• Sonuç bulunamadı

Hasan-Ali Yücel'in ardından

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hasan-Ali Yücel'in ardından"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M it ıl lt fi f 1 11 i tl in u if tl ll ll f H il f İ II İÜ İI

Hasan - Âli

Yücel’in ardından

Nevzat ÜSTÜN

■ " ' ; ı ,m i l l i n

T

anin de yazacağım ilk yazının Tiyat ro yazısı yerine «Bir

öltim» bildirisi olacağını birkaç gün önce söyleselerdi, bu kötü şakaya gtilemezdlnı sanıyorum. Bütiiıı günlük dü­ şüncelerin, bütün günlük anlamların dışında H aşan.A li gibi bir büyük sanatseveri yitirmenin acısını duyuyorum.

Benîm kuşağımın insanları kültür alanında Haşan Ali

Yücel’e sayıların ötesinde

borçludur. Uzun yıllar siireu Milli Eğitim Bakanlığı göre­ vinde. getirdiği yenilikleri saymanın gereğini duymuyo. rum. Her aydının evinde bu giin bir sıra «klâsik çeviriler» varsa, bunların yazarlarından sonraki ilk aklıma gelen ad Haşan Ali Yüeel’In adıdır.

Gerçek bir Türk aydını ye­ tiştirebilene çabasını, başlan,

gıçta kavrannyanlar çoktu.

Bin dokuz yüz elliden sonra,

bunların hayranlığını gör­

mek, bana bir çeşit üstünlük duygusu vermişti.

Devlet görevinde uzun yıl­ lar çalıştıktan sonra, büyük bir alçak gönüllülükle dost insan, lekesiz insan, bizleı-i yeniden ardına takmıştı. Ha. yatında yığınla söz edildi, Doğulu bir dünyanın anlayış­ sızlıkları içinde İftiralar yağ­

muruna tutuldu. Hep o. gii- lümsiyen, sessiz, ağırbaşlı dü­ şünceleri Ue hiç birine aldır, madt. Bağışlamasını bilebilen çok az insanlardan biriydi.

Tek kuruş çaldığını, ya da bir yolsuzluğu adının karıştı­ ğını kimse söyllyemedt. Ba. kanlıktan, hele politikadan ayrıldıktan sonra tam bir ya­ zar olarak yaşama savaşına girişti. Gazetelerde, dergiler de yazılar yazdı, kitaplar çı. kardı- Bütün korkuların, a- şnğılık giinliik kaygıların dı. şmda. ölümüne kadar, inan­ dıklarını yazdı, inandıklarını savundu. Yeniden politikaya girmek gibi bir kayguya da düşmedi.

Türkiye’de çok az devlet adamı bu yüceliğin sınırını aşabilmiştir. Türkiyede çok

az adam devlet gücünün v er diğ! o, bilinmez saygıdan ay. rılınca. kendi kişiliğinin say­ gısını çevresine getirmiştir.

Öldüğü gece son kitabımı kendine adıyordum. Üzgün olmanın dışındayım- Nedir ki i iizzün olmak. Aydın bir iıısa. • nm aydınca yaşayıp ölmesi- : nln ardından yapılacak iş | değil- Şimdi çok uzaklarda | otan oğhı «Can Yücel* geli- |

y o r aklıma, bı'r babadan çok |

arkadaşını yitiren Çan’ın arı- | sini paylaşmak elimde olsay- |

dı keşke- §..

Baba oğul kimi zaman ay. |j m dergide yazarlardı. Bir S keresinde «Can sizden daha i. ğ ieri» diye akhrnca bir şaka &

yapmak istedim. Gözlerinde- S ki sevinci unutamam. «Bili. £ yorum gerçekten ilenden da- S ha İleri» dedi.

B ir şaşkınlık içindeyim- § Orhan Veli ile Sait Faik'in £ ölümünde de aynı şaşkınlığı § duymuştum.

Bu çeşit ölümlerden sonra 1 hep avnı duyguya knpıltyo. £ rıım- Ölümün gereksizliğine. 3 ölümün aşağılık davranışına = kızıyorum. B ir azalma başlı- = yor

içimde-Kasan Ali Yiicel için gaze- | tenin bir başka yerinde de ya. | zılabilirdl. Özellikle sanat ya- 5 zılarıpın çıkacağı yerde yaz. | mayı, onun adına yarasaca- ; ğıpı düşündüm.

...

( T A ^

m

;

f

(j

Y

Referanslar

Benzer Belgeler

(Lac Léman) m etrafını geceleri nura gark eden yine bu beyaz kömür dür. Honoré diyor ki « bir kaç manetle mü­ zeyyen bir mermer levhanın arkasına 10,000 ve

Araflt›rmac›lar, daha önce bir morötesi (dalgaboylar›nda parlayan) halka ve optik (görünür) ›fl›kta parlayan s›cak noktalarla ayn› yerde bir X-›fl›n›

Neyzen çok içki içerdi, ben ağzıma koymam; Neyzen sigarayı yutardı, ben tadını bilmiyorum, ama ikimizin bir müştereği var: İkimiz de dilimizi tutamıyoruz. O

Elektronun elektrik yükünün karesinin, ›fl›k h›z›yla Planck sabitinin çarp›m›na bölünmesiyle elde edilen ince yap› sabiti, son bir kurama göre ancak ›fl›k

Fakat o tarihlerde de kayık bütün bu vasıtalar İçinde halk tara­ fından kâh ucuzluğu, kâh her an j emre hazır oluşu bakımından ve yük­ s e k sınıf

lej’de ve Almanya’nuı Magdeburg şehrinde yüksek tahsilini ise An­ kara Hukuk Fakültesinde yap­ mıştır. 17 Nisan 1927 de Dışişleri Bakanlığına intisap

Onu, hastahanede gördüğüm za­ man hastalıktan korktum: Yalnız söz meydanının değil, er meydanı­ nın da sayılı bir pehlivanı olan dağ adam, erimiş, yorgan

Çiçekleri neredeyse tamamen kapalı sikonyum’lar içerisinde hap- sedilen dişi incir ağaçlarının tozlaşmasına ilek arıcığı (Blastophaga psenes) denilen ve