ki iItí ir sa n a
31 Ocak ¿002 Perşembe
SIRMA KOKSAL
Nâzım’la
tanışmak
Alain de Bottun, “Proust Hayatımızı Nasıl Değiştirebilir?” adlı kitabında “Pro- ust’a duyulan içten bağlılık, kendi gözle rimizle onun dünyasına değil, onun göz leriyle kendi dünyamıza bakmamızı ge rektiriyor” der. Kitabın adını da cümleyi de değiştirip Proust’un yerine “bir yazar’ı koymakta hiçbir sakınca görmüyorum. Buradaki “bir yazar ın kim olduğunun ise hiç önemi yok, herhangi biri olabilir. Ama bazı yazarlar, dünyasına kendi gözleri mizle bakmayı inatla sürdürdüğümüz ya zarlar, bana bu cümleyi daha sık hatırlatı yor; mesela Nâzım Hikmet.
Nâzım Hikmet, Türk aydınlarının, sol cularının her zaman hakkında konuşmak tan, hatta gevezelik etmekten hoşlandık ları bir isim oktu. Öyle ki birçok zaman yazılan, çizilen ve konuşulanın Nâzım Hikmet’in şiirini, edebiyatını, dünyaya ba kışını görmezden gelmekteki başarısı al kışlanacak boyutlara ulaşır. Tüm şiirinin i- çinden seçilen iki üç parça, o da çoğun lukla yanlış yorumlanarak, salt bir ibade tin yerine getirilişindeki alışkanlığın aldır mazlığı içinde ezberden okunur, içler ra hatlar. Gerisi edebiyattır, işimize bakalım. Bakalım bakmasına da, ortada ideolog dan, politikacıdan başka bir şey, şair olan biıi var. Aslında bu tavrın arkasında dar görüşlü, sığ inanışlardan çok onun yasak- lanmışlığı ile kendi kıstınlmışlığı arasında paralellik kunıp, kendi darlığı içine sığın manın payı var, yani onun dünyasına kendi gözlerimiz, kendi gerçeğimiz ve kendi dünya görüşümüzle bakmanın...
Nedim Gürsel geçtiğimiz günlerde ya yımlanan “Dünya Şairi Nâzım Hikmet” adlı kitabının girişinde “Onun şiirini yaşa dığı dönem den ve siyasal savaşımından da ayn düşünemeyiz,” derken benzeri kaygılara işaret ediyor. Kitabı da zaten Nâzım Hikmet in şiirini, etkilendiği kay naklar ve yaşadığı çağ ile birlikte açıkla mayı deneyen bir çalışma. Bu açıdan ba kıldığında en azından içimize yer etmiş ci lan şekilci Nâzım Hikmet okumalarına karşı bizi uyanyor. Gürsel, çalışmasında şairin özellikle yapıtı üzerinde yoğunlaşı yor.
Öte yandan Saime Göksu ve Edward Timins in çalışması “Romantik Komünist", edebiyat üzerine bir inceleme olmaktan uzak, biyografik bir çalışma. Ancak Nâzım ı da şiirini de anlamak için çok ö- nemli ipuçları içeriyor. Özellikle de Nâzım Hikmet üzerindeki Mayakovski gi bi şairlerin, Stanislavski, Meyerhold gibi tiyatroculann etkisini açıklarken onun şii rine olduğu kadar dünya görüşüne de da ha yakından bakmamızı sağlıyor. Çünkü her ne kadar Nâzım Hikmet, fütiirist ol madığını açıklamış olsa da, fütüristlerin, hele hele Mayakovski'nin derin etkileri, şiirinde göze çarpan özelliklerinden. Bu radan çıkarak Nâzım ın .dünya görüşüne ilişkin temel ayrımını yakalamak da mümkün. Nâzım Hikmet, yeni bir ideolo jinin değil, yeni bir dünyanın, ahlak görü şü. biçimsel yaptlanışı, üretim ilişkileri, in san ilişkileri ile yeni olan bir dünyanın sa vunucusu. Salt ideolojik söz ile yetinme diği içindir ki, şiirinde söze ilişkin yenilik çilikle kalmamış, biçimsel yeniliklerin de arayışına ginııiş, yeni olayların biçiminde ki yeniliği de hiçbir zaman göz ardı etme diği için ütopik manzumeler söyleyen bir şair düzeyinde kalmamıştı.
Nâzım Hikmet in sanatta giriştiği yeni likçi arayışları tiyatro oyunlannda da ken dini gösterir. Şu sıralar süregelen Nâzım Hikmet furyasında, şairin dünyasına ya kınlaşmak isteyenlerin İstanbul Devlet Ti- yatrosu’nda oynanmakta olan “Bu Bir Rü yadır" adlı oyuna bakmalarında fayda o- labilir. Mustafa Avkıran’ın yönetmenliğini yaptığı oyun, sahneye konuluşu açısın dan geleneksel olanla deneysel olan ara sındaki birliği, yaptığı oyun, sahneye ko nuluşu açısından geleneksel olanla de neysel olan arasındaki birliği, dengeyi a- ravan Nâzım Hikmet in sanat anlayışına sonuna dek sadık kalıyor. Eğlenceli bir halk opereti biçiminde yazılmış olan o- yun, her ne kadar öncelikle yazarın dün ya görüşünü savunma amacını taşıyorsa da. dinamizmi, dildeki yetkinliği ile kuru bir propaganda olmanın çok ötesine ge çiyor.
Tabii bu arada, Nâzım Hikmetin ki tapları da Yapı Kredi Yayınları tarafından yeniden yayımlanmaya başladı. Daha ön ce Adam Yayınları tarafından yayımlanan kitapların bu gürültülü yayınevi değiştir me hali de ister istemez, hele de yazarın 100. doğum yılma denk gelince, umarım Nâzım Hikmet etrafında örülen o boğucu halenin yerine kendisine yaklaşmamız, yani bir kez de onun gözleriyle kendi dünyamıza bakmayı denememiz için bir vesile olur.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi