• Sonuç bulunamadı

Meme Kanserinde Erken Tanıya Yönelik Tutum ve Davranışlar : Bir Rehber Olarak Sağlık İnanç Modelinin Kullanımı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Meme Kanserinde Erken Tanıya Yönelik Tutum ve Davranışlar : Bir Rehber Olarak Sağlık İnanç Modelinin Kullanımı"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

C. Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 2003, 7 (1)

MEME KANSERİNDE ERKEN TANIYA YÖNELİK TUTUM VE DAVRANIŞLAR: BİR

REHBER OLARAK SAĞLIK İNANÇ MODELİNİN KULLANIMI

Nursen Ö NAHCİVAN * Selda SEÇGİNLİ **

* Doç.Dr., İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul ** Arş. Gör., İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu, İstanbul

ÖZET

Meme kanseri, kadınlarda kanserden ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Kendi kendine meme muayenesi, mammografi ve klinik meme muayenesi, meme kanseri mortalite oranlarını azaltmada önerilen erken tanı yöntemleridir. Birçok kadının bu yöntemleri uygulamadaki yetersizlikleri, erken tanıya yönelik tutum ve davranışları etkileyen nedenlerin incelenme gereğini ortaya koymaktadır. Sağlık İnanç Modeli bireylerin erken tanıya ilişkin tutum ve davranışlarını anlamada ve açıklamada yaygın olarak kullanılan modellerden biridir. Bu yazıda meme kanserinin erken tanısında etkili olan davranışları sağlık inanç modeli kapsamında tanımlamak amaçlanmıştır. Böylece, bu alanda çalışan hemşirelerin meme sağlığına yönelik daha etkin girişimlerde bulunmasında yol gösterici olacağı düşünülmektedir.

Anahtar sözcükler: Sağlık İnanç Modeli, meme

kanseri, erken tanı, tutum ve davranışlar, hemşirelik

SUMMARY

Attitudes and behaviors toward breast cancer early detection: Using the health belief model as a guide

Breast cancer is the first leading cause of canser deaths among women. Breast self examination, mammography and clinical breast examination are recommended methods for decreasing breast cancer mortality rates. Because of the limitations in practicing these methods among women, it is required to identify the attitudes and behaviors, influencing them. The health belief model is one of the models, used widely in understanding and explaining the person’s attitudes and behaviors toward early detection. In this paper, it is aimed to identify the behaviors, influencing breast cancer early detection in the content of health belief model. Thus, it is thought that it will be a guide for nurses, working in this field, in more effective attempts through breast health.

Key words: Health belief model, breast cancer, early

detection, attitudes and behaviors, nursing

GİRİŞ

Meme kanseri, dünyadaki tüm kadınlarda en sık görülen ve ölüme yol açan ciddi hastalıklardan biridir (Han, Bauman, Cimprich 1996; Hoeman, Ku, Ohl 1996; Vietri, Poskitt, Slaninka 1997). İnsidans ve prevelans çalışmaları daha çok gelişmiş ve batı toplumlarındaki kadınlarda sorunun önemine dikkati çekmekle birlikte, Türkiye’deki mevcut veriler, meme kanserinin kadınlarda görülen tüm kanser olguları içinde %24.1’lik bir oran ile ilk sırada olduğunu göstermektedir (Sağlık Bakanlığı, 2000). Ortalama yaşam süresinin artması, yaşam tarzındaki değişiklikler, tanı testlerinde ve kanser olgularının bildirimindeki artışlar meme kanseri insidansında artışa yol açan başlıca nedenler arasında sayılmaktadır (Ali 1996).

Meme kanserinin erken dönemde belirlenerek yaşamın korunması ve kalitesinin yükseltilmesinde erken tanının önemi kuşkusuz yadsınamaz. Bu konuda yapılan çeşitli çalışmalar(Holm, Deborah, Curtin 1999; Mc Donald, Thorne, Pearson ve ark.1999; Mikhail ve Petro-Nustas 2001; Miller 1991; Vietri, Poskitt, Slaninka 1997) meme kanserinin erken tanısı ile tedavi başarısı ve prognoz arasındaki önemli ilişkilere dikkati çekmektedir. Son yıllarda özellikle yüksek riskli gruplara yönelik olarak meme kanserinden korunma amaçlı genetik çalışmaların sürdürüldüğü bilinmektedir. Ancak çeşitli araştırma bulgularına göre genetik çalışmaların klinik ve toplum

düzeyindeki uygulamaları tartışmalıdır (Armstrong,

Weber, Ubel ve ark 2002;Coughlin, Khoury, Steinberg 1999; Elwood 1999; Rosenthal ve Puck 1999; Warren 2001). Bu nedenle, henüz meme kanserinden birincil korunma önlemlerinin yaygın uygulamalar arasında yer

(2)

almaması, mortalite oranlarını azaltmada temel strateji olarak erken tanı yolu ile ikincil koruma önlemlerinin önemini ortaya koymaktadır. Erken tanı ve tedavi yüksek riskli grupların kansere bağlı ölümlerini önlemede ve azaltmada hayati önem taşımaktadır. Dünyada bilinen ve uygulanan en yaygın yaklaşımlar tarama programlarıdır. Bu programlarla bireylerin kansere yönelik farkındalık durumunun arttırılması, erken tanının öneminin anlaşılması ve uygun tedavinin yapılması sağlanmaktadır (Sadler, Dhanjal, Shah ve ark.2001).

Kendi kendine meme muayenesi (KKMM), mammografi ve klinik meme muayenesi meme kanserinin erken tanısı için önerilen başlıca erken tanı yöntemleri olarak tanımlanırken, bireylerin bu uygulamaları yapmaları erken tanı ya da tarama davranışları olarak ifade edilmektedir (Barroso, McMillan, Casey ve ark.2000; Han, Baumann, Cimprich 1996; Longman, Saint-Germain, Modiano 1992; McDonald, Thorne, Pearson ve ark.1999; Miller, To, Baines ve ark. 2000; Sadler, Dhanjal, Shah ve ark. 2001; Vietri, Poskitt, Slaninka 1997). Literatürde erken tanıya yönelik tutum ve davranışlar koruyucu ve tarama davranışları ile aynı anlamda kullanılmaktadır (Burak ve Meyer 1997; Champion 1993; Sadler, Dhanjal, Shah ve

ark. 2001). Meme kanserine ilişkin çeşitli araştırma

raporları (Barroso, McMillan, Casey 2000; Burak ve Meyer 1997; Champion 1985; Lierman, Young, Powell-Cope 1994;1999; McDonald, Thorne, Pearson ve ark. 1999; Miller ve Champion 1996) kadınlarda meme kanserinin erken tanısına yönelik davranışların yetersizliğine işaret etmektedir. Amerikalı kadınlarda yapılan çalışma bulgularına göre (Champion 1985;1999), düzenli KKMM yapma oranı %18-36 ve kırk yaş üstü kadınlarda yıllık mammografi yaptırma oranı ise %20-50’dir (Champion 1999). Türkiye’de kadınların meme kanserine yönelik uygulamalarını etkileyen faktörleri inceleyen standardize araçların yetersizliği nedeniyle bu konuda yapılan çalışmalar sınırlı olmakla birlikte, Akyolcu’nun (1985) çalışmasında, ayda bir kez KKMM yaptığını belirtenlerin oranı %32.5’tir. Aynı oran Seçginli’nin (2002) çalışmasında %5.5 olarak bulunmuştur. Bu oranlardaki düşüklük, literatürde belirtilen ve kadınlarda erken tanıya ilişkin tutum ve davranışları etkileyen birçok nedenin varlığını düşündürmektedir. Bu nedenler arasında; bireyin kültürel inançları, sağlık/hastalık algısı, aile ve çevre desteği, hastalığa yönelik bilgisi ve risk algısı, hastalığın erken dönemde tanılanmasında önemli olan uygulamalara olan inancı vb. faktörler yer almaktadır (Ali 1996; Bluestein ve Rutledge 1993; Champion ve Scott 1997; McDonald, Thorne, Pearson ve ark.1999; Rosenstock 1965). Seçginli’nin (2002) Türkiye’de belli

bir bölgede yaşayan kadınların meme kanserinde erken tanıya ilişkin davranışlarını standardize bir araçla değerlendirdiği çalışmasında, KKMM yapan ve mammografi yaptıran kadınlarda yarar, güven ve sağlık motivasyonu algısı erken tanı uygulamalarını etkileyen önemli faktörler arasında yer almıştır.

Aynı zamanda batı ülkelerinde yapılmış çeşitli çalışma bulguları (Holm, Deborah, Curtin 1999; Miller ve Champion 1996) kadınlarda erken tanıya ilişkin tutum ve davranışlar ile sağlık inançları arasında önemli ilişkiler olduğunu göstermektedir. Sağlık İnanç Modeli (SİM), Kuzey Amerika (Champion 1993; Champion 1999; Champion ve Scott 1997; Stein ve Fox 1992 ), Ürdün (Mikhail ve Petro-Nustas 2001) ve Kore (Lee, Kim, Song 2002) gibi çeşitli ülkelerde kullanılmasına karşın Türkiye’de pek fazla incelenmemiştir.

Bu yazıda, kadınların meme kanserinin erken tanısında etkili olan davranışları Sağlık İnanç Modeli (SİM) çatısı içinde tanımlamak amaçlanmıştır. Kadınların KKMM yapma, mammografi ve klinik meme muayenesi yaptırmalarında etkili olan sağlık inançları, tutumları ve davranışlarını anlamanın, bu alanda çalışan hemşirelerin meme sağlığına yönelik araştırma ve eğitim programlarının planlanması ve meme kanserinin erken tanısına yönelik davranışların geliştirilmesinde rehber olacağı düşünülmüştür.

SAĞLIK İNANÇ MODELİ

Sağlık İnanç Modeli, ilk olarak 1950 yılında Hochbaum, Kegeles, Leventhal ve Rosenstock tarafından geliştirilmiştir. Ancak bireyin sağlık inanç ve davranışlarını etkilediği düşünülen bazı kavramlar modele zamanla eklenmiştir (Champion 1985; Mikhail 1994). Model, geliştirildiği ilk yıllarda insanların tarama ve aşılanma programları gibi koruyucu sağlık davranışlarını anlamayı hedeflenmiş olsa da, hastalık ve genel sağlık davranışlarını kapsayan diğer alanlarda da kullanılmıştır (Fulton, Buechner, Scott ve ark. 1991; Janz ve Becker 1984; Mikhail 1994).

Modelin oluşumunda Lewin ve Becker’in sosyo-psikolojik kuramından yararlanılmıştır (Janz ve Becker 1984; Mikhail 1994). Model, kişinin hastalık ve yetmezlik durumlarından korunmak için yaptığı davranışın nasıl şekillendiğini ve etkilendiğini açıklar. Rosenstock’a göre model, kişinin inanç ve davranışları arasındaki ilişkiyi ve bireysel karar verme düzeyinde sağlık davranışlarına bireysel motivasyonun etkisini açıklar. Aynı zamanda, model kişiyi sağlığa ilişkin eylemleri yapmaya ya da yapmamaya neyin motive ettiğini ve özellikle sağlık davranışlarının sergilenmesinde etkili olan durumları tanımlamaktadır (Mikhail 1994).

(3)

Nahcivan, Seçginli

Sağlık İnanç Modeline Göre Meme Kanserinin Erken Tanısına Yönelik Tutum ve Davranışlar

Modelin meme kanserine yönelik uyarlanmış kuramsal çerçevesi şekil 1’de gösterilmiştir. Buna göre model, “bireysel algılara, değişikliğe neden olan faktörlere ve beklenen davranışlara” etkili olan değişkenleri içerir. Bu yönüyle ele alındığında modelin, özellikle bireylerin sağlık davranışlarını etkileyen bireysel algılara temellendiği söylenebilir. Modelde sağlık davranışlarında etkili olduğu varsayılan bireysel algılar tanımlanmıştır (Petro-Nustas 2001; Vietri, Poskitt, Slaninka 1997). Bunlar;

• Yatkınlık algısı: Meme kanserine yakalanmada bireysel riskin algılanmasıdır.

• Ciddiyet algısı: Meme kanserine yönelik bireysel tehditin, hastalığın öneminin algılanmasıdır.

• Yarar algısı: Mammografi, meme ultrasonografisi, KKMM ve klinik meme muayenesinin olumlu sonuçlarının, yararlarının algılanmasıdır.

• Engel algısı: Bireyin meme kanserinin erken tanısına yönelik davranışları gerçekleştirmemesinde etkili olan faktörlerin algılanmasıdır.

• Güven algısı: Bireyin erken tanıya ilişkin davranışları başarı ile yapabilmeye olan bireysel inancıdır. • Sağlık motivasyonu algısı: Bireyin genel olarak

sağlıklı olmak için gerekli olan inanç ve davranışlarıdır .

• Tehdit algısı: Meme kanserinin toplumdaki sıklığının, yaygınlığının algılanmasıdır (Champion 1993; Champion 1999; Champion ve Scott 1997).

Şekil 1. Sağlık İnanç Modeline Göre Meme Kanserinin Erken Tanısına Yönelik Tutum ve Davranışlar

(Bullough B, Bullough V (1990) Nursing in the Community. Toronto, The C.V Mosby Company, , 108-121’den uyarlanmıştır.) Değişikliğe neden olan faktörler

Cinsiyet Kişilik yapısı Sosyal sınıf Sağlık algısı

Meme kanserine yönelik bilgi durumu Sosyoekonomik özellikler (Yaş,eğitim,gelir düzeyi,medeni durum vb.) Kültürel inançlar Yarar algısı

Erken tanı davranışlarının yararını algılama Hastalığa bağlı komplikasyonların

azalması/ortadan kalkması,ölüm ve hastalığın azalması,yaşam kalitesinin artması

Engel algısı

Erken tanı davranışlarını engelleyen durumları algılama

Ağrı,unutma,maliyet,vakit bulamama, radyasyon alma korkusu,kötü bir sonuçla karşılaşma endişesi vb.

Eyleme geçiriciler

TV,radyo,gazete,dergiler

Sağlık kontrolünü hatırlatan uyarılar Kampanyalar

Arkadaş veya aile üyelerinden birinin hastalanması

Yatkınlık algısı

Meme kanserine yakalanmada bireysel riskin algılanması Ciddiyet algısı

Meme kanserinin öneminin algılanması

Meme kanserinin tehdit

olarak algılanması Beklenen davranışlar KKMM yapma, Mammografi yaptırma Klinik meme muayenesi

(4)

Bireysel algılar arasında yer alan yatkınlık ve ciddiyet algısı, tehdit algısını oluşturmaktadır. SİM’e göre bireyin hastalığı tehdit olarak algılamasında değişikliğe neden olan faktörler ve eyleme geçiriciler etkili olan değişkenlerdir (Mikhail 1994; Rosenstock 1965). Aynı zamanda bireyin yaşı, cinsi, etnik yapısı, sosyal sınıfı, bireyin hastalık hakkındaki bilgisi ve kültürel inançları (değişikliğe neden olan faktörler) erken tanı uygulamalarına yönelik yarar ve engel algısını; medya, sağlık kontrolünü hatırlatan uyarılar, arkadaş veya aile üyelerinden birinin hastalanması (eyleme geçiriciler) gibi değişkenler ise tehdit algısını etkilemektedir (Şekil 1).

Sağlık İnanç Modeline göre, bireyin sağlığını tehdit eden duruma ilişkin davranışında psikolojik hazır bulunuşluk önemlidir (Cummings, Jette, Rosenstock 1978; Mikhail 1994; Rosenstock 1965). Bu durum bireyin;

Hastalığın ciddi sonuçlarının ve hastalığa yakalanmada bireysel riskinin farkında olmasını, Hastalığın önemini bilmesini ve sağlık

davranışlarının yararına inanmasını,

Sağlık davranışlarını engelleyen faktörlerin farkında olmasını gerektirmektedir. (Cummings, Jette, Rosenstock 1978; Rosenstock 1965).

Meme kanserine yönelik uyarlanmış modele göre beklenen davranışlar, bireyin KKMM yapması, mammografi ve klinik meme muayenesi yaptırmasıdır. Bireyin beklenen davranışları gerçekleştirmesinde tehdit algısı önemlidir. Yine modelde, beklenen davranışların gerçekleştirilmesinde yarar algısının engel algısına üstünlüğü beklenir. Bu iki algının beklenen davranış üzerine doğrudan etkisi olduğu ifade edilmektedir (Hoeman, Ku, Ohl 1996).

Bireysel sağlık algıları

Yatkınlık ve ciddiyet algısı

Beklenen sağlık davranışının gerçekleşmesinde, bireyin hastalıkları önleme ve sağlığını sürdürmeye ilişkin konularda kendini nasıl algıladığı önemlidir. Bu algı, bireyin birincil korunmaya olan isteğini yansıtır. Bu isteğin gerçekleşebilmesi için bireyde meme kanserine yönelik yatkınlık ve hastalığa ilişkin ciddiyet algısının bulunması gerekir. Örneğin; yakın akrabalarında meme kanseri öyküsü olan bireyin, meme kanserine yakalanma konusunda kendini daha yatkın hissetmesi beklenir (Cummings, Jette, Rosenstock 1978; Mikhail 1994; Rosenstock 1965). Modele göre, yatkınlık ve ciddiyet algısı birlikte tehdit algısını oluşturur. Meme kanserinin ciddiyetini kavramış ve meme kanserine

yakalanmada kendini tehdit altında gören bir kadın , aynı yaştaki başka bir kadına göre daha fazla KKMM yapma, mammografi ve klinik meme muayenesi yaptırma eğiliminde olacaktır.

