• Sonuç bulunamadı

Dünün 'One Man Show'u:Meddah

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dünün 'One Man Show'u:Meddah"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

C o u rte sy o f G a le ri A lfa

Üstte, J. Brindesi’den Bursa Pınarbaşı’nda bir kahvehane (1855-60). Hem ortaoyuncu, hem meddah Kadri Bey, Tuzsuz Deli Bekir (üstte sağda) ve Kuyumcu Elmasyan Efendi kıyafeti ile (sağda). / A coffee­ house at Pınarbaşı in Bursa by J. Brindesi in 1855-60 (above). Kadri Bey, an actor and meddah, dressed as Tuzsuz Deli Bekir (above right), and as the jeweller Elmasyan Efendi (right).

deyim meclise bir kıssa beyan / Kıssadan hisse a-

la ârif olan!” dizeleriyle veya bir dörtlük okuyarak

adeta sahne perdesini açar; “Râviyan-ı ahbar ve

nakilânı âsâr şöyle rivayet ve bu gûnâ hikâyet e-

derler ki...” dedikten sonra, topluluğun kavrayış

düzeyini de dikkate alarak öyküye geçerdi. Dinle­

yicilerin, benzerlikler bulup alınmamaları için de

“İsim isime, meslek mesleğe, semt semte benzer.

Geçmiş zaman söylenir, yalan gerçek dinlenir,”

der; öyküsünü “Her ne kadar sürç-i lisan ettikse

affola. înşaallah gelecek defa daha güzel bir hikâ­

ye söyleriz!” diyerek noktalardı.

s c a rf could se rve as a flag, sail, o r horse’s mane, and the stick as a horse, flute, sword or rifle.

W hen the meddah arrived, the crowds w ould quickly gather, and he would begin his act by greeting the audience, and declaring, ‘Let me tell a story to the assembly, and the w ise man see the moral of my tale.' Then he would speak the introductory words, 'Narrators of chronics and legends relate that... ’ and embark on the first story, chosen to suit the level o f sophistication o f his audience. So that his listeners should not take offence at any unintentional resemblances, he would say, 'Names, o c c u p a tio n s and n eig h b o u rh o o d s resemble one another. I speak o f the

(3)

Son meddahlardan Belediye Kantar Memuru Kadri Efendi, hikâyelerinden biri­ ni sunuyor (altta). 20. yüzyıl başlarının en tanınmış meddahlarından Suru- r î nin bir karikatürü (sağda). / Kadri Efendi, a muncipal official and one of the last meddahs, is seen here during a performance (below). A caricature of SururT, one of the best known meddahs of the early 20th century (right).

Osmanlı dünyasında iz bırakan ünlü meddahların ilkleri

olarak Fatih’in (1451-1481) sarayındaki bir Kıssahan ile

Balaban Lâl ve Ömer adlı iki nedim saptanıyor. 16. yüz­

yılın en meşhur meddahları ise Lâlin Kaba diye ünlenen

Bursalı Mustafa Baba, Meddah Eğlence ve Derviş Haşan

imiş... Meddah Eğlence ve Cenanı Efendi, III. Murad’ı

(1574-1595) kahkahaya boğar; Nakkaş Haşan ile Çokye-

di Reis ise ölüyü güldürecek taklitler yaparlarmış.

1601’de Bursa’da ölen Lâlin Kaba’yı, tipik meddah kıya­

fetiyle gösteren bir minyatür günümüze ulaşmıştır. 17.

yüzyılın ünlü meddahları Kurbanı Ali Hamza, Şerif Çe­

lebi ve Tıflî’dir. IV. Murad’ın nedimlerinden olan ‘Sansar

Mustafa’ adlı meddah öyküsünde Tıflî Çelebi şöyle tanı­

tılıyor: “Sultan Murad hazretlerinin Tıflî Efendi namında

bir akıllı musahibi vardı. Padişah her daim onunla işret

eder; tebdile çıkmak istediklerinde beraber tebdile gi­

derdi. Anlattığı sergüzeştlerden Sultan Murad ferah ve

şad olurdu.”

past, and whether fact or fiction, hear me out.' W hen the story was over, he would conclude, 'If I have made any slip of the tongue, forgive me. If God permits I will tell a better tale next time.'

Among the earliest meddahs whose names have gone down in history are Balaban Lâl and Ömer, who served as men-in- waiting at the court o f Mehmed II (1451-1481). In the 16th century the most famous meddahs included Meddah Eğlence, Derviş Hasan and Mustafa Baba of Bursa, whose nickname w as Lâlin Kaba. Meddah Eğlence and C enanî Efendi are reported to have made Murad III (1574-1595) roar with laughter; while Nakkaş Hasan and Çokyedi Reis was said to be capable o f making the dead laugh with their mimicries. Lâlin Kaba, who died in Bursa in 16 0 1, is depicted in a minia­ tu re showing him in the typical costum e o f a meddah. Famous 17th century meddahs were Kurbanı Ali Hamza, Şerif Çelebi, and Tıflî. The latter was a man-in-waiting to Murad IV (1623-1640), and is described in the meddah story entitled

8 0

(4)

C o u rte sy o f U ğur G ök ta ş

Tıflî’yi bütün zamanların en mahir meddahı gösteren,

serüven anlatmada çağdaşı Kırımî’nin de Tıflî’den geri

kalmadığını yazan kaynaklar vardır.

Osmanlı meddahları ve bunların hüner sergileyişleri ko­

nusunda, Evliya Çelebi’nin, 17. yüzyıl ortalarında yazdı­

ğı ‘Seyahatname’ önemli bilgiler içermektedir. “Esnaf-ı

hoşsohbet mukallitler” bahsin­

de, Kör Hasanzade Mehmed

Çelebi’yi, Şebek Çelebi’yi, Şen-

gül Çelebi’yi, kardeşi Suma Çe­

lebi’yi, oğlu Ablak Çelebi’yi ta­

nıtarak, bunların köpeğin kö­

pekle, kedinin kediyle, sıçanın

gelincikle kavgalarını, horozun,

kazın, turnanın, ördeğin,

tavu-Münif Fehim’in çizgileriyle 20. yüzyılın ha­ çında kahvehanede bir meddah ve seyircileri (üstte). Yine aynı döneme ait Sami Bayar’ın bir çizim i, kahvehanede meddah (sağda). A meddah performing in a coffeehouse in the early 20th century in a drawing by Mlinif Fehim, known for his pictures of tra­ ditional Istanbul life (above). A drawing by Sami Bayar of a meddah in a coffeehouse dating from the same period (right).

Sansar Mustafa: 'His majesty Sultan Murad had a clever com­ panion named Tıflî Efendi. The sultan always used to drink with him; and when he went out in disguise they would go together. The adventures Tıflî related made the sultan merry and lighthearted.'

Contemporary sources describe Tıflî as the greatest meddah o f all time, and another meddah named Kınmî as comparable in skill. Evliya Ç e le b i, w ritin g in the m id-17th century, says th a t outstanding med-

dahs such as K ö r

H asan za d e M ehm ed Ç e le b i, Ş e b e k Ç e le b i, Şengül Ç e le b i and his brother Suma Çelebi and his son A b la k Ç e le b i could mimic a dog fight, a cat fight, and a rat fight­ ing a weasel: the sounds m ade by a c o c k e re l, goose, crane, duck, hen, sparrow and nightingale:

(5)

M f M f r ^ S P A IN

■ssir LfSgH

ITAlt W -MMO B R A IIt3<

'VC£^<^‘CC

.

tri-T

\ V e li E ffcn d i Ghidisch

\ Melih A.AV1 Bkndl » OdllUn

19. yüzyıl sonunda İstanbul’da kahvehane önü (üstte ve sağda). Taj plaklarda Meddah Sururî ve Meddah Aşkî (sağda). / An Istanbul coffee­

house at the end of the 19th century (above and right). Phonographic recordings of Meddah Sururî and Meddah Aşkî (right).

ğun, serçenin, bülbülün ötüşlerini, cümle ya­

ratıkların seslerini kusursuz taklit ettiklerini;

Çakırcızade Süleyman Çelebi’nin, kadı huzu-

aında bir davayı canlandırırken on bir kişiye

ayrı ayrı öykündüğünü, izleyenlerinse gül­

mekten buaınlarının kanadığını anlatır.

