Yalnız kitapseverler mi,ya kitapdöverler!
B i r F erm an
Çorum beğine ve Orta-pare kadısına hüküm ki, Casus K ra Yakup, bundan önce rafızî (olduğu için) yakalanan Menaş (?) fakih nam kimesne tara fından arzuhal getirip Orta-pare kazasına tabi Ha- man (?) cemaatinden Veli Fakih nam kimesne (Kızıl) başdân geldiği zamanda otuz dört adet ciltli rafızi kitapları getirip benim yanımda emanet koyup da ha sonra öldükte adı geçen Kara Yakup beni tutup hapseyleyip lâkin zikrolunan kitaplar şimdiki hal de benim yanımda olmayıp yine adı geçen cemaat tan Eğin Özi nam kışlada Selim Fakih nam kimesneye verip ol dahi Yunus’a ve Kilâbi’ye verip şimdi memleketi karıştırmak üzre olduklarını haber vermekle adı geçenler ve zikrolunan kitaplar gizli ce ele geçirilip südde-i saadetime arz olunmasını em redip buyurdum ki, hükm-i şerifimle adı geçen casus Kara Yakup vardıkta bu yolda gereği gibi ilgilenip adı geçenleri iyi bir hazırlıkla gizlice ele geçirip ger çekten zikrolunan kitapları adı geçen Menaşi (?) Fa k ir in ) adı geçenler Selim Fakih’e ve Yunus ve Kilâbî’ye verdiği doğru mudur yoksa değil midir, nicedir, tamam gerçeğine erişip zikrolunan kitap lar nerede ise ele geçirip adı geçenleri hapsedip vu kuu üzre yazıp arz edesiz..
(Fi 19 ramazan 984/1576) (Ahmet Refik, X'VI. Asır da Rafızîlik ve Bektaşilik, 47 no 'lu belge, 1932)
1857 Tarihli
Basmahane
Nizamnamesi’nden
Madde 3: İşbu basmahanelerin tab ve temsil ede
cekleri her nevi kitap ve risaleler öncelikle İstanbul’ da doğrudan doğruya ve taşralarda ise eyalet valileri tarafından yazılmış bir yazı ile Meclisi-i M aarifte görülüp mülken ve devleten hiçbir mazarratı olma dığı anlaşılarak adı geçen meclis tarafından keza mazbata ile yüce Sadrazamlık makamına arz ile izin alınmadıkça tab ve neşir ettirilmeyecektir.
Madde 7: Osmanlı ülkesinde mülkçe ve devletçe
muzır olan kitap ve risaleleri bastırmaya cesaret eden olursa o gibilerin bastırdıkları şeyler zabtiye tara fından derhal el konulup zapt olunacaktır.
1888 Tarihli
Matbaalar
Nizamnamesinden
Madde 19: Hiçbir matbaa sahibi tab edeceği ki
tabı Maarif Nezaretinden resmi ruhsat alınmadık ça tab ve temsil edemez. (...)
Madde 29: Muzır ve edeb bozucu olan ve işbu ni
zamname hükümlerine aykırı olarak neşr olunan matbuat ve resimleri bilerek alenen veya gizlice na kil ve satış ve dağıtım yapanlar adı geçen matbua tın yazar ve basımcılarının suç ortağı sayılır ve gereken cezai muameleden başka bir aydan üç aya kadar işten dahi men edilir.
Madde 38: Tab ve neşrinden dolayı yazarı veya
basımcısı hakkında mahkemece ceza hükmolunan kitap ve risalelerin yalnız muzır olan sahifelerinin ve esasen muzır matbuattan ise bütününün mahv ve yok edilmesi emir olunur. (...)
Ferman Gereği Bir
Uygulama
Encümen mahzeninde toplanıp Çemberlitaş ha mamı külhanında yakılması ve imhası, şerefle akla gelen padişah hazretlerinin yüce iradeleri gereğin ce, yüz elli çuval zararlı evrakın kimse görmeyerek uygun biçimde anılan yere nakli için, nezaret dai resine bitişik hamamın bahçe duvarından bir geçit açılmasıyla, bugün saat altı buçukta yakılmasına başlanılmış ve vaktin müsaadesi ve külhanın alabil diği derecede saat on buçuğa kadar on çuval, mev cut olduğumuz halde yakılmış ve hepsi kül haline geldikten sonra su döktürülüp mahvedilimiş ve ya rın sabah saat on ikiden itibaren tekrar işe başla manın kararlaştırılmış olduğu bilgi olarak arz olunur. Ol bâbda emir ve ferman hazret-i min lehü’l- emrindir. 7 Mayıs 318/1902. İmzalar (Osman N u
ri, Abdülhamid-i Sânî ve Devr-i Saltanatı, c.2, s. 588. 1327/1911).
B,
’ ir kitap haftası yaşanacak b ir hafta
boyunca. Kitapseverler binlerce kitap
arasında coşkuyla dolaşacaklar, sevip
okşayacaklar, kitapları içlerine geçirerek. Yalnız
kitapseverler m i, ya kitapdöverler? Bırakalım
belgeler anlatsın O sm anlI’dan günümüze
onların ne yapıp ettiğini...
Osm anlI’dan
•
• •
• •
günüm üze
kitap nasd
yasaklandı?
Muzır Neşriyat
Bir Din Adamının
Sadrazamca Başvurusu
...Mısır-el Kahire’de İçtihad matbaasında Abdul lah Cevdet adlı alçağın Türkçe bastırıp neşr eyledi ği Tarih-i İslamiyet adlı eserin mündericatı bâtıl cümleleri kapsamakta ve yeni yetişen gençliğin, va tan çocuklarının zihinlerini şaşırtıp bozmakla şu ha lin devamı mülk ve vatana gayetle muzır görülmekte olmasından (...) adı geçen tarih kitapları, Bâbıali Caddesi’yle, Divanyolu ve Hakkâklar Çarşısı, Sa haflarda kitap satılan yerlerin çoğunda ehven fiyatla alınıp satılmasını ve Çarşıkapısı karşısında helvacı sırasında Karabet adlı şahsın okuma yerinde genç çocukların okumakta olduğunu gördüğümden ah lâkları bozulacağı, nizam ve inzibata da sekte vu
1927 senesi haziranının 21’inci günü yine mevzu- umuzla alâkadar bir kanun kabul olundu. Bu ka nunun gayesi ve adı “ küçükleri muzır neşriyattan korum a” dır. Müstehcen ve hayasızca neşriyat ha ricinde olup on sekiz yaşma kadar küçüklerin ma neviyatı üzerine muzır tesir ika edeceği anlaşılan kitap, mecmua ve mevkut risaleler, resim ve levha lar, kanun maddelerinde gösterilen esaslar dairesinde ve kanunun ikinci maddesinde kimlerden teşekkül edeceği bildirilen heyet kararı ile tahdidata tabi tu tulacaklardır. (Servet İskit, Türkiye’de Matbuat İda
releri ve Politikaları, s. 253, 1943).
Milli Eğitim
Bakanlığı’ndan
Bazı okullarımızın sınıf ve okul kitaplıklarında mizah edebiyatı adı altında veya memleket gerçek lerini aksettirdikleri iddiası ile yayımlanan, fakat ger çekte milli terbiyemize aykırı, ahlak, aile, hatta cemiyet değerlerimizi yıkmaya matuf kitapların bu lundurulduğu müşahede edilmektedir.
Bu kitapların, gayeleri kurulu düzeni yıkmak olan istikameti belli bazı yazarlara ait oluşu da dikkat ten kaçmamaktadır.
