• Sonuç bulunamadı

Maarif Vekilimiz Hasan Ali Yücel'in ana ve babalarla bir konuşması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Maarif Vekilimiz Hasan Ali Yücel'in ana ve babalarla bir konuşması"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Maarif Vekilimiz

Hasan-Ali YüceL

Ana ve Babalarla

dokunmamalisımz. Bu tertibi birbiriyle oranlı kııllanmaksızın verimli bir insan olmağa imkân bulunmadığını anlamalısınız. Maarif

mikrofon

İkinci öğüdüm temiz olmanız, vücudunuzu örten çamaşır ve elbiselerinizi de temiz tutmanızdır. Temiz olmak için zengin olmağa ihtiyaç yoktur. Bilhassa başınızı pislikten korumanın ikinci .şartı saç­ larınızı uzatmamak olduğuıınu bilirsiniz. Saç uzunluğu yalnız kirlik için değil, öğrenme devresinde bulunanların tuvalete ayıracak za­ manlarının azlığı bakımından da fenadır.

Üçüncü öğüdüm vücut ve elbise temizliği yanında ruh ve ah­ lâk temizliği olacaktır. Yıkanmış bir vücut üstüne kirli çamaşır giy­ mek 11e kadar iğreıı'dirici ise ruh temizliğine sahip olanların hare­ ketlerinde ve bilhassa konuşmalarında dikkatsiz, kaba ve terbiyesiz olması da o kadar rahatsız edicidir, iki arkadaş yalnızken bile kaba konuşmamalı, kaldı ki bazı gençlerimiz umumî yerlerde de buna dik­ kat etmez görünüyorlar. Samimîlik hiç bir zaman lâiibalilik değildir. Ciddî ve kibar olmayı meneden, bir miisbet vasıf yoktur. Sevimli, yiğit, doğru sözlü olmak için kaba olmağa muhtaç değiliz. Ahlâk, içerimizden dışarıya terbiye ve nezaket şeklinde kendini gösterir. Dı­ şardan içeriye baktığımız vakitte de bu güzel tecellilere doğruluk ve açık yürekliliğin kaynak olduğu görülür. Onun için kendi kendinize karşı samimî ve doğru olmanız ne kadar lâzımsa etrafınızdaki insanlara karşı da samimî ve dikkatli olmanız o kadar zaruridir.

Çandan bilmelisiniz ki, bütün milletin gözü, geleceklerin tâ kendisi olan sîzlerdedir. Vakitleriıızi öldürmiyerek, iyi ve zamanında, çalışarak, daima terbiyeli olarak memleketin büyük hizmetlerine ken­ dinizi hazırlayasınız.

Yeni ders yılı hepinize kutlu olsun».

Bundan sonra B. Hasa-Âli Yücel, çocuklarımızın kötü söz söylememelerini, kötü hareket etmemelerini istiyorsak bizim de on­ lara iyi misal olnıamrzı, karakter terbiyesi yolunun bu olduğunu, herkes çocuğunu okula temiz gönderdiği takdirde okulda da hastalık çıkmayacağını ve salgın olmıyacağını söylemiş ve memleketimizde yeniden orta okul, lise ve öğretmen okulu binaları kurulacağı ve bu okullar için öğretmenler yetiştirileceği müjdesini vererek aşağıdaki sözlerle konuşmasını nihayetlendirmiştir:

«Söze başladığımdan beri, en çok, çocuklarımızın eksik taraf­ larını söyledim ve onların düzeltilmesi için sîzlerden yardım dileğinde bulundum. Sakın zannetmeyiniz ki, bütün evlâtlarınız bu sayıp dök­ tüğüm kusurlarla malûldür. Büyük çoğunluk, hep beraber sevinme­ liyiz ki, miisbet yoldadır. Çocuklarımızın, halleri ve hareketleriyle, bize iizüntii verenleri çok azdır. Ahlâk, terbiye ve çalışma yününden her yıl bir öncekinden daha iyileşmiş ve ilerlemişlerdir. Bizim için bir tiirk çocuğunu bile kaybetmek çok acı geldiğindendir ki menfi halleri gözlerinizin önüne yayıyorum ve onların düzeltilmesi için sizler bizler ve öğretmenlerin, hep beraber el birliği ile çalışmamızı diliyorum. Bu yolda bize yapacağınız her müracaata gönüllerimiz açıktır. Bütün öğretmenler, bütün mesul Maarif Makamları sizi din­ lemeğe hazırdır. Hepimiz vazifelerimizi dikkatle yaptığımız anda, vata­ nımızın bahtiyarlığını arttırmış olduğumuza candan inanabiliriz.» Okulların açılması ve yeni ders yılı­

nın başlaması dolayısiyle Maarif Vekilimiz B. Hasaıı-Âli Yücel, 12 eylül pazar akşamı saat 21 de Ankara Radyosunda Ana ve ba­ balarla bir konuşma yapmıştır.

Şimdiye kadar yaptığı konuşmaların fardeli olduğunu bir çok yıırtaşlarmm -ken­ disine söylemiş, ve yazmış bulunmaları sebe­ biyle, 1943 - 1944 ders yılına başlamak üzere okulların açılacağı bugünlerde, ana ve baba­ larla, öğrencilerin yakınlariyle konuşmak is­ tediğini söyliyerek konuşmasına başlayan Maarif Vekilimiz demiştir ki:

«Esasen okulla aileyi birbirine yaklaştırmak için gerek Ti bü­ tün tedbirleri almayı esaslı bir vazife saymaktayım. Çünkü ailenin yardımı olmayınca, okul çalışmalarının çoğu verimsiz kalmağa mah­ kûmdur. Onun için ailelerin, çocuklariyle daimî olarak ilgilenmelerini söylemekle söze başlayacağım. Bu ilgi yok mudur? diyeceksiniz. Ben size: «Bu. ilgi ancak çocuğun en müşkül duruma girdiği zamanlarda vardır, devamlı olarak noksandır»: cevabını vereceğim. Bütün ders yılı içinde çocuk velilerinden evlâtlarını koyuvermişlerdir; onların bütün bir ders yılı içinde 11e yaptıklarını, nasıl çalıştıklarını, nere­ lerde gezdiklerini, okulda arkadaşları ve öğretmenleriyle ne durumda olduklarını arayıp sormazlar. Yüreklerinde yalnız zaman zaman bir sorgu burkulur: «Bizim çocuk, bakalım sene sonunda 11e yapacak?» derler. Ders yılı sonlarında, okulların koridorlarında ve İdare oda­ larında tam man âsiyle bir. ana ve baba günü başlar. Muvaffak ol- nııyan çocukların velileri, alâkasızlık uykusundan uyanır uyanmaz, okul müdürünü, öğretmenleri aramağa koyulur. Zavallı baba ve ana. hiç bir esaslı tahkikte bulunmadan, evlâdına yapılan haksızlık­ ları sayıp dökmeğe başlar. Bunların iki üç dakika içinde .söyledik­ lerine bakılacak olursa, bütün okul idaresi ve öğretmenler, mâsum ve çalışkan çocukları aleyhine birleşmişlerdir.»

Meselenin hakikatte, ana ve babanın ders yılı içinde çocuğu ile alâkalanmamış, evde, okulda onun çalışmalarını takip etmemiş, evlâdının en büyük kusurunu, teııbelliğiııi görmemiş bulunması ol­ duğunu söyliyen Maarif Vekilimiz, bu sözlerinden maksadının, ana­ larla babaların yalnız imtihan zamanlarında değil, her vakit çocuk­ lariyle meşgul olmalarını, okullara ve diğer Maarif makamlarına her iş olup bittikten, çocuğun muvaffakiyetsizligi anlaşıldıktan sonra değil, biitiin ders yılı içinde müracaatlarını sağlamak olduğunu an­ latmıştır.

Bundan sonra B. Hasaıı-Âli Yücel, öğrenciden ailelere kadar ıııuvaffakiyetsizlikleri çok felâketli bir şekilde karşılama âdetimize te­ mas ederek, bazı analarla babaların evlâtlarının fena bir imtihan so­ nucunu kendi şereflerine, indirilmiş bir darbe saydıklarını, bu netice­ den öğretmeneleri ıııes'ul tuttukları gibi çocuklarına karşı da en kötü muameleleri, hattâ dayağı reva gördüklerini, sonra kendilerinin de hasta oluncaya kadar üzüldüklerini anlatmış, çocuğun dönebileceğini, bütünlemeye kalabileceğini, çünkü numaranın takdir mevzuu oldu­ ğunu, terazi ile verilen bir şey olmadığını, müstesna hallerde öğret­ menin de hatası olacağını, onun da nihayet bir insan olduğunu, fakat, ehliyeti üzerinde tereddüt edilmiyecek derecede çalışkan talebenin sınıfta kaldığının da görülmüş şey olmadığını söylemiştir.

Sınıfta dönmenin hakikî sebebinin tenbellik ve en büyük vatan ihanetinin her birimizin, büyük, küçük, işimizi ciddiye almamamız olduğunu, her şeyden evvel ölçülerin sıkı tutulması lâzım geldiğini söyliyen Maarif Vekilimiz, öğrencilere öğütler vermiş ve bilhassa de­ miştir ki:

«24 saatin sekiz saatinde çalışacak, sekiz saatinde dinlenecek ve sekiz saatinde de uyuyacaksınız. Eğer sekiz saat çalışma başarınız için yetmiyorsa, eğlence zamanınızdan alabilirsiniz. Uyku saatlerinize

->

Referanslar

Benzer Belgeler

(Lac Léman) m etrafını geceleri nura gark eden yine bu beyaz kömür dür. Honoré diyor ki « bir kaç manetle mü­ zeyyen bir mermer levhanın arkasına 10,000 ve

Araflt›rmac›lar, daha önce bir morötesi (dalgaboylar›nda parlayan) halka ve optik (görünür) ›fl›kta parlayan s›cak noktalarla ayn› yerde bir X-›fl›n›

Neyzen çok içki içerdi, ben ağzıma koymam; Neyzen sigarayı yutardı, ben tadını bilmiyorum, ama ikimizin bir müştereği var: İkimiz de dilimizi tutamıyoruz. O

[r]

Elektronun elektrik yükünün karesinin, ›fl›k h›z›yla Planck sabitinin çarp›m›na bölünmesiyle elde edilen ince yap› sabiti, son bir kurama göre ancak ›fl›k

Fakat o tarihlerde de kayık bütün bu vasıtalar İçinde halk tara­ fından kâh ucuzluğu, kâh her an j emre hazır oluşu bakımından ve yük­ s e k sınıf

lej’de ve Almanya’nuı Magdeburg şehrinde yüksek tahsilini ise An­ kara Hukuk Fakültesinde yap­ mıştır. 17 Nisan 1927 de Dışişleri Bakanlığına intisap

Çiçekleri neredeyse tamamen kapalı sikonyum’lar içerisinde hap- sedilen dişi incir ağaçlarının tozlaşmasına ilek arıcığı (Blastophaga psenes) denilen ve