• Sonuç bulunamadı

Geç Hitit Tasvir Sanatında Mobilyalar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Geç Hitit Tasvir Sanatında Mobilyalar"

Copied!
173
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ

TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Dr. Öğr. Üyesi

K. SERDAR GİRGİNER

(2)
(3)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA

MOBİLYALAR

Dr. Öğr. Üyesi K.SERDAR GİRGİNER Yayınlayan Engin Devrez Kapak ve Sayfa Tasarım

Yeşim Çavuş

Bilgin Kültür Sanat Şti. Ltd. Selanik 2 Cad. 68/4 Kızılay - Ankara Tel: 0312 419 85 67 / Sertifi ka no: 20193

www.bilginkultursanat.com / bilginkultursanat@gmail.com ISBN: ?

© Bilgin Kültür Sanat Yayınları Yazarın ve yayınevinin yazılı olmadan hiçbir şekilde kopyalanamaz, çoğaltılamaz.

Baskı:Ankara Ofset Büyük Sanayi 1. Cadde Necatibey İş Hanı Alt Kat No: 93/43-44 İskitler - Ankara

(4)
(5)
(6)

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ... 9

GİRİŞ ... 10

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR . 19

A)Tahtlar ... 19

I) Arkalıksız (Tabure) Tahtlar ... 19

a) Arkalıksız, Çapraz Bacaklı Tahtlar ... 19

b) Arkalıksız, Dikey Bacaklı Tahtlar ... 23

II) Arkalıklı Tahtlar ... 37

a) Arkalıklı, Çapraz Bacaklı Tahtlar ... 37

b)Arkalıklı, Dikey Bacaklı Tahtlar ... 40

1)Arkalık Ucu Dışa Kıvrık Ya Da Volütlü, Dikey Bacaklı Tahtlar .. 40

2) Arkalığı Düz Ya Da Hafif Kavisli, Dikey Bacaklı Tahtlar ... 49

3) Arkalığı Düz Ya Da Hafif Kavisli, Kolluklu, Dikey Bacaklı Tahtla ... 67

B) Taht Basamakları ... 89

I) Dikdörtgen Formlu Taht Basamakları ... 89

II) Dikey Bacaklı Taht Basamakları ... 93

C) Masalar ... 104

I) Çapraz Bacaklı Masalar ... 104

II) Dikey Bacaklı Masalar ... 120

III) Bacakları (S) Profilli Masalar ... 126

Genel Değerlendirme ... 132

(7)

Bibliyografya ... 144

Kısaltmalar ... 162

Diğer ... 163

Figürlerin Listesi ... 165

(8)
(9)

ÖNSÖZ

İnsanoğlunun vazgeçemediği eşyalardan olan mobilyalar, M.Ö. I.Binin ilk yarısı Anadolu tasvirli sanat eserleri üzerinde yoğun olarak kar-şımıza çıkmasıyla dikkat çeker. Urartu sanatında madeni eserler üzerinde, Geç Hitit sanatında ise genelde kabartmalı taş eserler üzerinde çok sayıda görülür Geç Hitit Dönemi’nde mobilya çeşitliliği, doruk noktasına ulaşır-ken Frig ve Lidya tasvir sanatında daha az karşımıza çıkmaktadır.

Bu konu Hocam Prof.Dr. Aykut Çınaroğlu’nun önerisiyle ve danış-manlığında Doktora Tezi olarak hazırlanmış ve 1996 yılında Danışman Hocamın dışında Rahmetli Hocam Prof.Dr. Kutlu Emre ve Prof.Dr. Ali-ye Öztan’dan oluşan jüriAli-ye karşı savunulmuştur. Bu çalışma sırasında ayrıca yardım ve destekleri için Prof.Dr. Hayat Erkanal, Prof.Dr. Hamza Gündoğdu’ya, kitabın basılmasındaki destekleri için Bilgin Kültür Sanat Yayınları ve sevgili Şükrü Devrez ile Engin Devrez’e teşekkür ederim.

Bu kitapta, Doktora tez çalışmam sırasında incelen sadece Geç Hitit dönemi ile ilgili mobilya tasvirleri ele alınmış ve konu kısmen de olsa yeni yayınlarla güncellenmiştir.

Dr.Öğr.Üyesi K. Serdar GİRGİNER Adana-2018

(10)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

GİRİŞ

Mobilya (Mobilye), oturulan yerlerin süslenmesi ve türlü araçlarla donatılmasına yarayan taşınır eşya ya da değişik bir tanımla oturulan, ye-mek yenilen, çalışılan, yatılan yerlerin döşenmesine yarayan taşınabilir eşyalara verilen addır1. Başka bir tanımla yapıların iç düzenini kurmak

amacıyla sonradan yerleştirilen ve çeşitli gereksinimleri karşılayan eşya-lardır. Mobilyalar bağımsız ve taşınabilir parçaeşya-lardır. Görünürdeki kulla-nım amaçları oturmak, yemek, yatmak, yazı yazmak, eşya depolamak vb. yoluyla günlük pratik yaşamı kolaylaştırırlar. Bunun yanı sıra bir sosyal konum belirleme, kişinin özel hak ve çevresini korumada yardımcılık, in-sanların beğenilerini ve sanata karşı tutumlarını ortaya koymalarında ara-cılık gibi başka işlevleri de yerine getirirler2.

Geç Hitit Dönemi Tasvir Sanatı’nda Mobilyalar konulu bu

çalışma-da3, öncelikle mobilyalar kendi arasında bir sınıflandırmaya tabi tutulmuş,

ardından Geç Hitit merkezlerindeki örneklerle tipolojisi yapılmıştır. Daha sonra bu tiplerin diğer kültürlerdeki benzerleri veya belirgin farklılıkları yansıtılmak istenmiş ve çalışma sırasında mobilya tasvirleriyle mobilya ya da elemanları arasında da bağlantılar kurulmaya çalışılmıştır.

Şimdiye kadar M.Ö. I. Binin ilk yarısındaki uygarlıkların mobilya-ları çok ayrıntılı bir şekilde incelenmemiş olmasına rağmen diğer dönem-ler ve coğrafyalarda mobilyalar konusunda çalışmalar mevcuttur. Baker,

1 TDK Sözlüğü 1992, C:2, 1032. 2Boyla 1997, 1276.

(11)

K. SERDAR GİRGİNER

Kyrieleis, Mallowan-Hermann, Richter, Kubba, Karaoğlu, Killen, Metz-ger, Salonen, Symington ve C. Işık’ın çalışmaları bunların başlıcaları ara-sında yer alır4.

M.Ö. I. Binin ilk yarısında mobilya tasvirlerine geçmeden önce bu süreçteki siyasi yapıya kısaca değinmek, bu kültürlerin söz konusu tasvir-lere yansıyan özelliklerine ışık tutması açısından faydalı olacaktır.

M.Ö. II. Binin sonlarında yaklaşık M.Ö. 1200 yıllarında birçok yer-deki gelişmiş ve karmaşık toplumlar sona ermişlerdir. Ege’de Miken Yuna-nistan dediğimiz saray merkezli dünya yok olmuştu. Ancak Anadolu’daki kayıp çok daha büyüktü: Düşen Hitit İmparatorluğu Anadolu platosuna daha önce görmediği bir düzen ile refah düzeyi getirmişti ve yıkımın ar-dından bu iki unsur bin yıl boyunca tekrar görülmeyecekti5.

M.Ö. II.Binde Thraklar’ın işgali altındaki Balkan Yarımadası’nın güneybatı bölgelerine İlliryalılar’ın girmesi üzerine yerlerinden oy-natılan bazı Thrak kabileleri, Brigler ya da Frigler, Boğazlar üzerinden Anadolu’ya geçerek bu ülkenin batısında ve kuzeyinde oturan bazı kavim-lerin de bunlara katılmasıyla günden güne büyüyen kitleler bir çığ halinde Hitit İmparatorluğu’na saldırmışlardır. M.Ö. 1200 yıllarında da Hitit yazılı belgeleri susmuştur6. Fakat bu kavimler sadece Anadolu ile yetinmemişler,

bir taraftan Doğu Anadolu üzerinden Transkafkasya’ya girmişler, diğer

ta-4 Baker 1966; Kyrieleis 1969; Mallowan – Hermann 1974; Richter 1966; Kubba 2006;

Killen 1980 ve Killen 1994; Metzger 1985; Karaoğlu 1985; Salonen 1963; Symington 1996: 111 vd; Işık 1986a: 413 vd; Işık 1986b, 1vd. Ayrıca bkz: der Manuelian 1995, 1623 vd; Simpson 1995, 1647 vd; Liebowitz 1997, 352 vd; Nakhai 1997, 354 vd; Theodos-siadou 1995, 249 vd; Stern 1997, 356 vd ve Killebrew 1997, 358 vd; Liversidge 1955; Ronson 1905.

5Drews 2014, 3-4.

6Mansel 1988, 82; Mallowan 1972, 63-65; Kozbe 1997, 656. Bu konudaki yeni

(12)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

raftan da Suriye ve Filistin üzerinden Mısır sınırlarına dayanmışlardı. Bu kavimler göçü hakkında bütün ülkelerde M.Ö. II.Bin yerleşme yerlerini örten yangın tabakalarından başka Mısır Kralı III. Ramses’in yazıtları ve tasvir sanatı da bir fikir verir. Bu hareketlerden en çok etkilenmiş olan böl-geler arasında Ege Bölgesi merkezi bir konumda olduğu için M.Ö. 12.yy. kavimler hareketine “Ege Göçleri” adı verilmiştir7.

Bu göçler Anadolu’daki siyasi yapıyı değiştirmiştir. Orta Anadolu platosundan Malatya ve Suriye’ye kadar uzanan geniş coğrafyada Demir Çağı’nda ortaya çıkan siyasi ve kültürel oluşumlar Geç Hitit Şehir

Devlet-leri veya Geç Hitit Krallıkları şeklinde tanımlanmaktadır8.

Geç Hitit Şehir Devletleri yayılım alanları; Batıda Amanos Dağları ile kuzeyde Toroslar, doğuda Fırat Nehri ve güneyde de Asi Nehri’nden Halep’e çekilen bir hat ile sınırlandırılabilir9. Bu konuda çalışan

araş-tırmacıların bazıları da, bu bölgenin doğu sınırını Malatya’dan güneye, Kargamış’a çekilecek bir çizgi olarak belirtir ve Kargamış’ın daha güneyi-nin ise Arami etkisine daha çabuk girdiği için Hitit’ten çok bir Arami Böl-gesi olabileceğini belirtir10. Asur kaynaklarına göre bu sınırlar şu şekilde

belirlenmiştir:

TABAL: Kayseri, Niğde, Nevşehir ve Ürgüp’ü içine alan bölge; KUMMUH: Gürün, Malatya (Milidia) ve çevresi;

GURGUM: Maraş ve Gaziantep;

7 Mansel 1945, 148; Doğu Akdeniz Bölgesi’ni de etkileyen Deniz Kavimleri Göçü ile

ilgili bilgi için bkz: Sanders 1978, 7 vd; Barnett 1975a, 359 vd; Barnett 1975b, 417 vd; Schachermeyr 1967; Çapar 1987, 13 vd.

8 Akçay 2014, 37. 9 Çilingiroğlu 1984, 30.

(13)

K. SERDAR GİRGİNER

QUE: Adana ve çevresine yani Çukurova Bölgesi;

HİLAKKU: Çukurova’nın batı ve kuzeyindeki Toros dağlık bölgesi; SAM’AL: Gaziantep’in güneyi(Zincirli) ve

HATTINA: M.Ö. II.Binin 2.yarısından itibaren önemini korumuş olan Kargamış ve Antakya dolayları11.

Geç Hitit Kent Devletlerinin Yayılımı (Özyar 2005, 12’den)

Genel çizgileriyle Tabal Ülkesi, Kayseri ve dolaylarını kapsar, ancak bu bölgenin sınırlarının çok daha güneye ve doğuya da yayılmış olduğu-nu kabul etmek gerekir12. Tabal, en geniş sınırları ile günümüz Kayseri,

11 ten Cate 1967, 115 vd; Landsberger 1948, 1 vd. Geç Asur Dönemi’nde ‘‘Hatti Ülkesi’’

olarak tanımlanan coğrafi bölge Kuzey Suriye›yi de kapsar. Bkz: Çilingiroğlu, loc.cit; Luckenbill 1926 (1968), 563 ve 568. Ayrıca bkz: Gökçek 2015; Giusfredi 2010.

(14)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Nevşehir, Aksaray, Niğde ve Ereğli’yi içerisine almaktadır13. III.

Salma-nassar zamanında bölgede 20 kadar küçük prenslik bulunur. II. Sargon Dönemi’ne tarihlenen yazılı belgelerde ise, bölgeden Bit-Burutas olarak söz edilir. M.Ö.713 yılında Ambaris, Muski Kralı Mita ve Urartu Kralı Rusa ile Asur’a karşı ihanet etmiş ve bu nedenle de Tabal işgal edilerek yönetim Asur’dan gönderilen bir valiye verilmiştir. Tabal’ın diğer Geç Hi-tit Şehir Devletleri’ne nazaran Anadolu tarihi içinde önemli bir yeri var-dır. Daha güneyde olan devletleri genelde sürekli Asur’un etki alanı içine girmesine karşılık, Tabal Frigler’in komşusu olması nedeniyle daha çok Frigler’den etkilenmiştir.

Malatya ve çevresini içine alan Milidia ya da Meliddu Devleti, Asur Kralı I. Tiglatpleser zamanına ait kaynaklarda ilk kez karşımıza çıkar14.

Kültepe yazılı belgelerinde Melite şeklinde görülen Malatya’dan Hitit kaynakları ise, Maldia olarak bahseder. Urartu kaynaklarında15 bu devlete,

Melitea, Asur kaynaklarında ise Meliddu, Melidu, Melide şeklinde rastla-nır. Malatya şehri Hitit hiyerogliflerinde ise bir öküz başı ve ayağı ile ifade edilir16. M.Ö.804’de Urartu Kralı Menua Malatya’yı almıştır. Daha sonra

da Sasu’nun oğlu Hilaruadu (M.Ö.765-733) Urartu Kralı II. Sardur’a ye-nilmiştir17.

13 Akçay 2014, 38; Ayrıca bkz: Jasink 1995, 128; Hutter 2010, 221; Bryce 2012, 43; Aro

1998.

14 Gurney 1961, 40. Bu yerleşmeye Kammanu adı da verilmiştir. 15 Bkz: Diakonoff-Kashkai 1981.

16 Malatya’da kurulmuş olan Meliddu Prensliği ya da Devleti’nde M.Ö. 1115’den

M.Ö.675 yılına kadar hüküm sürmüş kralların isimleri için bkz: Bossert 1947, 102 vd.

17 Bu durumu Habibuşağı (İzoli) yazıtından öğreniyoruz. Bkz: Melikisvili 1960, No:

(15)

K. SERDAR GİRGİNER

Asurlular tarafından Margasi adı verilen Kahramanmaraş ve dolay-larını kapsayan Gurgum Devleti, II. Assurnasirpal Dönemi Asur kaynak-larında geçer. III. Salmanassar’a ait belgelerde ise, Maraş’tan daha detaylı olarak söz edilir. Sistemli kazılar yapılmadığı için, buluntuların çoğu rast-lantı sonucu ele geçmiştir18.

Que Çukurova bölgesiyle, Hilakku ise bunun batı ve kuzeyindeki dağlık bölge ile eşitlenebilir. III. Salmanassar›a karşı M.Ö.858 yılında kurulmuş Kuzey Suriye Krallıkları koalisyonu içinde Que Kralı Kate ve Hilakku Kralı Pihirim’in de yer aldığı bilinmektedir.

1946 yılında Bossert’in keşfettiği Karatepe’de ele geçmiş olan çift dilli yazıtlara göre, şehrin o dönemlerdeki adı Asitawanda’dır ve M.Ö.730 yıllarında şehir, kısa bir süre iskan edilmiştir19.

Hattina ya da Ungi+Amq, Antakya, Amik Ovası ve dolaylarını kap-sar. Hattina daha çok Asur belgelerinden elde edilen bilgilerin ışığı altın-da değerlendirilmiştir. Asur orduları ilk kez II. Assurnasirpal Dönemi’nde (M.Ö.876-866) Hattina’ya girmiş ve Kral Lubarna savaş tazminatı

(tribu-te) ödemek zorunda kalmıştır. III. Salmanassar ise, Suriye Seferi sırasında

bu kez, Asur’a karşı Kuzey Suriye’de bir koalisyon oluşturmuş, Sapalul-me ile karşılaşmıştır20.

Zincirli (Sam’al)’nin bilinen iki kralı Kilamuwa ve Barrakup’tur. Yönetim merkezi Zincirli Höyüğü olan Sam’al ya da III. Salmanassor

18 Hawkins 1974, 75-76.

19 Bossert et al 1950. Karatepe’deki araştırmalar ve kazılarla ilgili daha fazla bilgi için

bkz: Alkım 1948a, 241 vd; Alkım 1948b, 533 vd; Alkım 1948/49, l vd; Alkım 1949, 362 vd; Çambel 1948, 147 vd; Çambel 1949, 21 vd. Çambel-Özyar 2003; Akman-Sicker-Bossert et.al. 2014.

(16)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Dönemi’nden sonraki Aramice adıyla Bit Cabbar Devleti, M.Ö.858 yılın-da Asur’a savaş tazminatı ödememiştir. Kalenin içindeki çeşitli saray ve tapınak toplulukları I’den V’e kadar numaralandırılmıştır. Mobilya tasvir-lerinin bulunduğu kabartmalı orthostatlar ve mobilya elemanları bu yapı-larda ve çevresinde ele geçmiştir.

Asur Kralı II. Assurnasirpal’ın Kummuh’a (Adıyaman ve çevresi) düzenlediği bir seferde, Qatazilu (M.Ö.866-857) adlı bir Kummuh kralın-dan söz edilir21.

V. Salmanassar (M.Ö.727-722) Dönemi’nde Sam’al ve Que Asur eyaleti haline gelmiş; bu devletlerden sonra da II. Sargon (M.Ö.722-705) zamanında Kargamış (M.Ö.717’de), Tabal (M.Ö.713’de), Kammanu (M.Ö.712’de), Gurgum (M.Ö.711 ve 708’de), Kummuh ile Meliddu da Asur’un hâkimiyetine girmiştir22. Böylece de Geç Hitit Devletleri’nin

ta-rihleri sona erer. Grek Kolonileri Suriye’ye geldiklerinde ise sadece Asur İmparatorluğu ile karşılaşır.

Hitit hiyeroglifini kullanan bu devletler, Hititler gibi büyük bir dev-let kurmayı başaramamışlardı. Ancak, Orta Fırat ile Kuzey Suriye arasında kalan bölgede Hitit geleneklerinin uzun süre yaşamasını sağlamışlardı23.

M.Ö. I.Binin ilk yarısında Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye Sanatı için farklı terminolojiler kullanılmıştır. Bu kültür için Przeworski “Suriye Hititleri”, Uuger “Arami”; Moortgat “Hurri” adlarını kullanmayı tercih etmiştir24.Akurgal ise, M.Ö. I.Binin ilk yarısındaki bu sanat için 21 Hawkins, op.cit., 70-71, 76, 79-80; Luckenbill, op.cit, 585.

22 ten Cate, op.cit., 127; Lloyd 1956, 157; Ünal-Girginer 2007, 168 vd. 23 Bittel 1950, 74.

(17)

K. SERDAR GİRGİNER

“Geç Hitit”25 ya da “Yeni Hitit”26 terimini kullanır. Akurgal ayrıca, M.Ö.

I.Binde Kuzey Suriye’de şekillenen bu sanatın karışık merkezli bir sanat olduğunu, yapısında Mitanni, Suriye, Hitit, Asur ve Arami sanatlarının var olduğunu benimsemesine karşın, bir bütün olarak bu sanatın Anadolu-Hi-tit sanatının bir devamı olduğunu da belirtir. Geç HiAnadolu-Hi-tit terimi Orthmann27

ve T.Özgüç28 tarafından da kullanılmıştır. Konu ile ilgilenen tüm

araştır-macılar M.Ö. I.Binde bu bölgede oluşan sanatın farklı kültür gelenekleri-nin bir araya gelmesiyle oluştuğu fikrini benimser. Çilingiroğlu ise, M.Ö. I.Binde Kuzey Suriye ve Güneydoğu Anadolu’da var olan bu kültürü doğrudan herhangi bir etnik temele dayandırmak istemediğinden dolayı “Kuzey Suriye Kültürü” olarak adlandırır29. İlk kez Frankfort tarafından

önerilen30 bu terim, bu konuda çalışan bazı araştırmacılar tarafından da

benimsenmiştir31.

M.Ö. I.Binde Geç Hitit Çağı’nda farklı geleneklerin birarada görül-düğü bu kültürün oluşmasında en büyük unsur kuşkusuz MÖ. II Binde Hitit dünyasından gelen Anadolulu özelliklerdir. Ancak Mitanni Devleti’nden kaynaklanan Hurrili etkiler, yöreye yeni gelen Arami halkların katkıları ve Luwili özellikler de yadsınamaz. Bunların yanında Asur, Fenike ve hatta Urartu sanatlarının bu kültürün oluşumundaki rolleri de az değildir. Coğ-rafi konumu ve siyasal yapısı Hitit İmparatorluk Çağı ile daha yakın olan Malatya ve Kargamış gibi kent devletlerinde M.Ö. II.Bin Hititli kültür

25 Akurgal 1961, 124; Akurgal 1949, 38; Akurgal 1968, 67vd; Bittel, op.cit, 73 vd; Bittel

1976, 253 ve 280; Vieyra 1955, 36 vd; Lloyd 1961, 220.

26 Akurgal 1966, 67. 27 Orthmann 1971, 213.

28 Özgüç, 1971, 48 ve Özgüç, 1969, 47. 29 Çilingiroğlu 1984, 35.

30 Frankfort, op.cit, 165, 253, not: 4.

(18)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

özellikleri daha belirgindir. M.Ö. II.Bin Hurri-Mitanni özellikleri ise, daha çok Fırat’ın doğusundaki Tell Halaf çevresinde belirgindir32.Geç Hitit

sa-natında farklı kültür geleneklerinin varlığına karşın ortak bir stil kavramı da vardır. Bu ortak stil mimaride33 ve ikonografide34 var olduğu gibi,

plas-tik sanatlarda daha da belirgindir. M.Ö. I.Binin ilk yarısında konuyla ilgili en fazla mobilya tasviri, Geç Hitit Şehir Devletleri’nin merkezlerinden ele geçen kabartmalı orthostatlar ya da steller üzerinde tespit edilebilmiştir.

Mobilyalarla ilgili olarak Hitit İmparatorluk Dönemi yazılı belge-lerinde “fildişi sandalye” ve “fildişi masa” şeklinde ibarelere rastlanır. Yine aynı döneme ait yazılı belgelerde ‘‘fildişinden bir yatak, altın ile kaplanmıştır ve aslan ayaklıdı’’ şeklinde bilgi vardır35. Arzawa Kralı’na

gönderilen hediyeler arasında abanoz ağacından yapılmış fildişi kakma-lı sandalye de vardır. Başka bir belgede de, çok sayıda mobilya ayağın-dan bahsedilir36. Daha önceki döneme yani Eski Hitit Çağı’na tarihlenen

İnandık Vazosu’ndaki tasvirlerde altar veya sunak diye bilinen, ağaç kütü-ğünden yapılmış piknik masalarını anımsatan eşyaların, tıpkı Alacahöyük orthostatlarındaki tasvirlere benzerlik gösterdiğini ve bu nesnelerin Hitit metinlerinde sık geçen GIS BANSUR.AD.KID. “sepet masa” ile aynı

oldu-ğu bildirilmiştir37.

32 Winter 1982, l vdd.

33Naumann 1971 (1985), 110. 34 Winter, op.cit., 155.

35 Guterbock 1973, 1 vd.

36 Guterbock, loc.cit. Bu masa ya da mobilya ayaklarının Klasik Dönemlerdeki adı

“trapezophoron”dur. Cicero bu türdeki masa ayaklarının tapınaklara bağış olarak veril-diğinden söz eder. Bkz: Anabolu 1991, 71, dn: 1; Anabolu 1988, 293 vd. Dışarıya bakan yüzeylerinde masa tablasının ağırlığını taşıması için figürler yapıldığından dolayı bunlar

Klasik Çağlarda bir çeşit karyatidtirler.

(19)

K. SERDAR GİRGİNER

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR A) TAHTLAR

Tahtlar (Farsça, Taht); eski çağlardan itibaren hükümdarlık alameti olarak kabul edilir ve hükümdarların oturduğu büyük, süslü koltuk ya da hükümdarlık makamını temsil eder38. Tahtlar değerli ağaçlardan ya da

ma-denlerden yapılır ve üzerleri değerli maddelerle süslenir.

Mobilyalar üzerinde çalışmış olan araştırmacılar, arkalıksız, arka-lıklı, kol dayanıklı-dayanıksız, (üzerinde tanrıça, kral ya da prens-prenses gibi yüksek rütbeli şahısların oturduğu kabul edilen), üstü süslü veya sade, koltuk, tabure ya da sandalye gibi eşyaları “taht” olarak tanımlamışlar-dır39.

1) ARKALIKSIZ (TABURE) TAHTLAR

a) ARKALIKSIZ, ÇAPRAZ BACAKLI TAHTLAR

M.Ö. I.Binin ilk yarısında gerek Anadolu, gerekse Anadolu dışın-daki çağdaş uygarlıklarda çok fazla kullanılmamış olan arkalıksız, çapraz bacaklı taht tipi, Geç Hitit Dönemi’nde Kargamış’ta görülür ve bu tür taht-lar ya da tabureler olasılıkla katlanabilme özelliğine sahiptir40.

38 M.Lar. C:19, 13-14; TDK Sözlüğü 1992, C:2, 1605. Sandalye (Sandal, ağaç=şandali,

iskemleden San’daliyye); Arkalıklı, kolluksuz oturma eşyası. Ana elemanları arkalık, oturak ve dört ayaktan meydana gelen sandalye, kullanılacağı yere göre değişik ölçülerde yapılır. Bkz: M.Lar, C:17, 289. Tabure (Fransızca tabouret); Sırt ve kol dayanacak yeri olmayan iskemledir. İskemle (Yunanca Skamni’den); Arkalığı olmayan sandalyedir. Bkz: M.Lar, C:18, 571 ve M.Lar, C: 10, 13.

39 Kyrieleis 1969, 8vd; Baker 1966, 172 vd.

40 Bu konuda görüş belirten Gazi Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Mobilya

De-korasyon Bölümü, DeDe-korasyon Eğitimi Anabilim Dalı Öğr.Gör. Rahmi Aras›a teşekkür ederim. Darga da bu tip tahtta «portatif iskemle» demiştir. Bkz; Darga 1992, 39.

(20)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Kargamış’ta görülen örneğin arkasından bir saçak sarkar (Şek. la; Fig. Ia; Tip. AIa). Bu tasvirin bulunduğu eser M.Ö. 890-870’e tarihlen-miştir41.

fig.Ia-Ib

(21)

K. SERDAR GİRGİNER

Anadolu tasvir sanatında bu tip tahtlar, özellikle M.Ö. II.Binin 2.çeyreğinden itibaren görülür42.

42 Tarsus Mühründeki çapraz bacaklı taht için bkz: Alexander 1976, 141 vd, 175 vd; Bittel

1976, 150, Res.154; Uzunoğlu et al 1983, 256, Res. A683; Akurgal 1961, Res. 52; Darga, op.cit., 71-73, Res. 49-50; İnandık Vazosu için bkz: Özgüç 1988, 15vdd; N. Schimmel Kolleksiyonu’ndaki gümüş geyik ritonu üzerindeki çapraz bacaklı taht için bkz: Mus-carella 1974, No:123; Alp 1993, Res. 6a-h; Bittel, op.cit, 160, Res.169; Dresden mührü üzerindeki çapraz bacaklı taht için bkz: Alp, op.cit, Res. 11-12 a-b.

(22)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Hitit imparatorluk Çağı’na ait Yağrı Steli üzerinde tasvir edilen bu tür bir tahtın da arkasından sarkan benzer bir saçak vardır43.

Bu taht tipinin Anadolu dışındaki en eski örneğine ise, Mezopotamya’da Uruk’ta Erhanedanlar Dönemi’nin Messilim Safhası’na ait bir mühür üzerinde rastlanır44. Bu örnekte tahttan sarkan bir püskül iki

çizgi ile gösterilmiştir.

Geç Asurlular tarafından Musasir Tapınağı’nın yağmalanmasını tasvir eden II. .Sargon’un Khorsabad’ta M sarayına ait kabartmalar üze-rinde45 ve M.Ö. 1000-950 yıllarına tarihlenmiş, Hama’dan bir stel üzerinde

de bu tip tahtlara rastlamak mümkündür46.

Tell Mardık’ta bulunan ve M.Ö.900-720’ye tarihlenmiş bir stel üze-rinde de benzer bir taht tasviri vardır47.

Bu tipin şilteli olduğuna dair iyi bir örnek, M.Ö.14 yy.’da Tell el-Amarna duvar resimlerinde görülen çapraz bacaklı tahtlardır48. Ayrıca

18.-19. Hanedanlıklara ait (M.Ö. 1550-1190) Mısır mezarlarında ele geçen bu tür tahtların da üstleri deri ya da kalın bir kumaş ile kaplanmıştır49.

43 Bittel, op.cit., 201, Res. 230; Darga, op.cit., 193, Res. 195. 44 Heinrich 1957, 78, 81, Fig.100.

45 Lehmann-Haupt 1910, 344, 556; Pritchard 1955, 129, Fig. 370; Azarpay 1968, 22,

Fig.5; Akurgal 1990, Şek.189.

46Genge, op.cit., Lev. 41. 47 Sabatini 1974, 32-34, Fig. 3. 48 Pritchard, op.cit., 48, Fig. 157. 49

(23)

K. SERDAR GİRGİNER

b) ARKALIKSIZ, DİKEY BACAKLI TAHTLAR

Anadolu’da ATKÇ’ndan itibaren tasvirli sanat eserleri üzerinde rastla-nan, tanrı ve tanrıçaların oturduğu dikey bacaklı tahtlar, Geç Hitit sanatında karşımıza çıkan bu tip tahtların eski örnekleridir50.

Mezopotamya’da da M.Ö. III.Binden itibaren tasvirli sanat eserleri üzerinde dikey bacaklı arkalıksız tahtlara rastlanmaya başlar51.

Zincirli’deki Kral Barrakup’a ait olduğu anlaşılmış bir eser üzerin-deki arkalıksız taht tipi, M.Ö. I.Binin ilk yarısında Anadolu›da bezemesi açı-sından tek örnektir ve itinalı bir işçilik gösterir (Şek. lb; Fig. Ib; Tip. Alb). Taht oturağının köşelerinde boğa başları yer alır. Ayaklar ise çam kozalağı formunda yapılmıştır. Yere basan kısımlara konik formlu parçalar yerleşti-rilmiştir. Bu tahtın tek kayıdı volütlerle süslenmiştir. Yine Zincirli’den bir eser üzerindeki ziyafet sahnesi içinde yer alan tahtın da bacakları bir kayıt ile sağlamlaştırılmıştır (Şek. 2a; Fig. IIa; Tip. AIb). Bu tahtın bulunduğu bölüm tamamlamadır. Bu eserin, M.Ö.930-800 arasına tarihlenmesi ola-sıdır. Bu tahtın karşısındaki gibi, kısa bir arkalığı olması da mümkündür.

Zincirli’den bir müzisyenin oturduğu “tabure” ise (Şek. 2b; Fig. IIb; Tip. AIb) bu tipin en sade örneğidir.

Barrakup’un tahtının tasvirli sanat eserlerindeki en yakın benzerle-rinden biri, Kuzey Suriye’de Neirab’da bulunan M.Ö.7.yy. sonu-M.Ö.6.yy. başına ait bir stel üzerindedir52.

50Özgüç, 1968, Lev. I/1-2, XI/C, XV/C, XXV/3; Özgüç, 1965, Lev. XK/56. 51Salonen 1963, Lev. XXI/2; Baker, op.cit., 178, Fig. 284.

(24)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

(25)

K. SERDAR GİRGİNER

Geç Asur Kralı II. Assurnasirpal (M.Ö.883-859)’in Nimrud Ku-zeybatı Sarayı’nın taht salonuna ait kabartmalar arasında Zincirli tahtının benzeri görülür. Buradaki örnek de, arkalıksız, volütlü kayıtlıdır ve oturak kısmı boğa başlarıyla süslüdür. Tek farkı, ayaklarının kozalak formlu ol-masıdır53.

III. Salmanassar (M.Ö.858-824) Dönemi’ne tarihlenen Balawat Kapısı’nın üzerindeki tasvirlerde de görülen tahtın oturağının kenarların-da hayvan başları vardır54.

II. Sargon’a (M.Ö.720-705) ait Khorsabad Sarayı’ndaki kabart-malar üzerinde benzer bir arkalıksız tahtın oturak kısmının kenarlarında boğa başları yer alır. Yine bir Geç Asur Kralı olan II. Tiglatpleser’e ait Till Barsip’te bulunan sarayının duvar resimleri üzerindeki tahtların kayıtları da çift volütlüdür55.

Bu çift volütlü kayıtlara Urartu mobilyaları üzerinde de rastlanır. Bunlar Altıntepe ve Kayalıdere’de ele geçmiştir56.

Sanharib’in (M.Ö.704-681) Ninive’deki Güneybatı Sarayı’nın S odasında ele geçmiş bir kabartma üzerinde, oturak kısmının iki kenarı boğa başlarıyla süslenmiş tek kayıtlı ve kozalak ayaklı bir taht tasviri kar-şımıza çıkar57.

53 Barnett-Lorenzini 1975, Lev. 8, BM Nr. 124564-6; Kyrieleis 1969, Lev. 1. 54 Born 1984, Lev. l42.

55Parrot 1961, 103-104, Fig. 112-113.

56 Özgüç 1969, 20, Lev. XIX/l-2, Res.18; Barnett-Gökçe 1953, 127-128, Lev. XV/3-5,

Fig. 7; Burney 1966, 96, 98, 108, 110, Lev. XXI/a, XXV/a, Fig. 21/5, 23/1-2.

(26)
(27)

K. SERDAR GİRGİNER

Persopolis Sarayı’na ait kabartmalar üzerinde de arkalıklı ve arka-lıksız tahtlarda çift volütlü kayıtlar görülür58.

Asur Kralları II. Sargon ve Sanharip’in kabartmalarındaki tahtlarla büyük benzerlik gösteren Barrakup’un tahtı, M.Ö.730-700’e tarihlenebi-lir59.

Bu tip taht tasvirlerine, Till Barsip’ten ele geçmiş bir stel (Şek. 2c; Fig. IIIa; Tip Alb) ve Malatya’da bir orthostat üzerinde (Şek. 3a; Fig. IIIb; Tip Alb) de rastlanır. Till Barsip tahtı çift kayıtlıdır. Malatya’daki tasvirde ise, bir kadın şilteli ve tek kayıtlı bir tahtta oturur.

fig. IIIa

58 Barnett 1957, 31, Lev. IV/2; Schmidt 1953, Lev. 98; Kyrieleis, op.cit, Lev. 9/1; Walser

1966, 52, Lev. 1,5; Bernand 1970, 337, Fig. 10-11.

(28)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

fig. IIIb

Aynı tip eşyalara, Tell Halaf’tan bir heykel üzerinde (Şek. 3b; Fig. IVa; Tip. AIb); bir orthostatta (Şek. 3c; Fig. IVc; Tip Alb); bir heykel üzerinde (Şek. 4a; Fig. Va; Tip Alb); Tell Fredje’den bir stel üzerinde (Şek. 4b; Fig. Vb; Tip Alb) ve Tell Rifa’at’ta kabartmalı bir stelde (Şek. 4c; Fig. VIa; Tip Alb) rastlanır. Tell Halaf’ta bulunmuş olan bir heykel çifti de bu tip tahtta otururlar. Eser incelendiği zaman, buradaki taht sanki kayıtsız gibi görünmektedir, ancak teknik açıdan en azından bir kayıdın olması gerekir (Fig. VIb; Tip Alb).

(29)

K. SERDAR GİRGİNER

(30)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

fig. VIa-VIb

Maraş’ta ele geçen ve yazıtındaki Tarhunpijas ibaresinden dolayı da tanınan kabartmalı stel üzerindeki kraliçenin oturduğu taht bu grupta özel bir tiptir (Şek. 5a; Fig. VIIa; Tip Alb). Diğerlerinden ayırıcı özelliği, kafes kayıtlı oluşudur. Bu tahtı, M.Ö.800-750 arasına tarihlemek olasıdır.

(31)

K. SERDAR GİRGİNER

Kafes kayıtlı, arkalıksız tahtın benzerine Ugarit’ten ele geçmiş olan bir stel üzerinde de rastlamak mümkündür60.

Alb grubunda yer alan tahtların diğer benzerleri, Tell Mardık’tan bir stelde61,M.Ö. 1200-1000 yıllarına tarihlenmiş Halep’te ele geçmiş iki

silindir mühür baskısı üzerinde62 ve Megiddo’da bulunmuş fildişinden bir

mobilya elemanı üzerindeki tasvirlerde görülür63.

fig. VIIa

60 Bossert 1951, Res. 431; Pritchard, op.cit, Fig. 493; Salonen 1963, Lev. LV/1. 61Sabatini 1974, 34, Fig. 1.

62 Moortgat 1932, Lev. X/9. 63 Baker 1966, 215, Fig. 349.

(32)
(33)
(34)
(35)

K. SERDAR GİRGİNER

Zincirli’de Kilamuwa Sarayı’na (Kuzey Sarayı) sonradan eklenmiş L 5 nolu odadan fildişi mobilya elemanları ele geçmiştir64.Bu örneklerin

bir kısmı tahtlara ya da sandalyelere ait olduğu sanılan yatay kayıt parça-larıdır65. Buluntu durumlarına ve teknik özelliklerine göre bu parçalardan

ikisi yatay kayıt parçaları66, diğer beş parça da bir tahtın ya da tahtların

ayak kısımlarına ait olabilecek elemanlardır67. Her parçanın ucunda

üç-gen formlu zıvana delikleri tespit edilmiştir. Bazı parçaların üzerinde ise, çivi delikleri görülür. Tahtların ya da bir tahtın ayak kısmına ait bir parça-nın ucunda da “Kırlangıç Kanadı” şeklinde yapılmış bir tür zıvana deliği mevcuttur68. Bu zıvana formuna Zincirli ve Kargamış’ta bulunan mimari

elemanlar üzerinde de rastlamak olasıdır. Zincirli’de69 bir sütun kaidesi

üzerinde görülen kırlangıç kanadı zıvana, Kargamış’ta da Güney Kale Ka-pısı’ndaki orthostatlar üzerinde bulunur70.

Zincirli’de tahtlara ait olabilecek elemanların işlev, teknik ve malze-me açısından en yakın benzerlerine Nimrud’ta III. Salmanassar (M.Ö.858-824) Dönemi’ne ait Fort Salmanassar yapısında rastlanmıştır71.

64von Luschan 1943, 128, 174.

65 Korunan ölçüleri çeşitli olan bu fildişi parçalar için bkz: von Luschan 1902, Lev. 33,2;

von Luschan 1943, 128-129, 174, Lev. 63 a-g, Fig. 181-183; de Mertzenferd 1954, 123-125, Lev. 134, Nr. 815, 1213-1220; Kyrieleis, op.cit, 59-60, 208, Lev. 12/1.

66von Luschan, op.cit., 174, Şek. 181, Lev. 63a-b; de Mertzenfeld, op.cit., Lev.

134/1215, 1217.

67 von Luschan, loc.cit, Lev. 63 b-f; de Mertzenfeld, op.cit., Lev. 134/1213-1214, 1216,

1218-1219.

68 von Luschan 1898, Lev. 34/a; von Luschan, op.cit., 128, 174, Lev. 63/b; de

Mertzen-feld, op.cit., Lev. 34/815.

69 Naumann 1971 (1985), 112-114, Şek.10.

70 İbid, s.98; Woolley-Lawrence et al (1921) 1969, 88. 71 Barnett 1957, 125

(36)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Nimrud’ta Kuzeybatı Sarayı’nın A odasında ele geçen bir fildişi par-çanın üzeri iki sıra halinde dil yaprağı şeklindeki bezeklerle süslüdür72. Bu

tür süslere, Zincirli’deki tahtın ayak elemanları üzerinde de rastlanır. Tell Tayinat’ta bir heykelin tahtına ait kabartmalar üzerinde görülür73. Yüksek

kabartma olarak yapılmış bu taht elemanlarının (Fig. VIIb) üzerindeki palmiye şekilli volütlerin benzerlerine Kargamış Sarayı’nın merdivenleri-ne ait kabartmalı bir orthostat üzerinde ve Megiddo’da M.Ö.9.yy.’a ait 75 nolu mezarda bulunan fildişinden bir mobilya parçası üzerinde rastlanır74.

Bu tip volütler Koyuncuk’ta Kuzeybatı Sarayı’nda ele geçmiş bir fildişi mobilya elemanı üzerinde ve Assurbanipal’in (M.Ö.712-705) Sarayına ait sütun başlıklarında da rastlanır75. Bunların dışında Akamenid Devri’nde

II. Xerxes’in Nakş-ı Rüstem’deki mezar anıtına ait kabartmalar üzerinde de bu tip süsler görülür76.

Geç Asur, Urartu ve Akamenid mobilyalarına ait çeşitli buluntularla benzerlik gösteren Zincirli tahtının ya da tahtlarının, Barrakup’un tahtı ile benzerliği dikkat çeker. Bu kralın tahtıyla bağlantı kurulduğuna göre, Zin-cirli taht elemanları da arkalıksız, yatay kayıtlı ve dikey bacaklı taht tipine (Alb) ait olmalıdır. Araştırmacılar III. Salmanassar Dönemi’ne ait mobilya parçaları ile Zincirli kralı Kilamuwa’nın Fenike dilinde yazılmış bir yazı-tının da ışığı altında bu elemanları M.Ö.850-830 arasına tarihlerler77. 72 İbid, 130, Lev. II/A-10.

73 Mc Ewan 1937, Şek. 12; Gelb 1939, Şek. 52, Lev. 88; Barnett 1939, 14, Lev. 8/3. 74 Woolley 1952, Lev. 8,64/b; Bossert 1942, Res. 823; Naumann, op.cit., 54, Res.179,

181; Bossert 1951, Res. 1012-1013; Akurgal 1966, 94, Şek. 58; Karageorghis 1974, Lev. 36, 55/513.

75 Barnett 1957, Lev.12; Barnett 1960, Lev. 133-134; Naumann, op.cit., Şek. 183. 76Walser 1966, Lev. 5; Schmidt 1970, Lev. 43/b; Bernand 1970, Fig.10.

(37)

K. SERDAR GİRGİNER

fig. VIIb

II) ARKALIKLI TAHTLAR

a) ARKALIKLI, ÇAPRAZ BACAKLI TAHTLAR

Bu tip tahtlara, M.Ö. II.Binden itibaren Mezopotamya’da ve Anadolu’da rastlanmaya başlar78.

Burada incelenen iki eser de, Geç Hitit sanatının eski evresine, yani M.Ö.900-800’e tarihlenebilir. Bu tahtların ortak özelliği, ayaklarının aslan pençesi şeklinde yapılması ve arkalık uçlarının dışı kıvrık olmasıdır.

Malatya kökenli bir eser üzerinde (Şek. 5b; Fig. VIIIa; Tip Alla) kar-şılıklı duran tanrı ve tanrıça kabartmalarının stili Sulumeli’nin libasyon sahnelerine çok benzer79. Kubaba tahtı ile birlikte bir boğa üzerindedir.

Bu tanrıça, Kargamış’ın baş tanrıçası olan aslanlı Kubaba ile stil birliği

78 Salonen 1963, Lev. XIV/l; Parrot 1961, 302, Fig. 377; Baker, op.cit, 177, Fig. 279;

Özgüç 1968, 37-41, Lev. VII/21, XI/31a-b, XII/34-36. XIII/37, XV/44, XXII/65.

(38)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

gösterir. Eser, M.Ö.9.yy.’a tarihlenebilir80. Bunun dışında Malatya’daki bu

tanrıça figürünün Jüpiter Dolichenus’un eşi Junol/Hera’mn en eski örneği olduğu da belirtilmiştir81. Bu tahtın bir özelliği de, ayaklarının konik formlu

kaideler üzerinde durmasıdır82. Bu formun bir diğer örneğini ise, Malatya

Darende’de bulunmuş bir eser üzerinde (Fig. XIVa) görmekteyiz. Bir ön-cekinden farkı ayaklarının kuş ayağı tipinde olmasıdır83.

Fig. VIIIa

80Darga 1992, 243. 81Vieyra 1955, 75.

82 Taht ayaklarında kullanılan bu tip kaideler Zincirli’de Kilamuwa. Sarayı’nın J2

oda-sında ele geçmiştir. Bkz: Vieyra, op.cit, 37,40, Lev. 47; Orthmann 1971, 502, Lev. 24/b; Hawkins 1972, Fig.4/a: Geç Hitit ve Geç Asur tasvirli sanat eserleri üzerinde bu tip kap-lamalara rastlanır. Kral Barrakup’un tahtında da aynı tür elemanların görüldüğü belirtil-mişti. Bkz: Şek. 16; Lev. Ib.

(39)

K. SERDAR GİRGİNER

Fig. XIVa

Diğer örnek ise, Malatya’dandır (Şek. 5c; Fig. IIIb; Tip Alla). Üzeri yemek dolu çapraz bacaklı masanın sol tarafında arkalıklı, çapraz bacaklı, tek kayıtlı ve aslan ayaklı tahtta oturan erkek figürü ve karşısındaki kadın rölyefi, Malatya›nın geleneksel Hitit stilindeki tasvirlere yaklaşır. Buradaki gibi iki şahsın karşılıklı “Yemek Sahnesinde tasvir edilmesi, Hitit İmpara-torluk Çağı kabartmalarından bilinir. Aynı kompozisyon içinde bir de arabanın bulunması unique bir durum gösterir. Eser, M.Ö.915-900’e tarihlenebilir84. 84 Genge 1979, 176-178, Lev. 40; Bu orthostatı Przeworski, III.

Salmanas-sar (M.Ö.858-824)’ın çağdaşı olan Kral Lalli zamanına tarihler. Bkz: Przewors-ki 1928/29, 20-21, Lev. 9/1; Darga ise, eserin özensiz ve beceriksizce yapıldı-ğı ve M.Ö. 8.yy. sonuna, yani Geç Hitit II’nin sonlarına tarihlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Bkz: Darga, op.cit., 242, Res. 249.

(40)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Fig. IIIb

Bu tahtın benzerine, Tell el Farah’ta ele geçmiş olan ve M.Ö.1400’lere tarihlenmiş bir fildişi kutu85 üzerinde ve Mısır’da VIII.

Hane-danlığa ait (M.Ö.2163-2133) mezarlarda buluntu olarak rastlanmıştır86.

b) ARKALIKLI, DİKEY BACAKLI TAHTLAR

1) ARKALIK UCU DIŞA KIVRIK YA DA VOLÜTLÜ, DİKEY BACAKLI TAHTLAR

Karaburçlu’dan ele geçmiş olan eser üzerinde görülen “Yemek Sah-nesindeki tahtlar bu grupta incelenebilir (Şek. 6a-b; Fig. VIlla; Tip Allbl). Kargamış’ta Tanrıça Kubaba’mn oturduğu taht, bu grubun diğer ör-neğidir (Şek. 6c; Fig. IXa; Tip Allbl). Bu tahtın tasvir edildiği orthostat, Kargamış kralları, Katuwas ve Sangara dönemlerine tarihlenebilir87. Bu 85Barnett 1982, 22, Fig. 10/a; Baker 1966, 215, Fig. 347.

86Baker 1966, Fig. 91.

87 Hawkins 1974, 70-71; Genge, op.cit., 77. Bu kabartmalar Kargamış’in III. stil grubunu

(41)

K. SERDAR GİRGİNER

tahtı da, M.Ö.920-800 yılları arasına tarihlemek olasıdır.

Fig. IXa-IXb

Kargamış’ta Kraliçe Watis›in oturduğu taht, bu grupta değişik bir tiptir; Arkalığı kısa, ayak formu ise diğerlerinden farklıdır (Şek. 6d; Fig. IXb, Xa-b; Tip Allbl). Bazı kısımları eksiktir. Bu sahnedeki tahtı, M.Ö.900-870’lere tarihlemek mümkündür88.

(42)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Fig. Xa-b

Maraş’tan ele geçmiş iki taht tasvirinden birincisi, M.Ö.9. yy.’a ta-rihlenebilir89 (Şek. 7a-b; Fig. XIa-b; Tip Allbl). İkincisinde taht tasviri

çok az korunmuştur.

Ördekburnu’nda ele geçen ve bir ‘‘Yemek/Ziyafet Sahnesini konu alan bir eser üzerinde, arkalık ucu dışa kıvrık, tek kayıtlı taht tasviri yer alır (Şek. 7c; Fig. XIIa; Tip Allbl).

(43)

K. SERDAR GİRGİNER

Fig. XIa-XIb

Maraş’tan ele geçmiş ve M.Ö.800-775’e tarihlenebilecek90 bir eser

üzerinde de aynı tip taht tasvirine rastlamak olasıdır (Şek. 7d; Fig. XIIb; Tip Allbl).

Zincirli’den iki orthostat üzerinde de (Şek. 8a; Fig. XIIIa; Tip Allbl); (Şek. 8b; Fig. IIa; Tip Allbl) ve Maraş’ta bulunmuş olan bir eser üzerindeki ziyafet sahnesinde karşılıklı oturan iki şahsın sandalyeleri de Allbl grubunda incelenebilir (Şek. 8c-d; Fig. XIIIb; Tip Allbl). Bunları M.Ö.900-820’ye tarihlemek olasıdır.

(44)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

(45)

K. SERDAR GİRGİNER

(46)
(47)
(48)
(49)

K. SERDAR GİRGİNER

2) ARKALIĞI DÜZ YA DA HAFİF KAVİSLİ, DİKEY BA-CAKLI TAHTLAR

Ancuzköy’den bir eser üzerinde tahtında oturan Kubaba, elinde bir ayna tutar (Şek. 9b; Fig. XIVb; Tip. AIIb2). Tahtın oturak kısmı olasılık-la kamıştan yapılmıştır; bu tür tahtolasılık-lara Mezopotamya’da M.Ö. III.Binden itibaren rastlanır91.

Fig. XIVb

Dicle yakınlarından ele geçmiş olan ve Herzfeld Kolleksiyonu’nda korunan bir pyxis üzerindeki tasvirde görülen iki taht da bu grupta incele-nebilir (Şek. 9c-d; Fig. XVa; Tip. AIIb2).

İslahiye yakınlarındaki Kazdağ’da bulunmuş ve çok tahrip olmuş bir stel üzerindeki taht, oldukça ilginçtir. Tahtın arkalığı çok özensiz ya-pılmış gibidir (Şek. 10a; Fig. XVb; Tip. AIIb2).

İslahiye-Örtülü’den ele geçmiş olan bir stel üzerinde de aynı tip

(50)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

(Şek. 10b-c; Fig. XVIa; Tip. IIb2) tahtlara rastlamak olasıdır.

Fig. XVa-XVb

Kargamış/Yunus mezarlığında bulunmuş olan stel üzerindeki tasvirler linear stilde yapılmıştır ve M.Ö.733-717’ye yani, Kral Pisiris Dönemi’ne tarihlenebilirler92(Şek. 10d; Fig. XVIb; Tip. AIIb2).

İslahiye Gözlühöyük’ten ele geçmiş olan bir stel üzerinde de, aynı tip taht tasviri (Şek. 11a; Fig. XVIIa; Tip. AIIb2) vardır ve ilginç bir tipi oluşturur. Çünkü oturak kısmının altında sağlamlaştırma amaçlı üç destek belirtilmiştir.

Bu grupta inceleyeceğimiz 13 taht, Maraş’tan ele geçmiş olan ka-bartmalı steller üzerinde resmedilmiştir:

(51)

K. SERDAR GİRGİNER

(52)
(53)
(54)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Tiflis Devlet Müzesi’nde korunmakta olan bir eser üzerindeki taht tasviri, hemen hemen hiç günümüze ulaşmamıştır (Şek. 11b; Fig. XVIIb; Tip. AIIb2).

Törensel bir yemek sahnesinin yer aldığı bir stel üzerinde karşılıklı tahtlarında oturan kadın ve erkek figürleri görülür (Şek. 11c-d; Fig. XVI-Ic; Tip. AIIb2).

(55)

K. SERDAR GİRGİNER

Yine aynı konulu bir stel üzerinde karşılıklı oturan iki şahsın taht-ları da bu grupta incelenmelidir (Şek. 12a-b; Fig. XVIIIa; Tip. AIIb2).

Maraş’tan ele geçen ve M.Ö.860-830 yıllarına tarihlenmiş93 bir stel

üzerinde de sol tarafta arkalıklı bir tahtta oturan ve sol elinde iğ tutan bir kadın tasvir edilmiştir (Şek. 12c; Fig. XVIIIb; Tip. AIIb2). İki rölyefin arasındaki yemek masasının altında gösterilmiş olan bir “sandık” ya da “kutu”, bugün halen kullanım görmektedir. Bu bir yün kutusu veya yün sandığı olmalıdır94.

Fig. XVIIIa-XVIIIb

Maraş’tan diğer bir stel üzerinde de aynı tip tahtta rastlamak müm-kündür (Şek. 12d; Fig. XIXa; Tip. AIIb2).

93Genge, op.cit, 105,112, Lev. 49. 94 Darga 1992, 318.

(56)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Fig. XIXa-XIXb

Maraş Müzesi’nde sergilenen sol tarafı kırık stel üzerindeki şahıs, AIIb2 tipli bir tahtta oturmaktadır (Şek. 13a; Fig. XIXb; Tip. AIIb2).

Maraş stellerinin en özgün örneklerini, M.Ö.8.yy. boyunca üretimi-ne devam edilen ve Arami stilinin belirginleştiği eserlerde izlemek olası-dır. Bu stellerde de esas konu ölüm yemeği ya da başka bir deyişle ziyafet

(57)

K. SERDAR GİRGİNER

sahnesidir. Bu eserlerden biri üzerinde yine bu gruba dahil iki taht tasviri vardır (Şek. l3b-c; Fig. XXa; Tip. AIIb2).

Çok az tanınan bir stelde (Şek. l3d, 14a; Fig. XXb; Tip. AIIb2) ziyafet sahnesi tasvir edilmiştir. Bu sahnede karşılıklı yüksek aralıklı taht-larda oturan iki figür görülür. Figürlerde Arami stilsel özellikleri belirgin-dir. Heykeltraşlık işçiliği ve stil açısından Fig. XXa’deki stele çok benzer. Soldaki erkeğin oturduğu tahtın arkalığı üzerinde bir şemsiye görülür. Bu şemsiye motifi, Geç Hitit sanatında bilinen tek örnektir. Geç Asur sana-tında özellikle de kral tasvirlerinde kullanılan bu gölgelik motifi, Maraş stelini işleyen sanatçı tarafından Geç Asur modasından alınmış olmalıdır. Bu şemsiye, çiftin zenginliğini ve soyluluğunu vurgulamamış olabilir. Bu-rada yerel bir bey tasvir edilmek istenmiştir. Bu steli, M.Ö.8.yy.’m sonuna tarihlemek mümkündür ve Maraş III stil grubuna aittir. Erkek figürünün oturduğu tahtta görülen ortadaki dikey kayıt özelliği, “Bambu Mobilya” tipini yansıtmakla birlikte, bağlantıları ise bitkisel liflerle yapılmış olma-lıdır95.

95 Bu bilgileri veren Gazi Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Mobilya Dekorasyon

(58)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

(59)
(60)
(61)
(62)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Zincirli’den ele geçmiş olan bir altın madalyon üzerindeki tahtı da bu grupta incelemek doğru olacaktır (Şek. 14b; Fig. XXIa; Tip. AIIb2).

Keşlik steli, Tabal Ülkesi’nden ele geçen stellerin en büyüğüdür96.

Bu stel bitirilmemiş ve yarım bırakılmıştır. Buradaki taht, bir kanatlı cin tarafından havaya kaldırılmaktadır (Şek. 14c; Fig. XXIb; Tip. AIIb2)

Fig. XXIa-XXIb

96 Çınaroğlu 1986, 326, Lev. 131; Ayrıca bkz: Çınaroğlu 1989, passim. Yatay kayıtlar ara-ınaroğlu 1986, 326, Lev. 131; Ayrıca bkz: Çınaroğlu 1989, passim. Yatay kayıtlar ara-; Ayrıca bkz: Çınaroğlu 1989, passim. Yatay kayıtlar ara-Çınaroğlu 1989, passim. Yatay kayıtlar ara- 1989, passim. Yatay kayıtlar

(63)

K. SERDAR GİRGİNER

Sakçagözü’nde bulunmuş olan bir orthostat parçası üzerinde de bu tip taht tasvirine rastlanır (Şek. l4d; Fig. XXIIa; Tip. AIIb2). Bu eser Sakçagözü Sarayı’nın tarihi de göz önünde bulundurularak M.Ö.730’a ta-rihlenmiştir97.

Maraş’ta Yörükselim Mahallesi’nde bulunup, bugün Adana Müzesi’nde sergilenen, anıtsal mezar stelinin ön yüzündeki kabartmalar, birer heykel gibi işlenmiştir ve yüksek kabartma bir çifti tasvir eder (Fig. XXIIb; Tip. AIIb2). Kadın ve erkek arkalıklı iki ayrı sandalyede veya tahtta oturmakta, ayrık gösterilmiş ayaklan da alçak birer taht basama-ğına veya tabureye basmaktadır. Buradaki kompozisyon cepheden veril-miştir ve ilk bakışta Mısır’ın mezar anıtlarını anımsatmaktadır. Figürle-rin yüzleFigürle-rindeki hüzünlü ifade ilginçtir. Sade Arami giysileFigürle-rinin yanında kadının görkemli polosu ve takıları, bu çiftin zengin olduklarını belirtir. Erkeğin elinde tuttuğu üzüm salkımı, mesleğinin belirleyici işaretidir. Ka-dının üzerindeki fibula ise, eseri tarihlemede önemli bir kanıttır. Bu eser, M.Ö.8.yy.’ın son çeyreğine tarihlenebilir98.

Tell Fredje’den ele geçmiş olan kabartmalı stel üzerinde tasvir edil-miş taht tipi, çift yatay kayıtlıdır (Şek. 15a; Fig. Vb; Tip. AIIb2).

97 Genge, op.cit., l51.

98 Bu eseri Akurgal M.Ö. 8.yy. sonuna tarihler. Bkz: Akurgal 1990, 146, Lev. 70-72;

(64)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Fig. XXIIa-XXIIb

Çapalı’da bulunmuş stel, çok tahrip olmuştur ve üzerinde aynı tip taht tasviri görülür (Şek. 15b; Fig. XXIIIa; Tip. AIIb2).

Diğer çift kayıtlı iki eser de Maraş’tan ele geçmiştir. Birincisinde tahtın tasvir edildiği alan çok tahrip olmuştur (Şek. 15c; Fig. XXIIIb; Tip. AIIb2). İkincisi eser ise, Yörükselim Mahallesi’nde bulunmuştur (Şek. 15d; Fig. XXIVa; Tip. AIIb2). Stel M.Ö.800-775’e tarihlenebiltr99.

Maraş I stil grubunu temsil eden bu üç kişilik aile tasvirinde çocuğun ma-saya basar görünümü, kabartmayı işleyen heykeltraşın perspektifi bilme-mesinden kaynaklanmış olmalıdır. Bu stil grubuna giren stellerde ayakla-rın altında taht basamağı görülmez.

(65)

K. SERDAR GİRGİNER

Fig. XXIIIa-XXIIIb

Bu grubun son örneğini yine Maraş’tan ele geçmiş bir stel üzerinde görüyoruz (Şek. 16a; Fig. XXIVb; Tip. AIIb2). Bu taht, kafes kayıdı ile özel bir tipi oluşturur ve tek yatay kayıtlıdır.

(66)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

(67)

K. SERDAR GİRGİNER

3) ARKALIĞI DÜZ YA DA HAFİF KAVİSLİ, KOLLUKLU, DİKEY BACAKLI TAHTLAR

Bu grupta inceleyeceğimiz örneklere “koltuk” da diyebiliriz. Kargamış’ta ele geçen steldeki taht tasviri (Şek. 16b; Fig. XXIVc; Tip. AIIb3) Kral Pisiris Dönemi’ne tarihlenebilir100.

Karatepe’de Güneybatı Kapısı’nın orthostatlarında görülen kralın yemek/şölen sahnesindeki bu gruba dahil edebileceğimiz taht ve orthos-tat M.Ö.740-710’a yani, Kral Azativatta›nın Dönemi’ne tarihlenebilir101

(Şek. 16c; Fig. XXVa-b; Tip. AIIb3). Bu tahtın en yakın benzeri, Kuzey Suriye’de ele geçmiş olan bir steatit pyxis üzerindedir102. Diğer bir

ben-zerine de, Nimrud’ta Kuzeybatı Sarayı’nda bulunmuş olan tunç bir tabak üzerinde rastlanır103. Karatepe tahtının diğer bir benzerine de Samaria

Fil-dişi Evi’nden ele geçen filFil-dişi bir eser üzerinde rastlamak mümkündür104.

Maraş’ta bulunmuş olan stel üzerinde görülen taht (Şek. 16d; Fig. XXVIa; Tip. AIIb3) da bu gruba dahil edilmelidir. Bu tahtın üzerine kon-muş minderlerin ucundan sarkan saçaklar, Nimrud’ta Fort Salmanassar yapısının Güneybatı 7 odasında ele geçmiş fildişi plakalar üzerindeki taht tasvirlerindekilere çok benzer105.

100İbid, 163; Hawkins 1974, 70-71.

101 Ussishkin 1969, 135; Genge, op.cit, 171, Lev. 40; Orthmann, Karatepe’nin farklı

stil-lerini iki gruba ayırmıştır: Bkz: Orthmann 1971, 106 vd. Akurgal ise, adı geçenleri Arami ve Fenike stilindeki eserler olarak inceler. Bkz: Akurgal, op.cit., 149-150. Bu eser Kara-tepe I. stil grubuna dahildir.

102Kyrieleis 1969, Lev. 11/2. 103Barnett 1935, 202-203, Fig. 6-7.

104 de Mertzenfeld 1954, 125 vd, Lev. XII/47.

105 Mallowan 1966, 501, Fig. 398 vd; Mallowan-Hermann 1974, 8-9, Lev. 46-47;

(68)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

(69)

K. SERDAR GİRGİNER

(70)
(71)
(72)
(73)

K. SERDAR GİRGİNER

Zincirli’de ele geçen stel üzerinde de bu tip taht tasviri vardır (Şek. 17a; Fig. XXVIb; Tip. AIIb3). Zincirli Arami stilinin bir baş yapıtını, bu kabartmalı stel oluşturur. Bu eserin dikildiği yer tespit edilememiştir. Stelin alt kısmında bir kaideye oturtulmasını sağlamak için bir çıkıntı bıra-kılmıştır106. Tahtında oturan soylu kadın figürünün göğsünün sol tarafında

bir Frig fibulası dikkat çekicidir. Bu fibula çağının en gözde ve yaygın süs eşyasıdır. Bu eşyanın M.Ö.730-700 tarihleri arasında çok yaygın olması, mezar stelinin tarihlenmesinde kolaylık sağlar. Tek Hitit öğesi olarak gö-rülen kanatlı güneş kursunun dışında, bir kraliçeye ait olan bu görkemli stelde şekil, kompozisyon ve kabartmaların işlenişinde Arami stili ege-mendir107.

Kargamış’ta üzeri yazıtlı bir heykel ele geçmiştir (Fig. XXVIIa; Tip. AIIb3). Oturan figürün tahtı olasılıkla tek kayıtlıdır108.

Yine Kargamış’ta iki aslan ve aralarındaki karışık varlıktan oluşan kaidesi üzerinde duran, tahtında oturan tahrı Atarsuha ait heykel kaidesi ele geçmiştir. Tanrı heykeli tamamlama olduğu için, Tanrı Atarsuha’nın ne tip bir tahtta oturduğunu bilemiyoruz. Ancak, görkemli bir kaideye sahip olmasından da yola çıkarak, olasılıkla arkalıklı ve kolluklu bir tahtta otu-ruyor olmalıdır (Şek. 17b; Fig. XXVIIb; Tip. AIIb3).

106 Maraş mezar stellerinde bu tip çıkıntılar bulunmaz; M.Ö. II.Binde de bu tipe Anadolu

ve Mezopotamya’da rastlanmaz. Mezar steli kavramının Aramiler’e özgü olduğu hakkın-da hakkın-daha fazla bilgi için bkz: Akurgal 1966, 50.

107 Barrakup Çağı’nın sonlarına tarihlenmesi ve Hilani III kabartmalarına geçişi ortaya

koyan bir eser olması hakkındaki görüş için bkz: Darga 1992, 283.

108 Tell Halaf’tan da aynı tip tahtta oturan bir heykel ele geçmiştir. Bkz: von Oppenheim

(74)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Fig. XXVIIa-XXVIIb

İslahiye çevresinden ele geçmiş olan bir stel üzerindeki iki taht (Şek. 17c-d; Fig. XXVIIIa; Tip. AIIb3), diğerleri aksine çift kayıtlıdır.

Kargamış’ta Kral Kapısı’na ait olduğu bildirilen, tahtında oturan kral heykelinin tahtı da (bu taht da çift kayıtlıdır) bu grupta incelenebilir (Fig. XXVIIIb; Tip. AIIb3).

Ain Dara’dan da bir orthostat üzerinde ilginç bir taht tipi ele geç-miştir. Eser çok tahrip olmuştur. Tahtın ayaklan aslan pençesi formludur109

(Şek. 18a; Fig. XXIXa; Tip. AIIb3).

Maraş’tan ele geçmiş olan bir stel üzerinde, merdiven basamaklı taht tasviri vardır (Şek. 18b; Fig. XXIXb; Tip. AIIb3). Yine merdiven basamaklı bir taht tasviri ise, bir kayaya çizilerek yapılmış, Kızıldağ Kaya Kabartmasında ele geçmiştir (Şek. 18c; Fig. XXXa-b; Tip. AIIb3).

(75)

K. SERDAR GİRGİNER

radaki yazıta göre, bu eser Büyük Kral Harpatus’a aittir. M.Ö.9.yy.’a ta-rihlenen Kızıldağ’daki bu eser110 üzerindeki tahtın en yakın benzerine Geç

Asur Devri krallarından Sanharib’in (M.Ö.704-681) Ninive’deki Güney-batı Sarayı›na ait kabartmalar üzerinde rastlanır111.

Fig. XXVIIIa-XXVIIIb

Fig. XXIXa-XXIXb

110 Bittel 1976, 238-239; Alp 1974, 17 vd.

111 Barnett-Lorenzini 1975, Res. 75-77, BM Nr. 124823; Baker 1966, 189, 204, Fig. 302,

(76)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Fig. XXIXb

(77)

K. SERDAR GİRGİNER

Karatepe’deki diğer bir orthostat üzerindeki taht tipi ise farklıdır. Çift kafes kayıtlı (Şek. 18d; Fig. XXXIa; Tip. AIIb3) bir form gösterir.

Fig. XXXIa

Zincirli’de üç yüzü tasvirli dörtgen prizma formundaki üç parça, M.Ö.8.yy.’da kullanım görmüş olan Kilamuwa Sarayı’nın L yapısının bir odasında açığa çıkartılmıştır112. Ayrı ayrı ele geçen bu dokuz parça, üçer

üçer birleştirildiklerinde, yükseklikleri 13-13.3 cm., genişlikleri 4.2-4.8 cm. arasında değişen üç adet dekorasyon elemanı ortaya çıkar113. Üç yüzü

tasvirli olan ve mobilya dekorasyonun da kullanılmış bu parçaların teknik açıdan ahşap bir zemine bağlanmaları, dördüncü yüzlerine açılmış olan

112 von Luschan 1943, 129, 175, Lev. 65-67; Barnett 1982, 50; Winter 1981, 120, Lev.

XVII/a.

113 von Luschan, op.cit., 129, 175, Lev. 65/l-n, 66a-f, 67a-i; de Mertzenfeld 1954,

123-125, Lev. CXXX/1131 (a-c), CXXXI/1131(a-c), 1132(a-c); Winter 1981, 120, Lev. XVII/a.

(78)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

delikler ile sağlanmıştır. Figürlerin işleniş tarzına göre bu eserler, Mısırlı bir sanatçı ya da atölyede yapılmış gibidir114. Giysilerde ise Fenike etkisi

göze çarpar. Bu eserler üzerindeki saç tiplerinin benzerlerini Nimrud’da Kuzeybatı Sarayı’nda ve W odasında ele geçen Fenike stilinde yapılmış kısa etekli figürlerin tasvir edildiği fildişi parçalar üzerinde de görmek mümkündür115. Ucu saçaklı, ayak bileklerine kadar inen uzun giysilerin

benzerlerine ise, Kuzeybatı Sarayı’nın Güneybatı 7 odasında bulunan bir fildişi eser üzerinde rastlamak mümkündür116. Bu tip giysilere, Geç Asur

Dönemi tasvirli sanat eserleri üzerinde rastlanır117.

114 von Luschan, op.cit., 43, 130.

115 Barnett 1957, Lev. 3/c, 10; Mallowan 1978, 36, Fig. 35. 116 Mallowan-Hermann 1974, 44, Lev. 47.

(79)
(80)
(81)

K. SERDAR GİRGİNER

Dörtgen prizma şeklindeki bu eserlerin, M.Ö. 1000’den sonra M.Ö.9.yy. ya da M.Ö.8.yy.’da Mısır etkisi altında Kıbrıs veya Fenikeli sanatçılar tarafından yapılmış oldukları düşünülür118. Arkalıklı bir tahtın

kolluklarının altına yerleştirildikleri sanılan ve aslında dört tane olması gereken bu dekoratif işlevli dörtgen prizmaların teknik açıdan destekleyici görevleri de vardır. Zincirli’de ele geçen bu eserlerin işlev, malzeme ve form açısından benzerlerini Nimrud’ta Kuzeybatı Sarayı’nın FF odasın-da bulunmuş eserler üzerinde de görmekteyiz119. Zincirli’dekilerde olduğu

gibi, bu parçaların da dört yüzünde dört tane çivi deliği tespit edilmiştir. Konu ve giysi açısından görülen farklılığın dışında, teknik açıdan birbir-lerinin yakın benzeri olan Nimrud ve Zincirli örnekleri üzerinde Fenike etkisi görülür. Bu yüzden de bu eserlerin birbirleriyle çağdaş, aynı ya da iki ayrı atölyede yapılmış olması mümkündür120.

Hasanlu’da ele geçmiş M.Ö.9.yy.’a ait bir fildişi malzeme de, Zin-cirli örneklerinin işlevsel açıdan bir benzeridir121.

Fildişinden yapılmış ve cepheden tasvir edilmiş bir çift insan yüzü, Zincirli K Sarayı’nın 2 nolu odasında ele geçmiştir. Kakma tekniğiyle iş-lenmiş olan bu eserlerden biri iyi durumdadır122.

Zincirli örneklerinin benzerleri, Altıntepe’de II. Sardur (M.Ö.764-735) ile II. Argişti Dönemleri’ne (M.Ö.714-685) ait tapınağın girişinde bulunmuştur123.

118 von Luschan, op.cit, 130.

119Barnett, op.cit, 125-189, Lev. XIV; Mallowan 1966, 113, Fig. 54; Winter, op.cit., 120

vd., Lev. XVII/b.

120 Mallowan-Hermann, op.cit., 43-44. 121 Musceralla 1966, 126, Fig. 7.

122 von Luschan, op.cit, 133, 176, Lev. 69/f; de Mertzenfeld, op.cit, 123-125, Lev.

CXXIX/1118.

(82)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Nimrud’ta Kuzeybatı Sarayı’nın NN odasında bulunmuş olan ve literatüre “Mona Lisa” olarak geçen eserin yüzündeki tebessüm ile kaş ve gözlerin işlenişi de Zincirli örneklerine benzer124.

Fildişinden yapılmış olan arslan heykelcilikleri ve bu heykelcilikle-re ait parçalar, Zincirli’de Kilamuwa Sarayı’nın J2 odasında açığa çıkartıl-mıştır. Teknik özelliklerinden dolayı mobilya dekorasyonunda kullanıldık-ları düşünülen bu aslanlardan sadece biri iyi koruna gelmiştir125. Sırtında

dörtgen şekilli bir deliği vardır. Thasos Adası’ndaki Artemis Tapınağı’nda ele geçmiş olan, 10 cm. uzunluğunda, 5 cm. yüksekliğindeki fildişi aslan, stili ve işlevi açısından Zincirli örneğinin en yakın benzeridir126.

Zincirli’de sırtında zıvana deliği tespit edilmiş bir diğer arslanın sadece başı ve pençeleri ele geçmiştir127. Thasos’da bulunmuş diğer bir

örnek de, bu aslana çok yakın özellikler gösterir128. Thasos aslanlarının

stilsel özellikleri açısından Zincirli örneklerinden daha geç bir dönemde, M.Ö.7.yy.’da yapılmış olmaları muhtemeldir129.

J2 odasında sadece başının üst kısmı ile yeleleri koruna gelmiş bir aslan başı ile diğer bir aslana ait yele parçası ele geçmiştir130.

124Mallowan 1966, Fig. 71; Barnett 1982, 51, Lev. 46/a-b.

125 von Luschan, op.cit., 175, Lev. 65/a; de Mertzenfeld, op.cit, Lev. CXXXIII/1170;

Salviat 1962, 107, Fig. l4/a-b.

126 Salviat 1962, 97-97, Fig. 1-2.

127 von Luschan, op.cit, 129, 174, Lev. 64/c-d, 65/b; de Mertzenfeld, op.cit.,123-125, Lev.

CXXXIII/1172; Akurgal 1949, 48, Fig. 40/a-b; Salviat, op.cit., 104, Fig. 12/a-c; Winter 1981, 120, Lev. XV/a.

128Salviat, op.cit, 96-99, Fig. 3-5. 129İbid, 114-115.

130 von Luschan, op.cit, 129, 175, Lev. 65/e; de Mertzenfeld, op.cit,

(83)

K. SERDAR GİRGİNER

J2 odasındaki tamamlanabilecek durumda olan aslan heykelcilikleri ve bunlara ait parçalar, bu odada bulunan ve ahşap kısmı tamamen yok olmuş bir tahtın süslerine ait olmalıdır. Thasos’dakiler gibi genelde bir çift olarak yapılmış olan aslanların, tahtın ya da tahtların kollukları altındaki destek üzerinde veya taht basamağı üstünde yer almış olmaları daha olası görünmektedir.

Kilamuwa Sarayı J2 odasında taht ya da bir masa ayağına ait olabi-lecek konik formlu bir kaide üzerinde duran bir aslanın pençesine ait bir parça daha bulunmuştur131. Konik bir kaide üzerinde duran bu şekildeki

aslanın pençesinin benzerine, Salamis’te ele geçmiş olan fildişinden yapıl-mış ve bir mobilyaya ait bir bacağın ayak kısmında rastlanır132.

Zincirli’de fildişinden yapılmış ve parçalar halinde ele geçmiş olan bu aslanların işlev, malzeme ve stil açısından benzerlerine Samaria, Tell Rifa’at, Nimrud, Gordion, Toprakkale ve Etrüsk mezarlarında rastlanır. Samaria’da ‘‘Fildişi Deposu’’ olarak bilinen yapıda ele geçmiş olan ve bir tahtın dekorasyon işlevli elemanı olarak kullanılmış bir çift aslan heykelci-liği, Zincirli örneklerine benzer133. Sırtlarında Zincirli örneklerinde olduğu

gibi, dörtgen zıvana delikleri, ayrıca bu deliklerin iki yanında ve ön ayak-larının arkasında yuvarlak çivi delikleri vardır. Bu aslanlar, M.Ö.9.yy.’a tarihlenmişlerdir134.

131 von Luschan, op.cit., 129-130, 175, Lev. 64/e.

132 Karageorghis 1969, 95, Lev. 44; Karageorghis 1974, 94, Lev. LV/249. 133 Winter 1975-1976, passim; Crowfoot 1938, 24, Lev. IX/ la-b; de Mertzenfeld, op.cit.,

125 vd., Lev. IX/119/120; Winter 1981, 120, Lev. XVI/b-c; Barnett, op.cit., 49, Lev. 48a-b.

(84)

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Zincirli ve Samaria’da olduğu gibi ürkütücü bir görüntüye sahip olan ve mobilya dekorasyonunda kullanılmış üç aslan başı da Aslantaş’ta bulunmuştur135.

Nimrud’ta Yanık Saray’ın taht odasında malzeme ve teknik açıdan Zincirli aslanlarıyla aynı ancak, kullanıldığı yerdeki işlevi açısından farklı bir aslan heykelciliği ele geçmiştir. Bu eserin dörtte biri kabartma olarak yapılmıştır136.

Tell Rifa’at’ta da M.Ö.9.-7.yy. arasına tarihlenen II. tabakada bir heykelciğe ait fildişinden yapılmış aslan başı bulunmuştur. Çok tahrip ol-muş bu eserde de bir yere monte edilmesi için yapılmış kare şekilli bir zıvana deliği tespit edilmiştir137.

Yatar pozisyonda gösterilmiş, yine zıvana delikli bir fildişi aslan heykelciği Nimrud’ta Fort Salmanassar yapısının güneybatı 12 odasında ele geçmiştir138.

Aslan heykelciklerinin tahtları dekore etmek için kullanıldıkları ve Fenike ya da Suriye’deki atölyelerde yapıldıktan sonra batıdan gelmiş olmaları olasıdır139. Genelde tüm araştırmacılar tarafından fildişi

işçili-ğinin kökeninin Suriye ve çevresi olduğu kabul görmektedir. Bu yüzden tahtların kollukları altına yerleştirilen bu küçük heykelciklerin de Suriye sanatına özgü olduğu düşünülmektedir. Özellikle Damascus’da fildişi

işçi-135 Thureau-Dangin et al, op.cit., 128-129, Fig. 99, 90-91; de Mertzenfeld, op.cit., Lev.

LXXXVIII/906-908.

136Mallowan, op.cit., 221, Fig. 178; Barnett 1982, 52. 137 Williams 1961, 78, 81,Lev. XLI/15.

138Mallowan, op.cit., 641, Fig. 541.

(85)

eser-K. SERDAR GİRGİNER

lik geleneğinin çok ileri bir düzeyde olduğu da dikkate alındığında, M.Ö. I.Bin’deki deniz ticaretinde Al Mina kıyı kolonisinin büyük rol oynadığı kabul edilmektedir140.

Üzerinde stilize bir hayat ağacının tasvir edildiği fildişi levhacık Kargamış’ta ele geçmiştir141. Bu eser büyük bir olasılıkla da, çivi

delikle-riyle ahşap bir zemine oturtulmuştur.

Bu levhacığın benzerlerine Aslantaş, Samaria, Khorsabad ve Nimrud’ta rastlanmıştır. Khorsabad K yapısında ele geçen eser, stil açısın-dan Samaria ve Aslantaş örneklerine, teknik ve işlevsel olarak da Karga-mış örneğine benzer142. Nimrud, Aslantaş ve Samaria’daki levhacıkların

Kargamış örneğinden farklı olmasında bölgesel farklılığın rol oynamış olması gerekir143.

Geç Hitit Dönemi’ne ait mobilyaları dekore etmekte kullanılmış bu fildişi eserlerin yanında, aynı çağda yine mobilyalarda hem dekore hem de ahşap kısımları koruma amaçlı madeni elemanlar da kullanım görmüş-tür. Mobilyaların ağaç kısımlarını madeni elemanlarla kaplama geleneği Anadolu’da Eski Tunç Çağı’na kadar gider144. M.Ö. II.Bin Anadolu’sunda

görülmeyen madeni kaplama elemanları Geç Hitit Dönemi’nde -özellikle Zincirli’de- ve Urartu’da sevilerek kullanılmıştır.

140 Özgüç, op.cit, 47; Kyrieleis 1969, passim; Winter, op.cit., 130; Salviat, op.cit., 108;

Barnett, op.cit., 56, n: 3.

141 Woolley (1922) 1952, 162, 167, Lev. 71/f; Winter 1981, 122, Lev. XVIII/d: A jour/

openwork tekniğinde yapılmış levhacıkların en iyi koruna gelmiş örneklerinden birisidir; Mallowan-Hermann 1974, 48.

142 Loud 1938, Lev. 55-57; Winter, op.cit, 114-115.

143 Hawkins 1974, 70; Mallowan, loc.cit. Bu levhacıkların kolluklu tahtlarda oturak ile

kol dayanağı arasına yerleştirilmiş olması olasıdır. Kargamış kralı Katuwas›ın inşa ettir-ı olasıdır. Kargamış kralı Katuwas›ın inşa ettir-as›ın inşa ettir-diği tapınaktan ele geçtiği için bu levhacığı aynı kral dönemine tarihlemek mümkündür.

Şekil

fig. IIa-IIb
fig. IIIa
fig. IIIb
fig. IVa-IVb-IVc
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu derste öğrencinin, Hitit Devleti kurulmadan önce Anadolu’nun siyasi ve kültürel yapısı, Anadolu’da var olan yerel krallıkların birbiriyle olan münasebetleri ve Asur

yarıyıldaki ‘Hitit Çiviyazısına Giriş’ dersinin devamı niteliğindeki bu derste, çeşitli metinlerin yardımıyla çiviyazısı işaretlerinin

Buna göre sınıf değişkeni ve Program İle İlgili Eğitim Gereksinimi boyutundan elde edilen değerlerin farklılığı istatistiksel açıdan anlamlı

Genital yerleĢimli SK ile verruka anogenitalis grupları arasında düĢük riskli HPV varlığı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0.05)... HPV

Kavramsal bozuklu¤u olan hastalar, gündelik hayatlar›n› ba¤›ms›z olarak sürdürebilmek için. yak›nda teknolojiden

Ritüelin geçtiği KBo VI = Bo 2001 no’lu metinde Hitit kadınlarının doğumu gerçekleştirmek için gittikleri bir nevi doğum evinde doğum sandalyesine oturdukları

Genellikle literatürde karşılaşılan çalışmalar, sadece bir alanda eğitim gören öğretmen adaylarının öğretmenlik deneyimlerine ilişkin görüşlerini ve