• Sonuç bulunamadı

Sabri Berkel:Sabri Berkel ve figüratif resimleri:1931-1947'den, Sabri Berkel üstüne'den, Sabri Berkel'den, Sabri Fettah'dan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sabri Berkel:Sabri Berkel ve figüratif resimleri:1931-1947'den, Sabri Berkel üstüne'den, Sabri Berkel'den, Sabri Fettah'dan"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Kuyulubostan Sok. 4 4 /2 ,

Nimet Apt. 80200, Nişantaşı, İstanbul. Tel: 147 08 99 - 147 97 56

T

em

S

anat

GALERİSİ

12 N is a n - 11 M a y ıs 1988

AÇILIŞ

12 Nisan 1988 Salı Saat 17.00

Üsküp - Hamamönü, 1934. Çinko gravür. 39 X 49 cm.

Audio-Visual tanıtım programı hergün 17.30’dadır. Galeri, Pazar dışında hergün 11.00 - 19.00 arası açıktır.

(3)

E tü t. Arkadan Çıplak Erkek. 1933. Füzen. 148 X 75 cm.

(4)

JALEN. EUZEN

“SABRİ BERKEL VE

FİGÜRATİF RESİMLERİ:

1931 - 1947”den

Sabri Berkel’in Cezanne’ın derinlik ve kütle çözümlemelerine olan ilgisi da­ ha bir süre, 1947 sonlarına kadar n a tü r­ m ort ve m anzara resimlerinde kristalle­ şecek ve sürecektir. 1941-1947 arası na­ türm ortları Sabri Berkel’in sonraki yılla­ rında soyut resminin m ekân ve kütle, de­ rinlik ve yüzey ikileminin ve biçimlerinin taşıdığı “jest” niteliğinin anahtarlarını geliştirirler. Bunlar da, bir elmanın ya da vazonun biçimi kadar, onunla çerçeve arasında kalan boş alanın biçimsel kişili­ ği ve nesnelerin kütleleri içinde olduğu kadar, boşluk alanları içindeki “varlık” yoğunluğu irdelenen önemli bir nitelik­ tir. 1930-1935 natürm ortlarında nesne­ nin boşluk içindeki özerkliği, içe dönük­ lüğü ve gerilimi bu dönem resimlerinde resmin alanını belirginleştiren bir anlam ve varlık diyalektiğine bırakm ıştır kendi­ ni. C ezanne’ın natürm ortlarında kütle­ nin dış cidarlarına çizginin nefesi ile yüklediği canlılık Sabri Berkel’in n atü r­ m ortlarında nesnelerin yüzeylerindeki tonal biçimlere yüklenmektedir. Kompo­ zisyonda düşey ve yatay düzlemler bir­ birlerini tanım lıyarak hareket dolu bir mekân zenginliği yaratm aktadır. Ayrıca, masa, tabak ve yaprak gibi yatay düzle­ mi anlatan biçimlerin çerçeve ile kurdu­ ğu gergin ilişkiler bu m ekânın çerçeve dışındaki uzantılarını sezinleterek resim ölçeğini genişletmekte, mekânsal sınırla­ rı zorlayarak kompozisyonu içe kapanık­ lılıktan kurtarm aktadır. Sabri Berkel’in daha sonraki soyut resimlerinde de gör­ düğüm üz bu düzen anlayışı mekânı res­ min sınırları içinde bütünleşmiş bir şekil­ de tanım larken, kendi iç devinimi ve sağlamlığı ile algısal gücü çerçevenin bo­ yutları dışına genişleten bir mekânsal gi- zilgüç yaratır.

Bu natürm ortlarda, C ezanne’da ol­ duğu gibi, algının öznel işleyişinin yarat­ tığı perspektif çarpıtm alar da irdelen­ miştir. 1946 Şişeli N atürm ort’ta, ya da 1946 Manolyalı N atürm ort’ta masa

Sanatçının Paltolu Kendi Portresi. 1946 sonu. M ukavva üzerine yağlıboya. 54.5 X 45.5 cm.

Vazoda Çiçekler.

1947

M ukavva üzerine yağlıboya.

61 X 50 cm.

(5)

Natürm ort. 1948. Tuval üzerine yağlıboya. 54.5 X 65 cm. perspektifinin, ya da duvar çizgisinin di­

ğer nesnelerin şartlandırm aları ile yön değiştirdiğini ya da perspektifinin çarpıl­ dığını görüyoruz. Sabri Berkel’in Cezan- ne’nın doğal gelişimi olan Kübizme yö­ nelmeyerek uzun süre bu tür çalışmalar üzerinde durm uş olması onun Kübizmin bazı kurallarını soyut biçim anlayışına sağladıkları temel öğretiler açısından be­ nimsemiş olduğunu, ancak asıl ilgilerinin biçim diyalektiği üzerinde yoğunlaştığını göstermektedir. Nitekim, 1949-1950 ta ­ rihli, figürden yararlanan soyutlamaları, ya da ritmik kubbeler resimleri ve 1952- 1954 M imar Sinan, Simitçi, Ege’de Çay ve Balıkçılar kompozisyonları Kübizmin geometrisinden ve parçalanm a sentezin­ den yararlanan, Sabri Berkel’in kendi çizgi arabeskini geliştirdiği ve renk uygu­ layımını bağımsızlaştırdığı denemelerdir.

Vazoda Çiçek.

1948.

M ukavva üzerine yağlıboya.

61 X 46 cm.

(6)

Taksim M eydanı. 1948. M ukavva üzerine yağlıboya. 70 X 100 cm.

(7)

NURULLAHBERK

“SABRİ BERKEL ÜSTÜNE”d e n

Sanatçı, sık sık açtığı sergileri, yığınlar önünde konuşmaları, konferansları, yazıları, kavgaları, tartışma­ ları, yan tutmaları, aldığı siparişleri yerine getirerek duvarları kaplıyan bol verimi, derneklere, birliklere üye­ likleri, yöneticilikleriyle kendini topluma ve eleştirmen denilen sanat ve fikir yargıçlarına “empoze”mi etme­ li, yoksa, tek başına kalmak ve adı anılmamak pahasına sanatın o çetin sorunlarını çözerek toplumun ve yargıçların gelişlerini mi beklemeli? Sabri Berkel bu ikinci tutumu yeğ bularak yıllardan beri ya Akademi’de- ki atölyesinde, ya özel yerinde biçimle, çizgiyle, renk ve istifle çetin bir kavgaya girişti.

Paul Valéry söyler: “Sanat kavramı içinde Zanaat kavramının da yeri büyüktür.” Ne denli düşünsel, ne denli duygusal, ne denli derinlemesine kişi ruhuna inen bir kavram olsa sanat, zanaat yönü güçlü olmazsa söyleyeceklerinin yarısını başaramaz.

Zanaat gücünü, zanaat sorunlarının çözümünü Sabri Berkel’de bulabiliriz. Yu­ goslavya ve İtalya’daki çalışmaları bir klasi­ sizme mi, yoksa, kimilerinin sandığı gibi bir akademizme mi yönelik? Akademizm ile klasisizmin bizde karıştırıldığı, bir ta­ kım formüllerin, reçetelerin, yüzyıllar bo­ yunca denenmiş, uygulanmış görüş ve ya­ pışların “klasik" sanıldığı bir ortamdayız. Doğa kopyacılığı, dış dünyadaki insan ve objelerin oldukları gibi heykele, resime ak­ tarılmasını klasisizm sanan bir kanı eğe- mendir bizde.

Oysa, klasik, sürebilen, zamanı aşabi­ len, değerini kaybetmeyendir. Empresyo­ nizm klasiktir, Kübizm klasik olma yolun­ dadır, soyut sanatın klasikleri vardır, Klee, Kandinsky, Mondrian gibi. Klasisizmi çok iyi bilen Sabri Berkel’in akademi ve yaban­ cı atölyelerdeki çalışmalarını güç, girift, ayrıntılı bir zanaat öğreniminin üstesinden gelme çabaları olarak ele alabiliriz. Böylesi çalışılmış, biçimleri didik edilerek “arkitek- tonik” yapılarına kadar inmiş çalışmaları başka hiç bir ressamımızda görmedim di­ yebilirim.

Yanılmıyorsam Türk resimde ilk soyut denemeler Berkel’in 1947 lerdeki çalış­ malarıyla başlamıştı. “D G rubu”nun Tak- sim’deki Fransız konsolosluğundaki son sergisinde görülen “Taksim meydanı” res­

samımızın doğadan ayrılışını, biçimler, çizgiler ve renklerin soyut dünyasına yanaşmasını yansıtan ilk ör­ nekti. Daha sonra örnekler çoğaldı, güçlendi: “Kubbeler”, “Simitçi”, “Yoğurtçu”, “Sinan”, “Tütün” gibi başarılar tam bir soyutluğa kavuşmamış, ama doğanın kesin bir üsluplaştırmaya, bir geometrileştirilmeye vuruluşunu yansıtan bir estetiğin doyurucu örnekleriydi.

Ama bunlar, bu figür ve görünümler yine de doğayı, dış dünyayı hatırlatıyor, sadece güçlü stilizasyonla- rı, geometrik düzenleriyle bir ayırıma yol açabiliyorlardı. Bunları izleyen araştırmalarından bugünlere Ber­ kel, tuval yüzeyinin boşluğu içinde tasarlanmış çizgiler, biçimler ve renklerin soyut dünyasına daldı. İlk ba­ kışta birbirine eş etkisini uyandıran bu soyut yapıtlar, aslında, her biri bambaşka tertipler, tasarlanışlar, istif ve renk uyumları içinde. Ingres’in “Müzik, çizgidedir” aforizmasını düşünebiliyoruz bunlara bakarken. Bu inatçı, sürekli, sabırlı az rastlanır titizlikteki plastik düzenlemeler, kendilerine göre bir “mutlak” peşindedir­ ler.

N efertiti’li Natürm ort. 1950. Tuval üzerine yağlıboya. 162 X 130 cm.

(8)

Yoğurtçu. 1952. Tuval üzerine yağlıboya. 162 X 130 cm.

GİJS VAN TUYL

“S A B R İ B E R K E L ’d e n

Oysa Berkel... Batıya yöneldi ama kendini Bi­ zans ve İslam sanatından esinlenmeye bıraktı. Eğiti­ mini Floransa ve Paris’te yapmıştı ve orada modern sanatın en önemli anlatım biçimleriyle karşılaşmıştı. Sırasıyla realizm, ekspresyonizm, kübizm, taşizm ve geometrik soyutlama akımları içinde çok kişisel bi­ çimde çalıştı. Yine de bunu yaparken dikkatini sü­ rekli olarak mimariden ve kendi ülkesinin sanatın­ dan ayırmadı. Dışavurumcu koyu çevre çizgilerini çekerken, Bizans ikonları ona parlak bir örnek teş­ kil ediyordu. Soyut işaretleri, başka bir döneminde, Arap yazısıyla doğrudan doğruya ilişkilidir. Şu son on yılın tablolarında egemen olan geometrik soyut­ lamadır. Biçimlerin ritm düzeni bazen İstanbul’daki çok sayıdaki cami kubbelerinin biçimlerindeki oyu­ nu uzaktan yansıtıyor. Renklerin kullanılışı çok bi­ reysel olup minyatürlerle Mondrian arası bir yerde bulunuyor. Bu elemanlardan, yani renkler ve biçim­ lerden başlıyarak Berkel müziğe benziyen kompo­ zisyonlarını kuruyor. İslam sanatındaki gibi bu kompozisyonlarda, organik formlar ve salt geomet­ rik şekiller tam bir uyum içinde düzenlenmişlerdir.

Pulchri Studio, Den Haag 24 Temmuz - 22 Ağustos 1980

ARİFDİNO

“R E S S A M

S A B R İ FE T T A H ”d a n

Şekillere riayet, mücessemiyet (hacimlilik), satıh ifadeleri ve çizgi ahengi bu ressamda çok kuvvetli­ dir. Bence Sabri Fettah, gördüğüm eski ve yeni Türk ressamları arasında en kuvvetlisidir. Çünkü kültürü rönesans ananesine merbut (bağlı) olmakla beraber yeni resim tarzlarını klasik bir muhafaza­ karlıkla meczeden (bağdaştıran) bir kabiliyeti var­ dır. Van Gogh’un “sanat sade renkle ifade olunmaz. Siyah beyazla da pek âlâ ifade olunabilir” cümlesi­ ni, ressam Sabri eserleriyle ispat etmeye çalışmış gi­ bidir. Biliyoruz ki bazı yeni ressamlarda şekil renge hakimdir (Misal Dören), ve diğer bazılarında da renk şekle hakimdir (Misal Matisse). Ressam Sabri rengi şekle yardımcı olarak kabul ediyor, bu hususta rönesans ananelerine sadık kalmakla beraber müfrit bir adsecilikten de (kopyacılık) çok-uzak bulunuyor. Bence bu bir meziyettir, çünkü adsecilik, mücerret (soyut) olarak ele alındığı zaman, kendi başına bir sanat kıymeti taşımaz, fotoğraf bunun en güzel mi­ salidir. Sanatkârın elbette ki kendine has bir görüşü, bir ifade tarzı olmak lâzım gelir.

Ressam Sabri Fettah sert ve keskin hatları sevi­ yor. Realiteyi, realiteden de üstün göstermeye mu­ vaffak olan bir görüş kabiliyetine sahiptir. Aşkınlık- lara kapılmamasına rağmen sanat telakkisi modern diye vasıflandırılabilir.

E fe Başı.

1956.

M ukavva üzerine yağlı boya.

73 X 58 cm.

(9)
(10)

Kompozisyon. No: İS. 1965 - 66. M ukavva üzerine yağlıboya. 69,5 X 87,5 cm.

SANATÇININ ÖZGEÇM İŞİ

1907 • Sabri Berkel Osküpte (Yugoslavya) doğdu. 1927 - Sanatçı, Osküp Sırp-Fransız okulunu (Ecole

Franco-Serbe) bitirdi.

1927 - 28 Belgrad Güzel Sanatlar (Umetnicka Skola) okulunun hazırlık bölümünden diploma aldı. 1929 - 1935 Floransa Güzel Sanatlar Akademisinde (Re-

gia Accademia di Belle Arti) Felice Carena’nın atölyesinde çalıştı. Aynı Akademide iki yıl fresk ve gravür etüt ederek Akademiyi bitirdi.

1935 - Sanatçı Türkiyeye geliyor.

■ F.kim, S. Berkel ilk kişisel sergisini İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi ikinci kat salonunda 1935’e kadar oluşturduğu yapıtlarla gerçekleştiriyor. (De­ sen, Gravür ve yağlıboya, özellikle Üsküp-Hama- mönü gravürü ve kendi Bereli portresi)

1936 - Ankara İsmet Paşa kız enstitüsü resim öğretmenli­ ğine atanıyor ve iki yıl bu görevde kalıyor. 1938 - İst. Erkek Terzilik Okulu ve Sultan Ahmet Kız

Sanat Okulu resim öğretmeni.

1939 - Leopold Levy’nin isteği üzerine, Güzel Sanatlar Akademisi Gravür atölyesi asistanlığına atanıyor. - Birinci Devlet Resim ve Heykel Sergisine (Anka-

ra-Sergievi) “Müstakü Ressam ve Heykeltraşlar Birliği” üyesi olarak 16 yapıtla katılıyor. - “Güzel Sanatlar” dergisinin l.nci sayısında Gra­

vür hakkında bir yazısı ve üç gravürü yayınlanı­ yor.

1940 - İkinci Devlet Sergisine aynı birlik üyesi olarak 21 yapıtla katılmıştır.

1941 - 25 Ocak, Akademide açılan “D grubu” sergisine katılıyor.

