• Sonuç bulunamadı

Kitaplar ve mecmualar arasında

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kitaplar ve mecmualar arasında"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

II. Teşrin

1930

Kitaplar ve Mecmualar

ARASINDA

Y

aldız — Başka bir vesile ile başka bir yerde de söylediğimiz v e ç h ile , Aka Gündüz bir ömrün hazır­ laması ve yazması değil okuma sı için yetmeyecek kadar velût bir muharrirdir. Yazılarının mühim bir kısmını romanlar teşkil edi­ yor. Bunların içinde ( lirik j ve hatta ( epik ) parçalar, fazileti ve vatan sevgisini bazan ulvî sıfatile tavsif edebileceğimiz bir kutretle yaşatan sahifeler, okuyanı bütün varlığı ile coşturan ve sürükleyen, sel gibi mukavemetsiz sahifeler var. Lâkin birdenbire lüzumundan fazla ve sebepsiz lâubali oluşlar, vak’ayı bazan pek fazla uzatmalar, hayalin çok zenginliğinden doğan ifrat ve mubaleğalar ve nihayet çok yazmanın zaruri ve hazin neticesini teşkil eden ihmaller, haddi zatında büyük ve nadir bir kıymet teşkil eden Aka Gündüze amansız birer düşman vaziyetindedirler. Kendisi­ nin en değerli eserleri addetiğimiz (Bu toprağın kızları) ve (îki süngü arasında) gibi kitaplarda bile görü­ len bu düşmanlar, (Yaldız) kita­ bında da Akayı bırakmamışlar, ve imdatlarına, hemen her sahit'ede rasgelinen mürettip yanlışlarının verdiği eziyeti de bir yardımcı olarak almışlar. Böyle olmakla be­ raber , içinde serbest ve temiz

Yazan N. S.

bir vatan havası esen ve milli mü­ cadeleye ait şerefleri ve destanı zahmetleri hikâye eden bu e s e r , roman tekniği itibarile kabili mu­ aheze bulunan bütün noktalarına rağmen alâka ile ve heyecanla okunan güzel bir eserdir .

Fransız edebiyat antolojisi — Roman ve hikâyelerinden hiç olmaz­ sa bir ikisini en az okuyanların da okumuş oldukları Reşat Nuri Bey, Fransız lisanını ve fraıısız edebiya­ tını memleketimizde en eyi bilenler­ den biridir. Maarif vekâleti, kendisine,

en eski zamanlardan itibaren fran- sızcanııı en güzel eserlerini tercü­ me ve bir takını izahat ile beraber kitap halinde neşretmeğe memur otmiş ve bu antolojinin iki cildi intişar etmiştir. Esasen kitabın mek­ tep talebesi için vücude getirilmiş olması, intihaplarda muharriri ser- bes bırakmamış ve muharririn ria­ yetine mecbur bulunduğu kayıtlar da antolojinin kıymetine bir az zarar vermiş olmakla beraber, eser çok vakıfaue ve ciddi bir sâyın ve esaslı bir vukufun mahsulüdür ve milli kütiipanenin mühim bir ihtiyacına mukabele etmekte­ dir.Mütebaki iki veya iiç ciltte intişar ettikten sonra, türkler için hiç bir garp lisanı bilmeden transız edebiyatı hakkında, derin tabiî de­ ğil, lâkin sıhhatli ve oldukça etraf­

(2)

S a y ı: 36-230 \ ; Kitaplar ve mecmualar Sahife : 73 lı bir fikir hasıl etmek mümkün

olacaktır. Temenni edelim ki öte­ ki cihanşümul edebiyatlar için de böyle antolojiler viicude getirilsin. Meselâ Haşan Cemil Beyin pek mükemmel bir (Alman edebiyatı antolojisi) viicude getireceğinden hiç şüphe yoktur.

Petrol — Petrol mühendisi Ke­ mal Lokman Bey, petrol sanayii ve

Türkiye petrol madenleri hakkında ilk baharda Türk Ocakları Merke­ zinde vermiş olduğu konferansı kü­ çük bir cilt halinde neşretti. Bizzat ve büyük bir alâka ile dinlemiş ol­ duğumuz bu konferans, petrol ma­ denlerimiz işletildiği taktirde ikti­ sadi hayatımızda hasıl olacak inki- lâpları bir çok rakkamlarla anlat­ mıştı. Kemal Lokman Bey petrolü iktisadiyat sahasında her derdimiz için yegâne lokman olmak telâkki ediyor. Bu sahada kendisile müca­ deleye kalkışmak pek fazla bir ce­ saret olur, bu sebeple, bizim kendi petrollarımızın işletilmesi takdirin­ de edilecek çok büyük istifadeleri teşrih eden sahifeler hakkında fikir beyan etmiyor, muharriri dikkatle dinliyoruz. Kitabın petrol sanayii ve bilhassa beynelmilel petrol mü­ cadelesi hakkında verdiği malûmat, çitten alâkabahştır.

Ekonomi ve finans—Türk para­ sının geçirdiği büyük tehlike esna­ sında çok ehemmiyetli ve muvaf­ fakiyetli bir rol oynayan Âli iktisat meclisi umumi kâtibi Nurullah Esat Beyin başında bulunduğu kuvvetli bir yazı hey’eti tarafından çıkarılan ub aylık eser, memleketimizde

İktisadî yegâne mecmuadır. Deva­ mını ve muvaffakiyetini temenni etmek ve buna hadim olmak, her münevver Türkün borcudur. İçinde iktisadiyatın her sahasına âit kıy­ metli yazılar var.

