• Sonuç bulunamadı

20 yıldan beri ABD'de yaşayan film oyuncumuz Zerrin Arbaş:Amerika'da her şey olası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "20 yıldan beri ABD'de yaşayan film oyuncumuz Zerrin Arbaş:Amerika'da her şey olası"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUMHURİYET/7

D

1/1D

IJK/GOBtD U K

Y A L Ç I N P E K Ş E İ S

_____________

7 7 5 ^ 3

Zerrin Arbaş, ziyaret için geldiği İstanbul'u çok seviyor, ama gönlü Amerika’da.. (Fotoğraflar: MEHMET AKİF)

20

yıldan beri A B D ’d e yaşayan film oyuncum uz Zerrin Arbaş:

Amerika’da her şey olası

A m e r ik a n insan ı ç o k iy im s e r b ir

insan . B en d e o yü zd en öyle o ld u m .

A m e rik a ’da “ H e r şey o la s ıd ır’ ’ lafı var

o rtad a. Bu, A m e rik a ’ya has o lan b ir

şey. Ve h a k ik a te n oluyor. B izd e b e lk i

“ H e r şey o la n a k s ız d ır’ ’ d iye

d ü ş ü n ü lü yo r.

K i m N o v a k ’ı y ak ın d an tan ıd ım .

Y apayalnız b ir ev d e o tu ru y o r ve

h a lin d e n ç o k m e m n u n . Son d e re c e

m a zb u t, m ü tevazi. Ö yle şıklık,

m akyaj, şu b u y d u ...

— Sayın Zerrin Arbaş, siz T ürkiye’de film ar­ tisti olduktan sonra A m erika’ya gittiniz ve çok uzun süre orada kaldınız. Bize Am erika’yı, özel­ likle artistler dünyasını anlatm anızı istiyorum ben. Ö n ce neden gittiniz onu anlatır mısınız?

— Ben belki bilm iyorsunuzdur.. 1965 s en e­ sinde Türkiye güzeli olmuştum. A m a aklım da d a hep A m erika vardı.. H atta A m erika’nın Ka­ liforniya bölgesi.. Hollywood falan.

Ben Türkiye güzeli olduğum sene tesadüfen Miss International (Uluslararası güzellik yarış­ ması) orada yapılıyordu. Kaliforniya’da.. Bu çok enteresan.. Benim tam istediğim yer oldu ve bir hafta içinde kendimi Kaliforniya’d a buldum.

— Buldunuz ve bir daha ayrılam adınız qali- ba..

— Evet.. Kimse kalacağım ı tahm in etm iyor­ du.. O rad a iş üç haftada bitiyor ve güzeller memleketlerine dönüyorlar.. Ben baktım etrafta bir sürü okul falan var.. O zam anlar “ Play H o u s e ” dedikleri bir tiyatro okulu K aliforniya’­ nın, Los A ngeles’ın en meşhur okuluydu.. 50 yıllık geçm işi var.. W illiam H oldenler.. Bir sü­ rü büyük aktörler hep burada okumuş.. Ben de oraya başvurdum .. V e tabii yabancı olduğum için çok enteresan karşıladılar.. Çünkü hiç ya­ bancı talebe yoktu.. Sonunda bu okula girdim...

R o c k H u d so n son

d e re c e e rk e k k ılıklı

b ir ad a m d ı. K atiyen

e fe m in e b ir tarafı

yoktu. B u n la rı ç o k

g izli tu tu y o rla r..

Z a te n h e p s i

kala b a lık ta n son

d e re c e kaçan

insanlar.

— O kum ak için parayı nereden buldunuz? — B uradan para yolladılar. O zam an se n e ­ liği 1200 dolardı, işte babam Avni (Arbaş) bey ve aile yardım edince.. Sonradan 1 9 6 7 ’de ben okulda okurken sınıf arkadaşlarım var tabii.. O nlardan birinin babasıyla tanıştım ve işte bu baba benim kocam oldu..

K IZ IL D E R İL İ İLE E V L İL İK

— G aliba Kızılderiliym iş.. G a ze te le r yazdı.. — Evet..

— Adı neydi? — Dehl Berti..

— Ne dem e k Dehl Berti?.. “ Büyük ayı” ve­ ya “ oturan boğ a” gibi bir şey mi?

— Anlam adım neden?

— Kızılderili adları böyle olm az mı? —■* H a a a .. Yok, hayır.. Kızılderili olm asına rağm en onun üvey babası ismini verm iş ona.. Çünkü İtalyan asıllı üvey babası...

— Am a kendisi hakiki Kızılderili...

— Hakiki.. Baba tarafından Dehl Berti’nin ba­ bası hakiki bir A paçi.. Safkan Kızılderili yani.. A m a şehirde şey yapm ış bunlar.. Rezervas- yon’dan gelm e.. Kızılderiliye benzer, fakat çok yakışıklı adam dır.. Çok enteresandır.. A rkada­ şım ın babası dedim .. Ben 1,8 yaşında evlendi­ ğim zam an o 46 yaşındaydı.. Am a bir erkek ola­ rak son derece yakışıklı, çok güzel konuşan, çok kültürlü, çok güzel dişli, incecik, uzun boy­ lu, tam m atador tipli bir adam dı..

— Ne iş yapıyordu?

— Aktördü.. Film lerde, T V ’de oynadı. Çok filmleri var..

— Kızılderili rolüne mi çıkardı?..

— Ö nce esm er adam .. "H e a v y ” (sert adam ) rollerine.. Kötü adam , M afia babası tipinde oy­ nam ış.. A m erika’da o zam anlar şöyle bir şey vardı: İyi adam lar sarışın, kötü adam lar esm er olurdu.. Dehl de “ heavy” rolleri oynuyordu. S o nra Kızılderili oldu... Saçlarını uzattı fa­ lan...H âlâ zam an zam an Kızılderili “ chef” (şef) rollerine hep o çıkar.. Am a parasını iyi değer­ lendirmiş.. Bir sürü para, pul toplamış.. Çok kıy­ metli ev, apartım an, yani “ comercial prop” (ti­ cari taşınm az mal) diyorlar. Bir otel aldı.. 150 yatak.. Dört yıldızlı..

C A Z İB E L İ A D A M de..

Bunlar da cazibesini arttırmıştır gözünüz- Şimdi bilmiyorum .. Zor onu söylem ek..

A m a hakikaten vaziyetinin iyi olmaşı yanı sıra olağanüstü cazibeli bir adam dı.. İşte bu bir şans... Biz 15 gün içinde evlendik..

— Yıldırım aşkı oldu öyleyse..

— Tam bir yıldırım aşkı.. A m a yürüm edi.. — N eden?

— Benim baba gibi baktığım bu adam ben­ den çocuk sevgisinden çok kendi yaşındaki bir insandan beklediği şeyleri istedi.. “ Lütfen, de­ di, ben senin baban değ ilim .” Benden çok ol­ gun olmamı bekliyordu. Yaptığım m aalesef bir hata olmuştu, iyi adam , hoş adam am a benim ihtiyacım olan şeyi.. Bana sevgisini verecek bir adam değil.. Bir boşluk oldu..

— Am a haklı.. Baba sevgisi ile evlenm em iş ki sizle..

— O d a haklı am a benim şeyim böyle.. A m a ayrıldıktan sonra birbirimizi hep gördük, sev­ dik, arkadaş, dost olduk..

— Şu halele kızınız Derya şimdi Kızılderili ka­ nı taşıyor..

— Tabii.. Kızılderili ve Türk kanı...

— Bu belki de dünyada ilk kez oluyordur.. Y ani böyle bir karışım..

— Evet yani hakikaten enteresan.. Bakalım ne olacak?

H O L L Y W O O D D A B A Ş A R IN IN S IR R I — Bu arada okul bitti mi?

— Tabii.. Play H ouse’u bitirdim 4 sene son­ ra.. Sonra birkaç tane film çabalarında bulun­ dum .. A m a biliyorsunuz Hollywood hikâyesi çok kolay ve de çok zor olabilir..

— Bu konuları hiç bilm iyorum .. Biraz açık­

lar mısınız? ,,

— Am erikalılar hep der: “ Right tim e, right place” ... Yani “tam zam anında, tam yerinde” .. oldunuz mu, bu iş kolay am a olamadınız mı çok zor..

— Sizin için kolay mı oldu, zor mu? — Zor oldu... Hatta olm adı...

— Ö yleyse, siz yanlış zam anda, yanlış yer­ de oldunuz..

— Ö yle oldu biraz.. Bir ajanstan fotorafları- mı alm ışlardı. Sonra çok iyi bir şirketle tem as falan oldu am a olm adı.. Çok uzun hikâye..

— Yani film çevirem ediniz..

— A m erika’da çevirem edim , am a İstanbul’­ d a çevirdim .. G ezm ek için İstanbul’a gelip, gi­ diyordum. Kendimi hem en bir iki film de bulu­ yordum. Böyle böyle 15’ten fazla film çevirdim. — Bizde çok hızlı dönüyor bu olaylar değil mi?

— M uazzam .. A B D ’D E Y A Ş A M

— Zerrin hanım, A m erika’d a hayat nasıl.. Bi­ ze göre farklılıkları neler?

— Am erikan insanı çok optimist (iyimser) bir insan.. Ben de o yüzden çok optimist oldum. A m erikalı her zam an bir m ucizeye inanan.. Şöyle diyorlar: “ Everything is possible” (H er şey olasıdır) lafı vardır orada.. Bu, işte A m eri­ k a ’ya has olan bir şey.. V e hakikaten oluyor...

— Biz ne diyoruz?

— Bizde böyle bir şey yoktur.. Bizde belki “ Everything is not possible” (her şey olanak­ sızdır) diye düşünülüyor..

— A m a öyle olm am ış.. Bakın A m erika’da film çevirememişsiniz am a burada çeviriyorsu­ nuz?

— Orası da öyle..

— Peki Zerrin Hanım , ben size biraz Holly- w ood’u soracağım . Nasıl insanlar bu A m eri­

kalı film oyuncuları.. M esela bakıyorsunuz en erkek görünüşlü adam hom oseksüel çıkıyor.. Rock Hudson m esela.. Siz kendisini tanımış mıydınız?.

— Tabii.. Bazı toplantılarda falan görm üş­ tüm .. Son derece erkek kılıklı bir adam dı.. Ka­ tiyen bir efem ine taraf yoktu.. Bunları çok gizli tutuyorlar..

— Diğerleri nasıldır. Tanıştınız herhalde bir çoğuyla..

— Hepsi son derece kalabalıktan kaçan in­ sanlar.. Ben m esela, Kim N ovak'ı yakından ta­ nıdım. Y a payalnız bir evde oturuyor ve halin­ den çok m em nun.. Son derece m azbut ve mü­ tevazi.. Ö yle şıklık, m akyaj, şu bu yok.. Sizin, bizim gibi.. A m a insanlardan kaçıyorlar..

— H ep duyarız., çılgın partiler falan olmuyor mu Hollyw ood’da?.

— V alla ben öyle bir şey görm edim . Ben bu dengesiz olan insanlardan biraz uzak durdum.. Dehl (Berti) de girm ezdi.. Zaten dediğim gibi çoğu içlerine kapanık ve kendi dünyalarında yaşarlar.. Fazla dışardan insanları o dünyaya sokm azlar.. M uazzam kendi dünyalarında ya­ şayan insanlar.

A S IL Y E R İM A M E R İK A

— Siz neyle geçiniyordunuz A m erika’da?.. — İşte benim kocam .. Yani eski kocam her zam an baktı.. Bize ev aldı, Rolls Royce bile al­ dı.. Tabii kızım ızdan dolayı..

— Kızınız D erya Arbaş da T ürkiye’ye gelin­ ce bir anda m eşhur oldu veya oluyor.

— Evet D erya’ya doğduğu günden beri dün­ yanın en müthiş yavrusu gözüyle bakıyorlar.. Ç ok güzel ve şahsiyeti var.. Çok iyi resim veri­ yor.. Çocuk sevmeyen insanlar bile seviyordu.. Bir acayip efsane kahramanı haline geldi.. Şim ­ di "K uyucaklı Y u suf” film inde oynayacak.. Şim di hayatım ızın projesi bu oldu..

— Zerrin hanım , son olarak şunu soraca­ ğım .. A m erika’da mı rahat ediyorsunuz, Türki­ y e ’d e mi?

— Burayı da çok seviyorum am a böyle g e­ lip gitm ek için.. Asıl yerim A m erika oldu..

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ocaklardan çıkarılan madenin taşınması s ırasında oluşan toz nedeniyle köyde kanser vakalarında artış yaşandığını söyleyen Ağırtaş, şunları söyledi: “Maden

Yaklaşık 20 yıl sonra 1945 yılında yine Pa- nama Kanalı bölgesinde bir köpek histoplazmoz olgusu teşhis edilmiş ve böylece histop- lazmoz olgularının bu çevrede yaygın

Hüseyin Rahmi’nin yazdıklarına ilgi duyacak üniversite dışı kişiler, Osman­ lIca bilmeyenlerle liseliler Hüseyin Rahmi’nin tartış­ malarını daha

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

Nâzım Hikmet’in 1933’ten 1950 yılına k dar, on yedi yıl boyunca, çeşitli cezaevle­ rinden eşi Piraye’ye yazdığı mektupların tamamı Memet Fuat’ın, uzun zaman

Eserin telif tarihi belli olmasa da “Geçdi ḳırḳı çünki artuḳ çāre yoḳ / Geçeni döndermege müdāre yoḳ” (Hasan Hâce, a, vr. 131a) ifadesinden

cenazelerine İştirak ederek sami- naî yardımlarını esirgemiyen, telgraf ve telefonla büyük acı­ m ızı paylaşan, çelenk gönderen değerli ve vefakâr akraba,

Bu çalışmada, Bolu ekolojik şartlarında armut fidanı üretiminde çöğür ve OHxF 333 armut klon anacı üzerine Deveci, Akça ve Williams çeşitlerinin plastik yüksek tünel