18
C u m a rte s i 3 Haziran 2000KÜLTÜR/SANAT
Güzel yürek susalı
oldu...
faks: 505 63 4S oktor Lit- man Im- re’yi tanır mısınız? Bu adı, ülkemizin bir ken tinde kaldırımlara birer giyotin bıça ğı gibi uzanan ta belalarda okuya mazsınız. Buda peşte’de yaşamış Dr. Litman Imre (ya da yaşıyor)... 1955 yılının Eylül ayında, doktorun odasma giren bir hastanın gözü, çalışma masasının üstündeki kavanoza ilişir. Bir insan kalbi durmaktadır kavanozun için de. Doktorun hastası (ya da ziyaret çisi) kavanozun etiketine göz gezdi rince, yüreğin otuz yaşında ölen “Bayan Çabai Yanoş”a ait olduğunu öğrenir. Yüreğe meraklı gözler le bakan bir şair olduğundan, bu karşılaşmayı dizelere döker:
Duruyor kavanozda çırılçıplak Bayan Çapai Yanoş’un yüreği Bayan kaç kere böyle bir kaba Reçel kaynatarak koydu acaba?
Doktor, Litman İm re’nin, Ba yan Çabai Yanoş’un yüreğine baka rak belki bir damarın, belki de bir sevdanın sırlarına ermeye çalıştığını yazan şair, 3 Haziran 1963’te kay bettiğimiz Nâzım Hikmet’tir.
Organ bağışı
Tertemiz bir dünya istiyordu Nâzım... Ve böyle bir dünyanın bi lim ve sanatm kanatlarıyla yüksele ceğini çok iyi biliyordu. Bu yüzden “Kavanozdaki Yürek” adlı şiirini şu dizelerle bitirin
Akıllı bir doktorun masasında Bayan Çapai Yanoş’unki gibi Yüreğimiz, güllerin arasında, Bizlerden sonra da faydalı olsun
I İçinde tertemiz bir kavanozun. Okumuş olduğunuz dizeler belki de, organ bağışının önemsendiği, di le getirildiği ilk dizelerdir. Söz
konu-*üw
37 yıl önce
aramızdan
ayrılan Nâzım
Hikmet, 1960
yılında Piri Reis in
haritaları için
yazdığı şiirle tarih
sevgisini
göstermişti
su şiir bizlere yalnızca Bayan Çapai Yanoş’un yüreğini değil, Nâzım Hik- met’in yüreğini de tanıtır. O güzel yüreğin susmasının 37. yıldönümün deyiz. Türkçe’nin en güzel şiirlerini, yazılarını kaleme alan Nâzım Hik- met’in adına, Türk Dil Kurumu’nun yayınladığı “Güzel Yazılar Şiirler” kitabında rastlayamıyoruz. 101 şair den şiir örneklerinin yer aldığı kitabı önemsememin nedeni, altı profesör tarafından hazırlanmış olması!.. Ya ni altı tane “Prof.” bir araya gelmiş ve kitabın sayfalarına Nâzım’dan bir tek şiir bile almamış!..
Bilim tarihine baktığımızda yü rekli, dürüst bilim adamlarının, “P ro f’ların adlarına rastlarız. “Pof” çıkanları hiçbir kitap yazmaz. Nâzım Hikmet yüzyıllar sonra da o- kunacak, var olacaktır. Ama, onun şiirlerini görmezlikten gelenlerin adları, yüzyıllar sonra bir antikacıda satılan kapı zilinde okunacaktır!..
Ceylan derisi
Nâzım Hikmet’in en güzel şiirle rinden biri de, Piri Reis’in haritası na yazdığı şiirdir. “Piri Reis düşleri mizi çizmiş haritasına” dizesiyle başlayan bu şiir, 26 Aralık 1960 tari hini taşır. O yıllarda uzaya çıkma, Ay’a dokunma çalışmaları kızıştı
Nâzım Hikmet
ğından, şiiri şu dizelerle tamamlar koca şair:
‘A kıl yorulabilir, yılabilir, ama yü reğin sırtı gelmez yere.
Yelkenlilerle gidiliyor kosmosa Piri Reis’in haritasında yüzen yü rek kadar yelkenlilerle. ”
Şiirde, Nâzım Hikmet’in tarih sevgisi, bilgisi de sunulur okura. A- ma o, tarihi, kan hesaplaşmalarının yapıldığı karanlık bir kuyu olarak görenlerden değildir. Bu yüzdendir ki Nâzım, Piri Reis’in haritasına çiz
diği yelkenlilerin uzay gemilerine dönüşmesini isteyen gerçek bir yurtseverdir.
Piri Reis, üstüne beynini, düşle rini koyduğu ünlü haritasını 1513 yılında ceylan derisine çizer. Bugün ise ceylan derisi meclisin koltukları nı süslüyor!..
Ceylan derisinin tarihindeki bu durumu göz önüne alırsak, Nâzım Hikmet’e “Yurttaşlık Hakkı” veril mesi umudunu “yarınlar”dan bek lemeliyiz!
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi