• Sonuç bulunamadı

The genius of folk idiom

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "The genius of folk idiom"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

6

Millî Folklor

Dünya, Üçüncü biny›la halk sözünün yarat›c› gücüne iliflkin taptaze bir bilinçle girdi. UNESCO (Birleflmifl Milletler E¤i-tim, Bilim ve Kültür Örgütü), somut olma-yan kültür varl›klar›n›n korunmas›, yafla-t›lmas›, gelifltirilmesi u¤runda genifl kap-saml› çal›flmalara bafll›yor. 1989da “UNES-CO’nun Geleneksel Kültür ve Folklorun Korunmas›yla iliflkili Önerileri” kabul edil-miflti. 2001 y›l›nda “UNESCO’nun Kültür Çeflitlili¤i Evrensel Bildirgesi” onayland›. Birleflmifl Milletlerin E¤itim, Bilim ve tür Örgütü, flimdi “Somut Olmayan Kül-tür Miras›n›n Korunmas›na iliflkin Uluslararas› Sözleflme” metnini haz›rl›-yor. Sözleflme kapsam›nda icra sanatlar›, toplumsal görenek ve gelenekler, flölen ve e¤lentiler, do¤a bilgisi ve yöntemleri de yer al›yor ama, bafl yer “Sözel ‹fadeler” konu-suna verilmektedir. Sözleflmeye iliflkin uz-man toplant›lar› 2001 Mart›nda Turin’de ve 2002 Oca¤›nda Rio de Janerio’da yap›l-d›. Bu konudaki üçüncü yuvarlak masa toplant›s›, 16 ve 17 Eylül 2002de Kültür Bakanlar›n› bir araya getirdi. ‹stanbulda yap›lan bu toplant›lar›n temas› “Somut Ol-mayan Kültürel Miras: Kültür Çeflitlili¤i-nin bir Aynas›” idi.

Kültür dünyas›, UNESCO’nun inisi-yatifiyle, an›tlar›, sitleri, tarihsel yap›lar› koruma alt›na ald›ktan sonra, nihayet söz-lü hazinelere de sahip ç›k›yor. Bu, Türkiye-miz için, bir mutluluktur elbette hem de gecikmifl bir f›rsat.

Ülkemizin 9 bin y›ll›k yerleflik yafla-m›nda, uygarl›klar, kültürler, dinler, kült-ler ve türlü inançlar peflpefle ya da bir

ara-da var oldu. Anadolu’nun mitoslar, masal-lar, fliirler ve türküler birikimine Türkler Orta Asya’dan sesler ve renkler, ‹slâm uy-garl›¤›ndan de¤erler ve manevi yaflant›lar tafl›d›lar. Ortaya ç›kan büyük sentez gör-kemlidir. Fransan›n ilk kültür bakan› And-ré Malraux’nun sözü, belki hiçbir yerde, Türkiye için oldu¤u kadar do¤ru de¤ildir: “Kültür, hayalî bir müzedir.”

Türkiyemiz, eski kentleri, yerüstü ve yeralt› zenginlikleri, kültürler tarihinin so-mut varl›klar› ile, asl›nda bir muazzam gerçek müzedir. Somut olmayan miras›n›n çeflitlili¤i, tarihsel oluflumu, Asya ve Avru-pa’n›n Akdeniz uygarl›klar›n›n, ‹slâm ve H›ristiyan âlemlerinin, Orta Do¤u’nun eski yeni söylemleri ve söylenceleri ile görkemli bir hayalî müzedir. G›lgam›fl Destan›, Ho-meros’un anlat›lar›, Aisopos’un masallar›, eski Yunan mitolojisinin nice olaylar› ve kahramanlar› (Zeus, Hero ile Leander, Endymion), Midas, daha niceleri bu top-raklarla ve k›y›larla içli d›fll›d›r. Anadolu, tanr›lar ve tanr›çalarla, tarihle ve mitolo-jiyle, efsane ve nüktelerle, flark›lar ve tür-külerle yank›lan›r.

