• Sonuç bulunamadı

Basınımızın kayıpları:Biri daha gitti...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Basınımızın kayıpları:Biri daha gitti..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BASINIMIZIN KAYIPLARI

B İ R İ D A H A GİTTİ

C abahleyin saat sekize doğru İdarehanede bir telâştır baş­ lardı. Halbuki, bu saat gazetemizin çıktığı sıralara hiç rastlamazdı.

«Son Posta» o zamanlar Türki­ ye’nin, kadrosu ve tirajı itibariyle en önde gelen gazetelerinden bi­ riydi, biriydi amma, sabahleyin sa­ at sekizde etrafı telâşa vermeğe de lüzum yoktu. Çünkü, gece bası­ lan sayılar -o zamanki şartlar do- layısiyle-mümkün olduğu kadar sü­ ratle Türkiyeye dağılır, biz, sabah­ leyin saat altıda gelir, «Son Posta» İstanbul’da bir şehir gazetesi sayıl­ dığından, birinci ve on beşinci say­ falarını değiştirir, saat on bire doğru tevzie verirdik.

Yukarıda gördüğünüz on beş rak- kamını bir tashih hatâsı sanmayı­ nız. Çünkü ozamanlar «Son Posta» 16 sayfa çıkardı. Vâkıâ boyu poşu bugünkülerden bir kaç parmak kü­ çüktü amma, hacmini hesaplarsa­ nız, 16 sayfa azımsanacak eb’adda bir gazete değildi.

*

C aat 8 de bir telâştır başlardı, dedim. Gerçekte buna lü­ zum yoktu. Biz iki kişi, sâdece iki kişi, Jamanak gazetesinin sahibi Koç ve ben gazeteyi hazırlardık. Bir de musahhih vardı tabiî.

İkinci Dünya Savaşının etrafı ka­ vuran ateşi içinde, radyo, çeşitli Devletlerin yolladıkları ajanslardan faydalanarak en geç dokuz buçuk­ ta gazeteyi hazırlamış ve baskı ma­ kinesinin asansörüne koymuş olur­ duk. Bizden sonra gelen, ozaman İçin çok zengin sayılan kadro ise, geri gelen 16. sayfayı yüklenir, ça­ lışmağa başlardı. Bizim ikinci ma­ tine çalışmamız akşam saat beşte idi. Muhbir arkadaşlar dönmüş, şe­ hir haberlerini önümüze sermeğe başlamış bulunurlardı. Şimdi hepsi birer kıymet olan, Murat Sertoğlu, Râğıp Şevki, Ercüment Ekrem birin­ ci atraksiyonda vazife görürken, Ecvet Güreşin, Mustafa Yücel, İz­ zet Aykol, rahmetli Gavsi Ozan- soy, rahmetli Ferdi öner, Hüsnü Söylemezoğlu ikinci ekipte vazife

16

Yazan: Nusret Safâ COŞKUN

alır, Orhan Ural «Pazarola Hasan- bey» karikatürlerini çizer, Münir Fehmi resimleri rötüş eder, resimli makaleleri dile getirirdi.

★ * *

imdi tekrar sabahın sekizine dönelim: O saatlerde patron­ ların hiç bir işi yoktu. Kapının ö- nünde mini mini bir pejü araba du­ rur, içinde daha minik bir zat iner­ di: rahmetli Ekrem Uşaklıgil. Evve- lü yüzünü gözünü yıkar, odasına geçer, hepimize birer birer takıldık­ tan sonra masasının başına oturur, o saatte kadar gelmiş olan ajans haberlerini okur, diğer gazetelere bir göz atardı. Rahmetlinin aramıza karışması pek hâdise olmazdı. Çünkü, ne etliye, ne sütlüye karı­ şır, hattâ Muhasebenin pek nekes davrandığı avansları cebinden ö- der, küçük defterine bunları itina ile not ederdi.

Asıl korku, matbaaya derin bir sükûnet verenin gelişi, on on beş dakika sonraya rastlardı.

Orta boylu, tıknaz, röleve şapka­ lı, ağzında kalın bir havana sigara­ sı bulunan diğer bir patron kapıda göründüğümü herkes sığınacak bir yer arardı. İşte bu zât geçenlerde kaybettiğimiz, bilâhare şeker has­ talığı yüzünden iki gözünden mah­ rum olan Selim Ragıp Emeç'di. O'- nun odası birinci katta idi. Sıra ile açılmış kapılardan Muhasebeci­ den tutun, iadeleri sayan arkadaşa kadar bütün İdarî kadro gözünün önünde idi. avalIlar, öksürmekten bile korkarak başları önlerinde ça­ lışırlar, şâyet ogün gazete patron­ larının bir toplantısı varsa, rahat bir nefes alır, O gelinceye kadar, teneffüse çıkmış okul çocukları gi­ bi odadan odaya dolaşır dururlardı.

* *

n u yazıyı, Yazı işleri Müdürü- müz Dâniş Remzi Korok'a u- zatırken. Yazar arkadaşım Hâfi Kadri Alpman: «Vâkıâ içinde kay­ bımız olmıyan tek sayımız yok am­ ma, hiç değilse yarının Basın âle­ mine bugünün bir arşivini veriyo­ ruz. Bu, az himmet değil bence..»

-rr-St ejL^S

Diyordu. Doğrudur. Selim Ragıp Emeç, kendi kendisini yetiştirm iş, muhbirlikten Yazı İşleri Müdürlü­ ğüne, Yazı İşleri Müdürlüğünden patronluğa yükselmiş, mizacı sert olmakla beraber, temiz kalpli, Türk Basınında yep yeni bir çığır açmış gazetecilerimizden biriydi.

Şâyet politikanın gayyâsı içinde yuvarlanmamış, bu uğurda gözleri­ ni kaybetmemiş bulunsaydı, bugün «Son Posta» yine Türkiyenin birinci sınıf gazetelerinden biri olmakta, hiç şüphe etmem aynı hizadaki ye­ rini pek kolay kaptrmıyacakt. Tam on yedi yıl, her branşda hizmet et­ tiğim «Son Posta»nın bin bir hâtıra ile dolu olbümünü karıştırırken, ak­ lıma daima sabahın sekizleri gelir. Şişman, tıkız, röleve şapkalı, ağ­ zından hiç düşmiyen havana siga- rasiyle bir Selim Ragıp Emeç...

Yine ne acıdır, diyeceğim ki, Türkiyenin en büyük gazetelerin­ den birini çıkarmış olan bu mes- lekdaşımız için, ozamana göre ade­ di bir misli artan gazetelerimiz, ö- lümünden sonra ancak bir kaç sa­ tırla hâtırasını ihyâ ettiler.

Kuzum biz kendi kendimizi nis- yana gömen bir mesleğin mensup­ ları mı olduk?...

BİYOGRAFİSİ :

1899 da İstanbul’da Üsküdarda doğdu. Miralay (Albay) Hüseyin Ragp beyin oğludur. Sivas Askerî Rüştiyesinde, Galatasaray Sultani« sinde (Lise) okudu. Birinci Dünya Savaşında Suriye, Filistin cephele­ rinde yedek subay olarak bulundu. Terhisinden sonra bir taraftan Hu­ kuk Fakültesinde, bir taraftan da «Vakit», «Tercüman») Hakikat», «Son Sat» gazetelerinde çalışmış­ tır (Son Saat gazetesinin sahiple­ rinden ve Başyazarlarındandı) Son Posta gazetesini çıkardıktan sonra ik devre M illetvekilliği yaptı. 2 Ağustos 1970 Pazar günü vefat et­ ti, 4 Ağustos 1970 Salı günü def­ nedildi.

YAĞMUR KUŞAĞI

| Güzel şey dediğim,

j

Olker,

| Fırtınalı deniz üstünde I Yağmur kuşağıdır.

I Gönül ona konmağa çalışır.

Reşat Ekrem KOÇU j

Referanslar

Benzer Belgeler

Bugün çoğu kansere yönelik çok sayıda bağışıklık kontrol noktası tedavisi denemesi yapılıyor ve yeni kontrol noktası proteinleri hedef olarak sınanıyor. Yüz yıldan

Avustralya ve Yeni Zellanda’da 16 yoğun bakımda yapılan bir çalışmada 18 yaş üzeri, Kasım 2001-Haziran 2003 arası yoğun bakıma alınan olgular, %4 albumin (n=3497) ve salin

Bu sunumda, sol penetran toraks travması sonrası sağ hemotoraks gelişen bir olgu incelenmiş ve penetran toraks travmalarında kontralateral hemotoraks gelişebileceği , her

Bulgaristan’dan zorunlu göç ile Türkiye’ye gelen Bulgar Türkleri, ilk aşamada Türkiye Cumhuriyeti’nin göçmenler için uygulamak durumunda kaldığı 2510

Roman Bir Parislinin Devr-i Âlem Seyahati adlı romanın tefrikasıdır. 5742 7 Teşrinievvel 1905. 3 [İmzasız] Şuûn-ı Muhtelife Haber Yurt içinde gelişen çeşitli

Emlak ilanları, tiyatro saatleri, günleri, ev ve arsa ilanları, reklamlar, konserler ve çeşitli nazırlıklardan yapılan duyurular bölümü. 4

Bu yıl yapı- lan European Society of Cardiology kongresinde stabil koroner arter hastalığının takibi tazelenmiş kılavuzu sunuldu (1).. Sechtem tarafından eve götürülecek

• Akut OM (AOM): Ani başlar, orta kulak inflamasyonunun belirti ve bulguları mevcuttur. • Efüzyonlu OM (EOM): Akut kulak bulguları olmaksızın orta kulakta