18. yüzyılda Şermî, Sandalcı Halil, Şekerci Salih,

Zülüflü İbrahim Çelebi, nükteli menkıbeler anlata­

rak meclisleri eğlendirmişlerdir. 19. yüzyılın unutulma­

yan meddahları Kör Osman, Aşık Haşan, Piç Emin, Na­

zif, Sadık Efendi, Emin Efendi, Kız Ahmed, Camcı İsma­

il, Sürurî, Aşkı, ismet, Lüleci Mehmed, Tevfik Bey ol­

muştur. Kör Hafızlar denen iki meddah ‘Alâ sergüzeşt

nakleder, münasip beyitler okurlarmış’. Hacı Müezzin,

Arap, Laz, Arnavut, Frenk, Rum, Ermeni, Yahudi taklit­

lerinden başka Türk şivelerinin her türlüsüne, Rumeli

çıtaklarına, Boşnaklara da öykünürmiiş. Ayvazoğlu’nu

dinleyenler, yanlarında değirmen döndüğünü zanneder­

miş. Bu sanatı, 20. yüzyıl başına kadar taşıyan son med­

dahlardan ‘Yağcı İzzet’in Galata Köprüsü’nü, üzerinden

geçenleri, dilencileri, memurları, satıcıları, sırık hamalla­

rını, tramvayları, iskelelerine yanaşan kalkan vapurları

sesleri, gürültüleri, düdükleri ile canlandırışı meşhur­

muş.

in sh o rt th a t th e y could perfectly imitate the sounds of every creature; and that when Çakırcızade Süleyman Çelebi gave an account o f a judge presiding over a court case, he imitated the voices o f eleven dif­ ferent characters, and the audi­ e n ce laughed so m uch th a t som e o f them suffered from

nose bleeds.

In th e I 8th ce n tu ry, Şerm î, Sandalcı Halil, Şekerci Salih and Zülüflü Ibrahim Çelebi amused gatherings with their patter, and celebrated 19th century meddahs w e re K ö r O sm a n , A ş ık H asan, Piç Emin, Nazif, Sadık Efendi, Emin Efendi, Kız Ahmed, Camcı İsmail, Sürurî, Aşkî, İsmet, Lüleci Mehmed, and Tevfik Bey. Tw o meddahs called the Kör Hafızlar are recorded as ‘telling wonderful stories and reciting appropriate couplets'. Hacı Müezzin imitated all kinds o f accents, including those o f Arabs, Laz, Albanians, Europeans, Greeks, Armenians, Jews, and Bosnians, as well as Turks. Ayvazoğlu was such a skilled mimic that he could make the audience think there was a millwheel turning in the room. O ne o f the last o f the tradi­ tional meddahs, Yağcı İzzet, who was still performing in the early 20th century, used to give astonishing imitations o f the sounds o f Galata Bridge: not only the beggars, clerks and street vendors passing over the bridge, but the trams crossing it and the horns and whistles o f ferryboats arriving at the

quays next to it •

Courtesy o f Uğur Göklaş

* Necdet Sakaoğlu, yazar. * Necdet Sakaoğlu is a w riter o f numerous books on historic subjects.

8 3

S K Y L IF E E K İM O C T O B E R 2 0 0 1

Kişisel Arşivlerde Istanbul Belleği Ta h a To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Genel olarak, simektit, illit, kaolen, klorit, halloysit, dikit kil tiplerini içeren topraklarda yükseklik ve organik madde- kil miktarı (%) içeriğinde önemli bir ilişki

Elli yıl gibi bir süreç içinde spor nitelik de­ ğiştirip parayla bütünleşirken, daha kapsam­ lı bir alan olan politikada neler oluyordu.. Politikaya atılanlar,

S ahaflariçi tenhaydı, daha kapıda eski Mısırçarşısı’ndan sıçramış bir damla gibi küçük bir dükkân, eski zengin şarkın, kökü kimbilir ne­ reye

請比較 short interfering RNA (siRNA)與 microRNA (miRNA)相同及相異之處?(8%)4. 核酸透過 DNA

Helminths were col- lected from the large and small intestine, urinary bladder, lungs and body cavity mesenteries (Table 1). No individual host harbored more than 6 helminth

Jeolojik tarihin kendi içinde de, 543 milyon yıl önceki Kambriyen Patlama neden daha önce olma- dı, Kambriyen’in başında kireç kavkılı omurgasız- ların aniden ve

Bilinçli farkındalık felsefesinin yabancı bir kültür felsefesine dayanması ve yapılan araştırmalar sonucu Türkçe yazının anket formunun hazırlandığı

Devrini yasamış olan, veya onu takip eden zamanın bazı İslâm tasavvufçuları, onun din akidesi­ ni küfre yakın görürler.. Yâni kalb evin