2 f 7-2
Haşan /^I¡ "Yuc©!»«*
B
M, bh medhiyedir. Fakat otuz yıla yaklaşmış bîr dostluğunbir tarafından öteki tarafın şahsına değil, sekiz yd surmuş
bir Bakanlıkta gösterilmiş başarıların yekûnuna ve niteliğine ya zılmış bir mcdlıîje.
Önümde rakamlar ve istatistikler bulunsa onların, belâğatine
başvurarak yazımı daha da pekiştirirdim. Fakat memleketin ka
zandığı okul sayılarını, millî kütüphanemizin raflarını dolduran
yeni yayınları şöyle üstünkörü bir hesaplaşanız bile Haşan Ali
V
«İçel’in, Millî Eğitim Bakam bulunduğu sekiz yılda kendisinin vemilli kültürün alnını ağartmış olduğuna hükmetmekte gerile
mezsim/.
İlk Bakan olduğu zaman, herşeyi bildiği halde bir türlü aruz veznine akıl erdiremiyen rahmetli kardeşim Sadrı Ertem’in ağcın
dan lâtile yollu bir-manzume yazmış ve bunnn tekrarlanan bir
beytinde demiştim ki:
Mtirg-u devlet bu sefer etti şitabı acele Kondu birdenbire re’s-i Haşan  li Yücele.
Bu bir şaka iki. Hakikatte ise onun Millî Eğitim alanında gös terdiği başarılar, devlet kuşunun hiç de acele etmediğini, hiç de
birdenbire başına konmadığını isbat etmiştir.
Haşan  li Yücel, köylüyü okutma, köy enstitüleri kurma,
teknik öğretim, bol ve faydalı yayın, üniversitenin bağımsızlığı,
spor teşkilâtı, dil ve tarih çalışmaları, Türkiyede terimler dâvası, Xurk musiki ve tiyatrosunun gelişmesi gibi hepsi birâbirinden çe tin imtihanlardan dolgun numaralar alarak çıkmış genç bir Bakandı. Onun bir değeri, bir hususiyeti de mesleğinin elifinden işe baş lamış oJ ma sidir. Kendisinin pek genç iken bir ilkokulda muallim
vekilüği yaptığı günleri hatırlarım. Oradan basamak basamak,
asama aşama liselerde edebiyat, felsefe ve mantık hocalığına, umu
mî müfettişliğe, umum müdürlüğe, milletvekilliğine ve Bakanlığa
kadar yükseimişlir. »
Bakanlığı günlerinde Jlasan Âl» Yücelin ismi etrafında fısıltı
lar, mırıldanmalar olmadı değil. Çalışan, karar veren, bu uğurda
menfaatlere ve gönüllere dokunan her iş ve hareket adamı gibi
onun da gücendirdiği kimseler olacaktı.
Sonra ilkokuldan üniversiteye kadar yüzbinlerin ve onların
ailelerinin ilgili bulunduğu bir konu onun elinde bulunuyordu. Bir de liyakati ile yükseliş basamaklarını kısa zamanda aş
ması, onun çağdaşlarını, yaşıtlarını, eski arkadaşlarını kıskandır
mış da olabilirdi. Çünkü Yücel onların arasından geliyordu. Bu satırlar, Milli Eğitim’in basında nöbet değiştiren eski dos tum Haşan Alinin şahsı için değil, başarıları için bir medhiyedir. Bahtiyardır ki yerini Keşat Şemsettin gibi bir telâkki arkadaşına, bir okuldaşına, bir fikir loldasma bırakıyor.
TO PLU İĞNE
« to p
J
\
Taha Toros Arşivi