77
u
C L12 M A R T 1967
Vû-Nû
w â l â ‘ıın ölümüne çok acıdım. O bizim devrimizin çok sevilen ” şöhretli yazarlarından biriydi. Ama, yazık, gerçek değeri kazandığı şöhret ve itibarın çok üstündeydi Hastalanmadan ön ce epeyi bir müddet köşesine çekildiğini hatırhyarak:
— Bir eksiği mi vardı?
Diye düşünüyordum. Hayır, yoklu. Tersine, hepimizin üs tünde biı çok meziyetlere sahipti Şairdi fıkracıydı, esprili idi. f| Türkçe» çok temizdi Dilini çok iyi bilir biç hatasız yazardı.
Vâlâ’nın her yazısı, klâsik Türkt.emiz için örnek alınacak değerdedir. Bir kelimeyi, o hangi mevkide, hangi mânada kul lanmışsa, doğrudur. Bir fikri, hang' tarzda ifade etmişse, şive ye en uygunu odur. Gramer ve Sentaks batası yapmazdı.
¡skiden güzel yazanların yanında, oir hatasız yazanlar vardı..
Es
Her hangi bir kelimenin nasıl kullanılacağında, hangi mâ- m-
-
M
nalara geldiğinde tereddüde düşerseniz doğrusunu onun
eserin-den anlayabilirdiniz.
■
Birkaç di) bilirdi. Geniş bir kühürii vardı. Ziya Gökalp’in V; Dil Devrhninde o da çalışmıştı. Öztıirkçeci idi ama, uydurma p Türkçeci değildi.
Dil meselesinde ifrat ve tefritlerin dışında idi. Bir aralık Averçenko’dan tercüme ettiği mizah tarzındaki hikâvt,eri biiyük bir rağbet kazanmıştı. Bn hikayelerde bilhassa Türkçenin ifade güzelliği, kıvraklığı, inceliği çok h ,ş - gidiyordu Ansiklopedik bil gisi genişti. Her konuda seiâhiyetie bahsedilecek zengin bir kültürü vardı.
Türk basınının onn ihmaline mutlaka bir taraf ararsanız, bu geniş kültürü bulabilirsiniz. Biı konuyu yazarken onun dı şındaki bir meseleye kolayca geçebiliyordu. Siyasetten, ziraate, seçimden, geçime, edebiyattan, ekonomiye atlayıveriyordu.
iy i bir hikayeci olduğu g r i i y i bir sairdi de.' Asıl mesleği ban kacılıkken muharrirliğe geçmes' bu şairliği yüzünden olmuştu. Hem i t pek romantik bir şiiri yüzünden; Ona bu meslek deği şikliğine sebep olan şiirinin adım hatırlıyorum: Gül’ün Sultan lığı»
Övünmeli miyim, özür mü dilemeliyim, bankacılıkta kal saydı, muharrirliğinden üstün bir maliyeci oluı muydu, tâyin edemiyorum? Ama. bundan nenim bir hizmetim yeya kabahatim vardır. Hikâyesini anlatayım:
tik dil inkılâbında Hececiler rahmetli Celâl Sahirin etrafın da toplanmıştık- «Numaralı kitaplar,>1 çıkarmaya karar vermiş tik. Kâı ederse, hepimiz bn kitaplarız ortağı olacaktık Bu sıra da hece vezni ile yazılmış «Gül'ün Sultanlığı» adlı bir efsâne elime geçti. Sahihi İtibarı MHP Bankasında genç bir bankacı idi!
Giil’ün Sultanlığını o kadaı beğendim kı, bu meçhul genç şair arkadaşın bizim kollektii kitapların ortaklığına '.¡atılmasını teklif ettim. Kabul, ettiler. Yuruf Ziya Ortaçla Bankalar Cadde sinde İtibarî Millî. Bankası şubesine gittik İlk defa yüzünü gör düğümü? VSIâV» btı telİSiFbıhizi soyNMik. Heyecanla; sevinçle ka bul etii.
Bu numaralı kitaplardan hiçbirimize, hiçbir pay düşmemiş ti ama. rahmetli Vâlâ ilk Önce kitaf rin r sayfalarına, oradan da Kâbı-âli’nin kucağına düştü. Tıkır tıkır maaşını aldığı İtibarı M'llî tankası şubesinden ayrılıp tediyesi her meslekten daha bo zuk olan yazarlığa geçtiği tarih nudnr.
D » hayat, bütün maddî sıkıntısına rağmen onun bohem mizacı na bankacılıktan daha uygot. gc'mtstı Biı hız!» Sovyet İhti lâlini yakından görmek için Nâzım HikmePle beraber Mosko va’ya «itti Orada biı üniversite tai.st.i yapıp bir daha geri dön- ır-mek üzere Türkiye'ye geb . Onunla biı çok gazetelerde kar şı karşıya yazarlık etmişimdir. Kendisini çok yakından tanıdı ğını için onu ölümü ile Türk Basınının. Türk edebiyatının, bilhassa lü rk dilinin nasıl bir değe kaybettiğini pek iyi biliyorum.
nahmett) Vâ-Nû yalnız Türkçenin çol değerli bir yazan olarak * ' anılmayacaktır. Dil devrimine hizmetlerinden başka artık eşi ne rastgehnediğimiz bir kıymetle dilini en hatasız yazan. lurk- çenin. «.* fesahatti, en müııakkah muharriri olarak sevgi ile, say gı ile, rahmetle anılacaktır.
M MttttMM BMM M MmM ttK im tm s
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi