• Sonuç bulunamadı

Experiences of Women After Breast Cancer Surgery

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Experiences of Women After Breast Cancer Surgery"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Orijinal Araştırma/Research Article

Florence Nightingale Journal of Nursing

Sabriye Sibel Taze1 , Nevin Kanan2

1İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı, İstanbul,

Türkiye

2Haliç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Cerrahi Hemşireliği Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye

ABSTRACT

Aim: This study was carried out to determine the experiences women go through after breast cancer surgery.

Method: The research was planned by using qualitative method of phenomenological type The sampling of this study consisted of 20 women with breast cancer who had undergone mastectomy in the general surgery clinic of a university hospital between January 2013 and December 2013. In sampling selection, purposeful sampling method was adopted. Women who were literate, able to communicate, willing to participate in the research, and those who had undergone mastectomy between six months and five years ago with no history of psychiatric illnesses were selected in sampling. Face-to-face interview technique was used to gather research data. The interview data were deciphered by the researcher and content analysis was done by using the N-Vivo7 program.

Results: Women participating in the study had an average age of 41.1±7.3 years, 90% (n=18) were married, 55% (n=11) were primary school graduates, they all have children, 80% (n=16) had their first child between 20 and 30 years of age, they all breastfeed their children (n=20) breastfed their children, 90% (n=18) had their first menstruation between 12 and 14 years of age, 65% (n=13) had regular menstruation cycles, and 70% (n=14) did not use contraceptive pills. In qualitative findings, themes of first reaction regarding diagnosis, deterioration of body image, deterioration of sexual life, fear, and ways to cope with illness were defined.

Conclusion: It was determined that breast cancer affects women substantially psychologically; and therefore, providing psychological support before and after surgeries is advised.

Keywords: Breast cancer, body image, sexuality

FNJN

Cite this article as: Taze, S. S., Kanan, N. (2020). Experiences of women after breast cancer surgery. Florence Nightingale Journal of Nursing, 28(2), 174-183.

ORCID iDs of the authors: S.S.T. 0000-0002-9652-5498; N.K. 0000-0002-2852-2316.

DOI: 10.5152/FNJN.2020.19012

Corresponding author: Sabriye Sibel Taze E-mail: sibeltaze@gmail.com

Date of receipt: 19.04.2019 Date of acceptance: 03.10.2019

GİRİŞ

Meme kanseri tanısı konulan kadınları fiziksel ve psi-kososyal açıdan değişik olumsuzluklar ve sıkıntılar yaşayabileceği uzun ve zor bir dönem beklemektedir.

Özellikle kanser tanısının çağrıştırdığı yaşamın kaybı korkusu ve meme kanserinde uygulanan yoğun tedavi süreci çeşitli sorunları gündeme getirmektedir. Meme kanseri tedavisinde cerrahi, radyoterapi, kemoterapi,

Cerrahi Girişim Sonrası Meme Kanserli Kadınların Yaşadıkları Deneyimler

Experiences of Women with Breast Cancer After Surgical Operation

ÖZ

Amaç: Bu çalışma, cerrahi girişim sonrası meme kanserli kadınların yaşadıkları deneyimleri belirlemek amacıyla yapıldı.

Yöntem: Fenomenolojik tipte niteliksel yöntem kullanılarak planlanan araştırmanın örneklemini bir üniversite hastanesinde genel cerrahi kliniğinde mastektomi uygulanmış meme kanserli 20 kadın oluşturdu. Örneklem seçiminde, amaçlı örnekleme yöntemi kullanıldı. Örnekleme, mastektomi ameliyatı olan, ameliyatın üzerinden en az 6 ay, en fazla 5 yıl süre geçen, iletişim kurabilen, okuma yazması olan, herhangi bir psikiyatrik hastalık öyküsü bulunmayan, araştırmaya katılmaya gönüllü olan kadınlar alındı. Araştırma verilerinin toplanmasında yüz yüze görüşme yöntemi kullanıldı. Görüşme verileri araştırmacı tarafından deşifre edilerek N-Vivo7 programı kullanılarak içerik analizi yapıldı. Bulgular: Çalışmaya katılan kadınların yaş ortalamalarının 41,1±7,3, %90’ının (n=18) evli, %55’inin (n=11) ilkokul mezunu, tamamının çocuk sahibi olduğu, %80’inin (n=16) ilk çocuk doğurma yaşının 20-30 yaş aralığında olduğu, tamamının (n=20) çocuklarını emzirdikleri, %90’ının (n=18) ilk menstrüasyon yaşının 12-14 yaş aralığında olduğu, %65’inin (n=13) menstrüasyon düzeninin normal olduğu, %70’inin (n=14) ise doğum kontrol hapı kullanmadığı belirlendi.

Nitel bulgularda; tanının konulmasına ilişkin ilk tepki, beden imajında bozulma, cinsel yaşamda bozulma, korku, ve hastalıkla baş etme yolları temaları belirlendi.

Sonuç: Meme kanserinin kadınları psikolojik yönden oldukça etkilediği belirlenmiş olup bu nedenle de ameliyat öncesi ve sonrası dönemde psikolojik destek sağlanması önerilebilir.

(2)

hormonoterapi yöntemleri ya ayrı ayrı ya da birlikte kullanılabilmektedir. Meme kanserinde cerrahi girişim, özellikle uzak metastazı olmayan, lokalize kalan olgu-larda kanserin tekrarlama olasılığını azaltmak ve ya-şam kalitesini arttırmak amacıyla sıklıkla birincil olarak kullanılan tedavi yöntemidir (Akyolcu, 2008; Karama-noğlu ve Özer, 2008; Przezdziecki, A., Kerry, A., Sher-man K. A., Baillie, A., Taylor, A., Foley, E., ve ark., 2013). Cerrahi tedavide amaç, meme koruyucu cerrahi ya da mastektomi yoluyla kanserin ilerlemesini önlemektir. Ancak cerrahi tedavi sonucu yapılan mastektomi ka-dının kimliği için büyük önem taşıyan “meme”nin de kaybına yol açmakta, bu durum kadını psikolojik ola-rak olumsuz yönde etkilemektedir (Cheville ve Tchou, 2007; Uçar ve Uzun, 2008).

Cerrahi girişim sonrası hemşirelerin en önemli so-rumluluklarından biri hastalara profesyonel boyutta psikososyal destek sağlamaktır. Çok sayıda ve deği-şik boyutta biyopsikososyal zorluklar yaşayan meme kanserli kadınlarda mastektomi sonucu ortaya çıkan sorunların belirlenip, uygun girişimlerin planlanması ve uygulanması için kapsamlı çalışmalara gereksinim duyulmaktadır .

Bu çalışma, meme kanserli kadınların cerrahi girişim sonrası yaşadıkları deneyimleri belirlemek amacıyla gerçekleştirildi.

Araştırma Soruları

1. Meme kanseri tanısı kadın için ne ifade eder? 2. Meme cerrahisi kadınların beden imajını nasıl

etki-ler?

3. Meme cerrahisi geçiren kadınların cinsel yaşamları nasıl etkilenir?

YÖNTEM

Araştırmanın Tipi

Araştırma, fenomenolojik tipte niteliksel yöntem kullanılarak planlandı.

