• Sonuç bulunamadı

Efendikari

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Efendikari"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S O H B E T L E R

i

1

fendikâri

Siz de kimbilir kaç defa: Yazık oldu Süleyman Efendiye Sözünü takrarlamışsınızdır. Artnî kimse bunun b 'r mısra’ olduğunu da düşünmez. Hele Süleyman E- fendinin nasırı hatıra bile gelmez. 1 Dördüncü vale yüzünden briçte | bir parti kaybeder, veya bir eksik ! yüzünden bezikte bir fırsat kaçı- | rırsınız. Siz Süleyman Efendiye ! yazık olmuştur. Mısraın en çok kıt- | îüblerde oyun masalarında kulla­

nıldığım sanıyorum. «Boş ver» sö­ zü de oyun masalarından yeni şiir diline geçmiştir.

Bu Süleyman Efendi bize eski asnn Osman Efendisini unutturma­ mak idi. Hikâyesi Cevdet Tarihinin son ciidlerinden birindedir. Morali Osman Efendi pek vekarlı, şeref ve haysiyeti yerinde bir zat imiş. Yal­ nız meşhur Halet Efendiye herkes gibi boyun eğmez ve kavuk salla- mazınış. Halet Efendi de buna kı­ zar, kendisini Istanbulda görmek istemez, küçük taşra hizmetlerinde düründürüp durur, küçük düşürmek istermiş. Osman Efendi ise ne ya­ pılsa vekannı bozmaz, ne türlü ış verilse yaparmış. Halet Efendi bir gün nedimlerinden Ksçecizade iz­ zet Molla ile otururken uşaklar Os­ man Efendinin geldiğini haber ver­ mişler. Halet Efendi sofaya koşarak kendisini karşılamış ve giderken de merdiven başında uğurlamış, izzet Molla şaşkın şaşkın:

— Efendim bu adama etmediğiniz fenalık kalmadı, şimdi bu mertebe iltifatınıza sebeb nedir? diye so­ ranca, Halet Efendi:

— Evet ben bu adama çok fena­ lık ettim. Elinden memuriyetini a1-

ou ıı. . ■ >i . — ıi kurcum. C an.m da

alabilirim. Fakat üzerinde bir 03- man Efendilik var, onu alamıyo­ rum. Onun için gördükçe böyle hürmet etmeğe mecbur kalıyorum, demiş

14 mayısta kaç Süleyman Efen­ diye yazık olmuştur, sayılmakla bitmez. Kaç Osman Efendi kalmış­ tır veya kalacaktır, doğrusu ben daha fazla buna merak ediyorum. Kimi var, ben Halk Partisine bağlı idim, gene de bağlıyım. Emekli ma­ aşıma Ankaradaki evimin kirasını katarak bîr köşeye çekileceğim. 1954 seçimlerine kadar elimden geldiği kadar çalışacağım, diyor. Adamın beş, on veya on beş yıllık millet­ vekilliği, yahud reisliği, veya ba­ kanlığı elinden gitmiştir. Seçim ta­ bidir bu, ipiyle kuyuya inilmez. Arkasından bir müddet sövecek yahud yerecekler de vardır. Okumak zahmetine bile katlanmıyacaktır. Osman Efendiliği üstünde, 1908 denberi su akar gibi dönen ikbal şeridini seyredip durmaktan başka ne yapabilir?

Kimi var, dört yıl değil, dört gü­ ne sabrı yok. Nasıl saflık edip de Beşiktaş veya Kuzguncuk iskele­ sinde aktarmayı kaçırdığım düşü­ nerek, dudaklarını ısırmaktadır. 3ir partiye girmişse, bir taıikate g ir­ memişti ya, çile çekmek ve riya­ zete katlanmak gibi külfetler hatı­ rından geçer miydi? Ona demiş­ lerdi ki bu halk hükümetten ayrıl­ maz. Nasıl olsa oylarım ona verir. Sen seçim çevrende kaybetsen bi­ le, onun listesinde olmanın bir mü­ kâfatını alabilirsin. Boş yere Cev­ det tarihini hatırlatmayınız. O da aynı sayfalan okumuştur. Fakat, akıbeti müstesna, Osman Efendiye değil, Halet Efendiye imrenmiştir. Acaba Dil Araştırma Kurumunda bir türkçe karşılık bulunmuş mu­ dur, böyleîerini eskiden «fâsık-ı- mahrum) adını verirdik.

Parası vardır. Mesleği vardır. P o­ litika yolu ile bir mevki tutmuş- | tur. Hesabı sonuna kadar ırada I kalmaktı. «Bir belki, bir ümmîd-i- ! hodendif...» Acaba tutunabilecek ¡midir? Kendini bulunduğu yere

j

Fa Jih R ifk t A tay l

Bir üçüncü şey daha söyler ama çıkaran uğursuz merdiven ikide bir

gözüne batıyor. Şunu ortadan b:r yok edebilse? Bir tekme .savurup kayıblara kanştırabilse? Merdiven ise basamak basamak yüzüne bakı­ yor. «— Ayacıklarmızı lûtfetmez- misiniz? a der gibi. Sırıtkan bir ba­ kış. inmek mi? Ne için, kimin için, nereye inmek? Osman Efendi bu ermişçenin rüyasına girse, dört yıl bir daha gözlerini yummaz.

Rahmetli Talât Paşa tanıdıkların­ dan birini bir yere vali gönderir. Kendisine:

— Bu adamı da nasıl vali yap­ tın? diye tarizde bulunurlar. Der ki: — Ona güvenmem de kime bel bağlarım? Büyük kabine zamanın­ da dönmedi. Suriyeye gitti, çal­ madan geldi,

hatırımdan çıktı. Meğer îttihad-ve- Terakkinin üç sicil notu varmış. Bugünkü partilerimiz henüz bu karakter yoklamalarım geçirme­ ni işlerdir. Biri iktidardan henüz in­ di, biri iktidara henüz çıktı. Halk Partisi ilk dersini alacaktır.

Sakın politikacı vasfı meslek vasıflarının üstünde olmıyan ihti­ sas adamlarına taş attığımı sanma­ yınız. Bir ziraatçidir. İşe yarar, di­ ye Meclise alınmıştır. Ön saf kav­ gacıları araşma katılmamıştır. Hat­ tâ, adı bile az duyulmuştur. Çoluk çocuğu vardır. Bir geliri yoktur. Mümkün olursa resmî kadroda ye­ rini arıyacaktır. Bu türlü vatandaş­ ların ne Halet, ne de Osman Efen­ dilikleri ile ilgileri olabilir. Fakat Sümerbank mamullerinde fiat

tenzili

Sümerbank mamulleri üzerinde bir fiat indirmesinin kabil olup olamıyaca- ğım tetkik etmek maksadile bir kaç gündenberi Ankarada yapılan toplantı­ larda henüz bir netice alınamamıştır. Ör ümüzdeki pazartesi günü Ankarada. Sümerbankın bütün fabrikalarından gelecek mümessillerin iştirakle bir top­ lantı daha yapılacak vc bundan sonra esaslı bir neticeye varılacaktır.

Sümerbank Alım ve Satım Ticaret İşletmesinin Müdür Muavini Sadi Altav bugün Ankaraya gidecektir.

Uludağ: vapuru yakında geliyor

İtalyada inşa ettirilen «Uludağ» vapu­ runun son seyir tecrübeleri yapılmış ve 20.5 mil sürat temin edilmiştir. «Ulu­ dağ». birkaç güne kadar memleketimi­ ze müteveccihen hareket edecektir.

«Flört etmenin uzvî

zararları nelerdir?»

Seksolojinin haziran nüshasının 100 sayılı cevabında okuyunuz.

A y r ı c a :

* Kadınlar niçin sünnet edilir?

■fr Fikir adamının iktidarsızlığı * Cinsi terbiyeyi kimler vermeli­

dir. (Prof. M. Şekib Tunç) Gerçek aşk nedir?

+ Cinsiyetin psikanalizi (Prof. Dr. Ras'un Adasal)

Daha 15 makale ile herkesi ilgilendiren Sual - Cevabları

S E K S O L O J İ ’nin bu ay çıkan

sayısında okuyunuz. 08 SAHİFE 50 KURUŞ.

T E Ş E K K Ü R

Beklenmedik bir zamanda ansızın aramızdan ebediyete göçen kıymetli aile reis miz Gümüşsüyü Öğrenci Yur­ du Müdürü

CEMAL A R D A ’nm

evimizden kabrine kadar omuzlarında taşımak suretile fedakârlık ve insanlık hizmetini esirgemiyen; mektub ve tel­ grafları ile acılarımızı paylaşan vefakâr talebe, dost, arkadaşlarına bilhassa Millî Eğitim Bakam Sayın Bay Avni Eaşmana ayrt ayrı teşekküre teessürümüz mani olduğundan teşekkürlerimizin muhterem gazetenizle iblâğını rica ederiz.

Eji t’e Kızt

l'nssso Bürosundan

Nebraska Üniversitesi Tagaddi Kürsüsü Profesörü Dr. Leverton, 5 haziran pazartesi günü saat 17 de Boyazıdda üniversite Merkez bi - nasmdaki 6 ncı dershanede «Besi konusunda yeni ilerlemeler» mev­

zulu bir konferans verecektir. Türk Fizikî ve Tabiî ilimler Ce - miyetinin konferans serisine dahil olan bu konferansa herkes gele­ bilir..

B U Yeni Çıktı: B U B I ^

IM ESEL M0TÖRLERİ

Hesabları, yapımları, âyarları

Y a z a n :

Prof. Necdet Evaslan

Kitabcılarda satılmaktadır.

" »p b m h

Bankamızda bir tasarruf hesabı açtırınız! Hem para biriktirir, hem faiz alır, hem de ikramiye kazanabilirsiniz!

İ K R A M İ Y E Ç E K İL İŞ T A R İ H L E R İ

25 Ağustos : 31 Ekim : 29 Yralık :

1 E V 1 E V 2 E V

2 D Ü K K Â N

1

d ü k k a n 1 D Ü K K Â N

ve çeşidli para ikramiyeleri.,

EV ve DÜKKÂNLAR’ın veraset ve intikal vergisini Bankamız öder.

TÜRKİYE İŞ BANKASI

H E R K E S İ N M E R A K L A B E K L E D İ Ğ İ

BEKTAŞÎLİĞİN İÇYÜZÜ

İkinci cildi çıktı. Yazan : Tevfik Oytan. Fiatı 2 50 Kr.

devrinde ön saf politikacılığını kim şeye bırakmayıp da fotoğrafçı ob­ jektiflerinin tam karşısında bulun­ mak için yetmiş kişiyi dirsekliyen- lerin, dört yıl mı, sekiz yıl mı, halk iradesi belli olmaz, uzun bekleme nöbetine nasıl katlandıklarım gör­ mek merakında değil misiniz?

Halbuki fikir ve karakter adamı için, gençliğe örnek olmak sırası gelmiştir. İki parti arasında uyuş­ maz doktrin farklan vardır. İki parti, bir zamanlar sanıldığı gibi, hemen hemen aynı meslekte iki e- kip olmaktan çıkmıştır. Halk Par­ tisinin devletçiliğine sıkı sıkıya bağlı olanların, kendi kendilerini inkâr etmiş olmaksızın, cephe de­ ğiştirmelerine imkân var mıdır? Karşı partide olanlar için de du­ rum böyledir. Ve böyle oluşunu daha çok seviyorum. Politikacılık, nihayet, şahsiyatçılık olmaktan çı­ kabilecektir. Bağımsız olmanın da bir mânası olacaktır.

Politika, şark geleneğinde oldu­ ğu gibi, bir iktidar oyunu olmak yerine, fikir adamlarının vatan hiz­ metleri haline gelince, Türkiye Balı demokrasileri arasında yer tut m ak iddiasını daha başdikliği ile öne sürebilir. Her iki partinin dok­ trinlerine inanan fikir adamlarının, demokrasiyi kökleştirmek için, şimdi karakter adamları da olduk­ larını göstermeğe ihtiyaç var. Os­ man Efendi bu karakter adamıdır. Halet Efendi ikbalperestliği temsil eder. Yanar, döner. Ne sağı, ne so­ lu, ne de ortalaması vardır. Fâni dünya bu, limon sıkar gibi zevkini ckarmaktan başka neye yarar? Tarihi, ölmüş olanlar okuyamaz. Kitabe-i seng-i-mezar, yaşıyan zi­ yaretçiler içindir. Benim bu yaz­ dıklarımdan rahmetli Osman Efen­ dinin haberi olmasına ihtimal var mıdır? Bir gün misal olarak anıla­

cağını düşünerek mi ömrünü e- fendice geçirmiştir?

Vaktile Tiirkiyede inananların bir dini vardı ki ne olduğunu hep biliriz. İnanmıyanların da bir di­ ni vardı: Adı politika idi. İnsanın yüzüne kaba kaba dalkavuk de­ meğe sıkılanların politikacı keli­ mesini kullandıkları devir elle tu­ tabileceğimiz kadar yakındır.

Bizim nesil, bir fikir savaşı için doğmuştur. Kaderi değiştirmek e- limizde midir? Topluluğun, her yer­ de pek tabiî, türlü dalgalanışlan ortasında kılavuz fikirlerin ışığı yanmalıdır. Fırtınalarda sökülüp kopar gibi, azgın köpükler arasın­ da söner gibi olsa da, ara sıra bir ışıldama ile ümidsiz gemilere y o ­ lunu gösterir. İrâde ve karakterle beslenen fikirden daha kuvvetli, daha yenilmez, daha eğilmez ne vardır?

Ben geçen seçimde Demokrat Parti veya Halk Partisi için, dağ taş, yağmur batak, köy köy dola­ şanları gördüm. Hiç biri aday de­ ğildi. Hattâ partilerin vilâyet he­ yetlerinde bile mevkileri şöyle boy le idi. Biri, tam yirmi dört saat ıslanmıştı. Kaybedenlerden ağlıyan ları gördüm. Kazansalardı ne ken­ dileri Meclise gideceklerdi, ne de bir ikbale ereceklerdi. Şimdi on­ lar, ya iktidar partisinden iseler, iş görecek olanların, ya bugünün mu­ halefet partisinden iseler, düşenle­ rin kendi fedakârlıklarına değip değmediklerine bakıyorlar. Boşu­ na mı yorulmuşlar, hiçine mi dağ bayır tepmişler, beyhude gözyaşı dökmüşler veya şenlik yapmışlar­ dır? Yüzde seksen küsur gibi bir nisbetle seçime sarılışın, bu ihti­ raslı düşürüp kaldırma savasının yüzde kaçı okur yazar olduğuna bildiğimiz bu memlekette büyük ehemmiyeti vardır. Her iki parti, biri iktidarda, biri muhalefette, kendileri için fedakârlık edenlere lâyık olduklarım isbat ederlerse, en başta rejimi kurtarmış oluruz. I

Referanslar

Benzer Belgeler

Kanun taslağının hazırlanış sürecinde üretici örgütlerinin görüşlerinin alınmamasına tepki gösteren kurumlardan olan Çay-Sen, üreticileri koruyacak maddelerin kanunda

İtalya, İsviçre, Fransa, Almanya ve ABD'den gelen atıkların Livorno limanından kalkan bir gemiye yüklendiği, ancak geminin yük bölümü küçük gelince, 100 varilin

Ayrıca Yunuslar üzerinde Eroslar, geometrik çerçevelenmiş Meduza, bir genç kadın başı gibi mozaikler ve insan portrelerinin bulunduğu duvar resimleri de bulunuyor.

bırakıp yüreğimizi bir kartalın yüreğine kükreyen bir maviyiz, uzun ve al iz bizim, yol bizim, umut bizim kuşların gittiği yerlerimiz var çiçek koşusudur bu sevda

Bu du- rumda pek iyimser olmasa da, ortalama değer olarak Drake’in var- sayımı, yani bir yılda zeki varlıkların gelişimini destekleyebilecek 10 yıldız oluştuğu

Fakat eski zamanlardaki günlük yaşam- da alan ve hacim birimlerini kare ve küp geometrik şekilleri ile bağlantılı olarak kullanmak daha kolay ol- duğundan bunlar

Bu değer saniyede geçen yük miktarı yani akım olduğu için, 10 C’luk bir yıldırımın saniyenin milyonda biri hızla düştüğü duruma göre karşılaştırma yapıldığında

Bilima- damlar›n›n flimdilerde üzerinde çal›flt›¤›, hiper- bantl› görüntüleme sisteminin daha da geliflmifli olan, ultrabantl› görüntüleme sistemi de