• Sonuç bulunamadı

YOZGAT YÖRESİ KİLİM, CİCİM VE ZİLİ ÖRNEKLERİNİN RENK, MOTİF ve KOMPOZİSYON ÖZELLİKLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "YOZGAT YÖRESİ KİLİM, CİCİM VE ZİLİ ÖRNEKLERİNİN RENK, MOTİF ve KOMPOZİSYON ÖZELLİKLERİ"

Copied!
183
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI DEKORATİF SANATLAR EĞİTİMİ BİLİM DALI

YOZGAT YÖRESİ KİLİM, CİCİM VE ZİLİ ÖRNEKLERİNİN RENK, MOTİF ve KOMPOZİSYON ÖZELLİKLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan Burçin ERGEN

Ankara Ağustos, 2010

(2)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI DEKORATİF SANATLAR EĞİTİMİ BİLİM DALI

YOZGAT YÖRESİ KİLİM, CİCİM VE ZİLİ ÖRNEKLERİNİN RENK, MOTİF ve KOMPOZİSYON ÖZELLİKLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Burçin ERGEN

Danışman: Y. Doç. Dr. Hülya (KÖKLÜ) KASAPLI

Ankara Ağustos, 2010

(3)

i

Burçin ERGEN‘in Yozgat Yöresi Kilim, Cicim, Zili Örneklerinin Renk, Motif Ve Kompozisyon Özellikleri başlıklı tezi …/…/.2010 tarihinde, jürimiz tarafından El Sanatları Eğitimi Ana Bilim Dalı Dekoratif Sanatlar Eğitimi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Üye (Tez Danışmanı): Yrd. Doç. Dr. Hülya (KÖKLÜ) KASAPLI Üye:

Üye: Üye:

Onay

Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

…/…/.2010

Prof. Dr. Nezahat GÜÇLÜ Gazi Üniversitesi

(4)

ii

Bu çalışma Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Dekoratif Ürünler Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Programının gereği olarak hazırlanmıştır.

Çalışmanın amacı, Yozgat Merkez ve Sorgun ilçesindeki kilim, cicim, zili örneklerinin renk, motif ve kompozisyon özellikleri bakımından bilimsel olarak araştırmaktır.

Yozgat ili kilim, cicim, zili dokumalarının kültürel ve geleneksel özelliklerinin bozulmadan gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla hazırlanan bu çalışma Yozgat ili kilim, cicim, zili örneklerinin genel özelliklerini içermektedir. Bu çalışmanın oluşturulmasında Yozgat merkez ve Sorgun ilçesinde bulunan kilim, cicim, zili örnekleri incelenmiştir.

Bu çalışmanın tüm aşamasında görüş ve yardımlarını esirgemeyen değerli hocam, Yrd. Doç. Dr. Hülya (KÖKLÜ) KASAPLI’ ya teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca bu çalışmada ve her konuda desteğini esirgemeyen değerli hocalarım Yrd. Doç. Dr. Lale ÖZDER, Yrd. Doç. Dr. Tomris YALÇINKAYA , Doç. Aysen SOYSALDI’ ya ve bu konuda büyük fedakarlık gösteren değerli eşim İbrahim ERGEN ve kıymetli çocuklarım Özümnaz ve Sıla’ ya çok teşekkür ediyorum.

(5)

iii

YOZGAT YÖRESİ KİLİM, CİCİM, ZİLİ ÖRNEKLERİNİN RENK, MOTİF ve KOMPOZİSYON ÖZELLİKLERİ

ERGEN, Burçin

Yüksek Lisans, Dekoratif Sanatlar Eğitimi Bilim Dalı Tez Danışmanı: Y. Doç. Dr. Hülya (KÖKLÜ) KASAPLI

Mayıs-2010, 168 sayfa

El sanatları alanlarından, kilim, cicim ve zili örnekleri geçmişten günümüze kültür hazinesi olarak bizlere bırakılan somut kültürel değerlerdir. Bu nedenle araştırmacıların konuyu incelemesi büyük önem taşımaktadır.

Bu gereklilik ile Yozgat ili ve Sorgun ilçesinde yapılan araştırma sonucu ele alınan 40 adet kilim, cicim, zili örnekleri, renk, motif ve kompozisyon özellikleri bakımından incelenmiştir. Çalışma tarama modeline dayalı betimsel bir araştırmadır.

Yozgat kilim, cicim ve zili örnekleri incelendiğinde araştırılan kilimlerin çoğunluğunu Sorgun dokumaları oluşturmaktadır. Genellikle kilimlerin 20. yüzyılın ortasında dokunduğu tespit edilmiştir. Dokumaların neredeyse hepsinde atkı ipliği olarak yün malzeme kullanıldığı tespit edilmiştir. Dokumaların çoğunluğunda çözgü ipliği olarak yün malzeme kullanılmıştır.

Yozgat dokumalarının renk özellikleri incelendiğinde araştırılan dokumalarda en çok beyaz renk ipliklerin kullanıldığı tespit edilmiştir. Kırmızı, siyah, sarı, mavi, turuncu renkleri sıkça kullanılmış, açık mavi, koyu mavi, haki yeşil, açık yeşil, koyu yeşil, bej, gri, eflatun, bordo, krem, hardal, yağ yeşili, nefti yeşil, saman sarısı renklerine de rastlanmıştır.

Yozgat dokumalarının çeşitleri incelendiğinde büyük çoğunluğunun yastık olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca araştırılan dokumların diğer kısmını duvar örtüleri, seccadeler, farda kilimler, makat örtüsü, bulgur seklemi, heybe, döşeme kilim ve yolluk oluşturmaktadır.

Yozgat dokumalarının kompozisyon özellikleri incelendiğinde araştırılan kilimlerin çoğunun yatay kompozisyon kullanılarak dokunduğu tespit edilmiştir. Ayrıca araştırılan dokumaların kompozisyonunda madalyonların kullanıldığı, aralıklı

(6)

iv

Anahtar Kelimeler: Yozgat, Kilim, Cicim, Zili, Dekoratif Sanatlar, El Sanatları, Dokuma.

(7)

v

YOZGAT REGION OF RUG,CICIM AND ZILI COLOR, DESIGN AND COMPOSITION PROPERTIES

ERGEN, Burçin

Master, Department Of Decorative Arts Education Thesis Advisor: Asst. Assoc. Dr. Hülya (KÖKLÜ) KASAPLI

May-2010, 168 pages

Of handicrafts and rugs, from the past today as cultural treasures left to us are the important material. Therefore, we need to examine the subject matter of researchers.

With this requirement and the district of Yozgat and Sorgun province on the research results cover 40 rug,kilim,zili and cicim color, motif and composition were examined in terms of features.

Review the general features of yozgat kilim rugs investigated the majority of the Yozgat (center) are rugs. Usually the 20th of rugs in the middle of the century has been found to touch. As almost all of the weft yarn rug wool material used has been determined. As part of the warp yarn rug wool material, cotton material makes the other half is used equipment.

Review of the color characteristics of the investigated Yozgat rugs are used in most of the white color yarn was determined.Red,black,yellow,blue,orange were mostly and light blue,dark blue,dark gren,light gren,bej,grey,purple,oil gren were rarely determined.

Review of the properties investigated motive Yozgat rugs half of the type of rug that has been determined. The other half of rugs wall also investigated the rug and rug far in the anus cover, upholstery, rugs and allowances forms. Half of the medullary rugs, the rugs of the other half, play rugs, far in the rug and Kulkuluk touch with technical bezayağı were determined.

Review the composition of the investigated properties Yozgat rug most of the horizontal composition was determined by using the touch. The composition of the rug also investigated the use of the coin, that of re-spaced, chorea, and the use of symmetrical composition, incessantly repeated the altar of the use of the composition and bias has been determined.

(8)

vi

JÜRİ VE ENSTİTÜ ONAY SAYFASI ...……….i

ÖNSÖZ ……….………...ii

ÖZET ………...iii

ABSTRACT ………iv

İÇİNDEKİLER ……….v

FOTOĞRAFLAR LİSTESİ ...………vii

ÇİZELGELER LİSTESİ ………...ix

ŞEKİLLER LİSTESİ ………x 1. GİRİŞ………...1 1.1. Problem ………..2 1.2. Amaç ………..3 1.3. Önem ………..3 1.4. Sınırlılıklar ……….4 1.5. Sayıltılar ………....…….5 1.6. Tanımlar-Terimler ……….5

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR………....6

2.1. Yöre ile İlgili Bilgiler...……….…….6

2.1.1.Yozgat’ın Tarihi Gelişimi…...………...6

2.1.2.Coğrafi Özellikleri………..12

2.1.3.Sosyo - Kültürel Yapısı………...………...12

2.2. Konu İle İlgili Bilgiler……....……….15

2.2.1. Sanat….. ………...…15

2.2.2. El Sanatları………...……….15

2.2.3.Dokuma……….………...……….….16

2.2.3.1.Kilim,Cicim, Zili Dokumalarının Tarihçesi…..……...………...17

2.2.4.Kilim Dokuma ……….………..20

2.2.4.1.Kilim Dokuma Teknikleri…………..………...…..21

2.2.4.1.1. İlikli Kilim………...……21

2.2.4.1.2. Tek Kenetleme İle Kilim Dokuma...………...…21

2.2.4.1.3. Çift Kenetleme İle Kilim Dokuma...………...……22

2.2.4.1.4. Çapraz Dikiş İle Kilim Dokuma...………..….22

2.2.4.1.5. Atkıları Tek Çözgü Üzerinde Döndürerek Kilim Dokuma………….22

2.2.4.1.6. Renkler Arasında Çözgü Aralıklarının Yok Edildiği Kilim Türü…...23

2.2.4.1.7. Desen Çevresi Çerçeveli Kilim Dokuma.………24

2.2.4.1.8. Sarma Çerçeveli Kilim Dokuma...…...………24

2.2.4.1.9. Eğri Atkılı Kilim Dokuma………...…24

2.2.4.1.10.Atkılar Arasına Renkli İplik İlavesi İle Kilim Dokuma...……..……25

2.2.5 Cicim Dokuma………....25

2.2.5.1. Cicim Dokuma Teknikleri………..25

2.2.5.1.1.Seyrek Motifli Cicim………..………...26

2.2.5.1.2.Atık Yüzlü Seyrek Motifli Cicim………....……….…26

2.2.5.1.3.Sık Motifli Cicim……..……….……...27

2.2.5.1.4.Atkı Yüzlü Sık Motifli Cicim………...….28

(9)

vii

2.2.6.1.3.Seyrek Zili……….………..…29

2.2.6.1.4.Damalı Zili………...30

2.2.6.1.5.Konturlu Zili……….…………..….30

2.2.7.Yozgat Yöresi Kilimlerinin Genel Özellikleri………...…………31

2.2.7.1.Yozgat Yöresi Kilimlerinde Sembolik Motifler…………...…………..32

2.2.7.1.1. Akrep ……….………....32 2.2.7.1.2. Aşk-birleşim…..……….……….33 2.2.7.1.3. Ayak. ……….……….……....33 2.2.7.1.4. Balık. ……….…….………....33 2.2.7.1.5. Çengel………...…..34 2.2.7.1.6. Elibelinde..……….………...…..34 2.2.7.1.7. El-parmak-tarak.………...……..35 2.2.7.1.8. Göz. ………..……….………...…..35 2.2.7.1.9. Gül-çiçek-yaprak.………….……….………...…..36 2.2.7.1.10. Hayat ağacı.……….………...…..36 2.2.7.1.11. Koç Boynuzu..……….………...37 2.2.7.1.12. Kurt izi……....………..38 2.2.7.1.13. Kuş. ……….………...……..38 2.2.7.1.14. Mihrap……….……….………...…..39 2.2.7.1.15. Nazarlık(muska).….……….………...…..39 2.2.7.1.16. Pıtrak..……….……….………...……..40 2.2.7.1.17. Saç bağı….…..……….………...……..40 2.2.7.1.18. Sandık..……….………..…..40 2.2.7.1.19. Su… ……….………....41 2.2.7.1.20. Yıldız...……….………41 2.3. İlgili Araştırmalar…...……...……….42 3.YÖNTEM………..46 3.1. Araştırmanın Modeli ………46 3.2. Evren ve Örneklem ………...46 3.3. Verilerin Toplanması ………...46 3.4. Verilerin Analizi ………...47 4. BULGULAR VE YORUMLAR ……….48

4.1. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinin Yöre Özelliği ………….48

4.2. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinin Yapılış Tarihi…………..49

4.3. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinin Çeşitleri …………...50

4.4. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinin Boyutları…...………..…51

4.5. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinde Kullanılan Gereçler………53

4.6. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinde Kullanılan Teknikler………...……….. 54

4.7. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinin Renk Özellikleri………..55

4.8. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinin Motif Özellikleri ………57

4.9. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinin Kompozisyon Özellikleri………58

(10)

viii 5. SONUÇ VE ÖNERİLER ………....59 5.1. Sonuç ………...59 5.2. Öneriler ………...60 KAYNAKÇA ……….61 EKLER EK 1.Bilgi Formları ……….………...64 EK 2.Motifler(Simgeler)…..……….……….144

(11)

ix

Bilgi Formu No.1 ……….64

Bilgi Formu No.2 ……….66

Bilgi Formu No.3 ……….68

Bilgi Formu No.4 ……….70

Bilgi Formu No.5 ……….72

Bilgi Formu No.6 ……….74

Bilgi Formu No.7 ……….76

Bilgi Formu No.8 ……….…78

Bilgi Formu No.9 ……….………80

Bilgi Formu No.10 ………...82

Bilgi Formu No.11 ……….……..84

Bilgi Formu No.12 ………..……….………...86

Bilgi Formu No.13 ……...……….………...88

Bilgi Formu No.14 ………...90

Bilgi Formu No.15 ………...92

Bilgi Formu No.16 ………...94

Bilgi Formu No.17 ………...96

Bilgi Formu No.18 ………...98

Bilgi Formu No.19 ……….100

Bilgi Formu No.20 ……….102

Bilgi Formu No.21 ………..……...104

Bilgi Formu No.22 ……….…106

Bilgi Formu No.23 ……….…108

Bilgi Formu No.24 ……….110

Bilgi Formu No.25 ……….112

Bilgi Formu No.26 ……….114

Bilgi Formu No.27 ……….116

Bilgi Formu No.28 ……….118

Bilgi Formu No.29 ……….120

(12)

x

Bilgi Formu No.33 ……….128

Bilgi Formu No.34 ……….130

Bilgi Formu No.35 ……….132

Bilgi Formu No.36 ……….134

Bilgi Formu No.37 ……….136

Bilgi Formu No.38 ……….138

Bilgi Formu No.39 ……….140

(13)

xi

Şekil.1. Kültürel miraslar ………...7

Şekil.2: İlikli Kilim ……….21

Şekil.3: Tek Kenetleme ………..22

Şekil.4: Çift Kenetleme ………..22

Şekil.5: Çapraz Dikişli Kilim ……….23

Şekil.6: Atkıları Tek Çözgü Üzerinden Döndürerek Kilim ………...23

Şekil.7: Renkler Arasında Çözgü Aralıklarının Yok Edildiği Kilim Türü ……….23

Şekil.8: Renkler Arasında Çözgü Aralıklarının Yok Edildiği Kilim Türü ……….23

Şekil.9: Desen Çevresi Çerçeveli Kilim Dokuma ………..24

Şekil.10: Sarma Çerçeveli Kilim Dokuma ……….24

Şekil.11: Eğri atkılı kilim dokuma ……….25

Şekil.12: Atkılar Arasına Renkli İplik İlavesi İle Kilim Dokuma ………..25

Şekil.13: Atkılar Arasına Renkli İplik İlavesi İle Kilim Dokuma ………..25

Şekil.14:Cicim Dokuma………..26

Şekil.15:Seyrek Motifli Cicim Dokuma………..27

Şekil.16:Atkı Yüzlü Seyrek Motifli Cicim Dokuma………...27

Şekil.17:Sık Motifli Cicim Dokuma.………..28

Şekil.18:Atkı Yüzlü Sık Motifli Cicim Dokuma……..………..28

Şekil.19:Zili ……….………..29 Şekil.20:Düz Zili………29 Şekil.21:Çapraz Zili………29 Şekil.22:Seyrek Zili………30 Şekil.23:Damalı Zili………30 Şekil.24:Konturlu Zili……….31 Şekil.25: Akrep ………..………...143 Şekil.26: Akrep ………..………...143 Şekil.27: Aşk-bileşim ………....………...143 Şekil.28: Aşk-bileşim ………...143 Şekil.29: Aşk-bileşim ………...143 Şekil.30: Bezeme...………..………..………...144

(14)

xii Şekil.33: Bereket ………..………...145 Şekil.34: Bereket ………..………...145 Şekil.35: Bereket ……….……….…...145 Şekil.36: Bereket ………..………...146 Şekil.37: Bukağı ……….…………..…………...146 Şekil.38: Bukağı …………...………..………..146 Şekil.39: Bukağı ………...………..………..147 Şekil.40: Çengel……… ………..…………...…..147 Şekil.41: Çengel …………...………..………..147 Şekil.42: Elibelinde ………..………..………..148 Şekil.43: Elibelinde ………..………..………..148 Şekil.44: Elibelinde ………..………..………..148 Şekil.45: El-parmak-tarak ………..………..148 Şekil.46: El-parmak-tarak ………..………..149 Şekil.47: El-parmak-tarak………..149 Şekil.48: El-parmak-tarak..…..………..149 Şekil.49: El-parmak-tarak ………..………...149 Şekil.50: Göz…………... ………..………...149 Şekil.51: Göz…………... ………..………...149 Şekil.52: Gül……… ………..………...150

Şekil.53: Hayat Ağacı.………..………150

Şekil.54: Hayat Ağacı.………..………150

Şekil.55: Kadın…... ………..………151 Şekil.56: Kadın…... ………..………151 Şekil.57: Kadın…... ………..………151 Şekil.58: Kadın…... ………..………151 Şekil.59: Kadın…... ………..………151 Şekil.60: Kadın…..……..………..151 Şekil.61: Kadın..……..………..151 Şekil.62: Koçboynuzu…..……….152 Şekil.63: Koçboynuzu ..………..………..152

(15)

xiii

Şekil.66: Kurt Ağzı ..……….153

Şekil.67: Kurt Ağzı ..……….153

Şekil.68: Kurt Ağzı ..……….153

Şekil.69: Kurtizi …...……….154 Şekil.70: Kurtizi …...……….154 Şekil.71: Kuş ……...……….154 Şekil.72: Kuş ……...……….154 Şekil.73: Kuş……….. ………..155 Şekil.74: Kuş……….. ………..155 Şekil.75: Küpe ………..………...155 Şekil.76: Küpe ………..………...156 Şekil.77: Küpe ………..………...156 Şekil.78: Küpe. ……….………...156 Şekil.79: Küpe ………..………...156 Şekil.80: Muska ………..………..157 Şekil.81: Muska(nazarlık)….………157 Şekil.82: Muska(nazarlık)………..………...157 Şekil.83: Muska………..………...157 Şekil.84: Muska ………...………..………...158 Şekil.85: Muska ………...………..………...158 Şekil.86: Pıtrak ………..………...159 Şekil.87: Pıtrak ………..………...159 Şekil.88: Pıtrak ………….……..………..159

Şekil.89: Saç bağı ……….………..………..159

Şekil.90: Sandıklı.……….159 Şekil.91: Sandıklı….……….159 Şekil.92: Sandıklı.……….160 Şekil.93: Sandıklı ………..………...160 Şekil.94: Sığır Sidiği ………..………...160 Şekil.95: Su Yolu ………..………...161 Şekil.96: Su Yolu ………..………...161

(16)

xiv Şekil.99: Su Yolu ………...161 Şekil.100: Su Yolu...………..162 Şekil.101: Su Yolu...………..162 Şekil.102: Su Yolu ..………..162 Şekil.103: Su Yolu...………..163 Şekil.104: Su Yolu...………..163 Şekil.105: Su Yolu...………..163

Şekil.106: Yılan – Ejder..………..163

Şekil.107: Yılan – Ejder .………..164

Şekil.108: Yıldız. ………..164

Şekil.109: Yıldız ………...164

Şekil.110: Yıldız. ………..164

Şekil.111: Yıldız ………...164

(17)

xv

Tablo.1. Yozgat Yöresinde Tespit Edilen Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinin Dağılımı..48 Tablo.2. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinin Yapılış Tarihlerinin

Dağılımı ………...49 Tablo.3. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Çeşitleri Dağılımı.….………...50 Tablo.4. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinin Boyutları ………...……….51 Tablo.5. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinde Kullanılan Gereçler ……...53 Tablo.6. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinin Dokuma Teknikleri……….54 Tablo.7. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinin Renk Özellikleri ……..…...55 Tablo.8. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinin Motif Özellikleri ……...57 Tablo. 9. Yozgat Yöresi Kilim,Cicim ve Zili Örneklerinin Kompozisyon Özellikleri Dağılımı………...58

(18)

Sanat insanın yeteneklerini yalnızca pratik, fayda sağlamaya yönelik amaçlar için değil evrenin ve dünyanın sınırlarına erişebilmek, kişisel bunalımlarını yatıştırmak, heyecanlarını doyurmak ve başkalarına duyurmak, nihayet ruhsal özlemlerine uygun düzeyde yaşayabilmek isteğiyle kullanılması ve değerlendirilmesi anlamına gelmektedir (Kınay, 1993)

El sanatları ise insanoğlu var olduğundan beri tabiat şartlarına bağlı olarak ortaya çıkmıştır. İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak, örtünmek ve korunmak amacı ile ilk örneklerini vermiştir. Daha sonra gelişerek çevre şartlarına göre değişimler gösteren el sanatları, ortaya çıktığı toplumun duygularını, sanatsal beğenilerini ve kültürel özelliklerini yansıtır hale gelerek “geleneksel” vasfı kazanmıştır (www.kultur.gov.tr).

El sanatları, ihtiyaçlar doğrultusunda oluşmuş, sınırlı alanlardan geniş alanlara yayılmış, estetik ve farklılık açısından, coğrafi, sosyal ve kültürel etkenlerle değişimler göstererek çeşitli dallara ayrılmıştır. Bu dalların uygulanışları bölgelere, dini inanışlara, mezheplere göre farklılaşmıştır.

Bir ulusun kültür değerlerini en iyi yansıtan öğeler olan el sanatları, asırlar boyu toplumların sanat anlayışlarını ve yaşam tarzlarını aktarmada etkin bir rol oynamıştır.

İnsan topluluklarının ürettikleri ürünlerin el sanatları içinde değerlendirilebilmesi için; estetik değerler taşıması, o topluluğun duygu ve düşüncelerini yansıtması, maddi karşılığı olmadan üretilmiş olması, eser halinde ortaya çıkışından sonra çevresinde bir takım gelenek ve görenekler meydana getirmiş olması gerekir.

(19)

1.1. Problem

El sanatları bir milletin kültürünü temsil etmekte ve tanıtmaktadır. Bu nedenle el sanatı ürünleri o ülkenin kültürel kimliğinin en canlı belgeleridir. Bir ülkenin gelenek ve göreneklerinin, yaşama biçiminin kuşaktan kuşağa aktarılmasında, gelişerek devam etmesinde en büyük rolü yine el sanatları oynamaktadır. Bu nedenle bütün milletler el sanatlarına önem vermekte ve geçmişten geleceğe uzanan bir kültür hazinesi olarak korumaktadır (Feriha Akpınarlı, 1997 Ankara).

İnsanoğlu, var olmaya başladığı tarihten itibaren ve var olmayı sürdürdüğü sürece el sanatları ile iç içe yaşayacaktır. Yiyecek, barınma, avlanma, giyecek, süslenme, eğlence, vb. tüm ihtiyaçlarını gidermede el sanatlarında yararlanmıştır. Bu ihtiyaçların karşılanmasından doğan el sanatları, aynı zamanda kültürel birer olgudur (Köklü, 2002).

Dokuma da bu oluşumlardan meydana gelen bir el sanatı dalıdır. Orta Asya’nın batı bölgelerine göç edip kendilerine yaşamak için daha uygun alanlar aramaya başlayan göçebeler kötü hava şartlarına maruz kalmışlardır. Bu nedenle çadırlarını kurmak için keçi yünü kullanmaya başlamışlardır. Keçi yünü, koyun yününe nazaran çok daha uzun ve sıkıdır. Düz dokuma tekniği bu anlamda ilk defa göçebe çadırlarını yapmak için kullanılmıştır (Bayraktaroğlu, 1991, s.40).

Dokumalar çadırdaki delikleri kapatıp çadırı su geçirmez bir hale getiriyordu. Daha sonraları bu göçebe insanlar çadırlarını toprak zemindeki rutubetten kendilerini korumak için kullanmaya başlamışlardır. Bir süre sonra dokuma sanatı gelişmiş ve günlük yaşamın birçok alanında kullanılmaya başlanmıştır (www.floor.com).

Türkler diğer sanat dallarında olduğu gibi Orta Asya’dan getirdikleri kilim dokumacılığını Anadolu’da da sürdürmüşler, çevrelerinden etkilenerek desenlerini zenginleştirmişlerdir. Her yörenin kendine ait renk, desen ve kompozisyon özellikleri bulunan dokumalar o yörenin yaşam biçimini, değerlerini ve anlayışlarını yansıtır.

Geleneksel kilim, cicim, zili örnekleri yoğun olarak bulunduğu illerimizden biride Yozgat’tır. Fakat günümüzde eskiden kalan kilim, cicim, zili örneklerinin giderek azaldığı ve yok olmaya yüz tuttuğu dikkati çekmektedir.

(20)

Bu nedenle kaybolmaya yüz tutan Yozgat Yöresi kilim, cicim, zili örneklerinin renk, desen ve kompozisyon özelliklerinin incelenmesi araştırmanın problemini oluşturmaktadır.

Araştırma problemi doğrultusunda “Yozgat Yöresi kilim, cicim, zili örnekleri hangi renkler kullanılarak, hangi desen ve kompozisyonlar oluşturulmuştur?” sorusuna yanıt aranacaktır.

1.2. Amaç

Dokuma sanatı, diğer el sanatı dallarında olduğu gibi tarihe tanıklık etmiş ve kültürümüzün belgesi olarak günümüze kadar gelmiştir. El sanatlarımıza sahip çıkmak, geçmişe sahip çıkmak, geleceğe ışık tutmak demektir.

Bu araştırmanın genel amacını, Yozgat Merkez ve Sorgun İlçesinde bulunan dokumaların; renk, desen ve kompozisyon özelliklerini bilimsel olarak araştırmaktır.

Araştırmanın alt amaçlarını;

1. Yozgat kilim, cicim, zili örneklerinin renk özellikleri nelerdir? 2. Yozgat kilim, cicim, zili örneklerinin motif özellikleri nelerdir?

3. Yozgat kilim, cicim, zili örneklerinin kompozisyon özellikleri nelerdir? soruları oluşturmaktadır.

Yapılan bu araştırma ile Yozgat kilim, cicim, zili örneklerinin kültürel ve geleneksel özelliklerinin bozulmadan gelecek kuşaklara aktarılmasının sağlanması planlanmıştır.

1.3. Önem

Geleneksel kültürümüzü yeni kuşaklara aktaran el sanatları, aynı zamanda bir ulusun kültürel kişiliğinin de en önemli belgelerindendir. Bu anlamda el sanatları yaşadıkları çağa tanıklık ederler. O dönemin insanlarının yaşam şartları, ihtiyaçları

(21)

coğrafi koşulları ve en önemlisi duyguları, mutlulukları, hüzünleri, öfkelerinin etkisiyle oluşan yaratıcılıkları ile yapılan el emeği göz nuru el sanatları, kültürel dokunun yapı taşlarını oluşturmaktadır.

Geleneksel sanatlarımız her dönemde önemini korumuş, muhafaza edilmiş, araştırılmış, farklı yanları, farklı teknikleri keşfedilmiş, günümüzde de orijinalliğini koruyarak uygulanmaya çalışılmıştır.

Çok eski uygarlıkların yerleşim yerlerinden biri olan Yozgat ili sanatsal ve kültürel anlamda zengin bir dokuya sahiptir. Köyden kente göçlerin artması, merkezdeki insanların başka kentlere yerleşmesi, tüketimin çoğalıp üretimin azalması birçok alanda olduğu gibi el sanatları açısından da, bu zengin dokunun gitgide neredeyse kaybolmasına neden olmuştur. Yaklaşık son yirmi yıldır değişen yaşam şartları ve beklentiler kişileri sanattan, emek vermekten uzaklaştırıp kolay olana yönlendirmiştir.

Yozgat Merkez ve Sorgun ilçesinde yapılan araştırmalarda gözlenmiştir ki; kişilerin göz nuru olan dokumalar son on yıldır para karşılığı antikacılar tarafından neredeyse hepsi alınmıştır.

Bu yapılan bilimsel çalışmayla, zengin bir dokuma kültürüne sahip olan Yozgat ilindeki kilim,cicim ve zili örneklerinin renk, motif ve kompozisyon özelliklerinin incelenmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması açısından önemlidir.

1.4. Sınırlılıklar

Bu araştırma, Yozgat Merkez ve Sorgun ilçesinde yapılmış olan geleneksel özelliklere sahip özgün dokumalar ile sınırlandırılmıştır.

(22)

1.5. Sayıltılar

Bu araştırmanın temelinde aşağıdaki sayıtlılar yer almaktadır.

1. Araştırma için seçilen kilim, cicim, zili örnekleri evreni temsil etmede yeterlidir. 2. Bu araştırmada başvurulan kaynaklar doğru ve güvenilir niteliktedir.

3. Yozgat kilim,cicim ve zili örneklerinin renk, motif ve kompozisyon özelliklerini belirlemek amacıyla kullanılacak bilgi formları geçerli ve güvenilirdir.

4. Veri çözümlemede kullanılacak istatistiksel yöntemler konuyu açıklamada yeterlidir.

1.6. Tanımlar-Terimler

Kilim: Tersi ve yüzü bir olan atkı yüzlü bir dokumadır. Kilim dokuma tekniğinde, motiflerin bulunduğu belirli alanlardaki renkli atkı ipliği çözgülerin bir altından bir üstünden geçerek bir başka motifin sınırına kadar gider ve buradan geri döner. Böylece aynı renkteki atkı iplikleri çözgü ipliklerinin arasından kendi desen alanında gidip gelerek motifleri oluşturur (Akpınarlı,1997).

Cicim ve Zili: Bu dokumalarda zemin atkısının yanında her atkı sırasında birde bezeme (nakış-motif) atkısının çözgüler arasından sarma, dolama,uygulama ve ilme hareketleriyle geçirilerek meydana getirilen desenlerle dokunur(Barışta,2005:224)

Motif: Yan yana gelerek bir bezeme işini oluşturan ve kendi başlarına birer birlik olan öğelerden her biri.

Kompozisyon: Ayrı ayrı parçaları bir araya getirerek bir bütün oluşturma biçimi ve işi (www.tdk.gov.tr).

Dokuma: Atkı ve çözgü ipliklerinin dikey açı yapacak şekilde, birbirinin altından üstünden geçirilmesiyle ortaya çıkan düz yüzeyli ürün (www.wikipedia.org).

(23)

2.KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 2.1. YÖRE İLE İLGİLİ BİLGİLER

2.1.1. Yozgat’ın Tarihi Gelişimi

İl merkezinin kuruluşu MS. 16.yy'a rastlamaktadır. 1560 yıllarında Bozok ismiyle kaynaklara geçmiştir. Bozok ismi, 16.yy'da buraya yerleşmeye başlayan Bozok Türkmenleri tarafından verilmiştir. Yozgat ismi ise 1927 yılında T.B.M.M kararıyla verilmiştir (Yozgat 1991 İl Yıllığı).

Yozgat il merkezinin tarihinin çok yeni olması Yozgat ve çevresinin antik dönemde yerleşim görmediği anlamına gelmemektedir. Nitekim bölge çok eski devirlerden günümüze kadar yerleşim görmüştür. Bu, bölgede yapılan birçok araştırmalar sonucu kanıtlanmıştır.

Yapılan araştırmalar sonucu bölgede Kalkolitik dönemden itibaren yerleşimler olduğu anlaşılmıştır. Yozgat’ın genel bir kronolojisi verilecek olursa:

-Kalkolitik Dönem: Taş ve Maden Çağı. M.Ö. 5500–3000 yılları arası. Bu dönem 3'e ayrılır.

a-Erken Kalkolitik: M.Ö.5500–4500

b-Orta Kalkolitik: M.Ö.4500–4000. Yozgat yöresinde Orta Kalkolitik sonlarına doğru kalıntılar ve yerleşim izlerine rastlanmaya başlanmıştır. Bu dönem merkezleri Alişar (Sorgun) ve Kaletepe Höyük’tür. (Aydıncık)

c-Geç Kalkolitik: M.Ö.4000–3500. Bu dönem merkezleri Alişar ve Kaletepe Höyük'tür. -Tunç Devri: M.Ö.3000–1200 yılları arası. Bu dönem merkezleri Alişar, Çengeltepe, Mercimektepe Höyük'tür.

-Hitit Devri: M.Ö. 1800–1200. Bu dönem merkezleri Alişar, Mercimektepe-Hitit beylikler dönemi(M.Ö.1200–1100).

-Frig Devri: M.Ö.750–680. Bu dönemde Alişar yöresinde Frig yerleşimleri olmuş, son buluntulara göre Kerkenez Dağı’nda (Sorgun) ortaya çıkarılan Frigce yazıtlardan burada da bir Frig kenti kurulduğu anlaşılmıştır.

-Med Devri: M.Ö.700' lerde Alişar'da ve Kerkenez Dağı’nda izleri görülür.

-Pers Devri: Anadolu'da M.Ö. 540–333 yılları arasında hakimiyetleri vardır. Merkez olarak şu ana kadar Alişar verilebilir.

(24)

-Helenistik Dönem: M.Ö.330–30 yılları arası. Bu dönemin başlarında Alişar’da Büyük İskender devri izleri görülür.

-Galat Çağı: M.Ö.280–25 yılları arası. Galatlar M.Ö. 3. yüzyılda Orta Anadolu'ya göç etmişler ve bunların Trokmi kolu, Hitit kaynaklarında Taviniya olarak geçen (Büyüknefes Köyü) bölgeye yerleşmişler ve Tavion isimli şehri kurmuşlardır. Tavion bir ticaret merkezi olarak gelişmiştir. Bundan başka Alişar’da da Galat istilası izleri görülür. -Roma Devri: Anadolu için Roma çağı M.Ö.30-M.S.395. Bu çağda Yozgat’ta birçok yerde Roma izleri görülür: Tavion, Alişar, Tarbosthane (Sarıkaya), Yerköy.

-Bizans Dönemi: M.S.395–1071 yılları arası. Şimdiye kadar Yozgat’ta Bizans izlerinin görüldüğü merkezler şunlardır: Alişar, Tavion, Çeşka, Sarıkaya ve Kazankaya Kanyonu, Yenifakılı, Özler.

Şekil.1: Kültürel miraslar

Yozgat yöresinde 1920'li yıllardan, yüzey araştırma ve kazı çalışmaları az da olsa devam etmiştir. Bu araştırmaların sonun da bölgenin arkeolojik açıdan önemi biraz da olsa gözlemlenebilmiştir.

Bunu kanıtlayacak tezler çoktur. Yörenin özellikle Hititler'in başkenti Hattuşaş (Boğazköy) ve Alacahöyük'e (Arinna) yakın olması önemini bir kat artırırken, yörenin

(25)

neredeyse Anadolu'nun tam ortasında yer alması ve tarihte kullanılan ticaret yollarının kesiştiği noktalara denk gelmesi gibi nedenler bölgenin tarihi açıdan ne kadar büyük bir öneme haiz olduğunu göstermektedir. Nitekim bunu kanıtlayacak merkezler bölgede mevcuttur. Alişar, Tavion, Çengeltepe, Mercimektepe, Çeşka, Çadırhöyük, Kerkenez, Kuşaklıhöyük, Yassıhöyük, Özler Yeraltı Şehri, Kazankaya Kanyon vb. gibi (Strabon, 1999; Ramsay, 1961).

2.1.2.1 Malazgirt Savaşından Sonraki Devre; Bozok çevresinde Türk - İslam izleri 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra başlar. Tahrir Defterlerinden Oğuz boylarına mensup 24 boydan 21’inin Anadolu’ya geldikleri anlaşılmaktadır. Bu sayıya Karaevli boyunu da ilave etmek gerekir. Salur, Eymür ve Karkın’lılar Anadolu’nun iskânında birinci derecede rol oynamışlardır. Kayın, Anadolu’nun fethi ve iskânında, Beydilli ve Bayındır boyları da Anadolu’ya yerleşmede önemli görevler yapmışlardır. Oğuzlar, göçtükleri yerlere her sosyal birimden insanların yanında, kültür unsurlarını da taşımışlardır. Bozok bölgesi, önemli kervan ve ticaret yollarının geçtiği bir yerdi. Emirci Sultan’ın Osmanpaşa Tekkesi köyü, bu yollardan birinin üzerinde bulunuyordu. Zaviye, Kayseri ve Kırşehir’den Amasya’ya giden yol üzerindeki bir konak noktasıydı. Yesevi Şeyhi Emirci Sultan’ın 1204’lerde Bozok’a gelerek, Keçikıran (Osmanpaşa)’a yerleşip irşada başladığı, bu bölgede 16. yüzyılda da “Osmanpaşa Tekkesi” adıyla bir zaviye kurulduğu anlaşılmaktadır. Salmanlı ve Danışman köyleri, Danişmend’liler zamanından kalma tarihi köylerdir. İlimizde Selçuklu’ların izleri 12. yüzyılından itibaren görülür. Bir ara Danişmendoğulları’nın nüfusuna giren bu bölgede 1175’den sonra Anadolu Selçukluları’nın eline geçmiştir. 1243 Kösedağ Savaşı’ndan sonra İlhanlılar’ın kontrolüne giren bölge Anadolu Selçuklu Beylikleri döneminde Eretna Beyliği’nin, 1381’den sonra da Kadı Burhaneddin Devletinin eline geçti. 1398’de Kadı Burhanettin öldürülünce Yıldırım Beyazıd bu bölgeyi aynı tarihte Osmanlı Devleti sınırlarına kattı. Timur Han 1402 – 1403 senelerinde Yozgat ve çevresini ele geçirdi. Timur Han Anadolu’yu terk ederken, 1256’dan itibaren bu bölgeye yerleşen Karatatarlar’ı Türkistan’a götürmeye karar vererek 1404’de bunların tamamını zorla alıp götürmüştür (French, 1995).

2.1.2.2 Osmanlı Döneminde Yozgat ve Çapanoğulları; Timur’un Anadolu’dan ayrılmasından sonra, Osmanlı şehzadeleri arasında çıkan saltanat kavgalarında Yozgat ve

(26)

çevresi büyük sıkıntı çekmiştir. Yeniden Osmanlı Devleti’ne bağlanması ancak 1408’de Çelebi Mehmet döneminde olmuştur. 1413’de kesin olarak Anadolu’da Osmanlı hâkimiyetini sağlayan Çelebi Mehmet, Yozgat ve yöresindeki devlet hâkimiyetini pekiştirmiştir. Yavuz Sultan Selim döneminde Yozgat ve çevresinde “Celal” adında bir Türkmen önderinin çıkarmış olduğu isyan kontrol altına alınmışsa da, Yozgat ve yöresi bu isyandan büyük zarar görmüştür. Kanunî Sultan Süleyman döneminde arazi tahririnin yenilenmesi sırasında, bölgede yine karışıklılar çıkmış, ancak kısa sürede denetim sağlanmıştır (1526).

17. yüzyılın sonlarında devlet tarafından BOZOK’a yerleştirilen Mamalu Türkmen oymaklarından, Çapanoğulları büyük güç kazanmışlardır. 1728’de Çapanoğullarından Ahmet Ağa, Yeni İl Has Mütesellimliği’ne getirilmiştir. Bu görevde üstün başarı gösterdiğinden dolayı da, 1732’de de Mamalu Türkmenlerin mütesellimliği görevine yükseltilmiştir. 1741 yılında ise, BOZOK Mütessellimliği görevine atanmıştır. Çapanoğlu Ahmet Ağa, bundan sonraki yıllarda etkinliğini komşu sancaklarda da duyurmuştur. Osmanlı Devleti’nce 1745’de “Kapıcıbaşılı” payesiyle ödüllendirilen Ahmet Ağa, Yozgat ve yöresinde bazı bayındırlık hareketlerine girişerek, halkın desteğini kazanmaya özen göstermiştir. Çapanoğulları, merkezi yönetimle uyum içinde olmayı sürdürmüşler; 1755’de İstanbul’da ortaya çıkan et sıkıntısını gidermek üzere koyun göndermeleri karşılığında BOZOK Sancağı malikâne olarak Çapanoğlu Ahmet Ağa’ya verilmiştir. Böylece, Çapanoğulları Yozgat ve yöresinin tartışılmaz hâkimi durumuna gelmişlerdir. Bu tarihten sonra İstanbul’a sık sık Çapanoğulları hakkında yakınma mektupları gitmeye başlamıştır. 1757’de devlet, Çapanoğlu Ahmet Ağa’yı zulümlerine son vermemesi durumunda malikânesinin elinde alınacağını bildirmiştir. Ahmet Ağa 1761’de Sivas Valiliğinin, İstanbul Hükümetince verilmesini sağlamıştır. Bu başarısının verdiği cesaretle Maraş Valiliği’ne de göz dikince hakkında idam fermanı yayınlanmıştır. Ahmet Ağa’nın 1765’de idamından sonra Çapanoğlu Mustafa Bey’in BOZOK Sancağı Mütesellimi oluncaya kadar Çapanoğulları Yozgat ve yöresindeki etkinliklerini yitirmişlerdir. 1768’de mütesellim olan Mustafa Bey, merkezle iyi geçinmeye çalışarak, yapılan savaşlar sırasında devlete asker ve malzeme yardımında bulunmuştur. Çapanoğulları 1772’den sonra Yozgat ve yöresinde yeniden söz sahibi olmaya başlamış, çevredeki diğer ayanlarla mücadeleye başlamışlardır.

Çapanoğulları Caniklioğullarına karşı sürdürdükleri mücadeleden başarı ile çıkmışlardır. Mustafa Bey, 1782’de hizmetçileri tarafından öldürülünce, BOZOK Sancağı

(27)

Mütesellimliği kardeşi Süleyman Bey’e verilmiştir. Osmanlı Padişahları 1. Abdülhamit ve 3. Selim ile iyi ilişkiler kuran Süleyman Bey, 1783’de Çankırı Sancağı Mutasarrıflığı’nı da almıştır. Nizam-ı Cedid Ordusu’nun kurulmasını destekleyen Süleyman Bey, Caniklioğulları ile üstünlük mücadelesini sürdürmüş, 3. Selim’in tahttan indirilmesiyle durumu sarsılmış ise de, Alemdar Mustafa Paşa’nın, 3. Selim’in yerine geçen 4. Mustafa’yı tahttan indirmesiyle eski konumunu yeniden kazanmıştır. Süleyman Bey, 1808’de İstanbul’da toplanan ayan arasında yer alarak, Sened-i İttifak’ı imzalamış ve Sekban-ı Cedid askerini kendi hâkimiyet bölgesinde örgütlemeye başlamıştır. Süleyman Bey, 1813’te öldüğünde güçleri doruğa ulaşmış olan Çapanoğulları, kendilerine mukataa olarak verilen; BOZOK, Amasya, Şarki Karahisar, Sivas, Kayseri, Maraş, Antep, Halep, Rakka, Adana, Tarsus, Konya Ereğlisi, Niğde, Nevşehir, Kırşehir ve Ankara’da büyük bir nüfuza sahip olmuşlardır. Çapanoğulları’ndan Mehmet Celaleddin Paşa, 1842-1846’da kısa sürelerle BOZOK ve Kayseri Kaymakamlığına atanmıştır. 1849’dan sonra yönetim kademelerinden iyice uzaklaştırılan Çapanoğulları, büyük servetleri sayesinde, özellikle ekonomik alandaki güçlerini XX. yüzyılın başlarına kadar sürdürmüşlerdir (Summers, 2000).

2.1.2.3 Kurtuluş Savaşında Yozgat; Yozgat, ülkemizin, mütareke ve milli mücadele yıllarında adını önemle duyuran iller arasında yer almaktadır. Yozgat (Bozok) bu dönemde, yabancı güçlerin işgaline uğramamasına rağmen tanık olduğu ve Kuvay-i Milliye’yi hayli zor durumda bırakan bir isyan nedeni ile ön plana çıkmıştır. Yozgat, Kurtuluş Savaşı’nda merkezi Ankara’da bulunan 20. Kolordu’nun denetimi altında bulunmaktaydı. Gerek Yozgat’ın yeni Mutasarrıfı Necip Bey, gerekse Ankara Valisi Muhittin Paşa’nın Kuvay-i Milliye hareketi karşısındaki olumsuz tutumları ve engellemeleri nedeniyle, Sivas Kongresi günlerine kadar Yozgat’ta direnişle ilgili önlemli bir gelişme olmamıştır. Ancak, Muhittin Paşa’nın 19 Eylül 1919’da Kuvay-i Milliye tarafından tutuklanması Necip Bey’in de 20 Ekim 1919’da Heyet-i Temsiliye’nin isteği üzerine görevden alınmasıyla bu durum değişmiştir. Anadolu’nun her yanında olduğu gibi, Yozgat’ta da Milli Mücadele’ye yönelik örgütlenmeye gidilmiştir. Kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Yozgat Şubesi’nin başına Başçavuşzade Ahmet Efendi getirilmiştir. Şubenin diğer Yönetim Kurulu üyeleri arasında Müftü Hulusi Efendi, Çapanoğlu Edip ve Celal Bey’ler de yer almışlardır. Ancak, yönetim kurulunun kendi içerisinde bir beraberlik oluşturamadığından dolayı, yönetim kurulu üyeleri özellikle de

(28)

Mehmet Hulusi Efendi’yle Celal ve Edip Bey’ler arasındaki sürtüşme Milli Mücadele’nin yazgısını etkileyecek ölçüde sonuçlar doğuran “Çapanoğlu İsyanı”nın da nedenlerinden

birisini oluşturmuştur (French, 1995).

2.1.2.4 Cumhuriyet Döneminde Yozgat; Yozgat, Cumhuriyet öncesi kurulan altmış vilayetten birisi olup, başlıca kaza merkezleri; Merkez, Akdağmadeni ve Boğazlıyan’dan ibarettir. Uzun süre “Bozok” adını taşıyan il, Yozgat Milletvekillerinden Süleyman Sırrı İÇÖZ’ün 25 Haziran 1927 tarihli teklifi üzerine “Yozgat” adını almıştır. Daha sonra Sorgun’un da ilçe olmasıyla ilçe sayısı merkez dâhil dörde çıkarılmıştır (1928). Yozgat’ın, bu dönemde dört ilçe ve 10 ‘u nahiye olmak üzere toplam 636 yerleşim yeri mevcuttur. Zamanla yeni ilçeler kurulmuş ve ilçe sayısı merkez ilçeyle birlikte 9 olmuştur. Bu ilçeler; sarasıyla; Merkez, Akdağmadeni, Boğazlıyan, Sorgun, Çekerek, Şefaatli, Sarıkaya, Çayıralan ve Yerköy’dür.1990 Yılında çıkarılan bir kanunla; Aydıncık, Çandır, Saraykent, Kadışehri ve Yenifakılı da ilçe olunca ilçe sayısı merkez ilçeyle birlikte 13 rakamına ulaşmıştır. Yozgat halen, idari açıdan; 14 ilçe ve 65 belediye olmak üzere toplam 684 yerleşim yerinden ibarettir (Summers, 2000).

2.1.2.5 Yozgat İsminin Verilmesi; İlin, asıl adı "BOZOK" olup, zamanla "Yozgat" olarak değiştirilmiştir. Oğuz'ların; "BOZOK" koluna mensup Türkmenlerin bu bölgeye akınıyla birlikte, yöre "BOZOK" ismiyle anılmıştır. 1800'lü yıllara doğru bu ismin yanı sıra "YOZGAT" adı da telaffuz edilmiştir.

"Yozgat" adının menşei konusunda ise değişik söylentiler ileri sürülmektedir: Bir rivayete göre, Yozgat Saray Köyü'nden (bugün itibariyle kasaba) itibaren aşağıdan yukarıya doğru kat kat yükselmektedir. Bu kat kat yükselişin ve rakımının yüksekliğinden dolayı önceleri "Yüz kat" denmiş, zamanla bu isim söylene söylene "Yozgat" halini almıştır. Diğer bir rivayete göre; Aşiret Reisi Ömer Cabbar Ağa'nın yüzü çopurdu. Bu yüzden kendisine Çopur veya Çapar Koca derlerdi. Söylentiye göre Cabbar Ağa, sürülerini bir yaz günü yaylakta otlatırken karşısına Hızır (a.s) çıkıyor ve davar sahibi Cabbar Ağa'dan içmek için süt istiyor. Güler yüzlü Ömer Ağa hemen misafirine ikramda kusur etmeyerek, gönül hoşluğu ile sütü ikram eder. Hızır (a.s) sütü içtikten sonra çok memnun kalır ve Cabbar Ağa'ya "Çobanoğlu, yozuna yoz katılsın, memleketinin adı Yoz-Kat olsun" diyor. Bu sözü söyleyerek kayboluyor. Temeli böyle olan Yoz-Yoz-Kat söylene

(29)

söylene Yozgat halini alıyor. İsmin kaynağı hakkında her ne kadar tatmin edici bir bilgi yoksa da uzun yıllar bu havalinin böyle anıldığı bilinmektedir.

Birinci Büyük Millet Meclisinde Kütahya Mebusu Cemil Bey tarafından verilen bir takrir ile Yozgat ismi Bozok olarak değiştirilmiş, bilahare 23 Haziran 1927 tarihinde Bozok Mebusu Süleyman Sırrı (İÇÖZ) Bey ve arkadaşlarının verdiği bir takrirle Bozok ismi tekrar Yozgat olarak değiştirilmiştir (Saltuk, 1997).

2.1.2. Coğrafi Özellikler

Yozgat İli, İç Anadolu Bölgesinin Orta Kızılırmak Bölümünde, 34°5'-36°10' doğu meridyenleri ile 38°40'-40°15' kuzey paralelleri arasında yer alır (Yozgat 1991 İl Yıllığı).

Yozgat doğuda Sivas, güneyde Kayseri ve Nevşehir, güney batıda Kırşehir, batıda Kırıkkale, kuzeyde ise Çorum, Amasya ve Tokat illeri ile komşudur. Yüzölçümü izdüşüm olarak 13.597 km² dir. Gerçek yüzölçümü ise 14.037 km²’ dir (Yozgat 1991 İl Yıllığı).

Yozgat ilimizin merkez ilçe dâhil 14 tane ilçesi vardır. Bunlar Merkez, Akdağmadeni, Aydıncık, Boğazlıyan, Çandır, Çayıralan, Çekerek, Kadışehri, Saraykent, Sarıkaya, Sorgun, Şefaatli, Yerköy ve Yenifakılı ilçesidir (Yozgat 1991 İl Yıllığı).

Yozgat jeolojik açıdan incelendiğinde Tersiyer yani 3. (III.) zamanda oluşmuştur. Bunu kanıtlayacak Yozgat merkez yerleşiminin kuzeyinde 1530 mt. yüksekliğindeki Nohutlu Tepesi'nde bulunan taş parçası gösterilebilir (Yozgat 1991 İl Yıllığı).

2.1.3. Sosyo-Kültürel Yapısı

2.1.3.1. İdari Yapısı: İlimiz merkez ilçe dışında Akdağmadeni, Aydıncık, Boğazlıyan, Çayıralan, Çandır, Çekerek, Kadışehri, Saraykent, Sarıkaya, Sorgun, Şefaatli, Yenifakılı ve Yerköy olmak üzere (13) ilçesi, (51) Belde ve (575) Köyü bulunmaktadır. Merkeze bağlı Osmanpaşa, Çadırardıç ve Esenli, Akdağmadeni ilçesine bağlı Belekcihan, Oluközü ve Umutlu, Aydıncık ilçesine bağlı Baştürk, Baydiğin, Kazankaya ve Kösrelik, Boğazlıyan ilçesine bağlı Çakmak, Çalapverdi, Devecipınar, Sırçalı, Ovakent, Özler, Uzunlu, Yamaçlı ve Yenipazar, Çandır ilçesine bağlı Büyükkışla, Çayıralan ilçesine bağlı Curali, Çokradan, Evciler ve Konuklar, Çekerek ilçesine bağlı Bayindirhüyük, Bazlambaç, Beyyurdu ve Özükavak, Kadışehri ilçesine bağlı Halıköy, Saraykent ilçesine bağlı Çiçekli, Dedefakılı ve Ozan Sarıkaya ilçesine bağlı Babayağmur,

(30)

Karayakup ve Yukarı Sarıkaya, Sorgun ilçesine bağlı Ahmetfakılı, Araplı, Bahadin, Belencumafakılı, Çiğdemli, Doğankent, Eymir, Gedikhasanlı, Gülşehri ve Karakız, Şefaatli ilçesine bağlı Kuzayca, Paşaköy ve Sarıkent, Yenifakılı ilçesine bağlı Bektaşlı Yerköy ilçesine bağlı Saray, ve Sekili, olmak üzere toplam (51) Belde, (575) Köy, (43) Mezra ve (229) Mahalle mevcuttur.

http://www.yozgat.pol.tr/%C4%B0limiz%20Yozgat/Folklor/Folklor.html

2.1.3.2. Yöresel El Sanatları: Yozgat’ta eski yaygınlığını yitirmiş olmakla birlikte dokumacılık, örücülük gibi el sanatları, günümüzde de sürdürülmektedir. Kilim, halı, bez başlıca dokuma türleridir. Ancak bunlarda özgün süslemelerden veya dokuma tekniklerinden söz edilemez. Halılar Kayseri halılarını, dokumalarda Şarkışla dokumalarını andırır. Geometrik motiflerle stilize bitki ve hayvan motifleri yaygın süslemelerdir. Dokumacılıkta bordo, lacivert ve yeşil renkler egemendir. http://www.yozgat.pol.tr/%C4%B0limiz%20Yozgat/Folklor/Folklor.htm

2.1.3.3. Yöreye Has Özellikler: Nüfus bakımından kaynaklanan çeşitlilikler, toplumsal ilişkilerde kısıtlayıcı etkiler yaratmıştır. 1950 sonlarındaki göçler,1960’larda yoğunlaşan kentleşme eğilimleri bu yapıyı da etkilemiştir. İnançlardaki yaşam farklılıklarının ve geleneklerin, günlük maddi yaşam koşulları ve yaygınlaşan çağdaş değerlerle yeniden biçimlenmeye yöneldiği gözlenmektedir. Bu değişim kırsal kesimde daha yavaş olmaktadır.

http://www.yozgat.pol.tr/%C4%B0limiz%20Yozgat/Folklor/Folklor.htm

2.1.3.4. Ekonomik Durum: Arazinin büyük bir kısmının tarıma elverişli olması nedeniyle çalışan nüfusun çoğunluğu tarım, hayvancılık, bağcılık ve meyvecilikle uğraşmakta olup, yörede buğday, arpa, nohut, mercimek, şekerpancarı önemli ürünler arasındadır. İlde, Organize Sanayinin alt yapısının tamamlanarak birçok sanayi kuruluşunun üretime geçmesi, Bozok Üniversitesinin ve Polis Meslek Yüksek Okulunun

(31)

faaliyete geçmesi ve ilde bulunan fakülte ve yüksek okullarındaki öğrenci kapasitelerinin

artırılması neticesinde il ekonomisi canlanmıştır.

http://www.yozgat.pol.tr/%C4%B0limiz%20Yozgat/Folklor/Folklor.htm

Kalkınmada ikinci derecede öncelikli iller kapsamındadır. Başlıca sanayi kuruluşları; un, yem, bitkisel yağ, çivi, çimento, prefabrik konut, tuğla ve briket fabrikalarıdır.

http://www.kenthaber.com/ic-anadolu/yozgat/Rehber/genel-bilgi/yozgat-genel-bilgi.aspx

2.1.3.5. Kültür Ve Turizm: Hitit Başkenti Boğazköy’ ün (Hattuşaş), Alacahöyük’ün (Arinna), Yozgat iline yakın olması nedeniyle Hitit hâkimiyeti, Yozgat ve çevresini etkilemiştir. Hititlerden sonra yöre Frig, Lidya, İskender ve Kapadokya Kralı Ariat ailesinin etkisinde kalmıştır.

İlk Çağlardan bu yana Yozgat ve çevresi mimari alanda pek çok etkinliklere sahne olmuştur. Camiler, kiliseler, türbeler, köprüler, mağaralar, yeraltı şehirleri, yaylaları, av turizmi, Çamlık Milli Parkı, Akdağ Ormanları, sebze ve meyve Bahçeleri ile ünlü Kazankaya ve Karanlık Dere vadisi, türküleri, halk oyunları, el sanatları, şifa dağıtan kaplıcaları ve dünyada sadece ilin Cehirlik mevkiinde yetişen görülmeye değer lalesiyle konuklarını beklemektedir. İlde tarihi eser olarak Kerkenez Harabeleri, Saat Kulesi, Ceşka Kalesi mevcuttur.

Selçuklu ve Osmanlı Devirlerine ait bir çok eser de Yozgat ve ilçelerinde bulunmaktadır: Çandır Kümbeti, Çayıralan Çerkezbey Türbesi, Saraykent Çinçinli Sultan Hanı, Behramşah Kalesi, Çekereksu Hanı ve Köprüsü, Çapanoğlu Camii vb. (Arslan, 2000). İl Valiliği öncülüğünde 7 yıldır Yozgat'a has özelliği olan Haziran ayının ilk haftasında Sürmeli Festivali yapılmakta olup, İle hem kültür hem de ticari bakımdan ekonomik canlılık kazandırmaktadır.

(32)

2.2. Konu İle İlgili Bilgiler

2.2.1. Sanat

Belli kalıplar içine konulamayan ve estetik olan insan duygularının dışa vurumudur ( Doğan, 1975).

İnsanlık tarihinin her döneminde var olan bir olgudur. İnsanlığın geçirdiği evrimler yaşama biçimlerini, yaşama bakışlarını, sanat biçimlerini ve sanata bakışlarını değiştirmiş, her dönemde ve her toplumda, sanat farklı görünümlerde ortaya çıkmıştır. Bugün sanatın “duygusal ve düşünsel etkileme gücü”ne sahip oluşu daha belirleyicidir ( Sena, 1972).

Sanat, nesnel ve öznel yaklaşımlara göre farklı açıklanır. Nesnel yaklaşımda sanat, toplumsal etkilerle, öznel yaklaşımda ise salt bir bireysellikle yaratılır ( Sözen ve Tanyeli, 1986).

Sanat, deha düzeyindeki zekânın, var olana karşı tepkisinin, tutarlı bir bütünlük içerisinde somutlaştığı bir alandır. Sanatçı, zekâsı ve sezgileriyle çağının önünde giden insan olduğu için, gerçek sanatın anlayanı azdır. Onu anlamak için çaba gerekir ( Timuçin, 1993).

2.2.2. El Sanatları

Köklü bir geçmişin ürünü olan ve çok zengin çeşitliliğe sahip Türk El Sanatları, maddi kültür varlığımızın en değerli belgeleridir. İnsanlığın çağlar boyunca yaratıp ürettiği kültür varlıkları gelişim ve değişim içinde sürekli olarak geleceğe aktarılırlar.

El sanatları bütün halk sanatları gibi, bir ulusun kültürel kişiliğinin en canlı ve anlamlı belgeleridir (Taciser Onuk,1988).

El sanatları ilk dönemlerde insanların beslenme, giyinme, barınma gibi temel ihtiyaçlarını, daha sonraki dönemlerde ve günümüzde ise insanların süslenme, yaşadıkları mekanları süsleme gibi kişisel zevk ve isteklerini karşılayan ürünler olarak üretilmiş ve üretilmektedir.

(33)

Önceleri ihtiyacı karşılamak amacıyla, basit araç gereçlerle yapılan bu süslemeler zamanla birer sanat haline gelmiştir. Bu tarihsel süreç içinde, özellikle endüstrileşme ve toplumsal değişmeler sonucu el sanatları zamanla unutulmaya, yok olmaya başlamıştır.

Türkiye, her yöresi birbirinden farklı zengin el sanatları ile dolu bir ülkedir. Bu alanda tespit amacıyla çok sayıda araştırma yapılmış, ancak yaşatılması ve üreterek kullanılabilir duruma getirilmesi adına yeterli sayıda çalışma yapılamamıştır.

El sanatları yılın her mevsiminde ve günün her saatinde, her yaşta ve öğrenim durumunda, sağlam ya da özürlü bireylere iş olanakları sağlaması, materyal temininde ve işleme tekniklerinde dışa bağımlı olunmaması gibi özelliklere sahiptir.

Büyük sermaye ve tesis gerektirmeyen el sanatlarının, bütün bu özellikleri göz önünde tutulursa, turistik eşya üzerine uygulanarak üretilmesi ve pazarlanması için verilecek eğitimin önemi ortaya çıkmaktadır.

İnsanların yer değiştirme hareketi olarak tanımlanan turizmde tatil olgusu ve bu tatilin geçirileceği yer önem taşır. Dolayısıyla turizmde tatilin geçirileceği yerlerde görülmesi, yaşanılması, bir şeylerin tüketilmesi ön plandadır. Tüketim amaçlı gelen turistin beklentisi yeni tanıdığı çevredeki halkın kültürünü yansıtan onlara özgü bir ürünü satın alıp götürmek ve kullanmaktır. Bu durumda istenilen ve tercih edilen ürün doğal olarak bir el sanatı olmaktadır. Kilim, cicim, zili de el sanatlarında yer alan önemli bir sanat dalıdır.

Günümüzde kullanım alanları azaldığı için yok olmaya başlayan el sanatlarının, kolay taşınan, üretilebilir ve kullanılabilir ürünler üretilerek pazarlanması mümkün olabilir.

2.2.3. Dokuma

Kumaş boyunca uzanan ve çözgü adı verilen ipliklerle kumaşın eninde yer alan ve atkı olarak adlandırılan iki iplik sisteminin birinin diğerine dik açı yapmasıyla oluşan tekstil yüzeyidir (Yılmaz, Anmaç, 2000).

Atkı ve çözgü olarak adlandırılan iki iplik sisteminin belli kurallara göre birbirlerine dik şekilde altlı üstlü keserek bağlanmaları ile oluşan tekstil yüzeyidir ( Şeber, Alpan, 1989).

(34)

Dokuma tezgâhların da çözgü denilen yan yana duran ipliklerin gücü ve nire denilen araçlarla bir kısmının yukarı kaldırılması diğer kısmının aşağıya çekilmesi açılan aralıktan ki bu aralığa ağızlık denir. Mekik yardımıyla atkı denilen ipliklerin geçirilmesiyle oluşturulan düz yüzeydir (Kaya, Ergenekon,1989).

Dokumacılığı, kullanılan tezgâhlar ve bu tezgâhların çalışma yöntemleri ile kullanılan örgüler açısından sınıflandırabiliriz.

 Çarpana Dokumalar  Mekiksiz Dokumalar  Mekikli Dokumalar  Kirkitli Dokumalar

2.2.3.1. Kilim Cicim ve Zili Dokumalarının Tarihsel Gelişimi

Önce hayvan postları ve deriyle daha sonrada bitki sap ve lifleriyle dokuma yapmayı öğrenmişlerdir. Bitki saplarıyla başlayan dokumacılık, yün ve pamuktan dokumalarla günümüze kadar gelmiştir. Gerçekten de dokumacılık, insanların üzerinde çalıştıkları en eski işlerden birisidir. Elde edilen lifler uzun olmadığından dokumaya elverişli olmuyordu. Bitkisel veya hayvansal liflerin birbirine eklenerek iplik yapılması, istenilen uzunlukta dokumalar yapma olanağı vermesi bakımından önemli bir buluş olmuştur (Acar 1982).

Düz el dokumalarla ilgili ilk bilimsel çalışmaların 1981 yılında viyana da açılan bir halı sergisi ile belirtilmektedir (Benerli 1949:57; Aslanapa 1978:9).

Türklere ait dünyanın en eski halısının, Sovyet Altaylarının Pazırık bölgesinde araştırmacı Sovyet arkeolog Rudenko tarafından bulunduğu ve M.Ö. 3. yy da beyler zümresine ait kurganlardan 5. sinden çıkartılmış olduğu belirtilmektedir (Özgirgin 1971:2; Diyarbekirli 1972:132; Yetkin 1974:12; Sümer 1986:44). Aynı kurganda, palaz

(35)

dokuması bir kilimle birlikte ayrıca dua eden kadınlar figürlü bir kilimde dikkat çekicidir (Durul 1977:10).

Günümüzden on bir bin yıl önceye tarihlenen Anav medeniyetlerinden daha eski bir kıdem hiçbir kültür medeniyete verilmediği içinde, Türkler insanlık tarih ve medeniyetine atı ehlileştiren, madeni işleyen millet olmaktan başka ilk halı, kilim, zili, varda gibi dokuma sanatlarını armağan edenlerdi (Adalılar 1995:11).

Newyork Metropolitan Museum’da XIII. ve IX. yy. ait olduğu söylenilen ve bizdeki kilim dokumalarına teknik ve desen bakımından çok benzeyen Araplar’a ait olduğu ileri sürülen kilim parçaları da kilimciliğin tarihine ışık tutan örneklerdir. Halı dışındaki düz dokuma yaygıların çok nemli bölgelerde değil genellikle kurak step bölgelerinde yayıldığını görmekteyiz (Acar 1982:13).

Türk düz dokuma yaygıları içinde en eski örneklerden biri olarak tarihlendirilen, Washington Textile Museum’da bulunan kufi bordürlü ve ortasında sekizgenler bulunan kompozisyonlu sumak tekniğinde dokunmuş bir yaygıdır. Üzerinde taşımış olduğu kompozisyon nedeni ile Avrupalı ressamların tablolarında görülen ve sanat tarihçilerine Holbein halıları olarak adlandırılan halıların desenlerine benzediği için XV. ve XVI. yy. erken Anadolu yaygı örnekleri olarak değerlendirilebilir (Ellis 1963:3).

Konya Mevlana müzesindeki geleneksel Anadolu dokumalarinden tamamen farklı dokuya sahip olan Tapersty tekniğindeki karanfile benzer büyük palmetli bitkisel desenli kilim XVI – XVII. yy. Osmanlı saray sanatı ile büyük benzerlik gösterdiğinden bu yüzyıllara tarihlendirilmektedir. Sivas – Divriği Ulu Camiinden İstanbul Vakıflar Halı Müzesi deposuna getirilen altı parça aynı türdeki (Tapersty) kilim de Osmanlı saray sanatı ile tekstil ve çini desenleri ile büyük benzerlik gösterdiğinden XVII. yy. olarak tarihlendirilmektedir. Amasya, Gümüşlü Camiinden Vakıflar Halı Müzesi deposuna getirilen başka bir kilim de aynı özellikleri taşımaktadır (Durul 1977:13; Acar 1982:14).

İstanbul’da Hekimoğlu Ali Paşa Camii’nde bulunan hayvan figürlü kilim ise oldukça değerli ve 3.04x4.08 metre ebatlarındadır. Esas bordürün genişliği 0.26, içteki dar bordürün genişliği 0.13, dıştakinin genişliği de 0.21’dir. Zemin kırmızı olup desenlerinde

(36)

yeşil stilize hayvan figürleri vardır. Bu kilim Anadolu’da çok eski geleneği olan hayvan figürlü halıların karakteristik motiflerini yaşattığı için ayrı bir önem taşır (Yetkin 1971:327).

Göçebe Türk kültürün uzantısı olan geometrik örnekli dokumalar ile saray dokumaları arasında üslup farklılığı bulunmaktadır. XVI yy. sonunda başlayıp, XVII yy. boyunca çeşitlenerek zenginleşen, natüralist bir üslubun hâkim olduğu bu örnekler saray sanatının içinde yer alır. Konusu lale, karanfil, sümbül vb. bitkilerden oluşmaktadır (Durul 1981:377).

XIX. yy. ortalarında sanayileşme ile birlikte dokuma alanında hızlı bir değişim görülmüş, önceleri renk zenginliği ve dayanma süresi çok uzun olan doğal boyalar 1880’li yıllarda yerini daha kolay elde edilen ve ucuza mal edilen Anilin boyalara bırakmıştır (Aldoğan 1984:14).

Geleneksel Türk El Sanatları, Anadolu'nun binlerce yıllık tarihinden gelen çeşitli uygarlıkların kültür mirasıyla, kendi öz değerlerini birleştirerek zengin bir mozaik oluşturmuştur. Dokumacılık Anadolu'da çok eskiden beri yapıla gelen, çoğu yörede geçim kaynağı olmuş ve olmaya devam eden bir el sanatıdır.

Kilim, cicim, zili ve sumak dokumalar bu güne kadar, dağınık olarak Türkiye’nin hemen her yerinde dokunmuş ve dokunmaktadır. Türkiye’nin doğal koşullarının değişik ve tarih boyunca çeşitli kültürlere yuva olmasından dolayı bu dokumalar, teknikleri ve desenleri bakımından çok çeşitlidir. Ancak bölge özellikleri göstermekte ve geleneksel olarak yapıldıkları için bilhassa desen bakımından çok az değişmektedirler. Bu nedenle kolaylıkla tarihsel sıralama yapılamamaktadır (Acar 1982).

Türkiye’de20,yy.ın ikinci yarısına kadar kilim, cicim, zili-sili ve diğer düz dokumalar halkın kendi ihtiyacı ve özellikle çeyiz için dokunduğu gibi satmak için de dokunuyordu.Ticari bir meta değeri taşıyan bu mallar ihtiyaç için alınıp satılıyordu.Çünkü yaşam tarzının gereği olarak halı kilim ve diğer düz dokuma eşyalar gündelik hayatın vazgeçilmezleri idi.Tarım ve hayvancılıkla geçinen köy halkı nüfusun çoğunluğunu meydana getiriyordu.Bu köy ve yayla arasında geçen hayat tarzında ve hatta şehir evlerinin döşeme tarzında da halı kadar kilim vb. dokumalarda vazgeçilmez

(37)

eşyalardandı.Türk-İslam hayat tarzının gereği olarak bağdaş kurup yere veya sedire oturan Türkler ve diğer doğu halklarının kültürü gereği bir zengin bir şehir konağı tamamen halılarla döşenir, mütevazi bir evde misafir odaları halı diğer odalar kilim vb. düz dokumalarla döşenirdi.Yer yaygısı, duvar askısı, seccade, sedir örtüsü, minder, yastık, yüklük perdesi, kapı perdesi, çuval, heybe, torba, kaşıklık hatta kış günlerinin vazgeçilmez dış giyim eşyası aba ve daha sayabileceğimiz bir çok eşya bu dokumalarla üretiliyordu (Soysaldı,2009:5)

2.2.4. Kilim Dokuma

Atkı ipliklerinin çözgü iplikleri arasından bir alt, bir üst geçirilmesi, sıkıştırılması ile çözgü ipliklerinin gizlendiği atkı yüzlü dokumadır. Kilimde, desenlerin bulunduğu belirli alanlarda, o desenin rengindeki bir atkı ipliği, başka renkteki desenin sınırına kadar gidip geri dönmektedir. Böylece ayrı renkteki atkıların çözgüler arasında gidip gelmesiyle desen oluşturmaktadır.

Kilim dokumacılığında desenler oluşturulurken atkı ipleri bölüm bölüm dokunabildiği gibi ( yukarıya doğru daralan desenlerde) sıra takip ederekte yapılabilir.

Çok gergin atılan atkı ipi, çözgüler arasında kaldığında "çözgü yüzlü", çözgülerle atkıların eşit atılıp sıkıştırılmasıyla da "bezayağı" dokuma oluşturmaktadır.

Çözgülerin renkli desen ipliği ile örtüldüğü tersi ile yüzü bir olan dokumadır. (Görgünay 1995:16). Bir başka tanıma göre, döşeme yaygısı olarak kullanılan, tezgâhta kumaş gibi yünlü ipliklerle dokunmuş desenli örtüdür (Arseven 1965:1090). Çözgü ipliklerinin atkı iplikleri tarafından tamamen kapatılmasıyla elde edilen atkı yüzlü dokuma türüdür (Acar 1982:7). Bursa yakınlarında kilime “kiyiz” Afyon Emirdağ’ındaki Bayatlı ve Yazılı çevresinde ise kilim için “Köyüz” Yalova Kadıçiftliği’nde “Küyüz” denilmektedir (Ögel 1978:161).

(38)

2.2.4.1. Kilim Dokuma Teknikleri

2.2.4.1.1. İlikli Kilim (Renkler Arasında Çözgü Aralığı Oluşan Kilim); Desen alanı içinde çözgü ipliklerinden bir alt bir üst ilerleyen renkli atkı iplikleri, desen sınırında son çözgü ipliğine dolanarak döner. İki ayrı renkteki atkının desen sınırından karşılıklı dönüş yaptığı kısımlarda aralık oluşur. Bu tür dokumalarde genellikle yatay ve eğik çizgilerden oluşan motifler uygulanır. 1cm’ den daha fazla uzun boşluklar bırakılmaz. Dikey çizgiler basamaklar halinde dokunur.

Şekil.2: İlikli Kilim

2.2.4.1.2. Tek Kenetleme İle Kilim Dokuma; Ayrı renkteki desen iplikleri desen sınırında birbirinin içinden geçirilerek kenetlenir, geri döner. Bu teknikle istenilen uzunlukta dikey desenler, aralık oluşmadan dokunur. Çözgü aralığı oluşan kilim dokumasına göre daha zor ve zaman alıcıdır.

(39)

2.2.4.1.3. Çift Kenetleme İle Kilim Dokuma; Ayrı renkteki desen ipliklerinin desen sınırında, gidiş dönüş yaparak çift kenetlenmesiyle oluşur. Bu dokumada da çözgü aralığı oluşmaz. Dikişle birleştirilmiş gibi desen sınırında kesin çizgiler görülür. Sağlam bir dokumadır. Bu tür dokumalara fazla rastlanmaz.

Şekil.4: Çift Kenetleme

2.2.4.1.4. Çapraz Dikişli Kilim Dokuma; Desen ipliklerinin karşılaştığı desen sınırında, farklı renkte bir ipliğin, iki çözgü arasından çapraz olarak geçirilmesi ile ilikler yok edilir. İğne ile sonradan dikilmiş gibi görüntü verir.

Şekil.5: Çapraz Dikişli Kilim

2.2.4.1.5. Atkıları Tek Çözgü Üzerinden Döndürerek Kilim Dokuma; Ayrı renkteki desen iplikleri desen sınırında karşılaştıkları aynı çözgü üzerinden döndürülerek, aralıklar yok edilir. İki ayrı desen ipi kaynaşmış bir görüntü verir.

(40)

Şekil.6: Atkıları Tek Çözgü Üzerinden Döndürerek Kilim

2.2.4.1.6. Renkler Arasında Çözgü Aralıklarının Yok Edildiği Kilim Türü; Renkli atkı iplikleri, desen sırasında son çözgü ipliğine dolanarak döner. Aralıkların oluşmaması için her gidiş gelişte bir çözgü ipi kaydırılarak dokuma yapılır. Genellikle enine ve çapraz çizgilerden oluşan desenler dokunur.

Şekil.7: Renkler Arasında Çözgü Şekil.8: Renkler Arasında Çözgü Aralıklarının Yok Edildiği Kilim Türü Aralıklarının Yok Edildiği Kilim Türü

2.2.4.1.7. Desen Çevresi Çerçeveli Kilim Dokuma; Ayrı renkte bir iplikle, desen sınırları arasında kalan çözgü ipleri, desenin kenarına paralel olarak bir alt bir üst doldurulur, çevre çizgisi oluşturulur. Çevre çizgisi hafif kabarık görünür. Az dokunan bir kilim türüdür.

(41)

Şekil.9: Desen Çevresi Çerçeveli Kilim Dokuma

2.2.4.1.8. Sarma Çerçeveli Kilim Dokuma; Desen sınırlarının desen ipliklerinden farklı renkte bir iplikle sarılmasıyla oluşur. Çevre ipliği her atkı sırasının geriye dönüşünden sonra arada kalan bir çift çözgüye sarılır. Bir sonraki atkı sırasının atılmasını bekler. Desenleri çerçeveleyecek şekilde çözgü çiftine sarılır.

Şekil.10: Sarma Çerçeveli Kilim Dokuma

2.2.4.1.9. Eğri Atkılı Kilim Dokuma; Farklı renkteki desen iplikleri desen sınırını çözgü üzerinden eğri olarak geçer ve geri döner. Desen iplikleri bazen bol, bazen gergin atılır. Eğri hatlar fazla sıkıştırılmaz. Yuvarlak hatlı desenlerde bu teknik uygulanır.

(42)

2.2.4.1.10. Atkılar Arasına Renkli İplik İlavesi İle Kilim Dokuma; Bu dokuma türünde, düz olarak atılmış atkılar üzerine desene göre farklı renkteki atkı grupları ilave edilerek desen elde edilir. Üzerine tekrar atkı atılarak eğri çizgiler oluşturulur.

Şekil.12: Atkılar Arasına Renkli İplik Şekil.13: Atkılar Arasına Renkli İplik İlavesi İle Kilim Dokuma İlavesi İle Kilim Dokuma

(Aktaş; Ercebeci; Kalander; Ünal 1998)

2.2.5. Cicim Dokuma

Kilimlerdeki ve bez ayağı dokumlardaki atkı ve çözgü sisteminde ayrıca, renkli desen ipliklerinin kullanıldığı bir dokuma türüdür.Düz, bez ayağı dokuma veya atkı yüzlü dokuma zeminler üzerine ince çizgiler halinde “sarma” işlemesini andıran bir görünüşte olduğu için, çoğunlukta halk arasında ve hatta bazı yayınlarda, düz zeminli dokuma üzerine sonradan iğne ile işlenen bir yaygı türü olarak bilinmektedir.

Aslında Türkiye de tanınmış cicim türü seyrek desenli olanlarıdır.Cisim okumalarda çoğunlukla çapraz ve dikey çizgiler kullanılır.Enine çizgilerde aynı dolgulu görünüş elde edilemeyeceğinden enine çizgilerden kaçınılır veya sumak şeklinde sarılarak enine çizgiler meydana getirilir.Dokuyu yaygını tersi yani, tezgahın ön yüzünde bulunur, ters yüzü tezgahın ön tarafında olur.Çözgüler arasında çoğunlukla aynı renk ve kalınlıkta atkı atılıp kirkitle sıkıştırıldıktan sonra desenin durumuna göre ele alınan uzunca renkli bir desen ipliği, dokumanın arkasından önüne geçirilerek bir çift çözgüyü atladıktan sonra, tekrar arkaya geçirilerek orada serbest bırakılır ve diğer motif içinde aynı işlem tekrarlanır.Yaygının tüm eni boyunca değişik renkteki motifler için atmalar yapılıp iplikler arkaya verildikten sonra, gene bir sıra atkı atılıp sıkıştırılır.Tekrar motiflerin

(43)

durumuna göre, arkadan arkan iplikler birer çift çözgüyü atladıktan sonra geçirilip bırakılır.Böylece dokumaya devam edilir(Acar,1982:55).

Şekil.14: Cicim Dokuma 2.2.5.1 Cicim Dokuma Teknikleri

2.2.5.1.1. Seyrek Motifli Cicim

Zemini meydana getiren atkı ve çözgüler çoğunlukla aynı kalınlıkta ve renkte iplikler olup, deseni meydana getiren iplikler bunlara nazaran daha kalın olur bu da desenlere kabartmalı bir görünüş verir.Daha çok çapraz ve dikey çizgilerden meydana gelen ufak motifler, desen ipliğinin bir çift çözgüyü , ikinci sırada tamamlanan bir işleme sarmasıyla meydana gelir.Daha çok ince bez dokuması zeminler üzerine serpme motiflerden meydana gelir.Desenler yüzünden ince çizgiler halindedir(Acar,1982:56).

Şekil.15: Seyrek Motifli Cicim Dokuma 2.2.5.1.2. Atkı Yüzlü Seyrek Motifli Cicim

Aynı dokuma tekniğinin, atkılarının çözgülerini gizleyecek şekilde bol bırakılıp bastırılarak atkı yüzlü bir zemin arasına motiflerin dokunmasıyla meydana gelen bir

Şekil

Tablo  3  incelendiğinde  araştırılan  dokumaların  %22,5’  ini  dokuma  yastık,  %15  ile  duvar  örtüsü,  %12.5  ‘ini  yolluk,  %  10  döşeme  kilimi  ve  heybe,  %5  ile  kilim ve seccade, ,%2,5 ile buğday çuvalı farda kilim,örtü, bulgur seklemi, makat
Tablo 4  incelendiğinde aynı tür dokumaların ebatlarının birbirine yakın  olduğu gözlenmektedir
Tablo  8  incelendiğinde  görülüyor  ki  dokumalarda  ki  motiflerin  çoğunluğunu  %35 ile geometrik motifler oluşturmaktadır.%30 ile sembolik motifler,  %22,5 ile  hayvan kaynaklı motifler, %12,5 ile de bitki kaynaklı motifler uygulanmıştır

Referanslar

Benzer Belgeler

 Tarak, saç bağı, ibrik, kandil, kemer, insan, sütun, harf, bulut kaplan çizgisi, eli belinde, sandıklı, el

Aslında bu çok yönlü bağımlılık med- yayı söz konusu alanlar arasında dengeli bir müzakere zeminine dönüştüre- bilecekken, yine liberal kamusal alanın

There is also a significant difference between in favor of Information& Communication Technologies (ICT) based course taking gifted students’ cognitive style scores

Elde edilen bu sonuçlar doğrultusunda, Türkiye’de faaliyet göstermekte olan senfoni orkestralarının programlarında yer alan klasik gitar eserlerinin yarıya

Sonuç olarak, Futbol Dünya Kupası gibi üst düzey müsabakaların oynandığı turnuvalarda, başarılı performansa ulaşabilmek için gerekli birçok

Dizel Motor Prensiplerini ,Dizel Motorlarının Parçaları ve Yapısal Özellikleri, Yakıt Enjeksiyon Sistemleri , çeşitleri, elemanları , sistemlerin çalışması..

Yukar›da genel kullan›l›fl› verilmifl olan yafl s›n›rland›rmas›yla ilgili kelime- ler d›fl›nda gerek bugünkü Türk lehçele- rinde gerek Türkiye

Adıyaman ili merkez köyleri, bu köylerde bulunan hanelerde kullanılan halı yastıklar bölge örnekleme metoduna göre seçilen Güzelevler mahallesi ve 4 (dört)