Araştırmanın Evreni ve Örneklemi

Araştırmanın evrenini, Ocak 2013-Aralık 2013 tarih-leri arasında bir üniversite hastanesinde genel cer-rahi kliniğinde yatarak tedavi gören, cercer-rahi girişim uygulanmış olan meme kanserli kadınlar oluşturdu. Örnekleme, cerrahi girişim üzerinden en az 6 ay, en fazla 5 yıl süre geçen, iletişim kurabilen, okuma yaz-ması olan, herhangi bir psikiyatrik hastalık öyküsü bulunmayan, araştırmaya katılmaya gönüllü olan 20 kadın oluşturdu.

Veri Toplama Araçları ve Verilerin Toplanması

Nitel araştırmalarda en sık veri toplama yöntemi gö-rüşmedir. Katılımcılar ile 2 kez görüşme yapıldı. İlk görüşmede ameliyat öncesinde çalışma hakkında gerekli bilgi verilerek çalışmaya katılıp katılmayacak-ları belirlendi. İkinci görüşme ise, yeni duruma uyu-mun sağlanmasının beklendiği ameliyattan sonraki 6 aydan sonra gerçekleştirildi.

İkinci görüşme bireysel derinlemesine görüşme şeklinde gerçekleştirildi. Araştırmaya katılabilmek için uygun koşulları sağlayan ve araştırmaya ka-tılmayı kabul ederek araştırmacı ile iletişim kuran katılımcılar ile birlikte görüşme için uygun yer ve zaman belirlendi. Görüşmede araştırmanın amacı ve yöntemi ile ilgili bilgi verildikten sonra katılımcı-lara “Bilgilendirilmiş Gönüllü İzin Formu” okutukatılımcı-larak imzalatıldı. Katılımcılara kayıtların gizli tutulacağı ve başka hiçbir yerde kullanılmayacağına ilişkin güven-ce verildi. Demografik özellikleri ve meme kanseri risk faktörlerine ilişkin soruların bulunduğu “ Hasta Bilgi Formu” doldurulduktan sonra, “Hasta Rehberi” kullanılarak yarı yapılandırılmış görüşmeler yapıldı. Görüşmeler 30- 60 dk. arasında olup ayrıca, kayıt cihazı da kullanıldı.

Verilerin Değerlendirilmesi

Verilerin analizinde, yapılan tüm görüşmeler, kayıt cihazı kullanılarak toplanan ses kayıtları araştırmacı tarafından manuel olarak deşifre edildi. Araştırmada N-Vivo7 programı kullanılarak içerik analizi yapıldı. İçerik analizinde temel amaç, toplanan verileri açık-layabilecek kavramlara ve ilişkilere ulaşmaktır. İçerik analizinde temelde yapılan işlem, birbirine benzeyen verileri belirli kavramlar ve temalar çerçevesinde bir araya getirmek ve bunları okuyucunun anlayabileceği bir biçimde düzenleyerek yorumlamaktır. Bu temel amaç çerçevesinde, içerik analizinin yapılışında izle-nen bir takım aşamalar vardır. Nitel araştırma verileri temelde dört aşamada analiz edilir: verilerin kodlan-ması, temaların bulunkodlan-ması, kodların ve temaların dü-zenlenmesi, bulguların tanımlanması ve yorumlan-ması şeklindedir (Yıldırım ve Şimşek, 2008).

Araştırmanın Etik Yönü

Araştırmanın yürütülmesinde bilimsel etik ilkelere ek olarak evrensel etik ilkeler de dikkate alındı. Bu ne-denle araştırmanın yapılacağı üniversite hastanesi-nin etik kurulundan çalışmanın uygulanabilmesi için İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kli-nik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan 09.11.2011 tarih, 16373 sayı no ile etik kurul izni alınmıştır.

(3)

BULGULAR

Tablo 1’ de çalışma kapsamına alınan hastaların tanı-tıcı özelliklerine yer verildi. Çalışmaya katılan kadınla-rın yaş ortalamalakadınla-rının 41,1±7,3, %90’ının (n=18) evli, %55’ inin (n=11) ilkokul mezunu, tamamının (n=20) çocuk sahibi olduğu ve emzirdikleri, %80’inin (n=16) ilk çocuk doğurma yaşının 20-30 yaş aralığında oldu-ğu, %90’ının (n=18) ilk menstürasyon yaşının 12-14 yaş aralığında olduğu, %65’inin (n=13) menstüras-yon düzeninin normal olduğu, %70’inin (n=14) ise doğum kontrol hapı kullanmadığı belirlendi.

Tablo 2’ de Nitel bulgulara ait veriler görülmektedir. İlk tema, “tanının konulmasına ilişkin ilk tepki” tema-sı ve buna ilişkin “şok olma” ve “başkalarını suçlama” alt temaları; “beden imajında bozulma” ve “cinsel yaşamda bozulma” temaları; “korku” teması ve alt temalar olarak “tekrarlama korkusu” ve “ölüm korku-su”; “hastalıkla baş etme yolları” temasında ise “aynı sorunu olan hastalarla görüşme”, “aile desteği” ve “maneviyat” alt temaları belirlendi. Aşağıdaki tema-lara ilişkin hasta görüşlerine yer verildi.

Tanının Konulmasına İlişkin İlk Tepki

Tanının konulmasına ilişkin ilk tepki temasında şok

olma ve başkalarını suçlama alt temaları belirlendi.

Kadınların bir kısmı tanıyı ilk duyduklarında şok ol-duklarını belirtirken, bir kısmı ise hastalıklarının orta-ya çıkmasında başkalarının suçlu olduğunu ifade etti.

Şok Olma

“İlk tanı söylendiğinde insanın yıkılma anı denir ya yıkıldım, dünya başıma yıkıldı. Nasıl diyeyim bir anda hayatım değişti, yaşamım alt üstü oldu,

düşünece-Tablo 1. Tanıtıcı özelliklerin dağılımı Tanıtıcı Özellikler (n=20)

Yaş Ort: 41,1±7,3 (min:27; max:52) n %

Medeni Durum Evli 18 90,0

Bekar 2 10,0

Eğitim Düzeyi İlkokul 11 55,0

Ortaokul 3 15,0

Lise 4 20,0

Üniversite 2 10,0

Çocuk Sahibi Olma Durumu Evet 20 100,0

Hayır 0 0,0

Ailede Meme Kanseri Hikayesi Olma Durumu Evet 5 25,0

Hayır 15 75,0

İlk Çocuğu Doğurma Yaşı 19 yaş ve altı 2 10,0

20- 30 yaş arası 16 80,0

31 yaş ve üstü 2 10,0

Çocuğunu Emzirme Durumu Evet 20 100,0

Hayır 0 0,0

İlk Menstürasyon Yaşı 15 yaş ve üstü 2 10,0

12-14 yaş arası 18 90,0

Menstürasyon Düzeni Düzenli 13 65,0

Düzensiz 7 35,0

Doğum Kontrol Hapı Kullanma Durumu Evet 6 30,0

Hayır 14 70,0

Min: Minimum; Max: Maximum; Ort: Ortalama

Tablo 2. Temalar ve alt temalar

Tema Alt Tema

Tanının Konulmasına İlişkin

İlk Tepki - Şok Olma - Başkalarını suçlama Beden İmajında Bozulma

Cinsel Yaşamda Bozulma - Tekrarlama Korkusu

Fear - Ölüm Korkusu

- Aynı Sorunu Olan Hastalarla Görüşme

Hastalıkla Baş etme Yolları - Aile Desteği - Maneviyat

(4)

ğim şeyi düşünemedim şok geçirdim. Krize girdim, ağlama krizine, nasıl böyle bir şey olabilir, yani neden ben? Niye böyle neden ben? Bir şey demedim, Al-lah’a karşı gelmedim ama neden bu hastalık bu yaş-ta, çok gencim.” (Katılımcı 1)

“Bizim ailede yok, sülalede yok, nasıl olur dedim şok oldum, yıkıldım, o an isyan etmiş olabilirim. Hani her doktor farklı söyleyebilir derler ya kanser dedikten sonra tüm hastaneleri gezdik.” (Katılımcı 20)

Başkalarını suçlama

“Tanı ilk söylendiğinde ‘Neden oldum dedim, evlen-dim böyle oldum, böyle olacağımı bilsem evlenmez-dim’ dedim, ‘Bir gün yüzü göstermediler bana’ de-dim.” (Katılımcı 5)

“ Bu hastalığımın olmasında eşim ve kardeşimi suçlu buluyorum. Eşim gemiye gittiğinde onlar benim üze-rime çok geldiler o olaydan sonra kitleler çıktı ve çok üzüldüm o üzüntü birden çıkarttı o kitleleri.” (

Katı-lımcı 3)

Beden İmajında Bozulma

“Saçım döküldü bone takıyorum, yolda insanlar bakı-yorlar ama ben pek muhatap olmuyorum. Hiç kimseyle içli dışlı olmuyorum gitmiyorum bir yere, daha çok mo-ralim bozulur diye tamamen iyileşene kadar kimseyle konuşmak istemiyorum. Etkilenirim diye hiç kimseye söylemedim, sadece ailemle paylaştım.” (Katılımcı 8) “Ağladım ya, insan kötü hissediyor kendini. Yani şey gibi tepenin gözleri diye bir film var orada böyle abuk sabuk radyasyona maruz kalmış insanların görüntü-leri var onlar gibi hissetim kendimi, yamuk yumuk bir insan gibi. Eksik bir beden, kötü hissediyor insan ken-dini.” (Katılımcı 9)

“Girdik bir mağazaya orada kıyafet giydim ama üze-rimde sütyen de yoktu, o kadar sinirlendim ki kendi-me kızdım yani niye ben böyleyim diye mağazadaki herkes bana bakıyormuş gibi geliyordu, aslında kimse bilmiyordu ama (ağlıyor) orada çok kötü oldum, kıya-feti kendime yakıştıramadım.” ( Katılımcı 19)

Cinsel Yaşamda Bozulma

Meme cerrahisi sonrası meme kaybı, kemotera-pi tedavisinin yan etkileri, beden imajını etkilediği gibi cinsel yaşam üzerinde de önemli etkiye sahiptir (Burwell, Case, Kaelin, ve Avıs 2006). Çalışmaya katı-lan kadınların ifadelerinden cinsel yaşamında önemli şekilde etkilendiği anlaşılmaktadır.

“Cinsel hayatım bayağı etkilendi, eskisi gibi değil tabii. Zaten 6 ay kemoterapi görürken hiç beraber olmadık. Eşim istemiyor o istemeyince, şey diyor ‘İh-tiyaç duymuyorum sen iyi ol yeter’ diyor, ‘Benim ha-yatım bir tek bu değil, böyle de oluyor zorunlu bir şey değil’ diyor. Benim kadınca düşüncelerim, farklı algı-ladığım oluyor, belki de artık beni beğenmiyor, ame-liyattan sonra bir kere birlikte olduk ama eskisi gibi değil.” (Katılımcı 11)

“Cinsel olarak ameliyattan sonra daha hiç bir araya gelmedik 6 ay oldu. Eşim de bana hiç tepkide bulun-madı, onun da düşüncesini bilmiyorum ki hiç konuş-madık bu konuda. Bende hiç yaklaşmadım, kendimi kötü hissediyorum. ameliyat oldum olalı daha hiçbir ilişkimiz olmadı, ben kemoterapi görüyorum ya ame-liyatı atlattım. O yaklaşır bana da artık rahatsızım diye mi düşünüyor, beni düşündüğü için yani ben öyle tahmin ediyorum. Onun yaklaşmaması beni düşün-düğünden dolayı mı?, hiç konuşmadık.” ( Katılımcı

12)

Korku

Korku temasında tekrarlama korkusu ve ölüm

korkusu alt temaları belirlendi. Kanserin kadınlarda

tekrarlama ve ölüm korkusuna neden olduğu çalış-maya katılan kadınların ifadelerinden anlaşılmakta-dır.

Tekrarlama korkusu

“Beni zaten saçlarımın dökülmesi, göğsümün bir ta-nesinin olmaması veya aldığım kemoterapilerin hiç-birisi yıkmadı ta ki kötü huylu denilip de, işte tekrar-lama riski var denilinceye kadar. Kafam bir tek ona takılı, başka onun haricinde hiçbir şeye takılı değilim. Onları aşacağıma inanıyorum ama bir bunu aşama-yacağım gibi geliyor, yani bir bu etkiledi beni.”

(Katı-lımcı 13)

“İyi şeyler düşündüm, bu süreç geçecek geçti de sayılır yani son radyoterapimi alacağım zaten ondan son-ra da artık, yani ondan sonson-raki süreci de biliyorum, kullanmam gereken ilaçlarım olacak. Yani inşallah tekrarlamaz, şimdi aklıma gelen o, yani tekrarlama durumu oluyor. ” (Katılımcı 14)

Ölüm korkusu

“Gidişat gitgide kötüye gidiyor, zaman geçtikçe aman nasıl olsa öleceğim diyorum ha bir gün önce ha bir gün sonra ölümü daha sık düşünmeye başlıyor-sun.” (Katılımcı 10)

(5)

“İlk tanıyı öğrendiğimde kendimden önce aklıma ço-cuklar geldi. İnsan sadece şeyi düşünüyor , ölümü dü-şünüyor o anda. Allah’ım diyorsun o kadar korkmuşuz ki o tanıdan kanser tanısından, artık aklıma başka bir şey gelmedi ölümden başka. Sonra eşim işte yenece-ğiz sakin ol yeneceyenece-ğiz dedi ama ağlayamadım bile o kadar şok olduk ki ‘Sadece ben ölecek miyim ?’ falan demeye başladım.” (Katılımcı 2)

Hastalıkla Başetme Yolları

Hastalıkla başetme yolları temasında , aynı sorunu

olan hastalar ile görüşme, aile desteği ve manevi-yat alt temaları belirlendi. Mastektomi yapılmış olan

kadınların bir kısmı aynı sorunu olan hastalar ile gö-rüşmeye devam ederken, bir kısmı ailesinden destek aldığını belirtirken, bir kısmı ise dini inançlarına sığın-dığını ifade etti.

Aynı sorunu olan hastalarla görüşme

“Ameliyat olan arkadaşlar var sürekli onlarla görü-şüyorum. Aynı şeyleri yaşadığımız için görüşüyorum belki de, hatta hastanede ameliyat olup ilaç almak için gelenler var memesi alınmış olanlar var, onlarla konuşmak beni rahatlatıyor. Diğer hastaları umursa-mamak değil de sanki benim yaşadıklarımı yaşadık-ları için onlarla paylaşmak daha çok hoşuma gidiyor, ne bileyim rahatlatıyor. “(Katılımcı 3)

“Tabii, şimdi memleketten tanıdığım insanlar var teda-visi bitmiş insanlar var hatta, aynı şekilde meme kaybı olanlar, onlar duyar duymaz geldi zaten. Şimdi ben nasıl öğrendiğimi onlara aktarıyorsam onlarda öğrendikleri-ni bana aktardı, silikonunu gösterenler, göğsünü gös-terenler oldu mesela, onlardan da destek aldım, onlarla konuşmak beni rahatlatıyor tabii.” (Katılımcı 14)

Aile desteği

“Eşim olmasa ben atlatamazdım, o çok destek oldu, kötümser düşünmedi hep iyilikle yaklaştı, ‘Bir göğüs olmayabilir benim için önemli değil’ dedi, bana çok destek oldu.”(Katılımcı 15)

“Bu süreçte eşimden çok destek aldım, büyük kızım da sürekli yanımdaydı, zaten bütün işlerimi büyük kı-zım halletti. Eşim ve kıkı-zımdan yani ailemden çok bü-yük destek aldım.”(Katılımcı 12)

Maneviyat

“Başına geldikten sonra ne desen boş Allah’tan gel-miş çünkü Allah yazdıktan sonra olacaksa çekecek-sin. Türk Milleti olarak Allah’a inanıyoruz ya, Allah’tan ne gelirse diyorsun.” (Katılımcı 8)

“Tanı konulduğunda Allah’ın gücüne gider diye isyan etmedim. Hani derler ya Allah sevdiği kula verirmiş diye Allah’tan gelene razıyım ne yapayım Allah verdi, Allah dermansız dert vermesin dedim, Allah beterin-den korusun.” ( Katılımcı 15)

TARTIŞMA

Cerrahi girişim sonrası meme kanserli kadınların ya-şadıkları deneyimlerin incelendiği nitel çalışmanın bu bölümünde, belirlenen temalar doğrultusunda elde edilen hasta görüşlerine ilişkin bulgular literatür doğ-rultusunda tartışıldı.

Tanının Konulmasına İlişkin İlk Tepki Şok olma

Kanser tanısı koyulan bireyin ilk tepkisi geçici şok du-rumudur. Şok durumundan çıkıp kendisini toparladı-ğında yanıtı genellikle “Hayır, doğru değil, laboratuvar tetkiklerinde bir yanlışlık olmuştur, mutlaka tanıda hata var” olur. Sağlıklı olduğunu, hiçbir şikayeti olma-dığını, hatta her yıl doktora gittiğini, mamografi çek-tirdiğini, kendisinde kanser olamayacağını ve mutlaka bir yanlışlık olduğunu düşünür (Ünal, 2008). Morgan, Mock, Rose ve Fogel’in (2004), yaptıkları grup odak çalışmasında kadınların birçoğu tanıyı ilk duydukların-da, ağladıklarını, şok olduklarını, inanamadıklarını, tanı ile baş edebilmek için tanrıya sığındıklarını, aile ve ar-kadaş çevresinden destek aradıklarını ifade etmişler-dir. Coyne ve Borbasi’nin (2009), meme kanseri tanısı konulan 6 kadın ile yaptıkları nitel araştırmada, tüm kadınlar tanıyı ilk duyduklarında şok olduklarını, “ne-den ben” sorusunu sorduklarını ve yaşam umutlarını bir anda kaybettiklerini ifade etmişlerdir. Elmir, Jack-son, Beale, Schmied’in (2009) yaptıkları çalışmada da, çalışmaya katılan kadınların % 50’si tanıyı ilk duyduk-larında şok olduğunu belirtmiştir.

Çalışmada, meme kanseri tanısı konulan kadınların bir kısmı tanı ilk olarak kendilerine söylendiğinde şok olduklarını ve yıkıldıklarını ifade etti. Diğer çalışma sonuçlarına bakıldığında, kadınların tanıyı ilk duy-dukları andaki tepkilerinin birbirine benzer olduğu ve çoğunlukla, hastalığı ilk duyduklarında gösterdikleri tepkinin “şok” olmasına ilişkin sonuç literatürü ve önceki çalışma sonuçlarını desteklemektedir.

Başkalarını suçlama

Kanser tanısı koyulan birey, ilk inkar evresi varlığını koruyamaz hale geldikten sonra öfke aşamasına ge-çer. Bu dönemde en sık sorulan soru “Neden ben?, bunu hak edecek ne yaptım” sorusudur. Bu

(6)

dönem-de birey hastalığının nedönem-denlerini aramaya başlar ve olup bitenlerden dolayı kendisini ya da başkasını suç-layabilir. Örneğin eşinin kendini aldattığı için üzül-düğünü ve bu nedenle kanser olduğunu söyleyebilir (Çam ve Gümüş, 2006; Güleç ve Büyükkınacı, 2011; Ünal, 2008).

Başkalarını ya da kendini suçlayarak hastalığına ne-den aramak, kanser tanısına verilen normal bir tep-kidir. Sağlıklı yaşamanın temel koşullarından biri de stresten uzak, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürdürme-nin olduğu dikkate alındığında yaşanmış olumsuzluk-lar üzerine bir de kanser tanısı ile karşılaşmaya bağlı olarak suçlu aramak, çok doğal ve olağan bir durum olarak değerlendirilebilir.

Beden imajında bozulma

Hastalıkla baş etmeyi olumsuz yönde etkileyen fak-törlerden birisi de beden imajının bozulmasıdır. Meme kanseri tedavisinde cerrahi girişim başta olmak üze-re kemoterapi, radyoterapi gibi tedavi yöntemleri de uygulanmaktadır. Uygulanan bu tedavilerin çe-şitli yan etkileri olup hem fiziksel hem de psikolojik yönden hastaları etkileyebilmektedir. Mastektomi ile yaşanan meme kaybının yanı sıra kemoterapi nedeni ile meydana gelen saç dökülmesi de kadının beden imajı algısını olumsuz yönde etkilemektedir (Akyolcu, 2008; Çam ve Gümüş, 2006; Lim, Devi, ve Ang, 2011; Przezdziecki et al. 2013; Tünel, Vural, Evlice, ve Ta-mam, 2012).

Taleghani, Yekta, Nasrabadi’nin (2006) yaptıkları çalışmada görüşülen kadınlardan birisinin saç ve be-denin kendisi için önemli olduğunu, kadınlık duygu-larının bir parçası olduğunu ve bu durumda olmanın kendini yaraladığını ifade ettiği belirtilmiştir. Ziegler, Sassi, , Raffoul ve Delaloye’nin (2010) yaptıkları ça-lışmada, kadınların bir kısmı memesi alındığında bir boşluk hissettiklerini, kendileri için çok acı verici bir deneyim olduğunu ifade etmiştir. Coyne ve Borba-si’nin (2009) çalışmasında, kadınlardan biri, “ Bir anda aniden kadınlığıma ait her şeyin gittiği söylenmişti. Mememi kaybettim, artık çocuk sahibi olmazdım, hayatıma ait tüm planlarım aniden benden uzak-laşmıştı, ameliyat yarası koltuk altımdan göğsüme kadardı, saklamamın imkanı yoktu, aynaya her baktı-ğımda bana meme kanseri olduğumu hatırlattı” şek-linde duygularını dile getirmiştir. Silva ve Santos’un (2010) yaptığı çalışmada bulunan temalardan biri de beden imajında değişmedir. Katılımcılardan biri me-menin kadınlığın özelliklerinden biri olduğunu, fakat artık sakat gibi olduğunu, kıyafetleri giydiğinde

çir-kin göründüğünü ifade etmiştir. Arroyo ve Lopez’in (2011) yaptıkları çalışmada kadınlardan biri, kendine baktığında hiç çekici bulmadığını, bunun kendisi için önemli olduğunu aşmaya çalıştığını ama yapama-dığını belirtirken bir başka kadının da kendisini sirk palyaçolarına benzettiğini ifade ettiği bildirilmiştir. Shrestha’nın (2012), çalışmasında kadınların %50’si kadınlığını kaybettiğini hissettiğini ve duygularını da kimseyle paylaşmak istemediğini söylemiştir. Koçan ve Gürsoy’un (2016) yaptıkları nitel çalışmada da bu-lunan temalardan birinin beden imajında bozulma olduğu belirlenmiş, kadınlardan biri bedenin bir bölü-münün olmadığını ve kendinin hiç böyle olabileceğini düşünmediğini ifade etmiştir.

Olumlu beden imajı bireyin ruh sağlığına olumlu kat-kıda bulunurken, olumsuz beden imajı da ruh sağlı-ğını olumsuz etkileyebilmektedir. Çalışmaya katılan kadınların meme kaybının, beden imajı algısını olum-suz yönde etkilediğine ilişkin elde edilen sonucun, doğal ve olağan olduğu söylenebilir.

Cinsel yaşamda bozulma

Cinsellik, bireyin cinsel aktivite ile ilgili dokunma ge-reksinimi, yeterlilik duyguları ve iletişim için bir eş ih-tiyacı gibi kavramları içine alır. Kadınlar için cinsellik, arzu edilebilir olma, çocuk doğurma kapasitesi ve beden imajı düşüncelerini kapsar. Cinsel ilişki ise ye-terliliğin ötesinde emosyonel, entellektüel ve sosyo-kültürel bileşenleri de içine alan geniş bir kavramdır (Henson, 2002; Öztürk, 2013).

Meme kanserli kadınlarda uygulanan cerrahi giri-şimler özellikle mastektominin beden imajındaki olumsuz etkisinin yanında, cerrahi girişim sonra-sı 5 yıl süre ile kadınların kullandığı tamoksifen ve raloksifen gibi antiöstrojenik ilaçların oluşturduğu vajinal kuruluk, cinsel işlevde bozulmaya neden ola-bilir. Kissane, White, Cooper ve Vitetta’nın (2004) mastektomili kadınlar ve onların partnerleri ile yap-tıkları çalışmada, katılımcılar cerrahi girişimin neden olduğu fiziksel problemleri ve cinsel yaşamlarındaki etkisini vurgulamışlardır. Shrestha’nın (2012), yap-tığı çalışmada 7 kadın eşleri ile olan cinsel yaşamları konusunda konuşmaktan rahatsızlık duyarken, 2’si göğsündeki boşluk nedeniyle rahatsızlık hissettiği-ni, 1 tanesi de cinsel istekte azalma olduğunu bil-dirmiştir. Aygın ve Arslan’ın (2008) çalışmasında eşi ile ilişkileri etkilenenlerin %32’si fiziksel olarak kendini yetersiz hissettiğini ifade etmiştir. Sertöz, Mete, Noyan, Alper ve Kapkaç’ın (2004) çalışma-sında, total mastektominin beden algısını bozduğu,

(7)

bozulmuş beden algısının cinsel doyumda azalmaya ve eş uyumunda bozulmaya neden olduğu, meme kanserli kadınlarda en sık gözlenen cinsel işlev bo-zukluğunun, cinsel ilişkiden kaçınma ve iletişim bozukluğu olduğu bulunmuştur. Avis, Crawford ve Manuel’in (2004), kadında meme kanseri ile ilgili so-runları belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada en fazla göze çarpan sorunlar arasında, kadınların be-denlerinde meydana gelen değişiklikten rahatsızlık duyma ve eşleriyle ilişkilerinde sorun yaşama oldu-ğu saptanmıştır. Yine bir çalışmada, 50 yaşın altında kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi uygulanan ka-dınların cinsel problem skorunun, tanı konulmadan önceki döneme göre yüksek olduğu görülmüştür. Genç kadınlarda cinsel sorunlar zamanla azalması-na karşın ilk 1 yılda tanı konulmadan öncekine göre daha fazla olduğu bildirilmektedir (King, 2007). Bu çalışmada, kadınlar ameliyat sonrasında cinsel yaşamının etkilendiğini ve eskisi gibi olmadığını ifade etti. Önceki çalışma sonuçlarını ve literatür bilgisini destekleyen ve cinsel işlev bozukluğunu gösteren bulgular, kadın ve anne olmanın önemli bir simgesi olmanın yanında cinsel obje olan memenin kaybının, doğal bir sonucu olarak değerlendirilebilir.

Korku

Tekrarlama korkusu

Meme kanseri tedavisinde birincil tedavi uygulandık-tan sonra kadınlar arasında görülen en yaygın korku-nun tekrarlama korkusu olduğu, korkukorku-nun nedeni ola-rak da kanser hücrelerinin tamamen temizlenemediği kuşkusu olduğu bildirilmektedir (Oxlad, Wade, Hall-sworth, ve Koczwara, 2008). Silva ve Santos’un (2010) çalışmasında, bulunan temalardan biri de tekrarlama ve metastaz korkusudur. Kadınların çoğunluğu, has-talığın tekrarlamasından ve metastazdan korktuklarını ifade ederken başka bir kadın ise mammografiye her gittiğinde endişe duyduğunu belirtmiştir. Bir çalışma-da, hastalardan birisi hastalığın diğer göğsünde de ola-bileceğini ve ameliyattan sonra yine tekrarlayabileceği endişesini yaşadığını ifade etmiştir (Yusuf, Ab-Hadi, Mahamood, Ahmad, ve Keng, 2013). Härtl ve ark.’nın (2003) çalışmasında tekrarlama korkusunun oldukça yüksek olduğu belirlenirken, Shrestha’nın (2012) çalış-masında katılımcılar, anksiyete, depresyon, tekrarlama ve metastaz korkuları olduğunu ifade etmiştir. Oxlod ve ark.’nın (2008) yaptıkları grup odak çalışmasında da çalışmaya katılan kadınların, cerrahi tedaviden son-ra hastalığın tekson-rarlayacağından endişe duyduklarını ifade etmiştir.

Meme kanserli kadınlar arasında çok yaygın bir duygu olan tekrarlama korkusunun, bu çalışmada örneklemi oluşturan kadınların da yaşıyor olması çok doğal bir durumdur. Sonuç literatür bilgilerini ve önceki çalış-ma bulgularını desteklemektedir.

Ölüm korkusu

Kanserin yaşamı tehdit eden bir hastalık olması bire-yin birçok psikolojik tepki vermesine neden olabilir. Verilen bu tepkilerin altında yatan temel neden kor-kudur. Bu korkuların başında ölüm korkusu ilk sırada yer almaktadır (Çam ve Gümüş, 2006).

Yusuf ve ark. (2013) yaptıkları çalışmada, hastalardan biri tanı ilk söylendiğinde tedavi edilemeyen bir has-talık olarak düşünüp yarın kendinin öleceğini düşün-düğünü söylerken, diğeri de aklına ilk olarak çocuk-larının geldiğini ifade etmiştir. Shrestha’nın (2012) yaptığı çalışmada, katılımcıların çoğunluğu ölüm korkusu olduğunu ifade ederken, Vilhauer‘in (2008) yaptığı çalışmada ise kadınların %71’i ölüm korkusu olduğunu belirtmiştir.

Çalışmada, kadınlardan bir kısmı ölüm korkusu olduğu-nu ifade etti. Bir önceki çalışma bulgusuna paralel ola-rak ölüm korkusunun da yaşanması, kanserle karşılaşan bireylerde kaçınılmaz bir olgu olup, sonuç literatür bilgi-sini ve diğer çalışma bulgularını desteklemektedir.

Hastalıkla Baş etme Yolları

Aynı sorunu olan hastalarla görüşme

Kadınların aynı cerrahi girişimi geçirmiş diğer ka-dınlarla sorunlarını ve endişelerini tartışması için görüşmesi, kadının duygularının normal olduğunu anlamasına yardımcı olarak çok önemli destek sağ-layabilmektedir (Smeltzer, Bare, Hinkle, ve Cheever, 2008). Taleghani ve ark.’nın (2006) yaptığı çalışmada kadınlardan birisi, doktorunu ziyarete gittiğinde ora-da birçok hasta gördüğünü, bunlarora-dan birisinin yıllar önce ameliyat olduğunu çok mutlu ve sağlıklı oldu-ğunu gördüğünü belirtmiştir. Onunla konuştuğunda iki şey düşündüğünü bunlardan birincisinin kendisi gibi birçok kadının olduğunu, yalnız olmadığını, ikin-cisinin ise onların da hastalıkla yaşamaya alıştıkları olduğunu ifade etmiştir.

Çalışmada kadınlar hastanede tedavi sırasında tanış-tığı kadınlar ile görüştüğünü ifade etti. İfadelerden anlaşıldığına göre kadınlar kendisi ile aynı durumda olan hastaları kader arkadaşı gibi görmekte ve birbiri-lerine destek olarak hastalık ile baş etmeye

(8)

çalışmak-tadırlar. Sonuç, literatürde de sıkça vurgulandığı gibi aynı durumda olan hastalarla görüşmenin hem has-tanın hastalığı ile yüzleşmesini, hem de hastalık sü-recindeki değişimi görmesini sağlamaya yardımcı ol-duğunu gösteren bir bulgu olarak değerlendirilebilir.

Aile desteği

DSÖ raporuna göre ruh sağlığını koruyucu faktörler arasında ailenin ve dostların sosyal desteğinin önemi kanıtlara dayalı olarak açıklanmıştır. İyi bir aile ilişkisinin olması ve aileden alınan destek kadının meme kanseri ile baş etmesinde önemli oranda yardımcı olmaktadır (Ardahan ve Yeşilbakan, 2010; Terakye ,2011).

Ardahan ve Yeşilbakan’ın (2010), çalışmasında, aile desteği skorunun oldukça yüksek olduğu, Elmir ve ark.’nın (2009) yaptığı çalışmada kadınların hepsinin aileden ve arkadaşlarından, tanı sürecinden ameliyat dönemine kadar destek aldıkları ve Acar’ın (2009) çalışmasında da çalışmaya katılanların %80’inin aile desteği aldıkları bildirilmiştir. Yine bir çalışmada ka-tılımcıların %77’si aile desteğinin kendileri için te-mel oluşturduğunu belirtmiştir (Greenslade, Eliot ve Mandville- Anstey, 2010).

Örneklem grubundaki kadınların varoluşlarını sağla-yan çok sayıda paylaşımlarının olduğu aile bireyleri-nin, fiziksel ve duygusal açıdan oldukça yıpratıcı olan kanserle baş etmeye çalıştığı bu dönemde, aile des-teğini aldıklarını ifade etmesi sevindirici olmakla bir-likte sonuç literatür bilgilerini ve çalışma sonuçlarını desteklemektedir.

Maneviyat

Ülkemiz insanları, hasta olduğu zaman bir taraftan tıbbın olanaklarından yararlanırken diğer yandan da maneviyatı ve inancıyla yaşamını tehdit eden bu du-ruma direnmeye çalışmaktadır. Hastalığı ile baş eder-ken olumlu ve olumsuz manevi baş etme yöntemle-rini kullanmaktadır. Yapılan çalışmalarda, manevi ve inançsal baş etme yöntemlerinin hastalar arasında daha çok kadınlarda, yaşlılarda ve sosyoekonomik düzeyi düşük olan bireylerde tercih edildiği gözlen-miştir (Daştan ve Buzlu, 2010). Ayrıca, dini inanç ve maneviyatın kanser hastalığı ve tedaviye psikososyal uyumda önemli katkıda bulunduğu gösterilmiştir. Dini inanç, kanser hastaları için umut kaynağı olurken yaşam kalitesinin artmasına da önemli katkıda bu-lunmaktadır (Weaver ve Flannelly, 2004). Vallurupalli ve ark.’nın (2012) yaptıkları çalışmada ilerlemiş kan-seri olan hastaların %84’ünün dini ve manevi inan-cın kanser ile baş etmede kendilerine güven verdiğini

belirttikleri bildirilmektedir. Feher ve Maly’in (1999) araştırmasında, meme kanserli kadınların, %91’inin inancın duygusal desteği, %70’inin sosyal desteği ve %64’ünün kanser yaşantısından anlam yarat-ma yeteneğini arttırarak inançlarının hastalıklarıyla baş etmede olumlu etkileri olduğunu belirtmişlerdir. Yine bir çalışmada görüşme yapılan meme kanserli 27 kadının 26’sı manevi inancın kanser hastalarının iyileşmesinde önemli olduğunu belirttiği (Chouma-nova, Wanat, Barrett , ve Kopman, 2006), Karbani ve ark.’nın (2011) çalışmasında kadınların bir kısmının dua etmenin ve tanrı inancının kendilerine iyi geldiği-ni ifade ettiği, Henderson, Gore, Davis ve Condon’un (2003) yaptıkları çalışmada ise çalışmaya katılan ka-dınların, dua etme ve inançlarının hastalığın her aşa-masında hastalık ile baş etmelerinde önemli bir yeri olduğunu ifade ettiği görülmüştür.

Ülkemiz insanları, hasta olduğu zaman bir taraftan tıbbın olanaklarından yararlanırken diğer yandan da maneviyatı ve inancıyla yaşamını tehdit eden bu du-ruma direnmeye çalışmaktadır. Hastalığı ile baş eder-ken olumlu ve olumsuz manevi baş etme yöntemle-rini kullanmaktadır. Yapılan çalışmalarda, manevi ve inançsal baş etme yöntemlerinin hastalar arasında daha çok kadınlarda, yaşlılarda ve sosyoekonomik düzeyi düşük olan bireylerde tercih edildiği gözlen-miştir (Daştan ve Buzlu, 2010) .

Vallurupalli ve ark.’nın (2012) yaptıkları çalışmada iler-lemiş kanseri olan hastaların %84’ünün dini ve ma-nevi inancın kanser ile baş etmede kendilerine güven verdiğini belirttikleri bildirilmektedir. Feher ve Maly’in (1999) araştırmasında meme kanserli kadınların, %91’inin inancın duygusal desteği, %70’ inin sosyal desteği ve %64’ünün kanser yaşantısından anlam yaratma yeteneğini arttırarak inançlarının hastalıkla-rıyla baş etmede olumlu etkileri olduğunu belirtmiş-lerdir. Yine bir çalışmada görüşülen meme kanserli 27 kadının 26’sı manevi inancın kanser hastalarının iyileşmesinde önemli olduğunu bildirmiştir (Chou-manova ve ark., 2006). Karbani ve ark.’nın (2011), çalışmasında kadınların bir kısmının dua etmenin ve tanrı inancının kendilerine iyi geldiğini ifade ettiği, Henderson ve ark.’nın (2003) yaptıkları çalışmada ise çalışmaya katılan kadınların, dua etme ve inançlarının hastalığın her aşamasında hastalık ile baş etmelerin-de önemli bir yeri olduğunu ifaetmelerin-de ettiği görülmüştür. Çalışmada meme kanseri tanısı konulan ve teda-vi edilen kadınların bir kısmının hastalığın Allah’tan geldiğini belirterek kabullendiği ve baş etmeye

(9)

ça-lıştığı görüldü. Çalışma bulgularının diğer çalışmaları destekler durumda olduğu ve manevi inançların has-talıkla baş etmede önemli bir yeri olduğu söylenebilir.

SONUÇ ve ÖNERİLER

Sonuç olarak, çalışmada memenin kaybının kadınlar için oldukça travmatik bir süreç olduğu anlaşılmak-tadır. Meme kanseri tanısının ilk açıklanması sıra-sında hastanın yalnız olmamasına (aile, eş, çocuk ve yakınları ile birlikte) özen gösterilmesi, tanı, tedavi ve bakım girişimlerine ilişkin hasta ve aile/yakınlarını bilgilendirmede, empatik bir yaklaşım içinde onları rahatsız edecek sözcük ve davranışlardan kaçınıla-rak duygu, düşünce ve endişelerini açıklamalarına izin verilmelidir. Tanının ilk konulmasından ameliyat sonrası döneme kadar kadınların psikososyal yönden değerlendirilmeleri bu sürece uyum sağlamaları açı-sından önemlidir.

Etik Komite Onayı: İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp

Fa-kültesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan 09.11.2011 tarih, 16373 sayı no ile etik kurul izni alınmıştır.

Hasta Onamı: Yazılı onam bu çalışmaya katılan kadınlardan

alınmıştır.

Hakem Değerlendirmesi: Dış bağımsız.

Yazar Katkıları: Fikir – S.S.T.; Tasarım – S.S.T., N.K.; Denetleme

– S.S.T., N.K.; Kaynaklar – S.S.T., N.K.; Malzemeler – S.S.T.; Veri Toplanması ve/veya İşlemesi – S.S.T.; Analiz ve/veya Yorum – S.S.T., N.K.; Literatür Taraması – S.S.T., N.K.; Yazıyı Yazan – S.S.T.; Eleştirel İnceleme – N.K.; Diğer – S.S.T., N.K.

Çıkar Çatışması: Yazarlar çıkar çatışması bildirmemişlerdir. Finansal Destek: Yazarlar bu çalışma için finansal destek

al-madıklarını beyan etmişlerdir.

Ethics Committee Approval: Ethics committee approval was

obtained from the Clinical Research Ethics Evaluation Board of Istanbul University Cerrahpaşa Medical Faculty with the number 0937.2011, number 16373.

Informed Consent: Written consent was obtained from

wom-en participating in this study

Peer-review: Externally peer-reviewed.

Author Contributions: Concept – A.T.B.; Design – T.G., A.T.B.;

Su-pervision – T.G., A.T.B.; Resources – T.G., A.T.B.; Materials – T.G.; Data Collection and/or Processing – T.G.; Analysis and/or Inter-pretation – A.T.B., T.G.; Literature Search – T.G., A.T.B.; Writing Manuscript – T.G.; Critical Review – A.T.B.; Other – T.G., A.T.B.

Conflict of Interest: The authors have no conflicts of interest

to declare.

Financial Disclosure: The authors declared that this study has

received no financial support. KAYNAKLAR

Acar, A. (2009). Sexual functions of females with breast cancer and affecting factors. (Master’s Thesis). Mersin Univer-sity Institute of Health Sciences Nursing Department, Mersin. Akyolcu, N. (2008). Sexual life after surgery after breast cancer. Journal of Breast Health, 4(2), 77-83.

Ardahan, M., & Yeşilbakan, Ö. U. (2010). Perceived family support of women with breast cancer and affecting factors in Turkey. Asian Pacific Journal of Cancer Prevention, 11(5), 1425-1429.

Arroyo, J. M. G., & Lopez, M. L. D. (2011). Psychological prob-lems derived from mastectomy: A qualitative study. Interna-tional Journal of Surgical Oncology, 8, 1-8. [Crossref]

Avis, N., E., Crawford S., & Manuel, J. (2004). Psychosocial problems among younger women with breast cancer. Psy-cho-Oncology, 13(5), 295-308. [Crossref]

Aygın, D., & Aslan, F. E. (2008). A study of sexual dys-function in women with breast cancer. The Journal of Breast Health, 4(2), 105-114.

Burwell, S. R., Case, L. D., Kaelin, C., & Avis, N. E. (2006). Sex-ual problems in younger women after breast cancer surgery. American Society of Clinical Oncolog, 24(18), 2815- 2821.

Cheville, A. L., & Tchou, J. (2007). Barriers to rehabilitation following surgery for primary breast cancer. Journal of Surgi-cal Oncology, 95, 409-418. [Crossref]

Choumanova, I., Wanat, S., Barrett, R., & Kopman, C. (2006). Religion and spirituality in coping with breast cancer: Perspec-tives of Chilean women. The Breast Journal, 12(4), 349-352.

[Crossref]

Coyne, E., & Borbasi, S. (2009). Living The experience of breast cancer treatment: The younger women’s perspective. Australian Journal of Advanced Nursing, 26(4): 1-13.

Çam, O., & Gümüş, A. B. (2006). Emotional support focused nursing interventions for the women with breast cancer. Jour-nal of Cumhuriyet University School of Nursing, 10(3), 52-60. Daştan, N. B., & Buzlu, S. (2010). The effects of spirituality in breast cancer patients and spiritual care. Journal of Maltepe University Nursing Science and Art, 3(1), 73-78.

Elmir, R., Jackson, D., Beale, B., & Schmied, V. (2009). Against all odds: Australian women’s experiences of recov-ery from breast Cancer. Journal of Clinical Nursing, 19, 2531-2538. [Crossref]

Feher, S., Maly, & R. C. (1999). Coping with breast cancer in later life: The role of religious faith. Psycho-Oncology, 8(5), 408-416. [Crossref]

Greenslade, M. V., Eliot, B. B., & Mandville-Anstey, S. A. (2010). Same-Day Breast Cancer Surgery: A qualitative study of lived experiences. Oncology Nursing Forum, 37(2), 92-97.

[Crossref]

Güleç, G., & Büyükkınacı, A. (2011). Cancer and psychiatric disorders. Current Approaches in Psychiatry, 3(2), 343-367.

Härtl, K., Janni, W., Kästner, R., Sommer, H., Strobl, B., Rack, B., et al. (2003). Impact of medical and demographic factors

(10)

on long-term quality of life and body image of breast cancer patients. Annals of Oncology, 14, 1064-1071. [Crossref]

Henderson, P. D., Gore, S. V., Davis, B. L., & Condon, E. H. (2003). African American women coping with breast Cancer: A Qualitative Analysis. Oncology Nursing Forum, 30(4), 641-647. [Crossref]

Henson, H. K. (2002). Breast cancer and sexuality. Sexual-ity and DisabilSexual-ity, 20(4), 261-275. [Crossref]

Karamanoğlu, A. Y., & Özer, F. G. (2008). Home car for mas-tectomy patients. Journal of Breast Health, 4(1), 3-8.

Karbani, G., Lim, J.N. W., Hewison, J., Atkin, K., Horgan, K., Lansdown, M., et al. (2011). Culture, attitude and knowledge about breast cancer and preventive measures: A qualitative study of South Asian breast cancer patients in the UK. Asian Pacific Journal of Cancer Prevention, 12(6), 1619-1626.

King, C. R. (2007). Young women may experience sexual problems after breast cancer surgery. Oncology Nursing Fo-rum, 34(1), 19.

Kissane, D., White, K., Cooper, K., & Vitetta L. (2004, April). Impact of surgery on sexual function. In Psychosocial impact in the areas of body image and sexuality for women with breast cancer. National Breast Cancer Centre incorporating the ovarian cancer program. National Breast Cancer Centre, Sydney, Australia.

Koçan, S., & Gürsoy, A. (2016). Body image of women with breast cancer after mastectomy: A qualitative research. Breast Health, 12: 145-50. [Crossref]

Lim, C. C., Devi, K. M., & Ang, E. (2011). Anxiety in women with breast cancer undergoing treatment: A systematic re-view. International Journal of Evidence- Based Healthcare, 9, 215-235.

Morgan, P. D., Mock, V., Rose, L., & Fogel, J. (2004). African American women’s emotional responses to breast cancer. Women’s Health and Urban Life, 3(1), 56-73.

Oxlad, M., Wade, T. D., Hallsworth, L., & Koczwara, B. (2008). ‘I’m living with a chronic illness, not... dying with cancer’: A qualitative study of Australian women’s self-iden-tified concerns and needs following primary treatment for breast cancer. European Journal of Cancer Care, 17(2), 157-166. [Crossref]

Öztürk, D. (2013). The Effect on breast reconstruction af-ter mastectomy and sexual life. (Masaf-ter’s Thesis). İstanbul University Faculty of Health Sciences Surgical Nursing, İstanbul.

Przezdziecki, A., Kerry, A., Sherman K. A., Baillie, A., Taylor, A., Foley, E., et al. (2013). My changed body: Breast cancer, body image, distress, and self-Compassion. Psycho-Oncology, 22(8),1872-9. [Crossref]

Sertöz, Ö. Ö., Mete, E. H., Noyan, A., Alper, M., & Kapkaç, M. (2004). Effects of surgery type on body image, sexuali-ty, self-esteem, and marital adjustment in breast cancer: A

controlled study. Turkish Journal of Psychiatry, 15(4), 264-275.

Shrestha, K. (2012). Psychological impact after mastecto-my among Nepalese women: A qualitative study. Nepal Medi-cal College Journal, 14(2), 153-156.

Silva, G., & Santos, M. N. (2010). Stressors in breast cancer post-treatment: A qualitative approach. Revista Latino-amer-icana de Enfermagem, 18(4), 688-695. [Crossref]

Smeltzer, S. C., Bare, B. G., Hinkle, J. L., Cheever, K. H. (2008). Assessment and management of patients with breast disorders. In Brunner & Suddarth’s textbook of medical surgi-cal nursing. (pp.1457-1484). Philadelphia, PA: Lippincott Wil-liams and Wilkins.

Taleghani, F., Yekta, Z. P., & Nasrabadi, A. N. (2006). Coping with breast cancer in newly diagnosed Iranian women. Journal of Advanced Nursing 54(3), 265-273. [Crossref]

Terakye, G. (2011). Interaction with the patient and his rel-atives. Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Elektronik Dergisi, 4(2), 78-82.

Tünel, M., Vural, A., Evlice, Y. E., & Tamam, L. (2012). Psychi-atric problems in patients with breast cancer. Archives Medi-cal Review Journal, 21(3), 189-219.

Uçar, T., & Uzun, Ö. (2008). Examination of effect on body im-age, self-esteem, and marital adjustment of mastectomy in wom-en with breast cancer. The Journal of Breast Health, 4(3): 162-168. Ünal, H. (2008, March). Surgeon’s perspective on patient with breast cancer. In İstanbul University Cerrahpaşa Faculty of Medicine Continuing Medical Education Activities Sympo-sium Series, İstanbul.

Vallurupalli, M., Lauderdale, K., Balboni, M. J., Phelps, A. C., Block, S. D., & Ng, . K., (2012). The role of spirituality and religious coping in the quality of life of patients with advanced cancer receiving palliative radiation therapy. The Journal of Supportive Oncology, 10(2), 81-87. [Crossref]

Vilhauer, P. R. (2008). A qualitative study of the experienc-es of women with metastatic breast cancer. Palliative & Sup-portive Care, 6, 249-258. [Crossref]

Weaver, A. J., & Flannelly, K. J. (2004). The role of religion/ spirituality for cancer patients and their caregivers. Southern Medial Journal, 97(12), 1210-1214. [Crossref]

Yıldırım, A., & Şimşek, H. (2008). Sampling in qualitative research: Qualitative research methods in social sciences. (pp.104-112). İstanbul: Seçkin Publishing.

Yusuf, A., Ab Hadi, I. S, Mahamood, Z., Ahmad, Z., & Keng, L. K. (2013). Understanding the Breast Cancer Experience: A qualitative study of Malaysian women. Asian Pacific Journal of Cancer Prevention, 14(6), 3689-3698. [Crossref]

Ziegler, C. P., Sassi, M. L., Raffoul, W., Delaloye, J. F. (2010). Mastectomy, body deconstruction, and impact on identi-ty: A qualitative study. British Journal of Health Psychology, 15(pt3): 479-510. [Crossref]

Referanslar

Benzer Belgeler

Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakül- tesi genel cerrahi anabilim dalında Ocak 2005 ve Aralık 2013 tarihleri arasında meme kanseri nedeni ile meme koruyucu

In a meta-analysis of 50 patients with early breast cancer in a study organized by the American National Cancer Institute (NCI), it was determined that the presence of positive

Bugün için kes in korunma bilateral mastektomidir (3). HORMON TEDAVİSİNİN PRENSİPLERİ : a) Hormon üreten organ ların cerrahi veya med ikal olarak ortadan

Twentyyear follow-up of a randomized study comparing breast- conserving surgery with radical mastectomy for early breast cancer. Fisher B, Jeong JH, Anderson S, Bryant J, Fisher

BMI, age, preoperative and severe acute postoperative pain, the type of surgery, the length of hospital stay, development of complications, chemotherapy and radiot- herapy treatment

Moreover, some studies have found that tamoxifen, which effects on estrogenic receptors, can lead to changes in the cervicovaginal epithelium (8, 9). Concerning the

[ 2 ] ( Adana âlim ve şâirleri ) ünvanile hazırladığımız büyük ve ta ­ rihî noktaları tesbit eden kitabımızı bastırmağa fırsat bulamadığımız ci­ hetle

Özet: Çocuklar›n toplu olarak bulundu¤u krefl ve okul gibi yerlerde Haemophilus influenzae tafl›y›c›l›¤› yayg›n olarak görü- lür.. Bu çal›flmada,