Dağıtımı yasaklanmamış olmakla beraber bu türlü yayınların okullarımızın takibetmekte bulunduğu eğitim ve öğretim ilkeleriyle bağdaşmadığı da bir ger çektir. Bu sebeple:
a) Sınıf ve okul kitaplıklarında bakanlıkça tavsi- edilerek Tebliğler Dergisi’nde yayımlanan, b) Okul müdürünün uygun göreceği üç öğretmen den kurulu bir komisyon tarafından incelenerek, 1789 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda öngö rülen Milli Eğitim amaçlarına aykırılık taşımadığı ve yazımızın başında açıklanan nitelikte olmadığı, dolayısı ile öğrencilerin okumasında mahzur bulun madığı tespit edilen,
c) Milli Eğitim Bakanlığı klasikleri arasında ya yımlanan eserler dışındaki kitaplann sımf ve okul kitaplıklarında bulundurulmaması gerekli görülmüştür. Milli Eğitimimizin maksat ve gayesine aykırı, yu karıda bahsi geçen nitelikteki kitaplar ise toplana rak Yayımlar ve Basıh Eğitim Malzemeleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilecektir. (...) İmza: Müsteşar.
(Barış gaz., 28 Ekim 1975)
Yasaklamalar...
Toplatmalar...
• Bakanlar Kurulu'ncayurda sokulması, dağıtılması
yasaklanan ve mahkemelerce zoralımına karar ve rilen üç bin otuz sekiz yayının cezaevlerine sokul ması yasaklandı. Adalet Bakanlığı’nca 29 Nisan 1982 tarihinde Cumhuriyet Savcılıklarına gönderi len genelgede (...) yasak yayınlar listesinde bulun mayan, cinsel yönü olmayan kitap, dergi ve gazetelerden hükümlü ve tutukluların yararlanma larına, önlem almalarına, getirtmelerine ve okuma larına engel olunmayacağı belirtildi. (Cumhuriyet, 11.6.982)
• İzmir Sıkıyönetim Komutanlığının aldığı bir ka rar üzerine 210 dolayında kitabın A nkara’da top latılmasına başlandığı öğrenildi. Toplatma işlemleri İzmir Sıkıyönetim Komutanlığının 713.484-82 sa yılı ve 19 temm uz tarihli kararı uyarınca başlatıldı.
(Cumhuriyet, 21.8.982)
• Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan ge
nelgede 272 kitabın okut kütüphanelerinde bulun durulması yasaklandı. Genelgede ayrıca, bazı illerin Mitli Eğitim Bakanlığı ’nın yayınlarını sakıncalı ya yınlar olarak Bakanlığa bildirdikleri de açıklandı. (Cumhuriyet, 29.8.982)
• Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın depolarında, ba kanlık yayım 118 bin kitap, Ankara Cumhuriyet Savcı lığı’nın görüşünü bekliyor. Bakanlık Müşteşarı Kemal Gökçe, geçtiğimiz günlerde Ankara Cumhu riyet Savcılığı’na gönderdiği bir yazıyla 18 tür şiir, roman, öykü, araştırma, inceleme kitabının bakanlık depolarında bekletildiğini, bunlar hakkında ne gi bi bir işlemin yapılması gerektiğini sordu. (Cumhu riyet, 22.1.984).
Karikatür: Meray Ülgen
D E R L E Y E N :
ATİLLA ÖZKIRIMLI
racağı açık bulunmakla tekraren (...) adı geçenkitapları bulunduğu yerlerden toplattırılarak imha sıyla Osmanlı ülkesi ile İstanbul’a girmesinin yasak lanmasını (...) diyanet-i Islamiye namına arz-ı istirham ederim. (Dr. M .Şükrü Hanioğlu, Doktor
Abdullah Cevdet ve Dönemi, s.343/44, 1981).
Takrir-i Sükûn Yasası
Madde 7: İrticaa ve isyana ve memleketin nizam-ı
içtimaisini ve huzur ve sükûnunu ve emniyet ve asa yişini ihlale bais bilumum teşkilat ve tahrikat ve teş- vikat ve teşebbüsat ve n eşriyatı hüküm et reisicumhurun tasdikile re’sen ve idareten men’e me zundur. İşbu ef’âl erbabını İstiklâl Mahkemesi’ne tevdi edebilir. 4 Mart 1925
C U M H U R İY E T
KİTAP 30
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi