f ik r e te
Galatasaray talebesinin Fikret hakkında gösterdiği nurlu alâka ve hassasiyet pek samimî ve tabiî olduğu içindir ki çok temiz, çok İlâhî bir heyecan yaratmıştır. Ben el5an bu bediî ve İlâhî heyecanın tesiri altındayım.
Büyük şairin ölümünü değil, zekâ ve san’at âlemine doğuşunu edebî şehra- yin için en münasip bir gün telâkki et mekte Galatasaray gençleri pek isabet et mişlerdir. Çünkü hayatın yegâne belâgatı olan ölüm, büyük adamlar için bir mana ifade edemez! Zekâ ve ziya dolu gözlerini şu fani dünyaya kaparken Fikretin yüksek
alnına ebediyetin sihirli kanadı temas
etmiştir.
Her büyük insan gibi asrına tekaddüm eden Fikret ancak cumhuriyet, ancak nur ve ziya devrinde âzamî derecede takdir edilebilirdi. Filhakika Fikreti takdir ve takdis, Fikreti bihakkın anlayış ve kavra yış bir istikbal meselesinden başka bir şey değildi. Vatanın garba açılmış ilk penceresi olan Galatasaray, istikbali ku caklamakta ateşin bir hamle, derin bir heye can ve hassasiyet göstermişse bunu pek tabiî görmelidir.
Süleyman Nesibin vefatından sonra namına neşredilen bir kitap için bundan on dört sene evvel yazdığım ufak bir yazıda: “Her şeye rağmen evvelce Fikrete, şimdi de Nesibe gösterilen nisbî hürmet nişaneleri, ki namlarına rekzedilen birer manevî abide hükmündedir, istikbal için bir tesliyet ve hatta belki bir beşarettir.,,
10
Kıymetli edibimiz ve çok değerli eski mual
limimiz Raif Necdet Beyefendinin hazır bulun
dukları Tevfik Fikret ihtifaline ait ihtisasları:
Demiştim. Rübabı şikeste mübdiini mad deten de yaşatacak güzel bir büstü bah
çesine koymakla Galatasaray bize bu
beşaretin mütehaccir bir timsalini vermiş oldu.
Yüksek, nurlu bir vatanperver oldu ğunu hayatile, eserleri ve şiirlerile isbat eden idealist Fikreti vatansızlıkla ittiham etmek ve şu suretle gençliğe yanlış bir istikamet göstermek kadar feci bir hata, muzlim bir günah tasavvur edilemez. Evet Fikret aynı zamanda - bilmem tabir ne dereceye kadar doğru - insaniyetci idi. Fakat bu, her hangi bir vatanperverin kıymetini artıran bir meziyetten başka bir şey olamaz. Maruf müverrih ve mütefekkir “Ernest Lavis„in dediği gibi beşeriyeti
sevmek vatanı sevmeye kat’iyyen mani
değildir.
Hattâ bilakis bu tarzda vatanı sev mekte daha büyük bir asalet, daha nurlu ve şuurlu bir isabet vardır. Vatan insani yetin en muazzez bir parçası değil midir. “Kül,, sevildikten sonra onun en kıymetli cüz’ü daha derin bir aşkla nasıl sevilmez?
Gılzet ve zulmetten şiddetle nefret, doğru luğa, güzelliğe veiyiliğe şiddetle meciûbiyet Fikretin en kutretli, on karakteristik bir fazileti idi. Bu fazilet onu - hususile haya tının son senelerinde - münzevi ve mer- dümgiriz, bedbin ve bedbaht yapmışsa kabahat kimin?
Şiirlerinde güzellik ile faideyi müstesna bir sihri muvaffakiyetle mezcü telif eden,
— Kardeşim Yasık’a —
Y o lla r ın ın ü s t ü n d e h e p b a y k u ş la r ö te r e k , B u d ü n y a d a y a p y a ln ız s ü r ü n ü y o r s e rs e ri. A ğ lıy o r, in ild iy o r d o la ş ıy o r h e r y e ri Y a r a la n m ış r u h u n u n e s r a r ın ı ö r te r e k . F e l â k e t i n d u m a n ı b e n liğ in d e t ü t e r e k , K a r a n lık u f u k la r d a n g e ç e re k h e p ileri: K im s e le r a c ıy ıp ta d e m iy o r la r g el b e ri.. G id iy o r h e p y o lla r d a k a d e r in i s ü r te r e k . K a lb in in y a r a s ın ı g ü n e ş le r e aç a ra k , İle r liy o r , k o ş u y o r g ö lg e s in d e n k a ç a ra k .. S ö n d ü r ü y o r r u h u n u a k a n a ln ın ın te r i. G u r b e t t e n d ö n s e b ile o lm az o n u a ra y a n , U z a k la r a d ü ş e n i y o k t u r h iç h a tır lıy a n : A l n ı n ı n y a z ıs ın ı ç e k e c e k s in d ö n geri!... — 931 — Mehmet Vedat
san’ata İlâhî bir meşale kudreti veren Fikret Türk edebiyatında cidden mesut
bir merhaledir. Hiç şüphesiz o, büyük bir
sanatkâr olduğu kadar büyük bir insan büyük bir vatanperverdir. Tarihi Kadim şairinin ebediliğini hazmeden bir muhitin bir cemiyetin yüksekliğine imanım vardır. Her şeyden kuvvetli olan ölüm, hiç bir zaman büyük adamları yok etmek tılısı- mına malik olamıyacaktır.
Fikret için bundan onbeş yirmi sene evvel neler düşünmüş ve neler yazmışsam bu gün de hemen hemen aynı şeyleri düşü nüyor ve aynı şeyleri yazıyorum. Bu naçiz ahenk, inhiraf ve ivicaçtan hoşlanmayan ruhuma sanki hafif bir bestei iftihar döküyor.
Çok yazık ki medeniyet ve edebiyat tarihi mizde üç fazilet ve feragat kutbu gibi parlayan
Y ık ılıy o r m a b e tle r , ilâ h la r k a ç ış ıy o r... N a r a la r a tılıy o r , ç ığ lık la r k a rış ıy o r... B u g e c e d e b e y n im d e b ir i h t i l â l b a ş la d ı. K a ra g ü n le r m a z in in k o y n u n d a y a tıy o r la r B ir e r o k g ib i s a n k i g ö z ü m e b a tıy o r la r , Y a ğ m u r la r b o ş a n ıy o r... f ı r t ı n a y av a şla d ı!. K a r a n lık k a ld ır ım la r ü s t ü n d e b i r a b e n k d a r R o m a n s ı b i t i r i y o r u z u n sa ç lı s a n ’a tk â r S o n n a ğ m e d e n f ır la d ı b ir h a s ta ih tiz a rı. G ö k le r d e b ir ç ığ lığ ın ş im d i a k is le r i v a r, B e n liğ im d e b ir s ız ı v e e tr a f ım d ö r t d u v a r . 5 « k i t a p d o l u o d a b i r F i r a v u n m ezarı!... — 931 — Sait Şevket
Şinasi - Kemal - Fikret vatana ve edebiyata azami hizmeti ifa edemeden, nisbeten genç denilebilecek bir yaşta, doğruluk yolunda tebah olup gitti. Filhakika ne garip, ne esrarengiz bir tesadüftür ki bu mukaddes müselles şu âlemi irtisamde ancak kırk sekiz derecelik bir zaviyei hayat çizebildi!. Maa- mafih zekâ ve heyecanlan asırları doldur maya kâfi gelen onları yarım asır bile yaşatmayan tali ve kaderden intikam alı yormuş gibi bir hassasiyet ve asabiyetle Türklük, bu üç tefekkür ilâhını gönül mabedinde müebbeden yaşatacaktır.
Hususile gençlik çok iyi idrak etmiş tir ki; Büyüklerini sevmeyen, büyüklerine hürmet etmesini bilmeyen bir millet büyük adam yetiştiremez.
Raif Necdet
11
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi