A K Ş A M
F ik ir ve S a n at E s e rle ri kanonundan so n ra
Teraimeler azalarak, yerli
müellifler korunarak mı!
---- — — — i—
I. — ... —
—K a n u n a u m u m î b a k ış — S a n a t z e v k i y ü k s e ld i
--- «K
A r t ı k m u
-h a rrir y e tiş e b ile c e k m i ? — T e r c ü m e le r d e n
ş ik â y e t e d e n le r n e is tiy o r la r ?
Varlık Dergisi ve yaymlariyle
memlekete yeni edebiyatımızı,
genç sanatkârları tanıtıp sev diren Yaşar Nabi’den, yürürlü ğe giren Fikir ye. Sanat Eserleri Kanunu hakkında düşüncelerini sordum. Bugünkü fikir ve sanat durumunu, muharrir - okuyucu münasebetlerini en iyi bilenler, den biri olduğuna şüphe etme diğim Yaşar Nabi’nin düşünce lerini yazıyorum.
Kanuna umumî bakış — Umumî olarak bu yeni ka nun hakkında ne düşünüyorsu nuz?
— Bu kanunun fikir ve sanat hayatımız için hayırlı bir eser olduğu muhakkak. Çünkü, bu
güne kadar, mânevi mülkiyet
hakkı bizde pek ihmale uğramış bir halde idi. Vatandaşın on paralık maddî menfaatini sıkı sıkıya koruyan kanunlar ne ya zık ki yıllarca sürmüş çalışma
ların mahsulü bir sanat veya
fikir eserini korumaktan âciz
kalıyordu. Müeyyideler yoktu.
Bu yüzden de mahkemelere in tikal eden bu çeşit ihtilâflar karşısında hâkimler müşkül du rumda kalıyorlar, hak sahibinin
aşikâr haklarını koruyacak
madde bulamıyorlardı.
— Yeni kanun bu gibi ihtilâf larda hiçbir tereddüde yer ver-
miyecek kadar mükemmel ve
kusursuz mudur?
— Temenni edelim ki böyle olsun. Belki hukuk anlayşımı. zm kıtlığındandır, , içinden pek j kolaylıkla çıkamadığımız mad delere rastladık. Bazı suallerimi zi cevapsız bırakan eksiklikler de yok değil. Bunlar, herhalde zamanla ve içtihatların teşek külü yolu ile halledilecek küçük aksaklıklardır.
Yalnız kanunun bir noktası nı kifayetsiz bulduğumu gizlc- miyecefim. Türk sanat ve fikir adamlarının bakların;n korun ması babında gösterilmiş olan j titizlik neden başka memleket
Yaşar Nabi Nayır lerin hak sahiplerine de teşmil edilmemiş? Bildiğiniz gibi 28 in ci madde gereğince neşri tari hinden itibaren on sene geçmiş her eser, sahibine sorulmadan ve hiçbir hak ödenmesine lüzum kalmadan dilimize çevrilecektir.
Halbuki milletlerarası teamül,
bütün milletlerde bu haklara
tam bir eşitlik gözetmektir. Yâ ni bir müellifin haklan, kendi
memleketinde olduğu gibi, di
ğer memleketlerde de ölümün den elli‘'sene sonrasına kadar muteber sayılır. Bir eserin şöh
retini .bütün dünyaya yayması için çok kere on yıldan da faz la zamana ihtiyaç olduğu gözö- ünde tutulursa tercüme husu sunda lieşriyat müesseselerimi- ze hemen hiçbir tahdit konul mamış demek oluyor. Olsa olsa
bu madde ancak gazetelerle
dergilere biraz müşkülât çıkar
makla kalacak, fakat tercüme
eser yayımını hiçbir suretle mü teessir etmiyecektir.
Artık nıuharir yetişecek mi? — Bu kanundan sonra tercü meler azalacak, telif eserler ço ğalacak mı? Yâni muharrir ye tişecek mi?
— Telif Hakları Cemiyeti baş ta olmak üzere bu kanunun çı karılması uğrunda hararetli bir mücadeleye girişenler, her şey den evvel tercüme bolluğu kar şısında yerli müellifleri korumak onlara yeni iş sahaları açmak ı gayesiyle hareket ediyorlardı. O sıralarda belirttiğim gibi şahsan hiçbir zaman bu çeşit hayallere ; kapılmadım. Bu kanunun temin ettiği haklardan yerli edebiya- | timiz lehine bir gelişme bekle mek abestir. Zira kanun tercü
me eserlerin neşri hususunda
pek sıkı kayıtlar koymamıştır. Ama k03Tnuş olsaydı bile, bir ı naşirin, yerli bir müellifin sa
tılmayacak bir eserini hattâ
bedava verse bile neşretmeğe
(Arkası sekizinci sahifede)
Memur Alınacak
Türkiye Garanti Bankasından:
Bankamız Haricî Münasebetler Servisinde çalıştırılmak ü-
zere memur alınacaktır. Müracaat edeceklerin İngilizce,
Fransızca ve Almanca dillerinden birini bilmesi şarttır. Bir Bankada çalışmış veya meslek tahsili yapmış olanlar tercih
edilecektir. Hizmete alınacaklardan, Bankadaki mesaileri
müspet netice verenler, kısa bir zaman içinde staj için Av- rııpaya gönderileceklerdir. İlgililer, daha fazla malûmat al mak için 15 Ocak 1952 akşamına kadar, lüzumlu belgeleriyle
birlikte İstanbul Galatadaki Umum Müdürlük bürolarına
mü caat edebilirler.