• Sonuç bulunamadı

Kazakistan'da Folklor Faaliyetleri Ali Abbas Çınar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kazakistan'da Folklor Faaliyetleri Ali Abbas Çınar"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KAZAKİSTAN'DA FOLKLOR FAALİYETLERİ*

Ali Abbas ÇINAR

K azak sözü, "hür, cesur, yiğit, m ert, silahşor, bağım sız" anlam larına gelm ekte­ dir. Zeki Velidi T ogan, siyasal bir am açla, bir ayaklanm a sonucu kırlara çekilen baş- kaldırıcılara "K azak ” denildiğini ifade e t­ m ektedir. A hm et C afero ğ lu ise "K azak" sözünün "silahşor, kızan, askerlik y üküm ­ lüsü" an lam ın a g eldiğini belirtm ektedir. T ürklerin; K ırgız, Ö zbek, T ürkm en, A ze­ ri, K azak vb. şekilde gruplaşm aları, bin­ lerce yıldır sürüp gelen T ürk dilinin geçir­ m iş olduğu ev relerle ilgilidir. Yapı bakı­ mından bitişken (eklem eli) d iller grubuna g iren T ü rk ç e , k a y n a k la rı b a k ım ın d a n U ral-A ltay dil ailesinin A ltay kolundan- dır. T ürk dili tarihi üzeride yoğunlaşan bi­ lim adam ları T ü rk ç e’nin evrelerini şöyle sıralam aktadırlar: 1. A ltay çağı, 2. En eski

* Bu çalışma, Hacettepe Üniversitesi, Sos­ yal Bilimler Enstitüsü, rk Halkbilimi Anabilim Dalı Doktora Ders Programı çer- çevesinde hocam Prof. Dr. Umay GÜ- NAY'ın öneri ve yol göstericiliği ile gerçek­ leştirildi. Bu yapılırken asıl kaynağımız Kazakistan Ansiklopedisi (13. Cilt, Almatı 1980) oldu. Kazakistan'da, T.C. Kültür Ba­ kanlığı Halk Kültürlerini Araştırma ve Ge­ liştirme Genel Müdürlüğü’nün görevlendir­ mesiyle ilkini 1992, İkincisini 1993'te yaptı­ ğımız araştırma, derleme ve gözlemlerimiz ile; basılı kanaklardan yararlanarak bu ça­ lışmayı hazırladık. Kaynakçayı çalışmanın sonuna ekledik.

T ürkçe çağı, 3. tik T ü rk ç e çağ ı, 4. Eski T ürkçe çağı, 5. O rta T ürkçe çağı, 6. Yeni T ürkçe çağı, 7. Ç ağdaş (M odern) T ürkçe çağı. K öktürk-U ygur çağından sonra, Ka- rahanlılar d ö nem inde T ü rk ler m üslüm an- lığı b e n im se m işle rd ir. B unun e tk isiy le binlerce eser yazılm ıştır. K arahanlı D evle­ ti (840-1212) ve B üyük S elçuklu Devleti (1040-1157) içinde konuşulan T ürkçe; za­ m anla, çeşitli faktörlerin etkisiyle doğuda Ç a ğ a ta y c a , k u z e y d e K ıp ç a k ç a , b atıd a O ğuzca adım alan ve daha sonra O sm anlI­ ca olarak bilinen üç büyük leh çey e ay rıl­ mıştır. T ürkçenin lehçelere ayrılm ası Yeni T ürkçe çağı (X V I- X X . yüzy ıl)’nda da d e­ vam etm iştir. Bu y ü zy ılla rd a T ü rk ç e ’de; Ö zbekçe, K azakça, A zerice, O sm an lıca, K ırgızca gibi 20'nin üzerinde lehçe m ey­ dana gelm iştir. Bu lehçeler dc ses ayrılık­ ları yüzünden ağızları oluşturm uştur.

K a z a k la r, T ü rk le rin K ıp ç a k g ru b u içinde y er alırlar. K az ak istan ’da yapılan arkeolojik kazd ard a elde edilen belge ve bulgular ile Y enisey bölgesinde ortaya ç ı­ karılan belgelerin Türk kültür tarihinin es­ ki yazılı kaynakları o ld u ğ u ve K az a k is­ ta n 'd a b u lu n an b elg ele rin Y e n is e y ’deki k aynaklarla aynı özellikleri taşıdığı tesbit edilm iştir.

XV. yüzyılın ortalarından X V III. y ü z­ yılın sonlarına kadar hüküm süren B üyük K azak H anlığı, R us, Ç in ve M oğol asıllı K alm ukların sürekli sa ld ırıla rıy la y ık ıl­ m ıştır. T aşkent'in istilasının g erçekleştin

(2)

I-eliği 1865 y ılına g elindiğinde K azakistan to p raklarının büyük bir bölüm ü Rusların elin e g eçm iştir. R us ve Ç inlilerin an laş­ m aları sonucu to p rak lan iki ülke tarafın ­ dan 1882 yılında tam am en gaspcdilm iştir. 16 K asım 1991 tarihinde b ağım sızlığını ilan eden K azakistan C um huriyeti’nin nü­ fusu 16 m ily o n , y ü zö lçü m ü 2 .7 1 7 .1 0 0 km 2 dir.

Y aşanılan coğrafya ve sosyal yapı K a­ zak T ürklerinin tarım dan çok hayvancılık y a p m a la rın ın b a ş lıc a seb eb i o lm u ştu r. Ö ze llik le at ve koyun yetiştiriciliğ i; K a­ zakların yazın geniş o d ak ların y er aldığı yaylalara, kışın ise daha kuytu kesim lere, kışlaklara göç etm eleri sonucunu doğur- m uşlur, Bu y aşay ış ta rz ı, o n ları geniş ufuklara hükm etm e, yeni yerler keşfetm e y oluna itm iştir. K endini, oluşturduğu bu dün y ad a hür hisseden K azak T ürkü için hem en yerleşik hayata geçm ek zor olm uş­ tur. Ü konoınik ve so sy o lo jik se b ep le rle yapılan gö çler K azakların yazılı kültürü­ nün gelişm esini engellem iş, buna karşılık sö zlü k ü ltü r a la b ild iğ in e y ay g ın laşm ış, zcııg i leşm iş, çeşitlilik kazanm ıştır. Y aşa­ nılan hayatın bir sonucu olarak folklor d e ­ ğerleri. K azak halkını oluşturan sosyal ta ­ bakaların tüm ünde (ulu, orta, kiçik cüz) aytıı önem le benim senm iş, teşvik edilm iş, sevilm iştir.

Kazak T ürklerinin cüzler biçim indeki sistem li ö ğ rü tle n m e s i töre vc gelen ek le­ rin dinam ik bir özellik gösterm esini vc sü­ rekli olm asını sağlam ıştır. İslâm i yetin ka­ bulüne rağm en yaşanılan hayat tarzı eski inançların çatılı bir şekilde sürm esine yol açm ıştır.

D üğünler, "büyük ulus bayram ı" o la ­ rak n itelendirilen "N evruz bayram ı", d o ­ ğum ve ölüm törenlerinde yapılan uygula­ m alar, verilen yem ekler oldukça görkem li olm akla, geleneksel değerler sürekli kılın­

m aktadır. Bu tö ren lerd e sö y len en türkü, destan, şiir vb. halk edebiyatı ürünlerinde K azak T ürk lerin in inanç sistem i, dünya görüşü, felsefesi, gelecek hakkındaki d ü ­ şüncesi yansıtılm aktadır.

Kazak folkloru konusundaki ilk ç a lış­ m alar; g enellikle, ya doğrudan Rus fo lk ­ lorcuları taralından veya Rus o k u lların d a yetişen Kazakların Rus folklorcuların kul­ landıkları araştırm a ve derlem e teknikleri kullanılarak g erçekleştirilm iştir. Bu a ra ş­ tırm alar ve yapılan yayınlar, bütün d ü n y a­ da old u ğ u gibi ö n cc lik lc halk ed eb iy atı ağ ırlık lı ç a lış m a la rla b a ş la m ıştır, halk edebiyatı ürünleri değerlendirilirken, yeri geldikçe folklorun alt kadroları halk ede- biyalı genci başlığı altın d a yer alınıştır. H vlcnm c törenleri ile ilgili bilgiler "türkü­ ler" başlığı altında verilebilm iştir.

K azak T ürkünün hayalında epik vc li­ rik şiir çok önem li y er tutar. G ünlük ko­ nuşm a dilinin zenginliği ve sanatlı oluşu, sözlü kültürün K azak hayatının lem el d i­ nam iği o lm a sın d a n k a y n a k la n m a k ta d ır. Ç ocuklara aile içinde daha küçiik yaşlarda dil eğitim inin verilm esi; süslü, sanallı k o ­ nuşam ayanların yerilm esi, şiire ııc denli önem v erildiğinin ifadesidir. İşgal y ılla ­ rında m illî duyguların y ansıtıldığı, sürekli kılındığı alanların başında şiir getir. K a­ zak T ürkü şiirle doğar, şiirle ölür. B öyle olu n ca da y apılan d e ğ e rle n d irm e le r clc alınan kon u lar bu ç e rçev e d e g e rç e k le ş ­ m ekledir.

