• Sonuç bulunamadı

Çiğe'li Kene Halı Yrd. Doç. Dr. Nuran Say

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çiğe'li Kene Halı Yrd. Doç. Dr. Nuran Say"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GİRİŞ

Konargöçer dönemlerinde Türk-menler, bedenlerini korumanın ötesinde, günlük yaşamlarını sürdürdükleri alan-larda, havlı, havsız kirkitli dokumaları kullanmışlardır. Bunlar; zemin, duvar, tavan olmak üzere “çadır” mekânlara dö-nüşmüş, aynı ürünlerle; süsleme, soğuk, sıcak, inanç, korunma, konfor sağlama gibi amaçlarla, içleri döşenmiştir.

Doku malar, hayatın her alanında yer aldığı için, fonksiyonları dışında, üzerlerinde taşımış oldukları renk, beze-me ve düzenlebeze-me özelliğiyle, bulunduk-ları göçer toplumun sosyal, ekonomik, kültürel, dini, yapılarını da sergilemekte, toplumsal bir mesaj iletmektedir. Ülke-mizde belirli beldelerde, yerleşik düzene geçmiş bu toplulukların, çok azalmakla

beraber, günümüzde de kirkitli düz el ve halı dokuma üretip, kullandıkları bilin-mektedir.

2006 yılında, taşımış olduğu özel-liklere rağmen, Konya/Ereğli/Çayhan Yöresi’nin bu açıdan incelemeye alın­ madığı tespit edilmiştir. Oysa Çayhan da yaşayan gençler bu durumdan rahat-sızlık duyarak, tarafımıza gelip, bölge-de Çayan­ Çağan Türkmen Taifesinin yaşadığını, dokuma konusunda zengin olduklarını belirterek alanı incelememi-zi istemişlerdir. Yaptığımız tarama so-nunda gençlerin haklı oldukları ortaya çıkmıştır. Gerçekten bu bölge dokuma cennetidir. Hiç tespit yapılmamıştır. Bu sonuç, geniş kapsamlı, araştırılıp, ince-leme yapmayı gerektirmiştir.

İncelememiz sırasında,

bulduğu-The Carpet With Çiğe (Tick)

Yrd. Doç. Dr. Nuran SAY*

ÖZ

Türkler birer estetik değer olan dokumalara, günlük hayatlarının her alanında yer vermiştir. Konya/ Ereğli/Çayhan da yaşayan Çayan­Çağan’ lara ait Çiğe (kene)’li halı da bu anlayışla üretilmiştir. Malzeme, renk, bezeme kullanımı ile tasar özelliği, dikkat çekicidir. Tarafımızca, ilk kez, yerinde tespit edilerek ince-lenmiştir. İsminden de anlaşıldığı üzere, beş ocak içine, ayrı ayrı üçerli gurup halinde, dans eden şamanlar, insanların evlerini kene’den korumak üzere yerleştirilmişlerdir. Bu özgün örnek, yaptığımız karşılaştırma sonunda, diğer halılarla benzerlik göstermemektedir. Soğuk yanı sıra, kötü ruh ve böceklerden de evi koruma amaçlı dokunan, çok değerli bir üründür. Ayrıca; geleneksel yapıya sahip olduğundan, bu yazımızla kültür tarihimizdeki haklı yerini almalıdır.

Anah tar Kelimeler

Çayhan, Halı, Çayan, Çiğe (Kene)

ABST RACT

The Turks have given places to the weavings which are singly aesthetical worth in every area of their lives. The carpet named Çiğe’li (means with tick) which belongs to Çayan Turcomans who live in Çayhan, Ereğ-li, Konya was also weaved by this mentality. Material, color, ornamental use and design features are striking. This carpet was firstly determined and studied by us in its own land. As the name says (implies), the dancing shamans were placed ternate separately in groups in five hearths to protect the houses of human beings from ticks. This peculiar sample doesn’t show similarities with the other carpets according to the comparison made by us. It is a very valuable product which is weaved with the purpose of keeping the house against black souls and ticks also in addition to protect from cold. Moreover, it has to take its fully justified place in our cultural history through my article because of having the traditional structure. (Çev: Dr. Ali SAYAR Konya /Ereğli Devlet Hastahanesi)

Key Words

Çayhan, Carpet, Çayan, Çiğe (tick)

(2)

muz dokuma örneklerinin, çok sayıda fotoğrafı çekilmiştir. Bunlar arasından tanıtımı yapılmak üzere, katalogladığı-mız halılardan biri olan Çığa’lı (Kene) (İbrahim KÖKBUDAK; aşağı Çayhan azizeye kasabası sakini, ağustos 2009, Konya Ereğli) halı düzenleme, teknik, elyaf çeşidi, atkı­çözgü sıklığı, boyut, renk ve yanışları açısından, seçilerek in-celenmiştir. Tasar özellikleri ve bezeme-leriyle, ileriki çalışmaları mızda; sosyo-lojik, psikolojik ve plastik yani, kültürel açılardan yapılacak olan incelemelere kaynaklık etmesi umulmaktadır.

HALI VE TARİHÇESİ

Halı teknik olarak, düğümlü, havlı üç iplik sistemli yapıya sahip olmasına rağmen, atkı yüzlü düz el dokumalarla (Cicim, Zili, Sumak, Kilim) birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak yazılı kay-naklarda yerini almıştır (Benerli 1949, Aslanapa 1961, Haack 1975, Kuruyazıcı­ Alsaç 1981).

Kilim dokumanın, M.Ö. 1500 yılın-da, halıdan daha Önce yapıldığı da tah-min edilmektedir (Ersoy, 1990: 3­7). Bazı kaynaklar ilk düğümlü halının Türkler tarafından dokunduğunu savunmakta-dır (Aslanapa 1961, Diyarbekirli 1972).

Kirkitli dokumalarla ilgili ilk bilim-sel çalışmaların 1891 yılında Viyana’da açılan bir halı sergisi ile başladığı çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir (Benerli 1949, Aslanapa 1978, Acar­Tarihi bilin-miyor). Türklerin Orta Asya’da yaşadığı yıllarda Asurlular, Babil’liler, Ahame-nişler, Sasaniler ve Bizanslıların çeşitli şekillerde işlenmiş, örülmüş kıymetli taşlarla süslenmiş, aplike edilmiş havsız halı benzeri dokuma türlerini yaptıkla-rı bilinmektedir (Benerli 1949, Yetkin 1974, Yağan 1978).

Yapılan inceleme ve araştırmalara göre, dünya üzerinde” 30 ile 45 kuzey enlem dereceleri arasında tüm Asya’yı kuşatan bölgeye kirkitli dokuma kuşa-ğı denilmektedir. Bu kuşakta yer alan bölgeler ise Suriye, Türkiye, Osmanlı

İmparatorluğu’nun Balkanlardaki top-rakları, Doğu Kafkasya, İran, Orta Asya, Moğolistan, Çin ve Hindistan olarak be-lirtilmektedir (Edrman 1960, Özgirgin 1971, Denny 1979).

Türklere ait dünyanın en eski ha-lısının, Sovyet Altaylarının Pazırık Böl-gesinde, araştırmacı Sovyet Arkeolog Rudenko tara fından bulunduğu ve M.Ö. 3. yy.da beyler zümresine ait kurganlar­ dan beşincisinden çıkarılmış olduğu be-lirtilmektedir. Pazırık halısı, 1.89x2m. Boyutunda, üzerinde biniciler, sığınlar ve hayali yaratıklardan olan griffon figürlerinin yer aldığı bir dokuma ola-rak tanımlanmaktadır (Özgirgin 1971, Diyarbekirli 1972, Yetkin 1974, Deniz 1982,1 Diyerbekirli 1984, Sümer 1984).

Doğu Türkistan’da, Sir Aurel Stein’in 1906­1908 de yaptığı araştırmada bul-duğu dokumalarda, baklavalar, şerit-lerle stilize çiçeklerden örnekler vardır. Renkler, canlı ve parlaktır. Koyu mavi, kahverengi, kırmızı, mat yeşil ve üç çeşit sarı gö rülmektedir.

1913’te Le Coq Turfan kazılarını yaparken diğer parçaları da çıkarmıştır. Bunlar kırmızı zemin üzerine sarı renkte ve siyah konturlu bir ejder kuyruğu veya kıvrık dal örneği göstermektedir. Halı parçaları Londra ve Berlin Müzesi’nde saklanmakta olup en eskileri III, en ye-nileri ise VI. yy. la tarihlendirilmektedir (Aslanapa 1961, Aslanapa­Durul 1974, Öney 1978).

Yapmış olduğumuz yazılı kaynak tara malarında VII. yy. dan 13. yy.’ la ka-dar halı örneğine rastlanılma dığından, tarihi gelişim sürecinde 1200 yıllık bir boşluk dikkat çekmektedir.

Dokumaların, 11. yy.dan itibaren Selçuklu Türkleriyle birlikte batıya doğru geldiği, Anadolu’ya yerleşen Sel-çuklular tarafından, halı sanatının uy-gulandığı günümüze kadar gelen örnek­ lerden anlaşılmaktadır. Bu halılardan bazıları Alman Konsolosu Loytved ta-rafından 1905 yılında Konya Alâeddin Camii’nde keşfedi lerek, Türk ve İslâm

(3)

Eserleri Müzesi’ne getirilmiştir. Örnek-ler üç bütün halı ile parça halinde beş halı olarak sekiz adet olup, Gördes düğü-müyle yapılmışlardır. Zemin umumiyet-le koyu mavi veya koyu kırmızı, motifumumiyet-ler açık mavi, açık kırmızıdır. Açık ve koyu sarı ile bazen açık yeşil bir renkte dik-kat çeker. Bezemeler; bakla valar, sekiz köşeli yıldızlar uçları çengellerle çevrili sekizgen ler gibi sık sık görülen geomet-rik şekillerdir (Aslanapa 1961, Durul 1982, Demiriz 1982).

Konya Selçuklu halıları Alaattin Keykubat zamanına kadar uzanır. Lyon Müzesi’ndeki 1219 yılına ait kitabeli halı örneği bunu kanıtlamaktadır (Tu-ran 1951, Aslanapa 1961, Acun 1988). Anadolu Selçuklularından kalma, üç parça halinde diğer halı 1930 da R. Ri-efstahl tarafından Beyşehir Eşrefoğlu Camii’nde bulunarak Konya Müzesi’ne getirilmiştir. Bu halılardan biri koyu mavi üzerinde açık mavi çengelli küçük baklavalardan oluşan bir örnektir (Asla-napa, 1961: 16).

Eski Kahire (Fustat’da) 1935­36 yıllarında yüz kadar halı parçası meyda-na çıkarılmıştır. Bu halıların 29 parçası Lamm tara fından yayınlanmış olup 13. 14. ve 15. yy. dan kalma örneklerdir. Ha-len Stokholm Milli Müzesi’nde, birkaçı Lamm’in özel koleksiyonunda birkaçı da Atina Benaki Müzesi’ne mal edilmiştir. 14. yy.da rağbet gören halı deseninin bir ağacın iki tarafına yerleştirilen kuşlar-la hayvan figürlü halıkuşlar-ların oluşturduğu görülmektedir. İsveç Morby köy kilise-sinde bulunan, 15. yy.la tarihlendirilen hayvan figürlü halıda, 14. yy. hayvan figürlü halılarıyla büyük benzerlik gös-terir (Aslanapa 1961, Acar 1975, Denny 1979). 1990’ da Nepal’ de New York Met-ropolitan Müzesi adına eski bir hayvan halısı satın alınmıştır. Tibet’ ten alınan bu halıyla birlikte hayvan figürlü dört halı daha tespit edilmiştir (Aslanapa, 1997: 18­24).

Selçuklulara ait halılar 8’i Konya, 3’ü Beyşehir, 7’si Fustad’da 5’i Tibet’te’ tespit edilenlerle birlikte, 23 parçadır (Aslanapa, 1961: 17). 14 yy. dan 15 yy. la geçişi İstanbul ve Konya’da bulunan iki kuşlu (Ming ve Marby) halı sağlar. 15. yy. Erken Devir Osmanlı Halıları (Hol-bein) olarak isimlendirilip, dört ayrı tipte incelenir (Yetkin, 1991: 191). Genel özel-likleri: Sonsuz sekizgen, baklava sırala-rından ya da tüm halı yüzeyini kaplayan iki dörtgenin içine yerleştirilmiş birer sekizgenden oluşan desen ler, kırmızı, mavi, sarı ile renklendirilmiştir (Asla-napa 1961, Asla(Asla-napa 1978, Kuruyazıcı­ Alsaç 1981, Demiriz 1982).

16­17 yy.da Yaygın olarak bilinen madalyon’lu ve Yıldızlı Uşak halıları ile birlikte, Osmanlı Saray halıları üretil-meye başlar. Özellikleri: Halıyı çevre-leyen bir bordür ile orta yerde ve tüm köşelerdeki çeyrek madalyonlu motifler-dir. Renkleri: Lacivert, kırmızı, sarı, az miktarda yeşil, mavi ve siyahtır. Yine bu yüzyılda Bergama halıları ve seccadeleri de Selçuklu halılarının tarzını taşımak-tadır. Osmanlı saray halıları, daha önce-ki dokumalardan farklıdır. Atkı ve çöz-güsü ipektir. Bu halıların düğümleri çok iyi işlenmiş yünden; bazen de pamuktan yapılmıştır. Türk ve İran (Sine) düğüm tekniğiyle hav elde edilmiştir. Bu grup halılarda görülen motifler; kıvrak dallar, rozetler, nar, sümbül, lale, karanfil gül gibi çiçekler olup, İstan bul ve Bursa’da dokunmuşlardır (Aslanapa­Durul 1984, Aslanapa 1978, Demiriz 1982, Aslanapa 1984, Aslanapa, 1997).

18.yy.da kabada olsa, uşak halı çeşitlerine bağlanan bir üslupla, do-kuma geleneği devam etmiştir. 19.yy. Hareke’de kurulan tezgâhlar sayesinde üretilen halı ve seccadelerde karma bir üslup görülür. Gördes düğümüyle bir-likte, kıvrak ve ince bezemeleri, ürete bilmek amacıyla Hekim düğümünü de kullanmışlardır. Dönemin Hereke ve

(4)

Feshane ismiyle bilinen üretim merkez-leri 1939’da Sümerbank’a bağlanmıştır (Yetkin, 1991: 192­193).

Anadolu’da Hereke’den başka çağ-daş birçok halı merkezi bulunmaktadır. Merkezler sırasıyla; Konya (Ladik, Ka-rapınar, Karaman, İnlice, Keçimusla, Derbent, Cihanbeyli, Sille), Niğde (Ça-mardı, Maden, Bor, Arısaman, Ulukışla, Taşpınar, Sultanhanı, Armutlu, Kutlu-köy), Kayseri (Bünyan, Yahyalı, Yeşilhi-sar), Sivas, Erzurum, Kars, Tokat, Uşak, Manisa (Gördes, Kula, Demirci), İzmir (Bergama), Muğla (Mi las), Antalya (Dö-şemealtı), Afyonkarahisar (Dazkırı), An-kara (Kı zılcahamam, Kalecik), Nevşehir (Avanos, Ürgüp), Kırşehir (Mucur, Çi-çekdağı), Adana (Toros Dağları’nda ya-şayan yörükler), K.Maraş, Urfa, Gazian-tep, Malatya, Elazığ, İstanbul (Hereke), Bolu, İsparta, Balıkesir (Sındırgı, Yağcı-bedir, Yuntdağı) dır (Deniz, 1982: 15).

ÇAYHAN KASABASI VE ÇİĞAN ÇAYAN-HALKI

Konya iline bağlı Ereğli; Emirgazi, Karapınar, Halkapınar arasında yer alan zengin bir beldedir. Araştırma konumuz olan Çayhan kasabası, aşağı ve yuka-rı olarak iki yerleşimden oluşmuştur. Ereğli’nin, kuzeyinde Niğde­Ulukışla il sınırına yakındır (Bilici, Erel ve Erte-kin, 2005: 8). Ereğli’ye 40 km uzaklıkta, 800 haneli, en son sayıma göre 2904 nü-fusludur. Belediye başkanından alınan sözlü bilgiye göre yerleşim yerinin tam ortasından çay geçtiği için adına Çayhan denildiğidir. Oysa bu yerleşim biriminde ÇAYAN, ÇAYANLI (ÇAYANLU) Türk boyu ikame etmektedir.

Tarih sayfalarına göre Çayan’ lar; İn suyu kazası (Konya sancağı, İçel san-cağı, karaman kurbünde, sâkin, Lârende (Karaman), ÇİĞAN­ÇAĞAN Kerkük sancağı, Sülaymaniye sancağı, (Şehr­i Zor Eyâleti) Karaman Eyaleti, Konya sancağı. Türkmen taifesi, (Çağangediği­

Çahangediği) Cemaati, Bozulus aşireti olarak geçmiştir (Turkay, 1979: 71,259). “1540 tarihinde 100 hâne ve 8 mücerred, 11 Selim döneminde ise 138 hâne ve 66 mücerred nüfusa sahip idi. Bununla bir-likte, aşiret mensuplarının bir bölümü Şarkî Âmid e tabi Uzundere ve Çayan-viranı köylerinde ziraatçılık yapmakta idi.

Bozulus un Orta Anadolu ya gelme-sinden sonra Çayan aşireti mensupları Vilayet­i Rum (Sivas, Tokat, Amasya havalisi) dâhiline gitmişler, ancak bu-rada sürekli, yerleşik ahali tarafından “kazamızda durmayın ahar yere gidin” diye taciz edilmişlerdir. Karaman sakini olan Çayan Ceamatinin bir bölümü Nev-şehir Kazası ile Ereğli arasında bulunan Çavuşlu karyesine iskân olunmuştur. Hasasun karyesinde iskân edilenler ise buranın harabe bir yer olması dolayı-sıyla, bu yer yakınlarındaki Kamışlar karyesine taş evler, okul ve cami yap-mak suretiyle yerleşmişlerdir” (Gündüz, 1997: 63).

Yine, yöre halkı dilden dile şu öy-küyü aktarır; “Çayan Kışlası: Obruk’un 3 km güneyinde büyük bir ören ve eski bir kuyu vardı vardır, 1955 yılına dek bir kaç çifçinin bulunduğu yol Çayhan’lılar Aksaray giderken kullanırlardı. Aksaray dan Çayhanlı bir kervan, zorlu bir kışa yakalanıp bu örenin bulunduğu mesken-lere sığınmış. Birkaç gün süren tipi sı-rasında aç kalan develer havutlarındaki otları yemiş Kervancılar da aç susuz güç günler yaşamış. Bazıları da ölmüş Bu olaydan sonra buraya Çayan Kışlası de-nilmiş” (Özer, 2004: 32).

Çayhan kasabasında bulup kesin-leştirdiğimiz 51 adet, kirkitli dokuma-larda; kullanılan elyaflar, çözgü de pa-muk, atkıda, yün az miktarda devetüyü ve pamuk olarak tespit edilmiştir. Üre-timlerinde, “ıstar” tezgâhı, atkıları sıkış-tıran “kirkit”, iplik bükümü (eğirmek) için “kirmen” kullanılmıştır.

(5)

Fotoğraf No:2 Osman ALTINTAŞ (Sivas Müzesi)

Fotoğraf No:3

Fotoğraf No :4

(6)

KENARLIK BEZEME:2 N.SAY

ÇİĞELİ HALI TASAR ÖZELLİK-LERİ

Konya/Ereğli/ Çayhan da, Istar tezgâhında dokunan halı, bkz. fotoğraf no:1­ Çizim no:1. 55 yıll önce dokunmuş-tur. Ancak üzerinde taşıdığı bezemeler ve tasar özelliği ele alındığında Türk tarihi kadar eskiye dayalıdır. Düğümler yündür. Hav yüksekliği 2 cm olup, halıyı kaba gösterecek kadar uzundur. Pamuk ipliği kullanılan çözgü 1 cm. 7, atkılar 1 cm. 6 dır. 1 cm. iki çözgü etrafında dö-nerek bağlanan, 2 adet Gördes düğümü bulunmaktadır. Düğüm sıralarının, ara-larına iki pamuk atkı geçirilmektedir.

Renkler: Lacivert, çimen yeşili, sıçan bozu (gri), Al (açık, koyu borda), kahverengi, avkı, (haki) turuncu, çiğe beyazı, süpürge sarısıdır. Dokumada kullanılan iplikleri, çoğunlukla açık sarı, sütlü kahve, haki (avkı), gibi, dokuyucu-lar renklendirmektedir. Boyar madde olarak kullanılan malzemeler, ceviz ka-buğu, ceviz yaprağıdır. Yapılış biçimleri ise; kirli beyaz: ceviz yaprağı kazanda kaynatılarak elde edilir. Ceviz ağacı-nın kabuğu ve kökü de, zeğ= şap, limon tuzu, kostik, beyaz taş gibi maddelerle iyice kaynatılır. Yün, palazın arasına konularak kazanda, bulunan karışımda, bir saat bekletilir. Bu karışıma kostik az konulursa açık sarı, çok konulursa sütlü kahve ip elde edilir. Koyu bej de

(7)

ceviz-den, elde edilmektedir. Haki renge yöre-de avkı yöre-denilir.

Yüzeyde kullanılan bezemelere yö-rede, Şaman (Bezeme No:3) ve Çiğe (Be-zeme No:1) isimleri verilmektedir.

Dokumanın eni: 1.55 cm, boyu:4 m.dir.

Saçak uzunluğu; başlangıç saçak 1,5 cm, bitiş saçak;15cm düğümlüdür. Kenarlık (Kenarlık Bezeme No:1, 2) en ve sayısı; başlangıç; 3,5­ 12­ 5cm, Bitiş kenarlık içten dışa 4,5­ 14,5­ 4cm. dir. Kenarlık boy ve sayısı; dıştan içe sağ ke-narlık 4­ 15,5­5cm. Sol 3,5­15­4cm. dir. Kenarlık bezemeleri içten ve dıştan su bezeme (Su Bezeme no:3) çevreleyerek halının ocak bölümünden kenarlık beze-meleri ayırmaktadır.

Halıda; başlangıç saçaktan, bitişe 5­ 3­ 4­ 3­ 4, 5 cm lik bantlarla 5 bölme-ye ayrılmıştır. Halk bu oluşuma Ocak demektedir. Her bölme; 70­ 74­ 65­ 62,5­ 60cm. dir. Her ocak içinde üçer şaman (Çizim No:2) görüldüğü gibi, su bezeme (Su Bezeme No:4) figürleri ayakta tutar-casına yerini alır. (Fotoğraf No:5) de bu-lunan üçlü şaman ayini görüntüsü yanı sıra, halıda bulunan üçlü şaman gurubu (Çizim No:2), Sivas müzesinde bulunan gelin başlığı (Fotoğraf No:2), yazılı kay-naklardan tespit ettiğimiz, Şaman fotoğ-rafları da giysileriyle, yöre halkını des-tekler niteliktedir (Fotoğraf No: 3,4, 5)2

Hali, gizli güçler (Bezeme No:1) de görülen Çiğe= Kene den, serildiği mekânı korumaktadır. Her bir ocak (Su Bezeme No:1) ile birbirinden ayrılmaktadır.

Geçki ( süpürgelik) bitiş, 2 cm, Eriş (süpürgelik) başlangıç: 2 cm. dir. Kenar dönmeleri:1 cm. olarak dikdörtgen yapı-yı dört yandan sarar.

SONUÇ

Yukarıda ayrıntılarını anlattığımız, Çayhan kasabasında tespit ederek,

ke-sinleştirdiğimiz 51 adet, kirkitli doku-malardan biri olan Çiğe’li Halı; gelenek gereği dokunup, gizli güçler ve doğadan korunmak amaçlı yer yaygısı olarak kul-lanılmaya devam etmektedir.

Gelin kızların çeyizlerinde mutlaka olması, kış aylarında her evde iki tane bulunması gerektiği, yöre halkınca söy-lenilmektedir.

Teknolojinin getirdiği şartlar so-nunda, çarşı boyaması ve makine ha-lılarına rağmen inatla, yaşama savaşı veren bu örnek koruma altına alınmalı üretilmesi de Kültür Bakanlığınca des-teklenmelidir.

NOTLAR

1 Pazırık halısının M.Ö. III­II yy. da, çok ince

yünden, Gördes düğüm tekniğiyle dokunduğu belirtilmektedir.

2 BULUÇ (Sadettin) saman. C.U. T.A.M. “http://

turkoloji.cu.edu.tr/HALKBILIM/20.php” 01.04.2010, saat: 16:10.

KURTOĞLU (Mehmet), Altaylar’dan Anadolu’ya Şamanizm Tefekkürü,26.07.2006. “ h t t p : / / w w w . h i s t o r i c a l s e n s e . c o m / A r c h i v e / Samanizm_1.htm “http://www.anlambilim.net/saman­giysisi­nedir­ 116199.htm” 01.04.2010, saat: 16:05. “http://www.gencalevilerharekati.ev/inanclar/ inanc%20Resimleri/samanizm%201.bmp” 01.04.2010, saat: 16:00. KAYNAKÇA

Acar, Belkıs. “Halı Kilim Müzesi”, Sanat Dünyamız, İstanbul, Y.2, S:4 s. 20­25.

Acar, Belkıs. Kilim. Cicim. Zili, Sumak Türk Düz

Dokurma Yaygılar, İstanbul: Eren Yayınları

1982.

Acar, Belkıs. Kilim ve Düz Dokuma Yaygılar Müzesi, İstanbul: Çeltüt Matbaacılık, 1983.

Acar, Belkıs. (Tarih Bilinmiyor), Vakıflar Halı

Mü-zesi. İstanbul.

Acun, Hakkı.”Sivas ve Çevresi Tarihi Eserlerinin Listesi” Vakıflar Dergisi. S: XX, 1988 s. 182­ 220.

Aslanapa, Orhan ve Yusuf Durul. Selçuklu Halıları, İstanbul: Ak Yayınları, 1974.

Aslanapa, Orhan. Türk Sanatı, İstanbul, Evrim Matbaa, 1984.

Aslanapa, Orhan. Türk Halı Sanatının Bin Yılı, İs-tanbul, Çeltüt Matbaacılık, 1978.

Aslanapa, Orhan. Türk Sanatı Selçuk ve Osmanlı

(8)

Minyatür Sanatı, İstanbul: Doğan Kardeş Yayınları,

1961.

Aslanapa, Orhan. “Tür Halı Sanatının Tarihi Ge-lişmesi.” Arış, üç aylık Halı, Dokuma ve işleme Sanatlar Dergisi, Ankara, Y:1, S: 3, s: 18­24, Mayıs&Mayıs A.Ş Yayıncılık.

Barışta, Örcün. “Karaman Taş kale Halılarından Örnekler” Erdem C: 10, S: 28, Ankara, Dumat Ofset. s.179­184

Bodur, Fulya. ” Karapınar Halıcılığı” Türk Dünyası

Araştırmaları Türk Halıları Özel Sayısı,

İstan-bul, 1984: 73­81.

Benerli, Reşat. “Halıcılığımız”, Feshane Mensucat

Meslek Dergisi, İstanbul, C: 12, S: 2,s. 2­23.

Benerli, Reşat. “19 ncu Asırdan Sonra Türk Halıcı-lığı” Feshane Mensucat Meslek Dergisi, C: 2 İs-tanbul, S:4 s. 57­59.

Bilici, Mehmet, Hilmi Erel ve Fehmi Ertekin.

Ereğ-li ve Yöresi, Konya EreğEreğ-li Belediyesi, Konya,

2005.

Çakmakoğlu, Alev. “Karakeçili Oymağı Halıları”

Türk Dünyası araştırmaları özel sayı İstanbul,

1984: 55­62.

Demiriz, Yıldız. “Türk Halı Sanatı”, Anadolu

Uygar-lıkları Ansiklopedisi, C: 5, İstanbul, Yazar

Mat-baacılık, 1982: 908­910.

Demiriz, Yıldız. “Türk Halı Sanatının Dönemleri ve Özellikleri”, Anadolu Uygarlıkları

Ansiklope-disi, C: 5, İstanbul, Yazar Matbaacılık, 1982:

910­912.

Deniz, Bekir. Özellikle Taşpınar Halıları Örnek

Alınarak Kayseri ve Çevresi Çağdaş Türk Halı Sanatı, A.U. Dil Tarih­Coğrafya Fakültesi

(Ya-yınlanmamış Doktora Tezi), Ankara, 1982. Deniz, Bekir. “ Sındırgı (Balıkesir) Yöresi Yağcıbedir

Halıları” Erdem Halı Özel Sayısı-I Ankara, Du-mat Ofset, C:10, S: 28, s.111­124.

Denny, B. Walter. (Çev. Necati Oğuz), “Techniques of Rug Weawing” Oriental Rug, The Smithsoni-an İnstitution’s National Museura of Desing», 1979: 9­21.

Diyarbekirli, Nejat. Hun Sanatı, İstanbul, Milli Eği-tim Basımevi, 1972.

Diyarbekirli, Nejat. “Pazırık Halısı”, Türk Dünyası

Araştırmaları, Türk Halıları Özel Sayı,

İstan-bul, 1984: 1­8.

Durul, Yusuf. Anadolu Kilimlerinden Örnekler, İs-tanbul, Apa Ofset, 1985.

Durul, Yusuf. Baraj Gölü Çevresi Dokuma

Sanatla-rı, Ankara, Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Ke-ban Projesi Yayınları, 1969.

Durul, Yusuf. “Kilim Motifleri Üzerinde Araştırma”,

Sanat Dünyamız, İstanbul, Tifdruk Matbaacılık

A.Ş., Yıl: 9, S: 24, s. 26­30.

Erdman, Kurd. Der Türkiçfa Teppich Pes 15.

Zahr-huderts İstanbul: İ.Ü. E. F. Yayınları, 1960.

Eren, Naci. “Yörük Çuvalları”, Türk Süsleme

Sanat-ları Serisi: 8, Türk Dokuma SanatSanat-larından

Ör-nekler, İstanbul, Ak Yayınları, 1984: 10­13. Ersoy, Ayla. “Osmanlı Saray Kilimleri” İlgi, S;

61,İstanbul, s. 3­7.

Gündüz, Tufan. Anadolu’da Türkmen Aşiretleri

“Bo-zulus Türkmenleri 1540-1640, Ankara: Birleşik

Kitapevi, 1997.

Haack, Hermann. (Çev. N. Girişken), Doğu Halıları, Ankara: Baylan Matbaası, 1975.

Kızıltan, Ali. Anadolu Beyliklerinde Cami ve

Mescit-ler, İstanbul, Güven Basımevi, 1958.

Konyalı, İ, Hakkı. Abideleri ve kitabeleri ile konya

tarihi, Ankara, Burak Matbaası, 1997.

Kuruyazıcı, Hasan, Üstün Alsaç. “Halı Kilim”,

Sa-nat Tarihi Ansiklopedisi, C: 4, Milano, Görsel

Yayınlar, Yazır Matbaası.

Özgirgin, Meliha. Türk Halıcılığı, Geçmişi, Bugünkü

Durumu, Gelişmesi İçin Alınması Gereken Ted-birler ve Yurt Halıcılığında Sümer-bank’ın Yeri,

Ankara, Sümerbank Yayınları, 1971.

Özgirgin, Meliha. “Türkmen Halıları”, Sümerbank

Dergisi İlavesi, 27,s. 3­14.

Öney, Gönül. Selçuklu Mimarisinde Süsleme ve El

Sanatları, Ankara: Ajans Türk Matbaası, 1978.

Özer, Mustafa. Kutören kasabası, Bütün yönleriyle, İzmir: Kan yılmaz matbaa, 2004.

Sümer, Faruk. “Oğuzlar”, İslâm Ansiklopedisi, 1964: C: 9.

Sümer, Faruk. Oğuzlar, (Türkmenler) Tarihleri- Boy

Teşkilâtı, Destanları, Ankara: A.Ü. Basımevi,

1972.

Turan, Osman. “Selçuklular Zamanında Sivas Şeh-ri”, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi, C: IX, S: 4, s.447­457.

Türkay, Cevdet. Başbakanlık Arşiv Belgelerine

Göre, Osmanlı İmparatorluğunda Oymak Aşiret ve Cemaatlar, Tercüman Kaynak Eserler Dizisi,

İstanbul, 1979.

Tural, Sadık. “Aspecial Indicator of Carpet’s Function”Arış, Ankara, Y:1,S:4,s.19­21. Topoğlu, Sait, Abdullah Mamaş ve Ayhan Güner,

2000’e Doğru Ereğli, Konya, Yeni matbaacılık,

1999.

Yağan, Şahin. Türk El Dokumacılığı. İstanbul, Apa Ofset Basımevi, 1978.

Yetkin, Şerare. Türk Halı Sanatı. İstanbul, Çeltüt Matbaacılık, 1974.

Yetkin, Şerare. Türk Halı Sanatı, Ankara, Türkiye İş Bankası yayınları, 1991.

Referanslar

Benzer Belgeler

Acar (Balpınar), Belkıs (1982), Kilim, Cicim, Zili, Sumak, Türk Düz Do- kuma Yaygıları, İstanbul: Çeltüt Matbaacılık Sanayi ve Tic A.Ş., Eren Yayınları No:3, Sanat

Anadolu’nun çeşitli yörelerinde Sivas, Karaman, Konya(Karapınar,Ladik) Batı Anadolu’da eski halı merkezlerinde (Uşak, Bergama, Kula, Gördes, Mi- las ) ve

There is also a significant difference between in favor of Information& Communication Technologies (ICT) based course taking gifted students’ cognitive style scores

Elde edilen bu sonuçlar doğrultusunda, Türkiye’de faaliyet göstermekte olan senfoni orkestralarının programlarında yer alan klasik gitar eserlerinin yarıya

Gerek geçerlik gerekse de güvenilirliğe ilişkin bulgulara göre üniversite öğrencilerinin romantik ilişkilerle ilgili akılcı olmayan inançlarını değerlendirmeye

Çalışmanın amacı, Yozgat Merkez ve Sorgun ilçesindeki kilim, cicim, zili örneklerinin renk, motif ve kompozisyon özellikleri bakımından bilimsel olarak

Çekilen torakolomber CT’de vertebra anterior ve posterior elemanlarında displastik görünüm vardı ve L 1 seviyesinde spinal kanalda kemik septum.. saptandı

Yatırlarını terk ederek savaşlara katılan velilere ait efsanelerin bir kısmında ise veli- nin savaş sırasında yardımı dokunduğu bir asker, savaş bittikten sonra onu