• Sonuç bulunamadı

Siyah - Beyaz:Aşağıdan yukarıya

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Siyah - Beyaz:Aşağıdan yukarıya"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

- B E Y A Z

Aşağıdan Yukarıya

(Küçük Safine) iki mevsim­ lik ömründe bize dün peçe ilk defa olarak telif eser seyrettirdi. Arakadasınız Vodad Nedim T ö r’ün (Siyah-Beyaz) isim li Uç perdelik piyesiyle yine onun (Aşağıdan yukarı) isimli bir per delik komedisini oynadı. Komedi ilk önce temsil edildiği için biz de evvelâ ondan bahsedelim.

ism i Türkçenin şive ve edası bakımından beni biraz tereddüde düşüren bu (Aşağıdan saikan), sadece bir skeç. Dolmabahçe yo­ kuşunda dilenen üç dilencinin ön lerinden sadaka vererek - veya vermiyerek - m uhtelif çeşitte in sanlar geçiyor. Bunların konuş-

maları da dilencilere dünya hak kında ve mesleklerine dair söz­ ler söyletiyor. Vedad Nedim gi- bi olgun bir şahsiyetten ziyade yirm ilik bir delikanlının kalemi ne uygun düşecek olan bu ,skeç- deki dilencilerden birini Münir özkul cidden güzel canlandırdı. Fakat bu hüküm hemenrr ütema- diyen kendisinin sadaka kopardı ğına şehit oluşumuzun dilencilik başarısını görmemizin bir tepki si de olabilir...

Şimdi (Siyah -JB eyaz) a ge­ lelim. K arı - kooa®kıskançlıkları I mevzuunu daha evvel de ele al­ mış ve kıskanç kocalar tasvir et miş olan Vedad Nedim, bu sefer bir kıskanç kadın tipi halk edi­ yor ve kıskançlığın onda şuuru kemire kemire tamamen yok edi şini anlatıyor. Beyaz bu kadının ruhundaki temiz, tabii ve iyi ta taraflar; siyah, nihayet cinnete ve evlât katilliğine kadar giden kısımlar. Piyes de bu beyazların siyahlarla mücadelesinin ve si­ yahların beyazlara galebelerinin hikâyesi.

Y edi yu önce kocasının bir çapkınlığını yakalamış ve o za­ mandan beri mütemadi bir şüp­ he ve iztırap içinde yaşamış ka­ dın, hiç günah işlemediğini te­ min eden erkeğe karşı daimî şüp helerin buhranları içinde yaşaya yaşaya nihayet birdenbire cıldıra çaktır. İkinci perde de onun has tahaneden dönüşünü ve talâka

(2)

karar vermiş kocası tarafından affedilişini görüyoruz. “ A ffe d ili şini” dedim, çünkü ilk perdede göğsüne mütemadiyen bir mek­ tup sıkıştırıp onu kocasına ver­ meği reddetmiş olan kıskanç ka dınm kendisini kızlığından beri seven-büvadamarkarş i.âkayt bu lunmadığıpı .da. kocası „iki perde arasindü öğrenmiştir, ikin ci ve üçüncü perdeler arasında ise da ha çok şeyler olacak, kıskançlık illetinden şifa bulamıyan kadın bir kere daha hestahaneve girip çıkacak, kocasından ayrılıp ken­ disini şiddetle sevmekte^ devam etmiş olan ye zenginliği temin ı edilen öteki adama varacaktır.

Üçüncü perdede, eniştesinin etra fmda ilk perdeden itibaren fazla ca pervaneye benziyen genç kızı evin hanımı olmuş, yeğenine ta­ mamen sahip ve adam elini uzat sa - sabık eniştenin kollarına düşmeğe hazır görürürz. A z son ra yeni koca müsaade isteyip ziyarette bulunacak eski karısı­ na elinin değmemiş bulunduğunu ve onun hep kendisini sevdiğini temin ederek kadının çocuğunu görmek hususundaki ricasım se­ lefine bildirecektir. Bu garip zi yaretten ve iki erkekin birbirleri nl takiben ayrılışlarından sonra, apartmanda sade baldızla küçük kız kalmıştır, ve kulağımız kiriş tedir: Delinin geleceğinde şüphe miz yoktur. Aldanmış da değiliz, deli kadın hakikaten gelir, kendi sini içeri sokmamak isteyen kız- kardesini iterek içeri girer ve iki kadın arasında delinin haksız ol duğunu söylemek biraz güç olan ı bir kıskançlık sahnesinden sonra küçük hemşire çocukla anasını yalnız bırakıp uzaklaşır. Çocuk ilk önce annesinden kaçmak is­ miş, onun bütün kin ve gazapla- rını kamçılamıştır., sonra, masal dinlemek arzusuna mağlûp anası nm kucağına çıkar, kadın da da ha ilk perdenin başında pek can lı bir şekilde anlatmış olduğu ca dı masalını tekrar anlatmağa başlayıp daha hikâyenin boslan gıcmda yavrusunu boğuverir .

H ayli büyük olan çocuk hiç mücadele etmeden, ve van odada ki hemşire hanım kapıyı kırıp yetişemeden boğuluverecektir: kıskanç kadının artık herhalde e- bedî bir ikamet için tımarhaneye götürülmesinden önce son perde de iner.

“ Deliler tımarhaneden çok kolay ca, afiyet buldukları hakkında pek kolay raporlar alıp aramıza dönü­ yorlar” sözü, bu piyes hakkında

(3)

verilecek tek hüküm olabilir. “ E- ser budakar doktorca düşünülüp yazılmamalıydı, mevzu gündelik bir hayatın seyri içinde daha çok tafsilâtla işlenmeli, piyes kalırama m bir iki tıbbî fik ir için bir man­ ken halinden çıkarılıp k'ze daha iyi tanıtmalıydı, garabetleri hak­ kında tâ çocukluğundan itibaren bazı tipik misaller verilmeliydi.” , demek mümkün. “ Baldızın enişte sine aşkı ikinci bir mevzu ve çok kere piyesin ağırlık merkezini şa şırtacak kadar ağır " bir iiıevzü.‘ Bunu hazf etmeli ve bütün ışığı hasta kadının benliği üzerine çevir maliydi.” demek de pek mümkün.

ikinci derecede noktalar üzerin­ de de durmak ve meselâ “ aile dok toru karısının durumundaki tehli keyi ilk perdeden, kadının her an içeri girmesine intizar edildiği sıra da ne kadar rahat anlattı!” demek

de mümkün.

Fakat, bütün bu mümkünlere rağmen, piyes bana Vedad Nedim Tör’ün en kuvvetli eseri olduğu intibaını verdi. Her halde,canlı ve kuvvetli bir mevzu, alâkayı gev­ şetmeyen bir seyir takip ederek yürümektedir. Fakat temsilin mu vaffak bir intiba bırakmasında iki hemşirenin, hasta kadın ve onun yerini almış kızkardeş rollerini oy nayan iki sanatkârın hisseleri ha kikaten büyük, ilk perde nihaye­ tinde gözümüzün önünde çıldıran ve son perdenin sonunda yavrusu nu boğan hasta kadının temelini heıp ıstırap teşkil eden bütün de­ ğişmelerini, Ankara Devlet T iyat­ rosundan bu rol için celbedümiş olan Refia Rez hakikaten maharet ve kudretle hissetti ve hissettirdi. Diyebilirim ki, N eyyire N eyyir’- den sonra hiçbir kadm sanatkârı mızm halk edemiyeceği bir tip ya rattı. A ile yuvasında ablasından boş kalan bütün yere göz diken, bunun saiklerini içten içe düşünüp kendi kendini ayıplamağa nedense sevkedilmeyen baldız rolünde de Heyecan Başaran mükemmeldi ve zaafları nihayetsiz bir rikkat u- .yandırdı. Fazla sevilmiş fakat pek sevmemiş olan birinci koca ile o- nun tamamen aksi vaziyetindeki ikinci kocayı Asuman Korad’la Cahit Irga t oynuyorlardı ikinci koca rolünden aşağıya düşmedi, birincisi ise, belki muharririn de kabahati eseri olarak, fazla silik ve şaşkındı.

(4)

Mevzu tıbbî olduğu için müte­ madiyen tıptan bahsetmekle ödev li olarak hazır bulunan, büyük bir işe de varamayan doktoru A - gâh Hun temsil ediyor ve uzun boyu ile küçücük sahnede pek çok yer

alıyordu-îk i eseri, de sahneye koyanın Ertuğrul Muhsin olduğunu ve ze­ kâsının, zevkinin ve hâkimiyeti­ nin her an hissedildiğini ilâve e-, delim.

H

JpLİ

1

t

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hasan ile Hülya bahçeye çıktı.. Hasan

• Hastaların yaşlarına bakıldığında 45 yaş ve altındaki bireylerin sistolik ve diyastolik kan basıncı değerleri- nin diğer yaş gruplarına oranla daha yüksek olduğu

• Numune tatbik edilen plak, çözücü sistemi ile iyice doyurulmuş (süzgeç kağıdı yerleştirilebilir) İTK tankı içerisine yerleştirilir ve developman gerçekleştirilir..

[r]

• Orijinal olarak siyah-beyaz çekilmiş bir filme renk eklemek için belirli işlemler de yapılabilmektedir.. 1930’lardan önce sinemacılar genellikle boyama (tinting) ve

Karanlık oda, kontak baskı, film pozlama, siyah beyaz kart banyosu işlemlerini izlemeniz siyah-beyaz kart banyosunu kolayca kavramanızı

Aynı zamanda liberal, sol görüşlü ve laik düşüncede olan erkekler de kadınlara destek vermiştir (Mojab, 2001, s. 8 Mart 1979’da gerçekleşen bu protesto

Senin se- vilmemişliğinin ağırlığı öylesine arttı ve o kadar büyüttün ki kendini, benim buna katlanmam mümkün değildi.. Seni döndüremedim