• Sonuç bulunamadı

Boğaziçinde Cezayiroğlu Stefenaki yalıları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Boğaziçinde Cezayiroğlu Stefenaki yalıları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2. o — i

1

^ ^ g

j TARİHTEN SAHİFELER J

^fiğaziçMe CezayiiüalhT

ve Slefenaki yalıları

veniköyde bugünkü Avusturya se- ■ .lethanesl 19. asır İstanbul sarraf­ larından Cezayirlioğlu Mığırdıça aitti.

Mıgırdıç da diğer meslektaşları gi­ bi o devirde OsmanlI devletinin mâ­ liyesini İdare eden hazîneye büyük faizlerle borç para veren sarraflar- I dan birisiydi. Kendisini Büyük Reşit ' paşa himaye ederdi. Bu himaye sa­

yesinde îstanbulda (o zamanın hav­ sala1 tahammülüne sığmayacak de­ recede mağrurane ve müsrlfane ya­ şıyordu.)

EaSköyde vezir konakları kadar muhteşem bir ikametgâhı vardı. Ye- nlHtyde de gayet büyük ve güzel kâ- kir bir sahllhane inşasma başlat­ mış».

Bir Fransız mimarının çizdiği plân­ lara göre yapılan bu yalının İnşaatın­ da Fransız ameleler ve ustabaşıîar ça­ lışmışlardı.

1852 senesinde Sadaret makamın­ dan ayrılan Reşit paşanın hasımları Cezayirlioğlu Mıgırdıçı yere vurmak için münasip bir fırsat bulmuş oldu­ lar ve sarrafın bütün emvalini, em­ lâkini müsadere ettiler. Kendisini Reşit paşanın himaye etmiş olmasını da paşa aleyhine bir vesile yapmak İstediler.

Bu müsadereler sırasında Cezayirli oğlu yalısı diye anılmaya başlanan ve Boğazlçinin o devirde İlk kfiglr hu­ susi binaları arasında sayılan büyük yalıya da el koydular.

Cezayirli yalısı henüz İkmal edil­ memişti. Uzun bir zaman böyle yarım bir halde bırakıldı. Sonradan n . Ab- dülhamit tarafından sefarethane ya­ pılmak üzere AvusturyalIlara verildi. 1884 bahannda İstanbulu ziyaret eden Avusturya Vellahdi Arşidük Ro- dolf S nisan pazar günü Bey koza git­ miş, Beykoz kasrında bir müddet

dinlendikten sonra atlarla Yuşaya çıkmış ve Kavak İskelesine İnerek oradan muşlarla Yeniköye geçmişti.

Veliaht ve zevcesi Yenlköyde henüz İnşa halinde bulunan yeni Avustur­ ya sefarethanesini görmüşler ve bah­ çesini gezip saraya dönmüşlerdi.

Cezayirlioğlu Mığırdıçın İstanbul şehrine bir hizmeti de olmuş, 1853 tarihinde Ayvansarayla Hasköy ara­ sında kazıklar üzerinde (Yahudi köp­ rüsü) İsmiyle anılan üçüncü ve ah­ şap bir köprü yaptırmıştı. Bu köprü on sene sonra yandı. [1]

Meşhur Halet efendi Fenerli Rum- lar İçinde dört aileye İtimat etmiş ve onların devlet tarafından himaye ve İltimaslarına çalışmıştı. Devlet me­ muriyetlerinin ve voyvodalıkların bu ailelere hasrı için de n . Mahmuttan i fermanlar almıştı.

Bu ailelerden birisi Müzürüslerdl. Müzürüslerln ceddi Stefenakl _ beyin Amavulköyünde bugünkü Kız koleji­ nin deniş tarafındaki kapısı yanında bir yalısı vardı. [2]

Kâgir ve sarı boyalı bir yalı olan bu binanın üstünde taş bir lev­ ha üzerinde yazılı (Ennecatü fıssıdk) ibaresi dururdu. Sisam beyi Stefenakl bey Sultan Mahmudun İtimat ettiği bir adamdı. (Rütbel bâlâ) yı haizdi. Muasırı bulunan ve Padişahın itima­ dını kazanmışlardan biri olan Legu- fet beyle araları İyi değildi.

n . Mahmut her İki Rum beyini de ziyaretlerile taltif etmişti. Bir gün şehzadeleri Abdülmecit ve Abdülâziz efendileri beraberine alarak Arnavut- köy sahllhanesiııe gitmiş ve Stefe­ nakl beye büyük kıtada yağlı bir portresini vermişti. Müzürüs ailesi bu portreyi kıymetli bir hâtıra ola­ rak uzun zaman yalının salonunda muhafaza ettiler.

Abdülmecit de babası gibi Arna- vutköyünde Stefenakl yalısını ziya­ rete gitmiş, Rum beyini bu ziyaretle müteşekkir ve minnettar bırakmıştı.

r

y a r/ n n

HALÛK

Y.

ŞEHSİlVAROĞLU

]

Şair Abdülhak Hâmit beyin büyüK babası hekim başı Abdülhak Molla Stefenakl beyden hazzetmezdl. Yaz« dığı bir kıtadan Rum beyinin üstünü başına ve temizliğe itina etmediği de anlaşılmaktadır. Abdülhak M olll her halde tesadüflerinden hazzetme­

diği Stefenakl bey İçin:

(Bir mertebe murdar kokuyor üstü fena hl Midem bulanır geldiği gün

Istefenaki

diyordu.

Stefanakl beyin oğlu Aleko bey de devlet hizmetinde büyük makamları İhraz etmiş ricali devlet sırasına gir­ mişti.

Aleko bey Viyanaya elçi tâyin edildi. Sonra kendisine vezaret rüt­ besi verilerek Rumelii Şarkî valiliği­ ne getirildi.

Bu aileden hariciye mesleğinde yükselmiş olanlardan birisi de Kuş­ taki Müzürüs paşadır. 1809 tarihinde dünyaya gelen Kostaki paşa 1891 de vefat etmişti.

Osmanh devlet hizmetinde mü­ him vazifelerde bulundu. Kendisine 1864 tarihinde vezirlik rütbesi veril­ mişti. 1871 den 1883 tarihine kada» Osmanlı devletini Londrada büyük elçi olarak temsil etti. Abdülâziz za­ manında îngiltereye sipariş edilen zırhlı, gemiler münasebetiyle bazı servetler elde ettiği söylenir.

Fena bir tesadüf eseri olarak Ab- dülâzizin Londrayı ziyaretinde Kıral sarayında verilen bir ziyafet esna­ sında karısını kaybetl O seyahate İştirak etmiş olan II. Abdüihamlt bu hâdiseyi şu suretle nakletmektedir! (Biz Îngiltereye gittiğimiz vakit se­ firimiz Müzürüs paşaydı Müzürüs paşa ve madamasma orada herkes hürmet ederdi. Devleti allyenin o zaman İngiltere ile politikası gayet yolunda İdi.

Verilen ziyafette sefire riayeten Prens dö Gal, madam Müzürüsü !;o'- tuğuna takmış, merdivenden üst kat­ taki ziyafet salonuna çıkıyorlardı. Kadın gayet şişman, dekolte, korse sıkmış nefes alamıyor. Prens dö Gal kılıcını salıvermiş, madamanm koluna girmiş vazifesinde değil- bo­ yu da uzun, zavallı kadının ayak'an yerden kesiliyor, veliaht kendisini merdivenden hızlı hızlı sürükleyip götürüyor.

Benim de koluma Kııaliçenjn ak­ rabalarından bir prenses girdi. Pren­ ses gayet dilber, elini ko’ il­ mim üzerine koydu. Cildi ga^et rakik Allah bilir damarları ve için­ deki kanın cevelânı görünüyordu. Ben de o vakit gençtim. Hattâ bira­

der bana yan gözle nasıl diyordu, îşte biz de onları arkasından ta- kibediyoruz. Sofra odasına çıkıldı. Benim sağ tarafımda madam Müzürüs, sola prenses tesadüf etti. Fakat kadın yorulmuş nefes aldıkça hopluyor, kalbi fena halde sıkılmış, nazarı dikkatimi celbetti. Yüzü mo­ rarmış, hemen karşımda Fuat paşa oturuyordu. Paşa, paşa madama dikkat ediniz, rahatsız galiba de­ dim. O da evet dedi müsaade istedi. Kadın söz söyliyecek halde değil, he­ men koltuğuna girdiler. Kapıdan çıkar çıkmaz pat diye madamın ye­ re düştüğünü ben kapıya karşı otur­ duğum cihetle gördüm Madam ora­ da öldü. Tabii ziyafet devam etsin diye gizli tuttular. Zavallı Müzürüs paşa ertesi gıın gözlerinden cesme gibi yaşlar akarak ben şimdi ne ya­ pacağım, kızlarım anasız kaldı diye pek müteessir oldu.) T3]

Kostaki Mtizürüsün oğlu Stefena­ kl Müzürüs paşa da elçiliklerde ve mühim vazifelerde bulunmuştur Kü­ çük Müzürüs paşa 1900 de Londra elçisi olmuş ve orada bir kaza neti­ cesinde vefat etmişti.

[11 Osman Ergin İstanbul Şehre- mlnleri.

T21 Bu yalı birkaç sene evvel yıkıl­ mıştır.

T31 Doktor Atıf Hüseyin beyin muhtırası.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Henüz konser- vatuvar öğrencisiyken Kent Oyuncuları toplu­ luğuna katıldı

Çelebi odamdan çıkınca, onun sigara dumanı ile beraber odaya sinen o saygı, tevazu, aşırı olgunluk dolu eski B ey­ lerbeyi havası, bir müddet daha odada

Geçen haftanın konser programlarına 10 yıl ön­ ce kaybettiğimiz Ferit Ttizün ile 2 yıl önce vefat eden Cemal Reşit Rey’in eserlerini koyan Hikmet Şimşek, en

B303097017 李旭雅 藥科心得報告 老師在課堂上播映的 21

The present study demonstrated that EMG biofeedback assisted-relaxation could effectively reduce pain level of advanced cancer patients possibly through reducing their general

Şöyle ki: Önce söz konusu yerin sahi­ bi olan banka yardımlaşma sandığı Belediye’ye başvura­ rak otel projesinin gerçekleş­ mediğini, bu konuda herhan­

O gece yüz görümlüğü önüne ko­ nup duvağı kaldırılır kaldırılmaz ge­ lin hanımcı!: bülbül gibi ötmeğe, kabak çiçeği gibi açılmağa başlamaz

Parlaklığı fazla olmayacak gezegene aynı bölgede, özellikle ayın ilk yarısında, Venüs ve kısa süre de olsa Jüpiter eşlik edecek.. Ayın 11’indeki Satürn-Venüs