• Sonuç bulunamadı

67 nci doğum yıldönümü vesilesiyle:Büyük şiir üstadımız Yahya Kemal Beyatlı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "67 nci doğum yıldönümü vesilesiyle:Büyük şiir üstadımız Yahya Kemal Beyatlı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

î

í

67 c d $©ğnm pUS&nimtt ?fdl6Sifí0

Büyük Şiir üstadımız

Yahya

Kemal

Beyatiı

Rintlerin Akşamı

önülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç.

D

Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç.

Bir daha dünyaya gelmek hayal edilse bile.

Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle

Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan

Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan

Geçince başlayacak bitmeyen sükûnlu gece.

Guruba karşı, bu son bahçelerde keyfince.

Ya aşk içinde harab ol, ya şevk içinde gönül.

Ya lâle açmalıdır göğsümüzde yahut gül.

ÜRK e- debi y a t * taıihi, i- ki büyük dev - rini sarili bir hatla ayırmıştır. Biz bunu, ga­ yet umumî bir tasnifle divan e debiyatı ve son rası olarak ayın yoruz. Ayın - yoruz derken, Tanzimat dev - rinin, ilk saf -

hanın derin tesiri ile meşbu b- Ian hava ve mahiyetini inkâr etmek aklımızdan geçmez.

Fakat, divan edebiyatının « mazmun » ile dolu mücerret anlayışı, muhakkak ki kendi - sine has bir unsurdu ve öylece kalmıştır.

Bu günün şiir anlayışı ile di­ van edebiyatı arasında ise mu­ azzam bir uçurum vardır ki, bu en ziyade, birinin arûz’un dar çerçeve ve kalıplarına dökülmesi mecburiyeti, diğerinin ise, ser­ best vezinle, hiç bir ölçü tanı­ maması ile kendini belirtmekte­ dir.

İşte, bu uçurum üzerinde, şa­ heser bir halinde bir köprü atılmıştır ki o da Yahya Kemal Beyatlı’dır.

Filhakika, büyük şair, eskinin kalıp ve şekillerini aynen mu­ hafaza ederek, onun içine ta - mamen yeni, bambaşka bir muh

teva koymasını bilmiş ve bunu yaparken, şiirin en yüksek mer­ tebesine ulaşmak imkânım bu­ labilmiştir.

Onu, gazellerinde, tam bir di­ van şairi uslub ve lisanı ile ko­ nuşurken, en ince mazmunları, en güzel şekilde yakalarken gö­ rüyor ve bunun yanında da, ay­ ni kabbın, ayni ölçünün içinde en lirik, en samimî hisleri, en güzel ve en emiz bir türkçe ile ifade ederken buluyoruz.

ArıY^ onun elinde en yumu­ şak bir ham madde haline ge­ lebilmiştir. Onun sayesinde, türkeç, zaman zaman en munis, en heyecanlı, en tantanalı ses­ lerini verebilmektedir, « Kanlı - ca’nın ihtiyarları » na « geçmiş sonbaharları » hatırlatırken kul­ lanılan arûz, « Istanbulu alan Yeniçeriye gazel » gibi bir şiir­ de, tabeîlerin ve tekbirin uğul­ tu halinde yükselen sesini bü­

yük bir şada - »atla aksettir - menin kudretli vasıtası haline gelmekte, ge - lebilmektedir. A H Y A Kemal’in elinde a rûz, öyle bir sazdır ki, sıra­ sında Tamburi C e m i l beyin tamburunun se­ sini vermekte­ dir.

Yahya Kemal, İstanbul şairi­ dir. İstanbulu herkes sever, ö- ver, fakat onun tamamen ken­ dine has bir görüşü ve sonsuz denebilecek bir sevgisi vardır ki, sanki muhtelif semtlerin ayrı ayrı sevgisinin çok mes’ut bir birleşmesinden hasıl olmuş gi­ bidir. O, « sevgilinin sesinde » İstanbulu dinlemesini bilmiş ve cı Güneşin vehmi » ne, « Fa­ kir Üsküdarm camlarından sa - raylar yaratır. » İstanbul’u öyle sever ki, tekrar dünyaya gelirse İstanbul’da yaşamayı ve « Söz ve sazdan çekilince ömrünün 1- çerenköyde geçmesini » temen­ ni eder.

Y’ahya Kema aşk şairidir. Sev­ gisini doğuşundaki o çekingen, ürkek halinden alarak « Gördüm ki sizi » diye incitmekten kor­ kan edası ile « Vuslat » da ih­ tirasın şahikasına çıkarıp, «Ses» de artık baîıra haline gelişine kadar, safha, safha ne güzel an­ latır.. Hırçın sevgiliyi « kumral saçın üstünde görürsen iki, üç ak » diyerek ilerde, şimdiki gençlik çağında ona oçk uzak gelen devirde « Kuytu kıyaban- larda » geçmiş sevgileri « Yâd- etmeye » daveti, hâtırasını, bir zaman sonra ihtisab edeceği kıy meti, nefis bir nıüzike, derin bir melalle ne güzel anlatmak­ ta, ne tatlı ifade etmektedir.

Yalıya Kemal, İslâm felsefe­ sine vukufunu, « Rintler » se­ risi ife ortaya koymakta ve o derin tevekkülü, Ölümü çok o- riijnal anlayışı, gayet veciz bir suretle ifade etmektedir.

Büyük şairimiz, şu günlerde, tedavi için İsviçre’dedir. Ken- . dişine âcil şifalar diler ve daha nice seneler bugünü sıhhat i- içndc idrakini temenni ederiz.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

İktisatçılığı, tarihçiliği, sosyal, siyasal ve sosyolojik kültürünün plüralizmi içinde renkli üslubu, yazılarına her zaman başka bir hava vermiştir.. TARIK ZAFER

Abdurrahman Ağaoğlu Fran- sada mühendislik tahsil et^iş, muhtelif vazifelerde, bilhassa Silâhtarağa elektrik fabrikasın­ da mühendis olarak çal.şmış, sonra

önemli yasalarndan kabul edilen bu yasa ile Katolik Kilisesi, her ne kadar kendi- sini Petrus’un halefi olarak görse de, kendisine mensup olmayan dier hristiyan- larn da

Tuval üzerine yağlıboya.. Galatasaray ser­ gilerine Bursa’dan yaptığı peysajlarla katıldı. 1930'da Avrupa sınavını kazandı, fakat o yıl yurt dışına öğrenci

Özet olarak, 2010’da Kalkınma Bakanlığı’ndan alı- nan destekle TÜBİTAK UZAY tarafından başlatılan ve 2018’de tamamlanması planlanan HALE projesi kapsa- mında,

Güner Yüreklik’in kitapseverlere bir de müjdesi var: Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı’nı düzenleyen Alman Yayıncılar ve Kitapçılar Birliği önümüzdeki yıl

Eğer virüs Kırım Kongo kanamalı ateşi vi- rüsü gibi aracı (vektör olarak kene) ya da Domuz, Kuş gribi virüsü gibi taşıyıcı hay- vanlar kullanıyorsa o

Beyazit Kütüphanesi’nin kuruluşunu müteakip, Hoca Tahsin Efen­ diden sonra, bu kütüphanenin müdürlüğünü yapan ve kırk iki yıl hiz­ metten sonra 22 Mart