Rus ve A vrupa bilim adam larının K a­ zaklar hakkındaki çalışm aları 18. yüzyılın sonlarında başladı. Bu çalışm alarda Kazak halkının coğrafya, ekonom i, tarih, töre ve gelenekleri ele alındı. l ;olklor, ilk d ö n e m ­ lerde sadece etnografya konusundaki araş­ tırm alara açıklayıcı bilgi sa ğ lam ak için y ardım cı un su r olarak g örüldü. B u n la r­ dan; P. P allasi'ın "R usya İm p arato rlu ğ u ­

(3)

nun H er Ş ehrine Seyahat" (1771), N. Rıç- kovl’un "K azak Kırsal B ölgesine 1771 Y ı­ lında S eyahat G ünlüğü" (1772), î. G cor- g i’nin "R usya'da B ulunan B ütün H alkların Y apısı" (1 7 7 6 ) adlı ça lışm ala rd a K azak folkloru konusunda bilg iler b u lu n m a k ta­ dır.

K azak folklorunun doğrudan doğruya m alzem e o larak ara ştırılm a sın ı, ilk defa yin e bir K azak olan Ş okan V clih an o v ( 18 3 5 - 1865) gerçekleştirdi. O nun; atasözü ve deyim , hikaye, m asal, türkü, destan ve m itoloji konusundaki d erlem eleri ilk ç a ­ lışm alar olarak büyük önem taşım aktadır. Velihaııov sadece m alzem eleri toplam akla yetinm edi, bunlardan K azak halkının tari­ hini ay dınlatm ak için da yararlandı, K ır­ gız T ürklerinin folkloru konusunda d a ça­ lışm alar yaptı. "K azak Ş ece resi", "U lu C üz K azaklarının A m z-B ngim clcri men A n ızd a n " yaptığı çalışm alardan b az ıla rı­ dır.

Kazak folkloru konusunda bilim sel ça­ lışm alar yapan araştırm acılard an biri de W . R a d lo f f (1 8 3 7 -1 9 1 8 )‘tu r. R a d lo ff 1860-1870 yılları ara sın d a h er yıl (1864 hariç) yaptığı g ezilerde derlediği dil m al­ zem esini 1866-1907 y ıllarında 18 cilt h a­ linde (10 cilt m etin, 8 cilt tercüm e) y a­ yım lam ıştır. Probcn olarak tanınan bu m e­ tinlerin 3. cildi K azak halk edebiyatının örnek I eri ne hasred i I m i şiir.

R adloff, derlediği m alzem eyi vasiyet, lirik ve epik tür olm ak üzere üç bölüm e ayırm ış; bunları da alt başlık lar halinde verm iştir.

Hem V clihanov, hem dc Radloff, m al­ zem eyi d e rle y ip y a y ın la rk e n d erle n en m alzem eye m üdahale etm ediler vc aynen yayınladılar. K aynak kişiler hakkında da kısaca bilgilere yer verildi.

Rus coğrafya bilgini G. Potanin

(1835-1920) "G üneybatı M o ğolistan F ıkraları / O ç e rk iy S e v e ro z a p a d n o y M o n g o liy " (1881-1883), "K azak vc A ltay V asiyetleri ile Efsane ve M asalları / K azak-K ırgızskic i A ltayskie P rcdaniya, L eğendi i S kazki" (1 917) ad ıy la y ay ım la d ığ ı ça lışm ala rd a; K azakların hikâye, efsane, m asal, türkü, atasö zü , d estan ve ağıt ö rn e k le rin e yer verdi. "O rta A sırdaki A vrupa D estan ların ­ da Doğu Etkisi / V ostoçnıc M otivı v Sred- nevekovom E vıo p ey sk o m E posc" (1899) adlı araştırm asın d a K azak halk edebiyatı örneklerinin A vrupa m illetlerini folkloru­ na giriş yollarını ve etkisini gösterdi.

Kazak folkloru konusunda 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra bütün dün y ad a vc R usya'daki çalışm alara pare I el olarak ân i bir ilgi artışı olm uştur, b ir çok eser basıl­ m ıştır. A. V asiliycv "K azak H alk E debi­ y atının Ö rn ek leri / O b ra ztsı K ırğ ızsk o y N arodnoy S lovesnosti" (1896), N. P anlu- sov "K azak Dilini Ö ğrenm ek İçin M ater­ y aller / M ateryali K İzu c cn iy u K azak - K ııgızkogo N areçiya" (1899-1904) başlık­ lı eserler bunların başlıcaIarıdır.

Bu arada, ö zellikle K azak araştırm acı A. D ibaev geniş araştırm alar g erçekleştir­ m iştir. "K azak K ahram anları D estanları" (1992) adlı çalışm ad a "A lpam ıs", "K obı- landı Batır", "K am bar Batır", gibi d estan ­ lara y er verm iştir. Bu d estan lar ile birçok m asalı in celem iş, k arşılaştırm alı o larak yayınlam ıştır. Onun "S ırdcrya B ölgesinin Statik Yapısı için T oplanan M ataryallcr / Sırdariya O blısının S tatistikası Ü şin Ciy- nalğan M ateriyaldar" adlı çalışm asının bi­ lim sel değeri oldukça önem li olan bir ç a ­ lışm adır. A. D ibaev, R us araştırm acı G. Polanin'in kullanm ış o lduğu "k a rşıla ştır­ m alı ara ştırın a m etodunu" kendi ara ştır­ m alarında uygulam ıştır.

K azakça o larak yayım lanan "K azak", (1913-1918) "Alaş" (1916-1917) vc

(4)

"Sarı-ark a ” (1 9 1 7 -1 9 1 8 ) g az etele rin d e m asal, türkü, atasözü ve deyim ler ile gelenek ve göreneklere yer verilm iştir.

1917 E kim İhtilâlinden sonra Sovyet- ler B irliğini oluşturan m illetlerin tüm ünde folklor alan ın d ak i ça lışm ala ra d ah a hız verildi. 1920’dcn I940'a kadar sistem e uy­ gun olm ak şartıyla karşılaştırm alı araştır­ m alara önem vrilirken, 1940’ın ikinci y arı­ sından sonra bu anlayış değişti. 1948’den S talin'in ölüm üne kadar kom ünist anlayış ve term inolojiye uygun çalışm alar yapıldı, Batı kaynaklarının dipnot olarak bile kul­ lanılm ası hoş karşılanm adı. 1

D estan lard a geçen han, saray vb. te­ m alardan dolayı burjuva değerlerinin ve­ rilm em esi gerektiği düşüncesinden h are­ ketle bazı d estan ların yayım lanm ası ya- saklandt. S talin'in ö lüm ünden sonra bu konudaki görüşler değişerek destan kahra­ m anının halkın önderi olduğu, destanlarda dile getirilen lerin , dolay ısıy la k ah ram an ­ lık, dürüstlük, Han ve S ultana karşı çık ­ mak gibi yücc değerlerin verilm esi gerek­ tiği görüşü önem kazandı.

1954 yılm a gelinceye kadar O rta A sya Türk kavim lerinin destanlarının feodalizm d ö n em in d e d oğm uş oldukları ileri sürül­ m ekteydi. Buna göre sözlü edebiyatın "al­ tın dönem i" feodalizm le birlikte doğm uş, gelişm iş ve yayılm ıştı. Feodalist düşünce­ yi yaralan bu destanlar kom ünist ideoloji­ ye aykırı oldukları için yasaklanm alıydı. Ö zbek ara ştırm ac ı A. A k d u n ab iy ev ile R us ara ştırm ac ı A. S tefanov "A lpam ış" destanının feodalizm dönem inin eseri o l­ duğunu ileri sürdüler. M anas ve K orkut A ta K itabı gerici destanlar olarak tanıtılıp yasaklandı. K azak destanlarının ("K am bar B atır" destanı hariç) hepsi feodalizm d ö ­ nem inin kalıntıları oldukları gerekçesiyle öğretim program ından çıkarıldı.

1956'da T aşkent'te bir folklor kongresi düzenleyen A. B orokov, bildirisinde; feo­ dal dönem de ortaya çıkan destanların zor­ b alığa karşı o ld u ğ u n u b elirtirek ; k a h ra ­ m anların ün peşinde değil; ateşin başında, ocağın yanında birer halk adam ı o ld u k la­ rını; d estan ların b u rju v a h ay a tın ı d eğ il, halkın y aşan tısın ı y a n sıttığ ın ı, d estan ın esas sistem ini halka ait unsurların o lu ştu r­ duğunu ifade elti.

1961 yılında K azakistan B ilim ler A ka­ d em isi, K azak halkının ihtilâlden önceki yazılı edebiyatına yönelik bilim sel k o n fe­ ran slar düzenledi. K onferans m etinlerini "E debi M iras vc O nun A ra ştırılm a sı" (1963) başlığı ile yayınladı.

Ekim ihlilhali'nden sonra, K azak folk­ loru alanında araştırm a, derlem e ve yayın yapan A. D ibaev, S. S eyfullin, M. A vc- zov, I. C ansugirov ve B. M aylin'in pekçok em eği geçti. A. Z atacviç "K azak H alkının 1000 T ü rk ü sü / Eni" (1925), "K azak 'ın 500 Türkü vc Ezgisi / K azaktın 500 Eni men Küyi" (1931) adlı araştırm alarını ya­ y ın la d ı. S. S cy fu llin 'in "K a za k tın E ski E debiyat N usk alan " (1931), "K azı Körpcş - B ayan Suluv" (1936), ç a lışm ala rı gün yüzüne çıktı. İdeolojik propogandanın y a­ pılm asında, kitlelerin h arekete g eç irilm e­ sinde edebiyattan ve sanattan yararlan ıld ı­ ğı gibi halk şairlerinden ve halk şiirinden o labildiğince yararlanıldı. K azak halk şa­ irleri 1934’te ülke çapında bir araya g e ti­ rildi, yarışm alar düzenlendi.

O rınbay, S üyinbay, M ay lıh o ca, K ul- m am bet, M aykol vb b irçok hak şairinin sözleri değerlendiridi. H alk ed e b iy a tın ın d iğ e r ö rn e k le ri d e S o v y e tle r B irliğ in i oluşturan diğer topluluklarda olduğu gibi bu d ö n em d e h ız la d erlen m ey e başlan d ı. "K azak A tasö zü ve D ey im leri / K azak M akal-M ctelderi" (1933), "Ö rnekler / M ı- saldar" (1936), "K azak M asalları / K azak

(5)

E rteg ileri" (1939),. "B ilm eceler / C um - baktar" (1940), "K azakistan Halk Ş airleri­ nin A tışm ası / K azakistan Halk A kından- nın Ay t ısı" (1 9 4 4 ), "Â şıklar A tışm ası / A kındar A ylısı" (1944), vb. adlı çalışm a­ lar g e rç e k le ş tirild i. "A tışm a / A ytıs" (1942), "K obılandı B atır" (1937), "K azak M asalları / K azak Ertegileri" (1937-1938), basılıp yayım landı.

Y apılan derlem eler vc bu derlem e m e­ tinlerinin bir bölüm ünün olduğu gibi y a­ yım lanm ası yanında, halk edebiyatı değer­ lerinin bilim sel anlam da değerlendirilm esi çalışm aları da yine bu yıllarda daha önem kazandı. S. S cyfullin'in "Kazak Edebiyatı" (1932) adlı k itabında K azak folklorunun çeşitli yönleri ve özellikeri tartışıldı. M. A v czo v "K a za k E d e b iy a tın ın T a rih i" (1 9 2 7 ) adlı k ita b ın d a fo lk lo r ile yazılı edebiyatın 18. ve 19. yüzyıldaki ilişkileri ve sözlü ed e b iy a tın ö zellik leri üzerinde durdu.

B una b enzer çalışm alar S. M uhanov, B. K cncebaev, E. Ism ayılov, M. K arataev v.b. bilginlercc dc clc alındı. B ununla bir­ likte A. M argulan'ın çalışm alarında sözlü edebiyatın K azak tarihi ile bağlan kurul­ du. M. A v ezo v ’un R us yazar L. C obolov ile birlikte yazdığı "K azak H alkının D es­ tanı ve Folkloru / Kazak H alkının Eposu m en F olk lo r" (1 940) adlı ç a lışm a sın d a K azak sözlü edebiyatının çeşitli türlerini ayrı ayrı; m asallar, hikâyeler, ala sözleri, bilm eccler tarihî vc kahram anlık destanla­ rı, araştırm alar biçim inde ele alıp inceledi. "K azak E debiyatının T arihi" (1948) nde sözlü edebiyatın yapısı üzerinde ayrı ayrı dururken buna uygun derlem e m etinlerini de verdi.

S özlü e d e b iy a t ö rn ek le rin i to p la y ıp gün yüzüne çıkartılm asının yoğunlaştırıl- dığı dönem lerden biri de 1950-1960 yılla­ rıdır. "K atnbar B atır", "Kozı K örpeş - B a­

yan S uluv" "A lpam ış", "K ız Ç ipek" gibi destan lar ile folklorun d iğ er d alların a ait bilim sel çalışm alar bu yıllarda gerçekleş­ tirildi. Bu çalışm alar yapılırken hem K a­ zak halkının, hem de d iğer halk veya m il­ letlerin ç ık a rm a la rın ın k a rşıla ştırılm a sı yoluna gidildi.

1960 y ılların ın so n u n a g e lin d iğ in d e folklorun değ erlen d irilm esi, araştırılm ası ve kullanılan m etodun d eğ iştirilm esi g e ­ rektiği yolu n d a üç yeni d ü şü n c e gelişti. B unun son u cu o la ra k d ah a ö n c e sö z lü edebiyat içerisinde değerlendirilen folk lo ­ run ayıı bir dal oldu ğ u , halk şairleri ile destanlarının folklor kadrosu içinde değil, halk edebiyatı içerisinde ele alınm ası g e­ rektiği savunuldu. M. M a ğ av in ’in "K opuz Sarını" (1968), I. D üyscn b acv 'in "A sırlar Sırrı" (1970), Z. K ospakov'un "Enşi T a k ­ tiri" (1971), K. Sıdıkov'un "A km , C ıravlar / H alk Şairleri vc D estancılar" (1974), M. C a rm u h am m cd o v 'u ıı "A tışm a n ın Ç ık ış Y ollan / Ay tıstın D am uv C oldarı" (1976) adlı eserlerinde, M . D üysenov'un m ak ale­ lerinde; halk şa ir ve d estan c ıla rın sö y le ­ diklerinin folklordan ayrı olarak değ erlen ­ dirilm esi, bunların sözlü edebiyat içerisin­ de İki ayrı dal olarak incelenm esi g ere k ti­ ği b elirtildi, bu g örüşlere uygun örn ek ler verildi.

Y ine bu y ılla rd a o luşan g ö rü şlerd e n biri de sözlü edebiyat ve folklor çık arm a­ larının yazılı edebiyat ile birlikte ele alın ­ ması vc dilbilim in m ateryali olarak d eğ e r­ le n d irilm e sid ir. Bu g ö rü ş ç e rç e v e sin d e pekçok çalışm a gerçekleştirildi. M. O ab- dulliıı ile T. Sıdıkov'un "K azak H alkının B atırlık C ırı" (1972), S. K ask ab aso v 'u n "K azak M asallarında B üyü / K azakskaya V olşebnaya Skazka" (1972), I. D üysenba- ev'in "K azak L iro E posu" (1973), B. Va- h ato v ’un "K azak H alk türküleri / K azak H alik Ö lc n d e ri" (1 9 7 4 ), K. S e y d e h a

(6)

-nov’un "U lu V atan Savaşı" D önem indeki Kazak Halk Şiiri / K azaktın Olı O lan So- ğısı K ezindcki H alik P ocziyası" (1974), R ahm ankul B e d ib a ev ’in "D ostluk K em e­ sinde" (1976), B. A dam baev'in "Halk B il­ geliği / H ahk D ânâlığı" (1976), adlı eser­ lerinde âşık edebiyatı, folklorik değerler ve yazılı ^edebiyat b ir bütün o larak ele alın m ış, k arşılaştırılm alı ça lışm ala r g er­ çekleştirilm iştir.

Bu alan d a m eydana gelen görüşlerden biri de sözlü edebiyat olarak değerlendiri­ len halk şairleri vc destancıların söyledik­ leri şiir vc destanların folklor ile yakın ba­ ğı bulu n an tarih, etn o g ra fy a , ark eo lo ji, sosyoloji vb. bilim dalları ile ilişkilerinin kurularak incelenm esi ve sonuca gidilm e­ sidir. A. M urğulan'ın "Şokan" ve "M anas" (1 9 7 1 ), E. T u rs u n o v 'u n "K azak S ö zlü A debiyatını Y apanların V ekilleri / K azak A vız E debiyatın C asavşılardın Ö kilderi" (1976), adlı eserlerinde bu kuram a uygun çalışm a gerçekleştirilm iştir.

Son yıllard a fo lk lo ru n estetik ile de bağı kurulm aya başlanm ıştır. S. Sadırba- cv'in "F o lk lo r ve E stetik" (1 9 7 6 ), A dlı eseri bunlardan biridir.

K azakistan C um huriyeti'nin bağım sız­ lığını kazanm asından sonra K azak folko- lur konusundaki çalışm alara daha hız ve­ rilm iş, bu yoldaki çalışm alar önem kazan­ m ıştır. B ilim ler A kadem isi E debiyat ve S anal E n slitü sü 'n e bağlı "F o lk lo r BöUi- m ii"nde bu yönde yeni çalışm alar vc araş­ tırm a la r y ü rü tü lm e k ted ir. F o lk lo r B ölü- m ü ’nün B aşk an ı P rof. D r. R ah m an k u l B crd ib ay ev ’dir. Bu E nstitüye bağlı olarak h izm et veren "E debiyat B ölüm ü" ve "El Y azm aları B ölüm ü"nde de folklor ile ilgili çalışm alar yapılm aktadır. E debiyat B ö lü ­ m ünün öğretim üyesi Doç. D r. M uham - m e d ra h im C a rm u h a m m e d o v ö z e llik le halk (âşık) edebiyatı; El Y azm aları B ö lü ­

m ünden Prof. Dr. Şakiı* îbrayev d estan lar konusunda çalışm aktadır.

K azakistan B ilim ler A kadem isi E d eb i­ y at vc S anat E n stitü sü 'n ü n buna b üyük katkısı o lm a k ta d ır. E n stitü 'n ü n "K azak Folklorunun T arihi" (1 9 8 8 ),"F olklor G e r­ çekliği" (1990) adlı ça lışm ala r alana b ir bütün olarak önem li katkılarda b ulundu. "Beş G asır C ırlaydı" (1985), "El A vuzı- nan" (1 985), "K ıssa-D esta n d ar" (1 9 8 6 ) vb. Birkaç ciltten oluşan halk ed eb iy atın a yönelik eserleri yay ım lam ası bu k o n u d a epeyce yol alındığını gösteriyor.

A ynı E nstitü tarafından K azak m a sal­ larının 1., 2. ve 3. cildi 1988'de, 4. cildi ise 1989’da; a tışm a la rın 1. ve 2. cild i 1988’de; kahram anlık destanlarının 1. vc 2. cildi 1986'da, 3. cildi 1987’de, 4. cildi ise 1989’da bastırılm ıştır.

NOTLAR

I. Rusya'daki folklor faaliyetleri vc siyasî ya­ pının buna etkisi konusunda geniş bilgi için bkz, Felix J. Oinas, "Rusya’da Folklor Faaliyetleri", Çev.: Uıtıay Günay, Millî Folklor, C. 3, Sayı: 20, Kış 1993, s. 2-13 KAYNAKLAR

1. Muhtar Avczov, Edebiyat T arihi, Alrnatı 1991, Ana Tili Baspası.

2. Aytıs. 2 C. Hazırlayanlar: A. Almanov, S. Dcvitov, M. Carmuhammedov, G. Maınu- tova, F. Orazacva, Almalı 1988, Cazuşı Baspası.

3. B a tırla r C ırı, 5. C., Hazırlayanlar: O. Nıırmuhammctova, K. Sıdıkov, Almalı

1989, Cazuşı Baspası.

4. Beş G asır Cırlaydı. 2 C., Hazırlayanlar: M. Mağavin, M. Baydildaev. Almalı 1989, Cazuşi Paspası

5. D astandar, 2. c.. Hazırlayanlar: B. Ezibac- va, M. Safiğov, Almalı 1990. Cazuşi Bas- pası.

(7)

6. Rual Bozkurl, T ü rk le rin Dili, İstanbul 1992, Doğan Ofset.

7. Ali Ahhas Çınar, "Kazakistan Halk Kültü­ rü" K ültür ve Sanat, Sayı: 17, Mart 1993, s. 36-39.

8. Muhammedrahim Carmuhammedov, Ay- tıstın Damuv Coldarı, Almatı 1976, Bilim Baspası.

9. Muhammedrahim Carmuhammedov, Ay- tıs, Almalı 1990, Bilim Baspası.

10. Cakav Davrcnbekov, K azak Baksı Kal­ kerleri, Almalı 1993, AnaTilİ Baspası. 11. Halel Dosmuhammcduh, Alam an, Hazır­

layanlar: G arilolla Anesov, Amankos Mekıepov, Şcınşedin Kerimov. Almalı 1991. AnaTili Baspası.

12. Ecelgi Devir Edebiyatı 2. C , Hazırlayan­ lar: A. Kıracbaeva. Almatı 1991. AnaTili Baspası.

13. Ertedeki Kazak Edebiyatı H restom ati-yası. Hazırlayanlar: B. Kencebaev, H. Sü- yinşeliyev. M. Coldasbekov, M. Mağavin, K. Sıdı kov. Almalı 1967, Mektep Baspası. 14. Ah mel Bican LTrcilasun, "Kazaklar Arasın­

da", T ü rk Dünyası Üzerine İncelemeler, Ankara 1993, Fcryal Matbaası.

