• Sonuç bulunamadı

Bir şeyin bir yere akseden gölgesini doğru, hatasız tasvir edebilmek pek güç bir hünerdir

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir şeyin bir yere akseden gölgesini doğru, hatasız tasvir edebilmek pek güç bir hünerdir"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

F E L S E F E

ı#e E

Bir şeyin bir yere akseden gölgesini doğru,

hatasız tasvir edebilmek pek güç bir hünerdir

On dokuzuncu asrın meşhur

heyetşinas (Astronom e) tarla­ dan Paria rasathanesi müdürü m üteveffa (Camille Flammari­ on) riyaziyundan olmakla bera­ ber şair doğmuş, karihası geniş, hayali pek parlak bir adamdı ve en parlak (İlm î) muharrirler­ dendi, (Üranie) ismiyle bütün âlemde şöhret kazanmış olan e- seri, -ben henüz gene iken- türk- çeye de tercüme edilmişti. Bu kitabında Flammarion tuhaf bir v a k ’a naklediyor:

Kendisi, o vakit, P aris rasat­ hanesinde müdür bulunan bü­ yük kâşif ve riyazi (L everrier) nin maiyetinde çalışır bir genç imiş. Çalıştığı odada, masanın üstünde bir (Üranî ) [1 ] heykeli varmış. Bu heykelin çehresini pek beğenen genç Flammarion, -geceleyin- gaz lâmbasını eline alıp o küçük heykelin etrafında dolaştırır, ve ziyanın vaziyetiy­ le, heykelin çehresine akseden gölgelerin şekli ve mevkii değiş­ tikçe, çehrenin manasında ne türlü tebeddüller vukua getir - diğini zevk ile mütalea edermiş. O câmit, cansız çehre, -istikam® tini değiştiren ziyanın tesiriyle- bazan düşünür gibi, bazan büs­ bütün dalgın, bazan da mahzun görünürmüş. B ir gece, (L e v e r­ rie r) birdenbire bu odaya gir­ miş, genç şakirdinin- hesap işle­ rini bırakıp ta, üranî heykelinin etrafında lâmba dolaştırmakta olduğunu görünce: (şair misin nesin?..) diye suratım asmış imiş!... [2 ]

YAZAN.

FİLOZOF

RIZA TEVFtK

13

Bu hakikî hikâye, şu bahsi - mizle çok alâkadar bir mühim tecrübe misalidir ki -bir insan çehresinin (Expression — eda) sanı, $ani maneviyatını, ruhunu ifade ve resmedebilmek kabili­ yetinde (aydın - gölge) hüner- bazlığınm, ne büyük bir rol o y­ nadığım isbat eder. (E xpressi­ on) bahsinde, bu cihete dair ta f­ silât vereceğim vc gösterece­ ğim ki eski artistlerin pek be­ ceremedikleri marifetlerden biri de buydu.

B ir başka türlü gölge mese­ lesi de var, o da şudur: Tasvir­ de yerli yerince, gösterilmezse, yapılan tablo, tabiî manzaraya tevafuk etmez; o da bir şeyin, yere durgun suya ve denize ak­ neden gölgesidir. Bunu bir tab­ loda göstermek te elzemdir, hal­ buki, çok güç bir hünerdir; çün­ kü bu türlü gölge de, güneşin vaziyetiyle şeklini yavaş yavaş değiştirir; hattâ, zamanı tayin etmek için icad edilmiş olan (gü­ neş saati) bu esas üzerine ya - pılmıştır. yere akseden gölgenin an doğru şekillerini vs vaziyet­ lerini zapteden elbette foto ğra f makinesidir. B ir ressam da ta­

[ I ]

Uranüsj bizim güneşimi­

zin etrafında dönen büyücek

yıldızlardan biridir. Yunan m i­

tolojisinde (U raniya) göklere

mensup, manasını ifade eder bir

kelimedir, ve ayrıca da, ( astrt

*

nomie

=

heyet) ilminin (M u-

se

=s

Mûz

==

F e ri) sidir. Yuna-

nice zaten (Uramoa), gök, (se­

ma ) demeJctn; ( Sanskrit

es­

ki Hind) lisanında, wyni manayı'

ifade eden (Vâründ) lâfzından

gelmiş olduğu

muhakkaktır.

Hind esatirinde (Vârûnâ) Yu -

nanMarm (Zevs), ve Romalıla­

rın (Jüpiter) dediği en büyük

Allahın

kendisidir-|2]

Leverrier Ürünü- yüdh-

zum. mahrekinde bir <ytrpıkhk

olduğunu tahkik etmiş, bu hâ­

disenin

büyük

bir

yıld ı»

cazibesinden

Heri

geldiğini

biat manzaralarından birinin, ancak bir anda arzettiği hali tes bit edebildiği için bir şeyin y e ­ re veyahut suya akseden gölge­ sini, o anda gördüğü şekilde resmeder. Bu hâdisenin kanun­ larım bilmekle pek mükellef değildir, yoksa yere akseden bir gölgenin ne şekilde olması lâzım geleceğini k a ti bir surette tayin eden usul ve kamm vardır. Sözü kısa kesmek için bir iki misal araederek, k eyfiyeti kolayca ta­ r if edeyim:

Ben, bir müddet M ısırlı prens 8aid Halim merhuma ders ver­ mek hizmetiyle, haftada üç gece

unlamış

ve

odasında

he-

sabat üe o yıldızı, ve bir muay­

yen vakitte hangi mevkide ola­

nağım keşfetmiştir.

gider kalırdım; bu zatın güzel san’&tlarda pek iy i anlayışı, doğ­ ru görüşü ve fıt r î bir zarafeti vardı- Bilhassa musikide, re - simde, heykeltraşlıkta ve şiirde zevki müsellemdi. Yeniköyaeki yabamda, kabul odasında pek takdir ettiğim iz büyücek b*r (y a ğlı boya) tablo vardır id -engin ve mtimdüz bir kum saha sının ortasında pek açık san bir hecin devesine binmiş, müsel’ âh bir bedevi resmini arsediyordu. Bu tabıoyu yapan Fransız ar­ tist, kızgın güneş ziyası al: nda gözler kamaştıran boş fezanın, havanın ve ince kum sahrasının rengini, ıssızlığın ve korkunç vahşetini o kadar m uvaffaki - yetle ifade etmişti ki, tabloya baktıkça, beıı, Boğazdçinin en dilber noktabmda bulunduğumu unutmamak için aı sıra e tra fı­ ma da bir göz gezdiriyordum; tabloda zerre kadar bulut görün medıği halde güneş de göriinmü yordu. Güneşin tasvir edilme - miş elmacından, şuna anladık ki artist, bu suretle, zeval vak­ tim ifad e etmiş olmak kasdiyle güneşi mahsusun ve ilP-amen resmetmeyip tabloyu şiddetli bir nur içinde boğup bırakmıştır. Bu fik ir ve niyetini açıkça isbat eden ş îy de, deve ile bedevi ara­ bul, kum üzerine aksini göste­ ren gölgeydi.

(Sam Salı nüshamızda)

Cünye

Dr.

R IZ A

TEVFtK

Referanslar

Benzer Belgeler

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

En az yüz yıllık perspektifi olan; Bir Kuşak - Bir Yol Projesinin, Asya, Afrika ve Avrupa’yı kara deniz ve demiryolları ile entegre edeceği, projenin hat üzerinde bulunan

Hadimoğlu Konağında, üst kattaki iki başodanın güney duvarında, ahşap do- lapların üzerinde ve üst kattaki helânın doğu duvarında üç manzara resmi yer alır..

lerek her bir koroner arter iç in ayrı ayrı olmak üzere koroner y avaş akım olan damarda kontrast progres- yonu iç in gere kli olan TIMI f rame sayıs ı hesaplan-.

This is in order to understand the relationship between a particular object and the types of people who want it, a demographic strategy uses definitions of

Altın ve gümüş madenciliğinde arama, üretim ve rafinasyon faaliyetlerinde bulunan firmalar bir araya gelerek K ıymetli Metal Madencileri Derneği kurdu.. Dokuzu yabancı 14

Yava ş Şehir olmak için gürültü kirliliğini ve hızlı trafiği kesmek, yeşil alanları ve yaya bölgelerini artırmak, yerel üretim yapan çiftçilerle bu ürünleri satan

Bu vakada postpartum kanama sonrası yavaş şekilde gelişen ve yıllar sonra tanısı konulan Sheehan send- romu ve buna bağlı olarak gelişen empty sella sunul-