• Sonuç bulunamadı

Ses ve müzik:Afitap Karacan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ses ve müzik:Afitap Karacan"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ses ve Müzik

Af itap KAR AÇAN

«Ünlü Ses Sanatçısı Afitap Karacan’a,

Salı günleri uğur getiriyor...»

Türk sanat müziğinin, ;ok sevilen ve sayılan ünlü ses sanatçısı Afi­ tap Karacan, İstanbul'da dünya'ya geldi. Pırıl pırıl sevimli, güzel bir kızdı. İlkokula, gidiyordu. Söylediği şarkılarla çevresini etkiliyordu. Bu sevimli güzel sesli kızın, müzik

heyecanı daha o günlerde başla­

mıştı..

Ortayı Şentpülşeride, liseyi Dam de sion da tamamladı. Müzik heye­ canı ile tahsili aynı paralelde idi. Ne var ki, Sanatçı, müzik sevgisiy­

le içindeki dünyasında, herşeyin zevkini buluyordu. Onun, bu duy­ gularında yalnız ve yalnız müzikle yanan bir arzunun dayanılmazlığı vardı...

Hazırlayan : Şadi KURTULUŞ

İşte O, böyle günlerin birinde te­ sadüfen. Udi HırantTa, karşılaştı. Bu karşılaşma onun için, doğan bir güneş'e, giden yol gibiydi. Bu yol­ da daha sonra, Artaki Candan Ho­ ca ile tanıştı. İki hocanın, göster­ miş olduğu büyük ilgiyle, kısa bir zamanda fevkalâde olarak yetişmiş­ ti.

Aynı zamanlarda, rahmetli M us­ tafa Çağlar ile tanıştı. Çağlar da ö- teki Hocaları gibi, Karacan’ın, ilgi çekici sesinin bir Ekole, tabi tutul­ masını uygun buldu. Ve sanatçının,

radyoya girmesine bilhassa, yar­

dımcı olmuştu. Ayrıca, Cevdet

Çağla ile de tanışmış ilan Kara­ can, 1950 yılında Solist olarak

rad-Kıymetli Ses Sanatçımız Âfitap Karacan Hanım

yoda enisyonlara girmeye başladı. Özel olarak 5 dakikalık başarılı programlar yaptı. Öte yandan Ful­ ya Akaydın ve Enise Çan'dan da yararlanan Sanatçı, bu vesileyle Hocalarına minnettarlığını belirti­ yor...

Afitap Karacan, Türk müziği hak-

kındaki bir sorumuzu şöyle ce­

vapladı :

«Türk sanat müziğinin, daha çok gelişmesi ve kendi kalitesini mu­ hafaza etmesini, özellikle klâsikle­ rin bizlere kalan en kıymelti birer abide olduğunu» söyleyen Sanatçı devamla :

«Bâzı kişiler, kendi çıkarları ne­ deniyle müziğimizi, zedeliyorlar, bunlara, dur demenin zamanı gel­ miş, hattâ geçiyor bile..» diyor Ka­

racan. Klâsik eserlerin hayranı

ve Türk müziğinin bütün makamla­ rını seviyor.

Salı günlerinin, kendisine uğur getirdiğini de söyleyen Karacan, Cevdet Çağla'nn, «Şimdi Hatırda- mıdır» Kürdilihicazkâr şarkısı ile,

Emin Ongan’ın, «Bahar Mevsimi­

dir» Nihavent eserlerini çok beğe­ niyor.

ŞİŞLİ BEY’İ

Akrostiş

Akrostişle söyledim Kaymakamın adını, Bu deyimle çıkardım Ş işli’mizin tadını. Giileç bir adam vardır Rumeli caddesinde,

Ürkütmez karıncayı

olumlu raddesinde,

Lâkin karşısındaki bir haddini bilmezse, Tepeler kanun ile, o küstah eğilmezse. Ezilir ta yürekten, çevresinde övgünün, Kanatlanmış gibidir evreninde bir günün, içimizi neşesi, gelişimi düğünün,

Medeni belirlidir, herkesteki saygının, Genel deyim oluyor silinmesi kaygnn. Üzülmeyin «Gültekin», bilin şudur: Özdeyiş, Nitelik, duygumuzda, Ona karşı özleyiş. Günler elbet geçecek,

O da olacak anı,

Ömür boyunca, fakat, içimizdeki kanı: Rikkatli bir tahassür...

ki sarar her bir yanı.

S A B A

7

Referanslar

Benzer Belgeler

Tarihî ehemmiyeti olan bir hadiseye veya tarihî bir şahsa hatıra olarak koyulan nişangâh, heykel vs1. Kadim devirlere ait

Osmanlı vatandaşı olup Avrupa’da müzik eğitimi alarak ülkesine dönen ve bu alanda çalışmalar yaparak Osmanlı’da Batı müziğinin gelişmesinde etkileri

[r]

In Italy, private health institutions, which have implemented policies to save only the day, whose aim is to make a profit, did not care about the situation initially, and the

İlkokulda o- kuduğum esnada ken­ di kendime söylediğim şarkıları b ir tesadüf eseri işiten öğretmenim sesimin güzel oldu­ ğunu keşfetti ve beni teşvik

Bu nedenle yabanc› cisim aspirasyonu özel- likle çocuklarda ak›lda tutulmal›, klinik ve rad- yolojik olarak flüphelenildi¤inde bronkoskop yard›m› ile medikal tedavi

Eden tahrib-i âlem inkisar-ı kalbi halkın Gönül yıkına, cihanı eylemek abâd lâ­ zımsa Namık Kemal’in, sınıf farkının memleketi ezdiği, saray ve

14 mayısta kaç Süleyman Efen­ diye yazık olmuştur, sayılmakla bitmez. Kaç Osman Efendi kalmış­ tır veya kalacaktır, doğrusu ben daha fazla buna merak