Ve bin y›ldan uzun süredir, Anado-lu’nun sesi Türk halk›n›nd›r. Önceki uzun göçebe ve göç yaflant›lar›nda, yükte en ha-fif, pahada a¤›r sanatlar tafl›nm›flt› terki-lerde: fiiir, türkü ve dans. Selçuklu ve Os-manl› dönemlerinde, k›rsal kesimin ve kentlerin yoksul insanlar› okuryazarl›¤a kavuflturulmad›¤› için, halk kendi sesini sözel yarat›larla duyurdu. Dolay›s›yla, Anadolu’nun on yüzy›l› ninni ve a¤›tlarla, koflmalar ve türkülerle, bilmece ve

güldür-HALK SÖZÜNÜN DEHASI

The Genius of Folk Idiom

Génie de la parole du peuple

Prof. Dr. Talât S. HALMAN*

(2)

mecelerle, özdeyifller ve güzellemelerle, masallar ve menk›belerle yo¤ruldu. Âfl›kla-r›n, ozanlaÂfl›kla-r›n, masal analar›n›n yurdu ol-du. Yunus’un, Nasreddin Hoca’n›n, Hac› Bektafl-› Veli’nin, Pir Sultan Abdal’›n, Ka-racao¤lan’›n geleneklerini halk, a¤›zdan a¤›za aktararak, nesilden nesile yaflatt›. Sözlü kültürde zenginli¤i tükenmez bir kütle olufltu. O birikime ad› san› olmayan Anadolulular günü gününe yeni güzellikler katt›lar.

UNESCO’nun korumak u¤runda ç›r-p›nd›¤› “somut olmayan kültürel miras”, Türkiye Cumhuriyeti s›n›rlar› içinde yafla-yan ola¤anüstü zengin ve çeflitli bir hazine-dir. Ne var ki, böyle bir hazineyi de¤il koru-yup de¤erlendirmeye, s›rf envanterini ç›-karmaya bile UNESCO’nun ve Türkiye’nin gücü yeter mi? Ülkenin dört buca¤›nda, türküler ve masallar ölüyor, ninniler ve a¤›tlar söylenmez oluyor. Kentlere göç, radyo ve televizyon, ilgisizlik ve fonsuzluk gibi canavarlar, yok etmektedir sözlü kül-türümüzü. “Soyut Olmayan Kültürel Mira-s›n KorunmaMira-s›na iliflkin Sözleflme” yürür-lü¤e girdi¤inde UNESCO, Türkiyeyi bir âfet bölgesi ilân etmek zorunda kalacak.

Halk sözünün dehas›n› Osmanl› yöne-timi ve üst tabakas›, görmezlikten, duy-mazl›ktan geldi. Anadolu halk›, Osmanl›-caya karfl› Türkçenin egemenli¤ini korudu ve sürdürdü. ‹mparatorluk ideolojisine ye-nik düflmeden, yerel ve ulusal kültürünü yaflatt›. Payitaht ve yüksek tabaka, k›rsal kesimin sesini dinlemiyor, halk›n yarat›c›-l›¤›n› hor görüyordu. Bir söylentiye göre, Nam›k Kemal bile Yunus Emre’yi afla¤›l›-yordu. Bir kere, vatansever flairimiz bir sa-hafta raflar› gözden geçirirken, bir kitab› al›p yere çalm›fl. “Yunus Divan›”ym›fl o ki-tap. Nam›k Kemal flöyle ba¤›r›yormufl: “Bu pespaye kitab›n burada ifli ne?”

Bilim âlemimizde Yunus ilgisi ve ince-lemeleri bafllayal› yüz y›l olmad› bile. ‹lk bilimsel çal›flmalar› Fuad Köprülü’ye borç-luyuz. As›l Yunus Emre fenomeninin yay-g›nlaflmas›, Yirminci Yüzy›l›n son çeyre-¤inde oldu. Sistemli halk kültürü ve

edebi-yat› araflt›rmalar› Cumhuriyet döneminin eseridir.

Pertev Naili Boratav’›n ve ‹lhan Bafl-göz’ün dur durak bilmez çabalar›na ra¤-men, halk edebiyat›m›z hâlâ öksüz çocuk gibidir. Yirmi birinci Yüzy›lda halk kültü-rümüzün ve edebiyat›m›z›n hakk› olan bi-limsel ilgiyi görece¤inden eminim.

‹yimserli¤imi 1998de kurulan Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyat› Bölümünün çal›flkan yüksek lisans ö¤rencileri güçlen-diriyor. Elinizdeki özel say›, umutlar›m›n kan›t›d›r. Bölümümüzün “Halk Edebiyat›-na Girifl” ve “Halk Edebiyat›” bafll›kl› ders-lerini veren Prof. Dr. Öcal O¤uz’un yazd›r-d›¤› ödevler aras›ndan seçti¤i 21 inceleme, sözlü kültürümüzün de¤erlendirilmesini ileri ve sa¤lam yöntemlerle yapmaya bafl-layan bir genç kufla¤›n yetiflmekte oldu¤u-nu göstermektedir.

Bilkent’in Türk Edebiyat› Bölümü, yeni yöntemler uygulayarak, bafllang›c›n-dan bugüne kadar edebiyat›m›z›n serüve-nine özgün yorumlar getirmek amac›yla kurulmufltu. Geleneksel yaklafl›mlar›n cenderesinden kurtulmak ve yabanc› ku-ramlar›n boyunduru¤una girmeden bilim-sel çal›flmalar yapmak, temel amaçlar› ara-s›ndad›r. Ö¤retim üyelerimiz ve ö¤rencile-rimiz, kültürümüz kendine özgü oldu¤u için, yaklafl›mlar›m›z›n ve kriterlerimizin de özgün olmas› gerekti¤inin bilincindedir-ler. Edebiyat›m›z›n her dönemine, her tü-rüne, her de¤erine ›fl›k tutmak u¤runda, yeni bir anlay›flla, özgün yöntemlerle çal›fl-mak ve üretmek niyetindedirler.

Millî Folklor Dergisi’nin “Türk Halk-biliminde Genç Bilkentliler Yaklafl›m›” özel say›s›, bu do¤rultudaki bir hareketin ilk ad›mlar› aras›ndad›r. Umar›m, yak›n gele-cekte, ülkemizin “somut olmayan kültür varl›klar›”, çok gecikmifl olan bilimsel de-¤erlendirmelerle buluflur, tüm zenginlikle-ri ile dünya kültüründe hak etti¤i konuma eriflir. Halk›m›z›n sözel dehas›, evrensel ayd›nl›¤a kavuflmal›d›r. Bunu ancak yeni bir bilginler ve elefltirmenler kufla¤›n›n di-namizmi gerçeklefltirebilir.

Y›l: 14 Say›: 55

Referanslar

Benzer Belgeler

Tahsin Özgüç. AKOK, Mahmut: Büyük Güllücek araştırmaları üzerine ilk rapor. AKOK, Mahmut: Türk Tarih Kurumu adına Anıt - Kabir alanında yapılan tümülüs

MEB’e ba¤l› olan tüm e¤itim kurumlar›nda da oldu¤u gibi, 23 Mart 2020 tarihi itibari ile yüksekö¤retim kurumlar› uzaktan e¤itim ça¤›na geçifl yapm›flt›r..

Uluslararas› Gönüllü Hizmet E¤itim K›lavuzu, Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonunun ortak bir program› olan Avrupa Gençlik Çal›flanlar›n›n E¤itimi için

Dahas¬, lineer olmayan bir sistem için bir s¬n¬r denge nüfusunun kararl¬l¬¼ g¬, onun lineerle¸stirilmi¸si ile ayn¬d¬r (III(B): 4 < 0, p = 0 durumu hariç ki bu s¬n¬r

Bazı geceler dans etmekten uyuyamazken bazı geceler sobanın sönmesini beklediğim için uyuyamazdım.. Gerekçe ne olursa olsun

Bu çalışmada, tekstil atıksularında bulunan Chemactive D Black N reaktif boyar maddesi termik santrallerden çıkan bir atık olan uçucu kül kullanılarak giderilmiştir

Karla'yla bir araya gelmekten ansızın korktu, çünkü kız onu şimdi küçük düşürecek, o da yine kızaracak ve bu iki insanın ortasında okul çocuğu gibi

135. 2005’teki Muhammed karikatürleri tart›flmas› müslüman dünyas›n- da ve baz› Avrupa flehirlerinde büyük ve fliddetli protestolar›n do¤- mas›na neden olmufltu.