• Sonuç bulunamadı

Bir barış savaşçısı; Aksoy...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir barış savaşçısı; Aksoy..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

31 AĞUSTOS 1995 PERŞEMBı

ANKARA NOTLARI

MUSTAFA EKMEKÇİ

Bin Barış Savaşçısı;

Aksoy...

Sayrıevinden yeni çıkmıştım, 1989’da. Muammer Ak­

soy aradı, şöyle dedi:

- Bak Mustafa, ikimiz de sarı kart gördük. Aman dikkat

edelim, kırmızı kart görmemeye bakalım!

Yarın 1 Eylül, Dünya Barış Günü, Muammer Aksoy’un öldürülüşünün de yıldönümü. Barış için savaşmış Muam­ mer Aksoy’a yakışıyor; 1 eylül cuma gününden 3 eylül pazara dek, doğum yeri ibradı’da üç gün şenlikler, tören­ ler var. ibradı, kadılarıyla ünlü, Akseki’ye bağlıydı bir za­ manlar, şimdi ibradı ilçe. Toroslar’ın tepesinde, üzüm bağlarından başka bir şeyi yok. O nedenle, "Geleneksel

İbradı Üzüm Şenliği” ile birleşti, Muammer Aksoy’u an­

ma törenleri. Ibradı’da, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin bir kolu da açılıyor. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin ku­ rucu Genel Başkanı olan Prof. Muammer Aksoy’un doğum yerinde, bunun şimdiye değin gerçekleştir­ ilmemesi bir eksiklikti. Girişimcileri kutluyoruml

Prof. Muammer Aksoy, Ibradı’da 1917 yılında doğdu. Meclis albümünde ondan “hukukçu, siyaset adamı" diye söz edilir. SBF'de medeni hukuk doçenti İken, fakültede gelişen olaylar nedeniyle, görevinden ayrıldı. Çok kişi anımsar, fakülte dekanı Prof. Türhan Feyzioğlu’nun ün­ lü bir çıkışı vardı, “Nabza göre şerbet vermeyin!" demişti. Feyzioğlu, bunu Aydın Yalçın’ın uğradığı bir haksızlık nedeniyle mi söylemişti? Feyzioğlu’yla birlikte, Aydın Yalçın, bir de Şerif Mardin görevlerinden ayrıldılar. Turhan Feyzioğlu, CHP’ye girdiğinde, 1957’de Sivas’tan CHP milletvekili olup Meclis'e de girdi. Muammer Aksoy onlarla ilgili olmasa da, üniversitede özgürlük kalmadığı gerekçesiyle, fakülteyi bıraktı. 1958’de o da CHP’ye gir­ di.

1960 öncesinde, DP’den ayrılıp Hürriyet Partisi’ni ku­ ranların, CHP ile güçbirliği yapmaları, birleşmeleri için elinden geleni yaptı. Bu birleşmenin mimarı oldu.

27 Mayıs Devriml’nden önce, yaptığı bir çıkış sonucu Sıkıyönetim Komutanlığı’nca gözaltına alındı. 27 Mayıs Devrimi olunca, 27 Mayısçılar, onu hapisten çıkardılar. Cezaevinden çıkınca, arkadaşı Prof. Bahri Savcı’ya:

- Artık ben, medeni hukuk hocası olmak istemiyorum.

Anayasayı seçeceğim! dedi.

27 Mayıs Devrimi olur olmaz İstanbul’da oluşturulan

Sıddık Sami Onar başkanlığındaki Anayasayı Hazırla­

ma Kurulu’na Ankara’dan Prof. Ilhan Arsel, Prof. Bahri Savcı ile birlikte katıldı.

Yeraltı zenginliklerinden petrol sorunu ile onun gibi il­ gilenen sanki yoktu. 1961 Kurucu Meclisi’ne Antalya’dan girdi. Meclis’te, Anayasa Yarkurulu sözcülerinden oldu. Kurucu M eclls’ten sonra, üniversiteye döndü. Artık anayasacıydı, 1963 yılında profesör oldu. Toprak refor­ muyla çok yakından ilgiliydi. Haldun Derin başkanlığın­ daki toprak reformu çalışmalarına Abdi Özkök’le birlik­ te sürekli katıldı.

1970’lerden önce, CHP Parti Meclisi’ndeydi. 1969’un Mart ayında, İsmet Paşa’nın “kuyudan adam çıkarma" girişimi patlak verdi. İsmet Paşa, Celal Bayar’la birlikte eski Demokrat Partililere siyasal haklarını sağlayarak Sü­

leyman Demirel’i köşeye sıkıştırmak istiyordu. Paşa’nın

konuyu Parti Meclisi’ne danışmadan basına açıklaması, üç kişinin tepkisine yol açtı. Nermin Abadan, Prof. Muammer Aksoy, bir de Doç. Mukbil Özyörük Parti Meclisi’nden istifa ettiler. Genel Sekreter Bülent Ecevit, Nermin Abadan’a:

- Siz devrim yobazısınızlöeö'ı. Ilhami Soysal, Nermin Abadan’la konuşup bunu yazdı.

12 Mart, birçok aydını, bilim adamını içeri tıktığı sıra­ da, Muammer Aksoy da nasibini aldı, o da gözaltına alınıp tutuklandı. Çoklan gibi, o da aklanıp çıktı.

1977 yılında, CHP’jğen İstanbul’dan milletvekili seçilip Meclis’e girdi. Muammer Aksoy, AntalyalI olmasına karşın, 1973’te Antalya’dan önseçimlere sokulmak is­ tenmemişti. Çünkü, orada, bir ikinci AntalyalI vardı,

Deniz Baykal! Bunu pek kimse bilmez. Muammer Ak­

soy’a, bir çeşit gözdağı verildi, “Antalya'dan aday olur­

sa veto edileceği" bile söylendi kulislerde. Antalya za­

ten çıkarsa çıkarsa CHP’den en çok iki tane çıkarıyordu. Kazanabilmek için liste başı olmak gerekiyordu. Deniz Baykal varken, Muammer Aksoy’a ekmek olur muydu hiç? Muammer Aksoy bir daha aday olmadı. 1977’de İs­ tanbul'da ise “kurtlarsofrası" kurulmuştu, Muammer Ak­ soy tek başına orada savaşım verdi. Hiçbir gruptan, hizipten değildi. Seçmenin sevgisiyle kazanıp döndü Ankara’ya. M eclis’te Anayasa Komisyonu başkanlığı yaptı.1980 cuntası işbaşına gelince, üniversiteye dön­ medi; savunmanlık yaptı. Yazılar yazdı, savaşımını sürdürdü. Türk Hukuk Kurumu Başkanıydı.

Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurdu. Başkanlığa,

Nadir N adi’nin gelmesini istiyordu. Nadir Bey, “Beni

bağışlasınlar, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu olsun!" diye

önerdi. Velidedeoğlu, derneğin onursal başkanı oldu. Muammer Bey, devrimci öğretmenin sorunlarıyla yakın­ dan ilgilendi, onların davalarını alıp savundu. 1980'den sonra Ankara Barosu başkanlığına seçildi.Yarın Ibradı’da olmak vardı; kim bilir ne güzel konuşmalar dinleyecek­ tim. Oraya gideceği sırada, ADD Genel Başkanı Suphi

Gürsoytrak’la konuştum. O, Gürbüz Tüfekçi, İbradı

şubesinin açılışı için büyük çaba gösterdiler. Al­ manya’dan Çeşme’ye gelen ADD Almanya Başkanı Dur­

sun Atılgan ileti yolladı. H A Y '

Referanslar

Benzer Belgeler

Mersin’den Mısır’a gitmek üzere yola çıkmış, fakat karaya oturduğundan dolayı pusulasının bile ayarsız olduğu anlaşılan Sümer şilebi rezaleti haberi

Nullipar kadınlar arasında, geç fetal ölüm riski zayıf kadınlarla kıyaslandığında normal VKİ olan kadınlarda 2 kat fazla, kilolu kadınlarda 3 kat fazla,

Teofilin uygulanan başka bir deneysel iskemik priapizm modelinde kavernozal düz kas hücre- lerinde ADA düzeyi azalmış olarak saptamış ve yine kavernozal düz

Köylüler tarafından bulunarak an­ tikacılara satılan ve onların da Burdur Müzesine sat­ tıkları heykellerin bulunduğu bina meydana

Ülkemizde yıllara göre HBsAg pozitifliğinin ister asker is- ter sivil kan donörleri arasında günümüze geldikçe azaldığı ve azalmanın istatistiksel olarak

Ondan sonra «Benliyan» «Vefalı Emin Bey» isminde bir zatın maddî yardımıyla yine «Kirkor Çuhacıyan»m en meşhûr eseri olan «Leblebici Horhor Ağa»yı

Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Sanat Vakfı tarafın­ dan düzenlenen ve 27 Ekim tarihine kadar devam edecek hafta boyunca, Kısakürek’in yaşamından kesitler

Resmî ziyaretin son günü ak­ şamı, büyükelçiliğimizde Japon tarafma bir resepsiyon verilmek­ tedir. Başlayalı yanm saat ol­ muştur, Bayan Anderiman