• Sonuç bulunamadı

Laringomalazinin Medikal ve Cerrahi Tedavisi: 3. Basamak Pediatrik Kulak Burun Boğaz Kliniği Serisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Laringomalazinin Medikal ve Cerrahi Tedavisi: 3. Basamak Pediatrik Kulak Burun Boğaz Kliniği Serisi"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Laringomalazinin

Medikal ve Cerrahi Tedavisi:

3. Basamak Pediatrik Kulak Burun Boğaz

Kliniği Serisi

Ö

ÖZZEETT AAmmaaçç:: Kliniğimizde laringomalazi (LM) tanısı ile takip edilen hastaların medikal ve cer-rahi tedavi sonuçlarının değerlendirilmesidir. GGeerreeçç vvee YYöönntteemmlleerr:: Çalışmamıza 2015-2018 yıl-ları arasında fiberoptik fleksibl transnazal endoskopik muayene sonrası LM tanısı alan 67 hasta dâhil edildi. Hastaların 24'üne supraglottoplasti operasyonu uygulandı. Diğer 43 hasta ise antireflü tedavisi verilerek konservatif olarak takip edildi. Tüm hastaların; demografik özellikleri, ek talık varlığı, semptomları ve tedavi sonuçları incelendi. BBuullgguullaarr:: LM nedeni ile izlenen tüm has-talarımızın ortalama takip süreleri 267,8 gün olarak hesaplandı, opere ettiğimiz hastaların ortalama takip süreleri ise 306,04 gün olarak hesaplandı. LM nedeni ile takip edilen hastaların 21 (%31,4)’i hafif dereceli LM, 31 (%46,2)’i orta dereceli LM ve 15 (%22,4)’i ağır dereceli LM tanısı konuldu. Bu hastaların toplamda 24 (%35,8)’üne supraglottoplasti operasyonu uygulandı. Ağır dereceli LM hastalarımızın hepsine supraglottoplasti operasyonu uygulanır iken, orta dereceli LM hasta grubunda hastaların %29’una operasyon uygulandı. Cerrahi gruptaki hastalarında daha yüksek oranda başvuru öncesi yoğun bakım ünitesinde yattıkları, daha erken dönemde şikâyet-lerin başladığı ve daha erken dönemde kulak burun boğaz kliniğine başvuruda bulundukları iz-lendi. Yine cerrahi grubunda daha yüksek oranda eşlik eden hastalık saptandı. Cerrahi grupta postoperatif dönemde iki hastada ek cerrahi müdahale ihtiyacı oldu. SSoonnuuçç:: Hasta serimizde sup-raglottoplasti operasyonunun postoperatif erken ve geç dönemdeki sonuçları, bu girişimin uygun hasta popülasyonunda kabul edilebilir komplikasyon oranı ile başarıyla uygulanabileceğini gös-termektedir.

AAnnaahh ttaarr KKee llii mmee lleerr:: Laringomalazi; konservatif tedavi; cerrahi

AABBSS TTRRAACCTT OObbjjeeccttiivvee:: In this study, we aimed to compare the results of children with laryn-gomalacia who underwent supraglottoplasty to those treated with medical therapy alone. M

Maatteerriiaall aanndd MMeetthhooddss:: A total of 67 children diagnosed with laryngomalacia with fiberoptic flexible transnasal endoscopic examination, between 2015-2018 were included. Twenty four children underwent supraglottoplasty and 43 matched controls received conservative approach with antireflux medical treatment. Demographic details, additional medical conditions, symp-tom details and management results were compared. RReessuullttss:: Mean follow-up time for the whole group was calculated as 267.8 days and the mean follow-up time for the supraglottoplasty group was 306.04 days. Regarding the severity of the laryngomalacia; 21 (31.4%) of the children had mild, 31 (46.2%) had moderate and the remaining 15 (22.4%) children had severe laryngo-malacia. A total of 24 (35.8%) children underwent supraglottoplasty. All children in the severe group underwent surgery, while only 29% of the children in the moderate group were treated with supraglottoplasty. Admission to the intensive care unit, mean age for the onset of the symp-toms and mean age for the admission to the otolaryngology clinic was significantly different in the supraglottoplasty group. Presentation with additional medical issues was higher in the supraglottoplasty group. Two patients in the supraglottoplasty group required additional surgical management in the post-operative period. CCoonncclluussiioonn:: Supraglottoplasty is a safe ther-apeutical procedure with acceptable complication rates for selected patients with laryngomala-cia.

KKeeyywwoorrddss:: Laryngomalacia; conservative treatment; surgery Özgül GERGİNa

aKulak Burun Boğaz Hastalıkları Kliniği, Sağlık Bilimleri Üniversitesi

Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul, TÜRKİYE

Re ce i ved: 20 Jun 2019

Received in revised form: 11 Sep 2019 Ac cep ted: 13 Sep 2019

Available online: 10 Oct 2019 Cor res pon den ce:

Özgül GERGİN

Sağlık Bilimleri Üniversitesi

Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Kliniği, İstanbul,

TÜRKİYE/TURKEY gerginozgul@yahoo.com

Copyright © 2019 by Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği

(2)

aringomalazi, yenidoğan stridorunun en sık sebebidir ve konjenital larinks

hastalıkları-nın %45-75’ini oluşturur.1Hastalarda tipik

görülen aralıklı ve alçak frekanslı inspiratuar stri-dor, solunumun inspiratuar fazında supraglottik yapıların kollapsı nedeni ile oluşur. Bu stridor özel-likle beslenme, ağlama, supin pozisyonda yatma ve ajitasyon ile artar. Semptomlar doğumda ya da ilk haftalarda ortaya çıkar. Fiziksel aktivitenin artma-sıyla beraber 6-8 aylarda pik noktasına ulaşır. Hafif ve orta derece vakalar tipik olarak 12-24 aylarda düzelir. Ancak, ağır derece laringomalazi hastaları spontan olarak düzelmeyebilir ve cerrahi müdaha-leye ihtiyaç duyar. Eşlik eden nörolojik hastalıkla-rın mevcudiyeti hastalık şiddetini ve süresini artırır.2

“International Pediatric ORL Group (IPOG)”un 2016 yılında yayımladığı ortak değerlendirme for-munda, hastalık şiddeti bir değerlendirme ölçüsü olarak kullanılmıştır.3Buna göre, hafif derece

larin-gomalazi grubu inspiratuar stridor hafif seviyededir ve zaman zaman görülen beslenme alakalı semp-tomlar (öksürük, boğazda takılma, kusma) mevcut-tur. Orta derece laringomalazi hasta grubunda stridor daha belirgindir ve beslenme problemleri ile daha sık karşılaşılır. Ağır derece laringomalazi has-talarında ise inspiratuar stridor dışında rekürren si-yanoz atakları, apneik duraklamalar, beslenme problemleri, aspirasyon ve gelişim geriliği görülebi-lir. Suprasternal ve subkostal çekilmeler pektus eks-kavatuma sebep olabilir.

Gastroözefageal reflü hastalığı, laringomalazili

hastaların %65-100’ünde mevcuttur.4

Laringoma-lazili bebekler emme-yutma-soluma sıralamasında koordinasyon bozukluğu olduğundan beslenme problemleri yaşarlar; yavaş beslenme, kusma, ök-sürük, boğazda takılma bunlardan bazılarıdır. Kro-nik olarak devam eden beslenme problemleri kilo alımında azalma ve gelişim geriliğine sebebiyet verir.

Laringomalazi hastalarında medikal tedavi özellikle orta ve ağır dereceli laringomalazi hasta-larına antireflü tedavisi şeklindedir. Bu hastalarda beslenme problemleri azaltılarak, hastalığın spon-tan düzelmesi sürecinde kilo almaları sağlanmaya çalışılmaktadır.

Laringomalazi tanısı, tipik klinik bulgular var-lığında bulguların fleksibl transnazal laringoskopi ile doğrulanması ile konulur.5Muayenede tipik

ola-rak, aritenoid kartilajların anterior ve mediale doğru kollapsı, kısa ariepiglottik foldlar ve bunların inspiryumda kollapsı, epiglotun uzun ve tübüler yapıda olması ile inspiryumda posterior farenkse doğru düşmesi saptanabilir.

Bu çalışmada, laringomalazi tanısı ile kliniği-mizde değerlendirdiğimiz hastalara ait cerrahi ve medikal tedavinin sonuçları incelenmiştir.

GEREÇ VE YÖNTEMLER

2015-2018 tarihleri arasında, fiberoptik fleksibl transnazal endoskopik muayene sonrası laringo-malazi tanısı alan hastaların dosyaları geriye dönük olarak incelendi.

Çalışmamıza, laringomalazi tanısı alan 67 hasta dâhil edildi. Hastaların cinsiyetleri, yaşları, başvuru semptomu, semptomun başlangıç ve sonlanım za-manı, ek hastalıklar ve konjenital laringeal anoma-liler, medikal/cerrahi tedavi ve izlem süreleri değerlendirildi.

Verilerin istatistiksel analizi “SPSS version 16” programı kullanılarak gerçekleştirildi. Karşılaştır-malı analizde Mann-Whitney U testi kullanıldı ve bulgular arasındaki ilişkiler Spearman korelasyon analizi ile hesaplandı.

Bu çalışma Helsinki Deklarasyonu Prensiple-ri’ne uygun olarak yapılmıştır. Çalışmanın etik kurul onayı T.C. Sağlık Bakanlığı İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ümraniye Eğitim ve Araş-tırma Hastanesi Klinik AraşAraş-tırmalar Etik Kuru-lu’nda 17 Ekim 2018 tarih ve 54132726-000-22159 numaralı kararı ile onanmıştır.

BULGULAR

Çalışmada değerlendirilen toplam hasta sayısı 67 olup, cerrahi ve medikal tedavi gruplarına ait de-mografik özellikler Tablo 1’de sunulmuştur. Tablo 2’de ise hasta şiddet skalasına göre demografik özel-likler sunulmuştur.

Laringomalazi hasta grupları Tablo 1ve Tablo

2’de cinsiyet, term doğum, doğum ağırlığı, kulak

(3)

bakım ünitesinde yatış öyküsü, şikâyet başlangıç zamanı, KBB başvuru zamanı, reflü mevcudiyeti, suprasternal çekilme, geçirilmiş bronşiyolit atak-ları, ek hastalıklar ve opere edilme özelliklerine göre değerlendirildiler. Tablo 1’de hastalar opere edilip edilmemelerine göre sınıflandırılmıştır.

Tablo 2’de IPOG’nin 2016 yılında yayımladığı ortak değerlendirme formunda hastalık şiddetinin bir değerlendirme ölçüsü olarak kullanıldığı gö-rülmektedir.

Buna göre hastalar erkek ve kadın cinsiyet açı-sından değerlendirildiğinde, hafif ve orta dereceli laringomalazi gruplarında ve opere olmayan grupta bir fark olmamasına rağmen opere olan grupta ve ağır dereceli laringomalazi grubunda erkek hasta-ların çoğunlukta olduğu görülmektedir. Preterm doğum term doğumla karşılaştırıldığında gruplar arasında bir fark saptanmamıştır. Yine düşük

doğum ağırlığı karşılaştırıldığında, preterm do-ğumda olduğu gibi bir fark saptanmamıştır.

KBB doktoruna başvurmadan önce hastaların herhangi bir sebeple yenidoğan ya da çocuk yoğun bakım ünitelerinde yatış öyküsü sorgulandığında ise hem opere edilen grupta hem de ağır derece la-ringomalazi grubunda anlamlı fark saptanmıştır.

Ortalama şikâyet başlangıç günü 15,04 gün olarak bulunmuştur. Gruplar arası karşılaştırıldı-ğında anlamlı bir fark saptanmamıştır. Ortalama KBB doktoruna başvuru günü 80,46 olarak bulun-muştur. KBB doktoruna başvuru günü gruplar ara-sında değerlendirildiğinde ise anlamlı bir fark saptanmamıştır.

Reflü değerlendirilmesi sözel olarak yapılmış ve buna göre opere olmayan grup ile hafif laringo-malazi grubundaki hastalarda daha az sıklıkta reflü

Opere olmayan grup (n=43) Opere olan grup (n=24) p

Cinsiyet (K-E) 23-20 8-16

Preterm 7 (%16,2) 6 (%25) >0,05

Düşük doğum ağırlığı 6 (%13,9) 8 (%33,3) >0,05

Başvuru öncesi yoğun bakım ünitesi (YBÜ) yatışı 6 (%13,9) 16 (%66,6) <0,001

Şikayet başlangıç zamanı (gün) 17,16 11,25 <0,05

KBB başvuru zamanı (gün) 86,65 69,37 <0,05

Reflü 24 (%55,8) 21 (%87,5) <0,05

Suprasternal çekilme 14 (%32,6) 24 (%100) <0,001

Bronşiolit atakları 6 (%13,9) 16 (%66,6) <0,001

Ek hastalık 8 (%18,6) 10 (%41,6) <0,05

TABLO 1: Tedavi gruplarına ait demografik özellikler.

Hafif LM (n=21-%31,3) Orta LM (n=31-%46,2) Ağır LM (n=15-%22,3) p

Cinsiyet (K/E) 10-11 18-13 3-12

Preterm 6 (%28,5) 3 (%9,6) 4 (%26) >0,05

Düşük doğum ağırlığı 5 (%23,8) 3 (%9,6) 6 (%40) >0,05

Başvuru öncesi YBÜ yatışı 1 (%4,7) 9 (%29) 12 (%80) <0,001

Şikayet başlangıç zamanı (gün) 16,09 15,70 12,2 <0,05

KBB başvuru zamanı (gün) 85,90 73,35 87,53 >0,05 Reflü 8 (%38) 27 (%87) 14 (%93,3) <0,05 Suprasternal çekilme 0 (%0) 23 (%74,1) 15 (%100) <0,001 Bronşiolit atakları 0 (%0) 12 (%38,7) 13 (%86,6) <0,001 Ek hastalık 2 (%9,5) 10 (32,2) 6 (%40) <0,05 Cerrahi tedavi 0 (%0) 9 (%29) 15 (%100) <0,001

TABLO 2: Hastalık şiddeti gruplarına ait demografik özellikler. KBB: Kulak Burun Boğaz.

(4)

şikâyetleri olduğu saptanmıştır. Suprasternal çe-kilme ve bronşiyolit atakları geçirme değerlendi-rildiğinde, ağır dereceli laringomalazi ve opere edilen grupta istatistiksel olarak anlamlı derecede daha sıklıkla karşılaşılmıştır. Ek hastalıklar sorgu-landığında ise opere edilen grup ve ağır dereceli la-ringomalazi grubunda daha yüksek yüzde ile saptanmış olmasına rağmen istatistiksel fark sap-tanmamıştır.

Laringomalazi hastalarımızın ortalama takip süreleri 267,8 gün olarak hesaplandı, opere ettiği-miz hastaların ortalama takip süreleri ise 306,04 gün olarak hesaplandı. Laringomalazi nedeniyle takip edilen hastaların 21 (%31,4)’ine hafif dereceli LM, 31 (%46,2)’ine orta dereceli LM ve 15 (%22,4)’ine ağır dereceli LM tanısı konuldu. Bu hastaların toplamda 24 (%35,8)’üne supraglotto-plasti operasyonu uygulandı. Opere edilen hastala-rın ortalama yaşı 95,58 gün idi. Yine opere edilen grup sekonder havayolu lezyonları açısından de-ğerlendirildiğinde, hastaların 11 (%45,8)’inde se-konder havayolu lezyonu saptanmıştır. Bunlar 6 hastada trakeomalazi, 2 hastada subglottik stenoz, 1 hastada subglottik hemanjiyom, 1 hastada mikrog-nati ve 1 hastada vallekula kisti olarak bulunmuş-tur. Hastaların 5 (%20,8)’i postoperatif erken dönemde yoğun bakım ünitesinde takip edildi. Bu hastaların 5 (%100)’inde de eşlik eden sekonder ha-vayolu lezyonları, 3 (%60)’ünde ise ek hastalık öy-küsü bulunmaktaydı. Postoperatif dönemde serviste takip edilen hastaların sadece 6 (%31,5)’sında ek hastalık ve 6 (%31,5)’sında

se-konder havayolu lezyonu tespit edildi ve bu fark anlamlı saptandı (p<0,05).

Operasyon grubunda postoperatif dönemde bir hasta solunum sıkıntısı nedeni ile ekstübas-yonu takiben tekrar entübe edilerek çocuk yoğun bakım ünitesinde takip edildi. Bu işlem 2. günde ekstübe edildi ve ek komplikasyon izlenmedi. Bir hastada ise işlemin 14. gününde semptomların devam etmesi üzerine revizyon supraglottoplasti ameliyatı yapıldı ve hastanın semptomları geri-ledi. Operasyon uygulanan bir hastaya ait preope-ratif ve postopepreope-ratif 10. günde inspiryum sırasında

çekilmiş endoskopik görüntüler Resim 1’de

pay-laşılmıştır.

TARTIŞMA

Laringomalazi, yenidoğan stridorunun en sık sebe-bidir ve konjenital larinks hastalıklarının %45-75’ini oluşturur.1 Kız bebeklerle

karşılaştırıldı-ğında, erkek bebeklerde ortalama 1,6 kat daha sık

görülmektedir.2Hasta grubumuzda 31 kadın, 36

erkek mevcuttu. Toplam hasta grubunda erkek-kadın dağılımımız orantılı olmasına rağmen, alt gruplara bakıldığında ağır dereceli laringomalazi (%80) ve opere edilen hasta grubunda (%66,6) er-keklerin ağırlıkta olduğunu bulduk. Hastaların KBB doktoruna başvurmadan önce yoğun bakım ünitesinde yatışı sorgulandığında, yine ağır dere-celi laringomalazi ve opere edilen hasta grubunda anlamlı fark saptadık. Her iki grupta da ek hastalık ve sekonder havayolu lezyonlarının mevcut olma

(5)

olasılığının yüksek olması, bronşiyolit atakları ge-çirme risklerinin daha fazla olması bu yoğun bakım ünite yatış oranlarını artıran koşullardır.

Laringomalazi hastalarında semptomlar genel-likle doğumun 2. haftası başlar.6Fiziksel aktivitenin

artmasıyla beraber 6-8. aylarda pik noktasına ulaşır. Vaka serimizde de hastaların şikâyet başlangıç za-manı ortalama literatür ile uyumlu olarak 15,04 gün bulundu. Alt gruplara bakıldığında istatistik-sel olarak anlamlı olmasa da opere olan hasta gru-bunun (11,25 gün) opere olmayan gruba (17,16 gün) göre daha erken başvuruda bulunduğunu gör-dük. Yine hafif dereceli laringomalazi grubunda (16,09 gün), orta dereceli laringomalazi grubuna (15,70 gün) ve ağır dereceli laringomalazi grubuna (12,2 gün) göre şikâyetlerin daha geç başladığını gördük. Bu durum, hastaların şikâyet başlangıç za-manlarının da hastalığın gidişatı ile ilgili bir yol gösterici parametre olabileceğini gösterir. Laringo-malazi tanısı genellikle hayatın ilk 4 ayında konu-lur.5,7 Hasta serimizde de ortalama kliniğimize

başvuru zamanı 80,46 gün olarak bulundu. Alt gruplar arasında opere edilen grubun (69,37 gün) kliniğimize daha erken dönemde başvurduğunu gördük, ancak bu istatistiksel olarak anlamlı de-ğildi.

Gastroözofageal reflü, laringomalazi hastala-rında en sık eşlik eden morbidite olarak saptan-maktadır ve rapor edilme insidansı %65-100

arasında değişmektedir.4Reflünün sonucu olarak,

larinks mukozasında yer alan kemoreseptörlerin kronik asite maruz kaldığı ve buna bağlı olarak da laringeal adduktor refleks eşiklerinde yükselme olduğu gösterilmiştir. Bununla birlikte, reflüye bağlı oluşan inflamasyon ve mukozal ödem, hava-yolu obstrüksiyonuna yol açmaktadır. Kliniği-mizde laringomalazi tanısı hastalara reflü semptomları sorgulanarak ve yapılan transnazal fleksibl fiberoptik laringoskopi muayenesi ile ko-nuldu. Ailelere; reflüyü azaltmaya yönelik eği-timler ve semptomları olan hastalara antireflü tedavisi verildi. Gruplar reflü yüzdeleri açısından değerlendirildiğinde orta (%87) ve ağır dereceli (%93,3) laringomalazisi olan hastalarda ve opere edilen hasta (%87,5) grubunda reflü insidansını yüksek bulduk.

Laringomalazi; çocukluk çağında en sık rastla-nan konjenital laringeal anomalidir, ancak eşlik eden ikincil havayolu problemleri de unutulma-malıdır ve bu durum hastaların %7,5-64 arasında

değişen oranlarında olabilmektedir.8 Vaka

seri-mizde opere edilen grup içerisinde sekonder hava-yolu lezyonları açısından değerlendirilmiş olup, bu hastaların 11’inde sekonder havayolu lezyonu bu-lunmuştur. Altı hastada trakeomalazi, 2 hastada subglottik stenoz, 1 hastada subglottik hemanji-yom, 1 hastada vallekula kisti ve 1 hastada vokal kord paralizisi saptanmıştır.

Hastaların büyük çoğunluğunda laringomalazi ile ilişkili semptomlar çocuğun büyümesi ve kon-servatif yaklaşım sonucunda ilk 2 yıl içinde olumlu yönde değişmektedir. Bu hasta grubunda, %4,2-20 arasındaki bir grupta ise cerrahi tedavi ihtiyacı or-taya çıkmaktadır.9,10Supraglottoplasti

endikasyon-larını; siyanoz ve apnenin birlikte izlendiği inspiratuar stridor, dinlenme durumunda oksijen satürasyonunun <%86 olarak izlenmesi, tekrar eden aspirasyonlar ve fiziksel gelişim duraklaması olarak sıralayabiliriz.11,12 Kliniğimizde hastaların

%35,82’sine supraglottoplasti operasyonu uygulan-mıştır. Hastaların opere edilme yaşı 95,58 gün ola-rak bulunmuştur. Operasyon oranımızın yüksek olmasının, kliniğimizin referans merkez olmasın-dan kaynaklandığını düşünmekteyiz. Ağır dereceli laringomalazi hastalarımızın %100’üne supraglot-toplasti operasyonu uygulanırken, orta dereceli la-ringomalazi hasta grubunda 31 hastanın 9 (%29)’una operasyon uygulandı.

Literatürde, hastaların postoperatif dönemde yoğun bakım ünitesinde takibe alınmaları kontrol edildiğinde yapılan karşılaştırmalı çalışmada, hasta-ların rutin olarak yoğun bakım ünitelerinde takibe alınmalarına gerek olmadığı saptanmıştır.13

Kliniği-mizde de hastalar gerekli olması hâlinde yoğun bakım ünitesinde takip edilmektedir. Opere edilen hasta grubunda 5 hasta postoperatif dönemde yoğun bakım ünitesine alındı. Bunlardan sadece 1 hasta en-tübe edilmek zorunda kalındı. Enen-tübe olan bu has-tada sekonder havayolu lezyonu olarak vallekula kisti mevcuttu. Hastanın vallekula kisti eksize edil-dikten sonra epiglottoplasti yapıldı. Ancak, yine de epiglot prolapsusu nedeni ile havayolunu açıklığı

(6)

sağlanamadı. Ameliyat sonrası 2. saat hasta tekrar entübe edilerek yoğun bakım ünitesinde takibe alındı, 1 gün sonra hasta ekstübe edildi.

Revizyon supraglottoplasti, özellikle ek nöro-lojik semptomları olan hastalarda

gerekebilmekte-dir.14 Vaka serimizde 1 hastamızda revizyon

supraglottoplasti operasyonu uygulamamız gerekti. Bu hastada da revizyon cerrahide aritenoid karti-lajların üzerindeki prolabe olan mukozanın eksiz-yonu yapıldı ve revizyon cerrahisi sonrası hastanın semptomları düzeldi.

SONUÇ

Serimizde, laringomalazi sebebiyle başvuran ço-cukların önemli bir oranı dış merkezden refere edilmektedir ve buna bağlı olarak ağır laringoma-lazi tanısı konulan hasta ve cerrahi girişim oranı-mız genel literatüre göre yüksektir. Hasta serimizde supraglottoplasti operasyonunun postoperatif erken ve geç dönemdeki sonuçları, bu girişimin

uygun hasta popülasyonunda kabul edilebilir komplikasyon oranı ile başarı ile uygulanabilece-ğini göstermektedir.

F

Fiinnaannssaall KKaayynnaakk

Bu çalışma sırasında, yapılan araştırma konusu ile ilgili doğru-dan bağlantısı bulunan herhangi bir ilaç firmasındoğru-dan, tıbbi alet, gereç ve malzeme sağlayan ve/veya üreten bir firma veya her-hangi bir ticari firmadan, çalışmanın değerlendirme sürecinde, çalışma ile ilgili verilecek kararı olumsuz etkileyebilecek maddi ve/veya manevi herhangi bir destek alınmamıştır.

Ç

Çııkkaarr ÇÇaattıışşmmaassıı

Bu çalışma ile ilgili olarak yazarların ve/veya aile bireylerinin çıkar çatışması potansiyeli olabilecek bilimsel ve tıbbi komite üyeliği veya üyeleri ile ilişkisi, danışmanlık, bilirkişilik, her-hangi bir firmada çalışma durumu, hissedarlık ve benzer du-rumları yoktur.

Y

Yaazzaarr KKaattkkııllaarrıı

Bu çalışma tamamen yazarın kendi eseri olup başka hiçbir yazar katkısı alınmamıştır.

1. Landry AM, Thompson DM. Laryngomalacia: disease presentation, spectrum, and man-agement. Int J Pediatr. 2012;2012:753526.

[Crossref] [PubMed] [PMC]

2. Olgun Y, Özay H, Çakır A, Erdağ TK. Laryn-gomalacia: our clinical experience. Turk Arch Otorhinolaryngol. 2016;54(4):150-3. [Crossref] [PubMed] [PMC]

3. McCaffer C, Blackmore K, Flood LM. Laryn-gomalacia: is there an evidence base for man-agement? J Laryngol Otol. 2017;131(11): 946-54. [Crossref] [PubMed]

4. Thompson DM. Laryngomalacia: factors that influence disease severity and outcomes of management. Curr Opin Otolaryngol Head Neck Surg. 2010;18(6):564-70. [Crossref] [PubMed]

5. Thompson DM. Abnormal sensorimotor inte-grative function of the larynx in congenital laryngomalacia: a new theory of etiology. Laryngoscope. 2007;117(6 Pt 2 Suppl 114):1-33. [Crossref] [PubMed]

6. Carter J, Rahbar R, Brigger M, Chan K, Cheng A, Daniel SJ, et al. International Pediatric ORL Group (IPOG) laryngomalacia consensus rec-ommendations. Int J Pediatr Otorhinolaryngol. 2016;86:256-61. [Crossref] [PubMed]

7. Sivan Y, Ben-Ari J, Soferman R, DeRowe A. Diagnosis of laryngomalacia by fiberoptik en-doscopy: awake compared with anesthesia-aided technique. Chest. 2006;130(5):1412-8.

[Crossref] [PubMed]

8. Dickson JM, Richter GT, Meinzen-Derr J, Rutter MJ, Thompson DM. Secondary airway lesions in infants with laryngomalacia. Ann Otol Rhinol Laryngol. 2009;118(1):37-43.

[Crossref] [PubMed]

9. Richter GT, Thompson DM. The surgical man-agement of laryngomalacia. Otolaryngol Clin North Am. 2008;41(5):837-64. [Crossref] [PubMed]

10. Durvasula VS, Lawson BR, Bower CM, Richter GT. Supraglottoplasty outcomes in neurologically affected and syndromic

chil-dren. JAMA Otolaryngol Head Neck Surg. 2014;140(8):704-11. [Crossref] [PubMed]

11. Hoff SR, Schroeder JW Jr, Rastatter JC, Holinger LD. Supraglottoplasty outcomes in relation to age and comorbid conditions. Int J Pediatr Otorhinolaryngol. 2010;74(3):245-9.

[Crossref] [PubMed]

12. Escher A, Probst R, Gysin C. Management of laryngomalacia in children with congenital syndrome: the role of supraglottoplasti. J Pe-diatr Surg. 2015;50(4):519-23. [Crossref] [PubMed]

13. Cooper T, Harris B, Mourad A, Garros D, El-Hakim H. Comparison between selective and routine intensive care unit admission post-supraglottoplasty. Int J Pediatr Otorhinolaryn-gol. 2017;99:90-4. [Crossref] [PubMed]

14. Day KE, Discolo CM, Meier JD, Wolf BJ, Halstead LA, White DR. Risk factors for supraglottoplasty failure. Otolaryngol Head Neck Surg. 2012;146(2):298-301. [Crossref] [PubMed] [PMC]

Referanslar

Benzer Belgeler

• Çocuklarda işitme kaybının en sık nedeni → Efüzyonlu otitis media. • Erişkinlerde işitme kaybının en sık nedeni → Dış kulak yolu buşonu EOM’de

Kocaeli Oğuz Basut, Dr., Bursa Mert Başaran, Dr., İstanbul Nermin Başerer, Dr., İstanbul Yıldırım Bayazıt, Dr., Ankara İsmet Bayramoğlu, Dr., Ankara Esen Beder, Dr., Ankara

Kocaeli Oğuz Basut, Dr., Bursa Mert Başaran, Dr., İstanbul Nermin Başerer, Dr., İstanbul Yıldırım Bayazıt, Dr., Ankara İsmet Bayramoğlu, Dr., Ankara Esen Beder, Dr., Ankara

Kocaeli Oğuz Basut, Dr., Bursa Mert Başaran, Dr., İstanbul Nermin Başerer, Dr., İstanbul Yıldırım Bayazıt, Dr., Ankara İsmet Bayramoğlu, Dr., Ankara Esen Beder, Dr., Ankara

Kocaeli Oğuz Basut, Dr., Bursa Mert Başaran, Dr., İstanbul Nermin Başerer, Dr., İstanbul Yıldırım Bayazıt, Dr., Ankara İsmet Bayramoğlu, Dr., Ankara Esen Beder, Dr., Ankara

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBB Bölümü,. ORCID iD

Kocaeli Oğuz Basut, Dr., Bursa Mert Başaran, Dr., İstanbul Nermin Başerer, Dr., İstanbul Yıldırım Bayazıt, Dr., Ankara İsmet Bayramoğlu, Dr., Ankara Esen Beder, Dr., Ankara

KBBO BaĢkanı: Kulak Burun Boğaz Okulları Başkanı- TKBBBBCD Yönetim Kurulu üyesi Alt BranĢ Okullar BaĢkan ve Yardımcısı: Her bir alt branş okulunun KBBO Danışma