• Sonuç bulunamadı

GENEL DEĞERLENDİRME

Anadolu insanı yerleşik hayata geçtikten sonra mobilya kullanmaya başlamış ve Eski Tunç Çağı›nda ise, ölü gömme adetleri ve öteki dünya inançlarına göre de, mezarlara (Alacahöyük ve Horoztepe) mobilya bı- rakmıştır. Bu çağda özellikle Horoztepe mezarlarına bırakılan masaların, ayaklarının ve tablalarının bronzdan yapılmış olması ilginçtir. Artık masa- lar, sandalyeler ve belki de tahtlar mezarlara ölü ile birlikte gömülmekte- dir.

M.Ö. II.Binin ilk çeyreğinde ise özellikle tasvir sanatında mobilya- lar çeşitlilikleriyle dikkat çeker. Bu çeşitliliğin mühürlere ve mühür bas- kılarına yansımasında Mezopotamya ile başlayan ilişkileri de unutmamak gerekir. M.Ö. II.Binin 2.çeyreğinde ise, bu tiplerin bazıları tasvirli eser- ler üzerinde yaşamaya devam eder. M.Ö. II.Binin 2.yarısında da özellikle çapraz bacaklı, arkalıksız ve büyük olasılıkla portatif tahtlar en çok sevi- len ve kullanılan tür olmuştur.

M.Ö. II.Binde, mezarlara mobilya bırakma geleneği tespit edile- memesine rağmen yeni bir özellik de karşımıza çıkar. Bu dönem mobil- yaları özellikle fildişi heykelcik ve elemanlarla süslenmeye başlar. Pratt Kolleksiyonu’nda korunan ve Acemhöyük kökenli olduğu konusunda şüphe olmayan fildişi eserlerin mobilyaları dekore etmek için yapıldıkları bilinmektedir. Aynı özellik M.Ö. I.Binin ilk yarısında Geç Hitit Kent Dev- letlerinden Zincirli’de ve Geç Asur kentlerinden Nimrud’da artık hem bir gelenek halini alacak, hem de moda olacaktır.

M.Ö. I.Binin ilk yarısında Anadolu’ya yeni gelen toplumlarla bir- likte, Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye’de ortaya çıkan kent devlet- lerinde ve de Doğu Anadolu’da artık bir krallık kurmuş olan Urartular’da,

K. SERDAR GİRGİNER

Batı Anadolu ve Ege’de mobilya tasvirlerinde ve özellikle de Frigler’de mobilya işlemeciliği en doruk safhasına ulaşır.

Geç Hitit sanatının çeşitli merkezlerde farklı özellikler gösterdiği saptanmıştır. Bu farklılık, değişik bölgelerde ayrı heykeltraşlık okullarının geliştiğini de kanıtlar. Bu okullardan en önemlileri kuşkusuz Zincirli ve Kargamış’ta ortaya çıkmıştır. Geç Hitit plastik eserlerinde birkaç gelişme aşaması da belirlenmiştir. Bunlara bazı araştırmacılar “Geleneksel Üslup”, “Asur Etkisindeki Üslup” ve “Arami Etkisindeki Üslup” adını verirlerken, bir grup araştırmacı da bu eserleri GHI, GHII ve GHIII şeklinde sınıflan- dırmaktadır196 .

196 Akurgal İlk önce Kuzey Suriye Sanatı adı altında 3 stil evresi tespit etmiştir.

1 - Geleneksel Stil (M.Ö. 1050-850), 2- Asur Stilinin 1. Evresi (M.Ö.850-745),

3- Asur Stilinin 2. Evresi (M.Ö.745-700) Bkz: Akurgal 1961, 127. Daha sonra ise bu stil grupları şu şekilde ayırır:

1) Geleneksel GH Sanatı I-H (M.Ö. 1050-850), 2) Asurlaşmış Geç Hitit Sanatı (M.Ö.850-750), 3) Aramlaşmış-Asurlaşmış GH Sanatı,

4) Aramlaşmış-Asurlaşmış-Fenikeleşmiş GH Sanatı: Bkz: Akurgal 1995, 96 vd. Orthmann da Akurgal›ın prensiplerine belli oranda bağlı kalır:

1- GHI (M.Ö.950›den önce): Spathethitish I, 2- GHK (M.Ö.950-875/850): Spathethitish II,

3- GHEI (M.Ö.850›den sonra): Spathethitish III. Bkz: Orthmann 1971.

Bu konuda çalışan Genge ise, gerek Akurgal ve gerekse Orthmann’ın çalışmalarının bu konudaki temel eserler olduğunu benimser, ancak “Kuzey Suriye Sanatı’nı sadece 3 evreye ayırmanın da bazı sorunları çözmeyeceğini bildirir. Siyasi olayları da dikkate alarak bu 3 evreyi alt bölümlere ayırır:

1 - Birinci Dönem: Zur ersten Periode (ZeP), M.Ö. 1100-850. 2- İkinci Dönem: Zur Zweiten Periode (ZzP), M.Ö. 850-750.

3- Üçüncü Dönem: Zur dritten Periode (ZdP), M.Ö. 750›den sonra. Bkz: Genge 1979, 17vd, 22vd.

Darga ise Geç Hitit sanatının çeşitli ekollerini şu şekilde ayırır: 1 - GHSI/Geleneksel Hitit Stili (M.Ö. 1050-850),

2- GHSII/Asur Etkisi gösteren GH Stili (M.Ö.850-800), 3- GHSIIIa/Asurlaşmış GH Stili (M.Ö.800/750-700),

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Bunlardan en erkene tarihlenen en güzel örnekler, bazı Kargamış kabartmaları ile Ain Dara plastik eserlerinde görülür. Malatya kabartma- larının da çoğu bu üsluptadır. Bu dönemde geleneksel Hitit Üslubu henüz etkisini sürdürmekle birlikte, ayrıntılarda belirgin farklılıklar görülür. Bu üslup genelde M.Ö. 1200-950 yılları arasına tarihlenir. Bu gruptaki Kar- gamış eserlerini M.Ö. 1000-600 yıllarına tarihlemek genel bir eğilimdir. Bu sonuç M.Ö. I.Bin Asur kaynaklarının tarihsel kronolojisine, yazıtların kronolojisine ve heykeltraşlık malzemenin analizine dayanır197.

Geç Hitit Sanatının I. evresine tarihlenebilecek Kargamış’ta Ala tip- li taht, tek bir örnekle temsil edilmiştir. M.Ö. II.Binde tasvirli sanat eser- leri üzerinde çok yaygın olan bu tipin (arkalıksız, çapraz bacaklı) oturak kısmına, M.Ö. I.Binde bir minder eklenmiştir. Bu dönemde Kargamış’ta ve Geç Hitit şehirlerinde moda olmasa da en azından M.Ö. II.Binden gelen bir özellik taşımış olması büyük olasılıktır. Ancak Ala tipli bu taht, Geç Asur’da daha fazla sevilmiştir. Alla tipli iki taht ise, yine Geç Hitit sanatı- nın I. evresine tarihlenmiş, Malatya’dan ele geçmiş eserler üzerinde karşı- mıza çıkar. Bu örneklerin dışında Allbl tipine dahil tahtlar ise, Kargamış’ta ve çok tahrip olmuş bir eser üzerinde de Maraş’ta bulunmuştur.

Kargamış başta olmak üzere M.Ö.9.yy.’ın ilk yarısında Geç Hitit ile Asur arasındaki yoğun siyasal ilişkiler, bu bölgeye yeni bir kültürel etkiyi de beraberinde getirmiştir. Bu kültürel etkileşimin de sonucunda M.Ö.9.yy.’ın ortalarında Geç Hitit sanatında Asur Stili belirmeye başla- mıştır.

Ayrıca bkz: Kozbe 1997, 656 vd.

197Bu konuda daha fazla bilgi için bkz: Akurgal 1949; Orthmann 1971; Hawkins 1972,

87 vd; Genge 1979; Guterbock 1954, 102; Hogarth 1914; Akurgal 1946; Dussaud 1945. Mallowan ise, bu konuda Kuzey Suriye sanatının Hitit sanatının bir devamı olmadığını ve bazı konularda belki Hitit sanatıyla bir yakınlaşmanın olduğu görüşündedir: Bkz: Mal-

K. SERDAR GİRGİNER

III. Tiglatpleser’in Asur tahtına geçmesiyle (M.Ö.745) de bu etkiler önemli derecede yoğunluk kazanır. Bu yoğun etkiler II. Sargon ve Sanha- rib Dönemleri’nde de varlığını arttırarak korur. Asur etkisi gösteren Geç Hitit stilinin en özgün örneklerini (M.Ö.850-800) ise, Malatya, Kargamış ve Zincirli heykellerinde ve kabartmalı eserlerinde izlemek mümkündür. Bu stil grubunun da iki safhaya ayrılabileceği ve ilkinin M.Ö.9.yy.’daki dolaylı Asur etkilerinin görüldüğü dönem, İkincisinin ise M.Ö.8.yy.’daki doğrudan Asur etkisinin görüldüğü dönem olduğu bildirilmiştir198.

Zincirli’den ele geçen kabartmalı eser üzerindeki Kral Barrakup’un tahtı, M.Ö. I.Binin ilk yarısında Anadolu’dan tek örnektir. Olasılıkla da Asur’dan getirilmiştir. Bu taht tasvirini, Kilamuwa Sarayı’nda ele geçen fildişi bezeme elemanlarıyla süslü taht veya tahtlar ile taht basamakları parçaları da teyid eder. Bu taht tipinin, Asur’da çok sevildiğini II. Sargon ve Sanharib Dönemi’ne ait kabartmalı orthostatlar üzerinde görmek müm- kündür.

M.Ö. I.Bin Geç Hitit kültürünün oluşumunda çok önemli bir katkı Arami sanatından gelir199 . Geç Hitit Sanatı’nda III. stil grubunda Asur ve

Arami sanat akımlarının plastik sanatta görülmesi belirginleşir. Bu etkileri Sakçagözü, Maraş200 ve Zincirli’de izlemek mümkündür201. Asurlaşmış

Geç Hitit stilinin en çarpıcı örneklerini ise, Kargamış’ta Kral Burcu ort- hostatları üzerinde görmek mümkündür. Arami sanatının etkisi altındaki

198Frankfort 1954 (1989), 279.

199Genge 1979, 24 vd; Arami Sanatı ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için bkz: Dupont-Som-

mer 1949.

200 Maraş Geç Hitit heykeltraşlık sanatında birkaç ekolün varlığı konusunda bkz: Vieyra

1955, 72. Akurgal ise ilk kez sanat tarihi açısından Maraş kabartmalarının stil kritiğini yapmıştır. Bkz: Akurgal 1966, 132-138.

201 Sakçagözü ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için bkz: Taylor et al 1950, 53 vd; Hanf-

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

eserlerde ise dünyevi konuların tasarımları ağırlıklıdır. Özellikle mezar stellerindeki ölü yemeği, bir çiftin birbirlerine sarılma kompozisyonu bu sanata özgü konular arasındadır. Maraş-Gurgum’da202 ele geçen ölü yeme-

ği ya da cenaze ziyafeti sahneli stellerin ilk örneği konusunda Bbylos’taki Ahiram Lahdi’ne dikkat çekilmiştir203.

Ölü yemeği ya da cenaze ziyafeti konulu eserlerde en çok görü- len taht AIIbl tipidir. Genelde arkalıklı ve sade bir tür olan taht tipleri Geç Hitit sanatında çok kullanılmış ve sevilen bir türdür. Karaburçlu, Ör- dekburnu, Zincirli ve çoğu da Maraş›tan ele geçmiş olan bu tür eserler- de görülen ziyafet sahnelerindeki eşyalar, Aramilerle Anadolu’ya gelen mobilya tipleri arasında olmalıdır. Bu çağda kullanılan mobilyaların tüm tipleri olmasa da cenaze ziyafeti veya ölü yemeği kompozisyonu batıda Arkaik Çağ’da (M.Ö.7.-6.yy.) Korinth seramiğinde ve pişmiş toprak mi- mari kabartmalardan sonra M.Ö.5.yy. sonundan itibaren kabartmalı me- zar stellerinde görülür. Daha sonraki Klasik Çağ’da (M.Ö.5.-4.yy.) Batı Anadolu’da, Marmara Bölgesi›nde, Yunan kültürünün yayıldığı her yer- de, Trakya’da, Makedonya’da, Karadeniz kıyılarında, Kerç’te, Mısır’da (M.Ö.3.-l.yy.’da) ve Kıbrıs’ta görülmektedir. Roma Çağı’nda ise tüm antik dünyaya yayılmaktadır. Bu kompozisyona Suriye’den İngiltere’ye, Güney Rusya, Romanya ve Bulgaristan’dan Kuzey Afrika’ya kadar her yerde rastlanır204.

AII grubuna dahil tahtları Urartular da kullanmıştır. Mezopotamya’da ise bu kadar sade tipler görülmez. Keşlik Steli’nde görülen bir kanatlı cin

202 Yazıtlarda Ku-ra/i-ku-ma olarak geçer: Bkz: Darga 1992, 308. 203 Bkz: Frankfort 1955 (1989), 271-272, Şek. 317-318.

204Tüm bu bölgelerdeki ölü yemeği kompozisyonlu kabartmalı stellerin bibliyografyası

K. SERDAR GİRGİNER

tarafından tahtın havaya kaldırılması ya da kutsanması kompozisyonu bu çağda şimdilik tek örnekle temsil edilir. Bu tasvirin tam benzeri olmasa da, tahtların kayıtları arasında figür kullanımı İran’da Persepolis kabart- malarında ve Geç Asur orthostatlarmda sevilen bir gelenektir.

Geç Hitit heykellerinde karşımıza çıkan mobilyalar ise, genelde arkalıksız taht tipinden oluşur. Tüm örnekler dikey bacaklı, arkalıksız ve kolluksuzdur. Bu tahtında oturan heykellerin çoğu Tell Halaf’ta bulun- muştur ve Pre-Kapara olarak belirtilen (M.Ö.11.-10.yy.) döneme tarihlen- mişlerdir205.

Tahtlarında oturan kadın kompozisyonunun ya da Batıda Erken Klasik Çağ’da ortaya çıkan brankitlerin doğudan gitmiş olması olasılığı ise fazladır206.

Geç Hitit sanatında karşımıza çıkan çeşitli mobilya tasvirleri dışın- da, bu çağ kent devletleri kazılarında (Zincirli ve Kargamış’taki mobilya dekorasyonu işlevli elemanlar hariç) mobilyalara rastlanmamıştır. Bunun nedenlerinden biri, tüm Geç Hitit merkezlerinin mezarlarının iyi bilin- memesi olabilir. Ayrıca Urartu’da olduğu gibi Geç Hitit mobilyalarının madeni, özellikle de bronz elemanlarla çok fazla süslemedikleri ve ahşa- bın da çok kolay tahrip olması göz önüne alınırsa, Geç Hitit mobilyacılığı hakkındaki bilgilerimiz yeni buluntular ele geçinceye kadar çok sınırlı kalacaktır.

205 Bkz: Kantor 1956, 172-173; von Oppenheim 1955, 35-37, Lev. 1-9. Tahtları kayıtlarla

bağlanmış veya sağlamlaştırılmış örnekler ise Kargamış’tan ele geçmiştir.

206 Orthmann özellikle önemli kapılarda bulunan oturur vaziyetteki kral heykellerinin ise,

olasılıkla Hititler’in Fasıllar Anıtı’nda olduğu gibi tapınılan bir işlevinin olabileceğini ileri sürer. Bkz: Orthmann 1972, 74 vd; Bossert 1952, 501 vd.

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Tasvir sanatındaki örneklere göre, Geç Hitit sanatçıları mobilyacı- lık konusunda çok da yaratıcı olmamışlar, özellikle Geç Asur’dan getirilen tipleri yansıtmışlar ve Geç Asur modasına ait formları kendi yorumlarıyla tasvir etmişlerdir. Ancak, tüm bu tiplerin hepsi olmasa da bazılarının batı- ya gitmesinde büyük rol oynamışlardır. Tasvirli sanat eserlerinde görülen mobilya tipleri, yerli sanatçıların ya da başka bir deyişle çeşitli topluluk- lardan oluşan sanatçılar tarafından yapıldıkları için farklı tipler ortaya çık- mıştır (bkz: Tablo 1). Bilindiği gibi Geç Hitit Şehir Devletleri arasında mimaride, heykeltraşlıkta ve dilde olduğu gibi, kullandıkları hiyeroglif- lerde de farklılıklar vardır. Aynı farklılıklar tapma şekillerinde de görülür. Bazı kentler çöl tanrılarına taparken, Kargamış ve Malatya’daki devletlere bağlı kentler, Hititler’den gelme tanrı ve tanrıçalara tapmışlardır. Bütün bu farklılıklar Geç Hitit Şehir Devletleri arasında siyasal bir birliğin oluş- mamasına ve buna bağlantılı olarak da güçsüz olmalarına neden olmuştur. Urartu tasvir sanatındaki mobilyalar ise Geç Hitit mobilyaları kadar çeşitlilik göstermez. Bunun nedeni belki de, Urartu kabartmalı taş eserle- rinin şimdilik pek fazla olmaması olabilir. Urartu mobilyalarının çoğu ge- nelde madeni eserler (kemerler, adak levhaları) ve mühürler üzerinde kar- şımıza çıkar. Bu konuyu çalışanlar için en büyük zorluk ise, özellikle 1970 ve 1980li yıllarda belki de yüzlerce Urartu madeni eserlerin kaçak kazılar sonucu yurt dışına kaçırılmasıdır. Yurt içindeki müzelerdeki madeni eser- ler ise, olması gerektiği düzeyde yayımlanmadıkları için Urartu mobilya tiplerinin sınırlı kaldığı düşüncesindeyim. Madeni eserler üzerindeki ve özellikle de kemerlerde ve mühürlerde tasvir edilen mobilya tasvirlerinin çoğu M.Ö.8.yy.’a, adak levhaları üzerindeki tasvirlerin büyük bir bölümü de M.Ö.7.yy. ile Urartu’nun yıkılışı arasına tarihlenebilirler.

K. SERDAR GİRGİNER

Urartular mezarlara Frigler’de olduğu kadar çok iyi işçilik göste- ren mobilyalar bırakmamışlardır. Ancak, unutmamak gerekir ki, Urartu anıtsal mezarları Antik Dönemlerden itibaren soyulmaya başladığı için, bu konuda kesin bir yorum yapmak zordur. Diğer tip (örneğin oda) mezar- lara bırakılan mobilyalar ise çok sadedir. Ancak Urartulular mobilyalarını bronz figürlerle ve fildişleri ile dekore etme konusunda ise oldukça ileri bir seviyeye ulaşmışlardır. Özellikle de Baş Tanrı Haldi için yapılan görkemli tahtların karışık varlıklarla ve tanrı figürleriyle süslenmesi, diğer mobilya tiplerinin ayak kısımlarında görülen dökme tekniğiyle yapılmış aslan ve boğa ayağı formlu elemanların kullanılması Urartu’da çok yaygındır. Bu kullanılan elemanlar sanki tek bir atölyeden çıkmış gibi yapılmışlardır. Tanrı tahtlarını dekore etmekte kullanılan figürlerde ve diğer elemanlarda ya da başka bir deyişle Urartu mobilyacılığında ve sanatında Geç Asur etkileri yoğun bir şekilde karşımıza çıkmaktadır.

Urartu tasvir sanatında görülen dikey bacaklı, düz tablalı ve tek kayıt destekli masalar, Geç Hitit tasvir sanatında da karşımıza çıkmakta- dır. M.Ö. I.Binin ilk yarısında kuvvetli Asur etkileri ile birlikte Geç Hitit etkileşimleri yanında, özellikle Urartu tasvir sanatında görülen koltuklar (kolluklu, arkalıklı tahtlar) olasılıkla Urartulu sanatçıların kendi yorumla- rıyla ortaya çıkan tiplerdir.

Kültür, din ve sanat alanlarında köklü gelenekleri doğu-batı etkile- riyle bünyesinde birleştiren Anadolu’da Tümülüs geleneği, M.Ö. I.Binin ilk yansında ortaya çıkar. Bu dönemin en özgün mobilyaları ise, Gordi- on tümülüslerinde ele geçmiştir207. Frigler’in tümülüslere çok usta bir

işçilikle hazırlayıp bıraktıkları mobilyalar bu çağda ne Anadolu’da, ne

207 Bkz: Young 1958b, 3 vd; Young 1975; Young 1957a, 26 vd; Young 1974, 2 vd.

Frigler’in mobilya işçiliğinde kullandıkları teknikler ve ulaştıkları üstün seviye hakkında daha ayrıntılı bilgi için bkz: Kayacık-Aytuğ 1968, 39 ve Aytuğ 1986, 39.

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

Mezopotamya’da ve ne de diğer çevre kültürlerde görülür. Antalya bölgesi tümülüslerinden olan Bayındır D Tümülüsü’nde ele geçmiş olan fildişi parçalar ise, bize Frig Tümülüsleri’ne bırakılan mobilyaların fildişleri ile de süslendiğini göstermesi açısından önemlidir.

Frig sanatı ile ilgili gelişim evreleri daha çok seramik üzerine ku- rulmuştur208. Frig tasvir sanatında ise mobilyalara (birkaç örnek dışında)

şimdilik rastlanmamıştır. Frigler ne Pazarlı’da ele geçen mimari terracota levhalar üzerinde, ne kabartmalı taş eserler üzerinde ne de madeni eserler ve de mühürler üzerinde kullandıkları mobilyaları yansıtmamışlardır.

Lidya krallarının ve soylularının gömüldüğü görkemli tümülüslerde mobilyalara rastlanmamıştır. Ancak, görkemli olanlardan bazılarının he- nüz mezar odalarının bulunamamış olması, diğer tümülüslerin ise antik çağlardan beri soyulması da göz önüne alınırsa bu mezarlarda her an mo- bilyalara rastlanabilir. Bunun dışında bazı tümülüslerde (Yabızlar Tepesi Tümülüsü) ahşap mobilya elemanlarına rastlanmış olması da, Lidyalılar’ın da Frigler kadar olmasa da, mezarlarına mobilya bıraktıklarına bir kanıt olabilir. Ancak, Lidya tasvir sanatında (Sard terracota mimari elemanları dahil) mobilya tasvirli taş ya da madeni eserlere rastlanmamıştır. Bölge dışına çıkıldığında ise, M.Ö. I.Binin ilk yarısının sonlarına doğru çeşitli yerleşimlerde mobilya tasvirli kabartmalı eserlere rastlamak mümkün ol- maktadır. Bu eserler üzerindeki mobilya tipleri, özellikle de tahtların Geç Hitit tahtlarından pek fazla farklılık göstermedikleri kolaylıkla izlenebil- mektedir. Bu da bu tiplerin esas olarak Geç Hitit bölgesinden batıya gitmiş olabileceği konusundaki düşünceleri kuvvetlendirmektedir. Bunun dışın- da Karatepe’deki kralın şölen sahnesindeki mobilya tasviri (klineye rast-

K. SERDAR GİRGİNER

lanmadığı da belirtilmelidir) daha geç döneme ait Assurbanipal’ın ziyafet sahnesi de dikkate alınarak, Arkaik Çağ’da Korinth Seramikleri ve Larisa kabartmaları üzerindeki ölü yemeği sahnelerinde görülen mobilyalar ile ilişki kurulmuştur209.

Mobilya atölyeleri konusundaki bilgilere ise Asur kaynakları dışın- da, M.Ö. 1400 yıllarına tarihlenen Alalakh belgelerinde rastlıyoruz210. Bu

tabletlerden birinde 16 marangozun çalıştığını ve 16 masa, 80 iskemle ve taht basamakları yapıldığı görülüyor211. Diğer bir tablette de, Zaze adlı bir

kadın için çalışan 7 marangoz hakkında bilgiler vardır212. Yine Alalakh’tan

ele geçmiş bir tablette ise Niqmepa Sarayı’nın memurlarından biri için, yapılan mobilyaların listesi ile bu eşyalar için kullanılan ağaç türleri hak- kında bilgi verilmiştir213. M.Ö. I.Binin ilk yarısındaki Anadolu mobilya

atölyeleri hakkında ise, şimdilik bilinen yazılı belge yoktur.

Mısır mezarlarında ele geçmiş mobilyalar ise, M.Ö.2143-2133, yani V. ve VIII. Hanedanlıklar zamanında kullanılan aletler ve teknikler hakkında bilgi verirler. Bu döneme ait Firavun Rekhmire ve Ti’nin me- zarlarına ait duvar resimlerinde, marangozların nasıl çalıştıkları ve ne tür

209 Fıratlı 1965, 283. Ayrıca bu tiplerin ve kompozisyonun batıya doğudan gitmesine

örnek olarak Likya›da Gölbaşı (Trysa) heroonundan ele geçen bir lahit kapağındaki, Xanthos›da bulunan bir mezar kabartma parçası üzerindeki ölü ziyafeti kompozisyon- lanyla da bağlantı kurulmuştur. Daha sonraki dönemlere ait aynı kompozisyonun işlendi- ği Batı Anadolu, özellikle de Kyzikos ile Daskyleion çevresinde de bu motife rastlanması, Greko-Pers, dolayısıyla da yine doğuya bağlanmıştır. Kıbrıs, Girit, Mısır, Kuzey Suriye, Filistin ve Mezopotamya sunak ve altarları ile mobilyaların bağlantısı ile ilgili değişik yorumlar için bkz: Deonna 1934, 1 vd.

210Wiseman 1953, 12vd. 211İbid, l3.

212 Baker 1966, 208.

213 Wiseman, loc.cit. Ayrıca ağaçların o dönemlerdeki yayılış alanları için bkz: Hafner

1968, 211 vd. Ele geçen bu tabletler, M.Ö. 1400-1200 yuları arasında Alalakh’ın önemli bir mobilya üretim merkezi olduğunu göstermektedir.

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

aletler kullandıklarını gösteren tasvirler bulunmaktadır214.

Mezopotamya’da Eski Babil Dönemi’ne tarihlenen bir terracota eser üzerinde ise, bir marangoz arkalıksız bir taburede, kavisli bir masa ayağını elindeki aletle şekillendirmeye çalışırken tasvir edilmiştir215.

Mısır’da Yeni Krallık Dönemi’nde ise, XVIII. Hanedanlık zamanı- na ait (M.Ö. 1552-1306) Teb Mezarlığı’nda, bronz ve bakırdan yapılmış çeşitli marangoz aletleri bulunmuştur. Bunların arasında keskiler, teste- reler, çekiç, marangoz keseri, matkap ve kavisli delgiler vardır216. Yine

Mısır’da Rekhmire’nin mezarındaki duvar resimlerinde sandalye yapımını gösteren tasvirler ele geçmiştir. Bu tasvirlerde marangozların ocak üze- rinde ısıtılan kapta bulunan yapışkanı, fırçayla hazırladıkları malzemeye sürüşleri izlenebilmektedir217.

214Baker, op.cit, 298, Fig. 459-461. 215Parrot 1960, 292, Res. 359/E. 216Baker, op.cit, 236 vd.

GEÇ HİTİT DÖNEMİ TASVİR SANATINDA MOBİLYALAR

BİBLİYOGRAFYA

Akçay 2014: Atakan Akçay, “Tabal Ülkesinin Tarihsel Süreci Üzerine Bir Değerlendirme”, Tarih İncelemeleri Dergisi XXIX, 37-58.

Akman-Sicker -Bossert et.al. 2014: M.Sicker-Akman- Eva-Maria Bos- sert et.al.,Karatepe-Aslantaş Azatiwataya, Band.2, Archaeologische Fors- chungen Band.29,Wiesbaden.

Akurgal 1946: Ekrem Akurgal, Remarques Stylistique sur les Relief de

Malatya, İstanbul.

Akurgal 1949: Ekrem Akurgal, Spaethethitische Bildkunst, Ankara. Akurgal 1955: Ekrem Akurgal, Phrygische Kunst, Ankara.

Akurgal 1956: Ekrem Akurgal, “Chronologie der Phrygischen Kunst”,

Benzer Belgeler