• Sonuç bulunamadı

İran Azerbaycanı'nın sosyo-kültürel yapısı ve siyasal coğrafyası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İran Azerbaycanı'nın sosyo-kültürel yapısı ve siyasal coğrafyası"

Copied!
125
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĐVERSĐTESĐ

SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ

ORTA ÖĞRETĐM SOSYAL ALANLAR ANA BĐLĐM DALI

COĞRAFYA ÖĞRETMENLĐĞĐ BĐLĐM DALI

Đ

RAN AZERBAYCANI’NIN SOSYO-KÜLTÜREL YAPISI

VE SĐYASAL COĞRAFYASI

Hakan KAYĞUSUZ

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Adnan Doğan BULDUR

(2)

ÖNSÖZ

Đran Azerbaycanı ile ilgili yapılan bu çalışma, yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır. Beşeri coğrafya metodları ile etüt edilmeye çalışılan tezde amaç, Türk Dünyası için büyük önem arz eden Đran Azerbaycanı’nın Türkiye ve uluslararası kamuoyunda tanıtımına katkı sağlamaktır.

Çalışmamızın giriş kısmında Đran Azerbaycanı’nın yeri ve coğrafi sınırları tespit edilerek, araştırmanın amacı, metodu ve önceki çalışmalarla ilgili bilgi verilmiştir.

Đran’ın genel özellikleri başlığı altında Đran Devleti’nin coğrafi, demografik ve etnik, tarihi ve siyasi ve ekonomik özellikleri incelenmiştir.

Çalışmamızın Đran Azerbaycanı’nın genel özellikleri başlığı altında Azerbaycan adının kökeni, Đran Azerbaycanı’nın tarihi ve Đran Azerbaycanı’nın coğrafi özellikleri incelenmiştir.

Đran Azerbaycanı’nın sosyo-kültürel özellikleri başlığı altında Đran Azerbaycanı’ndaki Türkler ile diğer etnik gruplar ile Đran Azerbaycanı dışında yaşayan Türklerin, kültürel özellikleri ve Đran Azerbaycanı’nda sosyo-kültürel sorunlar incelenmiştir.

Çalışmamızın Đran Azerbaycanı’nın siyasal coğrafyası başlığı altında Đran Azerbaycanı’nın siyasal coğrafyasına etki eden faktörler, Đran Azerbaycanı’nın siyasal coğrafyasının sonuçları ve Đran Azerbaycanı ve çevresinin yakın tarih siyasal olayları incelenmiştir.

Đran Azerbaycanı ekseninde Đran’ın kuzey komşuları ve bölgesel güçlerle ilişkileri başlığı altında ise, Đran Azerbaycanı ekseninde Đran’ın Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Rusya ve ABD ile ilişkileri incelenmiştir.

Yüksek Lisans Tezimin hazırlanmasının her aşamasında yönlendirme ve desteğini esirgemeyen tez danışmanım Yrd. Doç. Dr. Adnan Doğan BULDUR’a, çalışmalarımda yardımını esirgemeyen sayın Prof. Dr. Akif AKKUŞ’a, Yrd. Doç.

(3)

Dr. Adnan PINAR’a, Yrd. Doç. Dr. Nuri ĐNAN’a, Yrd. Doç. Dr. Recep BOZYĐĞĐT’e ve Yrd. Doç. Dr. Ayhan AKIŞ’a teşekkürlerimi sunarım.

Ayrıca manevi desteğini her zaman yanımda hissettiğim çok değerli eşim Asiye KAYĞUSUZ’a, beni yetiştiren ve bu günlere gelmemi sağlayan değerli aileme ve son olarak çalışmamda emeği olan mesai arkadaşlarıma teşekkür etmeyi bir borç bilirim.

(4)

ÖZET

Araştırma sahasını oluşturan Đran Azerbaycanı, kuzeyde Ermenistan ve Azerbaycan Cumhuriyeti, doğuda Hazar Denizi, güneyde Đran’ın güney kesimi, batıda Türkiye ile çevrilidir.

Đran Azerbaycanı’nın yüzölçümü 162.700 km2, nüfusu 2006 verilerine göre 12.714.400’dür. Đran Azerbaycanı’nda nüfus yoğunluğu km2’ye 78,1’dir. Đran Azerbaycanı’nın nüfusunun % 90’ını Türkler, % 10’unu ise başta Kürtler olmak üzere diğer etnik guruplar oluşturur.

Đran Azerbaycanı karasal bir iklime sahiptir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır. Yıllık ortalama yağış 350 mm. dir.

Đran Azerbaycanı’nda temel geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Önemli tarım ürünleri olarak buğday, arpa, pamuk, patates, şekerpancarı, tütün ve mısır sayılabilir. Sanayi faaliyetleri Tebriz, Zencan ve Kazvin şehirlerinde yoğunlaşmıştır.

Đran Azerbaycanı’nda en önemli sosyo-kültürel sorun, Đran’ın 1925 yılından sonra Fars hâkimiyetine girmesiyle başlayan Farslaştırma, dolayısıyla diğer etnik unsurlar üzerinde uygulanan asimilasyon politikasıdır.

Đran Azerbaycanı konumu, beşeri yapısı ve ekonomik özellikleri bakımından Kafkasların, Ortadoğu’nun ve Orta Asya’nın kilit noktasında bulunmaktadır. Gelecekte Đran Azerbaycanı’nın alacağı şekil tüm bölgede değişimlere yol açacaktır.

Kuzeyinde ve batısında Türk Devletlerinin olması ise Đran Azerbaycanı’nı bölgede daha da avantajlı bir konuma getirmektedir. Son yıllarda Đran Azerbaycanı içerisinde yaşayan Türkler Đran merkezli değil, Azerbaycan-Türk merkezli düşünmeye başlamışlardır.

Đran Azerbaycanı, doğudan batıya Türkiye ile Orta Asya, kuzeyden güneye ise Kafkaslar ile Basra Körfezi arasında bir geçiş koridoru olması dolayısı ile

(5)

transit taşımacılık bakımından çok önemli bir konuma sahiptir. Türkiye’den Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine yapılan taşımacılık işleminde Đran Azerbaycanı toprakları kullanılmaktadır.

Đran Azerbaycanı’nın geçiş güzergâhları üzerinde olması, Orta Asya petrol ve doğalgazının Türkiye üzerinden dünya pazarına ulaştırılması açısından da önemlidir. Zengin petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip olan Orta Asya coğrafyasının bu zenginliğinin Đran Azerbaycanı’ndan taşınması halinde bu taşımacılıktan Đran Azerbaycanı çok karlı çıkacaktır. Ayrıca Türkiye böylesi bir taşımacılığın harekete geçmesi halinde enerji piyasalarına yön veren ülkeler arasına girecektir.

(6)

ABSTRACT

Iranian Azerbaijan, the field of this study, is surrounded by Armenia and the Republic of Azerbaijan in the North, the Caspian Sea in the east, the southern part of Iran in the South and Turkey in the west.

Iranian Azerbaijan has an area of 162.700 square kilometers and population of 12.714.400 according to 2006 population census. The population density is 78.1 per square kilometer in Iranian Azerbaijan. The 90 % of the population of Iranian Azerbaijan is made up of Turks, whereas 10 % of that is made up of the other ethnic groups; mostly Kurds.

Iranian Azerbaijan has a terrestrial climate. Summers are hot and rainless, winters are cold and snowy. Annual rain fall average is 350 mm.

Agriculture and stock breeding are the most important living sources. Wheat, barley, cotton, potatoes, sugar beet, tobacco and corn are considered as the most important agricultural products. Industrial activities are densely carried out in the cities of Tebriz, Zencan and Kazvin.

The most important socio-economic problem in Iranian Azerbaijan is the Persianization started in 1925 after the Persian Sovereignty, and the assimilation policy on the other ethnic groups.

Iranian Azerbaijan is in a key position in the Caucasus, the Middle East and the Central Asia with its location, demographical structure and economical characteristics. The possible future conditions of Iranian Azerbaijan will cause changes in all parts of this region

Having the Turkic Republics as the neighbors in the North and West makes Iranian Azerbaijan more advantageous in the region. In the recent years, Turks living in Iranian Azerbaijan have started to have Azerbaijan-Turkey oriented thoughts, but not Iranian oriented ones.

(7)

Iranian Azerbaijan has a very important location in transit transportation because of being a corridor between Turkey and the Middle East from the east to the west, and between the Caucasus and the Caspian Sea from the north to the south. The land of Iranian Azerbaijan is used in transportations from Turkey to The Middle East Turkic Republics.

Being on the transition routes, Iranian Azerbaijan is also important to transport the Oil and the Natural Gas of Middle East to the world market through Turkey. If this oil and natural gas abundance of the Middle East Geography is transported through Iranian Azerbaijan, Iranian Azerbaijan will make a real profit. Besides, Turkey will become one of the leading countries in the energy market if this transportation starts.

(8)

ĐÇĐNDEKĐLER

Sayfa

BĐLĐMSEL ETĐK SAYFASI……….………I

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ KABUL FORMU……….…………..…II

ÖNSÖZ……….…..…………III ÖZET………...……...…..V ABSTRAC………...….….…VII ĐÇĐNDEKĐLER……….….…….…IX TABLOLAR LĐSTESĐ………....…..…XV ŞEKĐLLER LĐSTESĐ……….…………..…XVI 1.GĐRĐŞ……….……….………...…1

1.1. Đran Azerbaycanı’nın Yeri ve Coğrafi Sınırları………..………..……1

1.2. Araştırmanın Amacı ve Metodu ……….………...…4

1.3. Önceki Çalışmalar ………..……….…....…5

2. ĐRAN’IN GENEL ÖZELLĐKLERĐ ……….………8

2.1. Coğrafi Özellikler………..……….…….….…9

2.2. Demografik ve Etnik Özellikler………..………..…….….11

2.2.1. Türkler………..…….13

2.2.2. Farslar……….…...………..……15

(9)

Sayfa 2.2.4. Gileki.- Mazenderaniler……….…….…...…………17 2.2.5. Araplar………..……….……….…..………....…18 2.2.6. Lurlar……….………..……….…18 2.2.7. Beluciler………..…...………….………....….…18 2.2.8. Ermeniler……..……….………..…….………..…..…18

2.2.9. Diğer Etnik Gruplar………...…….……...……...….19

2.3. Tarihi ve Siyasi Özellikler………..…….………...…..………..…………20

2.4. Ekonomik Özellikler…..………...………...…...……22

3. ĐRAN AZERBAYCANI’NIN GENEL ÖZELLĐKLERĐ………...….……25

3.1. Azerbaycan Adının Kökeni……….………...……….….…..…25

3.2. Đran Azerbaycanı’nın Tarihi……….………..……26

3.2.1. Eski Azerbaycan Toplumları……….………...…26

3.2.2. Medler ve Persler Dönemi …………...27

3.2.3. Atropatene Devleti, Partlar ve Sasaniler Dönemi………...…27

3.2.4. Azerbaycan’da Araplar Dönemi……….………..28

3.2.5.Selçuklular, Đldenizliler, Harzemşahlar ve Moğollar Döneminde Azerbaycan’ın Türkleşmesi………29

3.2.6. Celayirliler ve Karakoyunlular Döneminde Azerbaycan………...30

3.2.7. Akkoyunlular Dönemi………….……….…………...…………..…31

(10)

Sayfa

3.2.9. Kaçar Devleti………..…….…………..…………..….……33

3.2.10. Đran Dönemi………..……....………..…35

3.3. Đran Azerbaycanı’nın Coğrafi Özellikleri………..36

3.3.1. Yeryüzü Şekilleri ………...36

3.3.2. Hidrografik.Özellikleri……….……….…37

3.3.2.1. Akarsular ……….………..………..…...37

3.3.2.2. Göller …....………..………...……….…38

3.3.2.3. Yer altı Suları ve Kaynaklar ……….…..39

3.3.3. Đklim Özellikleri………...……….………...…39

3.3.4. Bitki Örtüsü .………..…...……40

3.3.5. Nüfus Özellikleri………...….40

3.3.6. Ekonomik Özellikleri………...43

3.3.6.1.Tarım ve Hayvancılık Faaliyetleri……….…..……….………44

3.3.6.2. Sanayi Faaliyetleri……….….….45

3.3.6.3. Ulaşım Faaliyetleri………...………...45

3.3.6.4. Diğer Ekonomik Faaliyetler………..………..46

4. ĐRAN AZERBAYCANI’NIN SOSYO-KÜLTÜREL ÖZELLĐKLERĐ…...47

4.1. Đran Azerbaycanı’ndaki Türkler ile Diğer Etnik Gruplar ve Bunların Sosyo-Kültürel Özellikleri………..……….…….…..47

(11)

Sayfa 4.1.1. Azerbaycan Türkleri…….………….…...……….….……….…….48 4.1.2. Avşar Türkleri….……….……...………….………….49 4.1.3. Karapapak Türkleri…………..……….……….……..….49 4.1.4. Kaçar Türkleri………..……….….………….…..…50 4.1.5. Şahseven Türkleri………..……….…..51 4.1.6. Kiresunlu Türkleri………..….…..51 4.1.7. Kürtler………...………...….52

4.2. Đran Azerbaycanı Dışında Yaşayan Türkler ve Bunların Sosyo-Kültürel Özellikleri……….……….……..………53

4.2.1. Türkmen Türkleri…..………...…....53

4.2.2. Kaşkay Türkleri ……..……….….………....…54

4.2.3. Halaç Türkleri………...…55

4.3. Đran Azerbaycanı’nda Sosyo-Kültürel Sorunlar………..…56

4.3.1. Đran’da Fars Milliyetçiliği ve Geçirdiği Evreler………...……56

4.3.1.1. Modern Fars Milliyetçiliği………..………...…56

4.3.1.2. Geleneksel Fars Milliyetçiliği………...……...57

4.3.1.3. Đranlılık……….………...………...….58

4.3.2. Đran’da Türklere Uygulanan Asimilasyon Politikaları……….…....59

(12)

Sayfa

5. ĐRAN AZERBAYCANI’NIN SĐYASAL COĞRAFYASI……….68

5.1. Đran Azerbaycanı’nın Siyasal Coğrafyasına Etki Eden Faktörler………..68

5.1.1. Đran Azerbaycanı’nın Konumunun Siyasal Coğrafyasına Etkisi………...69

5.1.2. Đran Azerbaycanı’nın Beşeri Yapısının Siyasal Coğrafyasına Etkisi……….………..71

5.1.3. Đran Azerbaycanı’nın Ekonomik Özelliklerinin Siyasal Coğrafyasına Etkisi………...73

5.2. Đran Azerbaycanı’nın Siyasal Coğrafyasının Sonuçları………….…….…74

5.3. Đran Azerbaycanı ve Çevresinin Yakın Tarih Siyasal Olayları………….. 75

5.3.1. 1905-1911 Đran Đhtilali ve Đran Azerbaycanı………..…...75

5.3.2. Şeyh Muhammet Hıyabani ve Azadistan Devleti………….….…...76

5.3.3. Pehlevi Đktidarı ve Đran Azerbaycanı’nda Türk Hakimiyetinin Sona Ermesi……….……....77

5.3.4. Seyit Cafer Pişeveri ve Güney Azerbaycan Milli Hükümeti…... 78

5.3.5. Đran Đslam Devrimi ve Ayetullah Kazım Şeriatmedari………...…80

6. ĐRAN AZERBAYCANI EKSENĐNDE ĐRAN’IN KUZEY KOMŞULARI VE BÖLGESEL GÜÇLERLE ĐLĐŞKĐLERĐ……….…81

6.1. Đran Azerbaycanı Ekseninde Đran-Türkiye ilişkileri…………...…...……..81

(13)

Sayfa

6.3. Đran Azerbaycanı Ekseninde Đran-Ermenistan Đlişkileri………..87

6.4. Đran Azerbaycanı Ekseninde Đran-Rusya Đlişkileri……….………...88

6.5. Đran Azerbaycanı Ekseninde Đran-ABD Đlişkileri………..…...89

SONUÇLAR………..……….…...90

(14)

TABLOLARIN LĐSTESĐ

Sayfa

Tablo 1: Đran Azerbaycanı’nda Bulunan Eyaletlerin Yüzölçümü…………..……...4

Tablo 2: Đran Türklerinin Đran nüfusu içindeki oranı……….…….14

Tablo 3 : Đran’da Ekim 1998 ve 2006 Đtibarıyla Nüfusun Eyaletlere Göre Dağılımı………...………...………....42

(15)

ŞEKĐLLERĐN LĐSTESĐ

Sayfa

Şekil 1 : Đran Eyaletler Haritası………...………...……2

Şekil 2 : Đran Azerbaycanı’nın Lokasyon Haritası……….………....…...3

Şekil 3: Đran’ın Fiziki Haritası………10

Şekil 4: Đran’ın Etnik ve Dini Haritası………...……….………13

Şekil 5. Đran’ın Dönemler Đtibariyle Petrol Üretimi ve Toplam Dünya Üretimine Oranı ……….……..24

(16)

1. GĐRĐŞ

Türkiye’nin doğu komşusu olmasına rağmen birçok faktörün etkisiyle pek

bilinmeyen Đran Azerbaycanı, siyasi literatürde Güney Azerbaycan olarak adlandırılmaktadır. Đran’ın kuzeybatı topraklarını oluşturan Đran Azerbaycanı, Türkiye ile Azerbaycan arasında uzanmaktadır. Çalışmamızda Türk Dünyası’nın en önemli kısımlarından biri olan Đran Azerbaycanı’nın sosyo-kültürel yapısını ve siyasal coğrafyasını inceleyeceğiz.

1.1. Đran Azerbaycanı’nın Yeri ve Coğrafi Sınırları

Đran Azerbaycanı olarak adlandırdığımız bölgenin coğrafi sınırlarını tespit ederken öncelikle eski zamanlardaki Azerbaycan’ın coğrafi sınırlarının incelemesi gerekir.

Azerbaycan adının M.Ö. 323 yılında Đran Azerbaycanı’nda Atropat tarafından kurulan “Atropatene Devleti”nin adından geldiği kanaati hakimdir. Buna göre Azerbaycan adı “Atropatene”nin söylenişinin değişmesi ile oluşmuştur. “Atropatene Devleti”nin o zamanki sınırları doğuda Hazar Gölü, kuzeyde Aras Nehri, batıda Türkiye ve Irak sınırı ile güneyde Hamedan ilinin güney kesimlerini içerisine alıyordu (Đpek, 2007: 47).

Azerbaycan’ın sınırlarının tespiti hususunda tarihi gerçekler kadar, bölge insanlarının dil, kültür ve etnografik değerlerinin de dikkate alınması gerekmektedir. Bu bakımdan Hazar Gölü’nün batısındaki Türklerin yaşadıkları toprakları Azerbaycan olarak kabul etmek daha gerçekçi olacaktır.

Tarihi Azerbaycan sınırlarını ve Hazar Gölü’nün batısındaki Türklerin yaşadıkları toprakları göz önüne aldığımız takdirde Đran Azerbaycanı, Hamedan, Zencan, Kazvin, Batı Azerbaycan (Urmiye), Doğu Azerbaycan (Tebriz) ve Erdebil Eyaletleri’nin tamamını (Mededli, 2002: 5), Gilan Eyaleti’nin ise kuzey kesimlerini (Ören, 1980: 8) içerisine alan etnik-milli ve tarihi-coğrafi özelliklere sahip, içindeki bütün köyleri birbiriyle sıkı ekonomik ilişkide olan büyük bir bölge karşımıza çıkmaktadır (Şekil 1).

(17)

Şekil-1: Đran Eyaletler Haritası

Đran Azerbaycanı, kuzeyde Ermenistan ve Azerbaycan, doğuda Hazar Denizi, güneyde Đran’ın güney kesimi ve batıda Türkiye ile çevrilidir (Şekil 2).

(18)

Şekil-2: Đran Azerbaycanı’nın Lokasyon Haritası

Doğu Azerbaycan, Batı Azerbaycan, Erdebil, Zencan, Hamedan ve Kazvin Eyaletleri’nin tamamı Đran Azerbaycanı’nın içerisinde yer almaktadır. Bu altı Eyaletin yüzölçümü toplamı 157.736 km2’dir. Gilan Eyaleti’nin Azerbaycan Cumhuriyeti’ne yakın olan kuzey kısımlarını da Đran Azerbaycanı’na dahil ettiğimizde yaklaşık 162.700 km2’lik bir Đran Azerbaycanı karşımıza çıkar (Tablo 1).

(19)

Tablo-1: Đran Azerbaycanı’nda Bulunan Eyaletlerin Yüzölçümleri

Kaynak: Öztürk, 2008.

Yukarıda sınırlarını belirlediğimiz Đran Azerbaycanı içerisinde Türkler % 90 çoğunluğu oluşturmaktadır. Batı Azerbaycan Eyaleti’nin batı ve güney kesiminde az da olsa Kürtler yaşamaktadırlar.

Günümüzde Đran Azerbaycanı’nın başlıca şehirlerini Tebriz, Urmiye, Hoy, Erdebil, Salmas, Makü, Maraga, Koşaçay, Zencan, Kazvin ve Hamedan illeri oluşturmaktadır.

1.2. Araştırmanın Amacı ve Metodu

Đran Azerbaycanı ile ilgili yapılan bu araştırma yüksek lisans tezidir. Beşeri coğrafya metodları ile etüt edilmeye çalışılan tezde amaç, Đran Azerbaycanı’nın sosyal, kültürel ve siyasal özelliklerini analiz ve sentez yaparak, bölgenin Türkiye ve uluslararası kamuoyunda tanıtımına katkı sağlamaktır.

“Đran Azerbaycanı’nın Sosyo-Kültürel Yapısı ve Siyasal Coğrafyası” konulu yüksek lisans tez çalışmamız birkaç aşamada gerçekleştirilmiştir. Đlk olarak, Đran Azerbaycanı ve Đran Türkleri ile ilgili tez, makale, kitap ve rapor gibi eserler incelenmiştir. Đlk aşamada toplanan materyallerle tezin genel hatları oluşturulmuştur.

Eyalet Yüzölçümü (km²) Oran

Doğu Azerbaycan 45.481 Arazinin Tamamı

Batı Azerbaycan 37.463 Arazinin Tamamı

Erdebil 17.881 Arazinin Tamamı

Zencan 21.841 Arazinin Tamamı

Kazvin 15.502 Arazinin Tamamı

Hamedan 19.548 Arazinin Tamamı

(20)

Daha sonra Đran Azerbaycanı ile ilgili Türkiye’de ve Azerbaycan’da yayınlanmış tüm kitaplar temin edilmeye çalışılmıştır. Türkiye’de yayınlanan stratejik araştırma dergilerinin tamamı taranmış ve içerisinde konumuzla ilgili tüm makaleler incelenerek arşivlenmiştir. Đran Azerbaycanı ile ilgili yapılan yüksek lisans ve doktora çalışmaları temin edilmiştir. Gerekli haritalar bulunmuş ve son olarak internette Türkçe kaynakların yanında Farsça kaynakların da taranması ile birlikte veri toplama işi tamamlanmıştır.

Verilerin toplanmasından sonra yazım aşamasına geçilmiştir. Bulunan veriler coğrafya ilminin temel ilkelerine bağlı kalınarak değerlendirilip tez haline dönüştürülmüştür.

1.3. Önceki Çalışmalar

Araştırmamıza konu olan Đran Azerbaycanı ile ilgili çalışmalarda genel

olarak, Đran içerisinde yaşayan Türklerin sosyo-kültürel ve siyasal yapısı ile Đran Türklerinin Kafkasya ve Ortadoğu politikalarına etkisi incelenmiştir.

San’an Azeri (1942), “Đran Türkleri” isimli kitabında Đran Türklerinin sosyo-kültürel özelliklerini incelemiş ve Đran Türklerinin Đran’ın ana unsuru olduğunu vurgulamıştır.

Mehmet Metin Ören (1980), “Đran Türkleri Hürriyet Hareketleri” isimli kitabında Đran Türklerinin hürriyet mücadelesini geniş şekilde incelemiştir. Mehmet Metin Ören kitabında Đran’ın X. yy. dan itibaren Büyük Selçuklularla birlikte tamamen Türk Yurdu olduğunu vurgulamış ve Farsların hakimiyetinde olan günümüzdeki Đran Devleti içerisinde Đran Türklerinin hürriyet mücadelesinin canlı bir şekilde devam ettiğini belirtmiştir.

Rafael Blaga (1997), “Đran Halkları El Kitabı” isimli kitabında Đran içerisinde yer alan tüm etnik gurupların sosyo-kültürel ve ekonomik özelliklerini ayrıntılı bir şekilde incelemiştir.

Nesib Nesibli (1997), “Bölünmüş Azerbaycan, Bütöv Azerbaycan” isimli kitabında Azerbaycan coğrafyasının 1828 Türkmençay Anlaşması ile bölünüş

(21)

sürecini ve Azerbaycan halkının tekrar bütünleşme isteğini incelemiştir. Nesibli Azerbaycan coğrafyasının Türk Dünyası’nın merkezinde bulunduğunu, bu sebeple Kuzey Azerbaycan ve Güney Azerbaycan’ın bütünlüğünün Türk Dünyası’nın bütünlüğü anlamına geldiğini vurgulamıştır.

Emre Bayır (1999), Avrasya Dosyası isimli dergide yayınlanan “Fars Milliyetçiliğinin Gelişimi ve Güney Azerbaycan Milli Direniş Hareketi” isimli makalesinde Đran Azerbaycanı’nda yaşayan Türklerin, Fars milliyetçiliği karşısındaki direnişini incelemiştir. Emre Bayır makalesinde, Türklere uygulanan Farslaştırma politikalarının Đran Türklerinde milli bilinci artırdığını vurgulamıştır.

Abbas Vaez Gharehaghaji (2002), “Muhtar Azerbaycan Hükümeti Yapısı,

Đdeolojisi, Hedefi (Đran 1945-1946)” konulu doktora tezinde, 1945-1946 yıllarında

Đran Azerbaycanı’nda kurulup bir yıl yaşayabilen Güney Azerbaycan Milli Hükümeti’nin kuruluş aşamalarını, hedeflerini ve ideolojisini incelemiştir.

Yunus Yılmaz (2002), “Sovyetler Birliği Dağıldıktan Sonra Đran’ın Azerbaycan Politikası” ve Yavuz Kılıç (2003), “Đran’ın Azerbaycan Politikası” konulu yüksek lisans tezlerinde, Đran-Azerbaycan ilişkilerini şekillendiren temel unsurun, Đran Azerbaycanı olduğunu belirtmişlerdir.

Cemil Hasanlı (2005), “Soğuk Savaşın Đlk Çatışması, Đran Azerbaycanı” isimli kitabında 1945-1946 yıllarında kurularak bir yıl yaşayabilen Güney Azerbaycan Milli Hükümeti’nin geçirdiği süreçleri geniş şekilde incelemiştir. Cemil Hasanlı kitabında, Güney Azerbaycan Milli Hükümeti’nin kuruluşunun Đran Azerbaycanı tarihinin en önemli olayı olduğunu belirtmiştir.

Gonca Oğuz Gök (2005), “Đran’ın Bölgesel Politikası ve Türk-Đran Đlişkileri” konulu yüksek lisans tezinde Đran’ı incelemiş, Đran-Türkiye ilişkilerini, Đran Türklerini de göz önüne alarak değerlendirmiştir. Gonca Oğuz Gök yüksek lisans tezinde, Đran-Türkiye ilişkilerini şekillendiren temel etkenin Ortadoğu ve Orta Asya üzerinde nüfuz mücadelesi olduğunu vurgulamıştır.

(22)

Yaşar Kalafat (2005), “Đran Türklüğü-Jeokültürel Boyut” isimli kitabında

Đran Türklerinin sosyo-kültürel özelliklerini geniş şekilde incelemiştir. Yaşar Kalafat kitabında Đran Türklerinin sosyo-kültürel özelliklerinin Anadolu Türklerinin sosyo-kültürel özellikleriyle benzerliklerini ön plana çıkarmıştır.

Mustafa Balbay (2006), “Đran Raporu” isimli kitabında Đran’ın genel özelliklerini incelemiştir. Kitapta Đran Türklerinin sosyal yapısına da geniş şekilde yer verilmiştir. Mustafa Balbay kitabında, Đran’ın Türkiye’deki yıkıcı ve bölücü faaliyetlere destek verdiğini ve Đran Türklerine karşı asimilasyon politikası uyguladığını belirtmiştir.

Gülara Yenisey (2006), “Đran’da Etnopolitik Hareketler” konulu doktora tezinde, Đran’daki Farsların dışında kalan milletleri, özellikle de Türkleri incelemiştir. Bu çalışmada 1922’den günümüze kadar Đran’daki etnik gurupların daha fazla özgürlük için verdikleri mücadeleleri ve bu etnik gurupların milli bilinçlerinin gelişmişlik düzeyi ele alınmıştır. Gülara Yenisey doktora tezinde,

Đran’da bağımsızlığa en yakın etnik grubun Türkler olduğu tespitinde bulunmuştur. Cihat Aydoğmuşoğlu (2007), “Tarihte Tebriz” konulu yüksek lisans tezinde,

Đran Azerbaycanı’nın en önemli kenti olan Tebriz’in tarihini incelemiştir. Cihat Aydoğmuş yüksek lisans tezinde, Tebriz’in tarihi bir Türk Yurdu olduğunu vurgulamıştır.

Osman Özgüdenli (2006), “Ortaçağ Türk-Đran Tarihi Araştırmaları” isimli kitabında Đran’ın tarihi ve siyasal özelliklerini geniş şekilde incelemiştir.

Đzzetullah Đzzeti (2006), “Đran ve Bölge Jeopolitiği” isimli kitabında Đran’ın bölgesel politikalarını incelemiştir. Đzzetullah Đzzeti kitabında, Đran’ın Ortadoğu ve Avrasya politikalarında aktif rol oynayan bir ülke olduğunu vurgulamıştır.

Merih Özşahin (2007), “Güney Azerbaycan’da Bağımsızlık Hareketleri ve Güney Azerbaycan’ın Türk Dünyası Đçin Önemi” konulu yüksek lisans tezinde,

Đran Türklerinin, özellikle de Đran Azerbaycanı’nda yaşayan Azerbaycan Türklerinin özelliklerini ve vermiş oldukları hürriyet hareketlerini incelemiştir.

(23)

Merih Özşahin yüksek lisans tezinde, Güney Azerbaycan’ın Türk Dünyası’nın kara bağlantısının sağlanacağı tek yer olduğunu vurgulamıştır.

Emil Veliyev (2007), “Soğuk Savaş Sonrası Đran’ın Güney Kafkasya Politikası” konulu yüksek lisans tezinde, Đran’ın, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan ile ilişkilerini incelemiş, özellikle Đran’ın, Azerbaycan ve Ermenistan ile ilişkileri Đran Azerbaycanı merkezinde değerlendirilmiştir. Emil Veliyev yüksek lisans tezinde, Đran’ın Güney Kafkasya politikalarını Đran Azerbaycanı’nın

şekillendirdiğini tespit etmiştir.

Osman Erol (2007), “Đran’ın Đç Politikasında Azerbaycan Türkleri” isimli yüksek lisans tezinde Azerbaycan Türklerinin tüm özellikleri ve Đran iç politikası üzerindeki etkinliklerini incelemiştir. Osman Erol yüksek lisans tezinde, Azerbaycan Türklerinin Đran’da her alanda aktif olduklarını ve Farslarla birlikte

Đran’ın ana unsurunu oluşturduklarını vurgulamıştır.

Ali Đpek (2007), “Azerbaycan Tarihine Giriş” isimli kitabında şimdiki Azerbaycan Cumhuriyeti’nin yer aldığı topraklar ile Đran Azerbaycanı’nı bütün olarak değerlendirmiştir. Kitabta Azerbaycan tarihi ile ilgili detaylı bilgilere yer vermiştir.

Sedat Laçiner (2007), Araz Dergisi’nde yayınlanan “Đran Nasıl ve Kaç Parçaya Bölünür” isimli makalesinde Đran’daki etnik gurupları ve bu etnik gurupların Đran Devleti ile olan ilişkilerini incelemiştir.

Ercan Çitlioğlu (2007), Türk Yurdu Dergisi’nde yayınlanan “Bir Komşu

Đran, Đran’ı Anlamak” isimli makalesinde Đran’ın genel özelliklerini incelemiştir.

2. ĐRAN’IN GENEL ÖZELLĐKLERĐ

Đran, Orta Asya ve Ortadoğu coğrafyalarının kesişim noktasında konumlanmış, bölgenin en eski ülkelerinden biridir. Enerjinin devletlerin varlığını sürdürebilmesi için kritik bir madde haline geldiği günümüz konjonktüründe, zengin enerji kaynakları ile dikkat çeken Đran’ın konumu, hayati bir öneme sahiptir.

(24)

2.1. Coğrafi Özellikler

Đran Asya’nın güneybatısında, 25º-39º kuzey enlemleri ile 44º-63º doğu boylamları arasında yer alır. Đran, kuzeyde Azerbaycan, Hazar Denizi, Nahçivan ve Ermenistan; doğusunda Afganistan, Pakistan ve Türkmenistan; güneyinde Basra Körfezi ve bu körfezde yer alan irili ufaklı on iki ada; batısında Türkiye ve Irak ile çevrili bir Ortadoğu ülkesidir.

Đran 1.648.195 km2’lik geniş yüz ölçümü ile Türkiye’nin iki katı kadar bir alana sahiptir. Đran, yüzölçümü açısından dünyanın 18. büyük ülkesidir. Toplam 5440 km uzunluğunda olan ülke sınırları, Afganistan ile 936 km; Pakistan ile 909 km; Türkmenistan ile 992 km; Azerbaycan ile 432 km; Azerbaycan-Nahçıvan ile 179 km; Ermenistan ile 35 km; Türkiye Cumhuriyeti ile 529 km (D.Đ.E. 1997) ve Irak ile 1458 km uzunluğundadır (Gök, 2005: 9).

Yer şekilleri itibariyle Đran platosu ve iç kesimlerde yer alan iki çöl alanı, ülke arazisinin önemli bir bölümünü teşkil etmektedir. Đran etrafı dağlarla çevrelenmiş büyük bir plato görünümündedir. Bu platonun kuzeyinde Elbruz, güneyinde ise Zağros dağları vardır (Şekil 3). Alp-Orojenez dağ sistemine bağlı bu dağlar boyunca etkin fay hatları uzanmaktadır. Zaman zaman etkili olan bu fay hatları yıkıcı depremlere yol açmaktadır (Özey, 1997: 238). Topraklarının doğu yarısını büyük çöller kaplarken, yerleşmelerin yoğun olduğu yerler daha çok güneybatı ve kuzeybatıdaki dağlık bölgelerde yer alan vadi tabanları ve iç platolardaki vahalardır (Gök, 2005: 9).

Đklim özellikleri yer şekillerine bağlı olan Đran’da, yağışlar dağlık yerlerde yoğunlaşmaktadır. Ülkenin yarısı 300 mm. nin altında yağış almaktadır. Kurak bir ülke olan Đran’da yağışlar Hazar Denizi kıyısındaki bölgelerde 1200 mm. ye kadar ulaşır. Tahran-Đsfahan hattının doğusunda yağışlar 200 mm. nin altında iken batı ve kuzey Đran nispeten nemlidir. Kışlar Đran’ın kuzey ve batı kesimlerinde diğer bölgelerine nazaran uzun ve sert geçer (Hourcade, 2000: 393). Kış aylarında platolar ile kıyı kesimleri arasında belirgin sıcaklık farklılıkları vardır. Đran Körfezi’nin alçak kıyı düzlüklerinde Ocak ayı ortalama sıcaklığı 100 C, platolarda

(25)

ise 0-50 C arasındadır (Güney, t.y.: 247). Yazlar ise ülke genelinde oldukça sıcak geçmekle birlikte Hazar Denizi’nin kıyı kesimleri ile yüksek dağlık kesimler daha serin geçmektedir.

Kaynak : (Çınar, 2003 : 12 )

(26)

Ülkenin kendine has zengin bir bitki örtüsü vardır. Bu kendine has özelliği Avrupa-Sibirya, Hint ve Arap-Akdeniz flora bölgeleri arasındaki kavşakta yer almasından kaynaklanır. Đran topraklarının %11’i ormanlarla kaplıdır (Hourcade, 2000: 393). Elbruz ve Zagros Dağları, ılıman Akdeniz ikliminin etkisiyle ormanlarla kaplıdır (Özey, 1997: 238).

Đran’ın en önemli akarsuyu Karun Irmağı’dır. Zagros Dağları’ndan doğan Karun Irmağı, geniş bir alüvyal ovanın ortasından akarak Şattül Arap’a katılır (Güney, t.y.: 246). Ülkenin gölleri genelde tuzludur. En önemli gölü olan Urmiye Gölü’nün denizden yüksekliği 1230 m. dir. Đran’da dağlardan kaynağını alıp yüksek ovalara inen, ve oradan çöllere akan kısa mesafeli akarsular, tarım bakımından önem arz etmektedir (Özey, 1997: 239).

Đran’ın dağlarında pars, tilki, kurt, yaban domuzu, çakal, ayı gibi yaban hayvanları yaşamaktadır. Aslan ve kaplanın sayısı bitme noktasına gelmiştir. Ülkede kurak iklime uyum sağlamış çok çeşitli kertenkele ve yılan türleri yaşamaktadır. Đran’da yetişen acem bülbülü dünyaca ünlüdür (Güney, t.y.: 248).

2.2. Demografik ve Etnik Özellikler

Đran, çeşitli etnik grupların tarih boyunca yerleştiği ve yaşadığı bir ülkedir. Din, kimliği oluşturan en önemli unsurların başında gelmektedir. 1980 yılında 30.000.000 civarında olan Đran’ın toplam nüfusu, yapılan doğum teşviki neticesinde hızla artmıştır. 1998’de 61 839 400’ü (Balbay, 2006: 117) bulan Đran nüfusu, 2006’da 70.391.000 olmuştur (http://www.sci.org.ir).

Đran’ın en önemli şehirleri Tahran (l3.000.000), Meşhed (l.759.l55), Đsfahan (1.127.030), Tebriz (1.088.985) ve Şiraz’dır (965.117). Ekonomik zorluklardan dolayı kırsal alandan büyük şehirlere çok büyük bir göç söz konusu olduğundan bu

şehirlerin nüfusları da hızla artmaktadır (Balbay, 2006: 118). Đran’da Tahran,

Đsfahan, Ahvaz ve Kum şehirleri önemli oranda iç göç almaktadır. Đran’ın ikinci büyük şehri olan Meşhed Đmam Rıza’nın türbesini barındırmasından dolayı Şiiliğin en kutsal şehirlerinden biridir.

(27)

Đran’da nüfusun %51’ ini erkekler, %49’ unu ise kadınlar oluşturur. Kilometrekareye 42.7 kişinin düştüğü Đran’da nüfusun bazı kesimlerinde toplandığı görülür (http://www.sci.org.ir). Đran’da nüfusun %60’ı kentlerde %40’ı ise kırsal alanlarda yaşamaktadır. Toplam nüfusun %10’unu oluşturan göçebelerin çoğu Türk’tür (Gerçeksever, 2005: 162). Đran nüfusunun iki ana unsurunu Farslar ve Azerbaycan Türkleri oluşturmaktadırlar. Genel nüfusun %70’i 30 yaşın altındadır. Ülkedeki genel okuryazar oranı %79.5, 6-29 yaşlar arasındaki okuryazar oranı ise %92.8’dir. Kırsal kesime gidildikçe bu oran %20’lere kadar düşmektedir.

Đran’ın resmi dili Farsçadır. Ancak Đran nüfusunun yarısına yakını Türkçe konuşabilmektedir. Ayrıca bölgesel olarak Kürtçe, Arapça ve Beluci dilleri de yoğun olarak kullanılmaktadır. Azerbaycan Türklerinin %90 yoğunlukla oturduğu, ülkenin kuzeybatı kesimlerinde yer alan Tebriz, Erdebil, Hoy, Makü, Zencan, Kazvin, Urmiye, Hamedan vb. yerlerde, büyük bir çoğunlukla Azerbaycan Türkçesi ile konuşulmakta, özellikle yaşlı kadınların önemli bir bölümünün iyi Farsça bilmediği görülmektedir.

Đran nüfusunun % 98’i Müslüman’dır. Müslümanların da % 90’ı Şiî, % 10’u Sünni’dir. Müslümanların yanı sıra % 2 oranında Hıristiyan, Yahudi ve Zerdüşt bulunmaktadır (Balbay, 2006: 118). Đran’da Sünni nüfus Türkiye ve Türkmenistan sınırına yakın yerlerde ve Belucistan’da yoğunlaşmıştır (Şekil 4).

Đran’da Türk nüfusun kuzeydoğu, kuzeybatı ve güneybatı kısımda yoğunlaştığını görüyoruz. Kürtlerin yayılış sahası olarak gösterilen Türkiye sınırı boyunca Türkler ve Kürtler birlikte yaşamaktadır. Kürtler ayrıca Türkmenistan sınırına yakın yerlerde yaşamaktadır. Đran’ın kuzey kesiminde Hazar Gölü kıyılarında Gilaki-Mazenderanlar, güneydoğusunda Beluciler, güney ve güneybatı kesimlerinde ise Araplar yaşamaktadır (Şekil 4).

Günümüzde Đran nüfusunun %39’unu Farslar, %37’sini Türkler, %8’ini Kürtler, %6’sını Gilaki-Mazenderanlar, %4’ünü Araplar, %3’ünü Lurlar, %2’sini Beluciler, %1’ini ise diğer etnik guruplar oluşturmaktadır.

(28)

Kaynak: http://upload.wikimedia.org

Şekil-4 Đran’ın Etnik ve Dini Haritası

2.2.1. Türkler

Oğuz boyundan olan Đran Türkleri Orta Asya bozkırlarından göç ederek özellikle 7. yy. dan itibaren Đran coğrafyasına yerleşmişlerdir (Kılıç, 2003: 14).

Đran’da etnik gurupların nüfuslarının sayımının söz konusu olmaması ve etnik gurupların nüfuslarının sürekli çarpıtılması, bu ülke insanlarını geleneksel yöntemlerle sınıflandırmayı zorlaştırır. Araştırmacılar tarafından verilen Đran’daki Türklerin genel nüfusa oranları ile ilgili rakamlar birbirinden farklıdır. Ancak son yıllarda verilen rakamların geçmiş yıllara oranla daha tutarlı olduğunu görmekteyiz. 1980, 1981, 1985 ve 1997 yıllarına ait verilen rakamlar gerçeğe yakın olarak değerlendirilebilir (Tablo 2).

(29)

Tablo-2: Đran Türklerinin Đran nüfusu içerisindeki oranı

Kaynak: Öztürk, 2008

Đran Türklerinin nüfusu konusunda Tufan Gündüz: “Đran’da tahmini olarak 20 ila 30 milyon arasında Türk yaşıyor. Ülke nüfusunun 70 milyon civarında olduğu hesaba katılırsa bu rakamın çok ciddi olduğu daha iyi anlaşılır” demektedir (Gündüz, 2007: 45). Yine Đran Türklerinin nüfusu konusunda Bilgehan Gökdağ: “Dünya Bankası Ülke Profilleri veri tabanına göre 66.1 milyonluk Đran nüfusunun %42’sini Türkler oluşturmakta olup, bu oranda yaklaşık 25 milyonluk bir Türk nüfusunu göstermektedir” der (Gökdağ, 2006: 1).

Đran’da Türklerin yaşadığı bölgeleri üç kısımda ele alabiliriz. En yoğun Türk nüfusun yer aldığı bölge ülkenin kuzeybatısında yer alan “Đran Azerbaycanı” olarak adlandırılan bölgedir (Şekil 4). Bu bölgenin nüfusu 12.714.400 olup bu nüfusun % 90‘ını Azerbaycan Türkleri oluşturmaktadır.

Đran’da Türklerin yoğun olarak yaşadığı ikinci bölge olan Đran’ın kuzeydoğusunda yer alan Horasan Eyaleti’nde, Türkmenistan sınırı boyunca Türkmenler yaşamaktadır (Şekil 4). Türkmenlerin nüfusu 3 milyon civarındadır.

Araştırmacı Türk Nüfusu (Milyon) Yıl Tahmini Nüfus Yüzdesi Massingon 2 1929 %15.9 S.I Buruk 4.1 1956 %24.8 H.Lazizboğlu 3.9 1956 %20.6 Caferoğlu 4 1966 %15.5 Y.Dönmez 4.6 1970 %15.1 Dr.M.Kafalı 6 1972 %18.8 H.Lazizboğlu 16 1980 %42.7 Ercilasun 19 1981 %47 Yeni Türk Ans. 15 1985 %16.8 Rafael Blaga 18 1977 %29.5

(30)

Đran’da Türklerin yoğun olarak yaşadığı üçüncü bölge ülkenin merkezi kısmından güneybatısına doğru yayılış gösteren Kaşkay Türkleridir. Kaşkay Türklerinin nüfusu da 3 milyon olarak tahmin edilmektedir.

Yukarıda saydığımız üç Türk bölgesinin dışında 13.422.320 nüfusa sahip olan Tahran’da yaklaşık 5 milyon Türk yaşamaktadır. Bu nüfusa Kum ve Kürdistan Eyaletleri ve diğer eyaletlerde yaşayan Türkleri de eklediğimizde karşımıza yaklaşık 26 milyonluk bir Türk nüfusu çıkar ki, bu da 70.391.000’lik

Đran nüfusunun % 37’sine karşılık gelmektedir.

Resmi olmayan kaynaklarca Türklerin nüfus artış hızlarının, Farslara oranla çok yüksek olduğu ifade edilmektedir. Azeri erkekleri Anadolu’da olduğu gibi genelde 20-25 yaşları arasında evlenmekte ve asgari üç-dört çocuğa sahip olmaktadırlar. Bunun, kısa ve orta vadede Đran’ın genel etnik yapısını etkileyecek önemli bir husus olduğu değerlendirilmektedir.

Đran Türkleri daha geniş şekilde “Đran Türklerinin Sosyo-Kültürel Yapısı” başlığında daha detaylı incelenecektir.

2.2.2. Farslar

Đran içerisinde yaklaşık 28 milyonluk bir nüfusa sahip olan Farslar, Đran nüfusunun yaklaşık % 39’unu oluşturmaktadır.

Farsların nüfus artış hızları Azerbaycan Türkleri ve Kürtlerle karşılaştırıldığında oldukça düşüktür. Fars ailelerin çocuk sayıları ikiyi nadiren geçmektedir. Bunun en önemli nedeni, Fars erkeklerin evlenme yaşlarının ortalama 30-35 olmasıdır. Fars nüfus, halen ülke yönetimine egemen durumda olup Şiilik maskesi altında koyu bir Fars milliyetçiliğiyle ülkeyi yönetmektedir. Farslar, bir yandan milliyetçiliği görüldüğü yerde başı ezilmesi gereken sapık bir anlayış olarak göstermeye ve bu yolla özellikle Azerbaycan Türkleri ve Kürtler arasında gelişmesi muhtemel milliyetçi akımları dizginlemeye çalışırken, diğer yandan Fars Dili, Kültür ve Edebiyatı’nı hakim kılmaya çalışmakta ve devlet

(31)

yönetimindeki tüm kritik makamlarda Farsların ya da asimile olmuş kişilerin bulunmasına özen göstermektedir.

Ülke geneline yayılmış bulunan Farsların en yoğun oldukları bölgeler; Tahran, Kum, Đsfahan, Fars ve Şiraz Eyaletleridir.

2.2.3. Kürtler

Đran’da Türklerden sonra en fazla nüfusa sahip etnik gurup olan Kürtler, Batı Azerbaycan Eyaleti’nin batısı ve güneyi, Kürdistan, Kirmanşah ve Đlam Eyaletleri ile, Horasan Eyaleti’nin kuzey bölgelerinde yaşamaktadırlar (Qasımlo, 1991: 9). Ayrıca Tahran, Tebriz, Arak, Đsfahan gibi sanayi ve iş merkezlerinde ucuz işgücünü oluşturan, mevsimlik veya yerleşik olarak az sayıda Kürt nüfusla karşılaşmak olasıdır. Yaklaşık 5-6 milyon nüfusuyla Đran nüfusunun %8’ini oluşturan Đran Kürtleri, etnik gruplar içinde ulusal benliklerine en çok sahip çıkan, devletten çok kendi aşiret sistemlerine bağlı bir topluluktur.

Batı Azerbaycan Eyaleti’nde çoğunluk Türk nüfus olmak üzere, Kürtler ve Azerbaycan Türkleri iç içe yaşamaktadırlar. Batı Azerbaycan Eyaleti’nde Azerbaycan Türklerinin Şiî, Kürtlerin ise Sünni mezhebinden olmaları nedeniyle, tarih boyunca bu iki etnik grup arasında kaynaşma olmamış, tersine çatışmalar sıkça görülmüştür. Kürdistan Eyaleti’nde yaşayan Kürtler genelde Sünni’dir. Đlam eyaletinde Kürtler azınlıkta, Araplar çoğunluktadır. Kirmanşah ve Đlam Kürtleri Şiî olmaları dolayısıyla, bölgedeki Şiî Araplar ve az sayıdaki Farslarla uyum içindedirler (Balbay, 2006: 127). 1979 Đslam Devrimi’nden sonra Batı Azerbaycan Eyaleti’nin güney kesimlerinde ve Kürdistan Eyaleti’nde yaşayan Sünni Kürtler otonomi isteği ile Humeyni kuvvetlerine karşı savaşırlarken, güneydeki Kirmanşah ve Đlam Eyaletleri’ndeki Şii Kürtlerin devrime karşı daha ılımlı bir tavır izledikleri görülmüştür.

Hatta kuzeydeki Sünni Kürtlerin otonomi istekleri ve Kirmanşah Şiî Kürtlerinin Đslam rejimine bağlılık konusundaki fikir ayrılıkları sebebiyle, devrim sonrası Sünni Kürtlerin ruhani lideri Şeyh Đzzettin Hüseyin-i ile Şiî Kirmanşah

(32)

Kürtlerinin lideri Ahmet Mujtizade kuvvetleri arasında şiddetli çatışmalar olmuştur.

Ülkemizin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaygın olarak görülen aşiret yapısı, Đran Kürtlerinde de görülmektedir. Kürt halkı problemlerini çoğunlukla devlet sistemi içerisinde çözmek yerine feodal yapıya sahip aşiret sistemi içerisinde ve aşiret ağaları ile “şeyh” adı verilen din büyükleri aracılığıyla çözmeyi yeğlemektedir (Balbay, 2006: 127).

Kürtlerin yoğun olduğu yerlerde halk başta tütün yetiştiriciliği olmak üzere, tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Ulaşım yetersizliği ve su kaynaklarının yetersiz olması, gerek Şah dönemi ve gerekse devrim sonrasında merkezin çevreye göre hızlı gelişimi, çevre eyaletlerin merkezin gelişmesini besleyen kaynaklar olarak görülmesi ve devlet kaynaklarının merkezin modernizasyonu için kanalize edilmesi gibi nedenlerle, Kürtlerin yaşadığı bölgeler Đran’ın en geri kalmış yörelerini oluşturmaktır. Bu durum Kürtler arasında yönetime karşı silahlı muhalefetinde gelişmesine neden olmuştur.

2.2.4. Gileki-Mazenderaniler

Gileki-Mazenderaniler Đran’ın kuzeyinde Hazar Gölü kıyılarında yaşamaktadırlar. Dil ve etnik özellikler bakımından Farslara yakın olduklarından bazı araştırmacılar tarafından Fars olarak kabul edilmektedirler. Gileki-Mazenderaniler yaklaşık 4 milyonluk nüfusları ile Đran nüfusunun % 6’sını oluşturmaktadırlar.

2.2.5. Araplar

Arap azınlığı M.S. 641 yılında Huzistan bölgesine göç etmişlerdir. Önemli aşiretleri arasında Huzofkassir, Banilem, Banisalem, Banitorof, Banitamim, Banikaab, Banivekenane aşiretleri sayılabilir (Balbay, 2006: 128). Sayıları 3 milyonu geçen Araplar, Đran nüfusunun yaklaşık % 4’ünü oluşturur. Đran Arapları, Huzistan Eyaleti, Şattül Arap’ın Đran kesimi ile Fars Körfezi kıyılarında yaşamaktadır. Huzistan Eyaleti’nin merkezi Ahvaz’dır. Eyalet nispeten düzlüktür.

(33)

Đran’ın tarıma en uygun yerlerinden biridir. Şiî mezhebine mensup olan Araplar, Arap milliyetçiliği propagandası yapmaktadır ve Huzistan’ın Arap toprağı olduğunu iddia etmektedirler.

2.2.6. Lurlar

Lurlar Đran’ın batısında Luristan ve Đlam Eyaletleri ile Hamedan Eyaleti’nin güney kesimlerinde yaşamaktadırlar. Lurlar yaklaşık 2 m,lyonluk nüfusları ile Đran nüfusunun %3’ünü oluştururlar. Şii olan Lurlar Đran’da Farslarla uyumlu bir

şekilde yaşamaktadırlar.

2.2.7. Beluciler

Beluciler Đran’ın, Sistan- Belucistan Eyaleti’nde yaşayan yaklaşık 1.5-2 milyon nüfuslu Sünni Müslüman bir topluluktur. Beluciler Đran nüfusunun yaklaşık % 2’sini oluşturur. Merkezi Zahedan olan eyaletin yüzölçümü 181.600 km2’dir. Beluciler de Kürtlerin bir kısmı ve Türkmenler gibi özellikle Sünni olmaları dolayısıyla Đran yönetimine soğuk bakmaktadır. Beluci bölgelerindeki devlet yatırımları da son derece yetersizdir. Genellikle kaçakçılık yolu ile geçimlerini sağlamaktadır. Beluciler arasında okuma yazma oranı çok düşüktür.

Đran’daki yönetimden memnun olmayan Beluciler, Pakistan ve Afganistan’daki Beluciler ile birleşip, bir devlet kurma düşüncesindedirler. Beluciler halen çoğunlukla göçebe hayatı sürdürmektedir.

2.2.8. Ermeniler

100-150 bin kadar olduğu sanılan Ermeni nüfusu, Tahran, Tebriz, Đsfahan, Urmiye, Hoy, Makü şehirlerine dağılmış olup, Müslüman olmayan en büyük azınlıktır. 1975-80 yıllarında sayıları 250-300 bin iken, Đran-Irak Savaşı ve Đslami rejimin kurulmasının ardından, başta ABD ve Avrupa ülkelerine olmak üzere göç nedeniyle sayıları hızla azalmış ve bugün de azalmaya devam etmektedir (Balbay, 2006: 129). Şah zamanında daha geniş haklar tanınan Ermenilerin, Humeyni yönetiminin başa geçmesi ile birtakım hakları kısıtlanmıştır. Buna karşın azınlık

(34)

grupları içinde, Ermenilerin yönetim tarafından en fazla desteklenen ve iyi ilişkiler tesis edilen bir toplum olduğu bilinmektedir.

2.2.9. Diğer Etnik Gruplar

30-35 bin civarında bir nüfusa sahip olan Yahudi toplumu, Tahran’ın yanı sıra Đsfahan, Yezd, Hamedan ve Şiraz’a dağılmıştır. Đslami rejimin Yahudilere çok olumsuz bir bakış açısına sahip olması ve Yahudilerin Şah’a çok yakın olmaları nedeniyle, baskı altında bulunmakta ve Đran’dan göç etmeye devam etmektedirler.

20 bin civarında nüfusu olan Süryaniler, Tahran, Ahvaz ve Şiraz’da yaşamaktadır.

Zerdüştler, geleneksel merkezleri olan Yezd Eyaleti’nin yanı sıra, Şiraz, Kirman, Đsfahan ve Tahran’a dağılmışlardır. Nüfusları 100 bin civarındadır.

Hindu ve Sihler Yaklaşık 100 bin civarında nüfusa sahip olup, genelde Zahedan şehrinde ve kısmen de Tahran’da yaşarlar (Balbay, 2006: 130).

Đran’da azınlıklardan, Hıristiyan ve Yahudilerin büyük çoğunluğu ticaretle uğraşmakta olup, ekonomik yönden problemleri yoktur. Özellikle Yahudiler, kuyumculuk mesleğiyle uğraşmaktadır. Đran’da sadece, Zerdüştler, Yahudiler ve Hıristiyanlar dini unsurlar olarak kabul edilirler. Đran Anayasası’na göre bunların dini törenlerini kendilerine göre yapmaları, dini eğitimlerini ve diğer adetlerini kendi dinlerinde olduğu gibi yerine getirmeleri esasa bağlanmıştır. Yine, Yahudi ve Ermenilerin kendi dillerinde ve kendi okullarında eğitim yapma hakları mevcuttur.

Đran Đslam Cumhuriyeti Meclisi’nde iki Hıristiyan ve bir de Yahudi milletvekili bulunmaktadır. Đran Đslam Cumhuriyeti Ermeni azınlığa büyük önem vermekte ve onların her türlü problemlerinin çözümünde duyarlı davranmaktadır. Dış politika alanında da, Azerbaycan- Ermenistan mücadelesinde, örtülü bir

şekilde Ermenistan’ın yanında yer alan “Molla Rejimi”nin, bu davranışıyla bir yandan Azerbaycan Türklerinin güçlenmesine karşı Ermenilerden çok yönlü

(35)

yararlanmayı, diğer yandan ise, ABD başta olmak üzere uluslararası alanda önemli bir güce sahip Ermeni lobisini arkasına almayı amaçladığını düşünebiliriz.

“Molla Rejimi”nin Yahudi azınlık ile ilişkileri ise daha soğuktur. Đsrail Devleti’ni ve Yahudileri Đslam dünyasının en büyük düşmanı olarak gören Đran, bu kapsamda kendi vatandaşı olan Yahudileri de muhtemel casusluk faaliyetlerine karşı kontrol altında tutmakta, ancak başta ABD ve Avrupa olmak üzere, uluslararası alandaki Yahudi lobisinin gücü nedeniyle, Đran Yahudileri üzerinde istediği ölçüde baskı kuramamaktadır.

2.3. Tarihi ve Siyasi Özellikler

Tarihin en eski çağlarından bugüne kadar kronolojik bir sırayla Đran’da kurulan devletler gözden geçirildiğinde Đran’ın X. yy. dan itibaren Türklerin etkisi altında kaldığı görülür. Đran Coğrafyası’nda M.Ö I. yy. dan günümüze kadar Manna Devleti, Med Devleti, Pers Đmparatorluğu, Atropatene Devleti, Part Devleti, Sasaniler Devleti, Emevi Devleti, Abbasi Devleti, Büyük Selçuklu Devleti, Đldenizliler Atabeyliği, Harzemşahlar, Đlhanlı Devleti, Timur Devleti, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safevi Devleti, Kaçar Devleti ve günümüzdeki

Đran Deleti kurulmuştur. Đran’da kurulan bu devletlerden sadece Pers

Đmparatorluğu (M.Ö. 550-M.Ö.330), Sasaniler Devleti (224-652) ve günümüzdeki

Đran Devleti Farsların kurmuş olduğu devletlerdir. Đran coğrafyasında kurulan devletler “Đran Azerbaycanı’nın Tarihi” başlığı altında incelenmiştir.

Kaçar Devleti 1796-1925 yılları arasında Đran ve Azerbaycan coğrafyasında hüküm süren son Türk devletidir. 1925 yılında Rıza Pehlevi Kaçar Devletine son vererek günümüzdeki Đran Devleti’ni kurmuştur.

II. Dünya Savaşı sonrası Đran’da yabancı müdahalelerin yoğunlaşması ulusalcı bir hareketin doğmasına neden olmuştur. Böylesi bir ortamda başbakanlık görevine getirilen Musaddık, parlamentodan Đran petrollerinin millileştirmesi yönünde bir karar çıkarmış ve Đngiltere karşıtı bir siyaset izlemeye başlamıştır (E. Veliyev, 2007: 7). Đngilizlerin yardımıyla Şah, Musaddık’ı tutuklatmış ve Đran yeniden ABD ve Batı devletleri ile ilişkilerini normalleştirmiştir.

(36)

Đslami Devrim öncesinde Đran'da iktidarda olan Muhammed Rıza Pehlevi’nin ülke yönetimini, yakın akrabaları ve dostları arasında paylaştırması halkta yoğun tepkilere neden olmaktaydı. 1970'lerde Đran'da zengin ve yoksul arasındaki uçurumun büyümesi, Muhammed Rıza Pehlevi’nin ekonomi yönetimine olan güvensizliğin ve otokratik yönetim biçimine duyulan öfkenin iyice artmasına neden olmuştur. Bu hoşnutsuzluk ortamında Muhammed Rıza Pehlevi’ye karşı oluşan muhalefet, Paris'te yaşayan Şiî din adamı Ayetullah Humeyni çevresinde toplanmıştır. 1970'lerin sonuna yaklaşıldığında, Muhammed Rıza Pehlevi’nin rejimine karşı tüm Đran'da geniş kapsamlı şiddet eylemleri düzenlenmeye başlanmıştır. Đstikrarsızlık, pek çok genel grevi beraberinde getirmiş ülkenin zaten sorunlu olan ekonomisi büyük darbe almıştır. Muhammed Rıza Pehlevi baskılar karşısında 1979 başında ABD’nin başbakan olarak önerdiği ılımlı Şapur Bahtiyar’ı bırakarak ülkeden ayrılmıştır.

Muhammed Rıza Pehlevi’nin ülkeden ayrılması üzerine 1 Şubat 1979'da büyük sevgi gösterileri eşliğinde sürgünden dönen Humeyni, Đslam devrimini gerçekleştirerek Đran Đslâm Cumhuriyeti'ni kurmuş ve ömür boyu ülkenin siyasi ve dini lideri ilan edilmiştir.

Đslam Devrimi’nden sonra da Đran’daki olaylar devam etmiştir. Kasım 1979’da Đran’daki Amerikan büyükelçiliğinde çalışanlar Humeyni yanlısı öğrenciler tarafından rehin alınmıştır. Bu olay Đran’ın Dünya devletleri tarafından dışlanmasında ilk adımı oluşturmuştur. Aralık 1979’da devrim sonrası Türklere yeterli hakların verilmeyeceğini gören, Đran’daki Türkler üzerinde büyük güce sahip olan Ayetullah Şeriatmedari taraftarları ile Humeyni taraftarları arasında Đran Azerbaycanı’nda çatışmalar meydana gelmiştir. Bu çatışmaların Humeyni lehine sonuçlanması ile birlikte Türklere Pehleviler döneminde uygulanan asimilasyon politikaları kaldığı yerden devam etmiştir.

Saddam Hüseyin liderliğindeki Irak, Đran’da devrimle ortaya çıkan karışıklıklardan ve Đran’ın dünya ülkeleri tarafından yalnız bırakılmasından faydalanarak Eylül 1980’de, Đran topraklarına müdahale etmiştir. Sekiz yıl devam eden Đran-Irak Savaşı 6 Ağustos 1988’de iki ülke arasında imzalanan Ateşkes

(37)

Anlaşması ile son bulmuştur (Arı, 2000: 372). Yüz binlerce insanın ölümüne ve sakat kalmasına sebep olan bu savaş Đran ekonomisinde derin gedikler açılmasına sebep olmuştur.

3 Haziran 1989’da Ayetullah Humeyni öldükten sonra Ali Hamaney Đslam Cumhuriyeti’nin Dini Lideri seçilmiştir. Başkomutan ve Parlamento Başkanı olan Haşimi Rafsancani, Ali Hameney’in yerine 28 Temmuz 1989’da Cumhurbaşkanı seçilmiştir (Yılmaz, 2002: 8). Rafsancani'nin cumhurbaşkanlığı döneminde Đran, Dünya ile barışmanın yollarını aramaya başlamıştır.

1997 yılının Mayıs ayında halkın büyük desteğini alarak Đran'ın yeni cumhurbaşkanı olan Muhammet Hatemi ile birlikte, Đran Devrimi yeni bir safhaya girmiştir. Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra, Đran'da dikkate değer bir takım değişiklikler gerçekleştiren Hatemi, dış politikada tansiyonu düşürmek ve medeniyetler arası diyalog söylemleri çerçevesinde Đran’ın dünyaya entegre olması yönünde bir politika izlemiştir (Keskin, 2006: 73). Hem Rafsancani, hem de Hatemi Đran rejimini Dünya ile barıştırmak için gayret göstermiştir.

Ahmedinejad, Hatemi’nin ardından Đran yönetimine gelmiş ve Humeyni döneminin ardından Rafsancani ve Hatemi ile başlayan reform hareketlerini sonlandırmış ve bir nevi 2. Humeyni dönemini başlatmıştır.

2.4. Ekonomik Özellikler

Đran, karakteristik yapısı itibariyle halen bir tarım ülkesidir. Toplam işgücünün %30′u tarım sektöründe çalışmaktadır ve bu sektörün GSYĐH’daki oranı %11′dir. GSYĐH’da sanayinin payı %42, hizmet sektörünün payı ise %47’dir (Kalaycı, 2007).

Đran arazisinin % 12’si tarıma uygun arazilerden oluşmaktadır. Đklim genelde tarıma elverişli değildir. Çöllerde ve bozkır alanlarda yıllık yağış tutarı verimli tarım yapılabilecek değerlerin altındadır (yıllık ort. 200 mm.). Đran’da tarımın en büyük sorunu kuraklıktır. Hazar Denizi’nin kıyı şeridinde yer alan küçük alanlar bir kenara bırakılırsa sulama, Đran toprakları için büyük önem taşımaktadır. Đran’ın

(38)

en önemli tarım alanları Hazar Denizi kıyılarıdır. Bu verimli kıyı şeridinde

şekerkamışı, turunçgil, meyve ve çay üretimi önemlidir (Güney, t.y.: 255). Ülkenin bozkır alanlarında tahıl tarımı yapılmaktadır.

Đran petrolden elde ettiği paranın bir bölümünü tarımsal gelişmeye aktarmaktadır. Sulama olmadan ürün almanın imkansız olduğu ülkede baraj yapımına öncelik verilmiştir. Barajların çoğalmasının ardından tarım yapılamayan alanlar tarım yapılır hale gelmiştir.

Đran’da buğday, arpa, pirinç, pamuk, tütün, haşhaş gibi ürünler önemli oranda yetiştirilmektedir. Özellikle haşhaş üretimi geniş alanlarda yapılmakta ve bu üründen önemli ölçüde gelir sağlanmaktadır. Hazar Denizi’nin bol yağışlı kıyı kesiminde çeltik tarımı gelişmiştir. Burada yetişen pirinç Acem pirinci ismi ile Dünya pazarlarında aranılır hale gelmiştir (Güney, t.y.: 256). Ayrıca meyvecilik

Đran’da gelişmiş bir tarımsal faaliyettir.

Đran ekonomisinde, hayvancılığın da önemli bir yeri vardır. Ülke arazisinin % 26.9’u çayır ve otlaklarla kaplıdır. Göçer konar aşiretlerin özellikle küçükbaş hayvan beslediği ülkede, 45 milyon koyun ve 23.5 milyon keçi varlığı mevcuttur. Kürkçülükte kullanılan Karakul koyunu da ülkede önemli ölçüde yetiştirilmektedir. Ülkede yerleşik hayatın yaygınlaşması ile birlikte göçer konar aşiretler azalmakta ve bu da hayvancılığın gerilemesine neden olmaktadır. Küçükbaş hayvancılık kadar olmasa da 6.9 milyon büyükbaş hayvan varlığı Đran için önemlidir (Güney, t.y.: 257).

Hazar Denizi ve Đran Körfezinde balıkçılık gelişmiştir. Özellikle Hazar kıyılarında yapılan mersin balığı avcılığı ve buna bağlı olarak havyar üretiminin ülke ekonomisine katkısı büyüktür. Ancak petrol üretimiyle beraber denizlerinde kirlenmesi balıkçılık faaliyetlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Đnci üretimi de Basra körfezi kıyılarındaki halkın önemli gelir kaynaklarından biridir.

Đran bir tarım ülkesi görüntüsü verse de ekonomisindeki asıl itici gücün ürettiği petrol ve doğalgaz olduğunu görebiliriz. Đran’da ilk petrol kuyusunun açılmasından bu yana (1908) 90 yılı aşkın zaman geçmiştir. Bugün dünyanın tespit

(39)

edilen petrol rezervlerinin %9.2’si (93 milyar varil) Đran’da bulunmaktadır. Bu miktara dünyanın tüm doğalgaz rezervlerinin %14.5’i de eklenecek olursa Đran’ın dünya enerji piyasasındaki seçkin konumu açıkça görülecektir. Đran, önümüzdeki 70 yıl süresince ham petrol ve 250 yıl boyunca da doğal gaz üretimini bugünkü kapasiteyle sürdürebilecek rezervlere sahiptir (http://www.irankulturevi.com). 1980’de 75 milyon ton civarında olan Đran’ın petrol üretimi, her geçen yıl artarak 2005’te 200 milyon tonu aşmıştır. Bu da dünya petrol üretiminin % 5’ine karşılık gelmektedir (Şekil 5).

Kaynak: http://www.kto.org.tr/dosya/rapor/ortadogu.pdf.

Şekil-5: Đran’ın Dönemler Đtibariyle Petrol Üretimi ve Toplam Dünya Üretimine Oranı

Đran’da sanayi fazla gelişmemiştir. Eskiye oranla daha az işçinin çalıştığı sanayi sektöründe petrolün arıtılması ve Petro-Kimya gibi endüstri dalları gelişmiştir (Güney, t.y.: 258).

Zengin kaynaklara ve dinamik bir nüfusa sahip Đran ekonomisinin en büyük sorunu, dünyaya entegre olmasını engelleyen siyasi rejimidir. Đslami rejim ve bu rejimin dayandığı Đslami Anayasa, başta yabancı sermayenin Đran’a girişi ve dış ticaretin geliştirilmesi konuları olmak üzere, ekonomik gelişmelerin altyapısını oluşturacak ve Đran’ın dünya ile entegre olmasını sağlayacak kanunların çıkarılmasını engellemekte ve bunları rejimi tehdit eden unsurlar olarak görmektedir. Anayasanın 43. maddesinde geçen “Ülke ekonomisinde yabancı ekonomi hakimiyetini önlemek” ifadesi ile 44. maddesinde geçen “tüm büyük ana sanayi işletmelerinin devlete ait olacağı ve özel sektöre bu hakkın verilmeyeceği”

(40)

ifadeleri, gerekli ticari yasaların çıkarılmasını engelleyen en önemli anayasa hükümleridir (Balbay, 2005: 241).

Đslami rejim ile birlikte ekonominin yönetimindeki uzman kadrolar tasfiye edilerek, uzmanlık yerine rejime bağlılık esası ön plana çıkmış, bu durum da Đran ekonomisini çok olumsuz yönde etkilemiştir. Özellikle Hatemi hükümetinin bu konuda aldığı önlemlere karşın, halen ülke ekonomisindeki yönetici kadrolar genellikle uzman profesyonel kişiler değil, rejime bağlılığı ön planda olan kişilerden oluşmaktadır.

Ucuz enerjiye sahip olması, enerjiye dayanan ürünlerin üretiminde büyük tasarruf sağlamaktadır. Yetişmiş ve ucuz insan gücü, nispeten büyük iç pazarın varlığı ve bölge pazarlarına hızlı ulaşım ise Đran ekonomisinin üstünlüklerindendir (Durusoy, 1995: 59).

3. ĐRAN AZERBAYCANI’NIN GENEL ÖZELLĐKLERĐ

Bu bölümde Azerbaycan adının kökeni ile Đran Azerbaycanı’nın tarihi ve coğrafi özellikleri açıklanmaya çalışılacaktır.

3.1. Azerbaycan Adının Kökeni

Ülkeler, toplumlar gibi taşıdıkları adlarla bilinir. Bu isimlerin kaynağında genelde insan unsuru ya da coğrafi bir vasıf bulunur. Bazı ülkelerin adlarının kökenini tespit etmek ise güçtür. Azerbaycan`ı da bu grup içerisine alabiliriz.

Azerbaycan adının kökeni konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bunlar arasında ön plana çıkan ve kabul gören görüş, M.Ö. 323 yılında Đran Azerbaycanı’nda Atropat tarafından kurulan “Atropatene Devleti”nin adından kaynaklanmış olma ihtimalidir (Đpek, 2007: 47). Bir kısım telafuz farklılıklarına uğrayan “Atropatene”, günümüzdeki “Azerbaycan” adını almıştır.

Bu iddia ile ilgili Cemil Hasanlı “Yazılı kaynaklarda Azerbaycan adı ilk kez M.Ö. 550 yılında Elam yazıtlarından ve Zerdüştlüğün kutsal kitabı Avesta’da, “Atarpata/Aterepata” biçiminde geçmektedir. Bu Azerbaycan adının M.Ö. 323

(41)

yılında Đran Azerbaycanı’nda Atropat tarafından kurulan Atropatene Devleti’nin adından gelmediğini ve ondan öncede coğrafi bir tanım olarak kullanıldığını göstermektedir” (Hasanlı, 2005: 21) demektedir.

Birçok kişi de Azerbaycan adının Farsça “ateş” anlamına gelen “azer” sözünden çıktığına inanır (Buron ve Alkaya, 2007: 69). Azerbaycan’da, birçok Zerdüşt tapınağının sönmeyen ateşini, zengin petrol yatakları beslemiştir. Bu sebeple, eski tarihçiler Azerbaycan’a “Ateş Ülkesi” adını uygun görmüşlerdir.

Bu konuda, El-Harezmi bu ülkenin adını, “Azerbadegon” olarak kaydetmiştir. Farsça “azer” kış aylarından biri olan Aralık, “bad” ise rüzgar anlamını taşır. Non ekinin de eklenmesiyle “Azerbadegon” olmuştur. Bu kelime “kış rüzgarının estiği yer” anlamına gelmektedir (Đpek, 2007: 7).

Ortaçağ tarihçilerine göre ise “Azerbaycan” sözü Sasani padişahı Şapur’un (240-272) zamanında Nuh neslinden olan ve peygamberlik iddiasında bulunan “Azerbaz” adından alınmıştır (Buron ve Alkaya, 2007: 69).

3.2. Đran Azerbaycanı’nın Tarihi

Günümüz Đran Azerbaycanı, uygun ikliminin ve doğal coğrafi şartlarının insan yaşamına elverişli olması ve Asya, Avrupa ve Ortadoğu göç yolları üzerinde bulunması sebebiyle, eskiden beri insanların yerleşimine uygun vasıfları taşıyan, dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biri olmuştur.

Bölgede yapılan kazılardan edinilen bilgiler ışığında, insanların, özellikle

Đran Azerbaycanı’nın geniş arazisinde, gruplar halinde yaşadıkları anlaşılmaktadır (Đpek, 2007: 25).

3.2.1. Eski Azerbaycan Toplumları

Azerbaycan’da ilk büyük kabile birleşmeleri tunç devrinin sonlarında başlar. M.Ö. III. ve II. bin yıllarda bölgedeki ekonomik gelişme ile birlikte yeni etnik guruplarda da artış görülür. Bu dönemde, Đran Azerbaycanı’nda büyük halk kütleleri toplanmıştır (Đpek, 2007: 26).

(42)

Bunlardan Gûti toplumu, Urmiye Gölü’nün güney ve batı kısımlarında yaşıyordu. Sümer kültüründen etkilenmiş, Anadolu'da birçok kültürü etkilemiş eskiçağın ilginç, yaygın ve medeni toplumlarında biri olan olan Hurriler de Azerbaycan’ın III. Bin yıl kavimleri arasında yer alırlar (Đpek, 2007: 27).

“Mannalar” M.Ö. I. Bin yıl, Đran Azerbaycanı sakinleri arasında yer alır. Manna Devleti, Đran Azerbaycanı’nda bilinen ilk devlettir. Manna Krallığı ya da Mannalar (Đncil'de Minni), kökenleri bilinmeyen kadim bir millettir. M.Ö. 10. ve 7. yüzyıl civarında günümüz Đran topraklarında yaşamışlardır. Mannalar, M.Ö. 616 yılında Medler'e karışmışlardır.

Türklerin Azerbaycan’a ilk gelişleri de M.Ö. I. yüzyıl da Đskitlerin ve Sakaların büyük göçleri sırasında olmuştur (Buron ve Alkaya, 2007: 70).

3.2.2. Medler ve Persler Dönemi

Med’ler M.Ö. 650-M.Ö. 550 yılları arasında Đran Azerbaycanı’nda hüküm sürmüştür. Toros-Zagros dağ sistemi içinde ve Fırat-Dicle arasında yaşadıkları için, verimli ve üretken bir medeniyet kurmuşlardır.

Đran Azerbaycanı’nda Medlerden sonra Persler M.Ö. 550-M.Ö. 330 yılları arasında hakimiyet kurmuşlardır. Perslerde ülke toprakları “satrap”lık denen eyaletlere ayrılır ve her satrap’ın başına merkezden bir vali gönderilirdi. Persler döneminde Azerbaycan topraklarını Atropat isimli bir satrap idare ediyordu. O dönemlerde Anadolu, Mısır, Đran, Irak, Suriye ve Hindistanın batı bölümüne hakim olan Persler Büyük Đskender tarafından yıkılmıştır.

3.2.3. Atropatene Devleti, Partlar ve Sasaniler Dönemi

Đran Azerbaycanı Perlerin yıkılışından sonra 81 yıl Makedonya

Đmparatorluğu idaresinde kalmıştır. Makedonya Đmparatorluğu’nun en güçlü hükümdarı olan Büyük Đskender’in M.Ö. 323 yılında ölümü üzerine Đran Azerbaycanı’nda Atropat tarafından “Atropatene Devleti” kurulmuştur. Daha sonra bu topraklarda M.Ö.250-M.S.224 yılları arasında Partlar hakim olmuşlardır

(43)

(Đpek, 2007: 49). Parthia, günümüzde Horasan diye adlanan Türk diyarıdır. Partlar bu bölgeden gelmişlerdir ve dilleri partçadır.

Sasaniler (224-652), Đran’da Partların ardından kurulmuştur. Đran Azerbaycanı’nda Perslerden sonra kurulan ikinci Fars Devletidir. Sasaniler Dönemi Fars medeniyetinin en önemli başarılarına tanıklık etmiştir. Sasani Hükümdarı Nuşirevan bölgeye Farsları yerleştirme politikasını takip etmiştir. IV. ve V. asırlarda, Azerbaycan’a akın eden Türklerin, genelde Derbend geçidini kullanmaları üzerine, Sâsânîler, bu Türk akınının önüne geçmek için, buradaki seddi daha güçlü bir duruma getirme ihtiyacını duymuşlardır (Đpek, 2007: 34). Azerbaycan’ın kuzeyinde yer alan Derbent geçidi, günümüzde de Kafkasya’nın kuzey kapısı olarak adlandırılır.

Sasanilerle Müslüman Araplar arasındaki ilk karşılaşma 633 yılının Nisan ayındaki bir savaşla başlamıştır. Arap ordularıyla Sasani orduları arasında 633 yılı sonuna dek dokuz çatışma daha gerçekleşmiş ve Arapların zaferiyle sonuçlanmıştır. Đslam Devleti ile Sasaniler arasında 642 yılında yapılan Nihavend Savaşı ile Sasaniler yıkılma sürecine girmiş ve 652 yılında yıkılmıştır.

3.2.4. Azerbaycan’da Araplar Dönemi

Đran Azerbaycanı’nda Arap hakimiyeti Nihavend Savaşı’nda (642) Đslam Devleti’nin Hamedan’ı ele geçirmesiyle başlar. 643'te bölge tamamen Müslümanların hakimiyeti altına girmiştir.

Hz. Ali’nin 661’de öldürülmesinden sonra başa geçen Emeviler, 750’de Abbasiler tarafından yıkılıncaya değin hüküm sürdüler.

Abbasiler döneminde (750-1258) Azerbaycan Türk’ü olan Babek Hürremdin’in ayaklanması dikkate değerdir. Babek, Abbasilerin Đslamlaştırma ve Araplaştırma politikasına karşı çıkarak isyan etmiştir. Babek Kalesi’nde 23 yıl Abbasi işgaline direnen Babek, Abbasi Halifesi Mutasım’ın Türk Komutanı Afşin tarafından yenilgiye uğratılmıştır. Günümüzde Babek Kalesi Azerbaycan Türk milliyetçilerinin bağımsızlık sembollerinden biri olmuştur. Đran'da Araplaştırma

Referanslar

Benzer Belgeler

In the present study, the distribution of the HLA-DRB1 alleles among patients diagnosed with RA in the Southeastern Anatolia Region of Turkey was investigated.. Although the

Tez ile varılması düşünülen nokta; bulunduğu coğrafyanın önemli bir güç merkezi konumundaki Türkiye’nin dış politika serüveninde Bosna ve Kosova’nın

İslam dünyasının son gerçek halifesinin bulunduğu Türkiye, inancın kutsal mekânlarına ev sahipliği yapan Suudi Arabistan, İslam dininin militan devletçi yorumunu yayan

developing insight and engagement, HR analytics will maybe add incredible benefit to HR decision-making for workers and organizations. We concentrate on five inclusive issues in

Kafkasya, tarih boyunca ticaret ve göç yollarının, kültürlerin kesiştiği önemli bir kavşak noktası olmuştur. Doğu ve Batı arasında bir köprü durumunda

Bunlar özetle Özal’ın pragmatik liderliğinin etkisiyle dış politikada geleneksel reaktif anlayışın terk edilerek, inisiyatif alan bölgesel sorunlara

Bunlar arasında tarihsel, karşılaştırmalı (Rusya'nın Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan ile ilgili dış politika dersleri ve Kafkasya devletleriyle ilgili diğer ülkelerin

Soğuk Savaşın sona ermesi ardından uluslararası ilişkilerde yeni bir dönem başlamış, bu tarihe kadar istikrarın olduğu birçok bölge yeni dönemle birlikte