ÎT -5 Û 0
jOP a zar
4 Ocak 2004
+
P A Z A R
^Milliyet
Renkli semte
Atılgan Bayar: 17 yaşından beri gazetecilik yapıyor. Birçokyayın organında çalıştı. Nişantaşı'nda bir kitapçısı vardı, onu devretti. Şu anda şadece Nişantaşı gazetesiyle
yayına başlayan Niş Yayıncılıkla
ilgileniyor.
renkli gazete
m * »
Fotoğraf: MUSTAFA SEVEN
Ahmet Tez: Avusturya ve Almanya'da tekstil okuduktan sonra bunun sıkıcı bir iş olduğuna karar verip medyayla ilgilenmeye,
yatırımlarını medya | ^ üzerine yapmaya
karar verdi.
■ Sîzler Nişantaşılı mısınız?
A.T.: Hayır. Ben Akatlar’da oturuyorum. A.B.: Benim ofisim burada, ayrıca
Nişantaşı’nda oturuyorum. Ama artık Nişantaşı sadece burada yaşayan insanlardan ibaret değil. Mesela biz 41 bin gazete dağıttık. Sadece Nişantaşı’nda yaşayanlara dağıtsaydık 15 binde kalırdık. Buraya alışveriş yapmak ya da gezmek için gelenler de bir tür Nişantaşılı olmuş oluyor.
A.T.: O insanlar alışverişe, gezmeye geliyor...
Zaman geçiriyorlar burada. Hafta sonları Boğaz’a gider gibi buraya gelenler var.
■ Sizce şu anki Nişantaşı nasıl bir yer? A.B.: Türkiye’nin kalbi gibi oldu. Çok değişti
artık. Moda, eğlence, kültür burada. Bir anlamda Nişantaşı, İstanbul’un başkenti bence.
H Bu hep Beyoğlu için söylenirdi.
. A.B.: Neden böyle düşünülür bilmiyorum.
Beyoğlu eskiyse burası da eski. Yönetici hiçbir zaman kesim Beyoğlu’nda bulunmadı, Nişantaşı’nda bulundu. Beyoğlu şehir merkezi olarak çok önemli bir yer. Arada çok önemli bir fark var. Karar mekanizmasını yöneten insanlar burada. Dolayısıyla pek karşılaştırılacak yerler değil. Beyoğlu ortalama insanın semti ama Nişantaşı öyle değil.
İlk sayısı 1 Ocak'ta piyasaya çıkan ve ücretsiz dağıtılan Nişantaşı, ilk sayısında 41 bin
adet basıldı. Gazeteyi hazırlayanlar "Nişantaşı sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da
en elit semtlerinden birisi. Burası için üçüncü hamur kağıda gazete yapamazsınız" diyor
Y İĞ İT K A R A A H M E T
B
irbiri ardına açılan kafeleri, şıkbutikleri ve binlerce kişinin katıldığı yılbaşı partisi gibi etkinlikleriyle İstanbul’un kalbinin attığı semtlerden olan Nişantaşı’nın da artık bir gazetesi var: Nişantaşı. Niş Yayıncılık’m yayımladığı, 15 günde bir çıkması tasarlanan ücretsiz gazete; Teşvikiye, Maçka veNişantaşı’ndaki bütün evlerin kapılarına ve semtin en popüler mekanlarma tek tek bırakılıyor, ilk sayısı 41 bin 209 adet basılan 72 sayfalık gazetenin gelir kaynağı sadece alman ilanlar, ilk sayıdaki yüzde 50’lik ilan oranı bir semt gazetesi için büyük bir başarı. Niş Yayıncılık’ın imtiyaz sahibi Atılgan Bayar ve Yayın Grubu Başkanı Ahmet Tez bile bu kadarım hiç tahmin etmediklerini söylüyorlar.
■ Nişantaşı için bir gazete hazırlama fikri nasıl ortaya çıktı?
Atılgan Bayar: Ben bir yıldır Nişantaşı gazetesi
düşünüyordum. Yazı işleri müdürümüz Neslihan
Pekdemir’le konuştuk. O da yerel gazetelerle ilgileniyordu ve bunun güzel bir fikir olacağına karar verdik. Ahmet de benim başka işlerden eski ortağım. Çok iyi bir işadamıdır ve gerçek işin kokusunu alır. Birlikte hareket etmeye karar verdik. Karar verdikten bir ay sonra da piyasadaydı gazete.
"Civardaki her eve, sokaklara
ve kafelere dağıtıyoruz"
■ Bir ay gazete hazırlamak için kısa değil mi?
A.B.: Hayır. Çok zor bir iş değil. 17 yaşından beri gazetecilik yapıyorum ve ekibimiz çok iyiydi. Bizim için çok zor olmadı bunu hazırlamak.
■ Sizden önce Beyoğlu gazetesi çıktı. Semtlere yönelik gazetelerin hazırlanması bir trend mi?
A.B.: Bunlar hep vardı ama hiç profesyonelce
yapılmadı. Beyoğlu gazetesini profesyonel insanlar yapmasına rağmen profesyonel değil bence. Sayfa kalitelerine ve reklam gelirlerine bakarsanız anlarsınız bunu.
■ Bu bir gazete mi, dergi mi? Çünkü bir gazete için çok renkli.
A.B.: Bu bir gazete. Nişantaşı’nın gazetesinin
böyle olması lazım. Burası sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da en elit semtlerinden birisi. Buraya üçüncü hamur kağıda gazete yapamazsınız.
■ Gazete kapı kapı dağıtılıyor. Baştan böyle mi karar vermiştiniz?
Ahmet Tez: Evet. En başından beri ücretsiz ve
kapı kapı dağıtılmasını istedik. Nişantaşı, Maçka, Teşvikiye bölgesinde her evin kapısına bırakılıyor. Onun dışında sokaklarda ve kafelerde de
dağıtılıyor.
A.B.: Brasserie, Zanzibar ve Kırıntı bizim
dağıtımımıza çok yardımcı oldu. O kafelerde iki günde 300 tane dağıtıldı.
* 40 binin üstünde baskı yaptınız. Ve gazetenizin yüzde 50’si reklam, ilk sayı için çok iyi bir başarı bu. Bunu bekliyor muydunuz?
A.B.: Hayır. 72 sayfa olacağını hiç
düşünmedik. Reklamlar pazarlanmaya başlayınca anladık işin nasıl bir boyutta olduğunu.
"Burada herkes okuryazar,
üstelik çok paraları var"
• Nişantaşı’nın okur profili iyi mi? Bu konuda bir araştırma yaptınız mı?
A.B.: Çok iyi. Benim burada bir
kitabevim vardı, o yüzden buradaki kitlenin nasıl olduğunu çok iyi biliyorum. Bir kere burada herkes okuryazar, insanların ilgi alanları değişik olabilir ama okuryazar olmayanı yok. İstanbul’un entelektüel yoğunluğunun en yüksek olduğu yer Beyoğlu zannedilir ama değildir. Tüketim kabiliyeti de çok yüksek çünkü insanların paraları var.
■ Gazetede ünlülerin Nişantaşı’ndaki kulüplerden, barlardan çıkarken çekilmiş fotoğrafları var. Ama hiç kimse kaçmamış, ve herkes poz vermiş.
A.B.: Çünkü bizde paparazzilik yok.
Nişantaşı gazetesine herkes poz veriyor. Bizim için o kişinin bir yerden kaçış fotoğrafı enteresan değil. Orada eğlenmiş olması önemli. O tür gazetelere bakarsanız Nişantaşı’nda değil Zeytinburnu’nda daha çok satıldığım göreceksiniz.
• Buradan sonra neresi var? Başka bir semt için gazete düşünüyor musunuz?
A.B.: Yapacağız ama o da bizim sırrımız
olsun. ■
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi