L
I
M
B E R A T G Ü N Ç I K A N f
lN M '^ vx - )
Bir bilim adamının
H
iç sizin profesörünüz sefertası taşıdı mı? Kipling'le. Hayyam ara sında bir dünya düşledi mi, bilim de ekol yaratmak uğruna para dan vazgeçti mi, damdan düştü mü, bir ev sahibi bile dam adan öldü mü? Hiç sizin profesörünüzün hayatı roman ol du mu?Sizin olmadıysa bile Süleyman Demi- rel’in. Turgut Ozal'ın, 1944-67 yıllan a- rasında İTÜ’den mezun olan, bugün rektör, bilim adamı, yönetici, sanayici pek çok kişinin böyle bir profesörü ol du. YÖK’ten çok önceleri de bu profe sörün hayatı romana dönüştü. Oğuz A-
tay, “Bir Bilim Adamının Romanı”nda
ithal malı ilimin olmayacağına inanan, kürsüyle ticarethaneyi birbirine karış tırmayan Mustafa İnan’ı yazdı.
Üç gün sonra, Mustafa İnan’in ölü münün 25. yıldönümü. İnşaat fakültesi dekanlığı ve rektörlüğünü yaptığı İstan bul Teknik Ünivesitesi’nde, inşaat M ü hendisleri Odası’nda anılacak İnan. Matematikçi Prof. Dr. Cahit Arf, eşi ar keolog Prof. Dr. Jale İnan ve oğlu Hü
seyin inan da onu anacaklar .
Fransız işgali sırasında Adana’dan, İ- kinci Dünya Savaşı sırasında da dokto rasını yaptığı İsviçre’den kaçmak zo runda kalan Mustafa İnan, 1911 Adana doğumlu. Öğrenciyken Erkek Lise- si’nin öğretmen açığını kapatan “Riya
ziyeci” lakaplı İnan, Adanalı şivesini ö-
lene dek korudu. Bütün okullan leyli meccani okudu. Yüksek Mühendislik Mektebini de. Askerlik dönüşü, Teknik Mekanik ve Genel Mukavemet Kürsü- sü’nü kurdu. Cisimlerin mukavemeti, fotoelastisite, elasto-mekanik konula rında ekoller oluşturdu. TÜBİTAK’ın kurucuları arasında yeraldı. 27 Mayıs sonrasında Bayındırlık Bakanlığı tekli fini, bilimden uzak kalacağı endişesiyle geri çevirdi.
Rektörlüğü döneminde, 27 Mayıs’a az bir zaman kala İTÜ radyosu susturu lunca ağladı. Oğlu Hüseyin’in doğu munda, parasızlıktan, karısı iki gün hastanede rehin kaldı, kendisi aynı ne denle hastanenin bulunduğu Haydar paşa’dan Frenköy’deki evine yürüdü. Yine de bir yakınının birlikte müteah hitlik yapma önerisini geri çevirdi. Geri çevirdiği bir başka öneri de hastalığında doktorların “Yurtdışma çıkm”lan oldu.
“Olmaz” dedi. “Burada da hastaneler var, benim gibi, ilimle uğraşan bir insan, ülkemizdeki başka ilim adamlarım nasıl hiçe sayar? Bizim doktorlarımız da onla rınkinden aşağı kalmaz.”
Divan edebiyatım hep sevdi, özellikle
Fuzuli’yi. Hem derslerinde hem de soh
bet ortamlarında Fuzuli’den, Ne dim’den beyitler okuyordu. Yahya Ke mal, Orhan Şaik Gökyay’h toplantılar
Bir Bilim Adamı: Mustafa İnan.
onsuz başlamıyordu. Bir avukata fotoe- lastiteyi anlatacak kadar öğreticiydi ama soba yakmayı bilmiyordu, Side’de bir köylüye iyi yoğurt nasıl yapılır anla tabiliyordu.
Arkeolog Jale İnan, bugün Side’de çalışmalarını sürdürüyor. Mustafa İ- nan’ı düşündüğünde şefkatli , sevecen bir eş anımsıyor. Matematiksel çözüm lerle sobanın borularının nasıl takılması gerektiğini bilen ama mukavemet üzeri ne bir formülü düşünmeyi .borunun u- cundan tutmaya yeğleyen. “Bugün” di yor Jale İnan, “kazüarda bir kepçeye ya
da bir başka malzemeye ihtiyaç duydu ğumda Mustafa'nın anısı bana yardımcı oluyor. Karayollarında ya da başka ku ruluşlarda yetki sahibi olan onun öğren cileri bu eksiklerimizi tamamlıyorlar.”
Ünlü matematikçi .Cahit Arf, Musta fa İnan’ın en yakın arkadaşı. Bir Bilim Adamının Romanı’nın da baş kişilerin den olan A rf a göre İnan, z e k i, olağa nüstü bir hafızaya sahip, iyiliksever bir insan. İnan’ın gördüğü tek hatasını top lumun bugün de sürdürdüğü “parlak- lık”tutkusuna bağlıyor. Toplum, tek başına bilimle uğraşan, ekoller yaratan insanları pek umursamıyor, onun için yüzeyde gördükleri önemli. Bunun için de İnan, divan edebiyatının şiirlerinden
Budizme kadar her konuya ilgi gösteriyor. Bu ilgisini konferanslarla, makaleler le topluma yansıtıyor. A rf a göre de bu arada da ğılıyor, kendi alanında , bi limde yeterince üretemi yor.
İTÜ Rektörü Prof. Dr.
İlhan Kayan ise “Zeki in sanlar içinde bulundukları koşulları aşabilen insanlar dır” diye başlıyor Mustafa
İnan’ı anlatmaya. Öğrenci si Kayan’a göre Mustafa İ- nan böyle biriydi. Elinde si hirli bir değnek yoktu ama üniversitedeki sorunları çözebilecek yapıya sahipti. Hocasını “güler yüzlü, işine
bağlı insanlara saygılı, nef sini kontrol edebilen bir in
san” olarak tanımlayan
Kayan’a, bir başka İnan öğrencisi Prof. Yalçın A-
köz, şu sözlerle katılıyor: “Bizim aklımızda öğren ciyken müteahhit olmak, para kazanmak gibi düşün celer vardı, asistan olmak değil. Bizi, düşüncelerimizi etkiledi. Başka insan tanı mıyorum ki, bu kadar deği
şik konularda araştırma
yapsın, düşünsün. O komple bir insandı.”
Mustafa İnan’ın öğrenci lerinden Erdoğan Şububi hocasının, ü- rettikleriyle bugün de güncelliğini koru duğundan inanıyor. Geçerliliğini yitirse de, hocasından aldığı değerleri sahiple nen Şububi’yi anlattıklarıyla bir başka öğrenci Prof. Dr. Vural Cinemre ta mamlıyor:
“Mustafa İnan, özellikle bilim çevre sinde bağımsız düşünceye çok önem
ve-Prof. Dr. Cahit Arf.
ren bir kişiydi. Dolayısıyla yaşasaydı bu günkü kuruluşlara karşı çıkabilecekti. Belki etkili de olabilirdi. Ama maalesef onu Türk bilimine çok büyük katkdarda bulunabilecek bir dönemde kaybettik. O- nun ölümünden bu yana mekanik öğreti minde bir derleme olduğunu da ne yazık ki söyleyemiyoruz.” ◄
21
Mustafa İnan ilkokul mezunu.
C U M H U R İ Y E T D E R G İ 2 A Ğ U S T O S 1992 S A Y I 3 3 2