• Sonuç bulunamadı

Istanbul şahane bir gece yaşadı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Istanbul şahane bir gece yaşadı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

11

Haziran

1 9 5 5

CUMARTESİ

Sahibi: SAFA KJLIÇLIOĞLU İdare: Cağaloğlu Sultan Mektebi

sokak N o: 23

Tel adresi: «Yeni Sabah*

Telefonlar:

20795 — 24919 ~ 24910

Y e m S a b a h

r

J

18 inci Yıl. No: 5841

HÜRRİYET VE HAKKIN YILM AZ MÜDAFİİYİZ

Sayısı 15 Kuruş

V.

DEMİRBANK

A N K A R A ŞUBESİ

15 Haziran 1955 Çarşamba günü

Hususi KEŞİDE ve Fevkalâde açılış Hediyeleriyle halkın hizmetine giriyor.

J

İstanbul şahane

bir gece yaşadı

---—

---Hiltoıı daki ilk baloda elektrikler müteadit defa

söndü. Bundan memnun olanlar çoktu...

---— — — ı

---Ann Mîller'le Conrad Hilton hep beraberdiler. Terry Moore «Bu

baloda hayatımın en mes'ut anlarını yaşadım» dedi.

BALOYU TAKIP EDEN ARKADAŞIMIZ

MUAMMER KAYLAN YAZIYOR

Terry Moore arkadaşımız M. Kay lan Ta hasbihâl ediyor, biraz sonra elektrikler sönecek!...

İstanbul Hilton dün gece ilk res­ mi balosunu. Hollywood yıldızla­ rının iştirakiyle kutladı. Bu balo esnasında müteaddit defalar elek­ trikler söndü ve herhalde bu e- lektriklerin sönmesinden istifade edenler de oldu. Salon Paris, Lon­ dra ve Nevyork modacılarının en şık tuvaletleri ile süslenmiş ve bu tuvaletleri giyen kadınlar güzellik leri ile hazır bulunanları teshir etmişti. İstanbul şimdiye kadar bu kadar zengin bir balo görmemiş­ tir. Baloda hazır bulunan Holly­ wood yıldızı Terry Moore önü kır mızı çiçekli gayet şık beyaz renk­ te bir tuvalet giymişti. Kendisi ile konuştuğumuz sırada elektrikler söndü, fakat Terry Moore sözleri­ ne devam ederek bu baloda haya­ tımın en mesut anlarını yaşıyo­ rum. balkın bize olan alâkası biz- leri son derecede mütehassis etti, dedi.

Ann Miller de beyaz bir tuvalet giymişti. Otelciler kralı Conrad Hilton ile pek samimi idi. Hilton Ann Milleı’ in beline sağ koluyla sarılıyor ve onunla tatlı tatlı ko­ nuşuyordu.

Bir kaç genç Amerikalı ile te­ rasta oturmuş sohbet eden Mona Freeman açık kaysı rengi üstü iş­ lemeli son derecede dekolte bir tu valet giymişti. Çok güzeldi. Salon­ da gündüzdenberi yanından eksik etmediği sarışın bir Amerikalı de­ likanlı ile dolaşan Sonja Henie sa Baloda hazır bulunanlar Aıııı

MillerTcConrad Hilton'un etrafını sarmışlar.

Baloda'da

yoktular

Aylardaııbcri söylenen Hil- ton balosu nihayet yapıldı. Bu balo İstanbul. Ankara ve İzmir sosyetesi için son haftaların eıı önemli hâdisesi idi. Tanınmış iş adamları, tüccarlar işlerini güçlerini bırakmışlar. Hiltonla Emekli Sandığı arasında me­ kik dokuyup davetiye edinme­ ğe çalışmışlardı. Aksilikler ol­ mamış değildi doğrusu. Hiltoıı- da çalışanlar isteklilere meram anlatmak için lıayli ter döktü­ ler. Davetiyeler için Emekli Sandığının ölçüsü neydi bilini yoruz. Ama meselâ Hilton ote­ lini süslemek irili çalışan Türk sanatkârlarından bazılarını, bu arada ressam Eyüboğullarına davetiye gönderilmemişti. Oy­ sa Eyüboğlları Amerikadan gelen misafirlerin karagözbarı panolar ve tablolar ieiıı neler düşündüklerini bilmek arzusun davdılar.

Doğrusunu söylemek gerekir se bu davet işinde oldukça hak sizlik vardı. Basın mensupları da ihmal edilmişti. Gerçi Hii- toııun ölçüsü milletlerarası bir olaydı ama. elbette ki lıer şey deıı önce bu Türkiyeye ait bir oteldi. Türkiyede de tanıtılma ■i lâzımdı. Aına muhabirlere de. fotoğrafçılara da biç uiı ko laylık gösterilmemişti. Yapı - lan müracaatlar bile hayli .,- tığna ile karşılandı. Bu büyük açılış törenine Amerikadaıı bir çok artistler davet edilmesi.ıe. özel uçaklarla gelmelerine kar şılık biç bir Tiirk artistinin çağmlmaınası da oldukça tu­ haftı. Gerçi ilâıı edilen yıldız­ ların hiç biri'gelmemiş, hele sosyeteye mensup bir çok ha­ nımlar -hiç erkek artist yok!» diye şikâyet etmiş, hayâl kı­ rıklığına uğramışlardı. Ama biç değilse yaşını başını almış Amerikan yıldızlarının yanı başında genç ve güzel bir kaç Türk artisti çağırılmalıydı.

Böyle büyük bir törende ka­ çınılmaz bir takım aksaklıklar olacak. Hiltoııa gidenlerle git- inilenlerin dedikodusu dalla uzun zaman yapılacak tabii. Şimdilik gltıniyenlerin. daha doğrusu davetiyesini geri gön­ derenlerin başında nıeşlıur Fitne Fücur geliyor. Bilmiyo­ ruz. neye küsmüş, ama Fitne Fiicurluk vazifesinden de vaz­ geçip meydanı Amerikalıların dedikodu yazarlarına bırakmış. Fitne Fücurun okuyucuları İlil ton dedikodul»"«n ondan d i ıı - leycmiyccckler şimdi aıııa fı­

sıltı gazetesi sağ olsun değil ini ya?!,. _______

rı bir tuvalet giymiş ve gerdanını kıymetli mücevherlerle süslemiş­ ti. Bir dedikodu muharriri bu mü­ cevherlerin yüz bin dolar civarın­ da olduğunu tana söyledi.

Balo şık tuvaletler ve zengin mücevherler balosuydu denebilir. Merle Obeıon sarı gayet dekolte büzgü eteklikli şık bir tuvalet giy misti, Buna tuvalet yerine kok­ teyl elbisesi desek daha doğru o- lur. Elain Shepard ise yeşil bir tuvalet giymişti. Artistler baloda bulunan dâvetlilerin arasında do­ laşıyor, bir çoklan ile samimi hasbihallerde bulunuyorlardı.

Emprime desenli koteyl elbisesi giyen Diana Lynn, Nick Hilton i- le pek samimi idi. Elektriklerin sönmesinden başka can sıkıcı hiç bir şey olmadı. Saat 10 da yemek yemek üzere otelin lokantasına inildi.

Yemekten sonra dans, eğlence­ ler yeniden başladı.

Misafirler bilhassa folklor ekip­ lerimizin gösterilerini çok beğen­ diler. Teıry Mooıe. «fevkalâde» diyordu. «Bu figürleri öğrenme­ liyiz.»

Ann Miller de, Conrad Hilton'a «Bak, ne güzel dans ediyorlar. Bu Türkler gerçekten fevkalâde insanlar. Ah ben de şimdi onlarla oynayabilsem» Miller bunları söy leıken Elazığ ekibi «Çayda çıra» yı oynuyordu.

BursalIların «Kılıç kalkan» oyu­ nu Leo Carrilloyu çok ilgilendir­ di.

Kılıçlar, kalkanların üstünde tok sesler çıkarırken «Vıva Tuıc kia» diye bağırıyordu.

F o\oğrniiar;

Burhan Tan

Terry Moore beyaz tuva İçti içinde fevkalâde idi.

J

Japonyada biraz açık kıyafetle dolaştığı için hâdiseler yaratmış olan Terry Moor'uıı vücudunu insan merak ediyor. İşte denize girerken

bir resmi, ânıa İstanbulda değil!..

Baloda ciddi meseleler de konuş­ uluyor (Yukarıda solda) Aıııı Ml-

ler ve Conrad Hilton hiç ayrılmı­ yorlar... (Yukarıda sağda) İşte yine onlar. Merle Oberon’la beraber Ye­ ni Sabah objektifi önünde (Altta)

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

ISAAA’n ın verilerine göre bugün soya tarım alanlarının %70, pamuk alanlarının %46, mısır alanlarının %24 ve kanola alanlar ının %20’sinde GD tohumla

Çiçekli yazmalar geçiyor gözümün önünden Ah göynüm, çiçekli bir yazma değilsin ki Yâr boynuna sara.. Aynı şeyi okuyorum gurbetlerden Nasılsa her yerde aynı

Kentlerimizde genellikle bölge ve genel otoparklar olmadığından ve otopark mevzuatı çerçevesinde üretilen otopark alanlarının yetersizliğinden, gece parklanma

• Orijinal olarak siyah-beyaz çekilmiş bir filme renk eklemek için belirli işlemler de yapılabilmektedir.. 1930’lardan önce sinemacılar genellikle boyama (tinting) ve

Bu çalışmada beyaz kas hastalıklı kuzularda kalp kası hasarını gösteren enzimlerdeki yükselmelere paralel olarak cTn-I ve cTn-T sonuçlarının pozitif olması,

Gordon Moore, sadece Moore Kanunu olarak da bilinen bu efsanevi öngörünün kâşifi değil, aynı zamanda dünyanın en büyük yarı iletken üreticisi olan Intel’in

Örneğin hem İngilizce konuşan hem de Amerikan işaret dilini bilen katılımcılar İngilizcede “kâğıt” anlamına gelen paper kelimesini duyduklarında peynire de

Parlak yeşil renkteki canlı, yapısındaki dikkat çekici simetri nedeniyle yıldıza benzetilebilir.. Micrasteriaslar tek