• Sonuç bulunamadı

Küçük, ama has bir ressamın gerçek resimlerinden oluşan bir sergi:Fikret Mualla için birkaç sözcük

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Küçük, ama has bir ressamın gerçek resimlerinden oluşan bir sergi:Fikret Mualla için birkaç sözcük"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

12 ŞUBAT 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET

T

T-KULTUR

kultur@cumhuriyet.com.tr

Küçük, ama has bir ressamın gerçek resimlerinden oluşan bir sergi

JT

ikilet Mualla için birkaç sözcük

a

'uvaş, yağlıboya ve

desenlerden oluşan

çalışmalar 26 Şubat’a dek

Garanti Sanat Galerisi’nde

görülebilir. Yapıtların

büyük bir bölümü ilk kez

sergilenecek.

FERİT EDGÜ_________________________

Fikret Mualla, 26 Temmuz 1967 günü, sa­

baha karşı, Fransa’nın güneyinde Mane kasa­ basının düşkünler yurdunda yaşama gözlerini kapadı. Altmış dört yaşındaydı.

Ardından binlerce desen, guvaş, birkaç yüz de yağlıboya resim ve dostlanna yazdığı mek­ tuplar bıraktı. Fikret Mualla yaşamının son kırk yılını Fransa’da geçirdi. Sanatçı kişiliği­ ni bu ülkede buldu. Bugün, ‘Fikret Mualla res­

mi’ dediğimiz resimleri Fransa’da gerçekleş­ tirdi. Ama hiçbir zaman resim sanatınm yere­ li, evrenseli; Fransız’ı, Türk’ü olabileceğini düşünmedi. Herhangi bir akım içinde yer al­ madı. Hiçbir okula, hiçbir gruba katılmadı. Ama eninde sonunda bir Paris ressamıydı. Bu kentin insanlarını, barlarını, berberlerini, so­ kaklarını, ‘bordelTerini resmetti. Yaşamının son birkaç yılını geçirdiği, Fransa'nın güneyin­ de, resim üretimi karşılığında kendisine veril­ miş olan köy evi hariç, hiçbir zaman gönül ra­ hatlığıyla çalışacağı bir atölyesi olmadı. Yatıp kalktığı daracık hizmetçi odaları ya da kenar mahalle otellerinin odalarında gerçekleştirdi tüm resimlerini.

Boya bulamadığında desenler çizdi

Hiçbir zaman, hiçbir şeye sahip olmadı. Ne bir eve, ne bir kadma, ne bir kediye, ne bir kö­ peğe. Türkiye’de olsun, Fransa’da olsun onu se­ ven, ona yardımcı olmaya çalışan dostlan var­ dı. Bir de bağımlısı olduğu alkol. Dostlanna, iki eli boyada da olsa mektup yazdı. Alkolü ise yaşama karşı bir koruyucu melek bildi.

Türkiye’de de, Fransa’da da yolu, zaman za­

man akıl hastanelerine düştü. Ama o, burada Bakırköy’de, orada Sainte Anne Hastanesi’nde de sürdürdü çalışmalarını. Boya bulamadığın­ da desenler çizdi. ‘Dışardayken’, o korkunç delirium tramens’lerini yaşamadığı günlerde, her sabah, bir gece önceden hazırladığı kâğıt- lan önüne alıp kafasındaki ‘tablolar’ı gerçek­

leştirmeye koyulurdu. Genellikle, küçük boyut­ ta, bugün ‘A4’ diye adlandınlan mektup kâğıt- lanna. Ya da biraz daha büyükçe, kahvelerden topladığı sergi afişlerinin arka yüzüne.

Kimi kez bir portre, kimi kez bir çıplak; ki­ mi kez bir bar, Döme ya da Coupole kahvesi. Hayvanları insanlara yeğlediği günlerde, ayı­

lan, papağanları, tokat tavuklarını, babahindi- leri resmetti. Nevrozu ve alkol bağımlılığı, re­ simlerine hiç yansımadı.

Hiçbir deseninde, hiçbir resminde titreyen el izi yoktur. (Belki, son birkaç yılı hariç.) Dü­ rüst, tutarlı, oyuna kaçmayan, yeteneğinin sı­ nırlarını bilen bir sanatçıydı. Büyük ressam­ lar arasında, kendisinin de küçük bir yeri ol­ sun istedi.

Gelecekten hiçbir şey beklemiyordu

Bu sergide yer alan çıplak desenleri, 1940’lar- dan. Montparnasse ’daki Grande Chaumière benzeri, sanatçıların, kış günleri hem soğuk­ tan korunmak hem de modelden çalışmak için birkaç frank verip gittikleri atölyelerde ger­ çekleştirilmiş olsa gerektir. Sainte Anne Akıl Hastanesi’nde yattığı yıllarda çizdiği (çoğu mavi tükenmezkalemle) desenler dramatik ya­ pıtlarıyla Van Gogh’u, çizgileriyle de Giaco-

metti’yi hatırlatır nitelikte. Onlar kadar sahi, onlar kadar derin, onlar kadar ressamca.

Fikret Mualla, ne yazık ki, ölümünden on yıl kadar sonra başlayan ve her geçen gün artan bu ilginin, yaşarken küçük bir parçasını bile görmemişti. Gözleri açık gitti, diyeceğim, ama hayır, gelecekten hiçbir şey beklemiyordu o.

Fikret Mualla’nın İstanbul ve Paris’teki ka­ ra gün dostu Abidin Dino, sanatçının yaşamı ve sanatını anlattığı kitabına ‘Gören Göz İçin

Fikret Mualla’ adını vermişti.

Gören, görmesini bilen; çizgilerin, renkle­ rin, ifadelerin dilini sökenler için, sanatçının ölümünden otuz dört yıl sonra, işte, küçük bir Fikret Mualla sergisi. Küçük, ama has bir res­ samın gerçek resimlerinden oluşan bir sergi.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Dizide okuyucunun daha az tanıdı­ ğı sanatçılarla ilgili ciltler, özellikle de çağımıza daha yakın dönemlerle ilgili klasikleşmiş yazarlara ayrılacak

The dilatometer data of the dimensional change or shrinkage (dL/L0) and shrinkage rate (dL/dt) of the pellets in the first stage sintering zone is given in Figure 3 depending

Okmeydanı ile sim­ geleşmiş her biri birer sanat eseri olarak tasarlanmış bu dikilitaşlan bulabilmek bugün zorlu bir araştır­ mayı, hatta arkeolojik

Kültür endüstrisinin ideolojisi, panzehirini yine kendi içinde taşır (Dellaloğlu, 2001: 96). Endüstri’nin kendisiyle çelişir hale gelebilmesi için, belirli bir

Verilen bilgilere göre ayrıca darülkurra, Cumhuriyet döneminde önce sağlık müzesi, ardından müftülük binası, 1968’den sonra Kültür Bakanlığı’na bağlı

Aya Yorgi manastırı, denize i- nen sert bir yamacın üzerinde inşa edilmiş olduğundan burası halk ara­ sında «Krimnos» yâni «Uçurum» manastırı diye de

Numune Maks.. fazla tokluk kazanımı elde edilerek üstün bir tokluk değerine ulaşılmıştır. Saf epoksi Zn nanopartikül ilaveli numunelerin postkür uygulanmış ve

Kemal paşa zade Sait beyin mnhtumu babaaum- j el yazısile yazılmış bazı notlarını j görmem için bana