• Sonuç bulunamadı

RIZA TEVFİK'İN SANAT VE DÜŞÜNCE DÜNYASI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "RIZA TEVFİK'İN SANAT VE DÜŞÜNCE DÜNYASI"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

175

Rıza Tevfik’in Sanat ve Düşünce Dünyası

*



K İ T A P T A N I T I M I

P

rof. Dr. Abdullah Uçman, doktora tezini 1976’da “Feylesof Şair” Rıza Tevfik üze-rine yazmış bir akademisyen. Kendisi, dok-tora çalışması sırasında terekesine ulaştığı Rıza Tevfik’in, deyiş yerindeyse, peşini bırak-mamış ve tezini bitirdikten sonra da yıllar-ca şairin çeşitli özelliklerini edebiyat bilimi dünyasına sunan makaleler yayımlamıştı.

Rıza Tevfik’in Sanat ve Düşünce Dünyası adlı

kitap, Uçman’ın Rıza Tevfik hakkında yaz-dığı makalelerden oluşuyor.

Rıza Tevfik’in Sanat ve Düşünce Dünyası bir

makaleler derlemesi olmasına rağmen, tek bir şairin dünyasına baktığı ve bakılan yer-lerdeki eksiklikleri birbiri içinden çıkarak ta-mamlama amacı taşıdığı için, parçalılık değil

bütünsellik taşıyan bir kitap. Kitabın

önem-li özelönem-liklerinden biri bu; çünkü bazılarında biyografiye de değinilen makalelerin ta-mamını okuduktan sonra bir çeşit Rıza Tev-fik monografisi okumuş gibi hissediyorsu-nuz kendinizi. Yanı sıra, kitaba bizzat Rıza Tevfik’e ait bazı makalelerin de eklendiğini ve bu durumun kitabın nesnellik yanını güç-lendirdiğini, ayrıca kitaba yeni araştırmala-ra kaynak olma bakımından zenginliği sağ-ladığını belirtelim.

Uçman’ın ifadesiyle, “Rıza Tevfik sadece bir

şair ve edebiyatçı değil, aynı zamanda felsefe, es-tetik, tasavvuf, eğitim ve siyaset alanlarında da şöhret sahibi, oldukça renkli ve çok yönlü bir şah-siyet(tir).” (s. 9). Şairin bu çok

yönlülüğün-de, XIX. yüzyıl sonuyla XX. yüzyıl başları-nın dünyasındaki ve Türkiye’sindeki mo-dernlik algısının, bilimsel tartışmaların, fel-sefî hareketlerin etkisi olsa gerek. O

dönem-lerde edebiyat dünyasına adım atan ve bel-li bir donanıma sahip olmayı önemseyen he-men hiçbir şair yoktur ki bu problemlerle bir şekilde karşılaşmış, ilgilenmiş olmasın. Söz konusu dönemlerde, çok yönlülük biraz da edebiyatçıların maruz kaldıkları bir du-rumdu. Yıkılmakta olan bir imparatorluğun son nefeslerini duyan, aynı zamanda dün-yadaki yeni gelişmelere de kulak kabartan edebiyatçılar ister istemez kültürün değişik alanlarıyla ilgileniyorlar, yazdıkları süreli ya-yınlarda çok çeşitli konulara değinme gere-ği duyuyorlardı. Ahmet Midhat Efendi, Be-şir Fuat, Hüseyin Cahid Yalçın, Ahmet Ra-sim, Hüseyin Rahmi Gürpınar vd. Rıza Tevfik’le aynı dönemde bu çerçevede akla gelebilecek başka isimlerdir.

Rıza Tevfik’in Sanat ve Düşünce Dünyası

adlı makaleler derlemesi, “Feylesof Rıza Tevfik”in şiirlerindeki temalara bakan, onun

nefes türü şiirlerinin biçimsel ve tematik

yanlarını sorgulayan, bu şiirlerin geleneksel-likle ilişkisini inceleyen sayfalarıyla öne çı-kıyor. Rıza Tevfik’in Abdülhak Hâmid, Tev-fik Fikret veya Ömer Seyfettin’le karşılaştı-rıldığı, girdiği tartışmaların ayrıntılarına inildiği makaleler edebiyat tarihimizin karan-lıkta kalmış noktalarına ışık tutmayı başarı-yor. Bunların yanı sıra Rıza Tevfik’in başka-ları hakkındaki düşünce ve görüşleri de ki-tabın içeriğini zenginleştiren verimler arasın-da. Söz gelimi, şairin Fuzulî hakkındaki ay-rıntılı değerlendirmeleri Divan şiirine bakı-şını bir şairin dünyasına odaklanarak orta-ya koyuyor, çerçeveyi böyle çiziyor. Hemen ardından da Rıza Tevfik’in Divan şiirine iti-razlarını okuyoruz. Divan şiirine itiiti-razlarının

(2)

K İ T A P T A N I T I M I

176

“tasavvur garabeti”, mazmunlarda klişeleş-me ve dilde yabancılaşma boyunduruğu üzerinden olduğunu, bu yönden de itirazla-rın Nâmık Kemal’inkilerden pek farklı olma-dığını kaydedelim. Tabii, Rıza Tevfik’in dil, üslûp ve şiir tekniği yönüyle Halk şiiri gele-neğine olan yakınlığı hatırlanırsa Divan şii-ri geleneğine olan itirazlarını anlamak biraz daha kolaylaşır.

Kitabın ilginç bölümlerinden biri de Rıza Tevfik’in Fecr-i Âti ile ilgili görüşlerinin or-taya konulduğu makaledir. Rıza Tevfik, bir edebiyat tarihinin özel bölümü olarak kale-me aldığı bu uzunca yazıda Şahabettin Süley-man, Müfit Ratib, Tahsin Nahid, Refik Halid gibi Fecr-i Âticilerin yanı sıra aslında Fecr-i Âti içinde yer almayan Halide Edip’i de bu hareket içinde değerlendirmiştir. Sürekli-likler, kopuşlar, etkileşimler, farklılaşmalar bağlamında yer yer ilginç görüşler de taşıyan makale, edebiyat tarihine ışık düşürmek bakımından önemli sayılmalıdır. Bugüne dek yazılan edebiyat tarihlerinde bu maka-leden ne derecede yararlanıldığını bilemiyo-ruz ama Rıza Tevfik’in bu yazısı bugün bile Fecr-i Âti hakkında verilecek bir seminere cid-di malzeme sağlayacak doluluktadır.

Rıza Tevfik’in farklı yönlerinin yansıdı-ğı sayfalar Uçman’ın çalışmasında akademik çevrelere bilgi sağlamanın yanında edebiya-tımızın en hareketli yıllarının yaşandığı dö-nem içinde belirli kültür çevrelerinde yaşa-yanların dünyasına da ışık tutuyor. Uç-man’ın çalışmasında Rıza Tevfik’in edebî ve-rimlerinin geniş bir bakış açısıyla değerlen-dirildiği, şairin hayata, şiire, genel olarak ede-biyata bakan yanlarının belirginleştirildiği gö-rülüyor. Sadece şair olmayan, aynı zamanda bazıları tarihsel yanlışlıkla malul olsa da çe-şitli konularda düşünce üreten Rıza Tevfik’in ‘sanat ve düşünce dünyası’ bu çalışmada der-li toplu olarak okura sunuluyor.

Dönemi içinde şaşırtıcı refleksleriyle dik-kati çeken Rıza Tevfik, Uçman’ın kitabın ilk

yazısında verdiği biyografiden de anlaşıla-cağı üzere, hayatı gelgitlerle, dalgalanmalar-la geçen bir şair. Siyasetteki yanlış tercih ve tutumları 1920’lerden itibaren onu sevilme-yen bir kişiliğe dönüştürmüş, Uçman’ın ifa-deleriyle “gerek Sevr’i imzalaması, gerekse millî vicdanı yaralayıcı bazı yazılar yazma-sı, Darülfünun talebelerinin haklı tepkisine sebep olmuş”, üniversite hocalığından ayrıl-mak zorunda kalmış, sonraki süreçte de şa-irliği ve edebî verimleri uzunca bir dönem unutuluşa terk edilmiştir. Oysa Rıza Tevfik, üst düzey bir estetik algı ve birikime sahip olmamakla birlikte, yüzyıllar boyu Arapça-Farsça ağırlıklı Osmanlı Türkçesi edebiyatı-nın dışında tutulan sade Türkçenin XX. yüz-yılda yeniden edebiyat dili olabilmesinde et-kili olmuş kalemler arasındadır. Siyasete bulaşan bir şair olarak yaptığı vahim hatala-rı tarih yargılamış ve onu haklı olarak mah-kûm etmiştir. Edebiyatçı olarak ise onun Türkçeye yaptığı büyük hizmetinin hatırlan-masında her zaman yarar vardır.

Umarız Abdullah Uçman’ın daha önce Rıza Tevfik hakkında yaptığı yayınlar gibi bu derli toplu ve zengin kaynak, böyle bir ha-tırlatmayı yerine getirir.

Bâki Asiltürk* * Doç. Dr., Marmara Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Enerji politikası olarak hükümetlerin benimse­ miş oldukları politikanın ülkeden ülkeye değişmesi normaldir. ülkelerin ve hükümetlerin ekonomik görüşleri doktrin

Verici anten düşey uyarılmış olduğundan *• nın yalnız düşey bileşeni bulunur.. Böylece

Bu çalışmanın konusu, uluslararası ticarete yön veren dolayısıyla da belirlemiş olduğu politikalarıyla çevre üzerinde de doğrudan etkisi olan Ekonomik İşbirliği ve

Bu bölümde Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı öğrencilerinin felsefe kavramıyla ilgili oluşturdukları metaforlar önce olumlu ve olumsuz olarak daha sonra da kavramsal

lak gibi alanlardaki temellerini ve yansımalarını göstermektir. Nitekim Nazzâm’la başlayan, Câhız’la devam eden ve atomculuğun reddi üzerine kurulu olan Mu‘tezilî

Results: Chronic headache patients’ views on why they have pain and which beliefs they have about origin of the pain have three subthemes: (1) Organic beliefs, (2)

Yüz bölgesinde meydana gelen ve iyileşme süreci tamamlanmış bir yaralanmanın adli tıbbi açıdan yüzde sabit iz niteliğinde olduğunun belirtilebilmesi için bu izin

Bu bağlamda çalışmamızda geçmişten günümüze kadar pek çok edebi metinde yer alan “Al(a)manya” imgesinin Kırşehir ağıtları özelinde nasıl yer bulduğu