• Sonuç bulunamadı

Yazar aydın cesareti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yazar aydın cesareti"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MİLLİYET

30

NİSAN

1993

CUMA

DÜNYADA BUĞUN

A li SİRMEN

YAZAR AYDIN CESA RETİ

D

ÜN gece, TYS’nin girişimiyle, AKM’de Oktay Ak-

bal’ın yetmişinci yaşını kutladık.

Önce Cumhuriyet, sonra Milliyette hemen he­ men 20 yıl birlikte çalıştığımız Oktay Akbal ile ilk tanışık­ lığım, hemen hemen kırk yıl öncesine kadar uzanır. Ne var ki, tek taraflı bir tanışıklıktır bu.

Genç yaşında, öykü alanında isim yapmış ve bu tü­ rün parlak örneklerini vermiş olan Oktay Akbal, "Garip­ ler Sokağı’ nı yazdığı zaman Galatasaray’ın yedinci sınıfında olmalıydım. Daha önce başka öykülerinden bildiğim Akbal’ın, bu ilk uzun öyküsünü okuduktan sonra, okuma-yazmaya düşkün bir başka arkadaşı­ ma dönüp çokbilmiş bir edayla şunları söylemiştim:

- Bunda iş var. Hikâyecilikle başladı, ama bu Garip­ ler Sokağı onun romana geçişinin adımı, göreceksin ya­ kında iyi bir roman çıkaracak.

İşte şimdi her anımsadığımda, beni biraz utandıran biraz da güldüren, kısa pantalondan uzun pantalona he­ nüz geçmiş bir yeni yetmenin, boyunu aşan bilgiçlik gös­ terisi Oktay Akbal ile belleğimden hiç silinmeyen, ilk tek yanlı tanışma anım olarak kalmıştır.

Daha sonra Oktay Akbal ile yakın dostluk ilişkim ol­ du.

Anılar, yaşamın insana verdiği en pahalı armağanlar­ dır. Daha dün gibi bana yakın gelen bir geçmişte, bu tür toplantılarda, dinleyiciler arasında oturur, anlatılan anıla­ rı hayranlıkla dinlerdim. Göz açıp kapayacak kadar kısa bir süre içinde ise bir sürü anım oldu.

Evet şimdi eskiden ağzım açık dinlediğime benzer a- nılarım var benim de, ama o hayranlık yıllarının gençliği yok artık.

Oktay Akbal ile ilgili bir anım, bana aydın ve yazar yü­ rekliliğinin ne olduğunu yaşayarak, somut biçimde öğret­ ti: 12 Eylül dönemiydi. Darbenin ilk günlerinde Oktay Akbal’a takılırdım:

- Bizler sıramızı 12 Marfta savdık. Bunlar çetele tu- tuyorlarmış; geçen defa sıyıranları, bu kez tıkacaklarmış. Şimdi sıra sizde.

O da güler geçerdi.

Ama, hissederdim, Oktay Akbal sürekli olarak, hap­ se girme tedirginliği içinde yaşıyordu o günlerde.

Daha doğrusu açıkça söylemek gerek, Oktay Akbal hapse girmekten korkuyordu. Doğrusunu isterseniz, korkmamak da pek saçmaydı. Bu korkuyu çok doğal bu­ luyordum. Nitekim benim de, daha sonra, 1983 kasımın­ da bir mahkeme kararını ayakta dinlerken, hüküm karşı­ sında dizlerim titremişti. Ve onda ne hüküm umurumday- dı ne de başka bir şey. Yalnızca, dizlerimin bağı çözülüp de çökmeyeyim diye düşünüyordum. Sonradan ne o an­ ki korkumdan utandım, ne de onu anlatmaktan çekindim. Her neyse, Oktay Akbal hapse atılmaktan korku­ yordu. Ama bu korku, onun diktatöre ve girişimleri­ ne karşı zehir zemberek eleştiriler yazmasını engel­ lemiyordu. Yani hem korkuyordu hem de yazıyordu. Bu yazıların bir kısmını da Genel Yayın Müdürü Haşan Cemal "Ağabey, hem hapse gireceksin hem de gazete­ yi kapattıracaksın” diyerek, koymak istemezdi. Bunun ü- zerine Oktay Akbal öfkelenir, yazısının yayınlanması için diretirdi.

Sonunda, o an geldi çattı. Oktay Akbal, "kırk katır mı, kırk satır mı?” yöntemiyle halka zorla kabukabul ettirilen 1982 Anayasası’nı eleştiren çok sert bir yazı yazdı ve İstanbul l.n o ’lu Sıkıyönetim Mahkemesi’ne düştü. Ama, ilk celsede beraat etti. Genel yayın müdürü, bu olay üzerine kendisini uyardı:

- Bak abi, dedi, bu sana bir uyarı. Bir daha bu Ana- yasa’yı eleştirirsen, seni içeri atarlar bilmiş ol.

O, bu uyarıya kulak asmadı. 6 Ekim 1982 günü "Yurt­ taş Olarak Görevimiz” diye bir yazı daha yazdı. Ve bu kez, Yarbay Taner Candemir tarafından (Şu anda gene­ ral olarak Yüksek Askeri İdare Mahkemesi'nde görev ya­ pıyor) temyizi kabil olmayan, üç aylık bir hapis cezasına çarptırıldı.

Ve "Ey Gece Kapılannı Üstüme Kapat” öyküsün­ de, küçük yerlere kapatılmak korkusunu (klostrofobi) çok güzel biçimde dile getiren Oktay Akbal, üç ay hapis ce­ zasına çarptırıldı. Yasanın hükmünden yararlanarak, her akşam Sağmalcılar’a gidiyordu. Her gece hapishane, kapılarını onun üstüne kapatıyordu. Sabahları ise çıkıyor­ du. 12 Eylül yönetimine en çok kızdığım olaylardan biri de buydu. Şu Oktay Akbal’ı üç ay yerine, altı ay full-time hapis cezasına çarptırsalardı da, ağız tadıyla bir yatsay- dı, kimbilir yazınımız ne güzel bir kitap kazanırdı... Kenan Paşa yönetimi, namuslu bir yazara sağlayabileceği bu tek olanağı bu usta yazarımızdan ne yazık ki, esirgedi.

Ama, o üç aylık hapis cezası bile, bana Oktay Ak- bal’ın kişiliğinde somut olarak yazar yürekliliğinin ne ol­ duğunu somut olarak gösterdi. Yazar hem başına gele­ ceklerden korkuyor, hem de ne olursa olsun yine de doğru bildiğini yazıyordu.

Yetmişinci yaşında, bu seçkin yazarımızın kişili­ ğinde bu 'aydın yazar” yürekliliğini saygıyla selam­ lıyorum...

Referanslar

Benzer Belgeler

Hem Osmanlı Hükümeti’nin hem de İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin eğitim konusunda gerçekleştirmeyi düşündüğü yeniliklerden birisi de cemaat okullarında görev

Ancak arazi fiyatlar ı son dönemde artmış.İstanbul ’a yapılacak yeni havalimanının yakınlarında yaşayan köylüler tedirgin.. Maden ocaklar ında işçi olarak

 - İnsanlar arasındaki toplumsal ilişkilerin yapısını, grup olarak insan davranışlarını inceleyen bilim dalıdır.  - Toplumun içinde yaşayan

Elde edilen sonuçlardan incelenen agrega ocaklarına ilişkin agregaların granülometrik dağılımının uygun olmadığı, diğer özelliklerinin ise beton üretimi

By using the new Wired-AND Current-Mode Logic (WCML) circuit technique in CMOS technology, low- noise digital circuits can be designed, and they can be mixed with the high

Physical Layer: WATA does not specify the wireless physical layer (air interface) to be used to transport the data.. Hence, it is possible to use any type of wireless physical layer

Şekil 3.1 Taguchi kalite kontrol sistemi. Tibial komponent için tasarım parametreleri. Ansys mühendislik gerilmeleri analizi montaj tasarımı [62]... Polietilen insert

Tablo Tde de gi\rlildiigii gibi IiI' oram arttlk<;a borulardaki su kaybulda azalma olmaktadlL $ekil 2'de IiI' oranlanna bagh olarak beton borularda meydana gelen su