• Sonuç bulunamadı

Bir sergi dolayısiyle

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir sergi dolayısiyle"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

'~ V V W W W

>

Bir sergi dolayısiyle:

| Yeni ressamlar karşı b a . ı kiki bir saygı duymamağa im r kân var mı? Çünkü, resim, > yapanlar için servet ve bü-> yük bir şöhret temin etmiyor. | Birbirini takiben açılan ser. , gilerde hele genç ressamlar, ı kollarını kavuşturup günler- [ ce zengin müşteriyi veya , - eğer devlet kapısında bir > hatırlı hamileri varsa - belki : bir resmî dairenin depolaıın-* da çürüyecek tabloyu almağa

| gelecek memuru bekliyor, ve ı sonra, bazan tek levha sata- | maksızm, sergilerini kapıyor- ı 1ar. Sade bir levhanın plânı- ’ m tesbite ve renklerini ayar

| lamağa harcadıkları zaman

ve zekâyı gelir temin eden bir işre kullansalar, faaliyet- , lerinden elbette ki böyle el- ’ leri boş ve küskün çıkmazlar- | dı! Onun için, bütün eserle-> rine hayran olmasam, hattâ * hiçbir eserlerini beğenmesem , de, ben resmi meslek seçmiş * gençlere karşı saygı, hayran- \ lık, bir hayli de rikkat duyu- ı yorum.

J Büyükleri hiç değilse birer

ı hocalık elde etmiş, barem

> merdivenine ayak atmış bulu ' nuyor, en değerli yahut ilti- î maslılan îstanbulda, Ankaıa- ı da, büyük şehirlerde, ötekiler

! kasabalarda nisbeten rahat

k yaşıyor, hiç değilse geçımle- f rini müşteriden, o pek nadir * ve pek kaprioli kuvtan bek

lemiyorlar. Fakat hayatım an cak satacağı resme bağlıyan ► genç ressam huzurunda son. > suz bir rikkat ve hürmet duy » mamak kabil değil. Çünkü, \ bir kere muhit resme karşı kayıtsız. Ayrıca da - bir başka yazıda da söylemiş olduğum gibi - ressamlarımıza bilhas­ sa menşe’ olan (Güzel San’- atlar Akademisi) nin tedrisa­ tı yeni resim cereyanlarım terviç ve telkin eden bir ma­ hiyettedir. Bu da henüz

(2)

to-\ V/

f j /

toğrafa benzer resim istı'yen, kübi kreşim karşısında kah­ kahalarım zaptedemeyip em­ presyonist resim karşısında da dudak büken büyük kütle ile Akademinin yetiştirdiği genç ressam arasında bir u-

çurum açmakta... Fakat bu

bahsi bir gün ona daha etraf­ lı şekilde dönmek üzere şim­ di kapamak ve üç ressamın Beyoğlunda, Fransız konso­

loshanesinin ressamlarımıza

bir kere daha iare etmek ne­ zaketini gösterdiği salonda açmış bulundukları sergiden bahsetmek lâzım. Kalemi bu maksatla ele almışken, ikisi­ nin adını ilk defa duyduğum üç ressamın bu ilk sergileri beni memleketimizdeki res­ samların durumları hakkında birkaç üzgün söz söylemeğe şevketti. Bundan dolayı da sergiden bahsetmek için maa­ lesef pek az yerim kaldı...

İkisinin adını ilk defa duy. duğum üç ressam dedim; bun lar Müreccel Özspvpr Mukad d esjim l ve Fikret Ürgüp’tür İlk ikisi Güzel San’atlar A-

kademisinden yetişmiş iki

genç hanım, erkekse olgun­ luk çağına erişmiş bir doktor olup son senelerde resme me­

rak sardırmış. Müreccel’in

birkaç levhasını daha önce, başka sergilerde de dikkati­ mi çekmişti. Galiba en çok. peyizaj yapmağı seviyor. Üç ressam arasında en az eser

vereni olan Mukaddes Erol

da bilhassa portre yapmağı

tercih eder görünmektedir.

Mukaddesin bir iki portresi, sergide beni en çok

(3)

alâkalan-dıran eserler oldu. Doktorluk meşguliyetlerine rağmen san­ atkârların en velûdlan ise Fikret. O da en çok peyizaj yapmış. Bütün eserleri ayni kıymette olmamakla beraber, hele Kasımpaşadaki bir sosa- ğı gösteren ışıklı levhasını cidden beğendim.

Ve bir kere daha, yeni res­

samlar tarafından açılmış

bir sergiden zevkime biraz da hüzün karışmış bir halde ay- rıldım.Tenha bir sefgi, umumî alâkasızlık, gazetelerde be'ıkl bir iki küçük yazı, iki niha­ yet üç levha da (satılmıştır.) işareti. - kaldı ki, o levhaları da ressamın satmağa kıyaını- yarak bizzat koymuş olup ol­ madığı meçhul...

oMi

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

‹ngiliz bilim dergisi Nature’da yay›mlanan makalede ekip, Plüton’un küçük aylar›n›n, çok daha büyük olan Charon’la ayn› yörünge düzleminde

vunduktan sonra İttihatçıların oyu nuna ve baskısına rağmen seçilen milletvekillerinden yedlsinn yani çoğunluğun matbuat tarafından aday olarak gösterilmiş

“Nazım Hikmet’ten sonra geçen yıllar, baskılar, karşı propagandalar, unutturma politikaları Nazım’ın şii­ rinin gücünü yok edemedi” diyen Öner,

Alfan Erbulak’ı kaybettik. Türk basınının, tiyatro, sinema ve spor dünyasının “ Altan Ağabey” i Erbu- lak’m ani kaybı, kendisini sevenler arasında büyük

Bu neden- le, tartışmalı da olsa, böyle düşük şiddette bir manyetik etkinlik veya Güneş enerjisinde küçük bir azalma, insan faaliyetlerinin neden olduğu birkaç

InSight’ın topladığı veriler, aracın bulunduğu bölge- deki manyetik alanın daha önceleri tahmin edilenden on kat daha büyük olduğunu ve manyetik alanın kaynağının

1917 yılında İstanbul'da doğan Gavsi Ozonsoy, dergim iz Yazarlarından tanınmış şair ve edip Hal it Fahri Ozansoy'un oğlu­ dur.. * Esat Erar ve Hulusi Mercan

Dağlarca çocukluğuna ait bu ilk yayın deneyimini belirttikten sonra, konuşmanın ilerleyen bölümlerinde “Dergilerde ne zaman yazmaya başladı- nız?” sorusuna