- 31 Ekim, Devlet sergisine katılan çeşitli birlikler dışında, sergide 13 yapıu sergileniyor. (Devlet ser­ gilerine çok sayıda yapıtla katılma, sanatçı azlığı­ nın yanında kişisel sergilerin az görülmesinide vurgulamaktadır.)

1944 - Devlet Sergisinde “Türk Ressam ve Heykeltraşlar Birliği” üyesi olarak 12 yapıtı yer alıyor. 1945 - Şubat, “D Gurubu”nun “İsmail Oygar Galeri­

sindeki (İstiklal Cad.) on ikinci sergisine katılı­ yor.

- 21 Nisan, 11 Mayıs, “İstanbul Filarmoni Deme­ ğ in d e (Galatasaray) ikinci kişisel sergisini açıyor. (100 e yakın yapıt, Desen, Suluboya, Gravür, Yağ- İıboya)

- 7nci Devlet Sergisine D Grubu üyesi olarak 4 ya­ pıtla katılıyor. Sanatçı bundan böyle Devlet Sergi­ lerine (1963’e kadar) her yıl birkaç ve 1963’ten bu yana birer yapıtla katılmıştır.

1946 - Paris Ernuschi müzesinde açılan “Geçmişin ve Bugünün Türk Sanatı Sergisine katılıyor. 1947 - Milli Eğitim Bakanlığınca “Lüks Kitap” basan

ba-sımevlerinde araştırma ve inceleme yapmak için Paris’e gönderiliyor. Kitap uzmanı ve estet’i J.G.

(11)

Daragnes’in atölyesinde etütler ve A. Lhote atöl­ yesinde Lhote’un resim düzeltme günlerini izliyor. - Ingiltere, İtalya, İspanya araştırma gezileri. 1948 - Paris dönüşü şiddetli renk lekeleri ile peyzaj ve na­

türmortlara yöneliyor.

1949 - “Uluslararası Sanat Kulübü” Sergisi (Palazzo Ca-rignana, Torino)

1949 - 1950 Sanatçı, Kübizm sonrası anlayışla natür­ mortlar oluşturmaktadır.

1949 - 1974 arası Güzel Sanatlar Akademisi Dekoratif Sanatlar Bölümü galeri öğretmenliği.

1951 - “Kubbeler I, II" ve “Kedi” yapıtlarıyla soyut res­ me başlıyor, (soyut Geometrik arabeskler) -15-30 Eylül, “Kubbeler I” “22nci Uluslararası Or­

yantalistler Kongresi” dolayısıyla İst. Üniversite­ sinde açılan “9 Türk Ressamı” adlı sergide sergile­ niyor.

- “Atina Sanat Dostlan Cemiyeti”nde “Modem Türk Resmi” sergisine katılıyor.

1952 - Sanatçı, “Yoğurtçu”, “Simitçi”, “Mimar Sinan" yapıtlarını gerçekleştiriyor.

1953 - 16 Nisan - 9 Mayıs “İst. Filarmoni Demeği” nde üçüncü kişisel sergisi (Kübizm sonrası natürmort­ lan ile birlikte soyut Geometrik kompozisyonları­ nı sergiliyor. (Yağlıboya, Suluboya, gravür ve de­ senler)

1954 - Eylül, Yapı ve Kredi Bankasının düzenlediği ve Uluslararası sanat eleştiricilerinin (Paul Fierens, Lionello Venturi, Herbert Read) in jüri üyeliği yaptığı “İstihsal” adlı ödüllü sergiye “Ege’de Tü­ tün” yapıtıyla katılıyor.

1955 - Sanatçı Kaligrafık soyut düzenlemelere yöneliyor. 1956 - 28inci Uluslararası Venedik Bienalinde Türkiye

bölümü sergi komiseri olarak görevlendiriliyor ve yapıtlarıylada Bienal’e katılıyor.

1957 - Sanatçı, Kaligrafiye bağlı lekelerle düzenlemelere giriyor. (İnci dönem)

- Mayıs, Eski Amerikan Haberler Merkezi (Beyoğ­ lu) üst kat salonunda dördüncü kişisel sergisi (40’tan fazla yağlıboya, desen...)

- Eylül-Aralık, 4ncü Uluslararası “Sau Paolo Bie- naPine katılıyor. Ve sergi Komiserliğiyle görevlen­ diriliyor.

- Tokyo Uluslararası İnci Gravür Bicnaline katılı­ yor.

1958 - 29ncu Venedik Bienalinde yapıtlarım sergiliyor. - Lugano Uluslararası Gravür ve Desen sergisine

katılıyor.

- Yaz mevsimi, İst. Yeniköy Cemal Okçuoğlu köşkü tavanına 10 metre çapında kuru sıva üzerine yağ­ lıboya bir kompozisyon ve mozaik panolar uygulu­ yor.

- Brüksel Uluslararası sergisi Türk Pavyonunun res­ toranına dekoratif panolar gerçekleştiriyor. 1959 - 60 Yeni Levent Sitesinde Dış duvarlarda mozaik

panolar uyguluyor. 12 m2.

1960 - Viyana “Türk Grafik Sanatları” Sergisine katılı­ yor. Aynı zamanda sergi komiseri.

1961 - Sanatçı 22nci Devlet Resim ve Heykel Sergisinde Kompozisyon no.l adlı yapıtıyla Resim İnci ödü­ lünü kazanıyor.

1962 - S. Berkel, jest’e bağlı lekelerle düzenlemelere giri­ yor. (2nci dönem)

- 31 Ekim - 10 Kasım, Viyana, “Avusturya Devlet Basımevi” sergi salonlarında yurt dışında ilk kişisel

sergisini düzenliyor. (Yağlıboya, desen, özgün baskı) - Haziran-Ekim, 31nci Venedik Bienali.

Aynı zamanda Türkiye bölümü sergi komiseri. - 15-30 Kasım, Bern, “İsviçre Türkiye Büyükelçiliği

Basın ve Turizm Ateşeliği” salonlarında yurt dışı ikinci kişisel sergisi. (25’ten fazla yağlıboya) - Eylül, Aralık, 7nci Sao Paolo Bienaline katılıyor. 1964 - Paris, Brüksel, Berlin, Viyana, Roma “Çağdaş

Türk Sanatı” sergisine katılıyor. Berkel serginin Viyana komiseri.

1965 - 1969 İst. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü Başkanlığına atanıyor.

1966 - 5inci Tahran Bölgesel Bienalinde yapıtları yer alı­ yor. Aynı Bienalin Türkiye bölümü sergi komiseri. - Sofya’da “Türk Grafik Sanatı” sergisine katılıyor

ve sergi komiserliği ile görevli.

- Üsküp “Çağdaş Türk Resmi” sergisi komiseri. Ya- pıtlarıda sergide yer alıyor.

1968 - Macaristan (Budapeşte, Zeged) da açılan “Çağdaş Türk Grafik Sanatı” sergisine 4 yapıtıyla katılı­ yor.

1969 - 10 uncu Sao Paolo Bienali Türkiye bölümü sergi komiserliği ile görevlendiriliyor.

1970 - Buenos Aires linçi Uluslararası Gravür Sergisine katılıyor.

1971 - Lizbon (Portekiz) Türkiye Büyük Elçiliği binasına seramik pano uyguluyor. 5,5 m2.

- Sanatçı bundan böyle geometrik soyut resme yö­ neliyor ve çeşitli sentezlere girişiyor.

1977 - İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Müdürlüğüne atanıyor.

- 28 Nisan, İst. Devlet Güzel Sanatlar Akademisin­ de bütün sanat hayatını kapsayan “Toplu Sergi"si gerçekleştiriliyor. Prof. Adnan Çöker, Prof. Kemal Bilensoy, Doç. Şükrü Aysan, Ahmet öktem işbirli­ ği ile hazırlanan katalogda 140 yapıtı yer alıyor. -19 Temmuz’da emekli olarak Müze Müdürlüğün­

den ayrılıyor.

1978 - Galeri Baraz, İstanbul’da kişisel sergi açıyor. 1979 - İstanbul’da Maçka Sanat Galerisi’nde “Özgün

Baskı” sergisi açıyor.

1980 - Maçka Sanat Galerisi’nde kişisel sergi açıyor. - Hollanda, Den Haag’de, Pulchri Studio’da kişisel

sergi açıyor. Hazırlanan kataloğun tanıtım yazısı­ nı Gijs van Tuyl yazıyor.

1981 - Ev Dekorasyon Dergisi, Büyük Onur Ödülü’nü Sabri Berkel’e veriyor.

1984 - Sanatçıya Kültür ve Turizm Bakanlığı Onur ö d ü ­ lü veriliyor.

- Garanti Bankası Sanat Galerisi, İstanbul’da kişisel sergisi açılıyor.

1987 - İstanbul Resim Heykel Müzesi’nde “İstanbul ko­ leksiyonlarında Çağdaş Türk Resmi” sergisinde yer alıyor.

- İstanbul Atatürk Kültür Merkezinde “Güncel Bo­ yutlarıyla Resim Sanatımız” sergisinde eserleri teşhir ediliyor.

1988 - İstanbul Tem Sanat Galerisi’ndeki “ 1930 Kuşağı, Günümüzde” adlı karma sergiye katılıyor. - Tem Sanat Galerisi’ndeki kişisel sergide değişik

dönemlerinden yağlıboya eserleri ve desenleri ser­ gileniyor.

Sanatçı, halen İstanbul İstasyon Sanat Evi’nde sanat kursları vermekte ve çalışmalarım özel atölyelerinde devam ettirmektedir.

BİBLİYOGRAFİ:

“Sabri Berkel ve Figüratif Resimleri: 1931-1947”, Jale N. Erzen, Yeni Boyut, Eylül 1983

“Sabri Berkel Üstüne”, Nurullah Berk, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi 1977 yayını “Toplu Sergiler” 3 “Ressam Sabri Fettah”, Arif Dino, Ulus Gazetesi, 21 Aralık 1935

“Sabri Berkel”, Gijs yan Tuyl, Pulchri Studio, Den Haag Sergi Katalogu.

(12)

T

em

S

a n a t

G

a l e r

İSİ

Kuyulubostan Sok. 44/2 , Nimet Apt. 80200, Nişantaşı, İstanbul Tel: 147 08 99 - 147 97 56

Fantazı Kompozisyon.

1981.

Tuval

üzerine

yağlı boya.

100X70 cm.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi T a h a T o r o s Arşivi Y e n i l i k B a s ım e v i 1 4 3

Referanslar

Benzer Belgeler

Ölüm ile dünya nim etleri arasında bir şair: Ziya Osman

Karayollarında ya da başka ku­ ruluşlarda yetki sahibi olan onun öğren­ cileri bu eksiklerimizi tamamlıyorlar.”.. Ünlü matematikçi .Cahit Arf, Musta­ fa

府以外的單位之效益而言,ERA 系統將 成為刺激各機關在未來創新發展數位資 訊運用的主因之一,更進一步促使數位

記者 周文凱/新店報導

Hüseyin Gazi Topdemir’in son yıllarda yap- mış olduğu bir araştırma bir yana bırakılacak olur- sa, Mîrim Çelebi’nin de diğer birçok Osmanlı bilgi- ni gibi hemen

Sanatçının yapıtlarında, öncelikle al­ gılanan izlenim, gerek teknik, gerek biçim ve içerik olarak bir pastel, yumuşak ve duyarlı yorum ve anlatım.. Bu yorum

Bir işletmenin veri işleme işleri, işletme faaliyetleri ile ilgili verileri toplayan, verileri bilgiye dönüştüren ve hem iç hem de dış kullanıcılara bilgi

Kurkuminin metastaz, anjiyogenez ve invazyon gibi karsinogenezin hemen hemen her aşamasını ve karsinogenezde rol alan spesifik sinyal ileti yolaklarını etkili bir şekilde