• Sonuç bulunamadı

Hemşirelerin Polıtık Gücü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hemşirelerin Polıtık Gücü"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HEMŞİRELERİN POLİTİK GÜCÜ

Süreyya KARAÖZ

*

* Doç.Dr., Kocaeli Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, KOCAELİ

ÖZET

Politika, hemşireleri ve onların uygulamalarını etkileyen en önemli faktörlerden birisidir. Bu nedenle, hemşirelerin kendi uygulamalarını yönlendirmek ve topluma daha nitelikli hizmet sunmak için politik güçlerini arttırmaları gerekir. Bu makalede, politikanın, gücün doğası ve anlamı ve hemşirelik mesleğinin gelişimi açısından önemi tartışılmıştır.

Anahtar Sözcükler: Hemşirelik, hemşireler, politika,

güç

SUMMARY

The Nurses’ Polıtıcal Power

The most important factor that affects nurses and their practice is politics. So, nurses must enhance political power to give quality care to public and regulate their practice. This article emphasizes, the nature and the meaning of the power and politics and the impact on nursing profession

Key Words: Nursing, nurses, politics, policy, power

GİRİŞ

Hemşireliğin mesleki gelişimini hızlandırması ve topluma daha nitelikli hizmet sunabilmesi, meslek üyelerinin gücün ve siyasetin doğasını, anlamını ve önemini kavramaları ile olasıdır. Bu nedenle hemşirelerin, “gücü elinde tutanlar kimler? Güç nasıl kazanılır? Nasıl daha güçlü bir hemşire olabilirim?” gibi soruları kendilerine sormaları gerekir.

Güç nedir?

Sosyologlar ve siyaset bilimciler uzun süreden beri gücü tanımlama girişiminde bulunmuşlardır. En geniş anlamda güç; diğerlerinin davranışlarını etkileme ve değiştirme (onlar bu değişimi istemeseler bile) kudretidir. Güç; dirence rağmen sonuçlara ulaşma yeterliliğidir; başka bir tanıma göre ise güç; kişi ya da organizasyonların, kaynakları kullanarak arzu edilen amaçlara ulaşma yeteneğidir (Schiwirian 1998).

İnsanlar ya da gruplar, başkalarını etkileme ve amaçlara ulaşmayı sağlayan gücü, farklı kaynaklardan alabilirler. Güç kaynaklarından bazıları şunlardır (Chitty 2001, Schiwirian 1998):

ödüllendirmenin gücü: ödül kullanımına işaret

eder (fark etme, para, seyahat fırsatları vb.).

cezanın gücü: cezalandırabilme ya da ödüllerin

geri alınmasını ifade eder. Bir kişiye karşı gerçek ya da algılanan korkuyu içerir.

meşru güç: herhangi bir kişisel özellik ya da

eylemden ziyade, yönetsel pozisyondan (dekan, müdür, herhangi bir şirketin müdürü vb.) kaynaklanan gücü ifade eder.

atfedilen güç: kişinin başkaları tarafından

tanımlanan temel çekiciliğine dayanan güçtür. Kişisel karizmadan doğar.

bilgiye temellenen güç : bilginin kazanılması

ve paylaşılması yeteneğinden kaynaklanan güçtür.

uzmanlık gücü: sahip olunan bilgi ya da özel

yetenekten kaynaklanan güçtür.

şöhretin gücü: kişinin etkileyici biri olarak

bilinmesi.

ilişkilerin gücü: güçlü kişi ya da

organizasyonlarla ilişkiden kaynaklanan güçtür.

birliğin gücü: sayıca fazla olmanın yarattığı

güçtür. Bir grup neredeyse her zaman, tek bireyden daha fazla etkileme gücüne sahiptir.

gizli güç : ölçülemeyen, kullanılamayan güç. Hemşireliğin güç kaynakları nelerdir?

Sağlık çalışanları içinde en büyük grubu oluşturan ve hasta ile uzun süreli ilişkiye sahip olan hemşireler, gizli güce sahiptirler. Hemşireliğin temel ilgi alanı insanlardır. Mesleki pozisyonları gereği, hastaların/hizmet verdikleri bireylerin gereksinimlerini bilen hemşireler, bu bilgilerini hastanede ve toplumda

(2)

bireylerin gereksinimlerinin karşılanması için politikalar üretmede kullanabilirler. Eğer hemşireler hasta savunuculuğu için harekete geçerlerse, sağlık sisteminde anlamlı değişiklikler yaratabilirler.

Hemşirelik liderlerinden Benner (1984) (Schiwirian 1998’den aktarım), hemşirelerin güçlerini, hemşirelik uygulamasının bilim ve sanat yönünden aldığını belirtmektedir. Benner, bazı hemşireler tarafından, bakım verme rolüne temel olan niteliklerin, erkek egemen hastane hiyerarşisinde güçsüzlüğün kaynağı olarak algılandığını ve bu algılamanın, kadına özgü güç bakışını küçülttüğünü, gücün veya hemşireliğin, kadına ya da erkeğe özgü terimlerle ifade edilmesini doğru bulmadığını belirtmektedir. Benner’a göre, kadın bakış açısını küçük görmenin temelinde, kadınların ve hemşirelerin sahip olduğu değerlerin hizmet edici, boyun eğici olarak yanlış algılanması yatmaktadır. Benner hemşirelik bakımında altı güç tipini tanımlamıştır;

dönüştürücü güç: bakım verilen bireyin, benlik

imajını değiştirmesine yardım etme yeteneği,

bütünleştirici güç: bakım verilen

birey/bireylerin normal yaşama dönmelerine yardım etme yeteneği,

savunuculuk gücü: engelleri kaldırma

yeteneği,

iyileştirici güç: iyileşmeyi hızlandırıcı

hasta-hemşire ilişkisini yaratma yeteneği,

katılımcı güç: hasta ile bakım ilişkisinden

doğan güç,

problem çözücü güç: bakım boyunca

problemlere çözüm bulmak için, ipuçlarına duyarlı olma ve araştırma yeteneği,

Hemşirelik gerçek bir meslek statüsüne doğru ilerlemek için, toplumun hemşirelerin ortaya koyduğu hizmetleri fark etmesi ve bu hizmetlere değer vermesi için çalışmalıdır. Bu durum gerçekleştiğinde, hemşireler sahip oldukları uzmanlık alanına giren hizmetleri kontrol etme yetkisine sahip olabilirler. Toplum tarafından fark edilme ve hizmetleri kontrol edebilme, güç kazanmada önemli bir yoldur (Schwirian 1989).

Hemşireler kendilerini güçlü buluyorlar mı?

Hemşireler yıllardır yeterli güce sahip olmadıklarını düşünmüşlerdir. Hemşireler, sağlık çalışanları içinde en büyük grubu oluşturmakla ve bakım verdiği bireylerle en uzun süre ilişkide bulunan grup olmakla birlikte kendilerini güçsüz hissetmektedirler. Buna yol açan nedenler, hemşireliğin kendisi ve hemşirelik dışı faktörlerle ilgili olabilir. Bunlar (Schiwirian 1989);

Dış faktörler;

hemşirenin geleneksel yardımcı rolü, sağlık bakım kurumlarının hiyerarşik yapısı, hekimlerin otorite olarak algılanması,

yasal işlem tehdidi ve işini kaybetme korkusu.

İç faktörler;

rol belirsizliği, rol karmaşası, profesyonel güven eksikliği, çekingenlik, utangaçlık,

kendini küçük görme (benlik saygısının düşük olması).

Tüm bu yukarıda belirlenen özellikler, hemşirelerin sessiz kalmayı tercih etmelerine ve güçsüzlüğü kabullenmelerine yol açmaktadır. Ancak, güç kazanmada anahtar faktör, insanların güce sahip olduklarını algılamalarıdır. Çünkü, gücün algılanması, gücün kazanılmasıdır (Dufy ve Dufy 1998). Bu nedenle hemşireler, güç kazanma mücadelesinde başarılı olmak için öncelikle güçleri olduğuna inanmalı, mağdur rolünün güvenliğinden vazgeçmeli, risk almalı ve seslerinin bastırılmasını reddetmelidirler.

Gücümüzü arttırmak için ne yapmalıyız?

Hemşirelerin güçlerini arttırmalarında, birbirleri ile yakından ilişkili olan bazı faktörler rol oynamaktadır. Bunlar; birlikte hareket etme (birleşme), ilişkileri güçlendirme, politik etkinliğin arttırılması ve eğitim olarak sıralanabilir (Chitty 2001, Schiwirian 1989).

(3)

Birleşme

Hemşirelerin her alanda güç kazanmasının en iyi yolu, belirli amaçlara ulaşmak için birlikte hareket edebilmeleridir. Ancak genellikle hemşireler, sağlık sistemi içinde birbirleri ile rekabet eden ayrı sınıflar olarak hareket ederler. Hemşirelikte kollektif sınıf bilinci yeterince gelişmemiştir ve hemşirelik camiasındaki belirli grupların gücü de, birçok farklı yönelim nedeni ile etkili olamamaktadır. Hemşirelik en büyük güç kaynağını profesyonel bir dernekten almalıdır. Hemşirelerin çoğu bu konuda hemfikir olmakla birlikte ülkemizde Türk Hemşireler Derneğine üye olan hemşire sayısının yeterli olmadığı bilinmektedir. Türk Hemşireler Derneği başta olmak üzere tüm hemşirelerin bu durumu sorgulaması ve bunun değişmesi için işbirliği yapması büyük öneme sahiptir. Profesyonel bir derneğin değişiklik yaratma gücü, ortak amaçlar çerçevesinde tüm hemşireleri bir araya getirebilmesinde ve sözleri eyleme dönüştürebilmesinde yatar. Bu noktada bunu gerçekleştirebilecek liderlere duyulan gereksinim ön plana çıkmaktadır

Hemşirelerin birbirleri ile olan ilişkilerini güçlendirmesi

Hemşirelerin güçlerini arttırmalarını sağlayacak diğer bir yol, hemşireler arasında yapıcı ilişkilerin geliştirilmesidir. Hemşirelerin birbirlerini destekleyen, işbirliğine dayalı bir ilişkiyi gerçekleştirmeleri, yıkıcı, rekabet edici ilişkilerden kaçınmaları güçlerini arttırmada önemlidir. Ancak, hemşireler arasında işbirliğine dayalı bir ilişkinin yeterince gerçekleşemediği bilinmektedir. Gerek uygulamada yer alan hemşirelerin kendi aralarında, gerekse eğitim, yönetim ve uygulamada görev alan hemşireler arasında yeterli iletişim ve işbirliği kurulamamaktadır. Bunun sonucunda, hemşirelikte yapılan araştırmaların çoğu uygulamaya yansımamakta, öğrencilerimiz uygulama alanlarından yeterince yararlanamamakta, etkileşim/paylaşım yetersiz olmakta, ortak bir anlayış yeterince gelişememekte ve mesleğin gelişimi engellenmektedir. Öğrencilerimiz uygulamaları sırasında sıklıkla, hemşireler tarafından yeterince kabullenilmediklerini ve desteklenmediklerini dile getirmektedirler. Contemporary Nurse Dergisinin öğrenci köşesinde Amerika’lı bir hemşirelik öğrencisi yapıcı olmayan bu ilişkiyi “hemşireler, hemşireleri yiyor” sözü ile dile getirmiştir (Davey 2002). Oysa, hemşirelerin birbirlerine ve öğrenci hemşirelere destek, bilgi, rehberlik sağlamaları birlikte gelişmeyi beraberinde getirecektir.

Hemşirelerin politik etkinliklerini arttırmaları

Hemşirelerin güçlerini arttırmalarının en önemli yolu, siyasi (politik) etkinliklerini arttırmalarıdır. Politika büyük oranda, toplumun birçok kesiminin iyilik halini ilgilendiren sosyal konularla ilgilenir. Sosyal konuların en önemlilerinden biri, sağlık bakımıdır. Sağlık bakımını ilgilendiren politik tartışmalarda hemşireliğin sesi duyulmalıdır. Çünkü, sağlık bakımı ile ilgili oluşturulan politikalar sağlık bakım çalışanlarının, hastaları için nasıl bakım vereceklerini ve aynı zamanda, sağlık bakım hizmetini alacak olanların bu hizmeti nasıl arayacaklarını da büyük ölçüde etkiler (Chitty 2001, Nash 2003). Hemşireliğin politik eyleminin hedefi, ülkenin sağlık sisteminin toplumun yararına olmasını sağlamaktır. Bu nedenle hemşirelerin, politika ile ilgili temel kavramları, stratejileri, yaklaşımları anlamaları ve politika analizi için temel becerilere sahip olması gerekir. Böylece, sağlık politikalarının gelişimine anlamlı katkıda bulunabilirler (Nash 2003).

Politika nedir?

