• Sonuç bulunamadı

Kitapların da cildi bakım ister:Günümüzde, makine ciltçiliğinin gelişmesiyle artık işinin ehli mücellitler bir elin beş parmağı kadar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kitapların da cildi bakım ister:Günümüzde, makine ciltçiliğinin gelişmesiyle artık işinin ehli mücellitler bir elin beş parmağı kadar"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cumhuriyet

İmtiyaz sahibi: Berin Nadi

G enel Yayın Yönetmeni: Ö zgen Acar • Genel Y ayın K oordinatörü: H ikm et Ç etinkaya #(36061 Y ayın D anışm anı: Orhan Erinç • Yazı İşleri M üdürü: Celal Başlangıç • H aber M erkezi M ü­ dürü: M ustafa Balbay

Yayımlayan: Yeni G ün H aber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A.Ş. Basan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik TAŞ

Türkocağı Cad. 39/41 Cagaloglu 34334 tst. PK: 246 İstanbul Tel: 512 OS 05 Tclex: 22246. Fax:( 1)5138595_______

Görsel Yönetmen: Ali Acar #Düzenleme: Mustafa Sağlamer A nkara Temsilcisi: Cüneyt Arcayürek # H ab er M üdürleri: Işık Kansu, H akkı Müessese M üdür V : Erol Erkut #K oordina-• İstanbul Haberleri: Şenay Kalkan # D ış Haberler: Ergun Balcı Erdem Z .G ökalp Blv.İnkılap S. N o:19/4, Tel: 4331141-47, Telex: 42344, Fax: tör: Ahmet Korulsan ©Muhasebe: Bülent Ye-• lş - Ekonomi: Dinç Tayanç # Y u rt Haberleri: Mehmet Saraç ( 4 )4 3 3 0 5 6 5 #İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H.Ziya Blv. 1352S.2/3 Tcl:831230, ner • İdare: Hüseyin Gürer #işletm e: önder

• Makaleler: Sami Karaören # S p o r: Abdülkadir Yücelman # D ü - Telex: 52359,Fax: (51)895360 © Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu İnönü Cd. Çelik #Bilgi-tş!em: Nail İnal • Bilgisayar Sis- zeltme: Abdullah Yazıcı 1 1 9 S .N o : 1 K at: 1, Tel: 59 37 52^4 hat),Telex: 62155, Fax: (71) 59 25 78 tem: Mürüvet Çiler • Reklam: Reha Işıtman

2 4 M A RT 1993 imsak:4.29 Güneş: 5.54 öğle: 12.15 İkindi: 15.42 Akşam: 18.26 Yatsı: 19.47

G ünüm üzde, makine ciltçiliğinin gelişmesiyle artık işinin ehli mücellitler bir elin beş parmağı kadar

Kitapların da cildi bakım ister

ŞULE ALPASLAN

Bir kitabın, cildi, rengi, ko­ kusu, suyu, eteği var. Başı vc sırtı da var. Bir de kitap delisi vc kurdu insanlar var. Bazı kitap­ lar elden ele dolaşır. Seçtiğiniz bir kitap, çıktığınız bir yolculu­ ğun en yakın ikinci arkadaşı olarak sizinle birlikte okyanus aşırı yorulur. Onu yeterince ko­ ruyamazsanız tek yaprak olur, sizden ayrılır. Kimi dönemler kitapların başlarına gelmedik şey kalmaz. Adımların sertleşti­ ği dönemlerde sırtlarından tu­ tulup, toprağın nemli ve karan­ lık kollarında -belki de yıllar sü­ recek- bir yalnızlığa saklanırlar. Nefes almak için yeryüzüne çı­ karıldıklarında nemli ve yor­ gundurlar. Hemen bir cilt uz­ manına götürülmeleri gereke­ bilir.

Parşömenden yapılmış ilk ki­ taplar İsa’dan kısa süre önce, balmumu tabletlere rakip ola­ rak ortaya çıktı. Daha sonra, diptik adı verilen Roma tablet­ leri kodeks (ağaç gövdesi) için­ de saklanmaya başlandı. Ko­ deks, üstüne açılmış deliklerden geçirilen sicimlerle birbirine bağlanan, tahta, kemik ya da fildişinden yapılmış dikdörtgen biçimli iki kapaktan oluşuyor­ du. 1. yüzyılın sonlarına doğru klasik metinler de kodeks için­ de saklanmaya başladı. IV. yüzyılda özellikle resmi fer­ manların kapakları geometrik desen ya da portrelerle bezeni­ yordu. İlk deri ciltlemeler Mı­ sır’daki Kopt manastırlarında

► Dört-beş mücellitten

birisi Doğan Ülgenci,

Kadıköy Akm ar

pasajındaki küçücük

mekanında bu eski

sanatı ellerinde taşıyor.

Az görülen bir iş sevgi­

siyle şöyle anlatıyor.

“ Bana bir kitap

getirilince, ben onun

bittiği son anı

düşünerek işe

koyulurum. Tıpkı bir

satranç gibi, açılışı,

ortası ve sonu vardır bu

oyunun da. Şimdilerde

kitaplar selpak mantığı

ile ciltleniyor. Kullanıp

atmanız öneriliyor

sanki. Oysa en kötü bir

cilt bile bir kitaba 15

sene öm ür kazandırır.”

yapılmaya başlandı.

X. yüzyılda Avrupa'da geli­ şen ciltçilik Kuzey Afrika ve Asya’dakilerdcn farklı olarak, derinin aletlerle kabartılarak bezenmesi yoluyla yapılıyordu. XIII. yüzyıl Orta Avrupa'da Gotik ciltlerin ortaya çıktığı bir dönem.

İslam dininin yayıldığı bölge­ lerde Kuran'ın çoğaltılması ve saklanması gereği ciltçiliğin İs­ lam dünyasında önemli bir

sa-Sanatçı tavrını kitap kapaklarında yoğunlaştıran 4-5 mücellitten birisi Doğan Ülgenci. (Foto: H A Y R ETTİN SA Ğ A N A K )

nat kolu olarak gelişmesine yol açtı. Bu sanalın geliştiği en önemli merkezler. Edirne ve İs­ tanbul’du. OsmanlIlarda ciltçi­ lik en değerli eserlerini XIV. yüzyılda vermeye başladı. Ma­ aşlı kapıkulu sanatçıları arasın­ da "chl-i hiref' denilen mücel­ litler de bulunuyordu. Evliya

Çelebi, XVII. yüzyılda sarayda

50. dışarıda 300 kişinin ciltçilik­ le uğraştığını. II. Beyazıt külli- yesinin çevresinde 100 kadar

mücellithanc olduğunu yaz­ makta.

XVI. yüzyıldan başlayarak Fransız cilt sanatçıları, geliştir­ dikleri üsluplarla İtalyanları gölgede bırakan cilt tasarımlan yapıyorlar. Ve bu tarz yıllar içinde Avrupa ciltçiliğini de et­ kiliyor. XIX. yüzyıldan itibaren ciltçilik giderek daha hafif beze­ melere bırakmış kendisini.

Günümüzde ise, makine cilt­ çiliğinin gelişmesiyle artık işinin

ehli mücellitler bir elin beş par­ mağı kadar. Bu sanatçı tavnnı kitap kapaklarında yoğunlaştı­ ran dörçbcş mücellitten birisi

Doğan Ülgenci, Kadıköy Ak­

mar pasajındaki küçücük me­ kanında bu eski sanatı ellerinde taşıyor. Az görülen bir iş sevgi­ siyle şöyle anlatıyor.“ Bana bir kitap getirilince, ben onun bitti­ ği son anı düşünerek işç koyu­ lurum. Tıpkı bir satranç gibi, açılışı, ortası ve sonu vardır bu

oyunun da. Arada öyle prob­ lemler çıkar ki o zaman yeni bir açılım yapmak zorunda kalır­ sanız da bu sonucu pek etkile­ mez. Oyunun izlenen yoluna bakılarak bir kitabın hangi usta tarafından ciltlendiğini kestire­ bilirsiniz. İstanbul’da en fazla beş tane mücellit vardır. Ancak şimdilerde kitaplar selpak mantı­ ğı ile ciltleniyor. Oysa en kötü bir cilt bile bir kitaba 15 sene ömür kazandırır. Benim kağıt

vc kitap sayfalarıyla garip bir iletişimim vardır. Ciltlemek üzere bir kitabın başına geçti­ ğimde hem oradayımdır hem de satır aralarına dalar kaybo­ lurum. Bazen bana gelen kitap­ ların içinden eski tramvay bilet­ leri, mektuplar, eski fotoğraflar çıkar.

Kitaba nasıl davranılır?

Bir keresinde ölen bir arka­ daşımın fotoğrafına rastlamış o kitaba nasıl davranacağımı şa­ şırmıştım. Ben bir cildi uzun za­ manları gözeterek yaparım. İçimden öylesine bir saygı gelir. Kimler okuyacak, kimbilir ne­ releri dolaşacak o kitap sağlam olmalı diye düşünürüm. Her ciltçi kendinden birşeyler ekler bu sanata. İyi bir ciltte, kitabın sağlıklı çalışması, düz bir zemi­ ne konulduğunda yere düşme­ mesi, kapağı üçgen açınca da görünümünün sakil olmaması gerekir.”

Peki bu mücellithancnin müşterileri kimler? Hangi tür kitaplargeliyor?

"Bize özellikle Orta Doğuya ait kitaplar toplayan Türkolog- lar, ya da kuruluşlar gelir. Me­ sela, Alman Ulusal kütüphane­ si, ABD Princeton Üniversitesi ve Japon arşivciler gelip top­ ladıktan kitapları ciltletirler. ”

Kitabın ağzı var, dili yok. Yerleşik yaşıyorsanız, ki­ taplığınızın rafları arasında ge­ zinirken solmaya yüz tutmuş ki­ taplarınızı eteklerinden çekişti­ rip, yeniden konuşur hale getir­ mekte sessiz kalmayın.

Referanslar

Benzer Belgeler

İslam Felsefesi tarihinde başarılı bir İbn Sina yorumcusu olarak kabul edilen Nasireddin Tûsî’nin İşârât şerhi ise Râzi’nn tenkitlerine cevap niteli-

gözlerin senin dizlerimde bağ bırakmaz binlerce ordu tuzak kurar alnıma atlarıyla üzerime yığılır gözlerinden umrunda değil karanlık.

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Günümüzde hastalıkların tanı, bakım ve tedavilerin- de gözlenen hızlı geliş melere paralel olarak hastaların kendi tedavilerinde daha fazla kontrol ve sorumluluk alma

Dördüncü parmaktaki güdük tendon, sinir ve damar yapılan işaretlenip ayrılarak 1/3 metakarp proksimalinden ray amputasyona uygun olarak ayrıldı, metakarp kısaltılarak

Bu amaçla travma ne- deniyle ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Acil Cerrahi Yo¤un Bak›m Birimi’nde yatm›fl 41 eriflkin hastada hasta- ne kökenli

Işıklı ve ark., (2000) Eskişehir ve civarında kullanılan içme sularında yaptıkları analizlerde ise florür seviyesinin 0.24 mg/L ile 0.30 mg/L arasında bulunduğu,

• Hastalar için nasıl bakım yapılacağı konusunda çok az bilgi sahibi olan, işinin ehli olmayan sıradan hizmetçiler ve görevliler ile hasta bakım