Türkiye Hilaliahmer mecmuası — Alâka ile takip ettiğimiz bu mec­ muada, Fazlı Beyin yazmış oldukları ( Muvaffakiyetin sırrı ) serlevhalı makale, bir kısım gençliğin vaz’i- yetini ve gençliğin istikbaldeki rolünün ehemmiyetini, çok nadir görülen bir vukufla, kuvvetle, hem de asabiyetle anlatıyor. Her hakikati tereddütsüz söyleyen bu yazı, bütün mekteplere bir tamim suretinde gönderilmeğe hakikaten lâyıktır. Ve bu münasebetle de, mecmuanın hariçte tevzi olunmamasından mü­ tevellit teessürümüz tazelenmiş bulunuyor.

M illi mecmua, Garbe doğru — Zavallı ( Hayat) dünyaya gelmeden memlekette bir müddet adeta y e ­ gâne ciddî mecmua vaziyetinde bulunmuş olan Millî mecmua, ay­ larca intişar etmedikten sonra yeni bir nüsha çıkardı. İçinde okun­ mağa lâyık bir kaç yazı var. Sa­ dettin Nüzhet beyin ( Türk edebi­ yatı tesiri altında kalan Ermeni şairleri ) unvanlı makalesi. Köprülü zade Fuat Beyin büyük bir vukufla yazdıkları eski bir makaleyi oku­ muş olanlara büyük bir şey öğret- miyorsada, muharririn bu mevzu hakkında yazacağını haber verdiği yeni yazılarını bekliyoruz. Mahmut Rağıp Beyin musikî tedrisatımıza ait olan yazısı ve mimar Vedat Beyin

(3)

Sahile: 74

Türk Vurdu

x.

Sayı: ou-urju mesleğine ait bazı suallere cevap­

ları da enteresan.

İlk nüshası 1 Ağustosta çıkan ve on beşte bir çıkacağını kabında bildiren ( Garbe doğru ) nun ikinci nüshası yeni çıktı . Birinci nüshası ınündericat itibarile çok daha eyi id i. Temenni edelim ki , bu ge­ rileme daha güzel bir yol için bir hazırlık olsun.

Muhit - Şaşmayan bir intizamla çıkan Muhitin son nüshasında, Ab­ dulhak Şinasi Beyin Türk Ocakla rının Reisi hakkında kusursuz bir lisanla yazılmış hatıraları var . Cevdet Kudret beyin fikir ve his kırıntıları unvanlı yazısı, bâzı güzel duyuşları ve buluşları ihtiva ediyor. Celâl Sahir Beyin ( Türk askeri ) isimli şiiri, nazım itibarile misline nadir tesadüf ettiğimiz bir selâset ve tamamen türkçe kelimelerile ya­ zılmıştır. Üstadın bu vadide gör­ düğümüz ilk eseri. Şrlilerinde daima aşkı terennüm eden Yaşar

Nabi-nin (Roman ve hikâye tarzları) ma­ kalesi, bu mevzu hakkında mutlaka her kesin bilmesi icap eden malû­ matı v e riy o r. Kenan Hulûsi’niıı başladığı İstanbuldan parçalar se­ risi toplanınca ve muharrir bunları bir kere daha bâzı tenkihat için gözden geçirirse, çok lezzetle oku­ yacağımız bir cilt vücuda gelmiş olacak. 1 Ahmet Cevat Beyin imla­ mıza dair yazdıkları satırları dik­ katle okunmağa ve üstünde düşünül­ meğe layıktır. Muhit, büyük Mae- terlinck’in en meşhur eserlerinden olan (Monna Vanna)yı teîrikayaya başlanmış. Çok eyi bir intihap, te­ miz bir tercüme. Mütercimleri Yaşar Nabi ile Bedrettin. Fakat Yaşarın Muhitteki kaçıncı yazısı olduğunu hesap edemeyecek ve şayet günün birinde bütün mecmu­ anın onun kalemde doldurulmuş olduğunu görsek hayret etine»

yeceğiz.

N. S ■

Mesul Müdürü : M. Uluğ

Kişisel Arşivlerde İstanbul Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yıldız kümeleri, bulutsular ve gökadalar gibi derin gökyüzü cisimleri için hazırlanmış birçok katalog olmasına karşın, özellikle amatör gökbi- limciler tarafından en

Hayatının her devresinde he­ yecanlı ve ateşin yazılariyle ta­ nınan merhum edebiyatta vatan ve memleket hislerini biiyük bir kudretle müdafaa etmiş, medenî

Halbuki bence evli bir insanla, bekâr bir insan arasındaki fark şundan ‘ibaretdir: Evli bir iıısaıı hayatda köpek gibi yaşar fakat bir cen - tilmen olarak

Şemseddin Günaltay, Meşrutiyet döneminde İslamcı-İttihatcı; mütarekeden sonra İttihat ve Terakki'yi yargılıyan komisyonda; Cumhuriyet'in ilk yıllarında Cumhuriyetci,

(müttefikleriniz) gibi bir kullanım yerine fsm-i mevsullü anlatımı tercih etmesi, söz konusu uyarısını tehlikeyi daha ayrıntılı tarif etme imkanı veren ism-i

(Yeniçeri Ocağı Komutanlığı) avlusundaki ilk ahşap yan­ gın kulesi 1756’da yanmış; yerine yine ahşaptan bir kule yapılmıştı.. 1826’da Yeniçeri Ocağı

Bey’in oğlu Yekta ile evlendikten sonra bu köşke yerleşerek köşkün eski ahır bölü­ münü tadil etmiş ve Türkiye’nin ilk disko­ teğini eşi ile birlikte

Bence şu anda yaşad ları Türkiye’den, onun somut sorunlarında yetiştirdiği insanlardan hareket etmlyorlt Yerli ve yabancı, başka hikayecilerin ye. dıkları