Politika kelimesi İngiliz dilindeki “politics” ve

“policy” kelimelerinin tercüme edilmesinden

kaynaklanan iki anlamı içerir. “Policy” anlamındaki politika, bir eylem programı ya da bir kişinin, grubun ya da hükümetin eylemi için kullanılmaktadır, tütün politikası, sağlık politikası gibi. Diğer bir deyişle, belirlenen sonuçlara ulaşmak için davranışlara hükmeden ilkeler, kurallar, değerlerdir (Çam 1975). Bu anlamda, hükümetteki, iş yerindeki, okullardaki, organizasyonlardaki ve toplumdaki davranışları yöneten yasalar, düzenlemeler, kurallar ya da tüzükler olabilir (Chitty 2001). Policy; yön verme, amaç ve ilkeleri belirleme ile ilgilenir (Glazer 1999).

“Politics” anlamındaki politika ise, değişim için

güç kullanımıdır ve ilkeleri, yasaları, kuralları uygulamaya koyabilir ya da engel olabilir (Glazer 1999). Politika, arzu edilen sonuçlara ulaşmayı mümkün kılan güç, kaynak ya da etki kazanma üzerinde odaklanır (Schiwirian 1989). Mason, Leavitt, Chaffee (2002) (Counts 2003’e aktarım) politikayı; kıt kaynakların tahsisini etkileme süreci olarak tanımlamaktadırlar.

Etkileme, sürecin sonuçlarını değiştirmek için var olan fırsatları gösterir; tahsis (dağıtım), kaynakların nasıl bölüneceğine ilişkin kararları gösterir; kıt olma, uygun kaynakların sınırlı miktarda olduğunu ifade eder. Kaynaklar sadece para değildir aynı zamanda, personel, zaman, veya süreç içindeki diğer girdiler olabilir.

(4)

İlkeler, yasalar, tüzükler anlamındaki politika, hemşirelik uygulaması üzerinde önemli bir etkiye sahiptir (Chavasse 1998, Chitty 2001). Hemşirenin bakım verme yeterliliği çok sayıda kamu politikasından etkilenir. Hemşirenin ehliyetli olma (yeterlilik) durumu, hemşirelik uygulamasını tanımlayan yasadan türer. Bu alan, hemşirenin yasal olarak, ne yapıp ne yapmayacağını belirler. Hemşirelik mesleğini ilgilendiren birçok konu, aynı zamanda politik doğadadır (benzer işe eşit ücret gibi). Bu nedenle hemşirelerin politik etkinliklerini arttırması büyük önem taşır.

Ülkemizde bilindiği gibi, 1954 yılında çıkarılan hemşirelik yasası hala geçerliliğini korumaktadır. Ancak, bu yasa, çağımız hemşirelik uygulamasını yönlendirmekten çok uzaktır. 1997 yılında hemşirelik uygulamalarını yönlendirmek üzere “Hemşirelik Birliği

Yasa Tasarısı” hazırlanmış olmakla birlikte henüz

yasalaşarak yürürlüğe girememiştir. Bu durum, Türk hemşireleri olarak bizleri doğrudan ilgilendiren bir konu ile ilgili duyarlılığımızı ve kollektif bilincin yetersizliğini ortaya koyması açısından çarpıcıdır. Eğer hemşireler, mesleklerini ilgilendiren düzenlemelere duyarsız kalırlarsa ve bizzat kendileri bu düzenlemelerin gelişimine aktif olarak katılmazlar ise, politika, hemşireliğin otoritesini arttırmaktan çok, kısıtlayıcı olabilir. Ancak, Avrupa Bölgesi ülkelerinde, neredeyse hiçbir ülkenin sağlık bakım sistemi içerisinde, politika belirleme ve karar alma mekanizmalarının her hangi bir düzeyinde hemşirelere tam bir rol verilmemektedir (Salvage1993). Ülkemizde olduğu gibi, sağlık bakanlıkları bünyesinde hemşirelik daireleri bulunan ülkelerde bile hemşireler seslerini yeterince duyuramamaktadırlar. Oysa hemşireler, kurumsal, bölgesel ve ülke düzeyindeki sağlık politikalarında etkili olabilirler. Kurumsal düzeyde hemşireler, karar vericilere geribildirimde bulunarak, sağlık bakım politikalarını ve prosedürlerini etkileme fırsatına sahiptirler. Ulusal düzeyde, dernekleri aracılığı ile, hemşirelik mesleği ve kaliteli hasta bakımı için, neyin gerekli olduğu konusunda, yasa koyuculara bilgi verebilirler (Nash 2003).

Hemşirelerin Politik (Siyasal) Katılımı

Demokratik bir ülkede tüm vatandaşlar, kendi tercihleri doğrultusunda oy kullanarak, politikaya katılma hakkına sahiptirler. Hemşireler sahip oldukları bilgi ve beceriyi en iyi şekilde kullanarak, çalışma ortamının ve sağlık bakım hizmetinin iyileştirilmesi için, politik süreçlerde aktif olarak yer almalıdırlar. Politik katılımın, vatandaşların, siyasal sistem karşısındaki

durumlarını, tutumlarını ve davranışlarını belirleyen bir kavram olduğu ve politik katılım farklı düzeylerde gerçekleştiği belirtilmektedir (Daver 1993, Kapani 1999). Bunlar;

İlgi; siyasal olayları izlemeyi içerir.

Önemseme; siyasal olaylara önem vermeyi

içerir.

Bilgi; olaylar/sorunlar hakkında bilgi sahibi

olmayı içerir.

Eylem; siyasal olaylara aktif olarak katılmayı

içerir.

Bu boyutlar birbirleri ile ilişkilidir. Politik katılımda, sosyoekonomik, kültürel ve çevresel faktörler rol oynamaktadır. Genellikle, gelir azlığı, eğitim yetersizliği, sosyal ilişkilerin zayıf olması, politik katılım zayıflığı ile ilişkili görülürken; yüksek gelir, eğitim süresinin uzunluğu ve sosyal çevre ile yoğun ilişkiler, siyasal sisteme duyulan ilginin artması ile birliktedir. Bunun dışında, yaş arttıkça siyasete ilginin arttığı, siyasete katılmayanların (oy vermeyenlerin) arasında kadınların daha fazla olduğu, ancak eğitim düzeyi arttıkça kadınların siyasete ilgilerinin arttığı belirtilmektedir (Çam 1975).

Hemşirelerin siyasal katılımlarını düşündüğümüzde, yeterli olmadığını söyleyebiliriz. Salvage 1985 (Ehlers , Phil 2000 den aktarım), birçok hemşirenin politika sözcüğünden rahatsız olduğunu, politikayı; hissetmedikleri veya parçası olmak istemedikleri bir dünyaya ait olarak gördüklerini belirtmektedir. Birçok ülkede çoğunlukla kadınların gerçekleştirdiği bir meslek olarak hemşirelik, politikacıları da içeren erkek dünyasından (hekimler ve diğer erkek sağlık çalışanları hariç) soyutlanmıştır. Ancak, hemşirelik aynı zamanda birçok ülkede, kadın hareketinden de soyutlanmıştır (Ehlers, Phil 2000). Türkiye’de “Cumhuriyet” ile birlikte kadın-erkek eşitliğine dayalı aydınlanmacı bir gelenek oluşturulmaya çalışılmış, kadının her meslekte yer almasının önü açılmış, seçme ve seçilme hakkı verilmesi ile kadının da politik bir unsur haline gelmesine doğru önemli bir adım atılmıştır. Ancak Türk kadını, bu kazanımları daha ileri götürmede yeterince başarılı olamamıştır.

Ülkemizde çoğunluğunu kadınların oluşturduğu hemşirelerin siyasete yeterince ilgi duymamalarına yol açan nedenler arasında, yukarıda da belirtildiği gibi, kendini güçsüz hissetme, mesleği benimsememe, eğitimsel farklılıklar ve bu farklılığın rol ve fonksiyonlara yansımayışı, mesleki çıkarlarda hemfikir olamama, toplumun kadına bakış açısı, olumsuz hemşirelik imajı, güven azlığı, atılgan olmama vb. sayılabilir.

(5)

Conger ve Johnson (2000), hemşireliğin temel ilgisini, toplumun bakımı ve hastalıkların önlenmesinden çok, tıbba paralel olarak bireysel tedavi ve bakıma yönelttiğinde, sosyal ve politik anlamda geri planda kaldığını ileri sürmektedir. Ancak, toplum içinde sağlıkla ilgili gereksinimlerin devam ediyor olması, hemşirelikte politik etkinliğe önem vermenin gereğini de ortaya koymaktadır. Sağlık, giderek artan ölçüde sosyal, ekonomik ve politik faktörlerin fonksiyonu olarak anlaşıldığı için hemşirelik, toplum yararına politika savunuculuğu ile sağlığın yükseltilmesinde önemli rol oynayabilir (Rains , Kriese 2001).

Hemşirelerin Politik Etkinlikleri

Hemşireler politik anlamda, farklı düzeylerde etkili olabilirler (Chitty 2001).

1-Hemşire vatandaş olarak;

düzenli oy kullanır,

sağlık bakımını ilgilendiren konularda sürekli olarak bilgi edinir,

hizmetler ya da çalışma koşulları yetersiz olduğunda bunu dile getirir,

toplum forumlarına katılır,

yerel ve ülke düzeyinde seçilmiş milletvekillerini bilir,

hemşirelik organizasyonlarına aktif olarak katılır.

2-Politik eylemci olarak;

Politik süreçlerde hemşire yurttaşlara göre daha aktif rol alır.

hemşirelik organizasyonlarına aktif olarak katılır, politikacılarla, doğrudan, mektup, telefon vb. ile bağlantı kurar.

gazetelere mesleki yazılar yazar,

belirli konularda toplumu bilgilendirmek için medyayı kullanır.

3- Politikacı hemşire;

Politikacı hemşire, hemşirelikte politik eylemin gücü ile başarılabilen şeylere ilgi duyar. Sadece kanunları etkilemekle kalmaz, kanun yapmak ister. Hemşire politikacı, insanlar hakkındaki bilgilerini, etkin iletişim kurma yeteneğini ve yönetim becerilerini bu amaçla kullanır.

Hemşirelerin Politik Hakları

Hemşireliğin ve sağlık sisteminin toplum yararına olacak şekilde değişmesi için politikaya katılımları istenen hemşireler, aynı zamanda aşağıda belirtilen durumları karşılamak için politik haklara sahiptir. Bunlar (Roberts ve Group 1995- Ehlers, Phil 2000’den aktarım).

kendi yeterliliklerini ve birikimini ortaya koymak (ifade etmek),

mesleğin ve katkılarının fark edilmesi, ekonomik karşılık,

stres ve sağlık sorunlarının en az düzeyde yaşandığı iş çevresini oluşturma,

profesyonel uygulamasını kontrol etme, hemşirelik bakım standartlarını oluşturma,

hemşireliği ve sağlık bakımını etkileyen politikaların belirlenmesine katılma,

hemşirelik ve sağlık bakımı adına politik eylem . Hemşirelerin yukarıda belirtilen hakları kullanabilmesi, bilgi, bilinç, birlik gerektirmektedir.

Eğitim

Hemşirelerin gücünü arttırmasının bir diğer yolu da eğitimdir. Çünkü eğitim, politik katılımı etkileyen önemli bir faktördür. Bu nedenle hemşirelik eğitiminin lisans düzeyinde olması kaçınılmazdır. Ülkemizde 1997 yılında “Sağlık Meslek Liseleri” kapatılarak hemşirelik eğitimi lisans düzeyine yükseltilmekle birlikte, daha sonra siyasi kaygılarla Sağlık Bakanlığı’ nın yeniden Sağlık meslek liselerini açma girişimleri devam etmiştir. Bu konuda da hemşirelik sesini yeterince duyuramamaktadır. Ülkemizde hemşirelerin ortak amaçlar için birlikte hareket edememelerinin bir nedeni de eğitimsel farklılıklardır. Hadley (1996), hemşirelik mesleğinde politik zayıflığın, eğitimsel ve ünvan farklılıklarından kaynaklandığını belirtmiştir.

Brown (1996), sağlık bakım sistemi içinde hemşireliğin geçerli bir geleceğe sahip olması için, lisans eğitiminde, politik sosyalizasyonun temel unsur olması gerektiğini belirtmektedir. Ancak Rains ve Kriese (2001), eğitimcilerin öğrencilerin bakım vermede yeterli olmalarına, politik olarak etkili olmalarından daha fazla önem verdiklerini ve eğiticilerin genellikle öğrencilere, “politika ile ilgilenin” dediklerini ancak, öğrencilerden, kendi profesyonel sorumlulukları ile bireysel vatandaşlık rolleri arasındaki bağlantıyı kendilerinin kurmasını istediklerini belirtmektedirler. Hemşire öğrencilerin, bir meslek üyesi, bir vatandaş ve politik anlamda etkin birer birey olarak yetişmeleri, birçok akademik ve kişisel deneyimi içerir. Bu nedenle eğiticilerin, öğrencilerin sahip olmaları gereken beceri ve tutumları anlamaları ve hangi deneyimlerin öğrencinin, ileride toplum yararına politikaya katılımı için güçlendireceğini düşünmeleri gerekir. Halstead, Rains, Boland ve May (1996), politik farkındalığı olan lisans mezunu öğrencilerde olması gereken 6 yeterlilik tanımlamışlardır.

(6)

Bunlar;

sağlık bakım politikası kararlarında mesleğin katkısını analiz edebilme,

yerel sağlık konularına, genel eğilimleri katabilme,

çeşitli politik alanların ve süreçlerin sağlık bakım sunumunu nasıl etkilediğini anlayabilme,

çeşitli politik alanlar ve süreçleri etkileme,

sağlığı yükseltici politika değişiklikleri için savunuculuk yapabilme,

sağlığı yükseltmek için politik eylemci olarak çalışmaya söz verme.

Bu bileşim, hemşire eğitimcilerin politik yeterliliği anlamalarına ve öğrencileri yönlendirmelerine yardımcı olabilir. Hemşirelerin politik etkinliği, profesyonel rol ve sorumluluklar çerçevesinde düzenlenir. Bu çerçeve; sağlık, bakım verme, alıcı/toplum savunuculuğu alanlarında eylem temeline oturur. Bu çerçeve yararlı olmakla birlikte, hemşire öğrencilere ya da yeni uygulayıcılara, profesyonellik, vatandaşlık ve politika arasındaki bağlantıyı kurmada gerekli olan yardımı sağlamada yeterli değildir. Hemşire öğrencilerin profesyonel hazırlığının önemli bir yönü, öğrencilerin hem iyi bir vatandaş hem de politik anlamda yeterli kişiler olarak yetiştirilmesidir (Rains , Kriese 2001).

Hemşirelik öğrencileri birer vatandaş olarak, aile deneyimleri, aldıkları eğitim, medya ve toplumsal yaşam ile bilgilenirler ve böylece politik tutumları şekillenir. Hemşirelik eğitimi öğrencilerde politikayı etkileyebilecek yeterliliklerin gelişmesine katkı sağlamalıdır. Yapılan bir çalışmada, hemşirelik son sınıf öğrencilerinin kişisel, politik ve profesyonel bağlantıyı yeterince kuramadıkları belirlenmiştir. Bu çalışmada, müfredat programlarının, öğrencilere, profesyonel, kişisel ve politikanın birbirini nasıl etkilediklerini görmelerine olanak sağlaması gerektiği, öğretim elemanlarının kişisel davranışları ile öğrencilere örnek olması gerektiği, belirtilmektedir (Rains ve Kriese 2001).

SONUÇ

Hemşirelerin politik etkinliklerinin mesleki varlıkları için ne kadar önemli olduğunu bilmeleri gerekir (Ehlers ve Phil 2000). Çok geniş anlamı ile politika, insanların toplum içinde yaşamlarını organize etmenin bir yoludur. Yaşam kalitemizi şekillendiren önemli kollektif kararların tümü temelde politik doğadadır (Taylor 1995 ).

Hemşirelik uygulaması politika tarafından önemli ölçüde etkilendiğine göre, kendi uygulamalarımıza yön vererek topluma nitelikli hizmet sunmak ve profesyonelleşmek için, hepimizin politik etkinliğimizi arttırmamız gerekmektedir. Bu durum hemşireliğin mesleki gelişimini hızlandırarak güçlenmemizi ve politik gücümüzün artışını da beraberinde getirecektir. Bunun sağlanması için her alanda fonksiyon gören hemşirelere (uygulamada, eğitimde, yönetimde) önemli sorumluluklar düşmektedir. Hemşireler gerçek birer profesyonel olmayı istiyorlarsa, hemşireliğin nerede olması gerektiği konusunda ortak bir inanca sahip olmalı ve bu inancı birlikte eyleme dönüştürebilmelidirler.

Eğer hemşireler olarak biz, hemşirelik için neyin önemli olduğu konusunda birlikte hareket edebilirsek, sesimiz işitilecektir, aksi takdirde, bizim işimizi başkalarının kararlarının yönetmesine izin vermiş olacağız (Nash 2003).

Politika

Hemşirelik uygulaması

Topluma güvenli ve nitelikli hizmet sunma

Profesyonelleşme

KAYNAKLAR

Benner P (1984) From Novice To Expert: Exellence And

Power İn Clinical Nursing Practice. Menlo Park, C A: Addison-Wesly.

Schiwirian, P M (1998) Pofessionalization Of Nursing-

Current İssues And Trends. third ed., Philadelphia, Lippincott, 269-285.

Brown SG (1996) Incorporating political socialization theory

into baccalaurate nursing education, Nursing Outlook, 44, 120-123.

Chavasse Mphil J (1998) Policy as an influence on public

health nursing education in the Republic of Ireland, Journal of Advanced Nursing, 28:1, 172-177.

(7)

Chitty KK (2001) Professional nursing- concpts & challenges,

Third Ed., Philadelphia, W.B. Saunders, 529-547.

Conger C, Johnson P (2000) Integrating political

involvement and nursing education, Nurse Educator, 25:2, 99-103.

Çam E (1975) Siyaset Bilimine Giriş. İstanbul Üniversitesi

Hukuk Fakültesi Yayınları, İstanbul.

Daver B ( 1993) Siyaset Bilimine Giriş, Siyasal Kitabevi,

Ankara, 203.

Davey L (2002) Students’ corner: Nurses eating nurses: The

caring profession which fails to nurture its own! Contemporary Nurse, 13:2, 192-195.

Duffy W, Duffy MC (1998) Power perceived is power

achieved, AORN Journal, 68:1, 89-92.

Ehlers VJ, Phil DL (2000) Nursing and politics: a South

African perspective. International Council of Nurses, International Nursing Review, 47, 74-82.

Glazer G (1999) The policy and politics of continued

competence. Nursing World, Online Journal of Issues in Nursing.. http://www.nursingworld.org/ojin/tpclg/leg-8t.htm

Hadley EH (1996) Nursing in the political and economic

marcetplace: challenges for the 21st century. Nursing Outlook,

44:1, 6-10.

Halstead JS, Rains J W, Boland DL, May FE (1996)

Reconceptualizing baccalaureate nursing education: Outcomes and competencies for practice in the 21st century. Journal of

Nursing Education, 35:9, 413-416.

Kapani M ( 1999) Politika Bilimine Giriş. Bilgi yayınevi,

Ankara, 130-133.

Mason DJ, Leavitt JK, Chaffee MW (2002) Policy & politics

in nursing and health care. 4th ed. St. Louis:WB Saunders

Company- (Counts CS. 2003. Politics is not a dirty word. Nephrology Nursing Journal, 30:3, 273).

Nash J (2003) Politics, policy and nursing.

http://www.pghhospitalnews.com/Archives/03Marc03/030302p olitics.htm

Rains JW, Kriese PB (2001) Developing political

competence: a comperative study across disciplines, Public Health Nursing, 18:4, 219-224.

Roberts JI, Group TM (1995) Feminism and nursing. An

historical perspective on power, status, and political activism in the nursing profession. Praeger: London, UK.

Ehlers VJ, Phil D L. (2000) Nursing and politics: a South

African perspective. International Council of Nurses, International Nursing Review, 47, 74-82).

Salvage J (1993) Nursing in Action. (Çev Ed.. Ülker S.

1995).Hemşirelikte Etkinliğe Doğru Eylem. Aydoğdu Ofset.

Salvage J (1985) The Politics of Nursing. Henimann: London,

UK. (Ehlers V J, Phil D L. 2000 Nursing and politics: a South African perspective. International Council of Nurses, International Nursing Review, 47, 74-82.)

Schiwiria, PM (1998) Pofessionalization of nursing- current

issues and trends. third ed., Philadelphia, Lippincott, 269-285.

Taylor G (1995) Politics and nursing: an elective experience.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kültürel faktörlerin yanı sıra, yaş, cinsiyet, ırk, zeka, kalıtsal nedenler, fiziksel büyüme ve gelişme, vücut onarım mekanizmaları, psikolojik yapı ve davranışlar,

Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan bu araştırmanın verileri, Şubat–Temmuz 2015 tarihleri arasında bir üniversite hasta- nesi ve iki devlet hastanesinde

Bu çalışmanın sonucunda talaşlı imalatta kullanılan üretim unsurlarını içeren bir unsur tabanlı tasarım programı geliştirilmiştir. Geliştirilen program ile

olabilmek için kişinin gerçekten malik olup olmaması önem taşımaz.  b) Başka sıfatla zilyet: Mülkiyet dışında başka bir hak iddiasıyla malı hakimiyetinde

şeyler aranırmış gibi yaparak, limonatalarını içen ve keklerini yi- yen devlet erkanını uzaktan bir süre daha

Alarko Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Baş- kanı Sayın İzzet Garih yeni İcra Kurulu Başkanı Sayın Ümit Nuri Yıldız’ın atamasını şu cümleler ile

Hemşirelikte Temel ilke ve Uygulamalar dersi, öğrencinin hemşireliğin temel felsefesini ve sağlık bakım sistemi içinde hemşirenin rolünü ve öğrenci hemşire olarak

*Orta-üst gelir grubu ülkeler ile DSÖ Avrupa Bölgesi’ne ait veriler - yılları arası en son