• Sonuç bulunamadı

Türk edebiyatında Boğaziçi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk edebiyatında Boğaziçi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk edebiyatında Boğaziçi

Istanbulun Mehmet II. tarafından

(1 4 5 3 ) de alınmasından 60 tene ka­ dar evvel Türkler, Boğaziçi'ne yerleş- miye başlamış, bugün 401 inci yılı­ nı kutladığıma, fetihten sonra ise (A k ) ve (K ara) denizler bizim bireı;ln iç denizimiz hâlini alınca da edebiyakle ve musikimizin sayılı mevzuları

sına girmiştir.

Tazan

j

H ik m e t Ş in a s i Ö n o l

anmaz Firdevs’ e gönlünü Ka- la ta ’ yt gören, emi anmaz anda ol s e r v i dil

-Tetkikimiz

ki, ( * ) Nâbizade Nâzım: (Zehra) adlı romanında: Boğaz, yalı, sandal gezintileri tasvirlerine geniş yer ver­ m ekte; Halid Z iy a : (A şk -ı memnu') unda Göksu’dan, (Bir yazm tarihi’ ) nde Çubuklu’ dan bahsetmektedir. Mehmet Rauf ise hikâyelerinde Bü- yükdere, Tarabya gibi sem t'eri an­ latmakta, (E ylül) de ise Yenimahal­ le’y i dekor yapmaktadır.

Hüseyin Rahm i: (C adı) adlı ese­ rinde Rumelihisarı ile Baltaiimanı a- rasındaki eski bir yalıda geçen vaka ları sıralamakta; Halide Edib: (T a ­ tarcık) ve (K alb ağrısı) nda Boğaz ın bâzı kısımlarım anlatmaktadır.

Yaknp Kadri: (Nurbaba) da, eski deniz âlemlerinden bahsetmekte; Re­ fik Halid: (Istanbulun içyüzü) nde Kandillide bir yalıda geçen hayatı can landmnaktadır,

Ahmet Rasimin külliyatı sa’y-u tahrir’indeki makaleleri içinde 40 sayfalık 3 makale (Eyyam-ı tenez- züh). Boğazın Anadolu kıyısında a- dım taşıdığı hatırlardadır. Saffeti Z iy a : (Silinmiş çehreler, beliren si- mâlar)mda Göksudaki sandal gezin­

tilerinden, Ruşen Eşref: Boğaziçi, Aynlddar’ ında yol üstü birkaç çeşme adlı nesirinde Paşalimanı’ndan - Çen gelköyü’ne kadar uzanan bir yürüyü­ şün intihalarından, Abdülhak Şinasi Hisar: (Boğaziçi m ehtaplarım da o- ranm bütün âlemlerinden bahseder.

Elbette ki, Türk edebiyatında Bo­ ğaziçi’ne dâir roman, hikâye, makale v.s, bu kadar değildir. Bunlar ilk hamlede hatıra gelenlerdir. A . Cabir Vada’nm : (Boğaziçi konuşuyor) ve iffe t Nevin’in r (B oğaziçi çocukları); yakm vakte kadar neşredilen Boğaziçi mecmuaları bu bahsin içine girer.

ŞİİRLERE GELİNCE:

Boğaziçinde yapılan cami, saray, çeşme ve kışla gibi mütenevvî inşaa­ t a tarihleri, padişahların yazlığa göç etmeleri veya bir mesireye gitmeleri münasebetiyle yazılan -kudumiye ve teşrifiyeler eski edebiyatta mühim bir yekûn tutar.

İstanbul fâtîhi Mehmed 1!. bir : manzumesinde;

arayı gi ren.

güzelden bahseder­ ken de:

(A o h i’ y â ) kılma gaman kim sana râm ola nigâr, Sen Sltanbul şâhısın ol Kalâtâ’

şahıdar!..

der.

Nev’ izâde Atai, hamsesinin bir ki­ tabı olan Âlemnümâ adlı şâkînâme - sinde:

Sem ti Hisara gelüp e t âlemi, öm re sürer işretinin her demi,

beyti ile başlıyan uzun bir manzume kinde Boğaziçinden bahseder.

Fennî; Hadika-tül-cevâmi’ deki Sâ- hilnâmesinde:

Bir çetinkâre sataştırdı bizi devri zaman, Olda Beykoz’ la bir â fet ile çeş­

mem giryan. diyor.

Seyyit ^eh bi:

Var ise aklın sana benden nasihat Vehbiyâ Alem eyle geçmeden vakt-i s a fi­

yi Üsküdar

beyti ile kendi kendine nasihat ver­ mek istemiştir.

Nedim: s

Münâsiptir sana ey tıflı nâzım hüccetin al gel, Beşiktaş'a yakın bir hâne-i vira ■ ntmtz vardır.

yahut:

Ey şuh Nedîmâ ile bir seyrin şitlikı Tenhâca varup Göksu’ya işret var

içindel

diye Boğaz semtlerinden bahsediyor. Neccarzâde Şeyh Rıza:

Açıldı dilâ lâle-i gülrengi-i Beşiktaş, Işrâb-i çırağan ider âheng i

Beşiktaş!,,

nusra’ lariyle yaşadığı yere hayranlı­ ğını anlatıyor.

Rahmî’ de:

Nedîm-i subhgâfıt dem vurur Şam’ : m sabâsından Beşiktaş’ ın geçilmez doğrusu âb ü

halâsından.

diyerek Şeyh’le aynı ¿uyguda olduğu­ nu gösteriyor.

Sahih ise :

-Reşk-i gül bag-i behişt oldu feza­ yı Üsküdar, Cennet-i rây-i zeman anda serûy-i

: : ' r "

Üsküdar.

diye Usküdarı methediyor.

Esrar Dede, Şeyh Galib’le yaptığı bir mehtab âleminin hâtırasını can­ landıran gazelinde:

Gice Kandilli’ d e gök kandil olup ol mehrâ, Mâhitâp eyliyerek eyledi azmi

Göksû.

der. V âsıf:

Alem -i âb île Göksu'dan olup zevrak savar, Kıl kalender bağçesm tâ sabkadek

cây karar.

yahut:

Vâsıf, binelim kaaytğa Istinye koyandan, Sâger çekerek şevk ile Kandilli

suyundan.

diyerek Boğaz sevgisini gösteriyor. Enderunlu Fâzıl:

Va,'itidir zevk-u safâya doyalım Ne Hisar-ü, ne Tarabyâ koyalım,

derken gezeceğini bildiriyor. A rif ise :

Bir muğbeçenin da’ vetidir gel ola­ lım pakı Hanende -a rmrtrıbla Tarabyâ’da

tarcbnâk.

diye, Tarabya’da eğleneceğiai anla- tıyor.

Nâşid:

Gîceyi gündüze tebdil iddim tâ be seiter, Şemşipâşâ’ dan idüp senit-i B e ş ik -. taş e gözer,

derken, Beşiktaş'ın hoşlandığı yer ol iuğunu söylüyor, demektir.

Abdülhak Hami d :

Şehrimizde Çamlıca en hoş te p e :

V

Gezdiğim yer onda en son mertebe,

diyerek oraya karşı duyduğu sevgiyi anlatıyor.

Nâbizade Nâzım. Anadoluhisan'n- daki mezarlıktan mahseden bir man­ zumesinde:

Sanki meftun gibi bu makhereye, Göksu, hasret çeker bu m eşçereye!

der. Tevfik Fikret:

Önümde Gölisa, yeşil sathı

bîkarSriyle, j Beyaz köpük dökerek nazh nazlı

-- dalgalanan

Denizde bir leb-i ş e fk a t bir incizâb arıyor..,

diye bahsettiği uzun manzumesinde Boğaziçini ne güzel anlatmaktadır,

Hüseyin Suad:

Gösterip âyine-i endâmmı Altın kam’ da sen, Şâha kaldırdın hayât-t aşkı ben

merhumda sen.

mrsra’ıyla bîr hâtırayı canjaııüira*; Hüseyin Siret:

Göksu sırtında ay, kızıl bir tunç, Sanki bir heykelin yanık b tie n i; içiyor dalgalar alevlerini

diyor.

Mehmed Akif, Ses i anlaman bîr yazısında:

Dem çekip, dem tutarak etm eye başlar fer yâd. Boğazın her tarafından bir İlâhî

insâd

beytini söyler, Yahya Kemal:

Kandilli yüzerken uykularda Mehtabı sürükledik sularda.

mısra’ıyla başlayan şiirinde bir san­ dal gezintisini anlatır

Midhat Cemal:

Barda şebnem gibi bir damla çoen k : şâirdir, Göksu, her şTrini bir bir okuduk:

şâirdir.

diyor,

' Emin Bülend, Hisariar’r gezdikten sonra dönerken:

Ağır ağır ediyorken o kal’ eden

avde^, içimde vardı derin bir mahabbet-ü hürm et!

v

İbrahim Alâettin Cenevre’ den bah­ sederken:

Hani lâkin önünde nazlı Boğaz: Hani Beykoz, Bebek, Hisar,

Sarıyer? diyerek Boğaziçinin eşsizliğini - anla­ tıyor.

Halid Fahri:

Boğazın gölgeli sahillerini, Mayıs aksondan sislerle boyar.

diye başlayan manzumesinde B oğa z­ ın yaz günlerini çizer.

Faruk Nafiz: '

Gam çekm e güzel notsa bahönıı sonu yazdır, Sevdâlann en coştuğu yer şimdi

B oğazd a.

derken, ümidi ile herkesi teselli et inektedir.

Rıfkı Melûl:

Dinleyüp evtâr-ı namın en girift elhânım, (D e v a m 3 ncü sayfada)

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

The round towers consist of an ornamental gate added in the Early Imperial period, an oval courtyard with a cut in its northern side, and three archways built in Hadrian’s period

第六條 每年館藏淘汰註銷量,應在總館藏量之百分之三以下。 第七條

Gedik, 2008’den beri Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) ultra hızlı lazerleri kullanarak topolojik yalıtkanlar ve yüksek sıcaklık süper iletkenleri

Raşit Turan “Nanotekno- loji ve Güneş Enerjisi”, Bilkent Üniversitesi Kimya Bölümü öğretim üyesi ve Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Enstitüsü müdür yardımcısı

Elektrikte hareket eden yükler, art› yükler olarak kabul edilir ve eksi yüklerin (asl›nda hareket eden yükler eksi yüklü parçac›klar olan elektronlard›r) tersi

Ancak, da Vinci kinetik ve statik sür- tünme katsay›s› ayr›m›n› yapmam›fl, on- dan 200 y›l kadar sonra do¤an Frans›z fi- zikçi Amontons statik sürtünme

Özdemir (2015) tarafından Hemşire Karşılıklı Bağımlılık Ölçeği’ni kullanarak yapılan çalışmada, fiziksel sağlık problemi olduğunu belirten

Turizmi, “Yabancıdan gönlü­ nün rızasıyla para almak” olarak değerlendiren Çelik Gülersoy, burada yapılacak son çalışma­ nın, arkadan çıkan apartmanla­