Celal Esad Arseven in antları: Sanat ve Siyaset Hatıralarım
m
H
M A M. F A 3 Taha Toros ArşiviKültürümüz için önemli kazanım
C e la l Esad Arseven anılarını iki
kez yazmış; ilki 1955’te Yeni
İstanbul’da “Türk Resim
Sanatında Yetmiş Yıllık
H ayatım ”, İkincisi 1960’ta Dünya
gazetesinde “Yıldız Sarayı’ndan
M ütareke’ye Kadar Celal Esad
Arseven’in H atıraları” başlığıyla
yayımlanmış. H er iki dizide de,
çocukluk günlerinden başlayıp
Ateşkes dönemine kadar
başından geçen ya da tanığı
olduğu olayları kısaca anlatıyor.
Kitabı yayına Ekrem Işın
hazırlamış.
ALPAY KABACALI
i elal Esad Arseven (1875-1971),
gü-C
nümüzde sanat tarihçisi yönüyle ve özellikle Sanat Ansiklopedisi, TürkSanatı adlı kitaplarıyla tanınıyor. mm-r,' i Gerçekte o, uzun yaşamının ikinci
ve üçüncü çeyreğine birçok uğraşı sığdırmış bir kültür adamı: Ressam, karika türist, dekoratör, mimar, sinemacı, şehirci... Edebiyat, tiyatro, opera, resim bilgisi, arkeo loji, şehircilik, sanat tarihi, mimarlık, kütüp hanecilik alanlarında yapıtları var. Yaptığı iş lerin ve üstlendiği resmi görevlerin listesi de
i,
Celal Esad Arseven'in ilk kez 1914 yılında sahneye konan oyunu 'Bay Turgan'da Sağda önde üçüncü aktör Ahmed Fehlm, ortada elini kaldırmış olan Muvahhid ve soldan üçüncü ise Kınar Hanım.
epeyce uzun: Subaylık (Âbdülhamid’in özel averlerinden), mizah dergisi yayıncılığı, be- "iğin çeşitli alanları, sergi komiserli ği, Darüfbedayi (sonra İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları) yönetim kurulu üyeliği ve müdürlüğü, filmcilik, Sanayi-i Nefise Mek- tebi’nde (sonra Güzel Sanatlar Akademisi) mimarlık tarihi hocalığı, Ankara’nın imar
E
lanını hazırlayan Prof. Jansen’e danışman- k, İstanbul Ticaret Odası Neşriyat M üdür lüğü, çevirmenlik, Kadıköy Halkevi Başkan lığı, milletvekilliği, Gayrimenkul Eski Eser ler ve Anıtlar Yüksek Kurulu üyeliği ve Baş kanlığı... 1971’de Devlet Kültür Armağa nım a değer görüldüğünü de eklemek gere kir...Anılarını yayına hazırlayan Ekrem Işın, onun Türk kültürü üzerine görüşlerini, ara larında yer aldığı aydınlar kuşağının ortak çabaları bağlamında şöyle değerlendiriyor:
“1930’lu yılların Cumhuriyet Türkiye- si’nde başlıca tartışma konusu oluşturan kül tür ve tarih tezleri, Celal Esad’ın da araların da bulunduğu aydınlar tarafından sistematik bir programa dönüştürülmeye çalışılmakta dır. Bu program hedefine varmak için Türk kültürünün kökenleri, tarih, dil, sanat ve ant ropoloji alanlarında aiaştırıİmakta ve sonuç-
ı bütür
ta bütün araştırmalar, Türklerin en eski uy
garlıklardan birine sahip oldukları teziyle sonuçlandırılmaktadır. Bu sonuca ulaşmak için özellikle Türk kültürünün İslamiyet öncesi döne mi ön plana çıkartılarak, Orta As ya’dan Cumhuriyet Türkiyesi’ne uzanan kültürel sürekliliğe dikkat çekilmektedir.”
Arseven anılarını iki kez yazmış; ilki 1955’te Yeni İstanbul’da “Türk Resim Sanatında Yetmiş Yıllık Hayatım”, İkincisi 1960’ta
Dünya gazetesinde “Yıldız Sarayı’ndan
Mütareke’ye Kadar Celal Esad Arseven’in Hatıraları” başlığıyla yayımlanmış. H er iki dizide de, çocukluk günlerinden başlayıp Ateşkes dönemine kadar başından geçen ya da tanığı olduğu olayları kısaca anlatıyor.
Bunları beş yıl arayla iki kez yazdığından, kimi ayrıntıları biraz değişik biçimde anlat tığı görülüyor (bir yanlışına da değinelim: “Affolundunuz” altyazılı karikatürü Kalem dergisinin birinci sayısında değil, 10 Eylül 1908 günlü ikinci sayısında yer alır). Kitaba her iki dizi de alınmıştır; bu yüzden birçok “tekrar”la karşılaşılmaktadır. Ancak, iki di ziden birinin yeğlenmesi ya da kimi bölüm lerin atlanması, kuşkusuz ki doğru olmazdı.
Anılardaki en önemli bölümler, bizce, re simle ilişkisini anlattığı, resim sanatının ül kemizde gelişmesini inceleyecekler için önemli bir kaynak niteliği taşıyan sayfalar dır.
Kitabı yayına hazırlayan Ekrem Işın, bu anılardan ve başka kaynaklardan yararlana rak Celal Esad’ın geniş bir yaşamöyküsünü yazmış. Burada kitaplarının adları da verili yor. Onun yeni harflerle ilk kez 1989’da ya yımlanan Eski İstanbul Abidat ve Mebanisi adlı kitabında yer alan yaşamöyküsü de Ek rem Işın imzasını taşıyor.Oradaki dipnotla rı, Işın’ın bu yaşamöyküsünü hazırlamak için geniş bir araştırma yaptığını ortaya ko yuyor. Biz, h y iki yazıda da yer alan bir
yan-aaa lışı düzeltmek ve bu çalışmaya kü çük bir katkıda bulunmak istyo- ruz:
Ekrem Işın, tiyatroyla da ilgilen miş ve oyunlar yazmış olan Arse ven’in 1923’te üç perdelik Küçük
Yarın piyesini yazdığını ifade edi
yor; bu konuda başka bilgi vermi yor. Oysa Küçük Yarın, ilk kez 1914’te, Donanma Cemiyeti Tiyat rosu adını taşıyan toplulukça Te- pebaşı Tiyatrosu’nda gösterime su nulmuştur. O tarihte Darülbedayi kurulma mış olduğuna göre, sanırız bunu Türkiye’de bir kuruluşa bağlı olarak etkinlikte bulunan ilk tiyatro topluluğu diye nitelemek yanlış olmaz. Ağaoğlu Ahmet Bey’in 31 Kanun-i evvel (ocak) 1914 günlü Tercüman-ı Haki
kat gazetesinde yazdığına göre, “Büyük Ya- rın piyesi Türklerin eski hayatına ait ilk te
maşadır. ” Bu ilk gösterimde rolleri dönemin tanınmış sanatçılarından Kınar, Eliza Bine- meciyan, Aznif, Adriyen hanımlarla Nured- din Şefkati, Şadi, Fehim Beyler vb. paylaş- mışlardır.Bu oyun ikinci kez “C H P Kadı köy Halkevi Temsil Heyeti” tarafından mü zikli olarak Bay Turgan adıyla 20 Nisan 1936’da sahneye konulmuş ve 1937 ’de kitap olarak yayımlanmıştır (baskı tarihi kapakta 1937, birinci sayfada 1936). Kitapta birinci ve ikinci gösterimlerden fotoğraflar, “sahne tertibatı”nı, giyimleri, dekorları açıklayan çizimler de yer almaktadır.
Arseven’in sanat tarihi yönünden olduğu kadar genel tarih bakımından da önem taşı yan anılarının kitaplaşması, kültürümüz için önemli bir kazanımdır. Gazete sayfalarında kalmış anılar, sanıldığından fazladır. Bunlar kitaplaştıkça kazanmalarımız artmaktadır. ■
Celal Esad Arseven: Sanat ve Siyaset Ha tıralarım / Yayına hazırlayan: Ekrem h in /, iletişim Yayınları / İst. 1993, 155 s. + fotoğ raf ekleri.