• Sonuç bulunamadı

Bizde edebiyat var mı, yok mu?:Yeni nesil hamisizdir. 17 yaşlı gencin boynu bükük:Mehmet Emin Bey başı güneş haleli sahici bir Musadır

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bizde edebiyat var mı, yok mu?:Yeni nesil hamisizdir. 17 yaşlı gencin boynu bükük:Mehmet Emin Bey başı güneş haleli sahici bir Musadır"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bizde edebiyat var mıy yo k m uf

______________

"TT-Y eni nesil hâmisizdir. 17

yaşlı gencin boynu bükük

Mehmet Emin bey başı güneş

haleli sahici bir Muşadır

“ Bu toprağın kızı,, müellifin­ den mektupla anketime ce­ vaplar istemiş­ tim.. Akagün- düz Bey An- karadan sual­ lerime şu güzel cevapları veri­ yor:

— Edebiyatı cedideden iti­

baren tanıdığı- A k a GUndUz bey

nız edebî hüviyetler arasında

kimlerin istikbale intikal edeceğini tahmin ediyorsunuz?

— Knstalize olmuş bir edebî devri tam manasile temsil etme­ leri itibarile Fikret ve Halit Ziya, bir cemiyet devrini ifade etmek

itibarile Hüseyin Rahmi, sonra

Yakup ve nihayet sahici bir

ölmezlikle eren millî büyük edip Refik Halit.

2 — Yeni nesli nasıl buluyor­ sunuz? Bunlar içinde en beğen­ diğiniz kimlerdir?

— Yeni nesli üçe ayırıyo -

rum. Birinciler kültürsüz bir tak­ litçiliğe kurban gidiyorlar. İkinci­

ler marazilikten zevk alıyorlar.

Fakat üçüncüler hem büyük ek­

seriyeti teşkil ediyorlar, hem

yarınki olgun edebiyatın malze­ mesini hazırlıyorlar. İzmirde, Mer­

sinde, konyada filân çıkmakta

olan mecmualara dikkat ediniz

yep yeni bir manzara önünde

bulunduğunuzu anlarsınız. Bu

nesil her gün bir az daha fazla

bir hamle ile kültürsüzlükten

sıyrılıyor. . Kültür , \ edebiyatını

hem kalorisi hem vitaminidir.

Yalnız yeni nesil bakımsızdır,

hamisizdir. Kimleri beyeniyorum? Bir çok sevdiklerimle beni bozuş- durmak mı istiyorsunuz? diğer­ lerinin bana küsmemelerini ilti­

mas ederseniz yalnız iki isim

söyleyeyim: Nazım Hikmetle Ke-

maleddin Kami. İki ayrı yolda

yürüyen bu iki halisüddem şair

sadece yarma değil, fakat öbür

güne de] hakim olacaklardır.

Nazım Hikmetin büyük bir şair olduğunu bundan on dört sene

evvel kendisine ilk defa ben

haber vermiştim. O falcılığımdan

şimdi duyduğum mağrur zevkin

ölçüsü yoktur.

Kemaleddin Kâmi’ye gelince, hani yer altında gizli akan büyük nehirler varmış da her hangi bir gün bir yerden patlak verip yer

( Devamı 2 nci sahifede )

Hidivin annesi

Ruhunu taziz için nakdî

teberruatta bulunacak

Dün Cenazesi Seyrisefainin

İzmir vapurile Mısıra nakledilen Hidivin validesi Prenses Emine hanım hali hayatında şehrimizde, bilhassa Bebekteki fakirlere mua­ venet ve şefkat göstermekle ta­ nınmıştı.

Belediye reis muavini Hâmit B., dün merhumenin cenazesini köşk­

ten vapura kadar teşyi etmiş,

şehir namına taziyette bulun­

muştur. ^ * v '-•'T -J* C

Haber aldığımıza göre, merhu­

menin küçük mahtumu prens

Mehmet Ali paşa, validesinin

ruhunu taziz etmek ve merhume­

nin arzusunu yerine getirmek

üzere ailesi erkânının şehrimizdeki hayır müesseselerine nakdi mua­

venette bulunacaklarını söyle-

roiştir.Mühim bir miktara baliğ ola­ cak bu teberruun tevzii ve hangi yerlere verilmesi münasip olacağı belediyemize terk edilecektir.

Bundan başka ötedenberi mer­

humenin henüz açılmamış olan

vasiyetnamesinde de gerek Mısıra, gerek memleketimize ait vakıfları bulunduğu söyleniyor.

f l l l l l l l l l f l I l l l l l l l l l l l l l l l l t l f l I l l l l l l l l l l l l l i m i l l M l f l I l I f l I l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l t t l I

40 kupon

numaralı biletle idarehanemizde tebdil edilmektedir.

İç sahifelerde buna dair neşredilen izahatı okuyunuz! • • .■ • ■ ııilllllllll| | | | | f| | | | | | | | | | | | | | )ia H IU H IU IflU II«llllllllllltllfllllflllllll| | | | | | | | | | | | | | | t| | | lH llllllim iH lllllllin «ll)llllllllim iIllftllllllll| | | | | | lt| | | | | tııtııı| | | | ia

(2)

25 Haziran 1931 1

'i-İBEBLERİ 1

Hoover’in teklifi

Fransız tamirat

siyasetini altüst

etti

Roma 22 — (A .A .) — Messa-

gero gazetesi, “ Amerikanın anî

bir hareketi,, ünvanmı verdiği

Amerikan teklifi hakkında uzun bir makale neşretmiştir.

Bu gazete, Young plânına do- kunulmaması esasına istinat eden

bütün Fransız siyasetinin altüst

olduğu mütalâasını serdetmekte- dir. Bilâkis, harp borçları ile ta­

mirat tabirlerinin! birbirine sıkı

sıkı bağlı ve yekdiğerine tabi ol­

duğunu iddia ede gelmiş olan

İtalya, bütün tahminlerinin tahak­ kuk ettiğini görmektedir.

Roma 22 (A . A ) — İtalyan ga­

zeteleri, M. H oover’in cesurane

ve mühim bir hareket telâkki

ettikleri teklifini uzun uzadiye

tefsir etmektedir. Gazetelerin ek­ serisi bu teklifi tamirat ve borç­ lar meselelerinin beraberce halli zaruretini ileri süren M. Musolini nin noktai nazarının kabul ve tes­ limi mahiyetinde addetmektedirler.

Fransız meb’usan meclisinde

istizah

Paris 23 (A .A .) — M. Blume’de

dahil olduğu halde 7 meb’us,

Hoover teklifi hakkında hükü­ metten iztizahta bulunacaklarını bildirmişlerdir. Bu hususta mec­

lisin Cuma günkü içtimamda

müzakere açılması muhtemeldir.

Brüksel, 23 (A. A .) — Nazırlar

meclisi Hoover teklifini tetkik

etmiştir.

Meclisin şarta tabi olmıyan

tediyattan kolaylıkla vaz geçile- miyeceği neticesine vasıl olduğu söylenmektedir.

La Haye’de yapılan itilâfnamenin yeniden beynelmileli müzakerelere girişilmeden tadil edilmesine imkân yoktur.

Kira yüzünden

Cerh ile neticelenen

bir kavga

Sinem köyünde Bilecik soka­

ğında oturan madam Anti ile

ayni evde bulunan Andriko efendi ev kirası yüzünden kavga etmişler

Andriko, madam Antiyi dövüp

bıçakla da yaralamıştır.

Kadının feryadı üzerine Andriko

yakalanacağını anlayınca evden

kaçarak Sazlıdere’ de A lek o’nun

kahvesine gitmiştir. Bu esnada

tesadüfen madam A nti’nin kocası K oço da kahvede bulunuyormuş, karısının yaralandığını anlayınca tabancasını çekerek Andrıkonun üzerine ateş etmiştir.

Kurşunlar Andrıkoya isabet

etmiş, silâh sesine yetişen polis- Andrikovu yaka-i-_ v

Bizde edebiyat

var mı, yok mu?

(Baş tarafı birinci sahifede ) yüzüne taşarmış. Kemaleddin de Bingöl dağlarının altında neban etmiş, gizli gizli akarak bir gün Ankara’da yer yüzüne ve gönlü­ müze taşmıştır. İkisine de (yaşasın)

diyeceğim amma, ikisinin de

beylik duaya ihtiyaçları yoktur, ikisi de radyum cevheri gibi kendi kendilerine yaşıyorlarlar.

3 — Bizde millî edip kime

derler ?

— Refik Halid’e derler.

Hüseyin Rahmi’ye derler. Yakup

Kadri’ye derler. Üstat Refik

hepimizi, üstat Rahmi mühim halk tabakalarını, üstat Yakup gönül­ lerimizin küsgün ve coşgun dal­ galarını ifade etmişlerdir.

4 — Mehmet Emin beyi millî şair diye gösterebilir misiniz?

— Anlaşılan, sizin bana

adamakıllı garazınız var.

Mehmet Emin bey; şiir ve şair

denilen geniş ölkenin ta öte

yakasında, başı güneş haleli bir sahici Musa’ dır. Kalemden asasını

ucu bucu bulunmaz engin dil

denizimize vurdu ve gür sesi ile

haykırdı : — Ey millet, ağzını

Osmanlıca açıp durm a! Kendi

dilinle kendine g e l !

Ve bugün kendimize gelmişiz- dir sanırım.

Hem hangi şaire peygam ber

dediler ?

*

* *

Siz bana bir alay şey sordunuz.

Kimine kaçamaklı kimine ap açık cevablar verdim. Şimdi müsade

ediniz, ben de size bâzı şeyler

sorayım:

Benim gibi devrini geçirmişle­

rin ettikleri ağız kalabalıklarını

toplayıp elalemi taciz edeceğinize

neden yeni edebi nesle destek

aramıyorsunuz ? Niçin onların

öksüz öksüz, anasız çil yavruları halinde dağınık kalmalarına göz yumuyorsunuz? Niçin kaleminizle bizi şamarlamaktan çekiniyorsmız?

Ben ilk şiirimi neşrettiğim

gün on altı yaşımda idim. Dev­

rimin üstatları hemen kolumdan

tuttular ve beni sille tokat kapı dışarı ettiler.

O n yedi yaşımda da ilk nefe­ rimi Sabah gazetesinde neşrettim. O zaman Hüseyin Cahit Sabahta çalışıyordu. Benim çocukça yazı­ larımı ve beni, zerre kadar incit- miyerek muntazaman derç ve ho­ cam Mehmet Ali bey vasıtasile daima teşçi etti. Ben hürriyeti ve edebiyatı Cahitten öğrendim.

Fakat bugünkü on yedi yaşlı

genç neden başı bükük ve eli

böğründedir?

Şatosu hendekli edebiyat dere

beylerine dönmüşüzdür, oraya

yeni bir kalem girmek isteyince derhal başına ok, karğı, gezer, yatağan üşürüyoruz. Sonra geli­ yorsunuz bizi söyletiyorsunuz. Ne­ den bir sefer de onları söyletmi­ yorsunuz? Ben de cevap isterim bunlara.

( Tercerae hakkı mahfuzdur)

ım ııııiH iıııııııııııııııııııııııııııııııiH iıııııııııııııım ıım ıııııııiH iıınııtıııil

(Z

İstanbul’un en gürbüz

Yeni müsabakamız

« l ! <*ftrıı$u?

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

j?

Referanslar

Benzer Belgeler

Reboull’u elde ederek Damad Mahmud Paşa ile Sabahattin Beyin emni yetle firar edebilmeleri için ter tibat almışlardır.. İşte bu sayede Aralık 1899 ta­ rihinde

Lupus vulgaris önceden tüberküloz basili ile karşılaşmış ve immunitesi yüksek düzeyde olan kişilerde gelişen, kronik , ilerleyici bir reenfeksiyon tüberkülozu formu

Yine akci¤er kanseri hastalar›nda yap›lan bir çal›flmada CA125 düzeyi ortalama 83±14.1 U/ml gibi yüksek bir seviyede saptanm›flt›r; benign akci¤er ve kontrol

Peruz işini bitirirken para smı almak için Hamdi'nin yanına uğramış. Hamdi’nin bir âdeti var: Oturduğu

O da şudur: Saraya mensup bir adamın akrabasından bi­ rini hastanede Doktor İbrahim bey tedavi eder ve hasta iyileşir.. Hasta­ neden çıkar çıkmaz saraya

Investigation of the underlying aetiology in cystic bronchiectasis should be considered when an adult presents with recurrent respiratory infections, bronchiectasis, and

Kongre'nin Bütçe İdaresi tarafından yapılan öngörülere göre ekimde başlayan mali yılda ABD'de yaşayan 28 milyon kişi hükümet tarafından verilecek olan gıda karneleri

Kültür tarihçileri ve arkeologlar, son dönemde Eroğlu’nun, “Allianoi sular altında kalmasın” diyen Tarkan’a “Kendi işine baksın” çıkışıyla gündeme gelen antik