• Sonuç bulunamadı

Türk Destan Kahramanları ve Köroğlu Yrd. Doç. Dr. İsmet Çetin

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk Destan Kahramanları ve Köroğlu Yrd. Doç. Dr. İsmet Çetin"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KÖROĞLU*

Yrd.Doç.Dr. İsmet ÇETİN

Lord Haglan, geleneksel kahraman diye isimlendirdiği destan ve masal kah­ ramanlarının bazı standart özelliklerini sıralar. Batı mit, masal ve destanların­ dan bazılarını esas alarak tespit edilen özelliklerin toplamı yirmi ikidir. Yirmi iki standart özellik şu ana gruplarda toplanabilir: 1-Kahramanın ailesi soylu­ dur, 2-Kahramanın doğumu olağanüstü­ dür, 3-Kahraman kral olur-ki bunu kah­ ramanın vak’alarm merkez kişisi olması için gerekli bir vasıta olarak görmek de mümkündür.-, 4- Kahraman mutlak ba­ şarılı olur.1

Destan hangi millettin olursa olsun, destanda yer alan vak’al ar, vak’al arın merkezindeki kişi, toplumun prensiple­ rini, davranış özelliklerini idealize ettik­ leri veya kahramanlığın vasıflarım yan­ sıtır. Toplumun kendi içindeki ortak davranışları, toplumun yetiştirdiği ve belki de idealize ettiği bir şahsiyet üze­ rinde toplanır, o şahsiyette temsil edilir. Dolayısıyla kahraman, toplumun stan­ dart özelliklerini bünyesinde taşır. Bu temsil, mutlaka toplumun yaşadığı çev­ re ve zamanla bağlantılıdır. Zaman ve çevrenin dışında düşünülmez. Hal böyle olunca Türk destanları ve destanların merkez kişisi olan kahraman tipinin de ortak yönlerinin olması gerekir. Bu or­ tak yönler neler olabilir veya nelerdir so­ rusuna mutlak cevap bulunmalı kana­ atindeyiz. Bununla ilgili olmak üzere Raglan’m ortaya koyduğu standart özel­ likleri de dikkate alarşk bu yönde bir ça­ lışmayla özkul Çobanoğlu Oğuz Kağan ve Er Töştük Destanı kahramanlarım incelemiştir.2 Biz bu küçük denememiz­ de, Raglan’m ortaya koyduğu standart özellikleri de dikkate alarak, Türk des­

tan kahramanları ve kahramanların ai­ lesi ile kahramanların doğumları ile il­ gili küçük tespitler yaptık. Destan kah­ ramanlarının standart tipik özellikleri ve Köroğlu’nun bu özelliklerden hangile­ rine uygunluk gösterdiği noktasındaki tespitlerimizi de buraya aktardık. Tes­ pitlerimizi, kısa örnekler ile verdiğimiz bazı destanları esas almak suretiyle gös­ terdik.

Oğuz Destanı: Destan kahramanı Oğuz Han, Dip Yavqı Han oğlu Kara Han'ın oğludur. Onun doğumu ve büyü­ mesi olağanüstü özelliklerle donatılmış­ tır. Doğumdan hemen sonra anasının Müslümân olmaması sebebiyle süt em­ memesi, kâfir olmaları dolayısıyla Küz Han'ın ve Kür Han’ın kızı ile evlenme­ mesi Oğuz’un olağanüstü özelliklerinden bazılarıdır. Oğuz henüz bir yaşındayken babasının onda asalet belirtileri görmesi ve temizlik ve güzellik ifadesi olması münasebetiyle Ogur ismini koyması, İsa Peygamber gibi henüz bir yaşındayken konuşması, onun olağanüstü özellikler­ le teçhiz edilmiş olmasını açıklamakta­ dır.3

Manas; îsmiyle anılan destanın kahramanı olan Manas, “Cedi Tör’ün ba­

şında ! Kusursuz doğmuş Böyö HanJ Böyö Han'ın balası, /Gayretli doğmuş Kara HanJ Kara Han'ın balası,/ Gay­ retli doğmuş Çakıp Hcm'ın oğludur. Ça­

kıp Han Aydar Han’ın kızı Çırçı ile evle­ nir ve çocukları olmaz. Manasçı, Çakıp Han ağzından Çırçı’nın çocuk doğurmas için, on dört yıl aziz mezarlarını ziyaret

etmediğini, kutsal su bulaklarında yat­ madığını söyler. Nihayet Çırçı bir erkek

evlat doğurur ve Çakıp Han çeşitli tö­ renler yaptırır, ziyafet verir ve Dört

(2)

pey-gamber hocaya adını Manas koydurur.

Manas’ın doğumu münasebetiyle verilen ziyafete katılan davetliler, Manas’m cin gibi olacağım, Kıtamı kıracağım söyler­ ler. Mana, beşikte yatarken babasına;

“Ak sakallı atake Çakıp Han/ Müslü­ man yolunu açacağım/ Kâfirin malını saçacağım / Kâfiri sürüp çıkarıpI Müs- lümana necat salacağım” diyerek gele­

cekte yapacaklarım haber verir. Burada kısaca verdiğimiz bilgi, Manas’ın han ai­ lesine mensup olduğunu, doğumundan itibaren olağanüstü özellikler gösterdiği­ ni ifade etmektedir.4

Ediğe Batır: Eski zamanlarda Şaş­ tı Aziz adında keramet sahibi bir ev­ liya varmış. Yaşayıp yaşlanıncaya kadar çocuğu olmamış, Tanrı’ya çocuğunun ol­ ması için dua ederken bir rüya görmüş. Rüyasında “kıbleye doğru git “ diye bir ses duymuş. Şaştı Aziz, kıbleye doğru gi­ derken dinlenmek için bir su kenarına oturmuş. Suya, kuğu şekline girmiş üç tane peri kızı gelmiş. Suyun yanına ge­ len kızlar şekil değiştirip, insan şeklinde suya girmişler. Bunlardan birisi ile evle­ nen Şaştı Aziz, Peri Kızının ayağa bak­ ma yasağım delip, Peri Kızının ayağına bakmış ve bunun üzerine Peri Kızı Şaştı Aziz’i terk etmiş. Peri Kızı Şaştı Aziz’i terk ederken , İçimde çocuğun var. Do­ kuz yolun kesiştiği yerde buT demiş. Şaştı Aziz, arayıp bu çocuğu bulmuş ve bu çocuğa Ediğe ismi verilmiş.

Ediğe, Şaştı Aziz tarafından büyü­ tülmez, başkalarına verilir ve çoban ola­ rak büyür. Edige’nin akıllı oluşu, âdil davranışı, şöhrete ulaşmasını sağlar ve şöhreti Toktamış Han’a ulaşır. Toktamış Han Edige’yi evlat edinir. Ediğe uzun sü­ ren maceralardan sonra Hanlık mevki­ ine geçer.5

Kazak rivayetinden alınan Ediğe ile ilgili bu kısa bilgi, onun olağanüstü bir şekilde doğduğunu, koruyucu, âdil, ce­ sur bir kahraman, dolayısıyla iyi bir yö­

netici adayı olduğunu anlatmaktadır.6 Bu yapısı ile Ediğe geleneksel Türk des­ tan kahramanı tipine benzer. Zira, doğu­ mundan itibaren mitik unsurlar taşı­ yan, olağanüstü bir özelliğe sahiptir. Ediğe bu yönü ile Oğuz’un çocuklarına benzer. Hatırlanacağı gibi Oğuz’un ışık­ tan çıkan güzel kızdan olan çocukları Gün, Yıldız ve Ay ismi ile anılır, Ağaç ko­ vuğunda bulunan güzel kızdan da Gök, Dağ ve Deniz isimli çocukları olur. 7

Koblandı Batır: Koblandı, altmış yaşındaki Analık, doksan yaşındaki Tok- tar Baydın, evliyaya at, Horasan’a koyun adayıp Tanrı’dan dileyerek bulduğu kahramandır. Koblandı Batır, doğar doğ­ maz büyür, on yaşında ise evlenir.8

Muhtar Avezofun tespitine göre Koblandı Batır, Rusların Kazan’ı istilası esnasında ortaya çıkar. Destan Kazan’ın işgali ve yapılan mücadeleyi anlatır.9 Destan ve dolayısıyla destan kahramanı Koblandı Batır'in , toplumun dışa yöne­ lik mücadelesi esnasında ortaya çıkma­ sı, Toktar Bay ve Analık’ın Tanrı yardı­ mı ile çocuk sahibi olması ve Koblan- dı’mn ancak ilahî gücün yardımı ile dün­ yaya gelmesi, onun destan kahraman ti­ pini temsil ettiğinin işareti olarak değer­ lendirilebilir.

Er Sayın: Er Sayın Nogaylar ara­ sında Bozmunay isimli bir beyin oğlu­ dur. Çok varlıklı olan Bozmunay ve karı­ sı, Er Şaştı isimli evliyanın mezarım zi­ yaret eder ve orada geceler. Sabah bir ço­ cuk sahibi olurlar. Ata-evliyalann ruhla­ rının yardımları ile doğan Er Saym’a halk toplanarak ismi korlar. Er Sayın, Köbikti isimli varlıklı birinin Aybike isimli kızı ile evlenir.

Er Sayın, hem bey, hem de varlıklı olan bir aileye mensuptur. Evliyalar yar­ dımı ile olağanüstü şekilde doğar. Evliya yardımı ile isim alır, başarısını evliyala­ rın yardımına borçludur. Er. Sayın'ın isim alması esnasında ‘evliyasını unut­

(3)

maması gerektiği’ tembihini tutmadığı zaman başarısız olur. Er Sayın bir aris­ tokrat ailenin kızı ile evlenir. Destan ve destan kahramanı Er Sayın, Koblan- dı’dan sonra sahneye çıkar ve Koblan­ dı’d an aldığı kahramanlık/ cengaverlik geleneğini devam ettirir.

Er Sayın bu yapısı ile, yani han aile­ sine mensubiyeti, aristokrat olması, ola­ ğanüstü doğumu, aristokrat bir ailenin kızı ile evliliği ve doğumundan itibaren olağanüstü yardımlar , evliyalardan yar­ dım alması ile geleneksel kahraman tipi ile aynilik gösterir. Destan içinde zaman zaman destan kahraman tipinden sap­ maların görüldüğü söz konusudur. Bu­ nun sebebi ise kanaatimizce destanın zaman içinde değişikliğe uğramış olabi­ leceğidir. Bu da tamamen destanın tes­ pit edildiği zaman ile ilgili olmalıdır.

Çora Batır: Çora Batır, Narik isim­ li bir kahramanın oğludur. Narik, Tama soyundan olup Kazanlıdır. Narik, kendi memleketini bırakarak Akşahan’ın ya­ nına gider ve onun avcısı olur. Akşahan için ona av köpeği besler. Bir gün Akşa- han’ın köpeğini ararken hazine bulur ve Narik tarafından kadı tayin edilir.

Çora Ali Beycin annesine hakareti, babası Narik’in Ali Bey’i ağlayarak Ço- ra’ya şikayet etmesi ve Çora’nm intikam almak için Ali Bey ile mücadelesi, Köroğ- lu’nun Batı anlatmalarında, özlükle Türkiye sahasında Bolu beyi ile mücade­ lesini ve mücadele sebebim hatırlatmak- tadır.Kazak sahasında Avezov’un incele­ diği metinde geçen, Narik’in Akşahan’ın avcısı olması ile Köroğlu’nun babası Yu­ suf ‘un Bolu Beyi’ne seyis olması birbir- leriyle benzerlik arz eder.

Battal Gazi’nin destanın başında ba­ basının intikamını almak için sahneye çıkması10 Çora batır’ın sahneye çıkma­ sı ile benzerlik gösterir,

Narik, Mendisulüv isimli bir kızla evlenir ve Çora bu ellilikten olur. Narik,

Çora Batır’ın doğumundan önce Baba Tükti’nin tavsiyesi ile Edige’nin babası Şaştı Aziz’in türbesini ziyaret eder ve Çora bu ziyaretten sonra dünyaya gelir. Burada dikkatimizi çeken nokta, Ço- ra’nın doğumundan önce babasının Ak- şahan’ın avcılığından kadılığa yüksel­ mesi ve Çora’nm kadı çocuğu olarak ve aziz türbesinini ziyaretten sonra, mane­ vî lider Şaştı Aziz’in himmetiyle dünya­ ya gelmesidir.11

Çora Batır, Kazan’m Ruslar tarafın­ dan işgali esnasında ortaya çıkar ve ta­ rihî kaynaklar Çora’nın gerçekte yaşadı­ ğım, Tamalara mensup olduğunu ve Ta- malarm Kazan’m Ruslar tarafından iş­ galinden sonra Türkiye’ye yerleştiklerini bildirmektedir.

Alıp Manaş: Alıp Manaş, Bayba- rak isimli bahadırla Ermen -Çeçen Ha- mm’ım oğullarıdır. Alıp Manaş, destan­ da çabucak büyür ve Kırgız Kağan’ın kı­ zı Küçücek-Aru güzel ile evlenir. Kümü- jek -Aru güzel Alıp Manaş’ın annesi ta­ rafından soyluluğu,” millete seni övdür-

meyei soylu birini alıp verdik” mısraları

ile ifade edilir . Alıp Manaş, Ay Südür- lü Biçik’i, yani gelecekten haber veren kutsal kitabı okur. Ne olup biteceğini bil­ mek, kağanların hangisinin güçlü oldu­ ğunu öğrenmek ister. Ak Kağan isimli kağanı bilir ve onun kızım almak için yo­ la çıkar. Giderken kendisini sudan geçi­ ren ihtiyara bir ok verir ve Ak Kağan’ın oradan dönüp dönemeyeceğinin oktan anlaşılacağım söyler. Alıp Manaş ölür veya dönmezse oku p asi anaç aktır. Alıp Manaş’m Ak- Boz isimli atı da zekidir. Alıp Manaş ve kendi geleceğini düşünür. Ak-Kağan’a esir olan Alıp Manaş’ın zin­ dandayken yardımına kazlar gelir ve on­ larla, babasına mektup gönderir.12

Alıp Manaş, kısaca izah ettiğimiz gi­ bi bir bahadır ailesinden gelmekte ve gelecekten haber veren kutsal kitabı okuyabilmekte, bununla istikbal tayin

(4)

edebilmektedir. Bundan başka kazlar ile konuşmakta ve onların babasına ha­ ber götürmesini sağlamaktadır. Alıp bu yönleri ile bir yandan aristokrat bir aile­ ye, bir yandan da İlahî güçlerle teçhiz edilmiş bir yapıya sahiptir. Destan mi tik unsurlarla bezenmiş olsa bile, bu destan kahramanının aristokrat yapıya ulaş­ masını değil, aristokrat plan destan kahramanının çevresinin mi tik unsur­ larla bezenmesi şeklinde izah edilmeli­ dir.

Çibetey Han: Çibetey Han, Altın Arığ Destanı’nın başlangıcını hazırlayan kahraman olup, Babası Alp Han ve Ak ölen Arığ’dır. Ancak, Ak Han ve Ak ölen Anğ Çibetey Han büyümeden ölmüşler ve Çibetey Han Picen Anğ tarafından büyütülmektedir. Picen Arığ, Çibetey Han büyüyünceye kadar hanlık yapa­ caktır. Oysa bu Picen’in hesabına gelmez ve hanlığının devamlı olmasını ister. Bu­ nun için Çibetey Han’ı öldürür. Kadın kahraman olmakla beraber, olumsuz ti­ pin temsilcisi olan Biçen, olumsuzluğun cezasını ölümü ile öder ve kendisinin öl­ dürdüğü Çibetey Han olağanüstü güçle­ rin yardımı ile hayata döner ve Han olur.73 Hakkı olan Hanlığını alan Çibe­ tey olumlu bir kahraman tipidir ve yu­ karıda da söylediğimiz gibi Han çocuğu­ dur. Aristokrat bir aileye mensuptur. Kendi ismini destana da veren Altın Arığ, kardeşi îcen Anğ ile babasının ya­ nına giderlerken ailesi hakkında bilgi verilir. Ancak, ailesinin soyu hakkında veya İçtimaî yapısı hakkında bilgi veril­ mez. Bunun sebebini, olumsuz destan tipinin ailesinin belli olmaması veya, destan anlatıcısı ve anlatıcının çevresi, olumsuz tipleri içinde yaşadıkları toplu­ mun normlarına uygun bulmadığı dav- ranışlan sergileyen tipin, aristokrat ke­ simin dışında tutması endişesine bağla­ mak mümkündür.

Âdil Sultan : Kendi adıyla anılan

destan kahramanı Âdil Sultan, Kırım Vi­ lâyetinde Çengiz ahfadından Muhabbet Gir a /m oğludur.

Abdulkadir înan’ın destan diye isimlendirdiği metin, aslında Kırımlı Âdil Sultan Hikâyeti ismini taşımakta­ dır. Uzun bir ağıt da diyebileceğimiz Âdil Sultan Destanı’nın kahramanı Âdil Sultan, metinde; Pâdişahlar pâdişâ­

hı, olarak geçmektedir. Bu da bize âdil

Sultan’ın asil bir geçmişe sahip olduğu­ nu göstermektedir. Kaldı ki, Bu destan, Kırım hanlarından Adil Giray’m mace­ rası ve İran'da esir edilişi ile ölümünü anlatır.14

Er Samır: Er Samır, Ak-Bökö ve Ermen Çeçen'nin çocuklandır. Ak-Bökö, ayn ayrı üç boynuzlu bir ata binen baha­ dır bir kişidir. Ak-Bökö, destan kahra­ manının doğduğu yerin hakimidir. Bu­ nu, Er Samır’a ak malının ortasından bölüp yansını, yine halkının milletinin otlağının yansını vermesinden anlamak mümkündür.15

Er Samır Ak-Bökö’nün han olması, üç boynuzlu bir ata binmesi, onun mi- tik kişiliğine işaret eder. Er Samır da babası gibi mitik unsurları bünyesinde taşıyan bir yapıdadır. Han olması da aristokrat olmasının bir işaretidir.

Dede Korkut Hikâyelerinden Bu- ğaç Han, Dirse Han’ın oğludur ve Dir- se Han bir bey oğlu beydir.16

Salur Kazan,Ulaş Oğlu, “ol erenle­

rim arslanı, tülü kuşun yavrısı, beze miskin umudu, Amit suyunun arslanı, Karacığun kaplanı, Konur atın iyesit Han Uruz’un babası, Bayındır Han’un güyegisi, Kalın Oğuz'un devleti, kalmış yiğit arkası” olarak tavsif edilir. 17

Salur Kazan, şahsiyeti, akrabalık ilişkileri ve sıfatları ile anlatılır. Burada, kahramanlığın sebepleri de verilmek is­ tenir. Kahramanlığın sebepleri, Ulaş Oğlu olması, Uruz’un babası olması, Ba­ yındır Han’ın güveyi si olması gibi

(5)

unsur-1 ardır. Bundan başka, Bayındır Han’ın güveyi si olması da onun asaleti ile ilgili ip uçları vermektedir.

Bunlardan başka diğer Dede Korkut kahramanları da mutlak bir asalet Un­ vanı taşırlar ve soyları ile ilgili bilgiler verilir. 18

Bazı destanlardan aldığımız bu ör­ nekler, destan kahramanlarının aile ya­ pısı, ailenin İçtimaî durumu, kahrama­ nın doğuşu ve yetişmesi ile ilgili bir fikir vermenin yanında, kahramanların şah­ siyetlerinin teşekkülündeki olağanüstü unsurları işaret etmesi bakımından önemlidir.

Bazan destan, bazan hikâye tarzın­ da karşımıza çıkan ve Batı Türk grupla­ rında daha çok hikâye tarzında görülen Köroğlu’nun doğuşu, yetişmesi ve şahsi­ yetinin oluşmasında ile ilgili çeşitli riva­ yetler bulunmaktadır.

Köroğlu:_Türkmen rivayetinde Kö- roğlu, Adı Beğ’in oğludur. Adı Beğ, Çan- dıbil isimli yurtta yaşamaktadır. Bura­ nın hâkimi Cigalı bey isminde bir beydir. Cigalı Bey’in Gencim Bey, Mümin Bey ve Adı Beğ isimli üç oğlu vardır. Bunlardan Gencim Bey cimriliği ile, Mümin Bey de fizikî ve ruhî bakımından dengesizliği ile görülürken, Adı Beğ yiğitliği ve gü­ zelliği ile görülür. Adı Beğ şahin gibi gözlü, baykuş kulağı gibi keskin kulak­ lı, kırlangıç gibi bıyıklı ve akkıllı birisi­ dir. Tuttuğu işi bırakmayan birisi olan Adı Beğ’in çevresine yiğitler de toplan­ maktadır. Bu yiğitlerin sayısı kırktır.

Adı Beğ evlenir ve hanımı hamiley­ ken ölür. Cigalı Beğ Adı Beğ’in teselli ol­ ması için ona nasihatlarda bulunur. Adı Beğ ölür. Babası Cigalı Beğ,Adı Beğ’in bir çocuğunun olması gerektiğini, Adı Beğ’in güzelliği ve yiğitliğinin devamı için istemektedir. Nihayet bilindiği gibi Adı Beğ’in hanımının mezarında keçi sü­ tü ile beslenen Köroğlu, Gencim Beğ ta­ rafından bulunur ve Cigalı Beğ haber­

den edilir. Çocuk mezardan çıktığı za­ man alınıp Cigalı Beğ’in yanında büyü- tülmeye başlanır. Adı Rövşen olur. An­ cak, fakir birisi bunun Guroğlu ismini alması gereğini söylerse de kimse dinle­ mez. Rövşen, mollaya verilir, mollanın Rövşen’in kavgacılığından şikayeti üze­ rine alınır, çocukların içine katılır, ço­ cuklar ile kavga eden Rövşen hakkında halk kendi arasında bunu ortadan kal­ dırmak için karar alırlar. Bunun üzerine Cigalı Beğ, Rövşeni’in hayatını kurtar­ mak için Rum ülkesine gider. Rum hün­ karının seyisliğini yapar ve bilindiği gibi beğenilmeyen bir tay seçtiği için, diğer çalışanların tuzağı ile gözleri oyulur. Rum hükümdarının memleketinden ay­ rılan Rövşen, Cigalı Beğ’in gözlerinin kör edilmesi üzerine Köroğlu ismini alır.19

Köroğlu’nun başka bir rivayeti ise şöyledir: Eski zamanlarda Teke-Cevmit -elinde Bozay isimli bir han vardır. Bozay Han kızını kıskanır ve onu demirden bir saraya kilitler. Ancak kız güneş ışığın­ dan hamile kalır. Bozay Han kızını öldü­ rür ve kızı mezarda doğurur. Bu doğum­ da Köroğlu dünyaya gelir.

Köroğlu’nun atası Ravşenbek Ür- genç şehrinin beyidir. Şahargula şehri­ nin ham Ravşenbek’i kaçırır ve kul diye satar. Ravşenbek, Gajdenbek isimli bir Türkmen tarafından satın alınır ve kızı Akanay ile evlendirilir. Ravşenbek Şa- hargul şehrinin ham Şagadat’m han sü- lelesine mensup olmadığını anlayınca cezalandırılır ve gözleri oyulur. Buradan Türkmen ülkesine kaçar. Ürgençte ka­ lan Akanay hastalanıp ölür ve mezarda Köroğlu doğar.

Kozay Batır, kazakların beyidir. Kara Nogay Ham Kazakbay Kozay Ba- tır’a düşmanlık eder. Kazak Bay, Kozay batır’ın düşmanlan ile birleşir ve Kozay Han ile savaşır. Bunun üzerine Kazak­ bay ile Kozay Batır dost olurlar. Bir sa­

(6)

vaşta Bozay’ın eşi Aysuluw düşmanlar yakalanıp diri diri mezara gömülür. Ay- suluw mezarda evliyaların yardımı ile çocuğunu doğurur ve çocuk Bozay tara­ fından bulunup Köroğlu ismi ile büyütü­ lür.20

Gaziantep’in İslahiye ilçesinde, Gö­ ğe Bakan aşiretinden derlenen bir Kö­ roğlu hikâyesinde geçen”Köroğlu’nun

babası Yusuf, attan iyi anlardı. Çünki beyliğinde hep bu atlara binerdi...” ifade­

si, Köroğlu’nun babasının beyliğini işa­ ret etmktedir. 21

Köroğlu’nun menşei ile ilgili mü­ nakaşalar

Köroğlu’nun doğum ve babasının kör olması ile ilgili konular üzerinde yo­ ğunlaşmaz. Ancak, isim alması, onun şahsiyet bulması ve ası1 mücadelesine başlamasına sebep teşkil eder. Zira Kö­ roğlu’nun Batı anlatmalarında, mücade­ leye başlama sebebi olarak, babasının intikamını almak düşüncesidir. Köroğ­ lu’nun zuhuru ile ilgili anektodlann dı­ şında bu maksat üzerinde yoğunluk gö­ remeyiz.Bu da, Köroğlu’nun şahsiyet bulmasına, destan kahramanı olarak or­ taya çıkmasına sebep olmak yerine, Kö­ roğlu ismine kaynak bulma adına anlatı­ lan bir epizottur. Sadece ismin halk eti­ molojisinde izah tarzıdır. Kaldı ki birçok araştırmacı Köroğlu’nun tarihi kaynak­ larına dair bilgiler de vermektedirler. Zeki Velidi Togan, Fuad Köprülü Türk- Sasani mücadelesini kaynak gösterir­ ken, Ziya Gökalp Gazneli Mahmud’u Kö­ roğlu’nun prototipi olarak kabul eder.Jurmunsky ve Zarifov ise, Köroğ­ lu’nun bir hükümdar,bir kahraman, aynı zamanda âşık olduğu üzerinde görüş be­ yan ederlerler. 22

Türk destan geleneğinde yer alan kahramanlar, aileleri, doğumları ve şah­ siyet bulmaları yönü ile aynı standart özelliğe sahiptirler. Burada iki farklı destan kahramanı görmekteyiz. Bunlar­

dan birisi Batı Türk grubu anlatmala­ rındaki Köroğlu ve Kazak Türkleri ara­ sında anlatılan Kazan Tatarlarının m destan kahramanı Er Tarğm’dır. Bu iki destan kahramanı daher hangi bir asa­ let ünvanı taşımazlar. Zira Köroğlu, bir seyisin oğludur, Er Tarğın ise memleke­ tinde birisin öldüren, suçlu olduğu için Akşahan isimli Kırım Hanına sığınan bi­ risidir. Destan kahramanın, nerede doğ­ duğu, nasıl doğduğu, nasıl büyüdüğü ve nasıl destanı şahsiyet kazandığına dair bilgi bulunmaz.23 Dolayısıyla bu iki kahraman geleneksel destan kahraman tipine uymamaktadır.

Türk destan geleneğinde, destan kahramanlarının kendilerine mahsus standart özellikleri bulunmaktadır. Bun­ lar şu ana başlıklar altında toplanabilir: a. Destan kahramanları aristokrat bir aileye mensupturlar. Ailesi. Genellik­ le baba tarafı bey, hükümdar gibi asalet Unvanları taşırlar.

b. Destan kahramanları ailenin zor durumda olduğu bir dönemde doğarlar. Kahramanın ailesi ya çocuklarının olma­ masından dolayı sıkıntılıdırlar, ya müca­ dele edecekleri dış kuvvetler karşısında yardıma ihtiyaçları vardır, ya da bir kö­ tülükten korunmak mecburiyetindedir­ ler.

c. Destan kahramanları çoğu kez olağanüstü şekillerde doğarlar. Destan kahramanları ya bir azizin türbesini zi­ yaret sonrası, ya aç doyurup çıplak giy­ dirmek suretiyle sevap kazanmak sonu­ cunda, ya bir ermiş-evliyanın himmeti ile ...

d. Destan kahramanı doğumundan sonra olağanüstü bir süratle büyürler. Bazan Oğuz’da olduğu gibi hemen et yer veya kâfir olduğu için ana sütü emme­ mesi gerektiğini bilecek kadar bilge, ya Köroğlu’nun t-Türkmen rivayetinde ol­ duğu gibi 8-10 yaşlarındayken güçlü ol­ mak, ya da Manas’ta ve Boğaç’ta olduğu

(7)

gibi kendi akranları arasında tebarüz et­ mek şeklinde olabilir.

e.Destan kahramanları özel bir tarzda şahsiyet bulurlar. Yusuf Beg'de olduğu gibi rüyada evliya ve sahabeler ile musahebe sonucu, ya Battal Gazi’de olduğu gibi bir emanetin ulaştırılması neticesinde, ya da Köroğlu’nda olduğu gibi olağanüstü bir gayretle çalışma neticesinde olabilir.

f. Destan kahramanları doğuştan itibaren kahraman yaratılıştadırlar.

g. Destan kahramanları özel bir şekilde isim alırlar ve isimleri kutsan­ mıştır.

Sonuç olarak, Köroğlu Doğu ver­ siyonu itibariyle geleneksel Türk destan kahramanı yapısına uymaktadır. Batı versiyonu bu yapıya uygunluk göster­ mez. Köroğlu’nun doğu versiyonunun esas aldığımız takdirde bu yapısı ile geleneksel destan kahraman tipine uy­ duğunu görürüz. Bizim kanaatimiz , Köroğlu’nun babasının gözlerinin kör edilmesi, tarihin hafızasından silinmiş olan Kür kelimesinin görmez anlamın­ daki kör kelimesi' ile değişmiş ol­ duğudur. Zira Dede Korkut’ta geçen Kür kopmak söyleyişi ile coşkun anlamında halen kullanılmakta olan ve bir nehrin ismi olan kür kelimesi bize rehberlik edecektir. Ancak, dışa karşı mücade­ lenin hikayesi olan destanlar, milletlerin içe yönelik çatışmalarının, hatta insanın kendi iç hesaplaşmasının hikayesi olan hikaye tarzına dönüşmesi, Köroğlu’nun aslî yapısının bozulmasına sebep olmuş­ tur.

DİPNOTLAR:

♦Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesince düzenlenen Karşılaştırmalı Edebiyat

Araştırmaları Sempozyumu I lI ’te tebliğ

olarak sunulmuştur.

1 Lord RAGLAN, Geleneksel Kahram an, (Çev. Metin EKÎCİ), Millî Folklor, C:5, S:37 (Bahar 1998), s.126-138.

2 özkul ÇOBANOĞLUJLord R aglanm Batı

Halk Kahramanı Kalıbı Açısından Oğuz

Kağan ve Er Töştük Destan Kahramanları­ na Bakış, Umay Günay Armağanı, Anka­

ra 1996, s.202-209

3 A.Zeki Velidi TOGAN, Oğuz Destam-Re-

şideddin Oğuznâmesi, Tercüme ve Tahlili, İstanbul 1983, s.17-19

4 Naciye YILDIZ, Manas Destanı (W.Rad-

loff) ve Kırgız Kültürü ile İlgili Tespit ve Tahliller, Ankara 1995, s.537-539

6 Muhtar AVEZOV, Folklor Yazılan, (Hazır­ layan A.Abbas ÇINAR) Ankara 1977, s.194 6 AVEZOV, a.g.e., s. 194

7 V.BANG-R. ARAT,Oğuz Kağan Destanı, İstanbul 1986

8 AVEZOV,a.g.e., s.195-209; Cafer BEKIROV,

Kırımtatar Halk Ağız Yaratıcılığı, Taş­

kent, 1991, s.73-74, 9 Avezov,a.g.e., s.195-208

10 Haşan KÖKSAL, Battalnamelerde Tip

ve Motif Yapısı, Ankara 1984

11 AVEZOV,a.g.e., s. 227-228; C. BEKİ- ROV,Tatar F o lk lo r u , Taşkent 1975, 27-29 12 Metin ERGUN, Alıp Manaş, Konya 1977,

s.96-146.

13 Fatma ÖZKAN (Hazırlayan), A ltın A n ğ , Ankara 1977, s.34-...

14 Abdulkadir ÎNAN, Makaleler ve İncele­

meler , Ankara 1987, s.86-98

16tbrahim DİLEK, Er Samır D estan ı, An­ kara 1997, (G.. Sosyal Bil.Ens.Basılmamış Yüksek Lisans Tfezi), s.97

16 Orhan Şaik GÖKYAY, Dedem Korkud’un

Kitabı, İstanbul 1973, s.4-5

17 GÖKYAY, a.g.e., s.30

18 Daha geniş bilgi için bkz. GÖKYAY, a.g.e., s.CXLI-CLXXIX

19 Köroğlu, 15-40

20 Daha genifc bilgi İçin bkz. Dursun YILDI­ RIM, Köroğlu Destanının Orta Asya Hiva

yetleri,Köroğlu Semineri Bildirileri,

Ankara 1983, s.103-114.

21 Ferman ALAN, İslahiye Gögebakan Folklo­

ru, Ankara 1998 (G.Ü.G.E.F.Ttlrk Dili ve Ed. Eğt.Bl.Mezuniyet Ttezi)

22 Köroğlu’nun menşei ve farklı anlatmaları konusunda geniş bilgi için bkz. Dursun YILDIRIM, Köroğlu Destanı’nın Ortaasya

Rivayetleri, Köroğlu Semineri Bildirile­

ri, Ankara 1983, 8.103-114; Fikret TÜRK­

MEN, Köroğlu’nun Özbek ve Ermeni Var­

yantları, Köroğlu Semineri Bildirileri,

Ankara 1983, s. 83-90; Köroğlu Hikayelerinin Yayılma Sahaları ve Menşe Meselesi, Beşinci Milletlerarası Tür­

koloji Kongresi-Tebliğler II. Türk Edebiyatı, C:2, İstanbul 1988, s.555-565;

îsa ÖZKAN, Köroğlu Destanında Kah­

raman ve Atının Doğuşu ile ilgili M otif lerin Tahlili, Türk Dili, C: S: , S. 223-LJt:i

23 AVEZOV,a.g.e., s. 209-221

Referanslar

Benzer Belgeler

Milli Folklor.. Moğol boyları ile karışarak yeni kavim- ler meydana getiren Türk Toplulukla-. rından Kırgız ve Kazak

se- beplere bağlı olarak tertiplenen toylar (6) Gül ile Bilbil Hikayelesi'nde de görül- mektedir: Nasıl' Şah, oğlu Bilbil doğdu­ ğu zaman kırk gün kırk gece toy

Kambur Batır Destanı'nın kahramanı Kaınbarm atı yeri hiçbir varlıkla doldurulrnayacak derecede önemli olmasına rağmen Köroğlu'nun atı gibi olağanüstü özel-

Şokan [ene Öner (Şokan ve Sanat) adlı eserde ise Manas kümbetinin resmi (191) ve altında kısa bilgi verilmektedir. Sebemkızı Agataev tarafından yazılan, Terennen Tartqan

Resul eydür: Gel yenime gir hamâm Bunda geldin uş işin oldı tamam Çün gögercin girdi (Resul) yenine Sen bak imdi Tanrı’nın takdirine Bin doğan gelürse virmeyem seni

Genços- mano¤lu eserine, kendi a¤z›ndan söylen- mifl tek dörtlükten meydana gelen bir “Besmele”, üç dörtlükten meydana gelen “Dilek” ve yine üç dörtlükten

Rivayetlerden ikisi Kırım'da Radloff (Proben C. VII) ve Molla Mehmet Osmanof tarafından derlenmiştir. Diğeri ise, Zarif Taşkendi tarafından derlenen

müddet sonra Çora Batır Kazan'a gelir ve Koluncak Batır'ın misafiri olur.. Birgün Çiğali Han'ın kızı Sarı Hanım batırlara emir verir, meydana da ok atmalarını