s
TÜRKİYE TURINGSelânik’te Atatürk’ün doğduğu
evi ziyaret
— j— î j - — ■ ■ . . ' : J
5* TÜRK MİLLETİNİN BÜYÜK MÜCEDDIDI.VE BALKAN İT T İH A D IN IN 1
müzahiri
GAZI M U S T A FA KEMAL
b u r a da
dünyaya
gei
L
m ist ir
.
ENTAYBA
ErEN N H B H
0
MÛY2TA4>A KEMAA
0 A N A M
0
P<P
2
T H E
TH E T O Y P K IA E .Y n E P M A X O I THE B A A K A N IK H I EN9EE2E.
C ’E S T ICI QUE VIT L E JOUR G A Z I MOliSTAPHA K E M A L LE G RAN D
! RENOVATEUR DE LA NATION TURQUE ET CHAMPION DE L'UNION BALCAMIQUE:
IŞ8U LEVHA TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN ONUNCU YILDÖNÜMÜ MÜNASEBETILE
KONULMUŞTUR.
S E L A N İK . 2 9 B IR IN C IT E Ş R IN 1 9 3 3
H flAAE AYTH ETOflOBETHBH Efil TH AEKATH ETIETEI2 THE T8PKIKHI
A H M O K P A T IA I.
6 E E E AAONIKH, 2 9 0 K T 9BP10Y 1 9 3 3
CETTE P LA Q U E A ETE P L A C E E À L ’OCCASION DU 1 0 *^ 'ANNIVERSAIRE(
DE LA REPUBLIQUE TURQUE.SAL0NIQUE LE 29 OCTOBRE 1 9 3 3
Selanik’de Gazi Mustafa Kemal’in doğduğu eve konan Kitabe
Plaque Commémorative posée sur la maison natale d’A tatürk à Salonïque.
Yunanistanın kurtuluşunda, Sofyada idim. Bir fırsat bularak 1944 senesinin eylııl ayında, Filib’eden İskeçeye, oradan da Kavala ve Drama- ya kadar uzandımdı.
Ev, bahçe ve etrafı, Tiirk ruhuna ve Türk zevkine göre tertip edilmiş.
Sarı kayısı ve kırmızı ateşi gülleri, insanın sade gözünü değil, ruhunu bile okşuyor.
Bu sefer Selânikten geçerken ayni yolları ta kip edeceğimi görerek âdeta sevindim.
Hele bu binada cana yakın bir konsolos da olunca, insan büsbütün seviniyor ve gayriihti-
yari:
Selanik çok cana yakın bir şehir. Her tarafta medeniyet izlerimiz okunuyor. Hanları, hamam ları ve kervansarayları, üzerindeki kitabeleri bile hâlâ muhafaza etmişler. Şimdi bir İngiliz garnizo nu olarak kullanılan eski hükümet konağının üze rindeki ay yıldız, yüzyılların tahripkâr izlerinden
kurtularak tarihe mal olmuş duruyor. dı. Herkes yaptığı iyiliklerden ve dürüst harekeSelânikte kendisinden bahsetmeyen kalma tinden sitayişle bahsetti.
Selânik konsolosumuz İdris Çora hakikaten çok değerli bir adam.
“— Demek aranırsa, diyor, bizi bihakkın temsil edecek adamlar da buhmabiliyormuş...”
Atatürkün evi bu soıı harpten evvel. Beledi ye tarafından satın alınarak 'bize devredilmiş. Se- lâniğin iç mahallelerinden birinde...
Uzak bir diyarda bir Türk mümessilinden bu şekilde bahsediliş, insanın göğsünü kabartı yor.
Evvelce burası, oldukça mühim bir cadde imiş. Mitatpaşa caddesi derlermiş. Şimdi basit bir sokak halinde uzanıyor. Konsolosluk binamız da bu evin etrafında açılan arsaya yapılmış. Olduk ça güzel ve zevkli bir bina...
Selâniğe gelmişken, Atatiirkiin evini de zi yaret ettim. Atatürkün evi iki katlı ahşap bir Harpten evvel tamiri için teşebbüse
geçil-VE OTOMOBİL KURUMU d
Sclanik’dc Fatih devrine ait Camiin Kitabesi
Inscription frontale de la Mosquée de Sultan Mehmed II. (XV S.) d Salonique.
mis ve eski plânı muhafaza edilerek yeniden in şâ edilir gibi bir tamir görmüş. 1939 harbi bu raya da yetiştiğinden, bina bitirilememiş. Bugün hâlâ ayni vaziyette duruyor.
Çok yakında inşaata yeniden başlanılacak. Ve kısa bir zamanda, binanın müze haline konul masına çalışılacak...
*
Selânik bir Yunan şehrini hatırlatmıyor. Daha ziyade bir İzmir havası var. örfü, âdeti, her şeyi, aşağı yukarı şarkkâri... Atin ad a hayat gece saat 10 dan sonra başladığı halde, burada hayat, 10 da tamamen ölüyor.
9 dan sonra oturacak bir yer bile bulamı yorsunuz. Selânik bu harbin ıstırabım ancak tren istasyonunda duymuş.
Selânik istasyonu harp felâketini gösteren en mühim bir vesika...
Yüzlerce lokomotif ve binlerce vagon bom bardıman uçaklarının amansız akınlarından kur- tulamıyarak, tamamen yanmış ve parçalanmış...
Selânikteıı hareket ettikten sonra tabiatin güzelliği ve tabiatin cömertliği ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Bulgar tahribatı yalnız şehirlere ve kasabalara inhisar etmiş...
Dramaya kadar olan bütün Yunan demiryol ları tamamen atıldığı halde, Dramadan aşağı bü
tün köprüler sağlam duruyor. Buna sebep, Bul garların buraları kendilerine mal ettikleri ve kendilerine lüzumlu olacak tesisleri iyi muhafaza etmeğe çalıştıklarıdır. Dramadan aşağıya büyük âbideler bile dikmişler. Dedeağaca inen en bü yük yolun üzerinde Akdenize kolunu atmış gibi bir taş uzanıyor. Ve bu taş “Büyük Bulgaristan” ibaresini taşıyor.
Yunanlılar çok spirituel insanlar. Bulgar- lara kızıp bu taşı oradan söküp atmamışlar.
“Büyük Bulgaristan” yazılı ayni ibareyi bırakmış ve altına yunanca “Bu bir rüya idi” cümlesini ilâve etmişler.
Onu okuyan Yunanlı kızmıyor, sadece gü lüyor..
Serez ovası, altın yuvası. Gümülcüne, lske- çe altın tarlası, ve bütün bu diyarlar, çalışan insanların kolu ile ve kafasile birer cennet...
Açık havada buralara doyum olmuyor. Strumca ve Meriçte yıkanıyor, güneşte serpili yorlar... Dedeağaç-Pityoıı arası başka bir âlem...
Dut ağaçlarile dağları ve taşları bezenmiş ler...
Koza yetiştiriyor ve köylüleri bile, ipekli elbise giyiyorlar...
Selânikte
Ata
ün evi harap hâlde
C. H. P. kongresinde açıklanan bu
durum derin bir teessür uyandırdı
(Yazcu § inci tayfada)
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi