T T- T ÍL f lQ S
R E F İ İ T H A L İ D K A R A Y
dıysa sebebi hakikat saha sında ona rasgelmeyişidir. Raslayınca mukavemet im kânım bulamıyor, gayet par lak bir izdivaç teklifini tepe rek sevdiği adamın arzu ve kaprislerine boyun eğiyor. Kar fırtınalarının hüküm sürdüğü dağ başındaki bir yan kulübede yenişerek, çe kişerek sevişiyorlar.
• Hor muamele gördükçe genç kadında cinsî uyanık lık artmaktadır. Erkek de, o uyanıklık kadım ağlatacak hale getirdikten sonra şah lanıyor. Kadımnki belki de . geçici bir şehvet sarhoşluğu
19 Ya}inda:
Z r Z Z i
hakkında yazmıştır. Diyor ki : Zahir matbuat Âlemine gübre ile girdiğim için olacak, kimsenin yerine göz dikmeden, hiçbir mu harririn çekilmesini istemeden, kendimi pek çabuk tanıtıverdim.dur, ayılınca ne olacak ? Acaba ayılacak mı ? Ne za man ? Okuyacak olanlar bu nu öğreneceklerdir.
Eğer romanda bir dâva varsa o da şudur : İnsan, tahteşşuurundaki bir tipe âşık olur, bu gayri mevcu da şiddetle sadık kalır ve bir gün onunla karşüaşırsa maddî ve manevî hiçbir en gel tanımadan, bütün engel leri yıkarak koşar, kendisini teslim eder. Bir görüşte âşık olmanın, yani «yıldırım aş kı» mn sim budur.
İkinci n o k ta: Kadınlar dan çoğu haşin karakterli
erkeği tercih eder. Roman daki adam bu karakterdedir. Gazetelerimizden birinde ye ni okudum : Istanbulda ka dınlardan teşekkül etmiş bir
«Dullar Kulübü» varmış. Aralarında anket açmışlar; haşin erkek en fazla rey al mış, ekseriyet haşin karak terli erkeği seçmiş. En az rey toplıyan ise «ağır başlı» er kek. Nitekim benim roma nımda da öyle biri var, par tiyi kaybediyor.
KARLI DAĞDAKİ ATEŞ şimdiye kadar bizde ele alın mamış bir yerde geçmesi, dağ, kar, tipi manzaraları
na, kayakçılığa yer vermesi itibariyle de bir hususiyet arzetmektedir. Eserde dış âlem ön plânda tutulduğu için dıştan içe nüfuz daha ziyade okuyucuya bırakü- mıştır.
Tiplerin de, hikâyenin de gerçek bir vakaya dayanma dığına işaret etmeliyiz. Ro manlarımda, daima yapıldı ğı gibi, hakikat iddiası orta ya atılm asın! İçinde ben, siz, onlar, herkes vardır; va rız ama bir bakıma hiçbiri miz de yokuz. Muharrir ta rafından tertiplenmiş vaka yı karakterlerimizle yaşatı yoruz.
A İI CC İY I C D A C B A C A . Sürgünde bulunduğu sırada iki defa öldüğü rivayeti çıkan ve bu suretle
A IL t j lT L C bA J D A J A ! ölümünden sonra hakkında yazılıp söylenenleri öğrenmek bahtiyarlığına da ermiş olan Refik Haiid tam mânasiyle canlı bir muharrirdir. Her gün muhtelif gazete ve mecmualara yazılar yetiştirir. Çok tutulan romanlarından biri bitmeden bir yenisine başlar. Kınlayın, Gazeteciler Cemiyeti ve Kooperatifinin, Şehir Tiyatrosu edebi heyetinin en faal Âzalarındandır. Tatlı sohbetleriyle dost meclislerinin en aranılan siması olmasına rağmen bütün yorgunluklarını evinin sıcak muhitinde din lendirmesini bilen gerçek bir aile babasıdır. Evlenirken, karışma, «Ben bir kalem amelesiyim. İsmimden başka bir servetim yok.» demiş olan üstat, yukarıda eşi ve küçük oğluyla birlikte görülüyor.
11