Modelde beklenen sağlık davranışları ile ciddiyet algısının önemi vurgulanmakla birlikte, bir çok toplumda kanserin ciddi bir hastalık olarak bilinmesi ve algılanması bireyin meme kanserine yönelik davranışlarında ciddiyet algısının etkisini sınırladığı belirtilmektedir (Champion 1985; Champion 1993). Bu nedenle meme kanserine yönelik SİM’in temel alınacağı çalışmalarda bireylerin ciddiyet algısının yüksek olması beklenen bir durum olarak ifade edilir. Aynı zamanda bireysel sağlık algıları, erken tanıya yönelik davranışları başlatmada önemlidir. Burada, bireyde davranışı başlatan en önemli etken bireydeki tehdit algısıdır. Bunu örneklemek gerekirse, bir kadının mammografi yaptırması için öncelikle meme kanserine yatkın olduğunu kabul etmesi ve meme kanserini ciddi bir hastalık olarak algılaması gereklidir. Çalışmalar (Champion 1999; Mikhail 1994; Miller ve Champion 1996;), yatkınlık algısındaki artış ile meme kanserinde erken tanıya yönelik tutum ve davranışların da daha fazla olacağını ileri sürmektedirler. Nitekim, Champion’un (1993) geniş bir bölgede otuz beş yaş üstü 581 Amerikalı kadın ile yaptığı çalışmasında, yatkınlık algısı ile KKMM yapma arasındaki anlamlı ilişkinin gösterilmiş olması bu düşünceyi desteklemektedir.

Yarar ve engel algısı

Meme kanserinin erken tanısında bireyin tutum ve davranışlarını etkileyen diğer sağlık algıları kapsamında, beklenen sağlık davranışlarının bireye sağlayacağı yarar ile davranışı uygulamadaki engel algısı yer almaktadır. Modele göre, meme kanserinde erken tanıya yönelik davranışların yararını kavrayan ve bu davranışları gerçekleştirmede daha az engelle karşılaşan bir kadının beklenen sağlık davranışlarını sergileme oranının da yüksek olması beklenir (Holm, Deborah, Curtin 1999; Petro-Nustas 2001). Çeşitli çalışmalarda, kadınların meme kanserinin erken tanısına yönelik davranışlarını etkileyen başlıca engelleyici nedenler arasında, bilgi eksikliği,utanma, ağrı, maliyet, vakit bulamama, radyasyon alma korkusu, işlemleri gereksiz bulma ve kötü bir sonuçla karşılaşma endişesinin yer aldığı belirtilmektedir (Holm, Deborah, Curtin 1999; Lierman,Young, Powell-Cope 1994; Miller ve Champion 1996). Daha önce de belirtildiği gibi erken tanıya ilişkin davranışların sergilenmesinde, engel algısına oranla yarar algısının yüksek olması önemlidir (Champion 1999; Holm,Deborah, Curtin 1999; Vietri, Poskitt, Slaninka 1997).

(5)

Nahcivan, Seçginli

Sağlık motivasyonu ve güven algısı

Modele 1988’li yıllarda eklenen sağlık motivasyonu ve güven algısının beklenen sağlık davranışlarını sergileme durumunda etkili oldukları belirtilmektedir(Holm, Deborah, Curtin 1999; Mikhail 1994). Sağlık motivasyonu, eylemin davranışa geçirilmesi ya da davranışın sergilenmesinde istekli olma durumu olarak tanımlanırken; güven algısı, kişinin bir eylemi başarı ile yapabilmeye olan inancıdır. (Mikhail 1994; Rosenstock 1965). Champion’un çalışmasında(1993) “güven algısı” Bandura’nın “öz etkililik (self efficacy)” tanımı ile aynı anlamda kullanılmıştır. Gözüm ve Aksayan’ın çalışmasında (1999) bu kavram, “bireyin belli bir performansı göstermek için gerekli etkinlikleri organize edip, başarılı olarak yapma kapasitesine ilişkin kendi yargısı” olarak tanımlanmıştır .

SİM’e göre, sağlık motivasyonu ve güven algısı yüksek olan kadınların düzenli KKMM yapma, mammografi ve klinik meme muayenesi yaptırma eğilimleri daha yüksek olacaktır. Bu konuda yapılan çeşitli çalışmalarda (Champion 1993; Champion ve Scott 1997; Mikhail ve Petro-Nustas 2001) sağlık motivasyonu ve güven algısının, KKMM yapma ve mammografi yaptırma durumuna yönelik olumlu etkisi belirtilmiştir.

Modelin Sınırlılıkları

Sağlık İnanç Modeli hastalıklardan korunma, sağlığı sürdürme ve geliştirmeye yönelik davranışları anlamada ve açıklamada yaygın olarak kullanılan modellerden biridir (Bluestein ve Rutledge 1993; Burak ve Meyer 1997; Harrison, Mullen, Green ve ark. 1992; Petosa ve Jackson 1991; Poss 2001). Uygulamadaki yararı, davranışın şekillenmesinde etkili olan sağlık inançlarının belirlenerek bireyin istenen yönde sağlık davranışlarını değiştirebilme olanağı sunmasıdır (Mikhail 1994). Yanı sıra, model meme kanserinin erken tanısına ilişkin davranışları anlamada bir rehber niteliğindedir. Modelin, meme kanserinde tarama programlarının uygulanmasında ve kadınların sağlık inançlarını anlamaya yönelik yapılan çok çeşitli çalışmada yararlılığı denenmiştir(Champion 1993; Champion 1999; Fulton, Buechner, Scott ve ark. 1991; Holm, Deborah, Curtin 1999; Petro- Nustas 2001). Aynı zamanda bazı çalışmalarda (Champion 1993; Champion 1999) kadınlarda erken tanıya yönelik davranışların geliştirilmesinin mümkün olabileceği gösterilmiştir.

Sağlık İnanç Modeli sağlık davranışlarına yönelik birçok çalışmada kullanılmış olmasına rağmen, bazı sınırlılıklarının olduğunu belirten yayınlara da rastlanmaktadır (Mikhail 1994; Poss 2001). Bullough ve Bullough’un (1990) yayınında Pender, modelde bazı değişikliklerin yapılması gereğini belirtmiştir. Özellikle

değişikliğe neden olan faktörlerin önemi üzerinde durmuştur. Karar verme sürecinde de etkili olduğu düşünülen kontrol algısı (perceived control), öz etkililik algısı (perceived self efficacy), sağlık tanımı (definition of health), ve sağlık algısı (perceived health) gibi bilişsel-algısal değişkenlerin modele eklenmesi gereğini belirtmiştir. Ayrıca modelde yer alan bireysel algılar, değişikliğe neden olan faktörler ve beklenen davranışlar arasındaki ilişkilerin çok açık olmadığı ifade edilmektedir(Mikhail 1994). Modelde tüm bileşenlerin aynı oranda çalışılmaması nedeniyle modelde yer alan değişkenleri ölçmede sınırlılıkların olduğu varsayılmaktadır. Eyleme geçiriciler (cues to action) bileşeninin tanımlanmasında ve ölçülmesinde çeşitli problemler tanımlanmıştır. Özellikle retrospektif çalışmalarda bu bileşenin değerlendirmesine yönelik güçlükler olduğu belirtilmektedir (Mikhail 1994; Poss 2001). Değişikliğe neden olan faktörlerin de modelin açık bir bileşeni olmaktan ziyade, modeldeki temel değişkenleri etkilediği düşünülmektedir (Poss 2001).

Sonuç olarak, bireylerde olumlu sağlık davranışlarının geliştirilmesinde kilit insan gücü olan hemşirelerin Sağlık İnanç Modelini bilmesi ve çeşitli alanlarda kullanması önemlidir. Modelin belirtilen bazı sınırlılıklarına rağmen farklı yapı ve özelliği olan toplum gruplarında çalışılmasına ve test edilmesine gereksinim vardır (Champion 1985; Han, Baumann, Cimprich 1996; Holm, Deborah, Curtin 1999; Vietri, Poskitt, Slaninka 1997). Çeşitli ülkelerde meme kanserinde Sağlık inanç Modelini temel alarak yapılan çalışma örnekleri dikkate alındığında, Türkiye’de de meme sağlığı yönünden kadınların erken tanıya ilişkin tutum ve davranışlarını etkileyen faktörlerin incelenmesi gereklidir. Toplumdaki değişik sosyo ekonomik ve kültürel özellik taşıyan kadın gruplarında meme kanserinin erken tanısına ilişkin davranışları etkileyen faktörler modelin temel alındığı araştırmalarla denenebilir ve çalışma hipotezleri bu doğrultuda oluşturulabilir. Elde edilecek veriler doğrultusunda hemşireler, kadınların bilgi durumu ve sağlık algılarını dikkate alarak, sağlık eğitimi programlarını planlayabilir ve meme sağlığı konusunda olumlu sağlık davranışı geliştirilmesinde sağlayabilirler.

(6)

KAYNAKLAR

Akyolcu N (1985) Kadınların Meme Kanseri Ve Kendi Kendine

Meme Muayenesi Hakkındaki Sağlık Bilgisi Düzeylerinin Ölçülmesi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi.

Ali NS, Khalil HZ (1996) Cancer prevention and early

detection among Egyptians, Cancer Nursing, 19(2):104-111.

Armstrong K, Weber B, Ubel PA ve ark. (2002) Interest in

BRCA1/2 testing in a primary care population, Prev Med, 34(6): 590-595.

Barroso J, McMillan S, Casey L ve ark. (2000) Comparison

between african american and white women in their beliefs about breast cancer and their locus of control, Cancer Nursing, 23 (4): 268-276.

Bluestein D, Rutledge C (1993) Psychosocial determinants

of late prenatal care:The Health Belief Model, Clinical Research and Methods, 25(4):269-272.

Bullough B, Bullough V (1990) Nursing In the Community.

Toronto, The C.V Mosby Company, s.108-121.

Burak LJ, Meyer M (1997) Using the Health Belief Model to

examine and predict college women’s cervical cancer screening beliefs and behavior, Health Care for Women International, 18: 251-262.

Champion VL (1985) Use of the Health Belief Model in

determining frequency of breast self-examination, Research in Nursing & Health, 8: 373-379.

Champion VL (1993) Instrument refinement for breast cancer

screening behaviors, Nursing Research, 42 (3): 139-143.

Champion V (1999) Revised susceptibility, benefits and

barriers scale for mammography screening, Research in Nursing & Health, 22: 341-348.

Champion VL, Scott CR (1997) Reliability and validity of

breast cancer screening belief scales in african-american women, Nursing Research , 46 (6): 331-337.

Coughlin SS, Khoury MJ, Steinberg KK (1999) BRCA1 and

BRCA2 gene mutations and risk of breast cancer, public health perspectives, Am J Prev Med, 16(2): 91-98.

Cummings KM, Jette AM, Rosenstock IM (1978) Construct

validation of the health belief model, Health Education Monographs, 6 (4): 394-405.

Elwood JM (1999) Public health aspects of breast cancer

gene testing in Canada. Part 1: risks and interventions, Chronic Dis Can., 20 (1): 3-13.

Fulton JP, Buechner JS, Scott HD ve ark. (1991) A study

guided by the health belief model of the predictors of breast cancer screening of women ages 40 and older, Public Health Reports,106 (4): 410-419.

Gözüm S, Aksayan S (1999) Öz-etkililik-yeterlik ölçeği’nin

Türkçe formunun güvenirlik ve geçerliliği, Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2 (1): 21-43.

Han Y, Baumann LC, Cimprich B (1996) Factors influencing

registered nurses teaching breast self- examination to female clients, Cancer Nursing, 19 (3): 197-203.

Harrison JA,Mullen PD, Green LW (1992) A meta-analsis

of studies of the health belief model with adults,Health Education Research Theory& Practice, 7(1): 107-116.

Hoeman SP, Ku YL, Ohl DR (1996) Health beliefs and early

detection among chinese women, Western Journal of Nursing Research. 18 (5): 518-533.

Holm CJ, Deborah IF, Curtin J (1999) Health beliefs, health

locus of control and women’s mammography behavior, Cancer Nursing, 22 (2): 149-156.

Janz NK, Becker MH (1984) The Health Belief Model: A

decade later, Health Education Quarterly, 11(1): 1-47.

Lee EH, Kim JS, Song MS (2002) Translation and validation

of Champion’s health belief model scale with Korean women, Cancer Nursing, 25(5): 391-395.

Lierman LM, Young HM, Powell-Cope G (1994) Effects of

education and support on breast self-examination in older women, Nursing Research, 43 (3): 158-163.

Lıerman LM, Young HM, Kasprzyle D (1999) Predicting

breast self examination using the theory of reasoned action, Nursing Research, 39 (2):447-459.

Longman AJ, Saint-Germain MA, Modiano M (1992) Use

of breast cancer screening by older hispanic women, Public Health Nursing, 9 (2): 118-124.

Mc Donald PG, Thorne DD, Pearson JC ve ark. (1999)

Perceptions and knowledge of breast cancer among african american women residing in public housing, Ethnicity & Disease, 9: 81-93.

Mikhail B (1994) The Health belief model:a review and critical

evaluation of the model, research and practice. In Chinn PL (ed): Developing substance mid-range theory in nursing, Advances in Nursing Science Series, An Aspen Publication , Maryland, 74-92.

Mikhail BI, Petro-Nustas WI (2001) Transcultural

adaptation of Champion’s Health Belief Model scales, Journal of Nursing Scholarship, 2nd Quarter: 159-166.

Miller AB (1991) Early detection of breast cancer. In Harris

JR,Hellman S,Henderson IC. et al. (ed): Breast diseases. JB. Lippincott Company,Philadelphia, 215-228.

Miller AB, To T, Baines CJ ve ark. (2000) Canadian national

breast screening study-2: 13- year results of a randomized trial in women aged 50-59 years, Journal of the National Cancer Institute, 92 (18): 1490-1497.

Miller AM, Champion VL (1996) Mammography in older

women: one-time and three-year adherence to guidelines, Nursing Research, 45 (4): 239-245.

Petosa R, Jackson K (1991) Using the Health belief Model to

predict safer sex intentions among adolescents, Health Education Quartely , 18(4): 463-476.

Petro-Nustas WI (2001) Young Jordanian women’s health

beliefs about mammography, Journal of Community Health Nursing, 18(3): 177-194.

Poss EJ (2001) Developing a new model for cross cultural

research: synthesizing the health belief model and the theory of reasoned action, Advances In Nursing Science, 23 (4): 1-15.

Rosenstock IM (1965) Why people use health services,

Milbank Quartely, 44: 94-127.

Rosenthal TC, Puck SM (1999) Screening for genetic risk of

breast cancer, Am Fam Physician, 59(1): 99-104.

Sadler GR, Dhanjal SK, Shah NB ve ark. (2001) Asian

Indian women: knowledge, attitudes and behaviors toward breast cancer early detection, Public Health Nursing, 18 (5): 357-363.

Seçginli (Merey) S. (2002) Kadınlarda Meme Kanseri

Tarama Davranışları, yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi.

Stein JA, Fox SA (1992) Mammography usage and the health

belief model, Health Education Quarterly, 19: 447-463.

Vietri V, Poskitt S, Slainka SC (1997) Enhancing breast

cancer screening in the university setting, Cancer Nursing, 20 (5): 323-329.

Warren R (2001) Screening women at high risk of breast

cancer on the basis of evidence, European Journal of Radiology, 39(1): 50-59.

TC Sağlık Bakanlığı: Kadınlarda Görülen Kanser Vakalarının

Organa Göre Dağılımı, 2000 (30.05.2003) web:www. saglik. gov.tr.

Referanslar

Benzer Belgeler

• 3 Boyutlu planlama ile CTV’ye meme/ göğüs duvarı ve lenfatk alan için de endikasyonuna göre aksiller level 1-2-3, supraklaviküler. lenfatk, mammaria interna lenfatk

Diabet insipit tablosunun primer bir tümörü olduğu bilinen hastada tespit edilmesi ve manyetik rezonans incelemede posterior lobdan yüksek sinyallerin.. kaybolması (2,6),

The traditional GKAP [2] scheme is to enable the group of members for preparing the common secret key over the open networks but whenever a member of the group i.e

While installing and maintaining the linear cell FOD detection system utilizing RoF integrated with FMCW radar does not require runway closure, it can be considered

Marty M, Cognetti F, Maraninchi D, et al.Randomized phase II trial of the efficacy and safety of trastuzumab combined with docetaxel in patients with human epidermal

Yedi hastada (%22.5) paklitaksel kullanımı sırasında tırnak değişiklikleri izlendi, bu hastalardan sadece birinde ciddi (grad 3) tırnak değişikliği gelişti.. Dosetaksel

Buna kar~ın, koltukaltı diseksiyonu, lenf düğümü metastazı bulunan olgularda halen yerel kontrolü en iyi sağlayan ve altın standart olan bir yöntemdir..

Tablo 1: Meme Kanserinde Ağrı Nedenleri A- Tümör infiltrasyonu ile ilgili ağrı sendromları.. Kemiğe