerel mimari ve yapıları dışlayan turizm yapıları, bulunduğu bölgede yaşayan halkın turist ile iletişimine engel olan mekanlar, uluslararası seyahat acentalarına bağımlılık, yerel turistik ürünlerin anlamlarını kaybederek standart bir hale gelmesi, kitle turizminin verdiği zararları ortaya çıkarmıştır (Uçkun ve Türkay, 2003).

Kerry (1992) alternatif turizmi, turizmin geleceği için yeni bir çözüm olabileceğini belirtmiştir. Kitle turizminin, fayda sağlamak amacıyla toplu eylemleri ön planda tutması, farklı insan gruplarını ortak bir noktada buluşturması, alternatif turizm çeşitleri kadar stratejik, planlı ve kontrollü olmaması sebebiyle, rahatsızlık veren bir duruma sebep olmuştur. Bu nedenle araştırmacılar, alternatif turizm beklentilerini tavsiye etmeye başlamışlardır.

(36)

24 Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) ve Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) gibi oluşumların alternatif turizm çeşitleri için projeler hazırlaması ve Dünya Bankası, Avrupa Birliği gibi oluşumların da girişimcilere ait yapıları finansal açıdan desteklemesi, alternatif turizmin oluşmasında etkin rol oynadığını ifade etmektedirler (Baytok vd., 2017: 5).

Türkiye’deki turizm uygulamaları da genel olarak deniz-kum-güneş turizmi üzerinden gerçekleşmektedir. Yapılan çalışmalar ve yatırımların da bu yönde olduğu görülmektedir. Ancak, belirli bir zamandan sonra deniz kirliliği, dünyada alternatif turizm çeşitlerine olan ilginin artması, ülkemizde de alternatif turizme dair yatırımların gerekliliğini gözler önüne sermiştir (Kozak vd., 2001: 143).

Türkiye’nin kalkınma planları kapsamında, 1985 yılına kadar uygulanan deniz-kum-güneş turizmi de dahil olmak üzere turizm çeşitliliğine yer verilmemiştir. 1985-1980 yıllarında çıkartılmaya başlanan ve son olarak onuncusu çıkartılan Beş Yıllık Kalkınma Planlarında, kitle turizminin yanında bireysel turizmin dikkate alınması ve sağlık, doğa sporları, termal, kongre, gençlik, kültür, üçüncü yaş, kış, festival, su sporları, golf vb. alternatif turizm çeşitlerinin değerlendirilmesi yer almaktadır. Planlarda ayrıca, Avrupa limanlarını tercih eden uluslararası yat trafiği ve deniz turizmi için gerekli faaliyetlerin sistematik bir plan doğrultusunda yapılabilmesi için Deniz Turizmi Birliği Yasası’nın çıkartılmasından, ATAK (Akdeniz - Ege Turizm Altyapısı ve Kıyı Yönetimi) Projesi, Güney Antalya Projesi, TUSAP (Turizm Sektörü Ana Planı) gibi projeler hazırlanarak turizm altyapılarının ve çeşitlerinin destekleneceğinden ve geliştirileceğinden bahsedilmiştir (DPT, 1984-2013).

Alternatif turizmde yer alan ürün ve stratejilerin geliştirilmesi, inovasyona tepki olarak çıkabilecek direnmeyi dikkate almalıdır. Buna bağlı olarak, çevre ve yerel kültürü ön planda tutmak hatta bunlarla bütünleşmek, alternatif turizmin gelişimi açısından çok önemlidir. Bu anlayış dikkate alınarak turistlerin taleplerini karşılamak için, yerel ve kültürel ürünleri ön plana çıkaran küçük konaklama alanları gibi alternatifler sunmak ve ürünün çeşitliliği ile birbirleriyle olan uyumu da sağlamak gerekmektedir. Bu yapılanma, tesislerin maliyetlerini az da olsa azaltabilir. Diğer bir yandan, uzak bölgelerin tercih edilebilmesi için gerekli alt yapı, ulaşım ve buralarda

(37)

25 çalıştırılacak tecrübeli personel bulunması gibi etkenler, yüksek maliyetler oluşturması anlamına gelmektedir (Merdan ve Okuroğlu, 2016: 964).

Şekil 2. Turizm Türleri

Kaynak: Kozak, 2008: 19-32.

Şekil 1.2’de yer alan turizm türleri, katılanların amaçları, turizm faaliyetine katılan kişi sayısı, katılanların yaşları, katılanların sosyo-ekonomik durumları ve ziyaret edilen yer şeklinde sınıflandırılmaktadır (Kozak, 2008: 19-32).

2.1.1. Katılan kişi sayısına göre turizm türleri

Her geçen yıl gelişmekte olan turizm, uluslararası arenada turizm hareketliliğine katılan kişi sayısındaki artış ile sürekli büyümeye devam etmektedir.

Turizm

Türleri

Katılan Kişi Sayısına Göre Ziyaret Edilen Yere Göre Katılanların Sosyoekonomik Durumuna Göre Katılanların Yaşlarına Göre Katılanların Amaçlarına Göre  Kitle turizmi  Grup turizmi  Bireysel turizm  İç (yerli) turizm  Dış turizmi  Gençlik turizmi  Yetişkin turizmi  Üçüncü Yaş Turizmi  Sosyal turizm  Lüks turizmi  Deniz turizmi  İnanç Turizmi  Termal Turizm  Kongre turizmi  Mağara Turizmi  Doğa Turizmi  Yat Turizmi  Av Turizmi  Golf Turizmi vb.

(38)

26 Bu noktada günümüz koşulları dikkate alınarak göz ardı edilmemesi gereken en önemli husus, bireylerin tatil kararlarını verirken sadece kitle turizmi odaklı ve deniz-kum-güneş üçlemesi şeklinde değil, gittikleri destinasyonlarda olabildiğince deneyim yaşayacakları turizm türlerine yönelmeye başlamasıdır. Son yıllarda alternatif turizm türlerine yönelik olarak talebin arttığı ve kitleler halinde yapılan turizm faaliyetlerinin yanı sıra küçük gruplar ya da bireysel olarak gerçekleşen turizm faaliyetlerinin de artış gösterdiği belirtilmektedir (Giritoğlu ve İpar, 2016: 51).

Bireysel turizm: Dünyanın giderek küreselleşmesi ve turizm alanındaki

yenilikler insanları bireysel turizme yönlendirmektedir. Çünkü insanlar, genellikle yaşadıkları dünyanın her yerini merak etmekte, bu yüzden de bütün dünya kültürlerini tanımak için seyahat etmek istemektedirler. Bireysel turizmi tercih eden turistler toplumsal açıdan değerlendirildiğinde, bu turizmi tercih edenlerin genellikle üst gelir grubuna dahil olan gençler, öğrenciler veya eğitimini yeni tamamlamış iş hayatına daha atılmamış kimseler olduğu görülmektedir (Kozak, 2012: 19).

Grup turizmi: Seyahatlerin belirli grup organizasyonu şeklinde planlanması ile

yapılan turizm eylemine grup turizmi denilmektedir. Bu turizm türünde katılımcılar, kendilerinin yaptıkları organizasyonları gerçekleştirebileceği gibi profesyonellerden de destek alarak yapılabilecek bir turizm olgusudur (MEB, 2011: 12).

Kitle Turizmi: Günümüze kadar sürekli gelişme gösteren ve kalabalık insan

gruplar tarafından kabul edilen kitle turizmi; ulaşım imkanlarının kolaylığı, başarılı, güvenilir, kaliteli hizmet, rahat konaklama, ihtiyaç duyulan tüm kaynaklar ve uygun maliyetler gibi birbiri ile bağlantılı başlıklar altında çok büyük bir pazar oluşturmuştur (Ovalı, 2007: 65).

2.1.2. Ziyaret edilen yere göre turizm türleri

İç (yerli) turizm: Ülke turizmine katkı sağlayan ve dış turizmi destekleyen

yardımcı bir güç olarak kabul edilmektedir. Dünya’nın en fazla seyahat edilen ülkelerin iç turizm istatistikleri incelendiğinde iç (yerli) turizm pazarına da hakim oldukları ortaya çıkmaktadır. Batı ülkelerinin neredeyse tamamı, iç (yerli) turizm ve dış turizm arasında bir bağı kurmayı başarmıştır. Ülkemizde turizm işletmeleri

(39)

27 yıllardır bu bağı kuramamış ve yerli turistlerden ziyade yabancı turistlere daha çok önem vermişlerdir (Güzel, 2011: 128; Tanrıverdi ve Oktay, 2002).

Dış turizm: Dünyada dış ticaretin en büyük sektörlerinden biri olarak turizm

kabul edilmektedir ve bazı ülkeler için en önemli ihracat sektörü ve döviz kazancı olarak bilinmektedir. Ekonomik önemin yanı sıra, halkın yaşam kalitesine de katkıda bulunur. İnsanların fiziksel ve psikolojik sağlığı ile doğrudan ilişkili, maddi olmayan faydalar, dinlenme ve boş zamanlarının kullanmasında hem iç hem de dış turizm için eşittir; fakat dış turizmde uluslararası ekonomik, politik ve sosyo-kültürel bağlar kurmanın yanı sıra bir ülkenin iç karakterini güçlendirdiği görülmektedir (Papadopoulos, 1985: 1).

2.1.3. Katılanların sosyoekonomik durumuna göre turizm türleri

Sosyal turizm: Herkes için turizm olarak adlandırılmaktadır. Çünkü amaç,

ekonomik, sağlık veya diğer nedenlerden dolayı imkanları olmayan bireyleri de kapsayarak tüm toplumu turizme dahil etmektir (Jablonska vd., 2016: 42).

Lüks turizmi: Turizm endüstrisinde özel bir yeri temsil eden lüks turizm, paket

uygulamalarından farklı olarak, genellikle bireylerin arz ve talebine göre acentaların teklifi üzerine gerçekleşmektedir. Mekan olarak ise, ünlülerin uğrak yeri (kozmopolit şehirler, egzotik adalar, uzak ülkelerde bulunan ülkeler kıtalar) veya insanlar tarafından el değmemiş yerler (ıssız adalar, izole plajlar, daha az bilinen şehirler, sulandırılmamış veya özel bir tarihe sahip) tercih edilmektedir (Popescu ve Olteanu, 2014: 320).

2.1.4. Katılanların yaşlarına göre turizm türleri

Gençlik turizmi: Turizm sektörünün belirli bir pazarını temsil eden gençlik

turizmi (Horak ve Weber, 2000: 37) üzerine Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) ile Dünya Genç, Öğrenci ve Eğitici Seyahat Konfederasyonunun (WYSE) birlikte yaptığı bir araştırmaya göre, uluslararası seyahatin % 20’sini bu turizm türünün gerçekleştirdiğini açıklamıştır. Bu da gençlik turizminin açık bir şekilde turizm endüstrisinde hızlı büyüyen sektörler arasında yerini aldığını göstermektedir (Khoshpakyants ve Vidishcheva, 2010: 101).

Şekil

Şekil 1. Alternatif Turizmin Doğuşu ........................................................................
Tablo 1. Farklı Kaynaklarda Yer Alan Kuşak Sınıflandırmaları
Tablo 2. Kuşakların Temel Farklılıkları Özet Tablosu
Şekil 1. Alternatif Turizmin Doğuşu
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

roman zevkini, tarih zevkini' ve en nihayet her seviyede okuma zevkini yaymış tek şahsiyettir. Onun tetkikleri arasında

Araştırmamız, büyüsel uygulamaların hangi kaynaktan beslenip, hangi aşamalardan ve psikolojik süreçlerden geçerek kabul gördüğü ve devamlılığını

Orlicz fonksiyonu veya Orlicz fonksiyon dizileri kullanılarak yeni genelle¸stirilmi¸s fark dizi uzayları tanımlanmı¸s ve pek çok bilim adamı bu dizi uzayları üzerine

Çalışma Sudoku Boyama (4x4

Toraks duvarı tüberkülozu soğuk absesi klinik olarak piyojenik abse ya da toraks duvarı tümörüne benzeyebilir (1).. Tanı koymak zordur ve tedavisi

Nöropatik a¤r› sendromlar›n›n en s›k görülenleri, periferik nöropatiler, diyabetik nöropati, posther- petik nevralji ve CRPS (Complex Regional Pain Syndrome; Kompleks

Bu iki temel soruya yanıt bulabilmek için Şekil 3’te görüldüğü gibi, turlarla ve bağımsız seyahat eden iki grup turistin demografik ve kişilik özellikleri

Bunun yanı sıra sisteme özellikle otomatik kontrolle ilgili eklenebilecek bazı cihazlar ve otomatik kontrol elemanları ile sistem çok daha verimli olacağı, sistemin