İS. M. Oabdullin, K azak Folkloristikası, Al­ malı 1972, Gılim Baspası.

16. Şakır Ibıraev. Epos Âlemi, Almalı 1993, Gılim Baspası.

17. K am b a r B atır, Almalı 1967, Cazuvşı Baspası.

18. K azak, Alaş, S arıark a / M azm undalğan Bibliyografiyalık Körsetkiş, Almatı 1993, Gılim Baspası.

19. K azakistan Ülke R aporu, TİKA Yay., Ankara 1993, Pelin Ofset.

20. Kazak Sovet Ansiklopediyası, 13. C , Al­ man 1980.

21. Seyil Kaskabasov, Kazaktın Halik Proza- sı, Almalı 1984. Gılim Baspası.

22. M. Kazbekov. N evrız/C anğırğan Salt, D cstürler, Almalı 1991, Kazakistan Bas- pası.

23. Koblandı B atır/K azak Halkının Batırlık Eposu, Hazırlayanlar: N. İ. Kidayi* Pok- rovskoy/O. A. Nurmuhammetova. Mosko­ va 1975, Navuk Baspası.

24. A. Konıratbaev, Kazak Folklorıııın T a ri­ hi, Almalı 1991, AnaTili Baspası. 25. Sebil Mukanov, H alik M urası, Almalı

1974, Kazakistan Baspası.

26. Felix J. Oinas, "Rusya’da Folklor Faaliyet­ leri", Çcv. Umay Günay. Millî Folklor, C. 3. Sayı 20, Kış 1993, s. 2-13.

27. S. Sadırbaev, Halik A debiyatinin T arihi Neğizderi, Almatı 1992, Kazak Üniversite Baspası.

28. S. Sadırkacv, K azak Hak Adabiyeti, Al­ malı 1990, Ravan Baspası.

29. E. Sağındıkov, K azaktın U lttık O yum la­ rı, Almalı 1991, Ravan Baspası.

30. Ahmet Temir, T ürkoloji T arihinde Wil- helm Radloff Devri, Ankara 1991, Tİ K Basımevi.

31. Nısanbek Törckukılı, K azaktın Cüz Şeşe- ni, Almalı 1993, Altın Adam Baspası. 32. XX. Gasırdağı Kazak Adebiyatı, Hazırla­

yanlar: T. Ebdirahmanov, K. Carmağam- betov, Almalı 1993, Mektep Baspası.. 33. Hamza Zülfikar, Y üksek Ö ğretim de

Türkçe Yazım ve Anlatım, A nkara 1981, Gül Yayınevi.

A B O N E L E R İM İZ E H A T IR L A T M A

...

20. Sayıyla Eski Dönem Abone Süresi Bitmiştir.

21. Sayıdan İtibaren Yeni Dönem Başlamıştır

.

Referanslar

Benzer Belgeler

Gönül bir pencere ömür bacadır Hayat benim için bir bilmecedir Arıyorum seni gençlik nerdesin Resmime bakıp da sorma yaşımı Kar gibi bembeyaz ettin saçımı Âşık

Ön sahne elemanlarının bu değişkenliği, sah- ne mekanik ve elektrik tesisatı ile bir- likte, büyük opera ve müzikal tiyatro kü- çük ve büyük tiyatro, operet, konser gi- bi

lalar üzerinde, ikinci Kordona deniz manzarasını açık tutan denize dik blok- ların her ne kadar boyları fazla uzun ise de sarih bir tertip ifade etmektedir.. Ancak Belediye

En küçük evde bile mimar (faideli ile güzel) muvazenesini aramak mecburiyetindedir. Sarahat plâna kabili inşa bir sadelik bahşeder. Prefabrikasyon meselesine gelince; kitle halin-

Mimar Samih Akkaynağın projesine göre yapılan ve TJlııs meydanına bakan binanın haricî cephesi, nisbetli ve ölçülü hatlarla güzel bir tesir yapmaktadır.. Sıva açık

Arsanın bu cihetine tesadüf eden Dikmen caddesi üzerinde şehir plânına göre yeşillik olarak terkedilen saha mektebin umumi antresi önünde ufak bir meydan vücude

Dinî şahsiyetlerle ilgili halk edebi- yatı türü genellikle efsane olarak kabul edilmektedir.. Bu noktada Türkiye’deki araştırmacılara çok tesir etmiş olan

Yapılan bu değerlendirmelerin sonucunda sosyal bilimleri ve fen bilimlerini yeniden aynı noktada buluşturan bir gelişme olarak görülebilecek Kuantum fiziği yasalarının,