• Sonuç bulunamadı

Kandilli Rasathanesi'nin 50'nci yıldönümü:Türk tarihinde rasathanelerimiz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kandilli Rasathanesi'nin 50'nci yıldönümü:Türk tarihinde rasathanelerimiz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

CUM H UR İYET__________________

III0llllll(IIIIIIIIIIIII!lll!llIlllilllllllllllllllllllll!!lllllllll|||imillllllllll!llllllllllllllllllllllllllllllll|lllI

İ

Kandilli

Rasathanesinin

50

m\

Yıldönümü

|

Illl!lllllll!liui(lirijiiliurilflll!llllirifllllllim illllllllllllllllllllllllim ill|im illllllllll1llll111llllllllll!llll

Türk tarihinde

rasathanelerimiz

Yazan: Doç

*

Dr. Muammer Dizer

Zannederim ki bu dünyada cehlin ilme karşı duyduğu kin ve nefretten daha zor­

lu kin ve nefret yoktur. Mevcut ilim lerin en eskisi, hiç şüphesiz, astronomidir. Zira beşe­ riyetin ilk gününden itibaren, in­ sanların dikkati yıldızlı gecelerin güzel manzarası ile sırrına takıl­ mış kalmıştır. İşte gökyüzünün bu meraklı seyri astronomi ismi veri­ len ilmin doğuşuna sebep olmuş­ tur.

Tiirklerin de astronomi ilmine yaptığı hizmetler inkâr edilemiye- cek kadar çok ve mühim olmuş­ tur. Fakat Türklerde astronomi­ nin en fazla inkişaf ettiği devre, Semerkant’ta, Uluğ Bey (1449) za­ manına tesadüf eder. Uluğ Beyin hazırladığı ziçler (Astronomik cet v e lle r) zamanın bir çok astronom­ ları tarafından kullanılmıştır. Bu senelerde, Uluğ Beyden sonra ra­ sathanenin müdürü olan Kadızade Rumî'nin talebelerinden Fethul- lah’ıh Kastamonu medresesinde | astronomi dersleri okuttuğunu bi­

liyoruz.

İlm e ve san’ata çok büyük kıy- ! met veren Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’a Azerbaycan kiralının sefiri olarak gelen, Türk astrono­ mu A li Kuşçu’yu Ayasofya med­ resesine hoca tayin etmiştir. A li Kuşçu Uluğ Beyin babasının kuş­ çularından birinin oğlu olup, Ka- dızadeden sonra Uluğ Beyin rasat­ hanesine cnüdür olmuştur. A li Kuşçu’nun Istanbula gelişi ile, Os­ manlI İmparatorluğu içinde, astro­ nomi sahasında ilk büyük adım a- tılmış ise de maalesef A li Kuşçu’­ nun ölümüyle (1474) bu iş olduğu yerde kalmıştır. İşte bu tarihten sonra da hakiki astronomların ye­ rini muvakkitler almıştır. Bunla­ rın esas vazifesi namaz vakitlerini tayinden ileri gidemiyordu. Bun­ ların başı olan Şeyhülislâm kapı­ sına bağlı olan Müneccimbaşlan İse dini günleri tesbit edip, hal­ ka mahsus takvimler yapıyorlar­ dı. Müneccimbaştann mühim vazifeleri arasında ahkâm hazır­ lamak yani gelecek senelerin o- laylarını önceden haber vermek geliyordu.

A li Kuşçu’nun ölümünden son­ ra, Astronomi sahasında ilk ciddî teşebbüs 1577 senelerine rastlar. Bu devre bizim ilim tarihimiz ba­

kımından çok büyük değer taşı­ maktadır. Zira bu tarihte Hoca Sadettin Efendinin yardımı ile Ta- kiyettin tarafından, Osmanlı İm­ paratorluğu içirjde, ilk defa bir rasathane kurulmuştur. Aslen ' Türk olan Takiyettin Kahire medresesinde tahsil ettikten son­ ra, Murad I I I nün padişahlığı za­ manında İstanbul’ a gelmiştir. Ta­ kiyettin zamanında kullanılan U- îuğ Bey ziçlerinin rasatlarla inti­ bak etmemesi üzerine, Hoca Sa­ dettin Efendinin delâletiyle padi­ şaha bir arize takdim etmiştir. Bu nun üzerine Hükümetten, bugün­ kü paramızla, 400.000 lira ile Top­ hane sırtlarında zamanın en bü­ yük rasathanelerinden birini kur­ du. Fakat maalesef bu rasathane­ nin ömrü çok kısa olmuştur. Ho­ ca Sadettin efendinin Şeyhülislâm Ahmet Şemsettin efendi arasında­ ki rekabet dolayıeiyle. Şeyhülislâ­ mın rasat yapmanın şeamet geti­ receğine dair verdiği fetva üzeri­ ne, zamanın Kaptan-ı Deryası K ı­ lıç A li Paşa tarafından 21 Kasım 1579 da rasathane yerle bir edildi. Maamafih Takiyettin yaptığı ra­ satları değerlendirerek astronomi sahasında büyük bir kıymet oldu­ ğunu bütün dünyaya kabul ettir­ miştir. Takiyettîn’in el yazması e- serlerinden biri Kandilli Rasatha­ nesinin kıym etli el yazması ko­ leksiyonları içinde muhafaza edil­ mektedir.

Takiyettin'in kurduğu rasatha­ nenin yıkıldığı senelerde Avrupa- nm astronomi sahasında ne durum da olduğuna bir an bakalım. Bu sıralarda İsveçli bir aileye men­ sup Tycho Brache de Takiyettin gibi benzer rasatlar yapıyordu.

Malûm olduğu üzere Tycho Bra- ehe’nin rasatlarından istifade «- den J. Kepler gezegenlere ait üç esas kanunu keşfetmiştir. Rasat­ hane yıkılmamış olsa idi, çok muh temelen Takiyettin gezegenlere ait esas kanunları J. K epler’den evvel keşfedecekti.

1579 dan itibaren zaman zaman astronomi mevzuuna el atılmış ise de bu maksptla rasathane kurma­ ğa din adamları korkusundan kim se teşebbüs dahi edememiştir. Mus tafa I I I nün saltanatı sıralarında astronominin modernleşmesi bakı­ mından yeni bir hamleye rastlan- maktadır. Zamanın padişahının astrolojine karşı çok büyük ilgisi vardı. Bu sebeple her işini mü­ neccimlere danışarak yapardı. Mü­ neccimlerin aydınlatılması mak- sadiyle Fransadan zamanın mo­ dern astronomi kitaplarından biri getirtildi. Ayni zamanda padişah sefiri vasıtasiyle Prusya kiralın­ dan üç müneccim istedi. Padişahın bundan maksadı teşebbüsleri için uğurlu günler aramak ve sadık kumandanlar seçmekti. Sefir pa­ dişahın maksadını Frederik II ye anlatınca, kıral da politikada mu­ vaffakiyet kazanmak için münec­ cim yerine şu üç sırrı vereceğini bildirdi;

1— Geçmiş tecrübelerden istifa­ de etmek.

2— Hazerde ve seferde daima hazır ve kuvvetli orduya sahip ol­ mak.

3— Hâzineyi daima dolu muha­ faza etmek.

Avrupa mânasında astronominin memleketimize girişi,- Mülıendis- hane-i Bahrî (1773) ve Mühendis- hane-i Berrî (1795) okullarının a- çılması ile başlar. Filhakika hâlâ imparatorluk içinde, astroloji bü­ yük mevki işgal etmesine rağmen, ileri düşünceli insanlar tarafın­ dan modern astronomi yavaş ta olsa okullarımıza sokulmağa baş­ lamıştır. Bilhassa askerî okulları­ mız astronomiye büyük ilg i ve kıymet vermişlerdir. Bu maksatla Ingiltere’den, objektifinin çapı bir metre, uzunluğu beş metre olan makine ile çalışan bir dürbün sa­ tın alınmıştır. Bu âlet bugün mem leketimizde mevcut dürbünlerden

çok daha büyüktü. Maalesef bu âlet Kırım harbi sıralarında Har­ biye binası yangınında tahrip ol­ muştur.

1863 senesinde Türkiyede telgraf şebekesini islâh maksadiyle Fran­ sadan Coumbary isminde bir tel­ graf mütehassısı celbedildi. Bu ta­ rihlerde Fransada telgraf teşkilâ­ tından faydalanılarak fırtınalar bir mahalle gelmeden haber veri­ liyordu. Bu sebeple Coumbary ay­ nı işin, Türkiyede de telgraf is­ tasyonlarına yerleştirilecek mete­ oroloji âletleri ile yapılabileceği­ ne dair Hükümete bir rapor ver­ di. Bu teşebbüs neticesi telgrafha­ nelere meteoroloji âletleri yerleş­ tirilmiş ise de, hiçbir zaman fay­ dalı olmamıştır.

1868 senesinde Coumbary Dersa- adet Rasathane-i Amire’nin başına getirildi. Bu rasathane bir astro­ nomi rasathanesi olmaktan ziyade bir meteoroloji istasyonu idi, ve Coumbary hiç bir zaman astrono­ mi mevzuu ile ilgilenmemiştir.

Beyoğluııda Haclıet kitabevinin biraz altında bulunan bir apart­ man dairesi işgal eden Rasatha­ ne-i Amire, Salih Zeki Beyin müs­ teşarlığı esnasında Taşkışlada E- mil Lecoin sjsmogrami istasyonu­ nun yanına nakledildi. 31 Mart 1909 ihtilâlinde bu istasyon tama­ men tahrip edilmiştir, ihtilâlden sonra kurulan hükümette Maarif Nazırı olan Emrullah. Efendi bir rasathane kurmak üzere 21.6.1910 tarihli yazı ile Fatin Gökmen’i Ra­ sathane-i Amire müdürlüğüne ta­ yin etmiştir. Bu tayini müteakip Fatin Gökmen yapmış olduğu tet­ kikler neticesi, Vaniköy Icadiye tepesini rasathane yeri olarak uygun gördü. O zaman Icadiye te­ pesi Boğazlar Kumandanlığına mensup bir topçu birliği ile İstan­

bul Şehremanetine mensup Köşk- çüler tarafından işgal ediliyordu. Arazinin rasathaneye devrinden sonra Fransız ilim adamlarından Prof. Dr. Angot ile temasa geçile­ rek, birinci sınıf bir M eteoroloji istasyonu için lüzumlu âletler si­ pariş edildi. (Rasathanede kuru­ lan komisyonun yaptığı tetkikler neticesi muntazam meteoroloji ra­ satlarına 1 Temmuz 1911 den iti­ baren başlanmış olduğu anlaşıl­ mıştır.)

1911 - 1925 seneleri arasında bir birini takip eden harbler dolayı- siyle, Rasathanede büyük işler ya­ pılamadı. Cumhuriyet Hükümeti­ nin rasathaneye gösterdiği alâka ve Fatin Gökmen’in insan üstü gayretiyle binaların inşasına ve â- letlerin siparişine hız verildi. 1918 de sipariş edilen dürbün 1925 de memleketimize gelebildi ve 1933 de de bugünkü binasında yerine ko­ nulabildi.

Rasathane-i Amire ismi ile ku­ rulan rasathanenin Kandilli Ra­ sathanesi ismini, çok muhtemelen' Cumhuriyet Hükümeti kurulduğu sıralarda almıştır. Maamafih Kan­ dilli Rasathanesi evrakları ara­ sında yapılacak tetkik bu tarihi kat’î olarak ortaya koyacaktır.

23.6 1961 tarihli Hür Vatan gaze­ tesinde Ord. Prof. Dr. S. Ünver’in «İstanbul Tarihinde Rasathanele­ rim iz» yazısında Kandilli Rasat­ hanesinin ismini değiştirmek lü­ zumunu .hissetmiş, bunun mânası­ nı anlıyamadık. Bütün'dünya mem leketleriııde Kandilli Rasathanesi olarak bilinen ve itibar gören rasathanenin ismini Fatin G Ö K­ MEN Rasathanesi olarak değiştir­ meğe kimsenin hakkı yoktur. Bun dan bilhassa Fatin Gökmen'in ru­ hu muazzep olacaktır.

, Maalesef memleketimizde kuru­ lan rasathanede rasat binalarının ve âletlerinin yerlerine konmasly- le batı mânasında astronomi araş­ tırmaları yapılamamıştır. Bunun için daha çok beklemek İcabetti.

1933 te Üniversite inkılâbını mü­ teakip AvrupalI meşhur astronom­ ların ve keza Avrupada astronomi tahsili yapan çok kıymetli eleman­ ların gelişi ile batı mânasında as­ tronomi çalışmalarında bir hare­ ket meydana geldi ve 1935 te üni­ versite rasathanesi kuruldu.Ecntbî ilim adamları arasında F. Freund- lih, Rosenberg, Royds Gleissberg ve Türk ilim adamları arasında da, ilk Türk kadın astronomu, Nüz het Gökdoğan ve T. Okyay Ka- bakçıoğlu’nun gayretlerini zikrede­ biliriz. İstanbul Üniversitesi Kan­ dilli Rasathanesinden çok daha ev­ vel batı mânasında astronomi a- raştırmalan yapmalarına rağmen Kandilli rasathanesi bu çeşit araş­ tırmaları ancak 1948 senesinden sonra yapmağa başlamıştır. 1948 senesinden evvel Kandilli rasat­ hanesinde ancak meteoroloji ve sismoloji sahasında rasat netice­ leri neşrediliyordu. İstanbul Üni­ versitesinden yetişen talebeler, 1948 senesinden sonra gerek astro­ nomi ve gerekse jeofiziğe ait ori­ jinal batı mânasında neşriyata baş lamışlardır. Filhakika bugün eli­ mizdeki imkânlarla batı ilim a- damları ile yarış edemiyoruz. Fa­ kat hiç olmazsa yapılanları b ili­ yor ve yaptıklarımızı batı ilim â- lecnhıe kabul ettiriyoruz.

1 Temmuz 1961 Cumartesi günü kutlıyacağımız Kandilli Rasat - hanesinin ellinci kurulu? yıldönü­ mü ilmi tarihimiz bakımından çok büyük bir ehemmiyet taşımakta­ dır. Zira asırlar sonra, 50 v ıl ön­ ce, batı mânasında memleketimiz­ de astronomi ve jeofizik rasatha­ nesi kurulmuştur. Memleketimize Kandilli Rasathanesi gibi bir ilim müessesesini kazandıran, bu mak­ satla her türlü müşkülâta karşı koyan, kurucumuz Fatin Gökmen’i bir daha hürmetle yadetmek iste­ rim. Rasathanenin ellinci kuruluş yıldönümünün İlmî hayatımızda, ileriye doğru, yeni bir dönüm noktası olmasını dilerim.

ıu ıııııııi!iıı«ın iH iııııım ıııım tım ıııın ,*”’* " '* ,'* " n " ' Taha Toros Arşivi

* 0 0 1 6 4 1 2 2 2 0 1 0 *

Referanslar

Benzer Belgeler

Yaklaşık 15 yıl boyunca NGC 188 adı verilen yıldız kümesindeki yıldızların hareketlerini inceleyen ABD’deki Wisconsin Üniversitesi’nden araştırmacılar, yıldız

Nisan’da gerçekleşen 100 Saat Astronomi ve Ekim’de gerçekleşen Galileo Geceleri etkinlikleriyle dünya çapında bir milyondan fazla insan ilk kez teleskopla

Ayrı- ca Güneş doğuda daha erken doğduğu için, tutulma sırasında Güneş’in ufuktan ne kadar yükselmiş olacağı ülkenin ne kadar doğusun- da olduğunuza bağlı..

Majör ve minör tükrük bezlerinin duktal karsi- nomları non-skuamöz karsinomlar içinde nadir görü- len bir grubu oluşturmaktadırlar (1).. İlk defa Klein- sasser ve

[r]

Sabiha ve Zekeriya Sertel büyük bir suç iş­ lemişler gibi Paris’lerde, Moskova’larda, Bakü’ler- de uzun yılları geçirmişler. Sabiha hanım bir daha

Hayatta bir tek kızı olan Ali Mu­ hittin Hacı Bekir’in, şimdi şekerle­ me fabrikası ve dükkanlarını yöne­ ten damadı Doğan Şahin de, en az onun kadar “ünlü”

Bağdat kasrı, Türk zevkinin inceliğinin eşsiz bir mümessili olduğun­ dan, mimarî sanatimizin incisi olarak kabul edilir... M illetlerin kültür ve me­ deniyet seviyesi,