GENEL PATOLOJİ
Doç.Dr.Gülbin ŞENNAZLI
Patoloji Anabilim Dalı
PATOLOJİ NEDİR?
Pathos: HASTALIK (Eski Yunanca)
Hastalıkların bilimsel yöntemlerle incelenmesidir = Hastalık Bilimi
Hastalıklara yol açan nedenleri Hastalıklı doku ve organların özellikle morfolojik (biçimsel, görüntüsel) özelliklerini inceler Doku ve organları etkileme biçimlerini
Patoloji (hastalık bilimi) özellikle altta yatan hastalıkla ilgili
hücrelerdeki, dokulardaki ve organlardaki yapısal ve işlevsel
• Etyoloji: Hastalıkların başlangıcı, daha doğrusu sebepleri.
Örneğin: bakteri, virus, mantar, parazit, otoimmun vb.
• Patogenezis: Hastalığın oluşum mekanizması, başlangıçtan
sonuçlanmasına kadarki organizmal süreci inceler.
• Morfolojik değişiklikler: İlgili hücre, doku ve organlardaki
yapısal bozukluklar. Anatomopatoloji olarak da bilinir.
• Makroskopik Patoloji: Cerrahi yolla ya da otopsi-nekropsi
yoluyla elde edilen numunenin çıplak gözle tanı koyma amaçlı incelenmesidir.
• Histoloji: Dokuların mikroskop altında incelenmesidir.
• Histopatoloji de hastalıklı dokuları histolojik yönden
inceleyerek tanı koyma amacını taşıyan bir bilim dalıdır.
• Sitoloji: Etkilenmiş hücreleri inceler.Sitopatoloji de hastalıklı
hücreleri sitolojik yönden inceleyerek tanı koyma amacını taşıyan bir bilim dalıdır.
• İmmünohistokimya: Hastalığın tanısı için özel immün
işaretleyiciler ve antikorlar kullanır.
• Moleküler Biyoloji: Polimeraz Zincir Tepkimesi (PCR) ve
FISH gibi yöntemleri kullanarak özellikle mikrobiyolojik yönden
STRES VE ZARARLI UYARANLARA KARŞI
HÜCRESEL YANITLAR
Hücreler fizyolojik stres veya patolojik uyaranlarla karşılaştıklarında işlevlerini koruyarak yeni bir dengeye (steady state) ulaşabilirler.
Uyum yeteneği aşılırsa veya dış stres doğrudan zararlı ise hücre zedelenmesi oluşur.
NORMAL HÜCRE (Homeostasis)
Stres, yüklenme Zedeleyici uyaran Adaptasyon Hücre zedelenmesi
Geri dönüşümlü Hücre içi değişiklikler (Otofaji) Hücre zedelenmesi
_ _ _ _ _ _Geri dönüşü olmayan nokta
Apoptoz Nekroz (Hücre intiharı)
Uyum sağlayamama
HÜCRE ZEDELENMESİNİN
NEDENLERİ
Dış etkili faktörler:
Fiziksel travmalar, mikroorganizmalar, toksinler İç etkili faktörler:
Genetik bozukluklar
Hem iç hem de dış etkili faktörler:
Beslenme bozuklukları ve immunolojik bozukluklar
Stres veya
Zedelenme Adaptasyon Dejenerasyon Ölüm
Oksijen
yetersizliği Kimyasal etkenler, zehirler ve ilaçlar
Fiziksel ve termik
etkenler İnfeksiyöz etkenler İmmunolojik reaksiyonlar Genetik düzensizlikler Beslenme yetersizliği ve
dengesizliği Fonksiyon fazlalığı
1-
Oksijen Yetersizliği
Hipoksi ve Anoksi – Oksidatif stres: Dokularda kan akımının azalması durması .
Basınç; ligatür, tromboz, emboli, tümör vs.
Kalp yetmezlikleri; miyokard hasarları, kalp kapakçıkları hasarları, yetmezlikleri, venöz kan akımı durgunlukları
Damar hasarları; viral, bakteriyel, paraziter hastalıklar, ergotizm, immünolojik, ateroskleroz, arteriyoskleroz vb.
Anemi; hemoglobin yetersizliği, kanın oksijen taşıma kapasitesinin azalması
Zehirlenme; CO zehirlenmesindeki gibi karboksi veya
methemoglobin bileşikleri oluşumu, solunum enzimlerinin blokajı vb.
2-
Kimyasal Etkenler, Zehirler ve İlaçlar
Hücre yapısı veya metabolizmasını bozar ve adaptasyon, zedelenme veya ölüme yol açar:
Toksinler, ilaçlar hücre membran reseptörlerini bloke veya stimüle ederek
Spesifik enzimleri etkileyerek
Toksik serbest radikaller oluşturarak
Permeabiliteyi bozarak
Toksinleri gruplandıracak olursak;
• A) Kimyasal toksinler; asit, alkali, insektisitler vb,
doğrudan veya sistemik etkili
• B) Hayvansal ve bitkisel toksinler; yılan, arı, akrep
zehiri, baldıran otu, çavdar mahmuzu, eğrelti otu vb, • C) Patojen m.o. Toksinleri; antraks basili, clostridium
bakteri toksinleri vb, mikotoksinler (aflatoksin, fusarium)
• D) Endotoksinler; otointoksikasyon ürünleri, vücut
içerisinde oluşan yaygın nekrozlarda açığa çıkan
3-Fiziksel ve termik etkenler
• Travma
Doku ve hücrelerin parçalanması, kan akımı kesilmesi
• Aşırı sıcak ve soğuk
Soğuk, donma hücre içi suyun donması kristalize olması Sıcak, proteinlerin pıhtılaşması veya metabolik hızını artırarak ölümcül düzeyde ph değişiklikleri
• Basınç
• Radyasyon
Serbest radikallerin oluşumu, hücre içi suyun iyonizasyonu
Genetik defekt, DNA yapısında hasar
• Elektrik
Virüsler
Hücre içi zorunlu parazitlerdir. Konakçı hücrenin genetik materyaline zarar verir, hücreyi ölüme veya neoplaziye götürür. Parazitler • Protozoonlar, hücre içinde ürerler • Metazoonlar, dokularda travmatik etki ve yangı Mantarlar Dokulara yerleşerek kronik yıkım oluşturur. Toksin salgılarlar. Bakteriler • Toksinleri zarar verir veya • Hücre içerisinde replike olur, 4- İnfeksiyöz Etkenler
5-
İmmunolojik reaksiyonlar
Otoimmun hastalıklar:
Vücudun kendi
proteinlerini yabancı bir protein gibi algılayarak zedeleyici reaksiyon
oluşturması veya
otoimmun reaksiyonlar sonucu oluşan immun komplekslerin dokularda birikimi Ör: Arthus reaksiyonu, Lupus hastalığı, Hashimoto tiroiditi vb. Yabancı proteinlere karşı aşırı duyarlılık reaksiyonları
Ör: Saman nezlesi,
Anaflaktik şok
6- Genetik düzensizlikler
• Mutasyon, doğrudan zedeleyici değildir, hastalığa sebep olmaz.
• Mutasyon, hücrenin normal fonksiyonlari için gerekli kritik proteinlerin sentezlenmemesine neden olabilir. Dolayısıyla hücrenin canlılığının sürmesi engellenir.
Ör: Hemofili hastalığı, Taylarda görülen kombine immun yetmezlik, lizozomal depo hastalıkları
7-Beslenme yetersizliği veya dengesizliği
Vitamin mineral proteinlerin alımının yetersizliği
Alınan vitamin minerallerin organizma tarafından kullanımını engelleyen patolojilerin varlığı
Tek yönlü beslenme
Ör: E vitamini eksikliği – Civcivlerde ensefalopati C vitamini eksikliği – Skorbüt
Vit E ve Selenyum eksikliği – Kuzu ve buzağılarda beyaz kas hastalığı
Aşırı karbonhidrat ve yağ – Obezite
8-
Fonksiyon azlığı veya fazlalığı
Adaptasyon Dejenerasyon
Kaslarda aşırı çalışma, yıkımlanma Ör: Pazartesi hastalığı (Paralitik
Miyoglobinüri-nefroz)
Atrofi- yaşlılık, sinirsel uyarım kaybı- kas hücrelerinin atrofisi ve yıkımlanması
9-Yaşlanma
•
Hücrede enzim
sentezi ve
oksidatif
fosforilasyonun
giderek
azalması
•
Genç hücrelere
göre zedeleyici
etkenlerden
daha kolay
etkilenmeleri
2310-Serbest radikaller
Son yörüngesinde bir elektronunu kaybetmiş bir oksijen atomu içeren moleküllerdir.
Komşu moleküllerin elektronlarına hırslı bir şekilde göz dikmeye başlarlar.
Elektron çalmak suretiyle bedende faaliyet gösteren teröristler haline gelebilirler.
DNA'ya hücum edebilirler ve fonksiyon bozukluğu,
mutasyon ve
kansere yol açarlar.
Enzimlere ve proteinlere saldırarak normal hücresel faaliyetleri bozabilirler.
Süperoksit anyonları, Hidrojen peroksit,
Hidroksil radikali, Hipoklorik asit, Kloraminler, Azot dioksit,
Ozon , Lipit peroksitler vs.
Zedelenmeyi 4 temel
mekanizma ile özetlersek;
1)
Hipoksi
– ATP azalması
2)
Serbest oksijen radikalleri de dahil
membran
hasarına yol açan
etkenlerin varlığı
3)
Hücre metabolizmasında oluşan
değişiklikler
HÜCRE DEJENERASYONLARI
DEJENERASYON:
Hücre zedelenmesinin ilk basamağı Hücre içi metabolizmanın bozulması Hücrenin şişmesi
Hücre içinden bulunmayan veya çok az bulunan maddelerin birikimi
GERİ DÖNÜŞÜMLÜDÜR, SEBEPLER ORTADAN KALKINCA HÜCRELER NORMAL
Dejenerasyon tipleri
Hücrede
biriken maddenin
özelliğine
Hücrede meydana gelen
şekilsel
ya da
yapısal değişimlere
göre sınıflandırılırlar
Dejenerasyon tipleri
1. Akut hücre şişliği-
Bulanık- Parankim
Dejenerasyonu
2.
Hidropik Dejenerasyonu
= 3.
Vakuoler Dejenerasyon
4. Yağlanma -Yağ Dejenerasyonu,
Yağlı
değişim
, Yağ metamorfozu
5.
Amiloid Dejenerasyonu
6.
Hyalin Dejenerasyonu
Mekanizma
• İskemi veya hipoksi:
• Mitokondriyal oksidatif fosforilasyon ile sağlanan aerobik solunum bozulur.
• İlk olarak Na/K pompası bozulur, hücre içinde Na birikimi başlar ve hücre su alarak şişer (akut hücre şişkinliği)
https://www.youtube.com/watch?v=P-imDC1txWw
HÜCRE HASARININ PATOGENEZİ (GERİ DÖNÜŞÜMLÜ – GERİ DÖNÜŞÜMSÜZ) İskemi-Hipoksi Mitokondriyal oksidatif fosforilasyon –Aerobik Solunum-ATP azalır
Na/K pompası bozulur
Hücre içinde Na birikir, su girer ve hücre şişer ATP azalır-AMP artarFosfofuruktokinazı uyarır. Hücrenin adaptasyonu Aneorobik glikoliz
Laktik asit artarpH düşer
Organellerde bozulma başlar
Hücre membran geçirgenliği artar Mitokondrilerde bozulmalar Membran geçirgenliği tamamen bozulur
Hücre dışı yoğun Ca içeri girer
Proteinler denatüre olur
Hücre Hasarı
• Hipoksi uzun sürerse membran geçirgenliği artar. (PH'nın düşmesine bağlı olarak membran permeabilitesi artar.) Ancak oksijen verildiğinde bu
bulguların hepsi geriye döner ve hücre düzelir.
• İskeminin uzun sürdüğü durumlarda hücre dönüşümsüz olarak zedelenir. Dönüşümsüz zedelenmede mitokondri matriksinde şekilsiz yoğunlaşmalar görülür. 34
• Hipoksi sonucu hücrede ATP azalınca AMP birikir, AMP fosfofruktokinazı uyarır, bu da anaerobik glikoliz ile glikojenden ATP
sentezini arttırarak hücreye enerji sağlar.
• Artan glikoliz sonucu meydana gelen laktik asit hücre pH'sını düşürür.
• Granüllü endoplazma retikulumunda
ribozomlar ayrılır ve polizomların yapısı bozulur.
Membran zedelenmesinin sonucunda
hücreyi dönüşümsüz ölüme götüren
mekanizma:
Kalsiyumun, yüksek yoğunlukta bulunduğu hücre dışından (yeniden kanlanma ile birlikte) yoğun
olarak hücre içine girer. Ve
mitokondrileri zehirliyerek, hücresel enzimleri inhibe edererek ve proteinleri denatüre ederek hücreyi ölüme götürür.
Bu süreç sonucunda hücrede meydana gelen
değişiklikler, koagülasyon nekrozu için
1-Akut
Hücre
Şişkinliği-Bulanık
Dejenerasyon-Parankim Dejenerasyonu
Hücre sitoplazmasının bulanıklaşmasından dolayı bulanık dejenerasyon,
En fazla parankim hücrelerinde
görülmesinden dolayı da parankim dejenerasyonu
Sitoplazmanın granüler görünüme dolayı
granüler dejenerasyon isimleri de verilir.
*Akut Hücre Şişkinliği-*Bulanık Dejenerasyon-*Parankim Dejenerasyonu Nekroza dönüşeb ilir En sık gelişen dejenerasyon Yüksek metabolizmaya sahip organ hücrelerinde (karaciğer, böbrek, kalp) gelişir. En hafif gelişen dejenerasyon Diğer dejenerasyon tiplerine dönüşebilir
Akut Hücre Şişkinliği – Bulanık Dejenerasyon-Parankim Dejenerasyonu
Sebepleri:
Ateş, ısı, enfeksiyonlar, hipoksi, toksinler (ekzo ve endotoksinler)
Makroskopi:
Organda büyüme, renginin bulanıklaşması ve hafif sertleşme, kesit yüzü dışa taşkın, kapsülde gerilme
Bu dejenerasyon en fazla karaciğer ve böbrek, bazen de kas dokuda
Mikroskopi:
Hücreler şişkin, sitoplazma granüler (tanecikli) yapıda, homojenite bozulmuş ve bulanık. Hücre çekirdeği
2-Hidropik ve Vakuoler Dejenerasyon
• Hidrops olarak da isimlendirilir, hücre sitoplazması içinde fazla
miktarda suyun toplanmasıyla gelişen bir dejenerasyon tipidir.
• Hidropik dejenerasyonda, hücre sitoplazmasında toplanan su,
bulanık dejenerasyonda toplanandan daha fazla ve sitoplazmanın her tarafına yayılmıştır.
• Şiddetli olgularda hücreler balon gibi şiştiğinden bu dejenerasyon,
balonumsu dejenerasyon olarak da isimlendirilir.
• Hidropik dejenerasyon çoğunlukla epitel hücrelerinde görülür.
• Bu olayın ekstra selüler ödem ve hidrops amnii ile bir ilişkisi yoktur.
Vakuoler dejenerasyon, hidropik dejenerasyonla aynı olaydır. Fakat
vakuoler dejenerasyonda sitoplazmada biriken su geniş vakuoller
Sebepleri:
1-Çeşitli viral hastalıklar (şap, çiçek vb. hastalıklar) 2-Deride güneş yanıkları
3-Elektrolit bozukluğu yapan şiddetli ishaller ve rumen asidozu
4-Şok durumları
5-Oksidasyon azlığı veya yokluğu(yaşlılık durumlarında)
6-Kötü huylu epiteliyal tümörler (Tümör
hücrelerinin kan damarlarından uzak oluşuyla ilgili olarak beslenememeleri)
Makroskopi:
En fazla böbrek ve karaciğer epitel hücrelerinde
Hafif olaylarda bir değişiklik yoktur
Şiddetli olaylarda organ büyümüş, rengi solmuş, kıvamı gevrek, kesit yüzeyi taşkın
46 Veziküler dermatitis - Herpes
simplex enfeksiyonu
Koyun çiçeği deri lezyonu – Pox virus enfeksiyonu
Derideki şiddetli olaylarda, epidermis içinde içi seröz sıvı ile dolu kabarcıklar (veziküller) gelişir
Mikroskopi:
Hücre şişkin,
Sitoplazma
soluk,
Vakuollü,
örümcek ağı
görünümündedir
47
Vakuoller
küçük, çok sayıda
olabildiği gibi, sitoplazma içinde
çekirdeği kenara iten tek iri bir
vakuol
şeklinde de olabilir
(Vakuoler dejenerasyon).
Şiddetli olaylarda da aşırı su
girişine bağlı olarak hücrelerin
balon gibi şişer
(Balonumsu
52 Vakuoler dejenerasyon
53
3-
Yağlanma – Yağ dejenerasyonu
Yağlı değişim-Fatty Change
Normal şartlarda yağ hücresi
dışındaki yağ içeriği belirgin
olmayan parankim
hücrelerinin sitoplazmalarında
lipid denilen
yağ
moleküllerinin birikimine
Yağlanma en fazla;
karaciğer, kalp,
böbrek, iskelet kaslarında
gelişir.
Lipidemi
: Kanda lipid seviyesinin
artışı
Adipozitas
: Bölgesel yağ dokuda
artış
Obezitas
: Vücutta genel olarak yağ
Yağ Metabolizması:
Gıda ile alınan yağlarince bağırsaklarda parçalanır(lipaz ve safra ile)
Emulsiyon haline getirilirBağırsak epitelleri ile emilir
kısa zinc.yağ ast.portal dolaşım ile KC’e gelir. ( yağ asiti-monogliseritlere)
uzun zinc. Yağ. Ast. trigliserit olarak ductus toraksikus ile genel dolaşıma verilir.
Burada endotelyal lipaz ile serbest yağ asitlerinealbuminle birleşirKC’e gelir
direk olarak yağ depolarına Her iki yolla gelen yağlar karaciğerde işlenirproteinle birleşir
Yağ metabolizması bozukluğunda iki
farklı patoloji vardır.
1. Yağlanma, yağlı değişim, yağ dejenerasyonu, steatosis: paranşim hücre stoplazmalarında yağların birikmesi 2. Yağ dokusu infiltrasyonu, lipomatozis, interstisyel yağ infiltrasyonu: Normal yağ dokusu olmayan veya yağ hücresi
içermeyen organların interstisyal
dokusunda yağ
Yağ dokusu infiltrasyonu, lipomatozis,
interstisyel
yağ infiltrasyonun sebepleri:
Normal yağ dokusu olmayan veya yağ hücresi içermeyen organların interstisyal dokusunda yağ hücrelerinin birikmesi
a.Karbonhidrat ve yağdan zengin
besinlerle beslenme
Yağlı değişimin sebepleri:
1.Toksik etkiler
Organ paranşim hücrelerinde fonksiyonel
bozukluklar sonucunda lipolitik fonksiyonlar yavaşlar veya durur.
2.Kalp yetersizliği ve anemi
Hipoksi-anoksi
3.Uzun süreli açlık, yetersiz ve dengesiz besleneme, aşırı karbonhidrat ile beslenme
• Aşırı yağlı karbonhidratlı besin maddelerinden trigliserit sentezi artar
• Açlık durumunda da, glikojen depolarının
tükenmesi ve ardından yağların lipolizi ile dolaşımda
4.Kolin ve metionin eksikliği
Kolin ve metiyonin gibi proteinlerin yokluğunda fosfolipid sentezi azalır. Lipoprotein sentezlenmesi aksar.
5. Apoprotein sentezinin bozulması
Lipoprotein sentezlenmesi aksar.
Karbontetraklorür, sarı fosfor zehirlenmesi , ethionin gibi bazı toksik etkilerde ve yetersiz protein alımı durumunda.
6.Aşırı alkol alımı
• Alkol, trigliseritlerin iskeletini oluşturan
α-gliserofosfat miktarını arttırır, yağlanmaya yol açar.
• İndirekt olarak ise hepatositlerin
yıkımlanmasına ve bağırsaklardan yağ emiliminin artmasına sebep olur.
7. Yağ asitlerinin oksidasyonunun engellenmesi
Uzun zincirli yağ asitlerinin oksidasyonu için gerekli karnitin gibi kofaktörlerin etkisi ile
8. Diabet, ketozis gibi hastalıklar
İnsülin; karbonhidrat , protein ve yağ metabolizmasında direkt etkili.
• Ayrıca glikozun hücre membranından geçişini ve hücre içine girişini kolaylaştırır (Glucose uptake).
• Aminoasitlerden protein sentezinin yapılmasını, yağ asitlerinin yağ dokuları
tarafından alınmasını ve trigliseritler şeklinde depo edilmesini sağlar.
Makroskobik
Görünüm:
Karaciğer
•
Büyür,
•
Kenarları kütleşmiş
•
Soluk renkte
(hafif yağlanmalarda)
•
Cam macunu renginde
(şiddetli
yağlanmalarda)
•
Gevrek kıvamda
Mikroskobik Görünüm
:
Parankim hücre stoplazmalarında vakuoller, Çekirdekte yer değiştirme görülür.
Hepatik
lobcuktaki yerleşime göre;
•
periferik
yağlanma,
•
sentral
yağlanma,
•
diffuz
yağlanma,
•
midzonal
yağlanma olarak
adlandırılır.
88
Yağlanma vakalarında yağın direkt kendisi ortaya konulmak isteniyorsa , kesitler dondurma
•
Sudan IV veya Sharlack
kırmızısı
ile
boyandığında
yağlar
kırmızı
,
•
Osmik asitle siyah,
•
Sudan III ile
boyandığında
sarı-turuncu portakal
Sonu:
a.
Tam iyileşme
b.
Sarılık
c.
Siroz
4-Amiloid Dejenerasyonu
Amiloid:
Çeşitli klinik bozukluklarda
hücreler
arasında
biriken
anormal
proteinli maddedir.
Önemli kısmı lif yapısında polisakkaritler
de
içeren anormal proteinli madde
Zararları:
•
Basınç atrofisi, hücre dejenerasyonu,
nekroz
•
Amiloid
maddesinin çeşitli
organlarda birikmesine
Amiloidoz veya
Amiloidozis denir
•
Dalak, Karaciğer, Böbrek, lenf
bezleri, Böbreküstü bezi,
Pankreas(langerhans
Latincede Amylum = Nişasta Temel Özellikler
1. Hematoksilen&Eozin ile homojen eozinofilik,
2. Kongo kırmızısı (KK) ile kırmızı boyanır.
3. Polarize mikroskopta çift kırılma, Polarizasyon (sarı-yeşil)
verir.
4. İyotlu bileşiklerle kahverengi boyanır.
5. Metakromazi özelliği vardır. (Gentiana mavisi, metil yeşili-kırmızı boyanır)
6. EM’de 7-10 mikron çapında gelişi güzel fibrillerden oluşur. Lifsel yapı ışık mikroskobunda görülmez.
Amiloid, protein yapılarına
göre ikiye ayrılır
a-
Plazma hücre
kökenli AL
amiloid (Amyloid
light
chain).
b-
İmmunoglobulin
yapısında
olmayan AA
amiloid (Amyloid
Associated).
Amiloidazun
Sınıflandırılması:
•
Gelişen klinik tabloya göre
•
Anatomik dağılıma göre
•
Amiloidin
kimyasal yapısına
göre
1-Sistemik Amiloidoz: Birden fazla organda yerleşim vardır. Primer Amiloidoz= Atipik Amiloidoz= İdiopatik Amiloidoz: Hastalıkla ilişkisi yoktur. Plazma hücre
bozukluklarında oluşur.-Amiloid AL birikir: Sekunder Amiloidoz:=Reaktif Sistemik Amiloidoz:Doku
yıkımı veya kaybı görülen kronik enf. da
ve Bazı malign tümör durumlarında birikir.
Amiloid AA birikir.
2- Lokal Amiloidoz:
Tek organda yerleşim vardır. Diabetli kedilerde pankreas langerhans adacıklarında amiloid birikir.
Senil=Yaşlılık Amiloidozu
Senil Kardiak Amiloidozu: • 80-90’lı yaşlarda ortaya çıkar • Çiddi kalp bozuklukları oluşturabilir Senil Serebral Amiloidozu: • Beyin korteksinde dejenere nöronların çevresinde gelişir(Serebral plak).ALZHEİMER
Sebebler:
1-Kronik irinli enfeksiyonlar(metritis, Osteomyelitis, vb.
2-Tuberkülozis kazeosa
3- Antitoksin elde etmek amacıyla kullanılan hayvanlar,
4-Multiple Myeloma, Hodgkin lenfoma, Plazmasitom vb.
5- Yaşlılık-Alzheimer
Makroskobik
Görünüm:
•
Organlarda büyüme (Karaciğer,
Böbrek, Dalak)
•
Sertleşme
•
Gevrekleşme
-
Böbrekte birikim: Amiloid nefroz
-Dalakta: sago dalak, jambon dalak
Mikroskobi:
• -Hücreler arasında kirli pembe renkte görülür.
• -Miktar fazla ise parankim hücrelerde basınç atrofisi vardır.
• -Böbreklerde önce glomerular yumakta, birikim görülür. • -Hiyalinle karışabilir. Özel boyalar kullanılmalıdır.
kongo-red, cresyl violet gibi.
• -Dalakta beyaz pulpada a.centralis çevresinde ve kırmızı pulpada birikir.
Sonuç:
•
-Çoğunlukla nekropsilerde
rastlantısal görülür.
•
-İleri dönemlerde organ
yetmezliklerine bağlı ölüm oluşur.
•
-Börekte üremi gelişebilir.
5-Hiyalin ve hiyalin dejenerasyonu
Hyalin: Makroskobik olarak homojen, saydam,
sıkı, beyaz görünümde şekilsiz ve enzimlerle boyanan materyaller
Hiyalin bir madde değil görüntüye verilen isimdir.
Hyalos=Camsı anlamına gelir
- H.E boyamalarında homojen-eozinofilik renk alır
- Birçok patolojik olay sonucu oluşur.
- Amiloid maddesi ile görüntüleri nedeniyle karışabilir. Özel boyalarla kolayca ayırt
Hyalinin
Sınıflandırılması
-
Lokalizasyonuna göre;
a-
Hücre içi (intraselluler)
b-
Hücre dışı (ekstraselluler)
-
Kaynaklarına göre;
a- Epitelyal
b-Mezenkimal
kökenli
-
Şekillerine göre;
a-Yaygın (hücreler arasında)
b-Yuvarlak (hücre içinde)
Patolojik olarak oluşan hiyalin
oluştuğu yere göre farklı isimler alır
1-
Bağdoku hiyalini
(mezenkimal hiyalin)2-Fibrinoid
3-Epitelial hiyalin
4-Kerato hiyalin
Bağ Doku Hiyalini:
Değişik sebeplere bağlı olarak özellikle
deri altında daha fazla olmak üzere
değişik organların bağ dokusunda
kollagen
iplikler ve bağ doku hücreleri
arasında hiyalin görünümlü madde
birikimi.
Nedbelerde, infarktus, kronik yangıların
iyileşmesinde, diabet, arteiroskleroz,
damar duvalarında glikoprotein,
albüminöz madde.
• Fibrinoid: Damar duvarlarında hiyalin birikimi.
Otoimmun hastalıklar(Sistemik lupus eritematozis, arthus reaksiyonu).
• Epitelyal Hiyalin: Epitel hücrelerin sitoplazmaları içindeki hiyalini birikim.
• Toksik ve Enfeksiyöz etkilere bağlı olarak çoğunlukla Böbrek ve Karaciğer epitel hücrelerinde şekillenir
“Mallory cisimcikleri” “Councilman cisimleri” “Asidofilik cisimler”
“Hyalin silindirleri”
Kerato Hiyalin:
Deride fazla miktarda kuru protein kitlesinin sıkışması ile oluşan kitleler. Str. Korneum tabakasındaki hücrelerin ölümü ve
birbirlerine sıkıca yapışmaları.
• Kronik irritasyon,
• A vit. Yetersizlikleri,
• Şap, çiçek, papillom gibi viral kökenli hastalıklarda,
• Yassı hücre karsinomu
Kas Doku Hiyalini-Hiyalin(Zenker)
Dejenerasyonu:
• İskelet ve kalp kasında hiyalin benzeri görünüme dönüşmedir.
• İlk kez Zenker tarafından tanımlanmış.
• Uzun süreli etkilerde Zenker nekrozuna dönüşür. • Kas liflerinde şişme, bantlı yapı kaybolur, homojen
kompakt görünüm -Beyaz Kas
-Paralitik miyoglobinüri (Monday morning disease), atlar
-Şap hastalığı (Foot-and-mouth disease), ruminantlar, domuzlar
MUKUS (SÜMÜK) ve MUSİN
Berrak-parlak, sudan daha yoğun, yüzey örtücü kıvamlı bir sıvıdır.
Mukozadaki bezlerin salgısı, dökülen epiteller ve
lökositden oluşan mukoprotein.yapısındadır Mukus= Musin (mukopolisakkarit + protein)
H&E ile mavi-gri boyanır, Toluidin mavisi ile metakromazi
Musin
Türleri:
1-Bağ doku musini: Bağ doku hücreleri arasında var olan bir maddedir. • Embriyoner dönemdeki tümörlerde (miksom, miksosarkom) • Kıkırdak ve Kemik tümörlerinde • Bu da teşhiste önemlidir. 2-Epiteliyal musin: Mukozada goblet(kadeh) hücreleri, bezlerden salgılanır.
Mukoza (goblet hücresi) yangıları veya tümör gibi patolojik olaylarda salgılanma miktarı artar.
MUKOİD DEJENERASYON
(
Mikzomatöz Dejenerasyon)
Yapısında fibröz veya adipöz doku bulunan organ ve dokularda, bağ doku ve kas iplikleri arasında musin birikimi ve buna bağlı olarak doku elementlerinin dejenere olmasıdır.
Sebepler:
• Protein eksikliği, kronik enf.,
• Uzun süreli beslenme bozuklukları, açlık
• Kilo kaybına veya kaşeksiye neden olan kronik enf. • Parazitizm, travma,
Görünüm:
Dokular saydam jelatini görünümünde,
Yağ dokuda erimeler. Dokuların kesit yüzleri berrak ve yüzeyden iplik gibi kıvamlı bir sıvı damlar.
Kaşeksi açlık vb durumlarda ilk kalpte sulkus koronarius bölgesi yağ kitlesinde ve iskelet kasları deri altı yağ dokuda, omentumda mukoid dej. İzlenir.
Mikroskobik Görünüm:
•
Hücreler arasında mavimsi gri musin
birikir
•
Damar duvarlarında media
tabakasında izlenebilir.
FİBRİN
Suda erimeyen, beyazımsı, protein yapıda, trombinin fibrinojene etkimesi ile oluşan madde. Kan ve lenf sıvılarında bulunur..
• Kanın pıhtılaştığı her yer
• Lenf maddesinin pıhtılarında
• Fibrinli yangılarda oluşan eksudatta
• Makroskopik olarak, beyaz ipliksi madde, yangısal eksudatta fibrin diğer yangı elemanları ile karışmıştır.
Mikroskopik olarak H&E ile pembeye boyanır, iplikçikler halinde, yoğun bulunduğu yerlerde pembe homojen kitleler şeklinde.
Önemi:
• Kanamayı durdurmak üzere tıkaç oluşturur veya • Hasarlı dokularda dokunun tamirini sağlayacak
Ancak bazı durumlarda vücut için
zararlı olabilir
• Hayvan canlı iken damar içinde oluşan pıhtılar, tromboz emboliler
Fibrinli yangılarda, fibrinli pnömoni, fibrin avleolleri tıkayarak hava yollarını kapatır, asfeksi
Organ yüzeylerinde yapışmalar, fonksiyon
bozuklukları
Sonu:
2 şekilde sonlanır
Doğal otoliz veya
lökositlerin
eritici enzimleri
ile parçalanır
ve emilerek
gözden silinir.
FİBRİNOLİZİS
Fibroblastları uyararak
fibröz bağ doku ile
yer değiştirir
ORGANİZASYON
Akçiğer-Konsolidasyon Vücut boşlukları-Adhezyon 141Nekroz
(Geri Dönüşümsüz Hücre Hasarı)
Yaşayan organizmada doku ve
organları oluşturan hücrelerin
yersel ölümüne
NEKROZ
denir
Nekrobiyoz:
Nekroz yapan etkenlerinetkimeye başlayarak ölüme kadar geçen sürede içinde oluşan ve morfolojik olarak
Nekroz;
Enzimler etkisi ile oluşan
değişikliklerdir
Geri dönüşümsüzdür
(irreversible)
Nekroz bölgesinde fonksiyon
kaybı
Hücre Ölümü
Nekroz:
Canlı hücrelerin bir takım sebeplerin etkisinde kalması sonucu ölmesidir.•
Apoptozis=
•
Programlı
hücre ölümü
(apoptoz, cell
suicide):
Fizyolojik bazı etkilere bağlı programlanmış hücre ölümüdür.Nekrotik Değişimler
•
Hücrelerin
enzimatik
sindirimi
•
Hücre
proteinlerinin
denaturasyonu
Nekroze hücredeki enzimatik
reaksiyonlar
OTOLİZ: Nekroza
neden olan katalitik enzimler ölü hücrelerin parçalanmış lizozomlarından açığa çıkar ve hücreyi öldürür. • HETEROLİZ: Patolojik olaylarda bölgeye gelen lökositlerin lizozomlarından veya bölgeye gelen bakterilerin salgılarındaki enzimler hücreyi öldürür. 147
Lokal bir hücre topluluğunda gelişir, nekroze ve normal doku yanyana görülür Eritrositlerin görüntüsü Vaskülariz asyon Yangı hücreleri Rejenerasyon -reperasyon Diğer postmortal değişimler Nekroz + Normal + + + -Otoliz - Hemoliz - - - +
Nekroz( Yangı hücreleri
Normal Eritrositler, Vaskülarizasyon
Rejenerasyon
)
Ölü Dokunun Gözle
Görünümü
1. Dokunun rengini kaybetmesi
2. Dokunun kıvamını kaybetmesi
3. Kokuşma=Putrefaction (kadaverin,
putresin)
Nekrotik Hücrelerin
Mikroskopik
Özellikleri
•
Önce
sitoplazma
•
Sonra
çekirdekte
Stoplazmadaki
Değişimler
a. Sitoplazmada glikojenin tükenmesi:
Hipoksi Anaerobik solunum Hücre içi glikojen tükenir.
Glikojenin yerlerinde boşluklar kalır. Formol ile
tespitten önce hücre içinde glikojen tükenmişse yerlerini organeller doldurur ve mikroskopta
vakuollü değil homojen görünümdedir. b. Sitoplazmanın eozinofilik boyanması:
Nekrotik hücre stoplazması canlı hücrelere göre daha koyu pembe-kırmızı(eozinofilik)dir. Nedeni;
sitoplazmadaki RNA’nın enzimlerle yıkımı ve protein denatürasyonuna bağlı olarak eozinin bağlanacağı polipeptid zincirlerinin artmasıdır.
Sağlam Karaciğer Epitel Hücreleri
c. Stoplazmolizis: Ölen hücre stoplazma
yoğunluğunu kaybeder, ileri dönemde hücre zarı da erir komşu hücrelerin sınırları birbirleri ile kaynaşır.
d. Stoplazmada ileri değişimler, boya alma
yeteneğini kaybetmesi hücrenin silinmesi, kalıntıların fagosite edilmesi.
Bazılarında deskuamasyon, bağırsak mide akciğer bronş vb.
Çekirdekteki değişimler
a. Piknozis: Çekirdeğin büzüşmesidir. Çekirdek boyutu küçülür, koyu mor-siyah(hiperkromatik) renk alır: Nükleik asitlerin parçalanmasıyla oluşan asidite, hematoksilenin fazla tutunması. Çekirdekçik
görünmez.En iyi epitel hücrelerinde görülür.
b. Karyoreksis: Çekirdek membranının yırtılması,
kromatinin sitoplazmaya granül halinde dağılması,
c.Karyolizis: Nükleazlar tarafından kormatinin eritilmesi, çekirdek membranı tamamen
kaybolur, kromatin eridiği için hematoksilenle boyanmaz.
Çekirdeğin kaybolması ile hücre ölmüş demektir.
NEKROZ ÇEŞİTLERİ
1.Koagulasyon Nekrozu=Pıhtılaşma Nekrozu:
Stoplazmadaki proteinlerin pıhtılaşması. Hidrolitik enzimler de pıhtılaşır. Su kaybı ve hidrolitik enzimlerin pıhtılaşması, değişimlerin otoliz aşamasına gelmeden durmasını sağlar. Yangı hücrelerinden salınan enzimlerle heterolize uğrarlar ve erirler.
Koagulasyon Nekrozu Morfolojik olarak
A.Yalın-basit Koagulasyon Nekrozu (Pıhtılaşma Nekrozu) B.Kazeifikasyon Nekrozu (Peynirleşme Nekrozu)
C.Zenker-hyalin Nekrozu (Kas Dokuda Pıhtılaşma Nekrozu)
Şeklinde sınıflandırılır.
A. Basit-yalın Koagulasyon Nekrozu: Nekroze hücrelerin sınırı tam olarak kaybolmaz, sitoplazma pıhtılaşır.
Sebepleri:
Lokal iskemi, infarktus
Bakteri toksinleri, nekroz basili, buzağı difterisi
Lokal etki yapan zehirler, HgCl
Orta derece yanık yapan, ısı, elektrik, x-ışını
Viral hastalıklarda, şap vb.
Makroskopik görünüm:
• Nekroze doku sınırlı beyaz-gri renkte,• Nekroze doku içerisine kan sızmışsa koyu kırmızıdır. • Normal dokuya göre daha sert ve sıkıdır
Mikroskopik Görünüm:
•
Stoplazma koyu pembe
boyanır,
•
Çekirdek piknotik, karyorektik
veya karyolitiktir.
B. Kazeifikasyon Nekrozu=Peynirleşme nekrozu.
Koagülasyonun özel bir türüdür ve daha ileri
dönemlerinde oluşur.
Tuberküloz, bruselloz, sifilis, psöydotuberküloz hastalıklarının tipik lezyonu.
Makroskobik görünüm:
•
Süt pıhtısı veya peynir kıvamında,
•
Sarımtrak beyaz renkte
Mikroskopik görünüm:
• Hücre sınırları kaybolmuştur
• Hücrelerin boya alma yetenekleri bozulmuştur,
• Karyorektik çekirdek kalıntıları; pembe homojen
kitle içinde görünür
• Nekroz odağında bazen distrofik kireçlenme
odakları izlenir
• Nekrozun çevresinde granülomatöz yangı
hücreleri vardır
C. Zenker-Hiyalin Nekrozu:
Çizgili kas dokudaki koagülasyon nekrozu
Hiyalin denejerasyonu ardından veya iç içe gelişir.
Kuzu, oğlak ve buzağılarda Vit E ve Se yetersizliğinde bağlı beyaz kas hastalığında diyaframa, bacak ve kalp kasında
• 1 aylığa kadar kuzu ve oğlaklarda, 6 aylığa kadar buzağılarda şap hastalığında .
Makroskopik Görünüm: kaslar
solgun pembe-sarımtrak gevrek
kıvamda
Mikroskopik görünüm: Kas lifleri şişkin, homojen
pembe, bantlı yapı kaybolmuş, çekirdekler piknotik veya kaybolmuş. Yangı hücreleri de bulunabilir.
2. Likefaksiyon (Erime-Kollikuasyon) nekrozu
Ölen doku enzimlerin etkisi ile erir ve gözden silinir.
Enzimler nekroze olan dokuda vardır veya dışarıdan gelir.
• Lipitten zengin dokularda (MSS),
• Pankreasın litik enzimleri,
• İrin oluşumuna yol açan bakteriyel hastalıklarda
Makroskopik; sarımsı beyaz eksudat, düzensiz oyuklar. Mikroskopik: eozinofilik sıvı veya boşluklar.
Erime nekrozu 2 yolla oluşur:
1.Primer: nekroz doğrudan erime ile başlar,
şiddetli anoksi veya toksik zedelenmelerde beyinde, mide ve pankreasta
2.Sekonder: önce koagülasyon nekrozu gelişir,
sonra enzimlerin etkisi ile erime başlar.
• Bakteriyel etkenler:Tüberkülozda kazeifikasyon alanları,
• İnfarktüsler,
• Bakteriyel enfeksiyonlarda nötrofillerden salınan enzimler (irin)